19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HAZİRAN 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Adli Tıp, 12 Eylül davası sanıklarının sağlık durumlarının duruşmaya katılmaya elverişli olmadığı yönünde rapor verdi Savaş Değil Barış... Suriye sınırında askeri birliklerimiz yığınak yaparken, isabet ve tahrip gücü yüksek füzeler yerleştiriliyor. Herkes birbirine soruyor bu nedenle: “Türkiye’yle Suriye arasında bir savaş çıkar mı?” Bana kalırsa böyle bir olasılık yok... Başbakan Erdoğan, “Suriye halkı bizim kardeşimiz, sorun Esad rejimidir, çünkü kendi insanını öldürüyor” derken, Şam’ın yanıtı gecikmiyor: “Ankara’yla Türk halkının bize bakışı farklı!” Suriye Devlet Başkanı Esad İran televizyonu aracılığıyla veriyor bu mesajı... Rusya, İran ve Suriye... Suriye’de baskıcı bir rejim olmadığını savunan yok! Burada önemli nokta, Türkiye’nin Suriye konusunda takındığı tavır. Rusların Doğu Akdeniz’in Lazkiye Limanı’nda üç savaş gemisinin bulunduğu bir gerçek... Rusya açık açık söyledi: “Suriye’yi koruruz...” Esad üç gün önce açıkladı: “Suriye Libya değildir!” Durum böyleyken Ankara’nın izlediği dış politika nasıl olmalıydı? ABDİsrail çıkarları doğrultusunda değil, kendi çıkarları doğrultusunda. ??? Rusya, Çin ve İran, Esad rejiminin arkasında neden duruyor? Libya’da yanıldı Rusya ve Çin... Önce Sarkozy havadan vurdu Libya’yı, ardından NATO uçakları... Aşiretler arasındaki savaş, kardeş kanının dökülmesinde Müslüman Kardeşler’in rolü büyüktü. Daha düne değin başta ABD ve İngiltere olmak üzere öteki AB ülkelerinin “terör örgütü” olarak tanımladığı Müslüman Kardeşler, vahşi kapitalizme ve emperyal güçlere teslim olduğunu açıkladıktan sonra durum değişmişti. Kahire’nin Tahrir Alanı’nda yakılan sözde “demokrasi ve özgürlük” ateşine, Mısırlı aydınlar, demokratlar, solcular, sendikacılar ve libaraller de destek vermiş, Hüsnü Mübarek’i devirmişlerdi. ABD’ye 30 yıl hizmet eden, her dediğini “emriniz olur” diye yerine getiren, Gazze’ye giriş ve çıkışları, gıda, ilaç yardımlarını engelleyen Mübarek rejimi değil miydi? Şimdilerde Mübarek’in durumu belli, yeni cumhurbaşkanının da... Mısır’da işlem tamam... İpler şimdilik ordunun elinde ama yarın ne olur bilemem... Mısır’daki aydınlar, sendikacılar, solcular ve liberaller ise şaşkınlık içinde: “Biz ne yaptık?” ??? Başbakan Erdoğan, her zaman olduğu gibi esip gürlüyor, kendisi gibi düşünmeyen gazetecileri ağır dille suçluyor. Elbet Türkiye büyük bir ülke! Hiç kimse Türkiye’yi test etmeye kalkışmasın... Ankara ise bugüne değin yaşanan olayları unutmasın! Esip gürlemekle, Davos’ta “van münit” çekmekle büyük ve güçlü Türkiye yaratılmaz. Cüneyt Arcayürek dün yazdı yaşadığımız olayları, ben de bir kez daha kalın çizgilerle altını çizeyim: 3 Temmuz 2003 yılında Kuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına ABD çuval geçirirken AKP hükümeti ne yaptı? Mavi Marmara gemisi Gazze’ye yardım götürmeye kalkınca İsrail Ankara’yı uyarmadı mı? Uyardı... “Gönderme!” Magusa’da gemiyi bekleyen milletvekilleri son anda binmedi... Mavi Marmara yoluna devam etti... İsrail deniz komandoları Gazze’ye giden gemiye uluslararası sularda saldırdı, 9 kişi yaşamını yitirdi... O zaman! Erdoğan yine esip gürledi... Sonuç? Sıfıra sıfır, elde var sıfır! Türkiye, 2003 yılından beri test ediliyor ABD, İsrail ve Suriye tarafından. ??? Bu gerçekleri yazmak Başbakan Erdoğan’ın hiç hoşuna gitmiyor, gazetecileri neredeyse “vatan haini” olmakla suçluyor. Türkiye güçlülüğünü kanıtlamak istiyorsa savaştan yana değil barıştan yana olmalıdır. Müslüman Kardeşler’i eğitip, botlarla Samandağı’ndan Suriye’ye sabah gönderip akşam geri getirmekle değil... Suriye’den Türkiye’ye kaçan yaklaşık 30 bin kişinin arasında kimlerin olduğunu biliyor muyuz? Yazıma noktayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın şu açıklamasıyla koyuyorum: “İran’a iki ayda 51.5 ton altın ihraç etmişiz. Mayıs ayında İran’a ihracatımızın yüzde 82’si altın. Bu normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu açıklamalıdır!” Bence de!.. Darbeciler strese gelemiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adli Tıp Kurumu, 5. duruşması görülen 12 Eylül davasında mahkemeye gönderdiği raporda, sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın sağlık durumlarının duruşmaya gelerek ifade vermeleri için uygun olmadığını bildirdi. Savcı Kemal Çetin, sanıkların videokonferans yoluyla savunmalarının alınmasını isterken, mahkeme, sanıkların üniversite hastanesinden rapor almalarına karar verdi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 12 Eylül davasının 5. duruşmasına TBMM, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK ve TÖBDER’in aralarında bulunduğu müdahiller katıldı. Evren ve Şahinkaya yine duruşmaya gelmezken, sanık avukatı Bülent Acar hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, yaklaşık 3 ay önce istenen sağlık raporunun mahkemeye 26 Haziran tarihinde ulaştığını bildirdi. Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’unca düzenlenen 25 Haziran tarihli raporda, özetle şöyle denildi: “Sonuç itibarıyla kişide mevcut kronik hastalıkların nitelikleri ve kişinin yaşı birlikte değerlendirildiğinde, uzun süre efor gerektiren (ayakta kalma/konuşma) durumlarında ve stres yaratılan ortamlarda kardiyaknörolojik kökenli hastalıkların tetiklenerek kişide hayati tehlike yaratabileceği, bu nedenle kişinin doktor ve sağlık ekipmanı ile gelerek/getirtilerek ifade vermesi durumunda belirtilen hayati tehlike riskinin gerçekleşmesi halinde kişide mevcut hastalıkların niteliği itibarıyla sağlık ekibinin müdahalesinin yeterli olamayabileceğine oybirliği ile mütalaa olunur...” Söz alan müdahil avukatlar, gelen raporu kabul etmeyerek, bağımsız bir kurul tarafından yeni bir rapor hazırlanmasını istedi. avcı telekonferans istedi Davanın savcısı Kemal Çetin, Adli Tıp Kurumu’nun raporuna işaret ederek sanıkların savunmalarının sesli ve görüntülü iletişim tekniğinin kullanılması ile alınmasını istedi. Mahkeme heyeti, duruşmaya verdiği 3 saatlik aranın ardından kararları açıkladı. Buna göre, BDP Mil S letvekili Ertuğrul Kürkçü’nün müdahillik talebi reddedildi. Mahkeme, Genelkurmay’dan 12 Eylül 1980 ve öncesi tarihlerini kapsayacak şekilde sanıklardan Kenan Evren’in görev yaptığı Genelkurmay Başkanlığı’ndaki ziyaret defterinin istenmesine karar verdi. Avukatların itirazlarını kısmen yerinde bulan mahkeme; sanıkların, bulundukları illerdeki en yakın üniversite hastanelerine sevk edilerek sağlık durumlarına ilişkin yeni rapor alınmasını istedi. Duruşma, 14 Eylül’e ertelendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle