18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN 2012 SALI 4 HABERLER Suriye yönetimi, Türk savaş uçağının uluslararası hava sahasında düşürüldüğü iddialarını reddetti Bitsin Bu Maskeli Balo! Yazı yazılması en güç anlar, “hamasetin(!)”(*) şahlandığı zamanlardır. Hamasetten korkarım, çünkü kan ve ölüm kokar. Hamaseti sevmem, çünkü bilirim ki, ne zaman şahlansa hamaset, at oynatır habaset.(*) Hamaset dönemlerinde bizimki gibi az gelişmiş toplumlarda aklın kalan zerresi de baştan gider, cıvık salya sümük bir duygusallık öne çıkar, spot ışıkları önünde naralar atan, “destanlar(!)” şakıyan savaş çığırtkanlarına kulak verirken herkes, arkadan gizlice iş çevirir silah bezirgânları... Böyle zamanlarda, doğruları açık ve çarpıcı bir biçimde dile getirenler, pasifist(*), defetist(*) ya da vatan haini olarak suçlanırlar. Barışı isteyenlere savaş çığırtkanları, silah bezirgânları, habaset düzenbazları saldırır dururlar. Ama tam bu zamanlarda sesini yükseltmek gerek. İşte tam bu ortamda şu gerçekleri yüksek sesle haykırmak gerek: Suriye Türkiye’nin düşmanı değildir. Türkiye’nin düşmanı, bölgeyi kendine göre yeniden dizayn etmek isteyen emperyalizmdir. Suriye emperyalizmin bu çerçevede hedeflerinden biri, şu anda da birincisi konumundadır. Suriye’nin istikrarsızlaşması, karışması, dağılması Türkiye’nin de zararınadır. ??? Bu Ortadoğu safarisinde avcıların safında Türkiye’nin yeri olmamalıdır. Çünkü Türkiye bu büyük safarinin gelecekteki avlarından biridir. Bölge yeniden dizayn edilirken önce bozulup, ardından baştan biçimlendirilecek olanlardan biri de Türkiye’dir. Bölgede bu oyun, zaman zaman demokrasi adı altında oynanmaktadır. Bush Amerika’sının Irak’ı işgalinde, demokrasinin payı ne kadarsa Suriye’ye karşı yürütülen savaşta (gerçekten de örtülü bir savaştır cereyan etmekte olan) demokrasinin payı o kadardır. Saddam’ın diktatör olmasının İrak işgalindeki payı ne kadar idiyse, Beşşar Esad’ın diktatör olmasının Suriye dalaveresindeki payı o kadardır. Türkiye bu tezgâha gelmemeliydi. Geldi. Türkiye gelmediyse de Tayyip Erdoğan geldi. Bölgeyi yeniden biçimlendirmek isteyenlerin ileri kalesi konumuna girdi ve sonunda kendisinin de av olacağı safaride neredeyse vurucu güç rolüne soyundu Ankara. Bilelim; Ankara, Suriye’yi istikrarsızlaştırıp parçalamak isteyen koalisyonun ileri karakolu durumundadır. Türkiye’nin askeri keşif uçağı bu yüzden vurulmuştur. Vurulma prosedüründeki yanlışlık ve vahşet, Tayyip Erdoğan politikasındaki yaşamsal yanlışı ortadan kaldırmaz. ??? Peki bu durumda ne yapmalı? Önce yalanı ortaya koymalıyız. Sonra kamuoyu ve muhalefet partileri olarak bu yanlışa payanda olmamalıyız. Bu desteği isteyen Tayyip Erdoğan’a şu açık yanıt verilmeli: Sen emperyalizmin sonunda Türkiye’yi parçalayacak olan tezgâhına gelirken bize mi sordun ki şimdi gelip destek istiyorsun! Vatan millet Sakarya edebiyatı ile güneşi balçıkla sıvamak isteyenlere kanmayalım! Kandil’e tepki koyamayanların Şam’a tepki koydukları yalanına aldanmayalım! Biçare Suriye’nin ahmak yanlışının, kendi yanlışlarımıza kalkan yapılmasına alet olmayalım! Türkiye’deki sağduyulu kimi tepkilerin, işin silahlı bir çatışmaya kadar varmasını engelleyeceği umuduna fazla bel bağlamayalım!. Hiç belli olmaz. Uyanık olalım, var gücümüzle tezgâhı bozalım! Bitsin artık bu maskeli balo! * hamaset = kahramanlık; habaset = kötülük, alçaklık; pasifist = barış adına insanları edilgen kılmaya çalışan kişi; defetist = moral ve disiplin bozan, bozguncu. ‘Karasularımızda vuruldu’ Dış Haberler Servisi Suriye yönetimi, Türk savaş uçağının uluslararası hava sahasında düşürüldüğü iddialarını reddederken jetin füzeyle değil uçaksavarlarla vurulduğunu ileri sürdü. Şam, uçağın üzerinde kurşun izleri bulunan kuyruk kısmını ispat olarak Türk yetkililere teslim ettiklerini de savundu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesine ilişkin açıklamalarına dün Şam’dan yanıt geldi. Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdisi dün düzenlediği basın toplantısında Davutoğlu’nun Türk uçağının uluslararası hava sahasında vuruldu ŞAM’DAN NATO’YA GÖZDAĞI Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdisi, Suriye’ye herhangi bir müdahale olasılığıyla ilgili NATO’ya gözdağı verdi. Makdisi, “NATO’nun amacı ülkeleri güçlendirmektir. Eğer NATO toplantısı düşmanca sebepler içeriyorsa, şunu bilmeliler ki Suri ye toprakları ve suları kutsaldır” dedi. Makdisi, Suriye’nin tutumunun savunma amaçlı olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye ile düşmanlık değil, derin ihtilaf yaşadıklarını belirten Makdisi, Türkiye’nin attığı adıma göre tavırlarını belirleyeceklerini kaydetti. ğuna dair açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını savundu. Makdisi, uçağın Suriye karasularına düşürüldüğünü belirtti. Uçağın füzeyle değil uçaksavarlarla vurulduğunu ileri süren Makdisi, bu uçaksavarların menzilinin maksimum 2.5 kilometre olduğunu ve uçaksavarların menzilinin de uçağın Suriye hava sahasında vurulduğunu gösterdiğini kaydetti. Reuters ajansının haberinde Makdisi’nin Türk jetinin Suriye hava sahasında 100 metre irtifada seyrettiğini vurguladığına dikkat çekildi. Kesinlikte füze kullanılmadığını savunan Makdisi, bunu da Türkiye’ye teknik olarak izah ettiklerini, uçağın üzerinde kurşun izleri bulunan kuyruk kısmını ispat olarak Türk yetkililere teslim ettiklerini ileri sürdü. Makdisi, uçağın hava sahasını ihlal ettiğini söyleyerek, bu şekilde gelen Su riye uçağı dahi olsa vurulacağını kaydetti. Resmi SANA ajansının haberinde Makdisi’nin “Uçağın Türk yetkililerinin ilk açıklamalarında belirttiği gibi Suriye’nin egemenliğini açıkça ihlal ettiğini ve Suriye’nin buna karşılık yaptığının bir savunmadan ibaret olduğunu” söylediğine işaret edildi. Uçak enkazının arama kurtarma çalışmalarının sürdüğünü belirten Makdisi, bu çalış maların SuriyeTürkiye işbirliği içinde yürütüldüğünü, Türkiye’den askeri bir ekip oluşturularak olay yerine gönderilmesi talep edildiğini ancak buna bir yanıt alınamadığını da savundu. Suriye’nin Türkiye ile iyi komşuluk ilişkilerine önem verdiğini kaydeden Makdisi, ilişkileri bozan tarafın Suriye olmadığını, kendilerinin karşılıklılık prensibine dayalı tutum izlediklerini, Türkiye halkına ya da devletine karşı düşmanlık beslemediğini ifade etti. Ankara’nın “asılsız açıklamalarla Türkiye halkını attığı adımların arkasına almayı amaçladığını” söyleyen Makdisi bu adımların Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmediği görüşünü dile getirdi. RF4 SAVAŞ UÇAKLARI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN BDP’YE BRİFİNG Uçuştan kaldırılacaktı ? Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cömert’in RF4 uçaklarını envanterden çıkarmayı planladığı ancak bunu gerçekleştiremediği öğrenildi. BARKIN ŞIK Güney Kıbrıs unsuruna dikkat çekildi AYŞE SAYIN Leyla Zana PKK’yi kızdırdı MAHMUT ORAL ANKARA Türk RF4 savaş uçağının Akdeniz’in uluslararası sularında Suriye hava savunma bataryaları tarafından düşürülmesi, dikkatlerin bu uçaklara çevrilmesine neden oldu. Düşen F4’ün İsrail tarafından değil, Aselsan tarafından “Işık Projesi” adı altında modernize edilen uçaklardan olduğu öğrenildi. Aselsan tarafından modernize edilen 18 uçaktan biri Konya’da düştü, diğeri ise Suriye tarafından vuruldu. 2007 yılında görev süresini tamamlayarak emekliye ayrılan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert’in modernize edilen son RF4 uçaklarını Türk Hava Kuvvetleri envanterinden çıkarmayı planladığı ancak bunu gerçekleştiremediği öğrenildi. Cömert’in bu yöndeki eğilimine ise uçakların eski ve bakım masraflarının fazla olmasının neden olduğu kaydedildi. ABD ordusu, 1996 yılında bu uçakları kullanmayı bıraktı. Türk F4 savaş uçakları, en etkili olarak Vietnam Savaşı’nda kullanıldı. Çok amaçlı avcı bombardıman uçağı olarak üretilen F4’lerin yapımına ilk kez 1961 yılında başlandı. 1996 yılına kadar Amerikan Ordusu tarafından aktif hizmette kullanılan uçak, Avustralya, Almanya, İsrail, İran, İngiltere, Japonya, İspanya, Güney Kore, Türkiye, Yunanistan hava kuvvetlerinde de görev yaptı. Halen İran, Güney Kore, Türkiye ve Yunanistan hava kuvvetleri tarafından kullanılan F4’ler, Vietnam Savaşı sırasında Amerikan ordusu tarafından sığınakları ve köyleri napalm bombaları ile yakmak ve de havadan destek vermek için kullanıldı. [email protected] Deniz Kuvvetleri Komutanı Bilgel, Suriye krizini değerlendirdi: Başbakanımız yönetiyor BARKIN ŞIK ANKARA Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel, Suriye tarafından düşürülen RF4E Phantom tipi bir keşif uçağıyla ilgili olarak, “Krizi Başbakanımız yönetiyor” dedi. Oramiral Murat Bilgel ve Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu, Azerbaycan Askeri Günü nedeniyle Büyük Anadolu Otel’de verilen resepsiyona katıldı. Oramiral Bilgel, Akdeniz’in uluslararası sularında düşürülen RF4E Phantom tipi bir keşif uçağının arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara, “Başbakanımız krizi yönetiyor” yanıtını vermekle yetindi. Uçak, Akdeniz sularında, Suriye’ye 13 deniz mili açıklarında vurulmuş ve 1300 metre derinliğe gömülmüştü. Uçağın denizdeki tam noktasının saptanması için sismik geminin bölgede arama yapmasının şart olduğu dile getirildi. Azerbaycan Milli Günü’ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü bilgilendirmek üzere İstanbul’a giden Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten ile Genelkurmay Başkanı Orgenaral Necdet Özel, katılmadı. Resepsiyon Ankara’da başlayan yağmur nedeniyle daha erken sona erdi. 39 Suriyeli asker geldi AKIN BODUR İSKENDERUN Suriye ordusundan ayrılan 1 general, 2 albay, 2 binbaşı, 1 üsteğmen ile 33 asker, gece sınırı geçerek Türkiye’ye sığındı. Özgür Suriye Ordusu ve Hür Subaylar Ordusu tarafından adeta karargâh olarak kullanılan Hatay’ın Apaydın kampındaki general sayısı 13’e yükseldi. Askerlerle birlikte Türkiye’ye geçen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu toplam 199 kişinin, sınırda işlemleri yapıldı. Bu arada Türkiye’ye geçenler arasında bulunan yaralı 4 Suriyeli ise Reyhanlı Devlet Hastanesi’nde tedaviye alındı. Türkiye’deki Suriyeli sayısının ise 33 bin 79 olduğu bildirildi. Çalışmalar sağanak yağmur, sis ve rüzgâr nedeniyle zorlukla yapılıyor DİYARBAKIR Geçen hafta yaptığı açıklamalarla Kürt sorununun çözümü konusunda AKP ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan umutlu olduğunu belirten ve PKK’nin konumunu gözden geçirmesini isteyen Kürt siyesetinin önemli isimlerinden Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana’ya terör örgütü PKK sert eleştiriler yöneltti. Örgütün basın organlarında “Hüseyin Ali” kod ismiyle zaman zaman açıklamalar yapan PKK, Zana’yı Irak’taki Kürt siyasetçiler Talabani ve Barzani ile birlikte hareket etmekle suçladı. Açıklamada, Zana’nın konuşmalarının barışla ilgili olmadığı ve bir değer de ifade etmediği belirtildi. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Zana’nın söyledikleri çözüm ve barış için bir değer ifade etmiyor. Sadece Kürdistan’da etkisizleşen AKP’ye bir nefes verme anlamına geliyor. Zaten AKP de bunu ezme ve tasfiye politikasında önemli bir destek olarak görmüştür. AKP’nin hiçbir tutum, söylem ve uygulaması çözüm ve barış yönünde değildi.” Enkaz arama çalışmaları sürüyor AKIN BODUR GENELKURMAY’DAN TEYAKKUZ AÇIKLAMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Suriye tarafından askeri uçağın düşürülmesinin ardından TSK’nin teyakkuz durumuna geçirildiği ve izinlerin kaldırıldığı yönündeki haberlerin gerçekdışı olduğunu bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sayfasında yapılan açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teyakkuz durumuna geçirildiği ve personel izinlerinin kaldırıldığına yönelik haberler tamamen gerçekdışıdır” denildi. İSKENDERUN Suriye tarafından Türk keşif uçağının düşürülmesinin ardından pilotlar Yüzbaşı Gökhan Erdan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy ile enkazı arama çalışmalarına devam ediliyor. Ağırlıklı olarak uluslararası sularda yapılan arama çalışmaları, şiddetli sağanak yağmur, sis ve rüzgâr nedeniyle güçlükle sürüyor. Arama çalışmalarına katılan Türk donanmasına ait hücumbot ve fırkateynler, yakıt ikmali ve yiyecek içecek gereksinimlerini Samandağ’ın Çev lik köyündeki Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan sağlayarak arama bölgesine geri dönüyor. Ortadoğu’daki ham petrol ve doğalgaz hatları ile Doğu Akdeniz’in güvenliğini sağlamak adına 2005 yılında Antakya’nın Ki secik köyünde, 1774 rakımlı Kiseciktepe’de NATO adına kurulup ABD’nin kontrol ettiği uydu sistemli Kisecik Radarı, düşen uçağı görüntüledi. Uydu sisteminin, Suriye tarafından düşürülen uçağın her anını kaydetti ği belirtildi. 1950’lerden beri TSK ile NATO’nun ortak kullandığı İskenderun Radarı, “alçak uçuş yapan uçakları göremediği” gerekçesiyle kapatılmış ve yetkiler Kisecik Radarı’na devredilmişti. Kisecik Radarı’nın elde ettiği bilgiler, kriptolu olarak uydu üzerinden önce Pentagon’a iletiliyor ve orada çözüldükten sonra Türkiye’ye bildiriliyor. Türkiye, sistemin yüzde 10’luk bölümünü kullanma karşılığında radarın güvenliğini sağlıyor. Radarın bulunduğu bölgeden Lazkiye sahilleri çıplak gözle de görülebiliyor. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin Türk savaş uçağının vurulmasına ilişkin muhalefete verdiği brifingde, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Suriye ile gerginlik ortadayken, uçuşlar sınırlanamaz mıydı?” sorusuna hükümet adına yanıt veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye ve Güney Kıbrıs unsurlarına dikkat çekti. Görüşmede, uçağın uçaksavar ya da SAM füzesi tarafından vurulma olasılığının düşük olduğu, bu tür cihazların mutlaka radarda iz bırakacağı bilgisi verilerek, sırtta taşınan roketatarla vurulmuş olabileceği belirtildi. Başbakan Erdoğan’ın muhalefet partilerine verdiği Suriye brifingi nedeniyle BDP’nin ilk kez “askerlerle aynı masaya oturduğu”, ancak Başbakanlık tarafından “kırpılarak” servis edilen fotoğraflar nedeniyle “aynı karede yer almadığı” görüşmenin ilginç ayrıntıları ortaya çıktı. BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak’ın yanı sıra Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün katıldığı görüşmede asker ve hükümet kanadı önce teknik bilgileri aktardılar. Demirtaş, “Bu uçuşlar herhangi bir şekilde gereklilik olabilir. Ancak Suriye ile gerginlik ortada. Böyle bir dönemde bu bölgede bu uçuşların yapılmasının tahrik olarak algılanacağı düşünülemez miydi? Bu süreçte bu uçuşlar sınırlanamaz mıydı?” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Erdoğan, “Uçağın o bölgedeki uçuşunun Suriye ile yaşanan gerginlikle bir ilgisi olmadığını, bu uçuşun siyasi bir anlam taşımadığını, tamamen test uçuşu” olduğunu ifade etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hesaba katması gereken tek mesele Suriye değil, İsrail meselesi var. Güney Kıbrıs’ın ekonomik ihlali (petrol arama) söz konusu. Dolayısıyla bütün bu nedenlerle Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi sınırlama lüksüne sahip değiliz” görüşünü ifade etti. Demirtaş ise Türkiye kendi programlı uçuşunu sürdürüyor olsa da uzunca bir süredir Suriye’de, Türkiye’nin “etnik ve mezhepsel nedenlerden dolayı, gerginlik politikası izlediği” algısı oluştuğunu belirterek, “Tarafların tamamını göz önüne almadan, Suriye halkının kendi problemini kendisinin çözmesine yardımcı olunmadığı takdirde, sadece uluslararası düzeydeki girişimler sorunun çözümüne katkı sağlamaz” görüşünü dile getirdi. Davutoğlu ise, Suriye’nin çok kimlikli etnik ve mezhepsel yapısını dikkate alan, hepsinin katılacağı bir çözüm aranması gerektiğini belirten Demirtaş’a, “Biz Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin, Hıristiyanların, Nusayrilerin ve oradaki bütün etnik grupların lehine olacak bir çözüm için çalışıyoruz. Onlar bize bu konuda güvenmeliler” görüşünü dile getirdi. BDP’li Kürkçü, ilk kez karşı karşıya geldikleri askerler ile hükümet yetkililerinin bütün sorularını yanıtladıklarını belirterek, “Hatta, ‘daha önceki heyetlere biz anlattık onlar dinledi, ama şimdi hep siz sordunuz’ dediler” dedi. Servis edilen görüşme fotoğraflarında askerlerin aynı karede yer almamasını da değerlendiren Kürkçü, görüşmede herhangi bir gerginlik ya da ters bir durum yaşanmadığını belirterek, “Açıkçası orada öyle ‘mavi kuvvet’ (askeri literatüre göre düşman kuvvet) muamelesi görmedik. Ama anlaşılan fotoğraflarda bizi attan düşürmüşler” diye espri yaptı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle