25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Sefalette ısrar ediliyor Ortalama bir ev kirası 536 lira ve diğer tüm harcamalar için sadece 237 lirayla geçinmesi beklenen emekçiye öngörülen zam sadece yüzde 3 Ekonomi Servisi Yaklaşık 1314 milyon kişiyi ilgilendiren asgari ücrette, AKP hükümetinin öngördüğü yüzde 3’lük zamla, emekçinin sefalet ücretine bir kez daha mahkum edileceği görülüyor. DİSK Araştırma Enstitüsü tarafından hazırlanan rapor, zaten açlık sınırının altında olan asgari ücretin, planlandığı gibi artırılmasının sefaletin ısrarından başka bir şey olmadığını ortaya koyuyor. Araştırmada özetle şu noktalara dikkat çekiliyor: ? Ekim 2012 itibarıyla ortalama kira bedeli 536 TL’yi buluyor. Buna göre asgari ücretli en sağlıksız çevrede, kentsel hizmetlerin en az olduğu konutlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. Sefalet yalnız sofrada değil, sağlıksız konutlarda da asgari ücretliyi buluyor. ? Eşi çalışmayan, iki çocuklu bir asgari ücretli gıdaya günlük 8 lira 69 kuruş ayırabiliyor. Buna göre asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 2.17 TL, öğün başına 72 kuruş düzeyinde kalmakta. ? Asgari ücretlinin ortalama bir buzdolabını alması için, ev ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) eşyası için ayırabildiği 40 TL Gelecek yıl uygulanacak asgari ücile başka hiçbir eşya almaksıreti belirlemek üzere işçi, işveren ve zın 29 ay çalışması gerekiyor. hükümet arasında zam pazarlığı baş? Özetle asgari ücretliden, ladı. Türkİş Genel Eğitim Sekreteri öğün başına 72 kuruşla karRamazan Ağar, ocak ve temmuzda nını doyurması, bir buzdoyüzde 3’erlik artışı kabul etmeyeceklelabı için 29 ay çalışması, rini söyledi. TİSK İşveren Heyeti Başka237 TL’ye ısınması ve banı Metin Demir de ekonominin “hassas rınması, çocuk başına 2.5 dengelerine” dikkat çekti. Asgari Ücret TL’lik eğitim harcaması Tespit Komisyonu, Çalışma ve Sosyal ile çocuklarını yetiştirGüvenlik Bakanı Faruk Çelik’in başkanlımesi bekleniyor. ğında ilk toplantısını yaptı. Toplantının Bahane hazır: Hassas dengeler Dörtnala Geldik Uzak Asya’dan... İktisadi büyüme ve büyüme kuramları, ekonomi biliminin en canlı konularından birisi. İktisat yazınında ilginç bir veri seti var: Agnus Maddison’un 2006 tarihli The World Economy: The Millennial Perspective ve 2007 tarihli Contours of the World Economy çalışmaları. Maddison çok renkli ve bir o kadar da yetkin bir tarihçi. Bizlere bu çalışmalarında MS 1. yıldan itibaren, günümüze değin sürede yüzyıllar bazında Avrupa ve yakın coğrafyamızdaki gelir düzeylerini araştırıyor. Maddison’un çalışmalarında Türk kavimlerinin dalgalar halinde Anadolu topraklarına geldiği günlerden başlayarak ekonomik faaliyetlerini izleyebileceğimiz bir özet tablo ilgimi çekti. Siz okurlarımla paylaşmanın ilgi çekici olacağını düşündüm. Maddison’un bulgularını aşağıdaki tabloda özetliyorum: Emekçinin talepleri ise özetle şöyle: ? Asgari ücret, işçinin ailesiyle tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde olmalı. ? Komisyonda işçilerin ağırlığı artırılmalı. ? Görüşmeler açık hale getirilmeli. ? Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalı. Ölçü, en düşük kamu ücreti olmalı İstanbul Haber Servisi Emek örgütleri, asgari ücretin, en düşük kamu çalışanının ücretiyle eşit olmasını istedi. Dev Sağlıkİş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde düzenlediği toplantıda, 2012’de belirlenen asgari ücretin 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının yüzde 23.4’ünü, açlık sınırının da yüzde 76.3’ünü karşılayabildiğini vurguladı. Çerkezoğlu, “2003’te asgari ücret 226 TL iken en düşük kamu çalışanı maaşı 374 TL idi. 2012’ye gelindiğinde bu fark giderek büyüdü” diye konuştu. açılışında konuşan Ramazan Ağar, “Aile unsuru dikkate alınmadan insana yaraşır geçim koşullarını sağlamaktan uzak belirlenen asgari ücret, yürürlükte olduğu her ay eksik ödenmektedir” dedi. TİSK İşveren Heyeti Başkanı Metin Demir, ekonominin hassas dengelerini meydana getiren uluslararası rekabet gücünü zayıflatacak, işsizliği ve kayıt dışını büyütecek, ücret dengelerini bozacak artışlardan kaçınılmasını istedi. Demir, asgari ücretin artırılmasından ziyade, ücret üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünün azaltılması gerektiğini savundu. Komisyon, önümüzdeki günlerde yeniden bir araya gelecek. 1000, 1500, 1820 ve 1870 Yıllarında Fert Başına Milli Gelir (Sabit 1990 Fiyatlarıyla, $ SGP’ne göre) ABD Almanya Avusturya Çin Fransa Hindistan İngiltere İspanya İtalya Mısır Portekiz Türkiye Yunanistan 1000 400 410 425 400 425 450 400 450 450 500 425 600 400 1500 400 688 707 400 727 550 400 661 1.100 475 606 600 433 1820 1.257 1.077 1.218 600 1.135 533 1.706 1.008 1.117 475 923 643 641 1870 2.445 1.839 1.863 530 1.876 533 3.190 1.207 1.499 649 975 825 880 Açlık sınırı 1.061 lira Ekonomi Servisi DİSK’in Araştırma Enstitüsü (DİSKAR) kasım ayı için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. TÜİK Hanehalkı Harcama Kalıbı, TÜİK madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde alması gereken kalori miktarı üzerinden hesaplanan beslenme kalıbı dikkate alınarak hazırlanan raporun sonuçlarına göre, 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 1061, yoksulluk sınırı ise 3 bin 354 TL oldu. Öte yandan, MemurSen tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, açlık ve yoksulluk araştırması kasım ayı sonuçlarının, yoksulluk sınırının 76.7 TL artarak 2 bin 913 TL’ye, açlık sınırının da 1.1 TL artarak 1089 TL’ye yükseldiğini ortaya koyduğu ifade edildi. TÜİK: Yoksulluk azaldı! Ekonomi Servisi Satın alma gücü paritesine göre kişi başı dolar cinsinden yoksulluk sınırlarına göre yoksulluk oranları 2011’de geriledi. Kişi başı günlük harcaması, cari satın alma gücü paritesine göre 2.15 doların altında kalan fert oranı 2010’nda yüzde 0.21 iken, bu oran 2011’de yüzde 0.14 olarak tahmin edildi. 4.3 dolar sınırına göre de 2010’da yüzde 3.66 olan yoksulluk oranı, 2011’de yüzde 2.79 olarak gerçekleşti. Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riskinin, kentsel yerlerde yaşayanlardan fazla olduğu belirlendi. Cari satınalma gücü paritesine göre 4.3 dolar sınırı esas alındığında, kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda 2010’da yüzde 9.61 olan yoksulluk oranı, 2011’de yüzde 6.83 olarak tahmin edildi. Kaynak: Maddison (2010) “Historical Studies of The World Economy: 12008 AD” İnşaat sektöründe bu yıl 226 inşaat işçisi hayatını kaybetti. Bali: Önderliği sürdüreceğiz Ekonomi Servisi Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Şanlıurfa’da yapılan İş’le Buluşmalar toplantısında kısa dönemli, sadece kurum çıkarlarını öne alan politikaların uzun dönemde kimseye kazandırmadığını hatırlatarak “Bunu, bir endüstri standardı olarak yerleştirmek ve doğru örnek, doğru rol modeli olmaya devam etmek için aynı taahhütle aynı samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz” dedi. Bali, İş Bankası’nın bundan sonraki dönemde de milli bankacılığın önderi olma vasfını sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Bali, dünyada ve Avrupa’daki krize rağmen Türkiye’nin ayrışan ekonomisiyle dikkat çektiğini anlatarak temel ayrışma nedeninin büyüme performansı olduğunu aktardı. “Demokrasiler Çağında Uygarlık” idi İstanbul’da 4 gün süren felsefe şöleninin ana teması. Tam da dünyada “olmayan” demokrasi adına her şeyin yapıldığı bir dönemde... Dünyanın yaşayan en önemli filozofları İstanbul’da bir araya geldiler: JeanLuc Marion, Joan Copyec, Gianni Vattimo, Bernard Stiegler, Thomas Metzinger, Erich Hörl... Bakırköy Belediyesi ve MonoKL Yayınları’nın Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle düzenlediği felsefe sempozyumuna ilginin hayli fazla olması şaşırtıcıydı. Özellikle de gençlerin ilgisinin... Hakikati arayışı, sorgulamayı temel alan felsefe toplumlarda kendine ne kadar fazla yer bulabilirse insanların istemedikleri bir düzeni değiştirme konusunda adım atmaları o denli daha kolay olabildiği için çok küçük de olsa bir umut ışığı doğdu Türkiye’de abuk sabuk şekilde ve baş döndürücü hızla değişen gündemin ve sorunlar yumağının içinde. “Şeffaf Toplum”, “Modernliğin Sonu” gibi kitapların yazarı İtalyan felsefeci Gianni Vattimo’nun arkadaşımız Zeynep Atay’ın “Bugün çağdaş felsefenin ele alması ge Artık kendi geleceklerini ‘inşa’ edecekler Ekonomi Servisi İnşaat iş çalıştırılanların inşaat işçileri ol neği, “Bizleri insani olmayan şartlarda çalışmaya, barınçileri, güvencesiz çalışma ko duğuna değinildi. Açıklamada, inşaat işçilerinin maya zorluyorlar. Kimi gün şullarına karşı dernek kurdu. İnşaat İşçileri Derneği, kurulu şantiyelerde ‘kölelik koşulla alın terimizi döktüğümüz inşunu ilan ettiği açıklamasında, rı’nda çalıştırılmaya zorlandık şaatlardan düşerek, kimi gün pek çok sektörde olduğu gibi ları ifade edilerek ücretlerin gasp kaldığımız derme çatma çainşaat sektöründe de patdırlarda yanarak, kimi ronların, çalışanların iş gün tonlarca ağırlıktaki güvenceleri ve güvenbir vincin altında kalaKendilerine dayatılan kaderi değiştirmek likleriyle ilgili sorunlarak can veriyoruz. Ölüüzere yola çıktıklarını belirten inşaat işçileri rına çözüm üretmediğimümüze ‘kader’ diyorartık taşeronun insafına bırakılmak ve iş ni hatırlattı. lar” ifadelerini kullandı. İnşaat İşçileri Derneği, “Biz inşaat işçileri yacinayetlerine kurban gitmek istemiyor. yaptığı örgütlenme çağrışadığınız evleri, çalıştısıda; “Biz inşaat işçileri, ğınız işyerlerini, okulları, tünelleri, hastaneleri, alış edildiği; sigortaların yatırılmadığı bu gidişata ‘dur’ demenin tek yolunun örgütlü olmaktan geçveriş merkezlerini, gökyüzüne anlatıldı. “İş güvenliğimiz için gerek tiğini biliyoruz. Tüm inşaat karışan o devasa gökdelenleri yapanlarız” denilen açıklamada, li tedbirleri almayan patronlar, işçilerine sesleniyoruz: Gelin, en çok ölen, yaralanan ve iş gü hayatlarımızdan tasarruf edi haklarımız için birlikte mücavencesinden, güvenlikten yoksun yorlar” diyen İnşaat İşçileri Der dele edelim” dedi. Maddison’un verilerine göre “Türkiye” ilk bininci yıl sonunda yerkürenin kişi başına en fazla geliri olan coğrafyasını barındırmaktaydı. Bölgenin performansına en yakın ülkeler ise Mısır ve İtalya idi. Görsel medyada “Muhteşem Yüzyıl” diye anılan 1500’lere gelindiğinde ise artık Türkiye coğrafyası küresel ekonomideki göreceli üstün konumunu yitirmekteydi. Maddison’un verilerine göre, Türkiye (1990 sabit fiyatlarıyla) 600 dolarlık kişi başına gelir düzeyinde çakılı kalarak, uluslararası işbölümü içerisinde giderek geriye düşmüş, İtalya, İspanya ve Avusturya gibi Avrupa’nın yeni ticaret ve üretim merkezlerinin ardında kalmış idi. Feodal Avrupa’nın dinamiği, İtalyan şehir devletlerinde ve Orta Avrupa’da yükselen kapitalizmin çekirdeğine dönüşmekte; yeni palazlanan burjuva sınıfı ise elde edilen iktisadi artığın yeniden sermaye birikimine dönüştürülmesini sağlayarak kapitalist birikimin kaynaklarını oluşturmaktaydı. 1820’lerde sanayi devrimi sırasında ise Türkiye çok daha şiddetli ve kalıcı olarak geri bıraktırılmış yarı sömürge bir imparatorluk mirasçısı durumuna indirgenecek ve kapitalizmin çevre ekonomisinin sömürü mantığına tabi olacaktır. Anadolu topraklarında 900 küsur yıl hüküm sürmüş; imparatorluklar kurmuş; ve bu süreçte dünyanın en ileri uygarlıklarına öncülük etmiş olan Türk kavimlerinin, 1500’lerle birlikte kapitalist sermaye birikiminin gerektirdiği düşüngüsel devrimin ve aydınlanmanın gerisinde kalarak, geri bıraktırılmış bir çevre ekonomisine dönüşmesi süreci, kuşkusuz sadece sultanların özel hayatlarıyla veya at sürmedeki maharetleriyle açıklanabilecek olgular değildir. Gediz Elektrik’e 10 teklif Ekonomi Servisi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Gediz Elektrik Dağıtım bölgesi özelleştirmesi için 10 grubun teklif verdiğini açıkladı. Teklif veren yatırımcılar şöyle: Genpa Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret, Park Holding, Enerjisa Elektrik Dağıtım, Torunlar Gıda Sanayi ve Ticaret, CengizKolinLimak Ortak Girişim Grubu, ElsanTümaşKaraçay Ortak Girişim Grubu, Fernas İnşaat, Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret, IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret, Zorlu Holding. reken problem nedir” sorusuna yanıtı son derece net ve yalındı; “Demokratikleşme”. Zaten bana göre ünlü filozofları buluşturan en önemli ortak nokta küresel kapitalist sisteme ve buradan yola çıkarak Batı felsefesine yönelttikleri yoğun eleştirilerdi. Kısaca özetleyeyim: Vattimo, “Avrupa’nın çalkantılı tarihini yaşadım. Berlin Duvarı’nın yıkılışından beri Avrupa’da farklı bir düzen var. Kapitalist rejimin yaptığı doğal gibi gösteriliyor ama bu kötülüğü sınır Demokrasiler Çağında Uygarlık ve Felsefe lamak lazım..” derken Fransız felsefeci Bernard Stiegler, “Kapitalizmin bir gün sonunun geleceğini düşünüyor musunuz” sorusunu “Kapitalizmin sonunun geldiğine inanmıyorum. Ancak yeni bir kapitalizm biçiminin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Tüketici düzene dayanan kapitalizmin bittiğini söyleyebilirim. Çünkü bu kapitalizmin iki büyük kusuru vardı. Birincisi çevreyi, ikincisi bireyi mahvediyor ve bireyin oluşmasını önlüyor” diye yanıtladı. Stiegler konuşmasında bundan sonra oluşması gereken ekonomi modelinin “paylaşımcı ekonomi” olması gerektiğinin altını çizdi. Aynur Bektaş’ın işçileri 300 gündür direnişte! Hey! One minute. Bir dakika... Bugüne kadar Aynur Bektaş’ı kamuoyu, ekonomiye katkıları nedeniyle ödül üzerine ödül alan, yılın en başarılı işkadını seçilen bir kişi olarak tanıdı. Doğu’ya yaptığı yatırımları, kadın istihdamına yaptığı katkıları yazdık çizdik. Hepsi de önemliydi. Öyle ki tam sayfa söyleşiye bile konuk etmiştim Bektaş’ı. Ardından patronu olduğu Hey Tekstil’de işçi çıkarmaları başladı. Tazminatsız işten atmalar, maaşları gasp etmeler. Kendisine açtığım kredi büyüktü, önceleri “Darboğazda, herhalde toparlar” dedim, “Tanıdığım Aynur Bektaş işçisinin haklarını verir” diye düşündüm. Olmadı. Öyle ki telefonlarımıza bile çıkmadı. Hey Tekstil işçileri ise 300 gündür haklarını alabilmek için direniyor. Onları desteklemek bizim görevimiz. Çağrılarına kulak verin: “Hey Tekstil işçileri sadece kendileri için değil ekmeğe ve adalete muhtaç bırakılan milyonlar için direniyorlar. Halkımızı bu direnişi desteklemeye, bugün saat 12.30’da yanımızda olmaya çağırıyoruz. Kanyon AVM önü...’ JeanLuc Marion da “Batı uygarlığı iflas etmek üzere. Yeni yaşam felsefeleri ortaya çıkmalı” diye konuştu. Felsefe şöleni benim kafamda farklı soru işaretleri oluşturarak sonlandı. Kapitalizm bireyci olduğunu iddia etmesine rağmen bireyin kendisini ifade etmesine izin vermiyor. O zaman nasıl bir çıkış yolu aramalı? “Pay almayanların pay alma hakkı” için mücadeleden bahsedildi. Dünyada, hatta daha önce hiç olmadığı kadar Batılı toplumlarda bile eşitsizliklerin bu denli artması bir gün devrim için kanlı savaşlara yol açar mı? Yoksa kapitalist sistem her zaman olduğu gibi toplumların önüne küçük yemler atarak saltanatını sürdürecek mi? Hukuk ve adalet ile hükümetler arasındaki ilişkiyi felsefe nasıl yorumluyor? İdeal yargı nasıl oluşturulur? Sokrates’in dediği gibi önemli olan sorgulamayı yaşam tarzımız haline getirmek. Çünkü insanlık, tarih boyunca doğru soruları soran ve bu soruların peşinden giden insanların çabaları ile gelişmiştir. KISA... KISA... ? İspanya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı kasım ayı sonu rakamlarına göre, ülkedeki kayıtlı işsiz sayısının 4 milyon 907 bin 817’ye çıktığı ve bunun yeni bir rekor olduğu belirtildi. İspanya’da son 4 aydır yükselişte olan işsiz sayısına geçen kasım ayında 74 bin 296 kişi daha eklendi. ? TEPAV’ın Perakende Güven Endeksi, k asım ayında bir önceki aya göre 0.6 puan, geçen yılın aynı ayına göre ise 1 puan gerileyerek 3.5 oldu. ? İsrail’de THY’nin iki yetkilisi vergi kaçırma şüphesiyle gözaltına alındı, THY bürolarındaki bilgisayar kayıtlarına el konuldu. Gözaltına alınanlar serbest bırakılırken THY’den yapılan açıklamda olayın takip edildiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle