25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gaziantep’teki bombalı saldırı sonrasında soruna ‘siyaset üstü çözüm’ arayışı tartışılıyor 5 Çocuklar ise cuma günleri uygulamalı din dersi için camiye ve mezarlıklara götürülüp onlara “ölüm korkusu” verilir... ??? 1938 sonrasının Atatürk dönemiyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. 1938’den sonra devleti yönetenler Aydınlanma Devrimi’ni yürekten savunmamışlar, CHP’de yuvalanan faşistlerin egemenliğine girip 40’lı yıllarda “solcularısosyalistleri” ve Hasan Âli Yücel’i baskı altına alıp görevlerinden istifa ettirmeyi başarmışlardır. Ne uğruna yapmışlardır bunu? Komünizm tehlikesini önlemek için Atatürkçülük adına! O faşistler kendilerini Atatürkçü gösteriyorlardı. Mustafa Kemal’i tanımak ve anlamak için salt “Söylev” ve “Bursa Nutku”nu okumak yetmez. Pek çok yabancı yazarın bu konuda yapıtı vardır. Musafa Kemal ne diyordu: “Yurtta barış, dünyada barış!” Atatürk’ten sonra sahte Atatürkçülük ya da kolay Atatürkçülük alıp başını gitti. Gerçek Atatürkçülüğün özü, tam bağımsız Türkiye’dir; Deniz’lerin, Yusuf’ların, Hüseyin’lerin söylediği gibi... Yoksul, sömürülen, ezilen, mazlum halkların yanında yer almak, savaştan değil barıştan yana olmaktır. Uğur Mumcu’nun 10 Kasım 1979’da yazdığı gibi, yıllardır “Atatürk’ün izindeyiz” diyerek Atatürkçülük olmaz... İşin edebiyatını sahte Atatürkçüler, banka hortumcuları, talancılar, rüşvetçiler, faşistler yapar. Mustafa Kemal, ne din, ne dil, ne ırk ne de mezhep ayrımcılığı yaptı... Atatürkçülüğü doğru algılayamayanlar önce Atatürk’ün neler yaptığını öğrenmeli. ??? Köy Enstitüleri 1936’da deneme amaçlı kuruldu, 1940’ta yasallaşarak yaşama geçti... İzmir’den Diyabakır’a, Savaştepe’den Kars’a kadar.... Kimse alınmasın... Atatürk’ün izinde olduğunu söyleyenler, Türkiye’nin emperyalizmin boyunduruğu altına girdiğini görmüyor, ezilen halkların yanında değil, emperyal güçlerin yanında saf tutuyor. Sözde değil özde Atatürkçü olacaksınız... CHP’nin yeni açılım politikası, emperyalizme karşı, dünya halklarının kardeşliği içindir. Onun için de Kemal Kılıçdaroğlu’nun izlediği politika, sözde, sahte Atatürkçüleri kızdırıyor, öfkelendiriyor... Gözler siyasilerde AYŞE SAYIN Atatürk’ü Doğru Anlamak... Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’de en çok sömürülen kişidir. Her kesim savunduğu ideoloji doğrultusunda göstermek ister Atatürk’ü... Neredeyse tüm siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar, demokratik kitle örgütleri “Atatürkçü çizgide” olduklarını sık sık söyler. Tarikat okullarında Atatürk köşeleri, her sınıfta Atatürk fotoğrafı, bahçelerde Atatürk büstü görürsünüz. Başbakanlık’ta, Çankaya’da, bakanlıklarda aklınıza gelen gelmeyen her yerde... Bayram süresince Prof. Dr. Sezgin Kızılçelik’in “Atatürk’ü Doğru Anlamak” (Anı Yayınları2003) kitabını okudum. Eğer edinebilirseniz mutlaka okumanızı öneririm... Mustafa Kemal kimdir, dünyaya bakışı nedir, o bir diktatör müdür, Aydınlanma Devrimi’ni nasıl yaşama geçirmiştir, öğrenebilirsiniz... Kuru kuruya Atatürkçülük olmaz! Atatürkçülük solun ve sosyalistlerin önünde engel değildir. ??? Yıllar önce yine Asım Aslan’ın “Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük” kitabını okumuştum... Aslan, ilginç saptalamalar yapmıştı: Korku Atatürkçüleri, gardırop Atatürkçüleri, Atatürk düşmanı Atatürkçüler, tören Atatürkçüleri, derin devlet Atatürkçüleri, işkenceci Atatürkçüler, darbeci Atatürkçüler... Say say bitmiyordu... Bunların tümü sahte Atatürkçülerdir, kendi çıkarları için her yolu denerler. Yıllar önce Konya merkezli bir yeşil sermaye holdingi vardı. Yurtiçinde ve dışında Türk Müslümanları dolandırmıştı. Polis holdinge baskın yaptı... O da ne? Holdingin deposunda 500 Atatürk posteri. Bugün laik demokratik cumhuriyetimizin altını oyanların odalarında, köşklerinde, konutlarında Atatürk fotoğrafı ve yağlıboya resimlerinden geçilmez. Dedim ya herkesin kendine göre bir Atatürk’ü vardır... Okullarında Atatürk fotoğrafları... ANKARA Gaziantep’teki bombalı saldırı ve bölgeden art arda gelen şehir cenazeleri, gözleri sorunun çözümü konusunda “siyaset kurumu”na çevirdi. Geçtiğimiz günlerde Meclis’in olağanüstü toplanması çağrısı AKP ve MHP’den karşılık bulmayan CHP, yeni yaşanan gelişmelerin ardından çözüm için yine TBMM’yi adres gösterirken, BDP “Kürt sorununa ‘terörle mücadele’ anlayışıyla bakılmamasını” isteyerek, “müzakere” çağrısı yaptı. Terörle mücadele için “ çözüm paketi ” açıklayan MHP ise BDP milletvekilleri ? Güneydoğu’da tırmanan terör olayları gözlerin yeniden siyaset kurumuna çevirdi. CHP, AKP ve MHP’nin daha önce engellediği “Çözümün yeri Meclis”tir’ çağrısını yinelerken, BDP’den de, ‘’Siyasetçiler olarak oturup bu soruna çözüm üretmeliyiz” mesajı geldi. MHP ise ‘terörle mücadele’ paketi açıklayarak AKP hükümetine daha fazla sertlik konusunda destek vereceğini açıkladı. nin dokunulmazlıklarının gündeme alınmasını istedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, akan kanın durması için çözüm yerinin TBMM olduğunu söyledi. AKP hükümetinin şimdiye kadar çözümü yanlış yöntem ve yanlış adreslerde aradığını belirten Keskin, “Çözüm ne Oslo’da ne de Habur’dadır. CHP olarak biz çözümün adresi olarak TBMM’yi görüyoruz ve onun için toplantıya çağırdık. Ancak hükümet, yapay gerekçelerle bu çağrıyı redederek, çözümden kaçışı meşrulaştırmaya çalışmıştır. Çözümün adresi yine TBMM’dir. Eğer bizim çağrımızı beğenmiyorlarlarsa kendileri çağrıda bulunsun” dedi. AKP ve MHP’nin, BDP’yi gerekçe göstererek, Meclis’in olağanüstü toplanmasına karşı çıktığına işaret eden Keskin, “BDP bugün mü TBMM’dedir? BDP’den 1 yıldır rahatsızlık duymayanlar, şimdi ‘BDP de bu toplantıya katılıyor, biz katılmayız’ diye mazeret uydurmasınlar” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da Meclis’in toplanması çağrısı yaparak “barışı ve toplumsal huzuru sağlamakla görevli olan, Millet Meclisi’nde çalışan milletvekillerinin terörün bir an önce önlenmesi konusunda ortak irade koyma BÜLENT ARINÇ: Çözümü CHP ile bulursak müthiş olur ? Terör sorununun çözümünde CHP ile çalışmaya hazır olduklarını söyleyen Arınç, ‘’İki partinin oy oranı toplamı yüzde 76. Bu müthiş bir şey. Fakat CHP’den bize bir teklif gelmiyor’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gaziantep saldırısıyla ilgili, PKK’yi adres göstererek “PKK’nin bunu sahiplenmemiş olması çok doğaldır. Çünkü buna benzer eylemleri hep o yapmıştır” dedi. BDP’yi PKK’lilerle görüşme nedeniyle suçlayan Arınç, sorunun çözümü için CHP ile ikili çalışmaya hazır olduklarını, ancak şu aşamada CHP’den bir öneri gelmediğini söyledi. Arınç, önceki gece CNNTÜRK canlı yayınında şunları söyledi: PKK bunu hep yapıyor: ları” gerektiğini belirtti. “Kimlik kontrolü” yapan PKK’lilerle kucaklaşma görüntüleri ve Gaziantep saldırısı sonrasında eleştirilerin odağı haline gelen BDP ise çözüm için “ müzakere ” önerdi. BDP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık, Türkiye’de Kürt sorununa “terörle mücadele” penceresinden bakılarak, OHAL’den katliama kadar her yöntemin denendiğini savundu. Sakık, “Mücadeleden müzakereye geçmek zorundayız, oturmalıyız konuşmalıyız, birlikte tartışmalıyız. Toplumsal dokularla oynanmak isteniyor, yeniden tetiklenmek istiyorlar. Ortadoğu’da halklar arası kavganın şiddetin ülkeleri nasıl paramparça ettiğini herkes görüyor. Üstelik Türkiye’de Kürtlerin bir ulus devlet olma talebi yok, hukuk ve demokrasi talebi var, bunu görmeliyiz. Siyasetçiler olarak oturup bu soruna çözüm üretmeliyiz.” MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise terörle mücadele için yeni bir çözüm paketi açıkladı. Hükümetin terörle mücadeleye karşı atacağı adımları destekleyeceklerini belirten Vural, Meclis’te AKP, CHP ve MHP olarak terörle mücadele konusunda ortak söylem oluşturulmasını istedi. Vural, “ Teröre farklı isimler vererek, partilerin kafa karışıklığını ortadan kaldırmaları gerekir. Teröre meşruiyet alanı tanınmamalıdır” dedi. Terörle mücadele konusunda bütün hukuki araçların hükümet tarafından kullanılması gerektiğini ifade eden Vural, “Bölge PKK’nin olağanüstü haline terk edilmemelidir” görüşüne yer verdi. Terörle “proaktif” bir mücadele yapılması gerektiğini belirten Vural, PKK’lilerle buluşan BDP milletvekillerinin hukuki durumuyla ilgili bir soru üzerine de dosyaların gündeme alınmasını ve gereğinin yapılmasını istedi. MHP’nin çözümü Cumhurbaşkanı Gül programını yarıda kesti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Konseyi 2. Zirvesi’ne katılmak ve resmi temaslar gerçekleştirmek üzere önceki gün Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e giden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kulağındaki rahatsızlığın nüksetmesi üzerine programını yarıda kesti. Gül, Gaziantep’teki terör saldırısında yaşamını yitirenler için düzenlenen cenaze töreninden sonra Kırgızistan’a hareket etmişti. Ancak Gül’ün gecikmesi nedeniyle önceki akşam konuk heyet başkanları onuruna verilmesi öngörülen resmi yemek iptal edildi. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev dün Gül, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade’yi Ala Arca Kongre Merkezi’nde karşıladı. Aile fotoğrafı çekiminin ardından baş başa ve heyetler arası görüşmelere geçildi. Gül’ün bugün Türkiye’ye dönmesi planlanıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı’nın kulağındaki rahatsızlığın nüksetmesi bütün planları değiştirdi ve Gül dün Ankara’ya geldi. Kulağındaki rahatsızlık nedeniyle havalimanından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne giderek kontrolden geçen Gül, geceyi hastanede geçirdi. PKK’nin bunu sahiplenmemiş olması çok doğaldır. Çünkü buna benzer eylemleri hep o yapmıştır. Ama işin içine çocuklar, kadınlar girdiği zaman kamuoyunun toplumsal baskısından ve nefretinden kurtulmak için ilk planda bunu inkâr etmiştir, buna benzer pek çok sivile yönelik olaylar yapmış olmasına rağmen. Tuğluk özür dilesin: Sayın ‘Sonuçlarına katlanırlar’ BDP’nin hedef gösterildiği için Gaziantep’teki cenaze törenleri ve taziyelere katılamadığını söyleyen Demirtaş parti binalarının yakılmasına tepki gösterdi MAHMUT ORAL Aysel Tuğluk, madem beni dinliyorsunuz, size ne kadar saygı duyduğumu, sizinle bazı konularda neler konuştuğumuzu bilirsiniz. Ama bu görüntüler sebebiyle sizi affetmiyorum. Ancak özür dilediğiniz takdirde... Siz ‘gerilla’ deyin, ‘militan’ deyin, ‘kardeşim, çocuğum, evladım’ deyin, ne derseniz deyin; eylemden gelen, eyleme giden, sırtında silahı olan o insanlarla kucaklaşamazsınız. CHP ile ikimiz yapalım: Biz ‘ikimiz yapalım’ dediğimizde Sayın Kılıçdaroğlu niye bize gelmiyor da Meclis’i toplantıya bir başkasının isteğiyle topluyor? Bunu da ona soralım. Bekliyoruz kendisini. Sayın Başbakanımızın daveti var. Hatta biz gideriz. İkimiz bu işi yapacaksak, iki parti yüzde 76... Müthiş bir şey. Neyse söyleyeceğiniz, biz dinlemeye hazırız. Doğru bulduklarımızı yapmaya hazırız. Hatta bunu ilan da ederiz. “CHP bu teklifte bulundu, çok doğruydu. Biz de bunu yapıyoruz” deriz. Ama gelmiyorlar. Kurtulmuş kendisi gelsin: DİYARBAKIR BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş BDP’liler ve PKK’lilerin kucaklaşmasının “insani bir refleks” olduğunu ifade ederek parti binalarının yakılmasıyla ilgili “O binaları yakanlar sonuçlarına da katlanır. BDP kurbanlık koyun değildir” diye konuştu. Diyarbakır’da BDP’nin Siyaset Akademisi’nin sonbahar eğitimleri için düzenlenen törende ga zetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, BDP’nin hedef gösterme ve kışkırtmalar nedeniyle Gaziantep’teki cenaze törenine katılamadığını belirterek “Antep’te hem cenazelerde, hem taziyelerde bulunabilecek tek parti BDP’ydi. O saflarda bulunan hangisi bugüne kadar BDP kadar barışı savundu? Katledilen bizim halkımızdır” dedi. Parti binalarının yakılmasına tepki gösteren Demirtaş, “Açıkça uyarıyorum, herkesin meşru savun ma hakkı vardır. Partililerimiz kendisini savunur, olacaklardan biz sorumlu olmayız” dedi. Öte yandan Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın PKK’lilere sarılması konusunda “özür” isteğine yanıt vererek “Ben sarılmalar konusunda bir suç işlediğimi düşünmüyorum. Siyasetçiler çözüm üretmediği için o gerilla o dağda duruyor, o asker de orada duruyor” diye konuştu. ‘Kardeşliğimize gölge düşmemeli’ Türkiye KamuSen son günlerde artan terör olaylarını eşzamanlı olarak Türkiye’nin 81 ilinde protesto etti. Kızılay Meydanı’nda konuşan Türkiye KamuSen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Türk’ü ile Kürt’ü ile Laz’ı ile bu milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu, dost düşman herkes görmelidir. Öfkemiz ve acımız gözlerimizi kör etmemeli, bin yıllık kardeşliğimize gölge düşmemelidir” diye konuştu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) BAŞBUĞ CEZAEVİNDEN MEKTUP YAZDI ‘Suriye’deki şiddet Türkiye’ye sıçrıyor’ LONDRA (ANKA) Batı basınında çıkan haberlerde PKK’nin hızlanan terör saldırılarıyla Suriye’deki savaş arasında bağ kuruldu. Financial Times gazetesinde Gaziantep saldırısında öldürülen 9 kişi için düzenlenen cenaze törenine ilişkin çıkan haberde, cenazelerin Türkiye’nin en üst düzey liderlerinin bir araya geldiğine dikkat çekilerek yorumcuların, saldırıyı, “Suriye’deki şiddetin komşusuna sıçramakta olabileceğinin işareti” olarak nitelediklerini kaydetti. “Ankara, Kürt militanlarca yurtiçinde yürütülen mücadeledeki bir yoğunlaşma ve Suriye içinde tüm şiddetle devam eden iç savaşa ilişkin Şam’la artan gerilimler ile karşı karşıya” görüşüne yer verilen haberde birçok analistin “iki sorunun birbirini körüklediği” görüşünde olduğu vurgulandı. Şamil Tayyar’dan emniyete suçlama Haber Merkezi AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Gaziantep’te 9 kişinin öldüğü terör saldırısına ilişkin eski Gaziantep İstihbarat Şube Müdürü Ümit Önal’ı suçladı. Tayyar, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü’nün yaklaşık bir hafta önce görevden alındığını belirterek “Patlamadan iki hafta önce bu araç için Urfa’dan uyarılar geliyor. Gaziantep Emniyeti iç telsiz haberleşmesinde kente bu aracın geleceği yönünde tüm birimlere plaka anonsları yapıyor. Bunlar yapılırken istihbarat müdürü görevde. Ancak bu aracı bulamıyorlar. O zaman şeytanın avukatlığını yaparak şöyle düşünmek gerekir. İstihbarat müdürü görevden giderken sahip olduğu tüm bilgileri saklayarak böyle bir faciaya neden olmuş olabilir’’ dedi. Tayyar, saldırılarda Suriye istihbaratının desteğinin olduğunu da ileri sürdü. ‘Terör örgütü silah bırakmaya zorlanmalı’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasından tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, terörün sonlandırılması için “PKK’nin silah bırakmaya zorlanması, örgüte katılımların kontrol altına alınarak, teröristlerin dağdan inmelerini teşvik edecek tedbirler alınması gerektiğini” belirtti. Başbuğ CNNTÜRK gönderdiği mektupta Gaziantep saldırısını kınayarak “Gaziantep’te masum çocuklarımız Melisa, Gülperi, Sena ve Süleyman ile beş kardeşimizin bir terör olayında hayatlarını kaybetmelerinin yüreklerimizde yarattığı acı çok büyüktür” dedi. Türkiye’nin yaklaşık 30 yıldır terörle uğraştığını ancak terörün ne olduğunu tam olarak anlayamadığını belirten Başbuğ, şu görüşleri kaydetti: “Devletlerin terörle mücadeledeki asıl hedefi teröristin elindeki silahı koşulsuz olarak bırakmaya zorlanmasıdır. Silah bırakma kararı, terör örgütünün silahlı kanadı tarafından verilecektir. Peki bu nasıl sağlanacaktır? Asıl soru da işte budur. İlk önce örgüt Irak’ın kuzeyinde kendisine yer olmadığını görmeli ve anlamalıdır. Örgüt tarafından Irak’ın kuzeyinde bulunan ‘güvenli bölgelerin’ kullanılmasına, Türkiye askeri, ekonomik ve uluslararası diplomasi dahil bütün olanaklarını kullanarak mutlaka, ama mutlaka son vermelidir.” Başbuğ ayrıca teröristlerin dağdan inmelerini teşvik edecek tedbirler uygulanması gerektiğini bildirdi. Sayın Numan Kurtulmuş veya onun gibi çok sayıda arkadaşımız, AKP’ye gelmek istiyorsa biz buna hayır demeyiz. En son MKYK toplantısında da ‘buyrun, gelin’ dedik. Ancak partisiyle birleşme konusu konuşulmadı. Bir kısmı bunu, iki partinin bir araya gelmesi olarak anlamış olabilir. Hayır, biz böyle anlamıyoruz. HSP’nin kendi varlığına son vermesi durumunda, oradan geleceklerin AKP’ye katılmaları mümkün olabilecektir. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle