19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyalog çağrılarının arttığı dönemde yapılan Dağlıca saldırısı ‘sabotaj’ olarak yorumlanıyor 5 bilirsin bu konuda, gerisini sen yaz...” Bir hastane odasında, yaşam ırmağının köprüsü üzerinde düşlerini çoğaltırken anlattıklarını not alır, bir gün sonra yazardım. 21 Aralık 2009’da çıkan yazımdan bir bölüm: “Hikmet şunu mutlaka yaz... Anadolu’yu yurt belleyen insanların benliklerine düşmanlık tohumları serpmek, emperyalizmin oyununa gelmek demektir. Bunun için herkes lafını söylerken dokuz kez yutkunmalı, düşünmeli ve düşüncesini tartmalı. Ortadoğu halklarının birbirini boğazlamasından çıkar sağlamak için gözlerini açmış bekliyorlar. Anadolu’da çıkacak her çatışma onların bilançolarına kâr olarak yazılacak. Çok açık söylüyorum, bunlar PKK’ye destek verip Türkiye’de kargaşa çıkarmak isteyeceklerdir. Şovenizm tehlikelidir. ABD emperyalizminin oyununa gelmeyelim.” ??? İlhan Selçuk, 1991 yılında “İnsanlaşma ve İlkelleşme” başlıklı bir yazı yazmıştı... O yazısında bağnazlığı ve şovenizmi anlatırken şöyle diyordu: “Anadolu’da Kürt’ün yüreğini incitecek laftan kaçınmalıyız. Kimi zaman insan bilmeden bu işi yapar. Bir söz, bir bakış, bir deyim, bir tutum, bilinçdışına taşmış eğitim, yaralı bir yüreği büsbütün dağlar. Onun için Kürt kardeşlerimizle PKK’yi aynı kefeye koyamayız.” İlhan Selçuk’la 2009 yılının sonlarında hastanede görüşürken en sık söylediği ise şuydu: “Terörle mücadele edelim, ama her Kürt yurttaşımızı, kardeşimizi potansiyel terörist olarak görmeyelim.” ??? İlhan Selçuk, yaşamı boyunca Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının canlarıyla, kanlarıyla kurduğu laik demokratik cumhuriyete, Aydınlanma Devrimi’ne sahip çıktı. Irk, dil, din, mezhep ayrımcılığı yapmadı... Bir gazeteci, yazar, bilge ve gönül insanıydı İlhan Ağabey... Onu anlayabilmek için kitaplarını okumak gerek! ABD: Şaşırmadık UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Türkiye’de Kürt sorununun çözümü konusunda hem hükümet hem de Kürt siyasi hareketinden diyalog açıklamalarının geldiği bir dönemde gerçekleşen Dağlıca saldırısı ve sonrasındaki gelişmeler Washington tarafından çok yakından izleniyor. Ankara’daki ABD yetkilileri, “Çözüme yaklaştıkça bunu engellemek isteyenler çıkacaktır. Çok şaşırtıcı olmadı” değerlendirmesini yaptılar. ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone saldırıdan sonra yayımladığı mesajda, “Saldırıyı en güçlü biçimde kınıyoruz. Hiçbir siyasi dava veya hiçbir inanç, terorizmi mazur gösteremez” demişti. Ankara’daki ABD kaynakları da Dağlıca saldırısına Washington’un bakışını şu şekilde değerlendiriyor: “Bu tür meselelerde ne zaman çözüm için olumlu bir hava oluşsa kötü niyetli birileri çıkıp süreci sabote etmeye çalışırlar. Bu sadece Türkiye’de değil birçok yerde böyle. ? Ankara’daki ABD kaynaklarına göre Dağlıca saldırısına Washington’un bakışı, “Çözüm için tüm koşulların uygun olduğu, tarafların irade beyan ettiği böyle bir dönemde Dağlıca saldırısının gelmiş olması bizim için çok da şaşırtıcı olmadı‘’ şeklinde. Mesela İsrailFilistin ihtilafında benzer provokasyonlar hep yaşanmıştır. Bu tür riskleri bilenler açısından çözüm için tüm koşulların uygun olduğu, tarafların irade beyan ettiği böyle bir dönemde Dağlıca saldırısının gelmiş olması bizim için çok da şaşırtıcı olmadı. Bu konunun çözümünde biz aileden değiliz. Çözüm Türkiye tarafından bulunacak. Son dönem yaşadıklarımız, okuduklarımız ve duyduklarımız bizlerde çözüme çok yaklaşıldığı algısı yaratıyor. Bizim düşüncemiz de konunun şiddetle değil siyasetle çözülmesinin mümkün olduğu yönünde. ABD, teröre karşı mücadelesinde Türkiye’ye katkı vermeyi sürdürecek. Bu olumlu diyalog ortamına kötü niyetli bir biçimde zarar vermek isteyenlere karşı baskıyı sürdüreceğiz.” Türkiye’nin Kürt sorununu siyasi müzakere ile çözme konusunda benimsediği yeni yaklaşıma ABD yönetimi de tam destek veriyor. Washington bu görüşünü Türkiye’de hükümet yetkilileri ve muhalefet partilerine, Kuzey Irak’ta da Kürt Bölgesel Yönetimi’nin lideri Mesud Barzani’ye net biçimde iletti. Bu doğrultuda Washington’a giden BDP heyetine, “Bağımsız bir Kürt devletini aklınızdan dahi geçirmeyin. Sorunun diyalogla çözümünde hükümetin müzakere ortağı olun” mesajı verildi. ABD, Kürt siyasetinin BDP dışındaki unsurlarını da çözüm sürecine katılmaları noktasında teşvik edici tutum izliyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin önerisine ilgi Kürt sorununun çözümü için bir yol haritası ile hükümetin kapısını çalışı da ABD tarafından, “Tek başına çözümü sağlamaya yetmeyecek olsa da oldukça önemli bir çıkış. Kürt sorununun siyasi yöntemle çözülmesi arzusunun toplumda destek bulduğunun somut göstergesi” şeklinde değerlendiriliyor. CHP’nin bu girişimini önemseyen ABD yönetimi Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a ziyareti öncesinde ve sonrasında CHP yöneticilerinden bilgi de toplamış. ABD yönetimi Kandil’den gelen ‘ılımlı’ mesajları da önemsiyor. Bu yüzden de olumlu bir yöne girdiğini düşündükleri Kürt sorununun siyasi müzakere ile çözülmesi sürecini kesintiye uğratacak terör saldırılarına karşı etkili önlem alınması için ABD’nin bazı sürpriz adımlar atabileceği beklentisi yüksek. Bu kapsamda özellikle, PKK’de şiddet yanlısı kanadı temsil eden bazı isimlerin nokta operasyonlarla bertaraf edilmesi konusunda ABD’nin Türkiye’ye destek verebileceği ileri sürülüyor. İlhan Selçuk’u Anlayabilmek... İçeride sarı donuk ışıklar, dışarıda esintili bir sonbahar... Muğla Devlet Hastanesi. Yıl 1978... Marmaris’te sabah denize girmiş, kumların üzerinde bir süre uyumuştu. Birden göğsünde önce bir ağrı, ardından sanki bir ton ağırlığında baskı. Durumu kavradı, Handan Selçuk’un yardımıyla hemen Muğla Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İzmir’den Muğla’ya kaç saatte gittiğimi anımsamıyorum. Sarı donuk ışıklı loş odada İlhan Selçuk yatıyordu, karşı odada ise Handan Selçuk... Sanki kalp krizi geçirmemişti İlhan Ağabey. O gece uzun uzun konuştuk. Ben otele gittim... ??? İki gün sonra ambulansla Muğla’dan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirdik, Doç.Dr. İlhan Soydan’la birlikte. O zaman 53 yaşındaydı İlhan Selçuk... İlk karşılaşmam ve tanışmam 1962 yazında olmuştu. Ateş Nesin’le birlikte Cumhuriyet’e gidip çalışmak istediğimi söylemiştim. Verdiği yanıt şu olmuştu: “Arkadaşlarımla bir konuşayım, ancak yaşın da daha çok küçük, önce okulunu bitir!” Pek çok anım var 1966’dan 2010’a değin... Kimi acılar, hüzünler, kopuşlar yaşadık bu uzun süreçte... Aramızdaki ilişki hiçbir zaman bireysel çıkar üzerine değildi. O beni iyi tanırdı, ben de onu... ??? Ergenekon’dan gözaltına alınışını bir türlü içine sindirememişti. Bunu hiç ama hiç belli etmedi... Hastanede yattığı sürece onunla sık sık görüştüm, düşüncelerini sordum... Anlatmaya başlardı. Bir süre sonra yorulur, şöyle derdi: “Sen benim ne düşündüğümü AKP gözünü Harbiye’ye dikti Oslo sürecinde SELAHATTİN DEMİRTAŞ: BDP yoktu MAHMUT ORAL DİYARBAKIR BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’ın “Oslo görüşmelerinde BDP’liler de dahil 11 kişi vardı” açıklamasını yalanladı. Diyarbakır’da bir grup gazeteciyle bir araya gelen BDP Eşbaşkanı Demirtaş, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Karayılan’ın “Oslo görüşmelerinde BDP’liler de dahil 11 kişi vardı” sözleriyle ilgili ilk kez konuşan Demirtaş, “Biz BDP Eşbaşkanları olarak o görüşme süreçlerinin hiçbirisinin içine dahil olmadık. Ne İmralı ne Oslo görüşme süreçlerinin içeriği ile ilgili görüşmelerin sürdüğü dönemde bilgimiz ol madı” dedi. Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana’nın kamuoyunda tartışma yaratan sözlerine de değinen Demirtaş, “Partimizde kararlaştırarak, tartışılarak verilen bir demeç değildir. Parti olarak katılmadığımız çok yönleri var” diye konuştu. AKP sıkıştı AKP ile CHP’nin Kürt sorununun çözümündeki görüşmelerini de yorumlayan Demirtaş, “AKP sıkışık bir durum yaşadığı için CHP’nin girişimini sahipleniyor. Bu yaz, halk AKP’den çözüm beklerken, CHP yeni bir mekanizma önermiştir. 3 parti bu konuda proje oluştursunlar, buyursunlar gelsinler BDP ile görüşsünler. BDP bu işin muhataplarından biridir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eşi türbanlı olan subaylara da kurmaylık ve dolayısıyla generallik yolu açan Harp Akademileri yasa değişikliği Meclis’te jet hızıyla görüşülüyor. TBMM Dilekçe Komisyonu’nda kabul edilen bir rapor ile de imam hatip lisesi mezunlarına harp okullarına giriş yolu açmak için yeni bir adım atıldı. AKP’nin general kökenli İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ile İstanbul Milletvekili Hüseyin Filiz tarafından önceki gece verilen yasa önerisi dün TBMM Milli Savunma Komisyonu’ndan geçti. Öneriyle Milli Güvenlik Akademisi kapatılırken bunun yerine mevcut Silahlı Kuvvetler Akademisi, “Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisi’ne” dönüştürülüyor. Önceki yıllarda sivil katılımcıların da kabul edildiği Milli Güvenlik Akademisi’ne bundan böyle sadece kurmay subaylar katılabilecek. Karara gerekçe olarak ise “silahlı kuvvetler eğitiminin görünürlüğünü ve etkinliğini” arttırmak gösterildi. Yasa önerisinde en önemli düzenlemeyi türban kriterinin kaldırılması oluşturdu. Yasanın 11. maddesinin d fıkrasındaki, “Sıralı üç sicil amirinden en az ikisi tarafından kendisi veya eşinin tutum ve davranışlarından dolayı akademiye girme ye layık görülmeyerek hakkında olumlu nitelik belgesi verilmeyen subaylar Harp Akademileri’ne alınmazlar” hükmünden, “eşinin tutum ve davranışlarından dolayı” ifadesi çıkarıldı. Böylece, eşi türbanlı olan subayların kurmay ve sonrasında da general olmalarının yolu açılmış oldu. İmam hatipliler için yeni adım Bu arada imam hatip liselerine “kolay üniversite” yolunu üniversiteye girişte “katsayı farkını” kaldırarak açan AKP, şimdi de bu okul mezunlarının harp okullarına giriş yolunu açmak için yeni bir adım attı. Dilekçe Komisyonu’nda, harp okullarına alınacak öğrencilerin “hangi sivil liselerden” geldiğine bakılmaksızın “Harbiyeli adaylığına talip olmaları”nın yolunun açılması önerisinin yer aldığı rapor kabul edildi. “Askeri liselerin yararlı olup olmadığının tartışmaya açılması” istenen rapora muhalefet şerhi koyan CHP’li komisyon üyesi Kemal Ekinci, “harp okullarının zaafa uğrayacağı” eleştirisi yöneltti. “Lise ayrımı yapılmaksızın” harp okullarına girebilme önerisine imam hatip liselilere harbiye yolunu açma amacı taşıması nedeniyle karşı olduğunu bildiren Ekinci, “Belli bir zamana kadar din eğitimi almış bir kişinin sonrasında subay eğitimi almasına karşıyım” dedi. ACILI BABA HEM KÖYÜNDEN HEM OĞLUNDAN OLDU Şehit İsa’nın öyküsü Türkiye’nin gerçeği ABİDİN YAĞMUR Genelkurmay Başkanlığı, son PKK saldırısı ile Dağlıca olayı arasında bağlantı kurulmasına tepki gösterdi ‘Yeşiltaş‘ta ihmal yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Yeşiltaş bölgesindeki PKK saldırısıyla ilgili olarak, “Saldırıya uğrayan yer, sabit karakol olmayıp, Yeşiltaş ana üs bölgesinin güneyinde, Dağlıca ana ikmal yolunun ve piyade taburunun yakın emniyetini sağlayan, 52 personel ve bir tankın görev yaptığı tahkim edilmiş geçici üs bölgesidir” dedi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesindeki Yeşiltaş Karakolu’na PKK’li teröristler tarafından yapılan saldırı sonrası, Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. PKK’nin Yeşiltaş bölgesinde gerçekleştirdiği saldırı ile “Dağlıca saldırısı” arasında bağlantı kurulamayacağını kaydeden Genelkurmay Başkanlığı, olayda bir ihmal bulunmadığını açıkladı. Genelkurmay’dan yapılan açıklama şöyle: Birlik personeli tarafından gece görüş vasıtalarıyla tespit edilen teröristlere ateş açılmış ve bu silahlı mücadelede 15 terörist silahları ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir. Saldırı sonrasında hemen durum değerlendirilmiş, teröristlerin kaçış bölgelerine bir özel kuvvetler taburu ile bir jandarma özel harekât taburu, farklı bölgelere havadan indirilmiş ve operasyonel faaliyet (takip harekâtı) başlatılmıştır. Saldırı sırasında ve sonrasında çıkan çatışmalarda, toplam 31 terörist silah ve malzemeleri ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiş, 1 terörist ise sağ olarak yakalanmıştır. Saldırı olayında herhangi bir ihmalin bulunmadığı belirlenmiş olup, saldırıya uğrayan birlik, kahramanca mücadele ederek 15 teröristi mevzilerin önünde ve hemen civarında etkisiz hale getirmiştir. Saldırıya maruz kalan yerin Dağlıca’daki üs bölgesine olan mesafesi karayolu ile 10 km, kuş uçuşu 5 km’dir. Bu olayı ikinci bir Dağlıca olayı şeklinde göstermek hem mekân hem de sonuçları itibarıyla doğru değildir. Operasyon sürüyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca mevkisindeki Yeşiltaş karakolunda 8 askerin şehit edildiği saldırının ardından başlatılan askeri harekât genişletilerek sürdürülüyor. Jandarma Özel Harekât ve Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı birliklerinin katılımıyla gerçekleştirilen operasyonlarda, terörist grubun bulunabileceği alanlar bombardımana tutuldu. Askeri yetkililerin, birliklere bölgeyi karış karış arattığı bildirildi. İnsansız hava araçlarından gelen bilgiler doğrultusunda uzun menzilli toplar ve helikopterlerle belirlenen noktalar bombalandı. Şemdinli ilçesinin Derecik mevkisinde ise Umurlu Taburu’ndan önceki gece boyunca top atışı, ardından askerlerce arazinde arama tarama faaliyeti yapıldı. Uzun menzilli obüs toplarıyla Kuzey Irak’ta bulunan İkiyaka ve Sabır dağlarına da gece boyunca aydınlatma mermileri atıldığı ifade edildi. Hakkâri’de devam eden çatışmalar nedeniyle, sivillerin kırsal kesime gitmelerine kısıtlama getirildi. Şırnak’ta 15 teröristin teslim olduğu bildirildi. KANDİL’E ‘3 KOŞUL’ TARTIŞMASI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve arkadaşları ile hafta başında yaptığı görüşmenin perde arkası, Radikal gazetesinde yer aldı. Habere göre, Özel, Uludere olayında ölenler arasında PKK’lilerin de olduğunu öne sürdü. Özel, Kandil’e girmeninse 3 şartı olduğunu, bunların da, “devlet kararı, ABD’nin buna rıza göstermesi ve kamuoyunun ağır kayıplara hazırlıklı olması” olduğunu belirtti. Görüşmenin basında yer almasının ardından Genelkurmay ve BBP’den yayımlanan içeriğe ilişkin tepkiler geldi. Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, Destici’nin talebi üzerine gerçekleşen görüşme ile ilgili olarak “Bu ziyarette görüşülen konuların farklı anlamlar yüklenerek değişik söylem ve ifadelerle medyada yer alması üzüntü ile karşılanmıştır” denildi. Destici ise, yaptığı açıklamada, “Görüşmede bize emanet edilen hiçbir husus kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Benim açıklamalarımın Genelkurmay Başkanı Özel’in açıklamaları gibi sunulması bizi de rahatsız etmiştir. Kandil’e operasyon, Uludere hadisesi TSK’nin Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması zaten ülke gündeminde var olan ve neredeyse her gün tartışılan konuların başında gelmektedir. Özellikle son günlerde artan terör saldırıları Kandil dahil, PKK kamplarına karşı operasyonu bir zorunluluk haline getirmiştir” dedi. Polise ve koruculara saldırı: 5 yaralı Öte yandan Bitlis’in Şehitlik köyünde, ölen akrabalarını şehir merkezindeki mezarlığa defnetmek için yola çıkan korucular, BitlisDiyarbakır karayolunda PKK’li teröristlerin silahlı saldırısına uğradı. Olayda, korucular Hikmet ve Hüsamettin Kandemir yaralandı. Kandemir’in durumunun ağır olduğu belirtildi. Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesinde ise devriye görevi yapan polis aracına uzun namlulu silahla saldırı düzenlendi. Olayda araçta bulunan 2 polis memuru ile şüpheli olarak polis aracına alınan 1 kişi yaralandı. MERSİN Hakkâri’nin Dağlıca bölgesi Yeşiltaş Karakolu’na düzelenen saldırada şehit olan 8 askerden Piyade Onbaşı İsa Sayın’ın ailesinin 1993’te köylerinin boşaltılması üzerine Mersin’e göç ettiği ortaya çıktı. “Biz yandık, başkası yanmasın. Bu sorun artık bitsin” diyen acılı baba Mehmet Ali Sayın, cenazeye katılımın az olmasıyla ilgili, “1993’te köyümüzü boşalttıkları için Mersin’e geldik, zorunlu olarak geldik. Artık buranın insanı olduk. Gelen gelsin, gelmeyen gelmesin taziyemize” dedi. Terör örgütü PKK’nin Hakkâri’nin Dağlıca bölgesi Yeşiltaş Karakolu’na düzenlenen saldırada şehit olan askerlerden biri Muş nüfusuna kayıtlı 1991 doğumlu İsa Sayın’dı. Memleketi Muş’ta değil, Mersin’de toprağa verilen İsa Sayın’ın ve ailesinin yaşamöyküsü, Türkiye’nin son 30 yılının, bütün çelişkileri ve acılarını ortaya koydu. Şehit İsa Sayın’ın babası Mehmet Ali Sayın, 1993 yılına kadar Muş’un merkeze bağlı bir köyünde çiftçilik ve hayvancılık yaptıklarını, ancak 1993 yılında köylerinin boşaltılması üzerine Mersin’e göç etmek zorunda kaldıklarını anlattı. 6 çocuğuna bakabilmek için inşaatlarda çalıştığını anlatan Baba Sayın, “İsa okuyamadı. Askere gidene kadar benim yanımda inşaatlarda çalıştı. Hiç düzenli bir işi olmadı” dedi. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile akrabalık bağlarının olduğunu belirten Sayın, “Sırrı Sakık ile aynı aşiretteniz. Ben kendisine amca derim. İsa’nın ölüm haberini duyunca iki kez aradı beni. Babamla da konuştu. Baş sağlığı diledi. İhtiyaçlarımızı sordu. Sadece Sırrı Bey değil 3 gün dür binlerce kişi aradı” diye konuştu. Acı haberi almalarının ardından hem Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun hem de askeri yetkililerin kendileriyle yakından ilgilendiğini söyleyen Sayın, “Allah hepsinden razı olsun. Cenazeye de katıldılar, bizlerle de ilgilendiler. Acımız elbette büyük. Bu acıyı biz yaşadık, biz yandık, başkası da yanmasın. Bu sorun artık bitsin istiyoruz” dedi. ‘Bu sorun artık bitsin’ ‘Biz buranın insanı olduk’ Şehit İsa Sayın’ın cenazesine askeri ve mülki yetkililer dışında bir avuç insan katılırken, acılı baba, “Biz 1993’te köyümüzü boşalttıkları için Mersin’e geldik, zorunlu olarak geldik. Artık buranın insanı oldu. Gelen gelsin, gelmeyen gelmesin taziyemize. Bu taziye üzerinde siyaset yapmak istemiyorum. Kimse de bu cenazeler üzerinde siyaset yapmasın. BDP’den MHP’ye, AKP’den CHP’ye kadar her kesimden insan taziyemize geldi. Cenaze törenine katılım niye az oldu bilmiyorum. Benim oğlum gitti ama artık başka çocuklar gitmesin” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle