18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 lektronik ve atom “E mühendisliği hocası, biricik kardeşim Dr. Faruk Yarman, HAVELSAN Genel Müdürü iken, geçen yıl bu zamanlar, Balyoz davası kapsamında tutuklandı. ‘Hükümeti cebren düşürmeye teşebbüs’le suçlanıyor, ancak tutuklulukta geçirdiği bir yıldır, suçuna ilişkin gerçekçi bir kanıt ortaya konulamıyor. Dava iddianamesine göre kardeşim Faruk’a yöneltilen suça ilişkin yegâne bulgu: Bilinmeyen bir yerde denize bırakıldıktan sonra Beşiktaş iskelesi yakınlarında ortaya çıkan bir gazoz şişesinin içine tıkılmış bir pusuladır! Üstünde tam olarak ‘Faruk Yarman hükümeti cebren düşürmeye teşebbüs etmiştir’ ifadesinin bile yer almayıp, teşebbüsün ‘ima’ yoluyla ihbar edildiği pusulanın tıkıldığı gazoz şişesi, denizden çıkarılıp yetkililerin eline geçer geçmez gereği yapılarak, HAVELSAN Genel Müdürü tutuklanmıştır… ??? Bilmem, illiyet bağı içermeyen hiçbir kanıt ya da iddianın, hukuksal değer taşımadığını belirtmenin bir yararı var mı? Şüpheli olarak gözaltına alınanların, papatya falı açar gibi tutuklandığına, sonuncu yaprak ‘suçsuz’ çıkınca bile ‘Aa, bir de sap var, o zaman suçlu!’ diye tutuklu kaldıklarına bakılırsa, sanırım hukuk var saymak da boşuna, mantık yürütmek de. Yasama, görülmekte olan davalara bakanlar dışındaki ÖYM’leri kaldırdı. Ama kardeşim Faruk ve diğer sanıkların tahliye talepleri, Balyoz davasına bakan ÖYM tarafından ‘atılı suçun mahiyeti dolayısıyla adli suçu şudur: Seçkin maiyetinin eşsiz bir orkestra şefi olarak HAVELSAN’ı pek çok ürününü ihraç edebildiği kapasiteye taşımak! Geçen çarşamba kendisini ziyarete gittiğim 5 No’lu Silivri Cezaevi’nde tekrar sordum : Tutuklandığın sırada HAVELSAN’ın cirosu neydi Faruk, ve şimdi ne? 300 milyon dolardan fazlaydı, ağabey… Bu yılı ben şekillendirdiğim için şükür yine bu tutara yakın. Ama önümüzdeki yıl, 10 milyona düşüyor! ??? Balyoz davası sanıkları arasında, ‘hükümeti cebren düşürmeye tevessül edenler’ var mı, yok mu? Bilemeyiz, buna yargı karar verecek. Ancak, ‘hükümeti cebren düşürmeye kalkıştığı iddia edilenlere karşı, onları örgütlü cürüm halinde imha etmeye çalışan bir şebeke’nin etrafta kol gezdiği, gören gözler için ayan beyan, ortada. Ey papatya falı bakarak, milli kere milli, dürüst ve güzel insanlarımızı suç tasniine boğan, haşre kadar yanacak, oyuncak civanlar! Şimdi bir düşünün bakalım… Milli Savunma Sanayimizin kahramanı Faruk Yarman niçin tutuklandı, o çakı gibi general, bu kahraman subay, şu bıçkın fidan gibi teğmenin başına vurulan balyoz, aslında neyi unufak ediyor? Milli Savunma Sanayimizi, köküne kadar milli bilişim sektörümüzü değil mi? Yargıçların gerçekleri er geç göreceklerine yürekten inanıyorum, inanmak istiyorum.” * Prof. Dr. TOLGA YARMAN * Y.N. Metnin kısaltılmış halidir. “Cellatlarına saygı duyan kurbanlardan nefret ederim.” JEAN PAUL SARTRE GÖRÜŞ MİTHAT MELEN Milli Savunma Suçunun Cezası: Balyoz kontrolün yetersiz kalacağı’ gerekçesiyle 6 Ağustos’ta yine reddedilmiş bulunuyor. Faruk Yarman, Balyoz davasında yargılanan tek sivil. İddiaya göre başarısız darbenin beceriksiz asker sanıkları, bir sivil ona güvenmiş, yine iddiaya göre darbeden sonraki yapılanmada, kendisini ‘Milli savunma sanayisini koordine etmek’le görevlendirmeyi planlamışlar. Yani Faruk, ‘hükümeti cebren devirmeye teşebbüs’ten yargılanırken, darbeye doğrudan iştirakle bile değil, sonrasının ‘savunma sanayi genel koordinatörü’ olmak olasılığıyla suçlanıyor. Oysa Faruk Yarman, tutuklandığı sırada zaten Türk Savunma Sanayii’nin belli başlı iki kurumundan birinin, koskoca HAVELSAN’ın başında. Türk Savunma Sanayii’ni yasanın kendisine verdiği görevle, zaten bir biçimde koordine ediyor. Şu mantıksızlığa bakın ki, zaten sürdürmekte olduğu görevi, darbe olursa üstlenmek gibi, abesin abesi bir yakıştırmayla suçlanıyor. Fotoğraf: ALİ ARİF ERSEN Hatay’da İşler İyi Gitmiyor Hatay’a giden uçakta yanıma oturan orta yaşlı İngiliz dikkatimi çekti. Sporcu görünüşlü, bayağı bilgili ve dünyayı izler bir hali olan bu insan pek de turiste benzemiyordu. Londra’daki olimpiyatları çok iyi izlediği hatta Türk sporcuları hakkında bile geniş bilgisi olduğunu gördüm. Konu futbola da gelince neredeyse ortak tanıdıklarımız bile çıkar sandım. Türkiye’deki takımları bildiği gibi futbolcuları bile biliyordu. O da benim İngiliz ligi hakkındaki bilgime biraz şaşırdı. Ardından da bir rugby oyuncusu olduğunu öğrendim. Söz ve ahbaplık uzadıkça, ne iş yaptığını sordum. Acil yardım uzmanı olduğunu söyledi. Merakım arttı, bir İngiliz acil yardım uzmanı Hatay’da ne yapacaktı? Bir İngiliz medya kuruluşu adına Hatay’a gidiyordu ve üç hafta kalacaktı. Medya kuruluşu Suriye ile ilgili konuları izleyecekti. Peki, bir yayın kuruluşunun ekibe dahil ettiği acil yardım elemanı (medic) ne yapar diye düşündüm? Sordum, özellikle yaralanmalar ve bilhassa kurşun ile vurulmalar konusunda işe yaradığından söz etti. Kartımı vermeme rağmen, isminin dışında adresinden filan söz etmedi. Böyle çok konuşan ve soru soran adama rastladığından da hoşnut olmadığını sezdim. Ben de ona bir dostumun yeğeninin düğününe gittiğimi söyledim. Bana inandı mı bilmiyorum, ama Hatay ve civarı öylesine güzel bir yöremiz ki, ne için giderseniz gidin mutlaka gitmek, görmek ve gezmek gereken bir yer. Hatay’da ise işler gerçekten iyi gitmiyor. Suriye krizinden sonra, ekonomi durmuş durumda. Yılda yaklaşık 20 bin TIR Cilvegözü kapısından sınırı geçerken bugün sınır kapalı. Düşünün, her TIR 25 ton yük çekiyor, sanayi ürünlerinden gıdaya, narenciyeye kadar en az her yük 40 bin dolarlık olsa ne büyük bir ekonomik kayıp var. Kamyoncular ise nerede ise açlık sınırında. Sadece Arap ülkeleri değil İran ticareti de durmuş durumda. Ayrıca başta Halep gibi yedi bin yıllık bir ticaret geleneği olan bir kentin savaş içinde boğulması, Türkiye’yi ve başta Hatay olmak üzere civar illeri etkilemiş durumda. Taze meyve ve sebzede Türkiye piyasasını tutan Hataylılar artık AB ve Batıdaki durgunluğun da kendilerini yorduğunu söylüyorlar. Üzerinde bir de Suriye krizi ve Arap ülkeleri eklenince ekonomiler gerçekten sarsılıyor. Ürdün, Irak, Suriye hatta Mısır ile ticaretin en alt düzeye indiğinden şikâyet ediyorlar. Aslında sınır kentlerinin kaderinde hep bu var. Çözümsüzlük en çok onları ve ticareti etkiler. Çünkü savaşlar çokkültürlü, hatta dinli toplumları barındıran böyle kentlerde sıkıntıları büyütür. Ekonomik sıkıntıların yanında huzursuzluk da artar. Hatay’daki Alevi vatandaşlarımız TC’ye gerçekten bağlı bir toplum. Ancak, Esad ve çevresi ile de akrabalık ilişkileri bile var. Birçok Suriyelinin Antakya’da evi var, ciddi ticaret yapıyorlar ortaklıkları var. Esad rejiminin devrilmesi başka, ancak Hatay’daki Alevi vatandaşlarımızın gönüllerinin kazanılması ve güven verilmesi gerekiyor. Turizm, Hatay ve civarında bitmiş gibi. Aslında dünyanın en güzel yerlerinden birisi bu bölge. Bir tarafta uçsuz bucaksız Akdeniz, diğer tarafta mümbit topraklar ve yüzyılların tarihi. Çeşitli kültürlerin merkezi. Artık herkes zengin Arap turistten vazgeçmiş, çevre illerden gelecek yerli turistten medet umuyor. Savaş ve ardından terör korkusu ise ister istemez turisti sarmış. Turist akımı sağlanmayınca yatırım da yapılmıyor. Birçok güzel tesisi de son sel yıkınca, yerine yenisi yapılamamış. Otel denizin kenarında ve harika, ancak denize girecek iskele ve kumsal yok. Bu güzel tesisin sahipleri de ekonomik krizden vurgun yediği ve aldıkları kredileri geri ödeyemedikleri için, yatırım yapamıyor, hatta tesislerini tamir bile ettiremiyorlar. Ayrıca bütün bankalar Hatay’da başta ihracatçılar olmak üzere nerede ise herkesin peşine düşmüş. İskenderun Limanı ise ihracat düşüşünden etkilenmişe benziyor. İyi ki bir demir çelik sektörü dünyadaki konjonktürün iyi gitmesi sayesinde ayakta kalmalarını sağlamış. Rüzgâr enerjisi ile ilgili 48 megawatt’lık bir yeni tesisin açılması ise çok iyi bir gelişme; bölgenin elektrik gereksinimi her gün artacağa benziyor. Ayrıca elektrik ihracatı yapılacak en iyi merkezlerden biri Hatay. Hatay gerçek bir hoşgörü kenti. Belki her dil konuşuluyor, her din, ırk ve milletten birçok insan birlikte birbirlerini rahatsız etmeden işlerinde güçlerinde barış içinde yaşıyorlar. Ancak hatırda tutulması gereken çok önemli bir nokta var, ipleri çok germemek, insanlara güven vermek ve ekonomik sorunlarını çözmek gerekiyor. Çünkü ufacık bir kıvılcımın nelere patlayacağı ve neleri patlatacağını bilmiyoruz. ??? Milli Eğitim Bakanlığı’nın bursuyla ABD’nin 1 numaralı üniversitesi, Massachusetts Institute of Technology’de atom mühendisliği alanında doktora yapmış, milli kere milli, bir çırpıda sayılamayacak kadar çok esere imza atmış ve bu çerçevede yabancı şer odaklarını belli ki pek rahatsız etmiş HAVELSAN’ın efsane genel müdürü, biricik kardeşim Faruk Yarman’ın gerçek azeteci TUNCAY ÖZKAN, 42 yaşında girdiği mapusta, dün 46 yaşını devirdi. Kendisine özgür yaşayacağı ve çektiği çilenin boşuna olmadığını göreceği uzun ömürler diliyorum. Yurt sevgisinin suç olup tutuklu yargılandığı bir ülkede yaşıyoruz. Okurum Mehmet Canbeyli’nin dikkatini çekmiş: CHP’li milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması, Bülent Arınç’ın vicdanını harekete geçirmiş. “Halkın reyleriyle parlamentoya seçilmiş bir arkadaşımızın bir akşam özgürlüğünden mahrum edilmesi, serbest bırakılmaması fevkalade vahimdir, çirkindir” demiş. Sayın Arınç’a soralım: Halkın reyleriyle seçilmiş Balbay, Haberal, Alan ve hapisteki diğer BDP’li milletvekilleri, bir gece değil, binlerce gecedir özgürlüklerinden mahrum bırakılırken, ne yapıyor vicdanınız? Tatil mi? G KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘ G ’ N O K T A S I [email protected] Arslan Başer Kafaoğlu’nu Anmanın Anlamı faoğlu, Çanakkale’nin Geyikli Kumburun köyü, Taşkapı mevkisinde alçakgönüllü bir törenle anıldı. Keşke “ulusal öğretmenimiz” için aynı vefayı iktisat okullarımız, derneklerimiz, hatta ekonomiden sorumlu bakanlar da gösterebilseydi... Yaşam yoldaşı Türksen Hanım epostasında özetle diyor ki; “Emekten yana, aydınların ve halkın hocası için düzenlenen anma töreni, alışılmışın dışında ve aslında tam da onun hoşnut olacağı türdendi. Evinin bahçesinde, köylü kentli pek çok seveni bir araya geldi. Her biriyle bir konuda anısı olduğu biliniyordu. Dostları değişik anılarını paylaştılar; gönüllerinde yaşattılar. En heyecan vereni de Sivaslı, matematik eğitimi görmüş bir gencin, ‘Ben hocam sayesinde Marksist ve yeşil oldum’ demesiydi..” Katılanlara etli ve nohutlu yoğurtlu meşhur Ezine Pilavı ikram edilmiş. “Çünkü” diyor Türksen Hanım, “Onun bir özelliği de yemeiçmeyi dostlarıyla paylaşmayı çok sevmesiydi. Böyle ortamlarda gözlerinin içi güler ve eski bir Bulgar dostunun anlattığı Ekonominin bilgesiydi… (19282011) öyküye dayanarak, ‘keyiflerin en yücesi’ anlamında ‘Ohhh guUNESCO’nun ülkemizde lam keyif’ derdi.” hiç oralı olunmayan “Kültürel O gün “sevenleri” imzaKalkınmanın Dünya On Yılı” sıyla kaleme alınan bildiride çağrısına “hükümet dışı” de Kafaoğlu için özetle şunkatkı için düzenlenen semlar anımsatılıyor; pozyumda Aziz Nesin, Mu“Mevcut ‘sisteme karşı’, sa Anter gibi tarihe geçen bunun için de ‘aykırı’ bir kültür insanlarımızla çok sabilgeydi. Uzağı görerek yazyıda aydın ve uzman, kalkındı. İnandıkları için mücadele manın ancak “toplumsal etti. Sürekli okudu, izledi... varsıllık”la mümkün olabileDemokratik mücadelede ceğini anlattılar. hep vardı. ‘Bildikleri halde GAP’ın bu amaca uygun doğruyu söyleyemeyen sonuçlar yaratabilmesi için meslektaşları’na sitemliyilk koşulun “bölgeler arası di. O sadece yazdıkları ve dengeli gelişme” hedeflesöyledikleri kolay anlaşılır mesi olduğunu belirten bir bir ekonomist ya da okurlabaşka tarihe geçen aydınırının hocası değildi. Hayatı mız Kafaoğlu da şunları söydolu dolu yaşamaktan keyif lüyordu; “Üretilen enerjiyi almasını da bilir, bunu eşi batıya aktarıp, doğuya ‘suyla dostu ile paylaşırdı. yetin’ demek süregelen denTopluma devrettiği yaklagesizliği körüklemektir. Buraşık 25 kitabı, binlerce yazısı da temel soru: ‘GAP kimin ve içimizde yer eden özel için’dir; sisteme egemen kişiliği ile Arslan Başer Kaazınlık için mi, yoksa herkes faoğlu’nu unutmayacağız..” için mi?” Ben de onun insancıllığı ve yurtseverliğiyle sonsuza lusal dek ışıklar içinde yatacağınöğretmenimiz’ dan eminim. Prof. Dr. Arslan Başer Ka“Geçen yıl yitirdiğimiz ekonomist yazar Arslan Başer Kafaoğlu, 28 Temmuz’da Çanakkale’de anıldı.” Türksen Başer Kafaoğlu’ndan gelen bu iletiyi okuduğumda hem utandım, hem de unutulmaz birlikteliklerin anılarına daldım… Utandım; çünkü bizim kuşağa “ekonomi”nin “anlaşılmaz laf kalabalığı” olmadığını öğreten bilge ağabeyimizin ilk yıldönümünü nasıl unutabilirdim? Anılara daldığımda ise ilk aklıma gelen, 1989’da Mardin’de “Anadolu, Kültür ve Kalkınma Sempozyumu”. Mimarlar Odası’nın bu etkinlik için, GAP sayesinde kalkınacağı söylenen Mardin’i yeğlemesinin nedeni, tarih ve uygarlık zenginliği ile ekonomik yoksulluğun sarmaş dolaş haliydi… ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. [email protected] SEDAT YAŞAYAN T.C. GAZİOSMANPAŞA/İSTANBUL 5. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına Karar Verilen Taşınmazın Cinsi, Kıymeti, Adedi Evsafı: Taşınmazın Bilgileri: G.O.Paşa ilçesi, Küçükköy Mah. Yeni Açılan Yol Mevkii, 902 parsel sayılı 358m2 yüzölçümlü arsa üzerinde kâin 6/100 arsa paylı, birinci kat (8) bağımsız bölüm No’lu daire. Taşınmazın Adresi: Şemsipaşa Mah. 37. Sok. No: 4 Murat Apartmanı Gaziosmanpaşa/İSTANBUL Taşınmazın Yüzölçümü: Daire 65 m2 Taşınmazın Özellikleri: Parselin üzerinde B.A.K. sistemde inşa edilmiş bir bina olduğu anlaşılmıştır. Parselin tamamı 358 m2 olduğu üzerindeki binanın bodrum kat, zemin kat, üç normal kattan ibaret olduğu, cephesinin BTB cam mozaik kaplamalı olduğu, ana giriş kapısının demir doğrama olduğu, su ve elektrik tesisatının olduğu anlaşılmıştır, borçluya ait 1. kat (8) No’lu bağımsız bölüm dairenin binaya cepheden sol taraftaki balkonu kapatılmış daire olduğu, salon, oda, mutfak , banyo ve WC’den ibaret dairenin giriş kapısı çelik kapı, pencereleri PVC doğrama, iç doğramaları ahşap, ıslak zeminleri seramik kaplamalı olduğu, doğalgaz kombi sistimiyle ısıtıldığı, net kullanım inşaat alanının toplam 65 m2 olduğu anlaşılmıştır. Takdir Olunan Kıymeti: 90.000,00TL KDV Oranı: %1 Taşınmazın İmar Durumu: Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 20/02/2012 tarih ve 1369443/3862 sayılı yazılarına göre taşınmaz 07/08/2006 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli TEM Güneyi Revizyon uygulama imar planında bitişik nizam 4 katlı (H: 12,50m) konut alanında kaldığı bildirilmiştir. 1. Satış Günü: 02/10/2012 Salı 14.00 14.10 saatleri arasında 2. Satış Günü: 12/10/2012 Cuma 14.00 14.10 saatleri arasında Yukarıda özellikleri yazılı taşınmaz/lar bir borç nedeni ile açık arttırma suretiyle satılacaktır. Satış Şartları: 1 Satış yukarıda belirtilen gün ve saatte Gaziosmanpaşa 5. İcra Müdürlüğün’de açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen, kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile yukarıda belirtilen gün ve saatlerde ikinci artırmaya çıkılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememiş ise taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. KDV, ihale damga vergisi, 1/2 tapu harcı ile taşınmaz tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. Belediye tellaliye harcı, 1/2 tapu harcı ile taşınmazın aynından kaynaklanan vergi borçları satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususu ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır.4 İhaleleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenleri şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/216 sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları, Tebligat yapılamayan ilgililere İİK. 127 mad. uyarınca gazete ilanı tebliğ yerine sayılacağı ilan olunur. 07/08/2012 (İc.lf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. 2012/216 TLMT. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Bulgaristan’da 1 yaşayan Müslüman bir Türk boyu. 2/ 2 İstanbul Boğazı ağ 3 zında yer alan ada 4 lar... Optik kaydırma. 3/ Parkeden da 5 ha geniş ve uzun 6 döşeme kaplama 7 tahtası... Baryum elementinin simge 8 si. 4/ Ağaçlıklı yol... 9 Çok verimli olan. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 5/ Bilecik iline özgü, yumurta, ceviz ve pekmezle 1 C A V C A V MA yapılan bir tür tatlı. 6/ Par 2 İ D A Z İ K İ R lak kırmızı renkte bir süs 3 K A R N I K A R A taşı... Sevilmeyen kimse 4 C T A K A N A K ler için kullanılan bir söv 5 İ C A Z Y A A gü sözü. 7/ Bizans döne6K A V E L E T A minde, İstanbul’da siyasal AMA suçluların kapatıldığı ünlü 7 N A N E 8 P İ R İ N A O T zindan... Radyum ele9 O K N A R E K E mentinin simgesi. 8/ Pembe renkli şarap... Bir tümceyi oluşturan birimlerden her biri. 9/ Boyaların yoğunluğunu azaltmakta kullanılan kimyasal bileşim... Bir nota. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İran’da Alevilere verilen ad. 2/ Takımada... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 3/ Hakkı olmayan bir şeyi kendine mal edip cebine indirme anlamında argo sözcük. 4/ Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi... Bir şeyin yapılmasını yasaklama. 5/ Avrupa’da bir ülke. 6/ İçine para ya da jeton atılarak bir aygıtın çalışmasını sağlayan kumbara. 7/ Azerbaycan’ın plaka imi... Cisimlerin üç halinden biri. 8/ “Dörtte bir” anlamında eski sözcük... Cennet bahçesi. 9/ “Sevgili, dost” anlamında argo sözcük. ‘U “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 51048) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle