18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA 6 HABERLER YUSUF ZİYA CANSEVER Polis kurşunu kör etti iddiası VAN Ağrı’nın DoğuAKIN BODUR/ YUSUF Z.CANSEVER beyazıt ilçesinde bir özel harekât polisinin sigara kaçakçılığı yaptığı sıHATAY/VAN Hatay’ın Erzin rada yakalanan zanlıyı kafasına ateş ederek vurduğu iddia ilçesinde PKK’li teröristlerin İlçe edildi. Zanlının sol gözü kör olurken aile polis hakkında Emniyet Müdürlüğü ve jandarma kasavcılığa suç duyurusunda bulundu. Ağrı’nın Doğuberakoluna düzenlediği eşzamanlı salyazıt ilçesinde Mehmet Duman ile 3 arkadaşının içinde dırıda 2 polis yaralandı. bulunduğu araç önceki gün akşam saatlerinde özel haErzin’de önceki gece saat 23.30 sırekât polisi ve köy korucuları tarafından durduruldu. ralarında Emniyet Müdürlüğü binası4 kişi ellerini havaya kaldırarak teslim oldu. Sürüna ve İlçe Jandarma Karakolu’na eşcü Mehmet Duman araçtan inmeye çalıştığı sırada zamanlı saldırı düzenledi. Uzun namiddiaya göre, bir özel harekât polisi ona doğlulu silahlarla düzenlenen saldırıda ru ateş etti. Hastaneye kaldırılan 31 yaşındaki emniyet önünde nöbet tutan polis Mehmet Duman’ın sol gözü kör oldu. Baba Musa Duman teslim olmasına rağmen oğluna ateş açan özel harekât polisi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Facianın eşiğinden dönüldü memurları Zafer Asay (40) ile Yusuf Özbey (40) yaralandı. Her iki saldırıda da kısa süreli çatışmanın ardından terörist gruplar araçlarla kaçarak kayıplara karıştı. Saldırının ardından Emniyet Müdürlüğü’ne 50 metre uzaklıktaki sokakta terk edilmiş bir araçta bulunan 70 kilo bomba etkisiz hale getirildi. SiirtEruh karayolunda terör örgütü üyeleri tarafından tuzaklanan mayın dün akşam bir polis aracının geçişi sırasında patlatıldı. Zırhlı aracın geçişinden sonra patlamanın meydana gelmesi nedeniyle şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. 2 PKK’li öldürüldü Askerlerin AKP Özalp İlçe Başkanı Naif Önder’in ilçe yöneticiliğini bırakması için PKK tarafından tehdit edilmesi üzerine gittiği Gültepe köyünde çıkan çatışmada 2 PKK’li öldürüldü. Yüksekova’da havaalanı inşaatında çalışırken PKK’liler tarafından kaçırılan 11 şoför önceki gece serbest bırakıldı. Zweig’ın Son Günleri Alacakaranlık şafağa değil geceye dönüşüyor usulca. Farkı anlayamıyoruz. Gözlerimizi kısarak karanlıkta üstümüze doğru gelen “şey”in ne olduğunu seçmeye çalışıyoruz, ama galiba boşunadır. Boşunadır, çünkü yalanın, demagojinin iyi niyetle, saflıkla karıştığı zamanlardayız. Kendi doğrularımızı hırslarımızla, kariyer hesaplarımızla öylesine bütünleştirmişiz ki, gerçek artık yanımıza bile yaklaşamıyor. ??? Stefan Zweig, ülkesi Hitler’in pençesine düştükten sonra oradan oraya savrulduğu sürgün yıllarında derin bir umutsuzluğa, ölüme doğru yol alan bir yeise düşmüş, kendisi ve Lotte’si için değil, tüm dünya için derin kaygılara kapılmıştı. Son durağı Brezilya’da taşındığı evde yanında getirebildiği, artık iki küçük rafa sığan kitaplarını yerleştirirken, bu kitapları yazan ve çoğu arkadaşı olan yazarların oradan oraya savrulduklarını, artık bir daha hikâyeler, romanlar yazamayacaklarını düşünüyordu. Stefan Zweig’ın bu acı günlerini resmeden Laurent Seksik’in şu cümleleri, alacakaranlıktan geceye geçtiğimiz şu günlerde pek çoğumuz için belki de yaşadığımız hikâyenin bir benzeridir: “Şu zamanda kim bir romana girişebilir, yazılmakta olanından daha güçlü ve dramatik bir yapı kurabilirdi ki? Hitler eşi benzeri olmayan milyonlarca trajedinin yazarıydı. Edebiyat, ustasını bulmuştu.” (Stefan Zwieg’ın Son Günleri, Can Yayınları) ??? Şimdi de öyledir. Son zamanlarda sık sık ülkemizi ziyaret eden ABD’li politikacılar da yazdıkları trajedileri bize pazarlarken, aynı sırıtkanlıkla, aynı yalanlarla karşımıza çıkıyorlar. İnsan hakları dedikleri yerde insanların aç kalmasından başka bir işe yaramayan ablukalarıyla, demokrasi dedikleri yerde gericiliğe zafer kapılarına açan darbe planlarıyla karşımızdalar hep. Üstelik bunu, saflığımıza güvendikleri için olsa gerek, çok da gizlemek gereğini duymuyorlar. Hillary de gizlemedi. Basın toplantısında kendisinden daha acar müttefikini, yani bizimkileri nasıl frenlediğini anlatır, nihai amacını pek güzel cümlelerle süslerken, salonu dolduran gazeteciler vakanüvistlere, zabıt kâtiplerine benziyorlardı. Kimseye soru sorma hakkı verilmedi. Yok hayır haklarını yemeyelim; iki seçkin ya da “seçme” gazeteciye verdiler. Bekledikleri sorulara saf insanların bekledikleri yanıtları ellerindeki kâğıtlardan okudular. Salonu terk ederlerken beşuş çehresiyle Hillary, geçkin yaşının güzelliğiyle mağrurdu. Bizse öfkeliydik biraz. O gittikten sonra PKK bir milletvekilini kaçırdı. Halep’te umdukları zaferi kazanamayan El Kaideciler ve diğerleri geri çekilirken daha çok para, daha çok silah istediler. Gece külahlı gündüz silahlı, hırçın ve yoksul mülteciler birbirine girdi. Zengin muhalifler ise çoktan Avrupa’ya kapağı attılar, ikbale çağrılacakları günü bekliyorlar. Ne olduğunu anlamıyoruz artık. “Arap Baharı”nı daha çok Sorosvari renkli devrimlere benzeten, yalanlarla süslü hikâyelerin doğrusunu anlatmaya gayret eden Kenan Çamurcu’nun BirGün gazetesinde Serbay Mansuroğlu’na söylediği gibi “Aklı başında herkes başından beri Türkiye’nin Suriye’de ne yapmak istediğini soruyor. Bu sorunun cevabı yoktur”. Belki de vardır. Belki de kurdukları dünyanın çürüklüğünü itiraf etmemek için direnen, hırsla iç içe geçmiş bönlüğün bedelini ödetiyorlardır bize. ??? Her ne ise... Alacakaranlık geceye evriliyor. Karanlıkta gözlerimizi kısarak dostu düşmanı ayırt etmeye çabalıyoruz. Yazı yazmak zorlaştı. Hem yazdırmıyor, kapıları birer birer kapatıyorlar hem de gazetecilerde, yazarlarda bıkkınlık, boşvermişlik, teslimiyet, “şimdi sıra bende” duygusu kendini göstermeye başladı. Çekiliyorlar, meydan boşalıyor. Ne olduğunu kimse bilmiyor. Ama belki o eski kötü zamanlardaki gibi trajedilerin hoyrat, eli kanlı, usta yazarları devreye girmişlerdir. Belki de “ustasını bulmuştur edebiyat”. Le Figaro, Suriye’nin kuzeyindeki silahlı PYD’nin Ankara’yı kaygılandırdığını yazdı BDP’LİLERİN ŞEMDİNLİ İZLENİMLERİ: Evler kapalı PYD bölgede güçlü PARİS (ANKA) Fransız Le Figaro gazetesi, PYD’nin kontrolünden diğer Kürt örgütlerinin şikâyetçi olduğunu vurgularken Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkan Yardımcısı Mustafa Cumah’ın, “PYD üyeleri silahlı, bu nedenle bizi kontrol ediyorlar” sözlerini yansıttı. Cumah, halkın bundan rahatsızlık duyduğunu da söyledi. Gazete, “PYD bu sınırı şimdilik sıkı bir şekilde elde tutuyor ve durum Ankara’yı kaygılandırıyor. Temmuzdan bu yana Türk ordusu, kendi topraklarında PKK’nin yoğunlaşan saldırılarına karşı koyma durumunda” yorumunu yaptı. PYD’nin, Abdullah Öcalan’a olan bağlılığını inkâr etmemekle birlikte PKK’nin taklidi olduğunu yalanladığını belirten gazete, bağımsız olduklarını da ilan eden PYD sorumlularının, bölge yönetimi konusunda İran ve Suriye rejimiyle herhangi bir anlaşma yaptıklarını reddettiklerini yazdı. Figaro’ya konuşan PYD’nin Irak’taki temsilcisi Dr. Hüseyin Kotcher, “Gerçek bir devlet inşa ettik. Bir halk konseyimiz var, mahkemeler ve bir sivil koruma birliği oluşturduk” şeklinde konuştu. Kotcher, bazı Kürt bölgelerinde Suriye rejimi kurumlarının çalışmayı resmi olarak sürdürse de zayıfladıklarını ve “günlük hayatın Kürtler tarafından yönetildiğini” söyledi. Le Figaro, haberinde PYD’nin hırsının başka Kürt örgütlerinde yarattığı kaygıları da yansıttı. Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkan Yardımcısı Mustafa Cumah, “PYD üyeleri silahlı, bu nedenle bizi kontrol ediyorlar” dedi. PYD’nin kontrol noktaları olduğunu, taşıt ve insanları denetlediğini belirten Cumah, halkın bundan rahatsızlık duyduğunu ifade etti. Haberde 11 Temmuz’da Mesud Barzani aracılığıyla Suriye’deki Kürt siyasi partileri arasında imzalanan işbirliği anlaşmasının “sadece pamuk ipliğine bağlı” olduğu vurgulanırken Kuzey Irak’ın Selahattin kentinde villasından konuşan tanınmış siyasetçi Salah Baruddin’in PYD’nin hâkimiyet hırsına karşı silahlı mücadeleyi dışlamadığına dikkat çekildi. insan yok DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)Hakkâri Milletvekili Esat Canan başkanlığındaki BDP heyeti 3 hafta süren operasyonun ardından Şemdinli’de incelemelerde bulundu. Bağlar köylüleriyle görüşen heyet, halkın sorunlarını dinledi. Yörede çatışmanın izlerinin net biçimde görüldüğünü ifade eden Canan, “Derecik yoluna girildiğinde şu net olarak görülüyor. Dağdaki ormanlar, bahçeler güzelim yeşilliklerin yandığı, kül haline geldiği çok net bir şekilde anlaşılıyor. Bu savaşın izleri devam ediyor. O korku hâlâ yaşanıyor” diye konuştu. Bazı mezralarda vatandaşın bahçeleri ve üzüm bağlarının yakıldığını belirten Canan, “Bir kısım mezrada bütün evler kapalı, evlerde kimse yok. Valiliğin açıklamasına göre herkes kendi evine dönmüş görünüyor. Ama gerçek öyle değil. Köylerde bir insana rastlamak mümkün değildir. Köylerin tamamında evler kapalı” dedi. 15 Ağustos önlemleri DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin ilk silahlı eylemini düzenlediği 15 Ağustos 1984’ün 24. yıldönümünde Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkarıldı. Diyarbakır emniyeti, kent giriş ve çıkışlarında kontrol noktaları kurarak, araçlarda arama ve kimlik kontrolü yaptı. Önemli kavşaklarda zırhlı polis araçları konuşlandırıldı. Askerler ise şehirlerarası yollarda mayın arama tarama faaliyeti yaptı. Hakkâri’de ise bir grup gösterici önceki gece Çevre Yolu Caddesi’nde yollara barikat kurup ateş yaktı. Gruba polis gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Göstericiler de polise taş ve molotofla saldırınca sokaklar savaş alanına döndü. Göstericiler zaman zaman ses bombası attı. PKK yöneticisi Duran Kalkan Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, tüm Kürtleri askere gitmemeye, memuriyeti bırakmaya ve çocuklarını okula göndermemeye çağırdı. HÜKÜMETİN SON İCRAATI FOCA’DA YARALANAN ASKER ŞEHİT OLDU İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’in Foça ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda yaralanan Uzman Çavuş Hasan Furkan Özmen yaşamını yitirdi. Saldırıda başından ağır yaralanan ve Ege Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyat edilen Özmen’in beyin ölümü gerçekleşmişti. Düne kadar yaşam destek ünitesine bağlı olan Özmen’in yaşamını yitirmesiyle saldırıda şehit sayısı 2’ye yükseldi. Özmen’in babası Cengizhan Özmen, “Tüm Türkiye’nin, İzmir’in başı sağ olsun’’ dedi. TEKEL cezaevi oldu MAHMUT ORAL GAZETECİ ERDOĞAN’A İŞKENCE Ay hakkında bir iddia daha İstanbul Haber Servisi Gazeteci Füsun Erdoğan, Türkiye’nin AİHM’de iki işkence davasından mahkumiyet almasına neden olan ve “gözaltında tecavüz” ile suçlanmasına karşın İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na getirilen polis müdürü Sedat Selim Ay’dan 15 gün boyunca işkence gördüğünü açıkladı. Gebze’de Kapalı Kadın Hapishanesi’nde yatan Erdoğan kaleme aldığı “SS Ay iyi ki yetkin yokmuş” başlıklı mektubunda, “Sedat Selim Ay ve ekibi bana, eşime ve 15 Mart 1996 tarihinde bizimle birlikte alınan birçok kişiye işkence yapmıştı” diye yazdı. Erdoğan, Bianet haber portalında yayımlanan mektubunda 15 Mart 1996 tarihinde eşi İbrahim Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 16 kişiyle birlikte gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü belirterek şunları kaydetti: “Birçok işkence mağduru gibi ben ve eşim askı, elektrik, eşimin testislerinin sıkılması, buz kalıbı, tazyikli su, taciz, işkenceye ara verdiklerinde bekletme sırasında işkence görenlerin çığlıklarını dinletme gibi işkence çeşitlerinin yanı sıra bana İbrahim’in gözü önünde tecavüz edeceklerini, İbrahim’e de gözlerinin önünde bana tecavüz edeceklerini söylemişler ve bu fiili gerçekleştirme mizansenini de defalarca tekrarlamışlardı. Bir de o zamanlar dokuz yaşında olan oğlumuz Aktaş’ı getirip, gözlerimizin önünde işkence yapmakla tehdit etmişlerdi.” İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne çıkarıldıklarında işkence izlerini göstererek suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Erdoğan, bunun üzerine sevk edildikleri Adli Tıp Kurumu’nun eşi ve kendisinin de aralarında bulunduğu 7 kişiye rapor verdiğini kaydetti. Hükümetin paketi Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım getirmedi Teşvik işe yaramadı MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Hükümetin nisan ayında açıkladığı teşvik paketi, Doğu ve Güneydoğu illerine beklenen yatırımı getirmedi. Paket bölgeye çok az yatırım çekerken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, bunun nedenini “Devletin personeli, kaymakam, asker rehin alınıyor. CHP’nin bir milletvekili kaçırılıyor. Bir ülkede, bir bölgede eğer siz güvenliği, emniyeti sağlayamıyorsanız bu bölgeye yatırım alma imkânınız da yok” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan nisan ayında çok sayıda bakanın katılımı ile yeni teşvik paketini açıklamıştı. Bu kapsamda 6. bölgede yer alan Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkâri, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van illerine yatırım yapacak firmalar için daha fazla avantaj sağlanmıştı. 6. bölgeye yatırım yapacaklar, SSK işveren payı, SSK işçi payı ve gelir vergisi stopajı yükünden kurtulacaktı. Erdoğan, teşvik sisteminin yatırımcıları, hatta uluslararası yatırımcıları en fazla teşviğin sağlandığı 6. bölgeye daha fazla çekeceğine inandığını açıklamıştı. Ancak böyle olmadı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ve rilerine göre firmaların sadece yüzde 6.2’si 6. bölgede yatırım yapmayı planlıyor. Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir’in de içinde bulunduğu 1. bölgede ise bu oran yüzde 25.6’ya ulaştı. 6. bölge yatırımda yine en son sırada yer aldı. ‘5 paket de dikiş tutmadı’ Umut Oran, 11 yıllık AKP iktidarında 5. paketin açıklandığına dikkat çekti. “Hükümet bu 5 pakette de dikiş tutturamadı. Doğru teşvik politikası uygulayamadı” diyen Oran, düzenlemelerin “yapboz paketi” haline geldiğini söyledi. Oran, 6. bölgeye yatırım olmamasının nedenlerini de şöyle sıraladı: “Öncelikle bölgede bazı çıpaların tutması lazım. Bunlardan birincisi ekmek, yani işaş. İkincisi sosyal devlet, temel hak ve özgürlükler. İşaş olmadığı için sosyal barış da yok. Yoksulluk var. Temel hak ve özgürlükler yok. Üçüncüsü de emniyet, yani güvenlik. İktidar yurttaşın can ve mal güvenliğini koruyamıyor. Terör sorununu çözemiyor.” DİYARBAKIR Başkakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a yeni cezaevleri yapacakları yönündeki açıklamasından sonra yetişkinler, kadınlar ile çocuklar için 5 ayrı bölümden oluşan Türkiye’nin ikinci büyük cezaevi kampusunun yapılmaya başlamasının ardından kapatılan TEKEL Tütün İşleme Fabrikası’nın da sessiz sedasız açık cezaevine dönüştürüldüğü ortaya çıktı. Cezaevine mahkumlar sevk edilmeye başlandı. AKP, 1980 askeri darbesinin ardından dünyanın en sistematik işkencelerinin uygulandığı Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin müze yapılması taleplerine kulaklarını tıkarken, kentteki cezaevi sayısını da durmadan artırıyor. AKP iktidara geldiği 2002 yılında kentte sadece Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin adının değişmiş hali olan Diyarbakır E Tipi Cezaevi bulunuyordu. AKP iktidarıyla birlikte Kayapınar’da Yüksek Güvenlikli D Tipi Cezaevi faaliyete sokuldu. Türkiye’nin Silivri’den sonraki ikinci büyük cezaevi kampusu olarak, 100 milyon TL maliyetle, 1413 dönümlük arazi üzerinde tam 5 cezaevinden oluşan bir cezaevinin yapımına başlandı. En az 1500 kişinin çalıştığı eski TEKEL Yaprak Tütün İşleme Fabrikası’nın kapatılmasının ardından, bu arsa ile binalarının açık cezaevi olarak faaliyete girdiği ortaya çıktı. Fabrikanın alanına başta Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çok sayıda talip de vardı. Ortadoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Pervane fabrikaya talip olduklarını ifade etmişti. Diyarbakırlı tekstilcilerin meslek örgütü olarak faaliyet gösteren Diyarbakır Tekstilci İş Adamları Derneği, fabrikanın kendilerine verilmesi halinde burada 12 bin kişiye istihdam sağlayabileceklerini duyurmuştu. Kurtulmuş’a onay, Soylu sırada ?ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan bir ay önce açıklanan Halkın Sesi Partisi lideri Numan Kurtulmuş’un AKP’ye katılımı, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) tarafından onaylandı. Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Kurtulmuş’un katılımına ilişkin MKYK onayını, “Sayın Kurtulmuş’un partimize katılması MKYK’miz tarafından olumlu karşılandı. Ayrıca, DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu Bey’in de önümüzdeki günlerde partimize katılımı söz konusudur” diye açıkladı. KCK operasyonunda 11 gözaltı ? OSMANİYE (Cumhuriyet) Osmaniye polisi, Amanos Dağları kırsalındaki teröristlere lojistik destekte bulunduğu belirtilen kişilere yönelik yürüttüğü çalışmada Osmaniye merkezli İstanbul, Elazığ, Malatya ve Bitlis illerinde eşzamanlı operasyon düzenlendi. Baskınlarda 11 kişi gözaltına alındı. Aramalarda bir tabanca, bir av tüfeği, bir kurusıkı tabanca, dürbün ve 3 telsiz ile silahlara ait çok sayıda mermi, fişek ele geçirildi. BDP’lilerden dayanışma kartı ? İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul İl Örgütü üyeleri Galatasaray Postanesi önünde dün biraraya gelerek , KCK operasyonları kapsamında tutuklanan 700 kadına bayram nedeniyle dayanışma kartı gönderdi. KCK’lı kadınlara dayanışma amacıyla metkup gönderdiklerini ifade eden BDP’li kadınlar, “Kadınlarımız yıllardır cezaevlerindeler. Kadınlar cezaevlerinde uygunsuz aramalara, fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Buna karşın kadınlarımız asla yılmadılar” dediler. Cezaevine dönüştürülen TEKEL fabrikasında 1500 kişi çalışıyordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle