23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 AĞUSTOS 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP’lilerin kampa alınmamasını savunan Davutoğlu, şüpheli bir açıklama daha yaptı 5 yemek yedikleri lokantalarda para ödemeyen Suriyelilerin arkasındaki güç nedir? CHP’li milletvekillerinin bile sokulmadığı o mülteci kampında kimler var? Acaba orada kalanlar silahlı eğitim görüyorlar mı? Kiralanan evlerde silah depoları bulunuyor mu? CHP milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Hurşit Güneş’in “Apaydın Kampı”na girmeleri engelleniyor. Güneş ve Çelebi, kampın önünde beklerken içeriden çıkan bir kişi Arapça şöyle bağırıyor: “Bunları kıtır kıtır keseceksin!” Hatay’da yaşayan yurttaşlarımız kendileri için değil, Türkiye için kaygılı... ??? Daha önce çok yazdım, bir kez daha yineleyeyim... Hatay yöresi sanki köktendinci terör örgütü El Kaide’nin üssü... CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak yaptığı açıklamada, bu önemli konunun altını çizdi. Ne diyordu Toprak: “2003 yılında İstanbul’daki saldırılarda adları geçen kimilerinin, onları savunan avukatın, Türkiye üzerinden Halep’e geçip çatışmalarda Esad’ın askerleri tarafından öldürülmesi rastlantı değil. Bu kişiler Esad rejimini devirmek için Halep’e gidince iyi terörist mi oluyor? Yıllardır AKP, senin teröristin benim teröristim yoktur, terör bir insanlık suçudur demiyor muydu? AKP, Türkiye’yi El Kaide başta olmak üzere köktendinci terör örgütlerinin üssü haline getirmiştir.” Hataylılar endişeli... Bir mezhep çatışmasının Hatay’da çıkacağından kaygılanıyorlar. ??? Şöyle bir çevremize bakalım bu ülkenin insanları olarak... Komşularımız Suriye, Irak ve İran’la ilişkilerimiz kötü... Türkiye’ye emperyalizmin taşeronluğu biçilmiş... Sığınmacılar, Hatay’da bellerinde silahla dolaşıp terör estiriyor. Gaziantep’te PKK kanlı eyleme imza atıyor... Şemdinli’de terör örgütü PKK ilçe merkezine girip silahlı eylem yapıyor... Tehlikenin farkında mıyız? ‘Apaydın kampı özel’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Hatay’da Suriyeli sığınmacıların kaldığı Apaydın kampında incelemede bulunmak isteyen CHP’li milletvekillerine izin verilmemesini “normal” bulurken, “Güvenlik gerekçeleri dolayısıyla, özellikle hassasiyet içeren ve kendi güvenliklerinden kaygı duyulan kişilerin bulunduğu özel kamplarda belli uygulamaların, kuralların, disiplinin olması da doğaldır” gerekçesini ileri sürdü. Davutoğlu ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Ankara Palas’ta düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, CHP’li milletvekillerinin Apaydın kampında inceleme yapmasının valilik tarafından engellenmesine yönelik soru üzerine Türkiye’ye gelen sivillerle askerlerin misafir edilmesi konusunda mülteci hukuku bağlamında ayrı uygulamalar olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Özellikle güvenlik unsurları olarak Türkiye’ye sığınmış olanların özel bir şekilde muameleye tabi tutulmuş olmaları gayet normaldir. Milletvekillerimize, mülki amirlerimiz tarafından, sivillerin kaldığı kamplara gidilmek istenirse her türlü kolaylığın sağlanacağı da ifade edilmiştir, benim bildiğim kadarıyla. Kamplarımız bu anlamda şeffaftır. Uluslararası basın da gidip ziyaret ediyor, uluslararası devlet adamları da, dolayısıyla milletvekillerimiz de ziyaret edebilir. Güvenlik gerekçeleri dolayısıyla, özellikle hassasiyet içeren ve kendi güvenliklerinden kaygı duyulan kişilerin bulunduğu özel kamplarda belli uygulamaların, kuralların, disiplinin olması da doğaldır. Bu da Birleşmiş Milletler normlarına uygun da bir tutumdur.” Tehlike Kapımızda... Şemdinli’de yaşananlar, Umurlu’daki Jandarma Tabur Komutanlığı’nın üç kez PKK’li teröristlerce uçaksavar, havan topu, roketatar ve uzun mevzilli silahlarla taciz edilmesi, bir askerimizin şehit düşmesi, beş Mehmetçiğimizin yaralanması... Gerçekten bunlar neyin habercisi? Bu saldırı olayı, Gaziantep’in en işlek caddesinde patlayan bomba yüklü araç... Bebelerin, anaların, babaların ölmesi! Dört ay önce Sakarya’da çalınan araç, bombalı saldırıda kullanılıyor... Haberlere bakılırsa kimi savlar var... Bunların hepsi önemli. Örneğin, çalıntı araçların belirlenmesi için MOBESE bağlantılı PTS (plaka takip sistemi) kurulmasına karşın, iş yoğunluğu gerekçe gösterilerek devreye sokulmuyor. Neden ve niçin? Güvenlik uzmanları, sistem çalışır halde olsaydı, çalınan aracın Sakarya’dan ayrıldığı an, plakasının saptanacağını, Gaziantep’e gelmeden bulunacağını öne sürüyorlar. Burada bir boşvermişlik ve istihbarat eksikliği var mı yok mu? Bu soruya yanıt verilmesi gerekir... ??? Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınanların sayısı yüz bine yakın... Kim bunlar, neyin nesi belli değil... Buralarda yabancı istihbarat birimlerinin; CIA, Mossad, El Muhaberat’ın cirit attığı, Hatay ve Gaziantep yöresinde sığınmacı Suriyelilerin ev kiraladıkları gelen bilgiler arasında. Özellikle Hatay’da, evlerde kalan Suriyeli sığınmacıların, buralarda terör estirdikleri, lokantalarda yedikleri yemeklerin parası istenince esnafa silah çektikleri öne sürülüyor. Şimdi bir soru: “Sığınmacılar bu cesareti kimden alıyor?” Alışveriş yaptıkları marketlerde, Sığınmacı kamplarından sorumlu AFAD Başkanı Oktay’dan, Apaydın kampı savunması ‘Askerler istemiyor’ ? CHP’lilerin alınmadığı Apaydın sınır kampında Suriye’den gelen askerlerin barındığını ve bunların kampa basın mensubu ya da heyetlerin girmesini istemediklerini belirten Oktay, Hatay’da yurttaşları tedirgin eden kişilerin ise “parklarda yaşayan” Suriyeliler olduğunu söyledi. FIRAT KOZOK CHP lideri, partisinin çözüm önerilerini Başbakan’a iletti SURİYE MEKTUBU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’a “uyarı” niteliğinde bir mektup göndererek, Suriye ile ilgili önerilerini iletti. Mektupta, izlenen politikadan vazgeçilerek “yeni bir başlangıç” yapılması istendi. Kılıçdaroğlu; CHP’nin Suriye’nin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu kaydettiği mektubunda, Türkiye’nin barış ve uzlaşıdan yana bir politika izleyerek ülkede öncelikle şiddete son verilmesini sağlaması gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Suriye’deki sorunu “Suriye meselesi, halkın demokrasi, özgürlük ve onurlu yaşam beklentilerinin dış güçler tarafından yönlendirilmeye ve ülkenin geleceğinin Suriyelilerce değil, dışarıdan dayatılan hedefler doğrultusunda belirlenmesine çalışılmasından kaynaklanmaktadır. Çatışmalı süreç, Suriye’nin parçalanmasına ve diğer bölge ülkelerin toprak bütünlüklerini de etkileyecek şekilde gelişmesine yol açabilecektir” sözleriyle tanımladı. TBMM’nin Suriye konusunda olağanüstü toplanarak, bir deklarasyonla, uluslararası konferans düzenlenmesi çağrısında bulunması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Konferansa Suriye rejimi ve muhalefet temsilcileri de davet edilmeli. Konferans üç bölümden oluşmalı. Birinci bölümde katılımcılar görüş ve beklentilerini açıklamalı. İkinci bölüm, konferansa verilecek 15 günlük bir arada Suriye yönetimi ile muhalefetin BM Genel Sekreteri’nin gözetiminde müzakerelere başlayacakları ve tamamlayacakları bir aşama olmalı. Üçüncü ve son bölüm ise BM Genel Sekreteri tarafından hazırlanacak ve Suriyeliler arasındaki anlaşmayı yansıtan belge BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere onaylanmalı. Konferansın sonuçları bir BM Güvenlik Konseyi kararına dönüştürülerek, bağlayıcı hale getirilmeli. Varılan mutabakatın uygulanması amacıyla uluslararası barış gücü oluşturulmalı” dedi. ANKARA Sayıları 80 bine dayanan Suriyeli sığınmacılarla ilgili koordinasyon görevini yürüten Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Apaydın sınır kampında Suriye’den gelen askerlerin barındığını ve bunların kampa basın mensubu ya da heyetlerin girmesini istemediklerini belirtti. Oktay, son günlerde medyaya sıkça yansıyan, Hatay’da yurttaşları tedirgin eden “parklarda yaşayan” Suriyelilerin, AFAD kamplarından çıkmadıklarını da söyledi. AFAD Başkanı Oktay, Suriyeli sığınmacılarla ilgili gelinen aşamayı ve sığınmacılarla ilgili tartışmaları değerlendirdi. Sığınmacı geçişlerinin durdurulduğu yönündeki haberlere değinen Oktay, bu bilginin doğru olmadığını, geçişlerin yavaşlatıldığını söyledi. Oktay, “Önceden 1020 kişilik gruplar geliyordu. Bunların yerleştirilmesi de basitti. Ama sonra sayı 35 binlere çıktı. Güvenlik taraması, kimlik kontrolü gibi soruşturmalar nedeniyle yavaş hareket ediliyor. Geçişler 1520’lere düşürüldü. Ama durdurma söz konusu değil” dedi. AFAD’ın sınırın öte yakasına yaptığı yardımların da sürdüğünü belirten Oktay, “Türkiye’ye gelmeyip öte tarafta kalan Suriyelilere, bekledikleri sürece insani yardım malzemesi ulaştırıyoruz” dedi. Oktay, en son CHP’li milletvekillerinin içeri alınmamasıyla gündeme gelen Apaydın sınır kampıyla ilgili eleştirilere de değindi. CHP heyetinin kendisiyle bir görüşmesinin söz konusu olmadığını belirten Oktay, şöyle devam etti: “Apaydın çadır kenti, Suriye’den ülkemize giriş yapan askerlerin barındığı bir barınma merkezidir. Burada kalan askerlerin aileleri, halen Suriye’de yaşıyorlar. Yakınlarının ve kendilerinin tanınmasından ve can güvenliğinden kaynaklı bir endişe var. Bu yüzden askerler, basın mensuplarının ve heyetlerin girmesini istemiyorlar. Biz de güvenlik gerekçesiyle bu kampların ziyaretini sınırlı tutuyoruz. Ayrıca bu kampların Suriyelilerin yönetiminde olduğu iddiası var. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Bütün kamplar AFAD’ın yönetim ve koordinasyonunda yönetilmektedir. İllerde de valilikler sorumludur.” CHP sözcüsü Haluk Koç, kampların milletvetkillerine açılmasını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı devam ederken basın toplantıbı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP MYK’nin 4 Eylül’de Sivas Kongresi’nin yıldönümü olması dolayısıyla Sivas’ta toplanacağını açıkladı. Koç, CHP milletvekillerinin Suriyeli sığınmacıların kaldığı kampa alınmamasına tepki gösterirken, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu çadır kentler Türkiye Cumhuriyeti topraklarında mı değil mi? Yoksa orası şu anda operasyonel iş birliğine gitmeye çalıştığınız ABD’nin bu projenin başından itibaren uygulamaya koyduğu bir üs bölgesi mi? Eğer Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekilleri oraya nasıl giremezler? Ne saklıyorsunuz, neyi maskelemek istiyorsunuz? Dünyanın neresinde kafalarına göre bir cihat icat edeceklerse oraya koşan birtakım sakallı militanların orada konuşlandıklarından mı, orada eğitim aldıklarından mı, orada lojistik olarak desteklendiklerinin açığa çıkmasından mı endişe ediyorsunuz? Sayın Davutoğlu, ‘gidin, görün’ diyor. Aç ka pıları da görelim. Yani 40 tane CHP milletvekili zor kullanarak mı girsin? Yerleştirildikleri mahallerde vatandaşlarla sorun yaşayan 100 kadar Suriyeli aile farklı şehirlere gönderilecek. Bu sorun çıkaran Alevi nüfus açısından hassas görülen 7 il dışındaki illere gönderileceği şeklinde tertibat alındı. Sakıncalı gördüğünüz 7 il hangisi? Böyle bir tanımlama ayrımcılık değil midir?” MHP’nin dokunulmazlıklarla ilgili değişikliği önerisini “AKP’nin yol arkadaşı MHP’nin teklifi” diye niteleyen Koç, “Sadece kürsü dokunulmazlığı, varsa yüreğiniz gelin” dedi. Fotoğraf:AAEŞBER AYAYDIN Ne saklıyorsunuz? 40 BİN KİŞİ KAYIT DIŞI Türkiye’de yaklaşık 40 bin kayıt dışı Suriyeli olduğunu belirten CHP’li Eryılmaz, “Resmi rakamlara göre 80 bin sığınmacı var. Hatay ve sınırdaki kentlerde kayıt dışı 40 bine yakın Suriyeli bulunuyor. Özellikle bayramda pasaportlarıyla giriş yapanlar var. İki ay önce sığınmacı sayısı 10 bin iken, Halep saldırısı ve diğer bölgelerdeki şiddetin artışıyla bu sayı 80 bine yükseldi” dedi. Erdoğan’ın danışmanı çadır kentleri ziyaret etti AKIN BODUR ESKİ DIŞİŞLERİ BAKANI KARAYALÇIN, SURİYE’DEKİ GELİŞMELERDEN KAYGILI: 1. Dünya Savaşı’na girişimizi anımsatıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Dışişleri bakanlarından, CHP PM üyesi Murat Karayalçın , Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak “1. Dünya Savaşı’na istemeyerek de olsa girmemize neden olan gelişmelere benzer gelişmelerle karşı karşıya kalacağımızdan endişe ediyorum” uyarısında bulundu. Karayalçın, Suriye ile ilişkilerde gelinen nokta, mülteci akını ve tampon bölge tartışmalarıyla ilgili gelişmeleri üzüntü ve endişeyle izlediğini bildirdi. Karayalçın, 1. Dünya Savaşı’na girilmesi sürecini anımsatırken şu görüşleri dile getirdi: “Tampon bölge ya da benzeri bir isimle Suriye topraklarına yapılacak müdahalenin meşruiyet taşıyabilmesi için ya tarafların meşru Suriye yönetimi başta olmak üzere anlaşması gerekir; ya da BM güvenlik konseyinin karar alması gerekir. İkisi olmadan asla böyle bir fiili düzenlemeye gidilemez. Gerek Fransa, gerek ABD’nin açıklamaları oldukça temkinli. Bizim yetkililerimizin açıklamaları kaygı verici nitelikte. Uluslararası hukuki meşruiyet konusuna vurgu yapılmıyor, dışarıda tutuluyor. Bu hafta bu bağlamda çok büyük önem taşıyor. Çok ciddi gelişmelerin ortaya çıkmasının söz konusu olacağı adeta yayın olarak her taraftan seslendiriliyor. Mısır Cumhurbaşkanı’nın bölge ülkelerini kapsayan planı uluslararası basına yansıdı. Bir de Tahran’dan sürdürülmekte olan Bağlantısızlar Platformu’nun bir açıklamada bulunması söz konusu olabilir.” CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından açıklanan çözüm önerisinin öne çıkarılması gereği üzerinde duran Karayalçın, sağduyu çağrısı yaptı. Karayalçın, “1. Dünya Savaşı’nı anımsatan türden gelişmelerin önüne geçilmelidir” dedi. Suriyeli askerlerin gündüzleri Apaydın kampında kaldıkları, geceleri ise Suriye’de savaştıkları bilgisinin de doğru olmadığını belirten Oktay, “Özellikle bu kampta kalan askerlerin girişçıkışları çok sıkı güvenlik tedbirleri kapsamında yapılıyor. Askerler bu kampa ellerini kollarını sallayarak giremiyor. Çok sınırlı sayıda servislerle şehir merkezine götürülüp alışveriş yapmaları sağlanıyor” görüşünü dile getirdi. Son günlerde sıkça gazetelere yansıyan Hatay’da parklarda kalan, ev tutan ve yurttaşları tedirgin eden sığınmacılara da değinen Oktay, “Biz gelenleri kimlik kontrolleri ve bilgileriyle alıyoruz. Eğer kamplar doluysa, yurtlara veya tesislere yerleştiriyoruz. Ancak bunun dışında ev kiralayanlar, parklarda kalanlar bizim bilgimiz dışında gelip kamplara yerleşmeyen Suriyeliler” dedi. eğitim de yok ‘Askeri askeri malzeme de’ İSKENDERUN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a danışmanlık yapan Suriyeli Gazi Mısırlı, önceki gün Hatay’daki çadır kentleri ziyaret etti. Mısırlı’nın Suriyeli grup liderlerini, çadır kentlerin Hatay’dan taşınması konusunda ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Türkiye’nin “Sayısı kaç olursa olsun, gelen sığınmacıları alacağız” açıklamasının hemen ardından son iki gündür Hatay’dan sığınmacı geçişi durduruldu. Başbakan Erdoğan’a danışmanlık yapan Suriyeli Gazi Mısırlı’nın da önceki gün Hatay’daki çadır kentleri ziyaret ettiği ve çadır kentlerin Hatay’dan taşınması konusunda Suriyeli grupların liderleri ikna etmeye çalıştığı belirtildi. Türkiye’nin daha fazla sığınmacı geçişine izin vermeyerek “tampon bölge” oluşturmaya çalıştığı bildirildi. TürkiyeSuriye sınırının KilisHatay arasındaki bölümünde 1520 kilometrelik alanda kontrolün muhaliflerde olduğu, buranın resmen tampon bölge olması için çalışma yapıldığı belirtildi. CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, “Tampon bölge oluşturulmasını doğru bulmuyorum. Böyle bir yaklaşım müdahalenin başlangıcı olur. Türkiye, savaşın içine girmiş olur” dedi. CHP’li Refik Eryılmaz da “BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan, Suriye toprakları üzerinde uçuşa yasaklı bölge ya da tampon bölge ilan edilmesi hem Türk ceza hukukuna hem de uluslararası hukuka aykırıdır. Tampon bölge, savaş ilanıdır” diye konuştu. PROVOKATİF AMAÇLI BİR DAVRANIŞ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP’li vekillerin Apaydın kampına girmek istemelerini “siyasi ve provokatif amaçlı bir davranış” olarak nitelendirdi. Bakanlar Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamada “Onlarca kamp varken neden rütbelirütbesiz Suriyeli askerlerin aileleriyle birlikte kaldığı kampa girmek istiyorlar” diyen Arınç, “Sivil ile asker kişilerin kaldığı kampların statüleri farklıdır” ifadesini kullandı. Arınç şöyle konuştu: “Askerler emre itaatsizlik ederek ülkelerinden ayrılırlar ve bu insanların kimliklerinin bilinmesi kendilerinin ve yakınlarının hayatını tahlikeye sokar ‘Acaba kampta Müslüman kanı dökmek için asker mi yetiştiriliyor?’ demek, dikkatleri başka bir yere çekme çabasıdır. Bu siyasi ve provokatif amaçlı bir harekettir.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle