18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın İstanbul temaslarında, muhalefete desteğin koordinasyonu ve Esad sonrası Suriye’nin yanı sıra 5 noktada güvenlikli bölge planının gündeme gelmesi bekleniyor Şam’ın kaderi konuşulacak ABD yönetimi, Clinton’ın İstanbul ziyareti öncesinde Şam yönetimine yeni yaptırımların yolda olduğunu bildirirken İngiltere de muhalefet için kesenin ağzını açtı. Clinton İstanbul’da, Esad sonrası dönem için “ortak operasyonel resim” üzerinde yoğunlaşacak. Dış Haberler Servisi ABD’den, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın İstanbul ziyareti öncesinde, Suriye’ye yeni yaptırımlar planlandığı açıklaması gelirken İngiltere hükümeti de Suriye muhalefetine 7.8 milyon dolar tutarında ek yardım verileceğini duyurdu. Clinton’ın bugün İstanbul’da Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelmesi, görüşmede, Ankara’nın Suriye sınırında güvenlikli bölgeler oluşturulması planı ile Beşşar Esad sonrası Suriye konularının yanı sıra, Suriye’nin kuzeyinde PKK’nin kolu PYD’nin de ele alınması bekleniyor. Görüşmede, Ankara’nın Suriye’de sınıra yakın 5 noktada ve ortalama 20 kilometre derinlikte güvenlikli bölgeler oluşturma planı masaya yatırılacak. Planda, sınır boyunca cep biçiminde oluşturulması öngörülen güvenlikli bölgeler, stratejik açıdan Türkiye’ye yakın ulaşım yolları çevresinden seçildi. ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın Türk yetkililer ve Suriyeli muhaliflerle görüşeceği İstanbul temasları öncesinde Obama yönetimi Beşşar Esad rejimine yönelik yeni yaptırımların yolda olduğunu bildirdi. Clinton’ın Afrika turuna eşlik eden üst düzey bir yetkili, “... baskının temel formlarından birisi de ekonomik yaptırımlardır” diyerek yeni yaptırımların kısa sürede devreye gireceğini kaydetti. Yeni yaptırımların Esad’ın yakın çevresinin yanı sıra Şam rejimini destekleyen İranlı bireyleri de hedef alması bekleniyor. ABD Esad rejimini desteklemekle suçladığı Hizbullah’ı da yaptırım listesine ekledi. Yetkililer Clinton’ın İstanbul’da Türkler ve Suriyelilerle, Esad sonrası demokratik geçiş için “ortak operasyonel resim” üzerinde yoğunalep’te Özgür Suriye Ordusu militanları ile “hayalet savaşçı” anlamına gelen Sebbiha milisleri arasında çatışmalar sürüyor. İngiltere, muhalefete 7.8 milyon dolarlık yardım verecek. (Fotoğraf: AA) Stratejik Derinlik Myanmar’da George Orwell, ilk romanı “Burma Günleri”de; bugün Myanmar adıyla tanınan ülkeyi; “Her sözcüğün, her düşüncenin sansürlendiği, boğucu bir dünyaydı” diyerek anlatır: “Özgür düşünce tasavvur edilemeyecek bir şeydi. Özgürce kendinizi ifade etmek dışında, her özgürlüğünüz vardı. Fikir oluşturmaya kalkmadığınız sürece; sarhoş, serseri, korkak, dedikoducu olabilirdiniz. Az çok önem taşıyan herhangi bir konuda taşıdığınız fikirler, sömürge yasalarıyla dikte edilmişti. (Bunlar) gizli bir hastalık gibi sizi zehirliyordu. Yaşam bir yalana dönüşüyordu…” İngiliz boyunduruğundan 20. yüzyıl ortasında çıkan Burma/Myanmar, hâlâ dünyanın en baskıcı ülkelerinden biri... 90’lı yıllar sonunda Burma’ya gitmiştim… Orwell’in anlattığı gibi tam; insanlarla serbestçe temas kurmak, konuşmak imkânsızdı. Cılız ışıkların aydınlattığı sokaklarda yürümek kasvetliydi. Çoğunluğun Budist olduğu ülkede insanlar, Budist tapınaklarda yatıp kalkıyordu. Başkent Rangun’da kubbesi saf altından yapılmış mabetler vardı. “Tapınak tarlası” olarak adlandırılan görkemli pagodalarından; ülkedeki egemen değerin “din” olduğu görülüyordu… Budist rahipler halk arasında birinci derecede etki sahibi iken ülkeyi dış dünyaya kapalı bir cunta yönetiyordu. Rahiplerle asker zulmü arasında sıkışan ortamda, nasıl olduysa Aung San Suu Kyi isminde ufak tefek, narin, saçlarına romantik orkide çiçekleri yerleştiren bir muhalefet lideri çıkmış; o da ev hapsine tıkılmıştı. Gördüğüm, ziyaret ettiğim Burma/Myanmar böyle bir ülkeydi… İki yıl önce Aung San Suu Kyi’nin “20 yıl boyunca” tutulduğu hapisten serbest bırakılmasıyla siyasi reform sürecine girildi. Batı yaptırımlarıyla sıkıştırılan cunta, bir dizi reform yapmak zorunda kaldı… Kimilerinin “Myanmar baharı” diye adlandırdığı bu süreçte, “Mandela” lakabı takılan Aung San Suu Kyi parlamentoya girdi. Siyasi tutuklular serbest kaldı. Sansür yumuşadı. Toplanma özgürlükleri tanındı. Sivil görünümlü bir yönetim işbaşı yaptı. Turizm ve yabancı yatırımlar önündeki engeller çözülmeye başladı. Batı yaptırımları kalktı… Myanmar üzerinde emperyal güçler arasında yeni bir “Büyük Oyun” başladı... Herkesten önce oyuna giren Çin’e karşı, bölgede derhal Çin etkisini dengelemeye çalışan ABD harekete geçti. Çin’le rekabet yaşayan Hindistan da denkleme eklenince; Myanmar’ın kıymetli doğal kaynakları, Bengal körfezine açılan sıra dışı önem taşıyan stratejik pozisyonu ve ucuz işgücü, 60 milyonluk büyüyen pazarıyla ülke, son on yıl içinde görülmemiş bir paylaşım savaşı içine girdi… Myanmar üzerindeki buzların çözülmesi ile büyük güçlerin atmaca gibi çökmesi bir oldu. Her zaman olduğu gibi “neokolonyal” savaşların canlanmasıyla, bu Güneydoğu Asya coğrafyasındaki etnik grup çatışmaları da yeniden alevlendi… Haziran başından beri şimdi bir “Arakan Müslümanları” olayı yaşanıyor… Üç Müslüman genç, bir Budist kadına tecavüz ediyor ve birdenbire yüzyıllar boyunca süregelen dinler savaşı yeniden tetikleniyor… Gerçekte Moğol istilaları zamanından beri süregiden Müslümanlarla bölgenin başat dinleri arasındaki mücadele yeni değil. Özellikle dış güçlerin etkisinin tırmandığı dönemlerde doruğa çıkan bu MüslümanHint yarımadası dinleri arasındaki kapışmanın en kanlı örneği, Hindistan’ın bağımsızlığına kavuştuğu yıllarda yaşanmıştı… Vaktiyle Büyük Britanya İmparatorluğu’nun parçası olan Hindistan ve Pakistan; Budizmin akrabası sayılan Hindular ve Sihlerle, Müslümanlar arasındaki kan davası yüzünden ayrılmış; bu ayrılma sırasında “göze göz, dişe diş, ırza geçmeye ırza geçme, katliama karşı katliam” olarak gelişen bir hesaplaşmada bütün bir alt kıta kan banyosuna gömülmüştü. Hindistan’ın bağımsızlık lideri Gandhi dahi, kendi dindaşı Hindular yerine, Müslüman azınlığa arka çıktığı için gözü dönen bir Hindu tarafından öldürülmüştü… Myanmar’da Arakanlı Müslümanlarla Budistler arasında süregiden bu savaş da geçmişte yaşanan örneklerden çok farklı değil… Pakistan ve Bangladeş gibi Myanmar da Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Hindistan sömürgesinden kopan parçalardan biri. Tezgâhlanan oyunlar da geçmişten bu yana taşınan kin ve nefret de hep aynı. Olay böylesine derin ve köklü olduğu için, ülkenin bir numaralı demokrasi lideri Aung San Suu Kyi bile çıkıp uluorta bir şey söyleyemiyor. Örnek aldığı Gandhi’nin dahi başını yiyen mücadeleye müdahil olmak istemiyor. Bu kadar çok boyutlu bir konuya, şimdi bizimkilerin Somali’ye yardım metoduyla balıklama atlaması, tek kelimeyle trajikomik. Arakanları, kolilerle kurtarmaya giden heyette bir Ajda Pekkan’la Sertab Erener eksik… San Suu Kyi’nin bile dilini bağlayan konu için “Miles&Miles” rekortmeni olarak nam salan Davutoğlu uçağa adım atarken, “Hem Myanmar’a açılmak, hem Arakan’a ulaşmak istiyoruz” açıklamasını yapmış. Yani hem “Büyük Oyun”a girecek, hem Arakan’a kol kanat gerecek… Myanmar’a uzanan stratejik derinliğimiz de bu kadar. H HATAY’DA ARBEDE HATAY (Cumhuriyet) Hatay’ın Yayladağı ilçesindeki 1 No’lu Konaklama Tesisi’ne zorla girmek isteyen Suriyelilerle polisler arasında çıkan arbedede 1’i tabancayla vurulmak suretiyle 3 polis ve 1 Suriyeli yaralandı. Yayladağı 1 No’lu Konaklama Tesisi’ndeki polis memurları, kamp girişinde kimlik kontrolü yaptı. Bu sırada kampta kalmadıkları belirlenen 20 Suriyeli çadır kente girmek istedi. Polis, söz konusu grubun içeriye girmesine izin vermeyince tartışma çıktı ve grubun kampta kalan yakınlarının da karışmasıyla olay büyüdü. Kargaşa sırasında bir Suriyelinin polis memurunun tabancasını alarak rasgele ateş açtığı ileri sürüldü. Tabancadan çıkan mermilerden biri polis memuru Mehmet A’nın koluna isabet ederken olay yerindeki polis memurları Zülküf B. ve Lütfü Ç. de Suriyeliler tarafından darp Kaçış edildi. Bir sürüyor. Suriyelinin de (Fotoğraf: çıkan kavgada AA) yaralandığı öğrenildi. Bu arada 51’i asker, 15’i yaralı toplam 1601 Suriyeli sınırı geçerek Türkiye’ye sığındı. İran’ın Esad rejimine yardım ettiği gerekçesiyle tepki gösterdi. ABD, Avrupalı müttefikleri, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın katılmadığı toplantının sonuç bildirgesinde, tüm tarafların bir an önce şiddet olaylarına son vererek diyaloğa başlamaları gerektiği ifade edildi. Ülkelerin içişlerine karışılmamasını öngören uluslararası ilkelere uyulmasına vurgu yapılan bildiride, silahlı gruplara her türlü teçhizat yardımına son verilmesinin şart olduğu kaydedildi. Tahran’daki toplantıya Çin, Rusya, Belarus, Irak, ve Venezüella da katıldı. Çatışmaların sürdüğü Halep’te Halep Kalesi’nin Esad güçleri tarafından bombalandığı ve tarihi kalenin hasar gördüğü iddia edildi. laşacağını kaydettiler. Clinton’ın İstanbul’da ayrıca 5.5 milyon dolarlık ek insani yardım açıklaması bekleniyor. Böylece krizin başladığı 17 ay öncesinden beri ABD’nin toplam yardımı 82 milyon dolara çıkacak. Yetkilere göre Clinton’ın temaslarının odağında muhalefete desteğin koordinasyonu yer alıyor. Yetkililer Clinton’ın İstanbul’da öğrendiklerini yeni bir Suriye’nin Dostları toplantısı öncesinde Avrupa dışişleri bakanlarıyla da görüşeceğini ifade ettiler. Yeni toplantının ağustos sonu, eylül başında olması bekleniyor. İngiltere’nin yeni yardımlarını açıklayan Dışişleri Bakanı William Hague ise Londra’nın hiçbir şekilde silah temin etmeyeceği nin ve yardım malzemelerinin de silahlı gruplara gitmeyeceğinin altını çizmekle birlikte, yardımın kimin eline geçeceği konusunda bilgi vermekten kaçındı. Myanmar baharı ve Büyük Oyun Annan’ın yerine Brahimi Bu arada Birleşmiş Milletler’deki diplomatlar eski Cezayir Dışişleri Bakanı Lahdar Brahimi’nin (78) BMArap Birliği’nin yeni Suriye özel temsilcisi olarak atanmasının beklendiğini ifade ettiler. Tahran’dan alternatif toplantı ABD ise önceki gün Tahran’da yapılan ve 29 ülkenin katıldığı Suriye konulu konferansa, LİBYA’DA YENİ DÖNEM 3 ABD ASKERİ ÖLDÜRÜLDÜ Dış Haberler Servisi ca sürgünde yaşadı. Libya Libya’da yönetimi devralan Ulusal Kurtuluş Cephesi, 42 Milli Genel Kongre yıllık Kaddafi yönetimini (MGK), öldürülen devrik devirmek için 1984’te Kadlider Muammer Kadda dafi’nin başkent Trablusfi’nin eski rakibi Muham garp’ta yaşadığı Babel Azimed el Mugaryef’i başkan ziye’ye saldırı dahil bazı girişimlerde bulunseçti. 200 üyeli konmuştu. grede yapılan oylaÜlkeye dönümada, El Mugaryef şünde Ulusal Cep113 oy toplarken, he partisini kuran diğer muhalefet liEl Mugaryef, gederi ve insan haklalecek yıl yeni anarı avukatı Ali Ziyasa hazırlanana dan 85 oyda kaldı. Kaddafi’nin bas El Mugaryef. kadar MGK’nin başkanlığını yapakıcı politikaları hakkında bir dizi kitap yazan El cak.Ulusal Cephe, ülkeye Mugaryef, ülkenin en eski şeriat getirmeyi amaçlasilahlı muhalefet hareketi madığını söylese de İslami Libya Ulusal Kurtuluş Cep kurallara dayalı bir yönetim hesi’nin lideriydi ve yıllar kurmayı hedefliyor. (Fotoğraf: AA) Kaddafi’nin rakibi geçici başkan oldu Yine Afgan üniformalı saldırgan Dış Haberler Servisi Afganistan’da ordu üniforması giyen bir kişi 3 Amerikan askerini öldürdü. Amerikan askeri sözcüsü, Afganistan’ın güneyindeki Helmand vilayetinin Sangin bölgesinde yaşanan olayın soruşturulduğunu duyurdu ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Taliban dün sabah meydana gelen saldırının ardından saldırganın kendilerine katıldığını bildirdi. Taliban sözcüsü Kari Yusuf Ahmedi, saldırganın Afgan polis birliklerini eğiten Amerikalılara yardımla görevli Asadullah adlı bir polis olduğunu söyledi. Bu hafta içinde üçüncü kez Afganistan’daki NATO birliklerine karşı Afgan üniforması giyen kişiler tarafından saldırı düzenleniyor. Geçen salı günü Paktia vilayetinde Afgan üniformalı 2 kişi 1 Amerikan askerini öldürmüş, 2 Amerikan askerini yaralamıştı. Önceki gün ise 2 Afgan askeri, ülkenin doğusundaki bir askeri üssün dışında bir grup NATO askerine saldırı girişiminde bulunmuş, olayda saldırganlardan biri öldürülmüştü. Moğol istilası denli eski... CAMP DAVID’DE RÖTUŞ İsrail’den Sina’da helikoptere izin Dış Haberler Servisi İsrail güvenlik kabinesi, Mısır’ın Sina Yarımadası’nda 5 askeri saldırı helikopteri bulundurmasına izin veren bir yasayı onayladı. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın teklifiyle alınan kararla Camp David Antlaşması da tadil edilmiş oldu. Güvenlik kabinesinin önceki akşam aldığı kararın Mısır’ın Sina Yarımadası’ndaki “terörist hücrelerle daha iyi mücadele etmesini” amaçladığı belirtildi. 16 Mısır askerinin öldürülmesinin ardından Sina Çölü’ne askeri helikopterlerini sokan Mısır, bazı noktaları bombalamış, saldırı sonrasında İsrail sessiz kalarak fiilen duruma onay vermişti. İsrail ile Mısır arasında 1978’de imzalanan Camp David Antlaşması, Sina bölgesinde ağır silah bulundurulmasını yasaklıyordu. Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Myanmar’ın Arakan bölgesinde zor koşullarda yaşayan Rohingya Müslümanlarını ziyaret etti. Birleşmiş Milletler programı dışında ilk kez Türkiye tarafından ulaştırılan yardımlar Banduba Kampı’nda kalanlara dağıtılırken Emine Erdoğan, yardım için tespitlerin iyi yapılması gerektiğini belirterek “Dayanılmaz görüntüler var” dedi. Türk heyetini görmek isteyen Rohingya Müslümanlarından Muhammed Çingi, yetkililerin izin vermesi üzerine yaşam şartları hakkında bilgi verdi. Davutoğlu, ailesinden 11 kişinin, köyünden de yaklaşık 100 kişinin öldüğünü ağlayarak anlatan Çingi’yi ışişleri Bakanı D Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Recep Arakan’da gözyaşı bir süre sarılarak teselli etmeye çalıştı. Bu sırada Emine Erdoğan’ın da gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Türk heyeti daha sonra Budistlerin bulunduğu bir başka kampı da ziyaret etti ve yardım malzemeleri dağıttı. Davutoğlu burada bütün insanların aynı haklara sahip olduğunu belirterek Budistlerle Müslümanların barış içinde yaşamasını istediklerini belirtti. Rohingya Müslümanları, Myanmar yönetiminin desteği ya da göz yummasıyla Arakan’daki Budistlerin saldırısına uğruyor. Son zamanlardaki çatışmalarda binlerce Müslümanın öldüğü, 10 binlerce Müslümanın yerlerinden edildiği bildiriliyor. Japonya ile Güney Kore’nin ‘Kardak’ krizi Dış Haberler Servisi Güney Kore Devlet Başkanı Li Myungbak dün, Japonya ile ihtilaf konusu olan ve Güney Kore’de Dokdo, Japoncada Takeşima olarak bilinen adalara sürpriz bir ziyaret düzenledi. Tokyo, ziyarete tepki olarak Seul’deki büyükelçisini geri çağırdı. Tokyo’nun uyarılarına karşın Dokdo’ya giden Li, kayalık volkanik adaları ziyaret eden ilk Güney Kore Devlet Başkanı oldu. İki ülkeye de yaklaşık eşit uzaklıkta bulunan adalarda sahil güvenliğin yanı sıra yaşlı bir adamla eşi yaşıyor. Balıkçılık açısından bereketli bölgede, ayrıca doğalgaz yataklarının bulunduğu sanılıyor. Güney Kore lideri dün bölgeyi ziyaret etti. (AFP) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle