23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eşi tarafından dövüldüğü iddia edilen AKP Milletvekili Fatma Kotan boşanma davası açtı 7 Şiddet vekil tanımıyor ALİCAN ULUDAĞ ‘KORUMA VERİLDİ, YANINDAYIZ’ Fatma Kotan şiddet olayının ardından mahkemeye başvurarak tedbir ve koruma amaçlı eşinin kendisine 6 ay yaklaşmama kararı aldırdı. Olayı yakından takip eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Fatma Kotan’a koruma verildiğini belirterek “Fatma kardeşimizin yanındayız. Her türlü desteği vereceğiz, süreci birlikte yöneteceğiz” dedi. ANKARA Eşinden şiddet gören ancak “dayak yok” açıklaması yapan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi, AKP Ağrı Milletvekili Fatma Salman Kotan’ın “şiddet, hakaret ve şiddetli geçimsizlik” gerekçeleriyle boşanma davası açtığı ortaya çıktı. Dayak iddialarının doğru olmadığını ileri süren İdris Kotan ise “1 yıldır eve almıyordu. Aile huzurumuz kalmadı” dedi, ‘fikren ve ruhen anlaşamadıkları” gerekçesiyle ayrı bir boşanma davası açtı. Fatma Kotan’a, talebi üzerine koruma tahsis edilmesi kararı verildi. İddiaya göre, 1 yıldır eve alınmayan koca İdris Kotan, geçen ay Çukurambar’da oturan eşi Fatma Kotan’ın evine gitti. Çocuklarını görmek istediğini belirten İdris Kotan, eve alındıktan bir süre sonra eşi ile tartışmaya başladı. İddiaya göre İdris Kotan, tartışmanın büyümesi üzerine eşi Fatma Kotan’ı dövdü. Fatma Kotan, özel bir hastaneye giderek darp raporu aldı ancak olay savcılığa intikal ettirilmedi. Bu olayın ardından hak iddia etmeyeceği de belirtildi. Fatma Kotan, eşinin Sincan 4. Aile Mahkemesi’nde açtığı anlaşmalı boşanma davasının dünkü duruşmasına gitmedi. İçerdeki Liderler Yetmedi, Şimdi Sıra Komşularda! Haber ajanslarına dün öğlene doğru düşen Tel Aviv kaynaklı bir haber, İsrail’in başkentindeki THY ofisine, bu ülkenin mali polisi tarafından yapılan bir baskını duyurdu. Gelenler, THY’nin Tel Aviv büro müdürü ile muhasebe şefini vergi kaçakçılığı kuşkusu ile gözaltına almışlar. Defterlere el koymuşlar. Daha sonra da iki vatandaşımızı serbest bırakmışlar. Umarım, dünyanın sayılı üç havayolu arasında bulunan ulusal havayolları kuruluşumuzun yurtdışındaki görevlileri kısa sürede aklanırlar. Zaten zimmetlerine para geçirme gibi bir iddia ortaya salınmış olsa, bu iddianın doğru ya da yanlış bir yönü vardır diyelim. Ama yurtdışında önemli bir kamu kuruluşumuzun iki temsilcisinin bulundukları ülkeye şirketleri adına verilmesi gereken vergiyi kaçırarak, hem Türkiye’ye; hem de THY’ye leke getirmeleri bir tür akıl tutulmasıdır. Yapılanın Başbakan’ın ülkemizin dış politikasını, artan bir ivme içinde Müslüman Kardeşler eksenine oturtmak için yürüttüğü çalışmaların bir tepkisi olduğunu düşünmek gerekiyor. Anlaşıldı. İsrail out olmuştur. O zaman herhangi bir İslam ülkesini alarak; onunla kardeş sarması olup olmadığımıza bakalım. Onlardan hangileri, o moda deyim ile “in”? Heyhat! Yine dün aynı saatlerde, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Erbil’de yapılacak bir toplantıya gitmek için bindiği uçağa Irak hava sahasının kapatılmış olduğunu bildiren habere ne diyeceğiz? Bakanımız, Erbil’de yapılacak uluslararası bir toplantıda bulunmak, orada yürüteceği ilişkiler sonucunda da öteden beri hakkımız bulunduğunu ileri sürdüğümüz Kerkük petrollerinden pay almak istemek gibi yerinde bir görevi yapmak istiyor. Koskocaman ülkesi, emrine THY’nin GAP uçağını vererek devletimizin gücünü de dosta düşmana göstermek istemiş. Enerji Bakanı dün GAP ile Atatürk Havaalanı’ndan kalkacak, doğruca Erbil’e inecek. Gelin görün ki; Bağdat, bırakın Kuzey Irak bölgesindeki Erbil’i, Taner Yıldız’ın Irak’ın başkentine iniş yapmasına bile izin vermemiş! Nedeni, Başbakan Maliki’ye karşı Başbakan Erdoğan’ın soğuk tavrı. O tavır, Erdoğan’ın kendi mezhep anlayışının koyu örtülerinden sıyrılamayan bir Sünni Müslüman olarak; devletin dış politikasını da aynı sekter ölçülere göre idare etmek istemesinden geliyor. Bununla da kalmıyor Erdoğan Türkiyesi.. Ankara’nın bütün komşularımız ile yürütülen geleneksel dış politikasını terk edip, komşularımızın içişlerine tıpkı Suriye’ye olduğu gibi burnumuzu sokmak istiyoruz. Şam’ı acımasız bir diktatör olduğu gerekçesiyle Esad’dan kurtarmak için iki yıla yakındır, bu ülkedeki iç savaşa benzin döküyoruz. Putin’in, kullanılma süreci dolmuş olan Esad’a karşı böylesine sekter bir müdahaleye kalkışılmasaydı Suriye’deki iç savaşın bu kadar kayıp vermeyeceğini diplomatik bir dille, artık Ankara’yı başkent olmaktan çıkarmaya kararlı İstanbul dükasına da söylediği anlaşılıyor. AKP’nin Şam politikasını desteklemeyeceğini açıklayan ve bu doğrultuda İran ile ilişkilerini giderek sıklaştıran Maliki elindeki uyarı kozunu, dün anlı şanlı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanının uçağına iniş izni vermeyerek göstermiştir. Elimizde kala kala Yüce Tanrı’ya yalvarıp yakarmak kaldığı anlaşılıyor: Allah bu iktidarın başının yürüttüğü dış politika ile encamımızı hayırlara vesile etsin. Veladdalin amin. ??? Sevgili Okurlarım, Önceki gün yine Silivri’de tutsak meslektaşlar Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Soner Yalçın ve Turan Özlü’yü ziyaret görevindeydim. Tüm yurttaşlarımızı 13 Aralık’ta Silivri’de yapılacak duruşmalarına bekliyorlar. çift boşanma kararı aldı. İdris Kotan’ın avukatı, 22 Kasım’da Sincan 4. Aile Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde, şunları kaydetti: “Müvekkilim ile eşi 1995 tarihinden beri evlidir. Ancak eşler evlendikleri günden bugüne kadar birbirine uyum sağlayamamış, tarafların fikren ve ruhen anlaşamamaları sonucu aralarında geçimsizlik baş göstermiş, müşterek hayat çekilmez hale gelmiştir. Birlikte geçirdikleri her gün gerek kendilerine gerekse müşterek çocuklara zarar vermeye başlamıştır. Tarafların tekrar bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün değildir.” Dava dosyasına çiftin, “anlaşmalı boşanma protokolü” de girdi. Protokolde, 1995’te evlenen davacı İdris Kotan ile davalı Fatma Salman Kotan’ın anlaşarak boşanmaya karar verdikleri belirtilerek “Tarafların karşılıklı olarak tedbir, yoksulluk nafakası ile herhangi bir şekilde maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmamaktadır” denildi. Tarafların 1996, 1999 ve 2003 doğumlu çocuklarının anne Fatma Kotan’a verileceği belirtilen protokolde, baba ile çocukları arasındaki şahsi ilişkiyi ise mahkemenin takdir edeceği ifade edildi. Protokolde, çiftin birbirinin üzerinde olan mallar konusunda herhangi bir Fatma Kotan’ın, kocasının davasından sonra Ankara 2. Aile Mahkemesi’nde karşı dava açtığı ortaya çıktı. Kotan’ın dilekçesinde, dayak iddiasını doğrular şekilde “şiddet, hakaret ve şiddetli geçimsizlik” nedeniyle boşanmak istediğini dile getirdiği ifade edildi. İki davanın önümüzdeki günlerde, tek mahkemede birleştirileceği belirtildi. Dayak iddialarını reddeden İdris Kotan ise Cumhuriyet’e “Bir senedir eve almıyordu. Ben de gitmiyordum. Haberlerin aksine akli dengem yerinde. Ne istediyse verdim. Mal varlığımı verdim. Ancak milletvekili olduktan sonra serbest davranmaya başladı. Aile düzenimiz yıkıldı. Beni beğenmemeye başladı ama çocuklarımın anasıdır. Allah yolunu açık etsin” açıklamasını yaptı. anlaştı, Önce sonra karşı dava açtı ? ISPARTA (Cumhuriyet) Uzman Çavuş Ömer Tunçbilek, geçici görevle gittiği Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 25 Kasım’da çıkan çatışmada yaralandı. Ankara’daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde tedavisi süren Tunçbilek dün şehit oldu. Şehidin cenazesi, Gökçehöyük beldesinde toprağa verilecek. Yaralı uzman çavuş şehit düştü ‘Komutan sorumludur’ 28 Şubat soruşturmasında tutuklanan Çevik Bir’in, İsmail Hakkı Karadayı hakkında verdiği suç duyurusu dilekçesinde, BÇG’nin kuruluşu anlatıldı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA 28 Şubat soruşturmasında tutuklu bulunan eski Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı hakkında yaptığı suç duyurusunda, darbeye teşebbüs etmediklerini, MGK kararları ve İçişleri Bakanlığı’nın genelgeleri doğrultusunda irtica ile mücadele ettiklerini belirtti. Bir, “İşlenen suç yoktur. Ancak suçun varlığında ısrarlı olunuyorsa eşit ve adil davranılmalı, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı da soruşturma kapsamına alınmalıdır. TSK’nin en başta gelen prensiplerinden ‘Komutan her şeyden sorumludur’ prensibi, BÇG’nin tüm faaliyetlerinde uygulanmıştır” dedi. Çevik Bir’in, Karadayı hakkında savcı Mustafa Bilgili’ye verdiği suç duyurusu dilekçesinde, Batı Çalışma Gurubu’nun (BÇG) nasıl kurulduğu ayrıntılarıyla anlatıldı. Dilekçede şöyle denildi: 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı sonrasında; Karadayı’dan aldığım emir ve direktiflere göre mutat çalışmayı başlattım. BÇG’nin teşkili, görevlendirme emri, görev yeri, ilgili konsept ve plan dahil tüm çalışmaları Genelkurmay Başkanı’nın “olur”u alınarak hazırlanmıştır. Karadayı, BÇG ile ilgili tüm çalışmalardan malumat sahibi olup dışında kalması imkânsızdır. Bu husus TSK’nin en başta gelen prensiplerinden olan “Komutan her şeyden sorumludur” prensibinin sonucu olup bu prensip BÇG’nin tüm faaliyetlerinde uygulanmıştır. BÇG ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’nca yapılan çalışmalarda, Genelkurmay Karargâhı’na da gönderilen 28 Mart 1997 tarihli İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi referans alınmıştır. 4 Nisan 1997 tarihinde Karadayı tarafından verilen emir çerçevesinde, Genelkurmay Karargâhı, kuvvet komutanlıklarında, Başbakanlık ve bakanlık genelgeleri paralelinde yıkıcı ve bölücü faaliyetlerle irticaya karşı raporlaşma çalışmalarının başlatılması, bu amaçla bir çalışma grubunun kurulması, gruba kuvvet komutanlıklarından da personel alınması işlemlerine başlanmıştır. Bu talimat üzerine aynı gün Genelkurmay Genel Sekreterliği tarafından BÇG kurulmasına ilişkin emir hazırlanmış ve Genelkurmay Başkanı’na sunulmuştur. 10 Nisan 1997 tarihinde, Genelkurmay 2. Başkanı tarafından imzalanan ve Harekât Başkanlığı’nca hazırlanan BÇG’nin kurulması emri; Karadayı’ya arz edilmiş, onayı alınmıştır. BÇG Harekât Konsepti 6 Mayıs 1997 tarihinde Karadayı’ya sunulmuş, “olur”u alınmış ve “gereği için” kuvvet komutanlıklarına, “bilgi için” de MGK Genel Sekreterliği’ne resmi belge olarak gönderilmiştir. 27 Mayıs 1997 tarihinde de Batı Eylem Planı; İçişleri Bakanlığı genelgesi ve Batı Harekât Konsepti esaslarına göre hazırlanmış ve Karadayı’nın “olur”u ile yayımlanmıştır. İşlenen suç yoktur. Bir darbe teşebbüsünün bulunmadığı, buna ilişkin TBMM’nin lağvı, bakanlıklara atama yapılması, Milli Güvelik Konseyi benzeri bir yapının oluşturulması, sıkıyönetim ilanı, kamu yöneticilerinin değiştirilme planlarının mevcut olmadığı ortadadır. Genelkurmay Başkanlığı, cebir ve şiddet uygulamamış, herhangi bir yasadışı eylem içinde bulunmamış, dönemin hükümetinin de hedefi olan irtica ile mücadele önlemlerinin alınması ve takibi görevini yapmıştır. Ancak suçun varlığında ısrarlı olunuyorsa eşit ve adil davranılmalı, Karadayı da soruşturma kapsamına alınmalıdır. Karadayı’nın da soruşturma kapsamına alınması, soruşturmanın selameti açısından yasal bir zorunluluk ve vicdani bir görevdir. ? HATAY (Cumhuriyet) Hatay İl Jandarma Komutanlığı, 1500 asker ve polisin katılımıyla Amanos Dağları’nda terör örgütü PKK’ye yönelik operasyon başlattı. İHA’ların da kullanıldığı operasyonda, PKK’nin kış öncesi konuşlanmasının engellenmek istendiği bildirildi. Amanos’ta büyük operasyon ‘Emri Karadayı verdi’ ? VAN (Cumhuriyet) Van’dan Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine giden askeri konvoyda bulunan zırhlı araç, VanHakkâri karayolunun 95. kilometresindeki Yolmaçayır köyü yakınlarında kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada, araçta bulunan askerlerden 7’si yaralandı. Yaralılar Başkale Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Askeri araç kaza yaptı: 7 yaralı ? AĞRI (AA) Van’dan Gümüşhane’ye mahkum taşıyan Halil Cebeci yönetimindeki cezaevi aracı, Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde devrildi. Kazada sürücü Cebeci ile araçta bulunan asker ve mahkumların bulunduğu 18 kişi yaralandı. Yaralılar Ağrı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Cezaevi aracı devrildi: 19 yaralı Gördes Jandarma Komutanı ağır yaralandı İP’li Cengiz: Ergenekon şeması 2009’da gönderildi Bir asker intiharı daha ‘Mahkeme delil kararttı’ Haber Merkezi Manisa’nın Gördes İlçe Jandarma Komutanı Kıdemli Üsteğmen Murat Aylıkçı, girdiği bunalım sonucu eşi ve oğlunun gözü önünde intihar etmek istedi. Aylıkçı ağır yaralandı. Gördes İlçe Jandarma Komutanı Aylıkçı, dün mesai bitiminin ardından evine gitti. Bilinmeyen bir nedenle bunalıma giren Aylıkçı, eşi Çiğdem ve 1 yaşındaki oğlu ile oturduğu sırada, aniden belinden beylik tabancasını çıkardı. Başına dayadığı tabancanın tetiğini, eşi ve oğlunun gözü önünde çeken Aylıkçı, kanlar içinde yerde kaldı. İhbar üzerine gelen acil yardım ekiplerince önce Gördes Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Aylıkçı, burada yapılan ilk müdahalenin ardından Akhisar Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilen Aylıkçı’nın Güneydoğu’da terörle mücadelede görev yaptığı dönemlerden hakkında 12 dava açıldığı ve son bir yıldır sıkıntılı olduğu belirtildi. Aylıkçı’nın eşi Çiğdem Aylıkçı’nın ikinci çocuğuna hamile olduğu öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, avukat Mehmet Cengiz, esas hakkında mütaala aşamasında olan Ergenekon davasının temel dayanağı olarak kabul edilen Ergenekon şeması ile ilgili Genelkurmay Başkanlığı yazılarının 4 yıldır saklandığını açıkladı. Mahkemenin delillerin tartışılması aşamasını neden atladığının ortaya çıktığını belirten Cengiz, “Genelkurmay Başkanlığı şemanın arşivlerinde olmadığını eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e elden verildiğini ve Özkök’ün emekli olunca alıp götürdüğünü bildirdi. Mahkeme Genelkurmay’a yeniden yazı yazdı. Sanıklar 4 yıl süresince yanıt alınamadığını sanıyordu. 10 gün önce dava dosyasına giren tutanağa göre Genelkurmay Başkanlığı mahkemenin yazısına 16 Ocak 2009 tarihinde yanıt verdi ve şemayı gönderdi. Şemaya Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Doğu Perinçek’in de aralarında olduğu isimler yerleştirildi” dedi. Patlamada yaralandı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’a bağlı İkizce köyü mevkisinde hayvan otlatan Ahmet Taşar cinsi belirlenemeyen bir patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralandı. Patlamada 15 hayvan telef oldu. “5 Aralık”ı Kutluyoruz! “78 yıl” önce bugün; Türkiye’de “kadınlar” siyasal anlamda da “YURTTAŞ” olabilmişlerdir. Günümüzün kimi “AB” ülkelerinin kadınlarından çok daha önce VEFAT Kuvayi Milliyeci Murathanzade komiser Murat Bey ve Kamile Hanım’ın torunu, Kurtuluş Savaşı Gazisi Mehmet Cafer Murathanoğlu ve Nadire Murathanoğlu’nun oğlu, Nuri ve Zehra Tuç’un damadı, Mustafa Kemal ve Suzan Murathanoğlu’nun kardeşi, Sabahattin Tuç’un eniştesi, Erol ve Nil Büyükgürel ile Nezih ve Işıl Eymür’ün dünürü, Murat ve Sinan’ın babası, Hayal ve Kıvanç’ın kayınpederi, Merve, Emir, Mert ve Berin Mısra’nın Cahit Dedesi, Merhume Berin Murathanoğlu’nun Eşi “Seçme ve Seçilme” hakkını kazanmışlardır! Bu hakkımızı, ATATÜRK’ün de istediği gibi, bağımsız, özgür ve özellikle de “BİLİNÇ”li olarak kullandığımız, ne yazık ki söylenemez! Bu “BİLİNÇ”liliğin önünü kesen, günümüzdeki gibi “iktidar”lara karşı gereken “savaşım”ı kesintisiz sürdürmeliyiz, sürdürmek zorundayız! 78. yıl “Kutlu Olsun!” CAHİT MURATHANOĞLU (İ.T.Ü. Mak. Fak. 1951), (Kabataş E. Lisesi 1944) 3 Aralık 2012 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 5 Aralık 2012, Çarşamba günü (bugün) Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Dostları, sevenleri sağ olsun. Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ’nin öğrenci burs hesabına bağışta bulunmalarını rica ederiz. (Garanti Bankası / TR72 0006 2000 3400 0006 2007 78) KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle