18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2012 SALI 6 HABERLER KESK Başkanı Özgen’in de aralarında bulunduğu 58 kişi KCK operasyonunda gözaltına alındı KESK’e büyük gözaltı SENDİKA GÖZALTILARINA TEPKİ ‘Katil Rejim’ İnandırıcı mı? Şimdiki “savaş” öncesi TürkiyeSuriye ilişkileri, AKP’nin “başarı öyküsü”ydü. O mutlu günler! Vizeler kalkıyor, karşılıklı ticaret hızla 2.5 milyar doları buluyordu. 2010’da Suriye’ye dışsatım 1.845 milyar dolar, dışalım ise 663 milyon dolar. Derken eğri hızla aşağı dönüyor. Bu yılın ilk dört ayında ise dışsatımda yüzde 62, dışalımda ise yüzde 88 düşüş var.. Yakın kentlerimizde Suriye ile ticaret neredeyse sıfırlandı... Bugün Erdoğan Ortadoğu’ya gidebilir ve halklardan alkış alabilir mi? Bu, Başbakan için ancak korkulu bir rüya olabilir! ??? Erdoğan ve Davutoğlu’nun Suriye ile kanlı bıçaklı olmasının nedeni, “Arap Baharı”nın etkisi ile Suriye’de muhalefetin Esad rejimine karşı ayaklanması ve rejimin yaptığı katliamlar” olduğuna inanmamızı kimse istemesin. Şüphesiz, komşu ülkede yüzlerce insanın öldürülmesi kabul edilebilir değil. Ama ABD ve ortaklarının kışkırtıcılığı da sır değil. Bence ölümlerin yüzde 50’sini Esad rejimine, yüzde 50’sini de Amerikan rejimlerine yazmalıyız! Eğer Erdoğan iktidarı “kanlı” hükümetlere o kadar karşı olsaydı, bunu bir ilkesel politika olarak benimsemiş olsaydı, örneğin uluslararası aranan Sudan Başkanı ile al gülüm ver gülüm ilişkileri içinde olmazdı... Daha pek çok örnek sayılabilir ama en önemlisi, Suriye’den hemen önce devrilen Libya Kaddafi örneğidir... Libya’da iç savaşın, İngiliz, Fransız, Amerikan kışkırtmalarıyla binlerce kişinin öldürüldüğü sırada, ErdoğanDavutoğlu ikilisinin kılları kıpırdamıyordu... Çünkü Kaddafi iktidardaydı ve Türkiye’nin Libya’da milyarlarca yatırımı vardı! Erdoğan, Libya’ya müdahaleye beş kalaya kadar dayandı. NATO müdahalesi gündeme geldiğinde sarf ettiği söz ünlüdür ve tarihe geçmiştir: “NATO’nun ne işi var Libya’da!” Hükümet, NATO’nun, Fransa İngiltereABD savaş üçlüsünün (ve İtalya) Libya’yı yerle bir etme kararlılığını görünce, savaş konvoyuna katılmak zorunda kalmıştı! Peki, “NATO’nun ne işi var Libya’da” sözüne kadar, Libya’da kaç bin kişi ölmüştü ve iktidarımız neredeydi? O tarihlerde ölüsevicilik sözü yoktu! ??? Batılı emperyalistler Libya’yı halledip Suriye’ye yöneldiklerinde ise Erdoğan Davutoğlu ikilisi Libya’dan derslerini almıştı ve hiç tereddüt etmeden Esad rejimine karşı seslerini adım adım yükseltmeye başladı.. Bütün hesaplarını Esad rejiminin yıkılması üzerine kurmuşlardı... Eee, Kaddafi’yi yok ettiklerine göre.. Libya’ya saldırının, emperyalizmin tarihinde çok önemli bir yeri vardır. Yüzyılın alçaklıklarından biridir... Bugün parçalanmış ve hâlâ savaş içinde, yıkılmış ve tam bir emperyalist işgal altında bir ülkeden bahsedebiliriz!.. Bizim medyada bir haber görebilir misiniz? ??? İktidarın Suriye hesabı bir yılı aşkın zamandır tutmadı! Medyadaki çok bilmişlere bakıyorum, bir yıl önce “Esad birkaç ayda yıkılır gider” diyorlardı... Bugün ise “Esad’ın yıl sonuna kadar, bilemedin 11.5 yıl ömrü var” diyorlar... Ben bilmiyorum.. Onlara derdim ki “Tanrı’nın verdiği ömrü sen nereden bilebilirsin”!?! Niye, Tanrı’nın bu işlerle ilgisi yok muydu yani?! Suriye’de iç savaş, bugün daha çok, Esad rejimi ile paralarını Suudilerin verdiği, Amerikan CIA ajanlarının örgütlediği ve kışkırttığı “Hür Suriye Ordusu” paralı askerleri arasında oluyor. Görüldüğü kadarıyla Esad rejimi halkın belki de çoğunluğunun desteğine sahip... Bizim hükümet, Esad ile Suriye halkını ayırmakta pek de titiz! Suriye halkı dostumuzdur diyor, ama dostu oldukları Suriye halkı ya Esad’ın dostu ise ve sana da hiç iyi gözle bakmıyorsa!? Çünkü dış kışkırtmaların altında canı çıkan o! Bunlar bilinmezliklerde dolu. ??? İktidarın hesap etmediği diğer bir olgu da Rusya ve Çin’dir... Rusya’nın Tartus Limanı’nı sürekli kullanma izni vardır, nükleer silah yüklü savaş gemilerinin Akdeniz’deki üsleri Suriye’dedir... Bırakın Suriye ordusunun tamamen Rus silahlarıyla donatılı olmasını ve bunun ticaretini... Bir Amerikancı rejim işbaşına geldiğinde Rusya oradaki “işini” kaybedecektir.. İran ve Rusya, Suriye’de askeri tatbikat düzenlediler geçen hafta! ??? İktidar balıklama atladı ama en azından işler istedikleri gibi gitmiyor! Üstüne üstlük Antakya Savaş Cephesi’ne yanıt, Suriye’de ne haltlar karıştırmak için gittiği tam açıklığa kavuşmayan uçağı top ateşiyle vurup düşürmek oluyor... Spiegel’in haberine göre, Ankara diplomatik kulislerinde, ikinci bir uçağımız tam vurulmak üzereyken kaçabilmiş! Yanlış hesap Bağdat’tan dönebilir mi? Zor babo.. Ve neden Suriye işine balıklama atladılar? Nedeni, ekonomidir! Ve ABD’nin politik desteğinin sürmesidir! Türkiye ekonomisi cari açık üretiyor ve bu açık Batı’dan akan sıcak soğuk parayla kapatılıyor. Bu saadet zinciri, kopmamalı... Amerikan desteği sürdüğü sürece, politik istikrar ve finansman devam eder hesapları var... AKP bütün iktidar kumarını bunun üzerine oynamaktadır... İşler iyi gitmediğinde de bedelini ödeyecektir ve Türkiye’ye ödetecektir. ‘Darbeci bir operasyon’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel Yetkili Ankara Başsavcıvekilliğinin yürüttüğü operasyon kapsamında, KESK ve buna bağlı sendikalara yönelik 20 ilde eşzamanlı operasyon büyük tepki çekti. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, bu operasyonla hükümetin kendisi gibi düşünmeye herkesi susturmaya çalıştığını söyledi. BDP Eşbaşkanları, operasyonu “yeniden dizayn uygulamaları çerçevesinde darbeci bir operasyon” olarak niteledi. Gaziosmanpaşa’daki KESK Genel Merkezi önünde açıklama yapan Tombul, bu operasyonla hükümetin kendisi gibi düşünmeyen herkesi susturmaya çalıştığını söyledi. Tombul, “Bu gözaltıların nedeni KESK’in kamuda yeni uygulamalara karşı sürdürdüğü itiraz, 21 Aralık’ta yaptığı grev, 2829 Mart’ta bütün Türkiye’yi doğrudan etkileyen ‘4+4+4’ diye bilinen yasaya karşı gösterdiği direnç ve 23 Mayıs’ta toplusözleşmede verilen zamlara itiraz ettiği için yapılan büyük grevdir” dedi. EğitimSen Genel Başkanı Ünsal Yıldız da “Bu ve benzeri operasyonlarla sendikamızın yıpratılmasına, baskı altına alınmasına olanak olduğunu zannedenler yanılmaktadır” diye konuştu. Operasyonun ardından bazı CHP ve BDP’li milletvekilleri KESK Genel Merkezi’ne gitti. Muhalefetin susturulmak istendiğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “KESK’in mücadelesi, kamu sendikacılığında AKP iktidarına karşı çok önemli bir mevzidir. İktidar bunu görüyor, Türkiye’nin her yerinde demokratik siyaseti sindirme amaçlı bu operasyonu yapıyor” diye konuştu. BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, yaptıkları yazılı açıklamada “Bu operasyonlar her şeyden önce hukuk dışıdır, siyasidir, AKP’nin Türkiye’yi kendi faşizan uygulamaları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye yönelik gerçekleştirdiği darbeci bir operasyondur” değerlendirmesinde bulundu. ANKARA DİYARBAKIR Özel yetkili Ankara Başsavcıvekilliği’nin yürüttüğü “KCK” soruşturması kapsamında KESK ve buna bağlı sendikalara yönelik 20 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi.Aralarında KESK Genel Başkanı Lami Özgen ile çok sayıda sendika yöneticisinin bulunduğu 58 kişi gözaltına alındı. Daha önce Ankara merkezli yürütülen iki KCK operasyonunda, KESK’in 15 kadın yöneticisi SES ve TTB’ye üye 90 tıp öğrencisi gözaltına alınmıştı. Sık sık kapısı polis tarafından çalınan KESK, dün yeni bir operasyon ile güne uyandı. Özel Yetkili Ankara Savcılığı, arasında KESK Başkanı Lami Özgen’in de bulunduğu 72 şüpheli hakkında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gözaltı, ev ve işyerlerinde arama ile delillere el koyma kararı çıkardı. Ayrıca 14 kişi hakkında evlerinde ve işyerlerinde arama yapılması kararı alındı ancak bu kişiler gözaltına alınmadı. T erörle Mücadele ekipleri EğitimSen Genel Merkezi’nde arama yaparken BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve Grup Başkanvekili Hasip Kaplan binaya geldi. Polislerin sendika kayıt defterini de incelemek istemesi üzerine polisler ile sendikacılar arasında tartışma yaşandı. Arama işlemlerinin sonuna doğru ekipler mahkemeden gelen arama izninde ismi olmamasına karşın EğitimSen Genel Başkanı Ünsal Yıldız’ın da odasını aramak istediler. Ancak sendika yetkilileri buna izin vermedi. Yıldız, polislerin binadan ayrılmasının ardından yaptığı açıklamada, bu durumu “İçerideki çalışmalar sırasında savcılığın ilgili yazısını büyük bir keyfiyetle aşma çabası içine girdiler” sözleri ile değerlendirdi. baskın Sabah saatlerinde TÜM YURTTA PROTESTO Haber Merkezi KESK üyeleri, KCK davası kapsamında genel başkanları Lami Özgen ve yöneticilerinin gözaltına alınmasını yurdun çeşitli yerlerinde protesto etti. Ankara’da toplanan grup, Bakanlar Kurulu’nun toplantı halinde bulunduğu Başbakanlık yakınlarında eylem yaptı. Protestoya, BDP milletvekilleri ile TTB, TKP ve Halkevleri destek verdi. İstanbul’da da KESK öncülüğünde Tünel Meydanı’nda toplanan grup, çeşitli sloganlar eşliğinde Taksim Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşe ÖDP ve CHP temsilcileri de katıldı. KESK üyeleri İzmir, Diyarbakın, Adana ve Mersin’de de protesto eylemleri yaptı. Mahkeme tutanağında şüpheliler, “PKK/KCKTM (Türkiye Meclisi) terör örgütünün Demokratik Emek Platformu (DEMEP) ve Demokratik Kadın Meclisi (DEKAP) isimli oluşumların içerisinde faaliyet göstermek”le suçlandı. Savcılığın talimatı üzerine, Terörle Mücadele polis ekipleri Ankara, İzmir, Diyarbakır, İstanbul, Ağrı, Bitlis, Siirt, Adana, Eskişehir’in arasında bulunduğu 20 ilde eşzamanlı baskınlar gerçekleştirdi. Sabah saatlerinde Ankara’da KESK Genel Merkezi ile buna bağlı Eğitim Sen, SES, BES, ESM, Tüm BelSen, Yapı YolSen, HaberSen ve Tarım OrkamSen’in merkezleri, şubeleri ile şüphelilerin evlerinde aramalar gerçekleştirildi. KESK Genel Başkanı Özgen, Bitlis Tatvan’a giderken Diyarbakır’ın Silvan ilçesi girişinde aracında gözaltına alınarak, emniyete götürüldü. KESK içinde en çok üyeye sahip Eğitim Sen’in ise 7 kişilik merkez yönetiminden 3 kişi gözaltına alındı. Bu 3 kişinin isimleri, Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Mali Sekreteri Abdullah Karahan ve Kadın Sekreteri Sakine Esen Yılmaz şeklinde oluştu. Operasyon kapsamında Diyarbakır’da Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı Kasım Birtek, EğitimSen üyesi ve KESK Genel Meclis üyesi Sadrettin Kaya ve Birleşik Taşımacılık Sendikası Şube Sekreteri Veysel Özhekti, Tunceli EğitimSen Şube Başkanı Hasan Ölgün, Adana’da Haber Sen Adana Şube Sekreteri Yusuf K, Siirt’te EğitimSen üyesi Ş.K, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde eski EğitimSen Şube Başkanı Şerif İldoğan, Adıyaman’da eski EğitimSen Şube Başkanı Bekir Gürbüz ve Örgütlenme Sekreteri Erdal Yılmaz, Van’da öğretmen M.K, Ağrı’da eski EğitimSen Ağrı Şube Başkanı Cezmi Gündüz, Antalya’da KESK Ankara Şu be Sekreteri Erdal Turan gözaltına alındı. Hakkâri’de Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES) Genel Başkanı Lokman Özdemir ve Yapı YolSen Hakkâri Temsilcisi İlhan Akbaş’ın, Eskişehir’de EğitimSen Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı’nın, Mersin’de KESK Genel Meclis üyesi Sinan M’nin evlerinde arama yapıldı. DİSK Genel Başkanı Erol Ekici: Susturamazlar İstanbul Haber Servisi KESK’e yönelik operasyona tepki gösteren DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, “Emek ve demokrasi mücadelesinde önemli yeri olan KESK’i, baskı ve engellemelerle susturacaklarını zannedenler büyük yanılgı içerisindedir” dedi. KCK’ye yönelik operasyonlarda, hak ve özgürlükler ile hukuk ve adaletin yok sayılarak, muhalif siyasi çevrelerden gazetecilere, aydınlardan öğretim üyelerine, çevre örgütlerinden öğrencilere ve sendikacılara kadar uzanan geniş bir yelpazede gözaltılar gerçekleştirildiğini vurgulayan Ekici, haksız gözaltı ve tutuklamalara son verilmesini istedi. Ekici, “Anayasal ve yasal güvencelerle sendikal mücadele veren, demokratik bir kitle örgütü olarak toplumsal sorumluluklarını başarıyla yerine getiren ve Türkiye’nin en etkili kamu emekçileri örgütü olan KESK’in, adresleri ve kimlikleri bilinen, toplum tarafından tanınan yöneticilerinin gözaltına alınmaları ve belki de tutuklanarak yıllarca cezaevinde kalma riskiyle karşı karşıya olmaları, AKP iktidarının 12 Eylül anlayışını sürdürdüğünün ve kalıcılaştırmak istediğinin açık birer kanıtıdır” dedi. BEYİN FONKSİYONLARINDA BOZUKLUK OLAN EMEKLİ ORGENERAL ŞENER ERUYGUR İLK KEZ YARGIÇ KARŞISINA ÇIKTI Çocuklarının adını hatırlayamadı HATİCE TUNCER Yeniden yazacaklar Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun düzenlediği “Tanıklık Günleri”nin 15. oturma eyleminde, Özgür Gündem gazetesi editörü Nurettin Fırat, Dicle Haber Ajansı’ndan Ramazan Pekgöz, Özgür Gündem gazetesi yazarı Sibel Güler ve Özgür Gündem gazetesi yazarı Yüksel Genç’e özgürlük istendi. İstanbul Adalet Sarayı önünde düzenlenen etkinlikte tutuklu bulunan gazetecilere tanıklık eden Filiz Koçali, AKP’ye muhalif olanların sonunun cezaevi olduğunu öne sürerek “Bu hükümet darbecidir. Siyasete, yerel yönetimlere, öğrencilere, meslek örgütlerine darbe vuruyor. Arkadaşlarımız çıkıp bir gün yeniden yazacaklar” dedi. Atılım gazetesi editörü Sıtkı Güngör ise “Burada gazetecilere tanıklık eden İbrahim Çiçek gözaltına alınmıştır. Bu ilerici basına da yönelik bir saldırıdır” dedi. Ergenekon davasında 3 yıldır hiçbir duruşmaya gelmeyen tutuksuz sanık eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, dün ilk kez yargıç karşısına çıktı. Eruygur, kimlik tespiti sırasında çocuklarının ve babasının adını hatırlayamayadığını söyledi. İkinci Ergenekon iddianamesinde 1 No’lu sanık olan eski Jandarma Genel Komutanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, Ergenekon davasının duruşmasına dün ilk kez katıldı. Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Adli Tıp Kurumu’nun “duruşmalara gelmesinde sakınca olmadığı”na ilişkin raporu üzerine mahkeme Eruygur’un duruşmada hazır edilmesini istemişti. Eruygur dün saat 14.00 sıralarında eşi Mukaddes Eruygur ile bir otomobil ile duruşma salonunun önüne geldi. Aracından korumalarının ve yakınlarının yardımıyla inen Eruygur, binaya alındı. Eruygur tutuksuz sanıklara ayrılan bölüme görevliler ve avukatı Filiz Esen’in yardımıyla otur BALBAY: SAVUNMA HAKKI DA TUTUKLU Duruşma salonunda, avukatlara ayrılan bölüm ile sanıkların oturduğu bölüm arasındaki bir metre genişliğindeki koridor, metal bariyerlerle kapatıldı. Tutuklu sanıklarla avukatların bir araya gelmelerini engelleyen yeni uygulamaya sanık ve avukatlar itiraz ettiler. Mahkeme heyetine başkanlık eden Hüsnü Çalmuk, “Salondaki düzenleme mahkeme başkanının inisiyatifiyle oldu. Bazı sanıkların kendisiyle ilgili olmayan avukatlarla görüştüğü anlaşıldı” şeklinde açıklama yaptı. Çalmuk, söz isteyen CHP Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, emekli Albay Dursun Çiçek ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in talebini reddetti. Balbay ise şöyle konuştu: “Bu savunma hakkının kısıtlanması değil, tamamen dışlanması. Avukatların sıradan izleyici yerine konulması. Kabul edilemez bir durum. Mahkemelerde uygulama zamanla yumuşar ama burada daha da katılaşıyor. Bir anlamda savunma hakkı da tutuklu.” Sanıkların “Avukatlarımızla yüz yüze görüşemeyecek miyiz?” sözleri üzerine Çalmuk “Cezaevinde görüşürsünüz” yanıtını verdi. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, avukatların, müvekkilleriyle yan yana gelememesine ilişkin söz almak istedi. Ancak Çalmuk, söz vermedi. Bunun üzerine avukatlar, ortak imzaladıkları dilekçeyi mahkemeye sunarak salonu terk etti. tuldu. Yaklaşık 40 dakika sonra avukat Filiz Esen sağlık durumundan endişe ederek Eruygur’u salondan çıkardı. Sağlık görevlilerinin muayene ettiği Eruygur’un tansiyonunun normal değerlerde olduğu kaydedildi. Basına bilgi veren Esen, Eruygur’un her iki beyninde de travmadan kaynaklı fonksiyon bozukluğu olduğunu belirterek “7 yaşında bir çocuk gibi. Örneğin bir daha okuyamayacak. Mahkeme çağırdığı için görsünler diye getirdim. İfade veremez” diye konuştu. Eruygur, duruşma salonuna geldikten 2 saat sonra saat 16.00 sıralarında kimlik tespiti yapıldı. Mübaşirin yardımıyla ayağa kalkan Eruygur’a Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, “Adınız Mehmet Şener Eruygur mu? Adınızın başında Mehmet var mı?” diye sordu. Eruygur da “Bana hep Mehmet derler” diye konuştu. Babasının adının sorulması üzerine Eruygur, “Eşime sorulabilir. Hatırlayamadım” dedi. Eruygur “Fenerbahçe Orduevi’nde mi kalıyorsunuz” sorusunu ise “Deniz kıyısında bir yerdeyiz. Komşularımız da var” diye yanıtladı. İki çocuğu olduğunu belirten Eruygur, isimlerini anımsayamadığını söyledi. Başkan Çalmuk’un “Emekli general misiniz” sorusunu ise Eruygur göğsünü ve omuzlarını göstererek “Buralarımda bir şeyler vardı ama hatırlayamıyorum” diye konuştu. Eruygur, maaşını da anımsayamadığını söyledi. Ergin Saygun Adli Tıp’ta ? İstanbul Haber Servisi Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Ergin Saygun, cezaevi şartlarında sağlığının düzelmeyeceği yönündeki hastane raporlarının ulaştığı mahkeme tarafından, sağlık durumunun cezaevinde kalmasına uygun olup olmadığının belirlenmesi için yeniden Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle