25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2012 CUMA 4 HABERLER Tasarı yasalaşırsa 20122013 öğretim yılında ilköğretim 1. sınıfa başlayacak öğrenci sayısı ikiye katlanacak Yeniyi Eskide Aramak Dün bu köşede Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin dine karşı olduğu algısı değişecektir, sözleri üzerine böyle bir endişe ve çabanın yeni olmadığını, taaa 65 yıl önceye dayandığını, değerli gazeteci yazar Altan Öymen’in eşsiz kitabından alıntılarla anlatmaya çalıştım. Amacım, CHP’yi sonuç vermeyecek çabalarla karşı tarafın kendisini çekmek istediği mayınlı alana kafadan dalma tehlikesine karşı uyarmaktı... CHP’de son zamanlarda bu tip çabalara tanık oluyor, anlam veremediğimiz kimi tartışmalar ile açıklamalarla karşılaşıyoruz. Bunlara kuşkuyla bakmak, akla ziyan görünen kimilerini eleştirmek, Türkiye’nin 21. yüzyılda karşı karşıya bulunduğu sorunlara, 20. yüzyılın ilk çeyreğindeki 16 milyonluk ülke için düşünülmüş önlemlerle yaklaşmayı önermek, tek parti döneminin yöntemlerini bugün için geçerli kabul etmek anlamını taşımaz. Tabii ki, tek parti döneminin yöntemlerini, demokrasi önerirken çare diye öne sürmeye kalkmak akıl dışı bir davranıştır. Ama aynı şekilde, tek parti döneminde, çoğulcu katılımcı demokrasinin koşulları sanki varmış da kimilerinin iradesiyle bu engellenmiş gibi bir izlenim yaratmaya çalışmak ve buna kanmak da budalalıktır. Tek parti, hatasıyla sevabıyla tarihe karışmıştır. Tek parti döneminin partisinin içinden ayrıca, daha sonra Türk siyasal yaşamına egemen olan birden çok parti çıkmıştır. Eğer o dönemin bir sorumluluğu var ise o, bunların hepsine birden aittir. ??? Evet geçmişi ve kurumlarını, o günün koşulları içinde, bütün sorumluluklarıyla tartışırken, o geçmişte, tek partili yaşamdan çok partililiğe dönüşteki başarının mimarlarının da hakkını yemeyelim. Bugün Türkiye’de politika yapmak durumunda olanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl algıladıklarını ve yorumladıklarını net ve yürekli biçimde açıklamalıdırlar. Tek parti döneminin kimi eleştirilecek yönlerine cesurca dokunmak başka bir şeydir, Cumhuriyeti aydınlanma düşmanları gibi 70 yıllık bir zulümden ibaret görmek başka. Türkiye’de 21. yüzyılın sorunlarına öneriler getirirken, şekli bir laiklikten bir adım öteye geçemeyip, olaylara yalnız o gözlükle bakmak başkadır, laikliğin demokrasinin onsuz olmazı çağdaş Cumhuriyetin temeli olduğunu görmezden gelmek başka. Demokrasinin kalıplaşmış sloganların ötesinde ancak laiklik ve demokratik çözümler üretmekle korunacağını görmezden gelmek başkadır, laikliği Tayyip Bey gibi yorumlamak başka. Türban konusunda oyuna gelmemek, bunu siyasi istismar konusu yapmak isteyenlerin bizi çekmek istedikleri alana girmeyip, çözüm için toplumsal mutabakatı oluşturma çabasına girmek başka bir şeydir, laik eğitimin önemini görmezden gelip, eğitim üzerindeki komplolara bigâne kalmak başka. ??? CHP’nin Cumhuriyetin en köklü partisi olması demek, onun illa seksen yıl önceki yöntemlere bağlı kalmasını gerektirmez. Tam tersine, siyasi köklülük, yeniliğin öneminin daha iyi kavranmasını sağmalıdır. CHP’nin tarihi yenilik örnekleriyle doludur. 1920’ler laik Cumhuriyetin bütün temel kurumlarıyla temelinin atıldığı dönemdir. 1940’ların ikinci yarısı, tek parti yönetiminden çok partililiğe geçiş dönemidir. 1950’ler çok partili Cumhuriyeti hukuk devleti temeline dayalı demokrasiye yönelme dönemidir. 1960’lar Türk sosyal demokrasisi veya demokratik sosyalizm girişimi dönemidir. Görülülüyor ki 80 yıl içine dört büyük yeni değişimi sığdırmıştır, CHP. 21. yüzyılda, çok etnili, çoğulcu, 75 milyonluk dinamik bir toplumun talep ettiği yeniliklerin neler olacağını saptayıp, onları özümseyerek yaşama geçirmek de CHP’nin işlevi olmalıdır. Ama bunu yaparken, yeniyi eskide aramak, 65 yıl öncenin hüsranla sonuçlanan yanlışlıklarına bir daha dalmak demektir. 5 yaşa altyapı da yok FİGEN ATALAY Zorunlu eğitim yasa tasarısıyla ilköğretime başlama yaşının 5’e indirilmesi, pedagojik ve fiziki sorunları da beraberinde getirecek. Her yıl 1 milyon 300 bin1 milyon 400 bin arasında çocuk okula başlıyor. Zorunlu ilköğretimin 5 yaşa çekilmesi halinde, 20122013 öğretim yılında bu sayı ikiye katlanacak. Yaklaşık 2 milyon 800 bin çocuğun ilköğretime başlaması, zaten kalabalık olan sınıfları, çocuklar ve öğretmenler için çekilmez hale getirecek. Eski EğitimSen Başkanı, eğitimci Alaattin Dinçer, yeni öğretim yılında okula başlayacak 6 yaşını bitirmiş çocuklara 5 yaş çocuklarının da eklenmesiyle sayının ikiye katlanacağını vurgulayarak, “Örneğin İstanbul’da bu yıl 210 bin çocuk ilköğretim 1. sınıfa başladı, seneye bu sayı 420 bin olacak ama derslik sayısı aynı kalacak. Türkiye genelinde, sınıfta ortalama 30 öğrenci olarak düşünüldüğünde 80 bin ek derslik yapılması gerekli” dedi. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, ilköğretime başlamadan neden okulöncesi eğitimin gerekli olduğunu şöyle açıkladı: “Okulöncesi eğitim, ço lı bir eğitim sürecidir. ? Okulöncesi eğitimi sağlamadan ve okula hazırlamadan çocukları ilköğretime 5 yaşında başlatmak, çocukların beceri ve yetkinlikleri henüz yeterince gelişmemiş olacağından ciddi sakıncalar arz etmektedir. ? Bu sakıncalar, sosyoekono ? AKP’nin ilköğretime 5 yaşında başlama planı hayata geçerse önümüzdeki yıl okula başlayacak çocuk sayısı 1 milyon 400 binden 2 milyon 800 bine çıkacak. Okulların fiziki altyapısının bu kadar öğrenci için yeterli olmadığına dikkat çeken uzmanlar, eğitim müfredatının da bu yaşa göre yeniden düzenlemesi gerektiğini belirtiyor. cuğun ilköğretime başlamadan önce yaşına ve gelişim özelliklerine uygun bir eğitim programına göre düzenlenen, bu programa uygun bir öğrenme ortamı sağlayan ve okulöncesi eğitim alanında özel yetişmiş öğretmenler tarafından uygulanan ve bu açıdan ilköğretimin birinci yılından farkmik olarak sınırlı imkânlara sahip elverişsiz koşullarda büyüyen çocuklar için daha yoğundur. Eşitsizliklerin etkisini bir nebze ortadan kaldıracak bir hazırlık süreci yaşanmadan başlayacak ilköğretim, eşitsizlikleri derinleştirecektir. ? İlköğretim yaşının 5’e düşü rülmesi halinde bu yaşa ve takip eden yaşlara uygun eğitim uzmanları tarafından ilköğretim müfredatının yeniden geliştirilmesi gerekmektedir. ? Dünyada 204 ülkeden 126’sı 6 yaşında, sadece 29’u 5 yaşında çocukları ilköğretime başlatmaktadır. İlköğretime başlama yaşı 5 olan gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde 4 yaş için okul öncesi eğitim oranları yüzde 80’in üzerindedir. ? Türkiye’de 4 yaş grubu (4860 ay) için okulöncesi eğitim oranı ise yüzde 19.6. Ülkemizde okulöncesi eğitim almadan ilköğretime başlayacak olan bu yaş grubu çocukların okulda başarılarını olumsuz etkileme riski vardır. ? Politika yapıcılar, ilköğretimi bir yıl erken başlatmak yerine, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasına odaklanmalıdır.” 6932 ÖĞRETİCİ ATANDI ‘Dindar nesil’ atağı ? 5 yılda uygulayacağı ‘dindar nesil’ çalışması için 1 milyarlık harcama öngören Diyanet, işe 6 bin 932 Kuran kursu öğreticisi atayarak başladı. Diyanet’in fetva hattı da yenilendi. FIRAT KOZOK ÇEK ŞÜKÜR’DEN Çİ INDAN YUMRUK R LA N A DANIŞM AKP Milletvekili Hakan Şükür, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle TBMM’de çalışan kadın gazetecilere çiçek verirken, danışmanları komisyon toplantısında CHP’li vekilleri yumrukladı. (Fotoğraf: MEHMET KAMANAA) Hakan Şükür’ün danışmanı CHP’li vekillere müdahale edince vekiller birbirine girdi Komisyonda büyük kavga MAHMUT LICALI MİLLİ EĞİTİM BAKANI DİNÇER: CHP’nin anketi hiçbir değer ifade etmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Rixos Otel’de Avrupa Birliği ile ortaklaşa gerçekleştirilen “Özellikle Kız Çocumlarının Okullaşma Oranının Arttırılması Projesi” ile ilgili olarak tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dinçer, CHP’nin 4+4+4 anketi ile ilgili “CHP’nin araştırma diye kamuoyuna sunduğu şeyi metodolojik olarak ele aldığınızda hiçbir değer ifade etmeyeceğini görebilirsiniz” açıklamasını yaptı. CHP anketindeki soruların soruluş biçimini eleştiren Dinçer, “Herkese ‘Zorunlu eğitimin 4 yıla çekilmesini uygun buluyor musunuz’ diye sorarsanız, orada yüzde 100 oranında ‘uygun bulmuyoruz’ yanıtı çıktığında, yanlış bilgi üzerine insanların tepkilerini değerlendirmiş olursunuz” diye konuştu. Dinçer, okula başlama yaşının 1 yıl geri alınması ile ilgili olarak da “Meclisimiz tarafından uygun görülürse müfredatımızı yeniden tanzim edeceğiz. AB ülkelerinde 72 ay bir üst sınırdır” dedi. Okulöncesi eğitim eleştirilerine de yanıt veren Dinçer, “Herhangi bir taviz vermedik, vermeyeceğiz de. Okulöncesi eğitim yine devam edecek” diye konuştu. ANKARA TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda sert tartışmalarla devam eden kesintili eğitim önerisinin görüşmelerinde AKP’li Hakan Şükür’ün danışmanları Resül Boydak ve Metin Çanak’ın CHP’li Haydar Akar ve Mahmut Tanal’a fiziki müdahalede bulunması üzerine milletvekilleri birbirine girdi. Yumrukların havada uçuştuğu kavganın ardından CHP’li Akar danışmanlardan şikâyetçi oldu. TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda 3 haftadır sert tartışmalarla devam eden görüşmeler dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla çiçek dağıtılarak başlarken, yumrukların havada uçuştuğu kavgayla noktalandı. Toplantının başında AKP’li Hakan Şükür, kadın vekil ve gazetecilere gül; CHP’li Recep Gürkan da karanfil dağıttı. Komisyon Başkanı Nabi Avcı, CHP’li 17 vekilin söz hakkı olmasına karşın 3. madde üzerindeki görüşmelerin tamamlandığını belirterek madde üzerine verilen önergeleri okutmaya başladı. Bu sırada CHP’li vekiller sıraların kapaklarına vurarak 3. madde üzerindeki görüşmelerin bitmediğini ifade etti. Komisyonun AKP’li kâtibi Osman Çakır’ın “Burası dağ başı mı?” demesi kavganın fitilini ateşledi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Çakır’a “Burayı dağ başına çeviren sizsiniz” diyerek yerinden kalkıp komisyon başkanlığının önüne yürüdü. İnce’nin ardından diğer CHP’li vekiller de ayaklanarak komisyon başkanlığı önünde toplandı. Bu sırada karşılıklı laf sataşmaları devam ederken, Şükür’ün 10 dakika önce kadınlara gül dağıtan danışmanı Boydak’ın CHP’li vekillere fiziki müdahalede bulunması bir anda gerginliği yumrukların konuştuğu kavgaya dönüştürdü. CHP’li Akar, “Sizin ne işiniz var burada? Dışarıdan adam mı getiriyorsunuz, adam mı topluyorsunuz?” diyerek danışmanlardan birini salon dışına ittirerek kapıyı kapattı. Çok sayıda CHP ve AKP’li vekil kendi arasında yumruklaşmaya, birbirlerini tartaklamaya başladı. Bu sırada bazı vekiller de kavgayı ayır Kavga 10 dakika sürdü maya çalıştı. Yaklaşık 10 dakika süren kavga toplantıya 2 saat ara verilmesiyle yatıştı. Akar, Şükür’ün danışmanı Boydak’ın kendisini ittiğini belirterek “Arkadaşlarımı yumrukladı. Ben yumruk atmadım. Şikâyetçiyim. Tutanak tutturacağım” dedi. Akar, Şükür’ün danışmanları hakkında şikâyetçi olmak için TBMM’de görev yapan sivil polisleri çağırdı. Akar’ın şikâyetinin odasında alınabileceğini belirten polisler şikâyetin karakola bildirileceğini söyledi. CHP’li Akar kavgada yaşananları anlatırken, AKP’li Şükür’ün de bu sırada koridordan geçmesi tarafları bir kez daha karşı karşıya getirdi. Şükür, “Sopayı yiyen biziz. Yaptığınız çok ayıp Haydar Ağabey. Şikâyet edin ama bunu provoke etmeyin ortamı” diye konuştu. Boydak da kendisi dışında pek çok danışman ve sekreterin toplantı salonunda bulunduğunu belirterek, “Bana yumruk atıldı, düğmem koptu, kravatım çekilip atıldım. Elbette ben de şikâyetçiyim” dedi, Verilen arada AKPCHPMHP grup başkanvekilleri Avcı’yla bir araya gelerek toplantı yaptı. Komisyonun kavganın ardından toplanan oturumunda vekillerin danışmanları, korumaları ve sekreterleri dışarı çıkarıldı. CHP Grup Başkanvekili İnce, komisyonda yaşanan kavganın ardından basın toplantısı düzenledi. İnce, “AKP’nin maaşlı elemanları milletvekillerimize saldırıda bulunmuşlardır. Bu zorbalığa pabuç bırakmayız” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li vekillere gönderdiği mesajda komisyondaki görüşmelerin bugün ve hafta sonu da devam edeceği için vekillerin Ankara dışına çıkmamasını rica etti. Öte yandan TBMM Genel Kurulu’da söz alan Şükür, danışmanını savunarak, “Kendisi mağdur durumda, o ağır darbeleri alıp dışarı çıkmasına rağmen dışarda medya önünde sanki mağduriyete uğramışcasına şikâyetçi olan arkadaşlarımızın da bu tip siyaset anlayışından uzak olmasını diliyorum” diye konuştu. İnce: Papuç bırakmayız ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Muhafazakâr, demokrat, dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” sözlerinin ardından, 5 yılda uygulanacak 1 milyar TL’lik strateji planı hazırlayan Diyanet İşleri Başkanlığı, 6 bin 932 Kuran kursu öğreticisi atadı. Başkanlığın “Alo Fetva” hattı “190” da devreye girdi. Kuran kursu öğreticisi olarak atanmaya hak kazanan 6 bin 932 kişinin yerleştirmesi, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Emin Özafşar’ın başkanlığındaki komisyonca bilgisayar ortamında yapıldı. Adayların yerleştirme işlemleri, başkanlıkça verilen yeterlik belgesi puanı ile 14 ve 15 Ocak’ta yapılan mesleki yeterlik sınavından alınan başarı puanı esas alınarak tercih sırasına göre gerçekleştirildi. Önceliğin ilahiyat fakültesi mezunlarına verildiği yerleştirmelerde, şu sıralamaya dikkat edildi: “İlahiyat fakültesi mezunları, ilahiyat ön lisans ve diğer lisans mezunları, ilahiyat ön lisans mezunları, imam hatip lisesi ve diğer lisans mezunları, imam hatip lisesi mezunları.” Eşitlik durumlarında hafızlık, hizmet süresi, yaş ve mezuniyet tarihi gibi durumlar dikkate alındı. Yerleştirme işlemi yapılanların 271’i ilahiyat fakültesi, 106’sı ilahiyat ön lisans ve diğer lisans, 3 bin 542’si ilahiyat ön lisans, 139’u imam hatip lisesi ve diğer lisans, 136’sı imam hatip lisesi ve diğer ön lisans, 2 bin 738’i imam hatip lisesi mezunu. Atananlardan 6 bin 371’i kadınlardan oluşuyor. ‘Sopayı yiyen biziz’ lo 190 da dindar neslin hizmetinde Diyanet İşleri Başkanlığı, ayrıca dini soruları yanıtlamak üzere kurduğu “444 1 789” numaralı fetva hattında da değişikliğe gitti. “Alo 190 Dini Danışma” olarak yeniden düzenlenen hatta, yurtiçinden ve cep telefonlarından ücretsiz olarak ulaşılabilecek. Sabit ve cep telefonlarından 190 numarasını çevirerek, bulundukları şehrin il müftülüğüne bağlanacak olan yurttaşlar, müftülüklerde bulunan “Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonu” soru yöneltebilecek. A Erdoğan: 4+4+4’ü engelleyemezsiniz ADNAN AVUKA GAZETECİLERE ÖZGÜRLÜK PLATFORMU: Başbakan gazetecilik mesleğini anlamıyor İstanbul Haber Servisi Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı ve Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Cezaevinde 6 basın kartlı gazeteci var” şeklindeki açıklamalarını, “Sayın Başbakan’ın gazetecilik mesleğini anlamaktan ne denli uzak olduğunu ortaya koyuyor” sözleri ile değerlendirdi. ‘Örgüt üyesi’ ve ‘terörist’ olarak gösterilen gazetecilerin, hangi eylemleriyle bu sıfatları hak ettiklerinin bir türlü izah edilemediğini belirten Birgit, “Gazetecilerle ilgili iddianameler didik didik edildiğinde dahi, hiçbir gazetecinin terörist örgüt faaliyetiyle ilintili olabilecek herhangi bir ‘eylem’le ilişkilendirilemediği görülüyor” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de tutuklu gazeteci sayısını basın kartlı gazeteci sayısına indirgemenin Türkiye’nin gerçekleri ile bağdaşmayacağını vurgulayarak “Uluslararası örgütlerin temsilcilerinin Türkiye’ye bilgi almak için geldiklerinde söylenenlerin, dışarıya giden gazeteci yöneticiler tarafından dile getirilmesinin ‘gammazlama’ anlamına gelecek biçimde yorumlanmasını anlamakta zorlandığımızı da belirtmek isteriz” dendi. MARDİN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dün düzenlenen “Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar” programına katıldı. Türkiye’de yaşanan terörün sona erdirilmesinde kadınlara büyük görevler düştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Bugün artık Kürt kökenli annelerinde, kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyorum. ‘Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden’ demelerini bekliyorum” diye konuştu. Daha sonra katıldığı toplu açılış töreninde muhalefetin 4+4+4 eğitim yasa tasarısına yönelik eleştirilerine sert çıkan Erdoğan, “ Bugün (dün) perşembe bu komisyon çalışacak, yarın cuma gene çalışacak, gerekirse cumartesi, pazar gene çalışacak, ama bu çıkacak. Niye çünkü bu millet yüzde 50 ile bir yetki verdi. Verdiği yetki işte bunları çözün diye. Şimdi birileri çıkıyor diyor ki ‘yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez’. Doğru azınlıkların hukukunu da koruruz, ama çoğunluğu da azınlığa mahkum etmeyiz” diye konuştu. Erdoğan çifti Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Çok Amaçlı Toplum Merkezleri’nce oluşturulan el sanatları sergisini gezdi. (Fotoğraf: AA / BÜLENT UZUN) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle