25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2012 SALI 14 kokuyor. Neyse.. Anadolu’daki bin yıllık kuralı bilen bilir: “Evlenecek kızın mazisine... Oğlanın da istikbaline bakılır!” Siyaset dediğimiz şey de bir tür nikâh işlemi... Maziye ve istikbale bakma kuralı, kurultaylarda dahi, her tür oylamada ve seçimde geçerlidir. Çünkü oy vermek demek.. Fikirlerinizi, inançlarınızı, umutlarınızı sizi temsil edecek kişilere emanet etmektir... Dahası, onlarla kader birliği etmektir! Dün ve önceki gün bini aşkın CHP delegesi bu atasözüne göre davrandı. Önlerine konulan tüzük değişikliklerinin aslını hazırlayanların mazisine... Ve yeni tüzük maddelerini hazırlayanların da istikbaline baktı.. Kararını verdi: Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam destek.. Çünkü siyasettin “s”sini bilmeyenler bile farkındaydılar ki, maksat “önce tüzük sonra genel başkan” süreciydi! Ama bunu hedef alan “rakipler” de ortada yoktu. Bu durum, bir Frenk atasözünü de doğruluyordu: Bir yerde olmanız gerekiyor da “Yoksanız, her zaman kaybedersiniz!(les ünlük dilde, “siyasetçi” daha asil bir sözcük. G Politikacı biraz “tezgâhtarlık” absents ont toujours tort!)” Kaybettiler. Oylar mazisi temiz, istikbali parlak görünene yöneldi. Bir anlamda nikâh tazelendi. Haziranda seçimli kurultay yani... Davullu zurnalı düğün var! değiştirilen genel başkan yardımcılıklarını, İstanbul gibi birçok ilin il başkanlıklarını da kapsıyordur! ??? CHP Cumhuriyet’tir.. Günlerdir, CHP’de çıkacak hır gür için başparmak tırnağı sürtme mesaisi yapan yapana… Aralarında elbette samimi olanlar da var. Sol gösterip sağ vuran nahoşlardan liberal maskeli liboşlara, köşelerinde ahkâm kesen kesene: “CHP bölünecek. Hiç değilse bir taraf büyür... Hatta iktidar olur!” Örnek de veriyorlar: “Refah’tan AKP iktidarı çıktı.” “CHP’de de 1946’daki kopmada Demokrat Parti iktidara geldi.” Yiyen çıkarsa! ??? CHP adı ile de Türkiye Cumhuriyeti ile bütünleşmiş tarihsel bir siyasal kurum. Bu gerçeği kuşaktan kuşağa devam etmesiyle kanıtlıyor. 2. Genel Başkanı İsmet Paşa öldüğünde CHP’li değildi. Çünkü Genel Sekreteri Bülent Ecevit ile arası açılmış, hem genel başkanlıktan hem de partiden istifa etmişti. Ama İsmet Paşa’nın torunu Gülsün Bilgehan 40 yıl sonra CHP’de Genel Başkan Yardımcısı idi. 3. Genel Başkan Bülent Ecevit de öldüğünde CHP’li değildi. Ama eşi Rahşan Ecevit 30 yıl sonra eşini de temsilen CHP Kurultayı’nda idi. Daha sonraki genel başkanlardan Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin’in de parti ile kopmaları olmuştu. Ama dün yine CHP Kurultayı’nda son genel başkan ile yan yana idiler. Sağ partilerde bu gelenek yok. Ne merhum Erbakan AKP’nin önünden geçti.. Ne Tayyip Bey, Saadet Partisi’nin... Çünkü oralarda siyasetten çok ticaret var, mal paylaşımı var. Mal paylaşımının sonu da genellikle kan davası! Politikacıda Mazi, Siyasetçide İstikbal! O sevimsiz, “Kurultay Partisi söylemi”ni pekiştirme endişesine de kapılmadan... Kendi kurultayını topladı. Ve 48 saat içinde, alınabilecek en iyi sonucu aldı. Gözdağı... Küresel yağmacılara, insanı ve doğayı sömüren vahşi kapitalist sisteme karşı yaşam hakkını savunanların mücadelesi dünyanın dört bir yanında sürüyor. “Zeyna” adlı TV dizisiyle ünlenen oyuncu Lucy Lawless ve çevre örgütü Greenpeace’in beş üyesi, Kuzey Kutup bölgesinde petrol sondajı yapacak olan petrol arama gemisini Yeni Zelanda limanında dört gün alıkoyduğu için tutuklandı. Shell şirketi için çalışan Discoverer gemisinin 53 metrelik sondaj kulesini işgal eden eylemcilere dava açıldı. Dünyanın her yerinde sistemin güvenlik güçleri ve hukuku, yaşam hakkını savunanları, doğa ve çevre koruma mücadelesi verenleri engellemeye çalışıyor. Türkiye’de tehlikeli nükleer santrallara, kirletici taş ocaklarına, zehirleyen termik santrallara, doğal yaşamı katleden HES’lere, denizleri yok eden balık çiftliklerine, vahşi sömürünün simgesi altın madencilerine, doğal yaşamı bozan her türlü girişime karşı mücadele edenlere yönelik baskılar katmerlenerek tırmanıyor. Çevre mücadelesi sindirilmek isteniyor. Doğa, çevre yağmasının zirveye ulaştığı AKP iktidarı döneminde, yaşam hakkını savunanlara yönelik yüzlerce dava açıldı. Hopa, Eşme, Tortum’da, Pazarcık, Yuvarlakçay, Ulukışla’da, Şavşat’ta, KayseriSarız ve İzmir Efemçukuru’nda... Gümüşhane’de, Gerze’de, Antalya Kumluca’da, Terme ve Ünye’de... Bergama’da, Kazdağları ve Kozak Yaylası’nda, Solaklı Vadisi’ndeki Karaçam ve Köknar köylerinde, Munzur’da kısacası Anadolu’nun dört bir yanında toprağını, havasını, suyunu, kasabasını köyünü savunanlar gözaltılarla, tutuklamalarla karşılaşıyor. Girişimci şirketlerin yetkililerini, iş makinalarını engelledikleri, yörelerine sokmadıkları için, güvenlik güçlerine karşı çıktıkları için suçlanıyorlar. Polisin, jandarmanın görev yapmasını engelledikleri, devlet memuruna hakaret ve darp ettikleri öne sürülüyor kimi zaman. ??? Para cezaları, ertelenen mahkumiyetler... Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, Narlı beldesine bağlı Şahintepe Köyü’nden Ali Kütük, köy merasından toprak alan Sanko Çimento’nun iş makinalarına zarar verdiği ve görevlilere engel olduğu için arkadaşlarıyla gözaltına alınıyor. 12 bin lira para cezasına çarptırılıyor. Yoksulluktan ödeyemiyor cezayı, üç ay hapisliğin ardından köylülerin topladığı parayla ancak özgürlüğüne kavuşuyor... Gerze Yaykıl Köyü’ndeki termik santral direnişinde gözaltına alındıktan sonra 106 gündür tutuklu kalıp iki ay önce serbest bırakılan Volkan Özcan, gelecek ay yine hâkim karşısına çıkacak... Tortum’da HES’e karşı çıkan 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya işletmeye yaklaşmama, çevrecilerle konuşmama yasağı getiriliyor mahkeme eliyle. Yetmiyor, geçen hafta jandarmaya taş attığı savıyla 9 yıl hapis istemiyle yeni bir dava açılıyor... Çevre direnişlerini destekleyen bilim insanları, avukatlar, yerel yönetimler, kurumlar ve çevre haberleri yapan gazeteciler, yatırımcı şirketlerin açtıkları davalarla susturulmaya, sindirilmeye çalışılıyor. Yargı kararlarına uymayan kirletici şirketler bildiklerini okuyor. Bunlarla ilgili görevlerini ihmal eden, yapmayan kamu çalışanlarına kimse dokunmuyor, soruşturma izinleri verilmiyor. Oysa doğaya, tarihine, kültürüne sahip çıkan çevre direnişçileri değil, çevreyi kirletenler suçlanmalı değil mi? Çiviyi Çivi Söktü CHP’de genel başkanlıktan liderliğe giden yol, çukurlarla dikenlerle dolu kurultaylardan geçiyor. Kılıçdaroğlu, biraz geç de olsa bunu gördü, gereğine bakıyor... Parti tarihinde yapılmamış olanı cesaretle yapmaya yöneldi. O, bin yıllık atasözümüzü, önüne kurulan Tüzük Kurultayı maniasına uyguladı. “Kurultayı, kurultay söker!” diyerek. GeçmişGelecek Dünkü teşekkür konuşmasında... CHP için söylenebilecek en doğru sözü söyledi: “Geçmişten ders alarak, geleceğe bakacağız!” Bu söz, ummak gerekir ki... Bir yıl geçmeden, dört kez İki kurultaydaki kısmı itiş kakış ne yazık ki, Türk siyasetinin aynası olan TBMM’nin doğası ile çok çelişmedi. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com CHP’nin İkiz Kurultay Krizi CHP’nin biraz gönülsüzce demokratlığa soyunan iki ucu, hafta sonu iki kurultay toplayarak partinin son 10 yılda yaşanan acayipliklerine bir yenisini eklediler. Bu ikiz kurultayların biri, en büyük salonda, on binlerce konuk ve medya mensubu ile yapıldı. Bu “İktidar”ın kurultayıydı. Bir de ertesi gün, özürlü ikiz muamelesi gören “Muhalefet”in kurultayı vardı. Çok daha mütevazı Ahmet Taner Kışlalı Salonu layık görülmüştü “jet” hızıyla sonuçlandırılan bu kurultaya… Birinci gün büyük bir görkemle başladı. Dev ekrandan inadına “Gençliğe Hitabe” yayımlanırken, “çoğunluk toplanamadı” dedikoduları alıp başını yürümüştü bile. Neyse ki olayın çeşitli itiş kakışlardan sonra çözüldüğü görüldü de dev bir fiyasko riski atlatılabildi. Bu tüzük olayının neden çok önemli olduğunu herkes kolay anlayamaz. Tüzük, sosyal demokrat bir partinin seçim sonuçlarını toptan değiştirebilen pandoranın kutusu gibidir. Mesela, Parti Meclisi seçimi, herkesin yer aldığı “Çarşaf” liste ile mi, yoksa Başkan’ın demokrasiyi yerle bir eden “Blok” listesi ile mi yapılacak? Yanıt: Güya “Çarşaf”la yapılacak ama Blok liste, Demokles’in kılıcı gibi her an kullanılabilecek şekilde orada inatla tutuluyor. Ya da ne yazık ki milletvekili adaylıkları saptanırken genellikle “genel merkez yoklaması” yapılır ve Başkan ile yakın çalışma arkadaşları, her ilin adaylarını belirlerler. Sonra ne mi olur? Aday sıraları açıklandıktan sonra, örgütün bir kısmı istifa eder, bir kısmı küser, “Vay, daha dün partiye giren adam benden önde” diye köşesine çekilir. Bir kısmı “Öldürsen seçimde çalışmam” der. Halbuki tüm üyelerle önseçim yapılsa, kimsenin gıkı çıkamayacak, Parti daha başarılı olacak, herkes işine bakacak; hezimet bile varsa, suçu kendinde arayacak. Partinin içini kemiren koca sıçan yok edilmiş olacak. Peki bu hayati konu gerçekleştirilebildi mi CHP Kurultayı’nda? Hayır. Yüzde 15 (ve ek maddelerle daha fazla) genel merkez kontenjanı korundu! Ama itiraf edeyim, değişen bazı maddelerden büyük haz aldım. En başta kadınlara ve gençlere olumlu ayrıcalık kotası. CHP siyasetini yakından izleyenler, bu fikri ilk olarak benim 2003 yılında Genel Başkan adayı olduğum süreçte basına ve tüm Türkiye’ye en detaylı şekilde anlattığımı ve ana söylemimi bu devrim üzerine kurduğumu hatırlayacaklar. 2010 Ocak ayında da gerek Sayın Kılıçdaroğlu, gerek Sayın Baykal’a Demokratik Devrim Hareketi’nin hazırladığı ve sayısız parti içi demokrasi atılımı içeren yeni demokratik tüzük çalışmasını aktardık. Sonuçta “Kadınlar ve Gençler” devrimi nihayet iki gün önce yaşama geçebildi. Diğer birçok başka “devrim” ise beklemede. Mesela “Akıllı kart” devrimi… Umarım bu da aynı şaşkınlıkla 10 yıl beklemez! 1. Kurultay’da antidemokratik partiiçiiktidara takılan birçok maddenin hatırlatılması dışında, Haluk Koç, Sabri Ergül, Örsan Öymen ve ben, ayrıca partinin eksen kayması konusunu konuşmalarımıza yansıttık. Koç artık numaracı Cumhuriyetçilere göre parti siyasetinin saptanmasına son verilmesini talep ederken, Öymen de neden laiklik savunusu ve halkın ekonomik sorunlarının aynı anda ele alınamadığını sordu. Ergül, Kılıçdaroğlu yönetiminin verdiği sözleri unuttuğunu hatırlattı. Kendi konuşmamda ise CHP’nin bu kritik süreçte tek umut olduğunun farkına varıp, iktidara giden yolu bulmasının şart olduğunu vurguladım. Partinin ideolojisi hakkında da şunları ekledim: “Partinin DNA’larıyla oynamayın. Ezber bozmak adı altında CHP siyasi yörüngesinden ve temel felsefesinden uzaklaşamaz. Ezber bozmak, AKP gibi olmak değil, farklı yaşam tarzlarını öne sürmek ve ısrarla faşizme, yobazlığa, emperyalizme bayrak açmaktan geçer... Parti 23 milyon kişilik mitingleri şimdi yapmazsa ne zaman yapacak?” 2. Kurultay’da, imzacı muhalifler adına konuşan İsa Gök, kendisine ayrılan yarım saatte çok başarılı şekilde, yapılan tüzük değişikliklerinin birçoğunun neden demokrasiye hizmet etmekten uzak olduğunu net şekilde açıkladı. Medyanın “büyük demokratikleşme” olarak sunduğu Tüzük Kurultayı’nın, esasında 362 muhalif vekil sayesinde toplanabildiğini hatırlatan Gök, partide nasıl tek adam yönetimine gidildiğini, şu andaki verilerle yönetimin 188’e yakın vekili merkez yoklamasıyla belirleyebileceğini ve bunun zaten CHP’nin kapasitesi olduğunu hatırlattı. Sonra ne mi oldu? Alıştığımız şekilde(!) her şey hızla oldubittiye getirilerek paketlendi ve Kılıçdaroğlu “eğreti” reformlarla dolu yeni bir sürece yelken açtı… HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ bulutbebek@hotmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc@yahoo.com UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Trabzon 1 yöresine özgü bir halk oyunu. 2 2/ “Açıktan 3 geç, yaklaşma” 4 anlamında denizcilik terimi... 5 Litvanya’nın 6 plaka imi. 3/ 7 Resim ve heykel sanatlarında 8 varlıkların bi 9 çimi... Çanak1 2 3 4 5 6 7 8 9 kale’nin bir ilçesi. 4/ Bir yazıya başka bir 1 A S T A R Y A A yazarın yazısından 2 Y U A N O B U R alınmış parça. 5/ Ki 3 N O I S A R A liselerde anakapıdan 4 A M A Z O N A B koroya değin uzanan 5 K İ T D İ B L E bölüm... “Denizayı6 I A GO R A S sı” da denilen fok 7 Ç Ö L E M E R İ K cinsi. 6/ Yabancı... Z E K İ A R Halk dilinde salep 8 E N İ K otuna verilen ad. 7/ 9 V E T O Afrika’da bir ülke... Hayvanlara vurulan damga. 8/ Japon imparatorlarına verilen unvan... Duman lekesi. 9/ Gövde yapısı. 1/ Et, üzüm ve soğanla yapılan pirinç ya da bulgur pilavı... Fas’ın plaka imi. 2/ İspanyolların sevinç ünlemi... Gurbette yaşayan, yabancı. 3/ Yumuşak, hoş ve ince bir güzelliği olan... Yapma, etme. 4/ Dört tekerlekli ve yaylı bir at arabası... Ayak direme. 5/ Gümüş elementinin simgesi... İspanya’da bir kent. 6/ Durağan yıldız... Kemiklerin yuvarlak ucu. 7/ Barındırma. 8/ Kastamonu ilinde, Türkiye’nin en derin mağaralarından biri. 9/ Sıkıp suyunu çıkarma... Çiçeği, böreği ve terazisi vardır. YUKARIDAN AŞAĞIYA: C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle