25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yerlerde sürüklediler İstanbul Haber Servisi Ukraynalı FEMEN grubu Türkiye’de yaptığı ilk eylemde gözaltına alındı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Ayasofya’da kadına yönelik şiddeti protesto etmek isteyen dört kadın, polis tarafından yerlerde sürüklendi. Bedenlerine makyajla yanık ve yara izleri yapan FEMEN grubu üyesi dört kadın, Ayasofya Meydanı’na geldikleri araçtan yarı çıplak halde inerek sloganlar atmaya başladı. “Çalınmış hayatlar”, “Why?” (Neden?), “H2SO4 (kezzap) formula of fear” (Korkunun formülü), “Stop acid attacks” (Kezzap saldırılarına son), “What for” (Ne için?) yazılı dövizler taşıyan kadınlar meydana iner inmez polis müdahalesi ile karşılaştı. Sadece birkaç dakika süren eylemde yerlerde sürüklenerek gözaltına alınan kadınlar polis merkezine götürüldü. Eylemin ardından FEMEN’e destek veren iki kişi de “Beğenmeyen küçük oğluna almasın”, “Meme açıyorsak nolmuş” dövizleri açtı. FEMEN’i protesto etmek isteyen başka bir grup ise “Birkaç inanmış insan” imzalı “Ahlaksızlığa hayır”, “Aptal kadın soyunur” pankartları açtı. Dört FEMEN üyesini sürükleyerek gözaltına alan polis, bu eylemi yapan üç kişiye ise müdahale etmedi. Sarı Basın Kartı Şartı Derken... Tutuklu gazetecilerin neden olduğu tepkiyi yumuşatmak amacı ile sayıları 105’i bulan meslektaşlarımızdan sadece 6’sının ‘Basın Kartı’ taşıdığını söyleyen başbakan son zamanlarda medya ile tüm köprüleri attığını fark etmiyor mu? Yoksa sabahları sadece kendisine yandaş olan gazeteleri okuyarak mı avunuyor?.. Üzerindeki satış bedelini hayli aşan değerde lüks parlak kâğıda basılacak kadar arkası güçlü olduğu görülen bu yandaşlardan bir tanesi, birinci sayfasında üç sütuna attığı başlıkla Başbakan’ın “Tutuklu gazeteciler yalanını bitirdiğini” söylüyordu! (Bugün, 8 Mart) Nasıl bitirdiğini merak eden Cumhuriyet okurları için, Sayın Erdoğan’ın o 105’lik listede isimleri olanlardan 69’unun PKK’li, 25’inin de aşırı sol terör örgütlerinden tutuklandığını söylediğini belirteyim. Bu tutuklananlar, diledikleri örgütlere elbette üye olabilmelidir. Ama gazeteci kimliğini ifade özgürlüğünün zorunlu koşulu olarak görmeli, şiddete ve saldırıya başvurmamalıdırlar. ??? Başbakanın sözünü ettiği ‘Basın Kartı’, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından gazetecilere belli bir sürenin sonunda verilen bir tür kimlik belgesidir. Hakkını yemeyelim. Devlet dairelerinde nüfus cüzdanı yerine de geçebilen, İstanbul, Ankara gibi bazı belediyelerin kent içi ulaşımında taşıyanlardan ücret alınmayan bu kart, daha önceki yıllarda gazeteci için tam bir imtiyaz belgesiydi. Trenlerde ayda 7 lira verip alınan bir biletle birinci mevki kompartımanda bir ay boyunca dilediğiniz kadar sefer yapabilirdiniz. Evinizdeki telefonun ücretini tahakkuk eden bedelin yarısı olarak öderdiniz. Buna benzer başka avantajlara da sahip olan gazetecileri, siyasi iktidarın asalağı olarak gören ve gösterenler arasında kimi meslektaşlar da oluyordu. Doğal olarak o meslektaşlar ‘Basın Kartı’ yerine kendi işyerlerinden aldıkları kimlik kartlarını kullanmayı seviyorlardı. Bugün de birçok gazeteci o kartı taşımıyor. Taşımak istemiyor ya da fuzuli görüyor. ‘Sarı Basın Kartı’ taşıyanlara tanınan o tür imtiyazları da 1980 sonrasında rahmetli Turgut Özal kaldırdı. İyi de etti. Çünkü günümüzde o iletişim indirimleri medyaya egemen holdinglere yarıyordu. Başbakanın gazetecilik için koşul olarak gördüğü ‘Sarı Basın Kartı’nı ilk kez alacaklar için Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü her yıl özel bir komisyon oluşturur. Üç büyük kentin İstanbul, Ankara ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin birer temsilcisinin de yer aldığı o komisyon yeterli saydığı kişilere ‘Sarı Basın Kartı’ verilmesini onaylar ya da başvuruyu geri çevirir. Erdoğan umarım bu satırları okumaz: 28 Şubat’tan önce de o tarihten sonra da bazı kadın meslektaşlarımıza başları türbanlı olduğu için Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün ünlü ‘Sarı Basın Kartı’nı verme olanağı o komisyonda bazı meslek kuruluşlarının temsilcilerince veto ediliyordu. Başbakanın ‘Sarı Basın Kartı’nı gazetecilik için şart koşmasının altında yatan tehlikeyi de söyleyerek yazıyı noktalayacağım: Dün türban nedeniyle bu devlet belgesini alamayan gazeteciler, mazallah bugün de Başbakanın ya da Başbakanlık’ın kriterlerine uymadığı ileri sürülerek veto edilirse ne yaparız? Bugün Başbakanlık BYGM’nin onayı derken, bir sabah kalktığımızda bir adım daha ileri gidildiğini ve gazetecilik mesleğini yerine getirmek için devletin oluşturduğu ‘Basın Odası’nca akreditasyon alma koşulu konulması için bir yasa hazırlandığını okursak!!! 8 Mart’ta kadınlar tacize, sömürüye ve baskıya karşı seslerini yükseltti Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa Haber Merkezi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Ankara’da 40’ı aşkın sivil toplum örgütünün katılımıyla miting düzenlendi. Önceki yıllara göre katılımın çok daha fazla olduğu eylem öncesinde kadınlar Kolej Meydanı’nda toplandı. Dün “hizmet üretmeme” kararı alan KESK’li kadınlar da Sakarya Meydanı’ndan Kolej Meydanı’na yürüdü. Kadınlar, “tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine, baskılara karşı, emeğimize sahip çıkmak için, barış için, 8 Mart’ta sokaktayız” ana pankartı arkasında, sloganlar eşliğinde Ziya Gökalp Caddesi üzerinden SSK İş Hanı önüne geldi. Eyleme DİSK ve KESK Kadın Komisyonu, TMMOB, Halkevci Kadınlar, Üniversiteli Kadınlar, Sosyalist Kadınlar Meclisi, Pir Sultan Abdal Derneği, ÖDP, SHP, EMEP, Kızıl Davul’un da aralarında bulunduğu çok sayıda sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi parti katıldı. Eylemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üç çocuk isteği sloganlarla protesto edilirken “4+4+4=12 yaşında gelinlik” pankartı taşıyan, gelinlik giymiş bir çocuk da kademeli eğitime tepkisini dile getirdi. Mitingde, 8 Mart Kadın Platformu adına ortak basın açıklamasını Candan Dumrul ve Buse Kılıçkaya okudu. Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dün İstanbul’da da bir dizi etkinlikle kutlandı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kadıköy Şubesi, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Onuncuköy Derneği, CHP Kadıköy ilçe örgütü kadın kolları ile çok sayıda kadın dün Kadıköy İskele Meydanı’ndaki Atatürk anıtı önünde bir araya geldi. Anıta çelenk koyan kadınlar, 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, hep bir ağızdan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni okudu. Aile ve Sosyal Politikalar İstanbul İl Müdürlüğü tarafından Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na yürüyüş düzenlendi. İstanbul Vali Yardımcısı İbrahim Hayrullah Sun’un da katıldığı yürüyüş sırasında nostaljik tramvayda bazı kadınlar halay çekti. Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakılmasının ardından açıklama yapan İnaltekin, yasaların temel insan haklarına dayalı, toplumsal cinsiyet ayrımına duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun, hızlı ve adil olarak kadına en hızlı ulaşabilecek şekilde hazırlandığını söyledi. KESK’li kadınlar, Sendikal Güç Birliği Platformu Kadın Koordinasyonu ve Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyesi bir grup kadın da Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Arzu Erdoğan, Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulması için alanlarda olduklarını, 8 Mart’ın resmi tatil edilmesi istediklerini belirterek “Baskıya sömürüye, emeğimizin görmezden gelinmesine artık yeter diyoruz” dedi. Şişli Belediyesi de Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, Haliç Kongre Merkezi’nde Muazzez Ersoy konseri ile kutladı. 8 Kadının beyanı esas alınsın Kılıçkaya, taciz ve tecavüz davalarında kadın beyanının esas alınması gerektiğini ifade ederek kadınların taleplerini özetle şöyle sıraladı: “Soruşturmalarda mağduriyeti arttıran Adli Tıp uygulamalarına son verilsin, yerel yönetimlerde ‘Tecavüz Kriz Merkezi’ oluşturulsun, kadın örgütlerinin taciz, tecavüz, istismar ve kadına yönelik şiddet davalarına müdahil olması sağlansın, sığınmaevleri niteliksel olarak iyileştirilsin, sayıları arttırılsın ve engellilerin ihtiyaçlarına göre düzenlensin, eşit işe eşit ücret uygulansın.” “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” da Türkiye’nin çeşitli yerlerinde öldürülen kadınların aileleriyle, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Platform temsilcisi Berna Görgülü, “Bizimle onlar da ‘adaletin sesini susturmayacağız’ diye haykırıyorlar” dedi. Aileler, ellerinde ölen kızlarının fotoğraflarının bulunduğu pankartlar taşıdı. 8 Mart’ta İzmir’de de kadınlar alanlardaydı. Binlerce kadın “Bir El de Sen Ver” etkinliği kapsamında oluşturdukları zincirle “kadına şiddete hayır” dedi. Cumhuriyet Alanı’ndaki törende, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonda tutuklanan Genel Sekreter Pervin Şenel Genç ve Daire Başkanı Tülay Azeri’nin özgürlüğüne kavuşması istendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “İzmirli kadınlar özgür, yürekli ve çağdaştır. Onlar oldukça sırtımız yere gelmez” dedi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) ‘Biz de burada esiriz’ Balyoz Harekât Planı davasında yargılanan askerlerin eş ve yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu”ndan kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle dün Silivri Cezaevi yakınında nöbet eylemi sürdürülen çadırların önünde basın açıklaması yaptı. Vardiya Bizde Platformu’nun açıklamasında “Özel yetkili mahkemelerin derhal kapatılarak, bu uydurma davalarda tutuklu tüm yurtseverlerin tutuksuz yargılanmak üzere derhal serbest bırakılmasını ve adaletin bir an önce yerini bulmasını istiyoruz” denildi. Yakınlarının haksız ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya olmaları nedeniye ailelerin de baskı altında olduğu ifade edilen açıklamada, “Biz de burada esiriz” denildi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. KESK’li kadınlar ise 8 Mart’ın resmi tatil olması talebiyle alanlardaydı. ADANA Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü İpek Kobaner ve sivil toplum örgütü temsilcileri Atatürk Anıtı’na çelenk koyup saygı duruşunda bulunduktan sonra park içindeki 75. Yıl Sanat Galerisi önünde kermes açılışına katıldı. KESK üyesi kadınlar da İnönü Parkı’nda bir araya gelerek “Emeğimizin görmezden gelinmesine ‘Artık yeter’ diyoruz. Susmuyor, korkmuyoruz” dedi. DİYARBAKIR 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle KESK’e bağlı sendikalara üye kadınlar alanlardaydı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ise kadın odasını açtı. Belediye Başkanı Zana’dan polise karanfil MAHMUT ORAL ‘Bir el de sen ver’ Emeğe saygı istediler Osman Baydemir, “Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez. Kadın barışa sahip çıkmadan barış bu coğrafyaya gelmez. Her gün 8 Mart olsun, her gün kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelesine destek versin” dedi. SAMSUN KESK’li kadınlar 8 Mart’ta “güvencesiz yaşama karşı güvenli gelecek, baskı, sürgün, gözaltı ve tutuklamalara karşı demokratik özgür yaşam, savaşa karşı barış ve kadın cinayetlerine karşı yaşam hakkını savunmak” için alanlardaydı. Kadınlar 8 Mart’ın Türkiye’de de tatil edilmesini istedi. DİYARBAKIR Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerine katılan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, görevli polislere kırmızı karanfil verdi. Uzatılan karanfili almak istemeyen bir kadın polise Zana, “Bugün kadınlar günü. Siz de bir kadınsınız” deyince kadın polis bu kez karanfili aldı. Sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı etkinlikte Kürtçe konuşan Zana, erkeklerin kadınlar sayesinde ekmek yediğini söyledi. Zana, “Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle burada toplanmış bulunmaktasınız, tüm kadınların gününü kutluyorum. Erkekler kadınların sayesinde ekmek yiyor. Kadın olmazsa erkek aç kalacaktır. Çünkü erkeğin yemeğini kadın yapıyor. Sizin burada sayınız az olabilir ama kadınlar ayaklandığında insanlığın yarısısınız. Dört duvar arasında olan kadınlarımızın da yürekleri bugün bizimledir. Buna artık yeter diyoruz. Erkek derin bir şekilde düşünürse kadının fedakârlığını iyice görecektir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle