Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER BDP’lilerin dokunulmazlıkları konusunda Köşk ve AKP’den yapılan uyarılara kulaklarını tıkadı Erdoğan kararlı ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, BDP’lilerin dokunulmazlıkları konusunda yaşanan sıkıntıyı gidermek için milletvekillerini parti genel merkezinde toplarken, ilk kez açıkça “Dokunulmazlıkları kaldırırsak bölgede oy kaybederiz, anketler gerilediğimizi gösteriyor” çıkışıyla karşılaştı. Erdoğan, “Geçmişte yaşananların tekrar edilmemesi gerekiyor” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile parti içinde “dokunmayalım” diyen AKP’lileri hedef aldı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu aşamada dokunulmazlıkları kaldırılması konusunda partinin “yol haritası” belirlemesine karşı çıktı. Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı parti içinde muhalif seslerin yükselmesi üzerine parti grubunu partisinin genel merkezinde topladı. Erdoğan, grubun basına açık bölümünde dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Kendimizi çıkmaz sokaklara it ERDOĞAN, İNÖNÜ’YÜ MUSSOLİNİ VE HİTLER İLE BİRLİKTE HEDEF ALDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, okullarda tek tip kıyafet uygulamasına son veren yönetmeliği savunurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Sadece kepleri eksik. Bir ara şapka da taktırıyorlardı biliyorsunuz. Eğer okullardaki üniforma meselesiyle ilgili birkaç kitap karıştırırsan orada Cizvit papazlarını, Mussolini’yi, Hitler’i göreceksin bir de tabii İsmet İnönü’yü göreceksin” sözleriyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini İsrailFilistin ilişkileri konusunda da sürdüren Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Gazze’de şehit bir Filistinli’nin babasına sarılarak ağladığını anımsattı. Erdoğan, şunları söyledi: “Çok acıdır CHP’nin Genel Başkanı ‘O fotoğraf yapmacık’ diyor. Densizlik burada da kalmıyor, CHP Genel Başkanı ‘Ağlayacaksan bu ülkede binlerce şehit anası var, birine sarılıp ağlasaydın bari’ diyerek densizliğini daha da alt seviyeye düşürüyor. Vicdansızlıkta, duyarsızlıkta, tepkisizlikte CHP’nin Genel Başkanı İsrail ile yarışıyor.” ‘Mesele, Tayyip Erdoğan’ın Tavrı’ mıdır? Liberalizmin “A Takımı” bir süredir kılıçları çekmişler Başbakan’a yükleniyorlar. Sertleştikçe sertleşiyorlar. Eğer “nihayet uyandılar, neyse hatanın neresinden dönülürse kârdır” demeye hazırlanıyorsanız boşuna heveslenmeyin. Bu tipler düş kırıklığına uğramışlar, kızgınlar, ateş püskürüyorlar. Ancak liberalizmin yaşamı yüzey biçimlerine, toplumu bireylere indirgeyen, düşünceye değil kanaatlere yaslanan alışkanlıklarından olsa gerek (hadi iyimser davranalım), olup biteni anlamakta fena halde zorlanıyorlar. Bu tiplerin “dün öyleydi, bugün böyle” türünden yazdıklarını okuyunca insanın aklına ister istemez T.S. Eliot’un “deneyimi yaşadık ama anlamını kaçırdık” hayıflanması geliyor. Birine göre bütün mesele Erdoğan’ın tavrı. Başbakan heykelden TV dizilerine kadar her konuda fikir açıklıyormuş. O zaman da bu ülkede ne demokrasi kalırmış, ne özgürlükler ne de hukukun üstünlüğü. Bir başkası, Başbakan’ın bu tavırlarına bakarak “Muhteşem Tehlike” başlığını atıyor yazısına. Çünkü “ülkeye ‘tek tipleşme’yi dayatan, tepeden, keyfi, baskıcı ve ‘tekçi’ zihniyetin tohumları Başbakan tarafından yeşertiliyormuş”. İşleri güçleri Başbakan’a yüklenmek. Adeta tüm siyasi sorunların nedeni Başbakan. Buradaki garipliği, hatta ikiyüzlülüğü hemen göremediyseniz yardımcı olmaya çalışayım. Başbakan da herkes gibi her konuda fikrini ifade edebilir. Bizim Başbakan’ın bir özelliği de budur. ‘A Takımı’nın fantezilerinden farklı olarak Başbakan başından beri hep bunu yapmış, “değişmediğini” vurgulamış, “İslamın ılımlısı olmaz” demiş. Her fırsatta seçim platformlarında nasıl bir toplum kurmak istediğini etraflıca ve ayrıntılarıyla anlatmıştır. Birincisi, kimse “Başbakan bizi yanılttı” diyemez. İkincisi, Başbakan’ın bu düşüncelerini bu açıklıkla açıklaması belki siyasi açıdan, “ileri demokrasi fantezisi” bağlamında çok yararlı olmayabilir, ama bu onun hakkıdır. Niyetini, düşündüklerini açıkça söyleyerek iyi de yapmıştır. Bu madalyonun bir yüzü. Bu madalyonun öbür tarafında şu var: Esas sorun Başbakan’ın toplumdaki liberal laik duyarlılıklara ters düşünceleri dile getirmesi değildir. Sorun geride bıraktığımız on yılda, o bunları dile getirdiğinde bunlardan vazife çıkaran bir devlet aygıtının, kadrolarının, kültürünün, hukuk düzeninin ve medya sisteminin, bu ‘A Takımı’ tiplerinin doğrudan desteği ve katkısıyla şekillenmiş olmasıdır. Biz bu şekillenmeyi izlemiş, güvenilen dağlara kar yağmaya başladığına daha AKP’nin ikinci dönemi başlarken dikkat çekmiştik (Cumhuriyet, 03.10.2007). Sarkozy, Bush, Berlusconi gibi başbakanlar, devlet başkanları gelip geçtiler. Ama onlar yönetimdeyken ağızlarından çıkan her saçma sapan laftan, devletin ve hukukun görev çıkardığını görmedik. Devlet makinesi ve hukuk bu siyasilerle birlikte, ama kendi kurallarına, özelliklerine göre, zaman zaman bu siyasileri de sınırlayarak işlemeye devam etti. Bugün Türkiye’de devlette, toplumda yaşanan yapısal değişimleri, kadrolaşmayı, kültür değişimini görmezden gelerek “Her şey iyi gidiyordu, ama bu Başbakan işi berbat ediyor” sonucuna ulaşmak, birincisi siyaset bilimi açısından saçmadır. Adeta bugün Mısır’a bakınca, olup bitenleri Müslüman Kardeşler örgütünün 1929’dan bu yana uzun yürüyüşünü; derin, yaygın örgütsel yapısını, toplum projesini unutarak her şeyi Devlet Başkanı Mursi’nin yapmakta olduğunu sanmaya benzer. İkincisi salt Başbakan’a bakarak “muhteşem tehlike”den söz etmek, her olayın faturasını ona çıkartmak, hem bu ülkede rejimde yaşanan baskıcı değişimi gizlemeye hizmet eder hem de Başbakan’ın kendini gerçekten her şeye kadir sanmaya başlamasına, toplumda ciddi sancılar yaratacak adımlar atmaya kalkmasına yol açabilir. Ben faturayı yalnızca Başbakan’a çıkaranların, “olayı” ona indirgeyenlerin, Başbakan’a haksızlık ettiğini düşünüyorum. mememiz lazım. Geçmişte yaşananların tekrar edilmemesi gerekiyor” diyerek karşı çıkan Cumhurbaşkanı Gül’e “Birileri çıkmış bize 1992, 1994’ten bahsediyor. Kusura bakmasınlar sene 2012. Bugünün şartlarıyla o günün şartları bir değil” karşılığını verdi. BDP’yi eleştiren Erdoğan, “Eğer Meclis’te olacaklarsa önce terörü desteklemediklerini göstersinler. Hem silahı öveceksin hem bu Meclis’in çatısı altında duracaksın, dokunulmazlık zırhının altına gireceksin. Bunlar, bunun kar şılığını, bunun bedelini ödemeyecekler mi? Biz eğer buna sessiz kalırsak bu halk bizi affetmez, Allah da bizi affetmez. Dokunulmazlık fezlekeleri önümüze geldiğinde vicdanımızla hareket edecek, millet adına kararımızı vereceğiz” dedi. Toplantının basına kapalı bölümünde 16 milletvekili söz alırken “ret” oyu vereceğini açıklayan Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması halinde ‘siyasetin da ‘Siyaseti daraltmayalım’ ralacağı” uyarısında bulundu. Ensarioğlu, “1994 koşulları yok ama dokunulmazlığın kaldırılması bölgede sorunlara yol açabilir” dedi. Batman Milletvekili Ziver Özdemir, dokunulmazlıklar kaldırılırsa AKP’nin bölgede oy kaybedeceğini belirtirken; Van Milletvekili Burhan Kayatürk de “KCK operasyonları sonrasında anketlerin AKP’nin gerilediğini gösterdiği”ne dikkat çekti. Kayatürk, Van’daki belediye başkanlarının çoğunun cezaevinde, Van Milletvekili Kemal Aktaş’ın tutuklu, diğer milletvekilleri Aysel Tuğluk, Özdal Üçer ve Nazmi Gür’ün ise fezlekelerinin olduğunu, bunun Van için sıkıntı olacağını ifade etti. Ankara Milletvekili Haluk Özdalga da dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda “PKK’nin daha fazla taban kazanacağını, AKP’nin oy kaybına uğrayacağını” ve “Kürtlerde duygusal kopuş yaşanabileceğini” söyledi. BDP EŞBAŞKANI KIŞANAK: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ‘Bu kez 1994’e benzemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili parti grup kararı alınamayacağına ilişkin anayasa hükmünü hiçe sayarak “fetvasını verdiğini” belirterek “1994’e benzemez. Bir daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler” dedi. Kışanak, grup toplantısında yaptığı konuşmada, 1990’larda Kürtlere karşı hukuksuz katliam politikalarının uygulandığını belirtti. Bu süreçte muhalif gazetecilerin katledildiğini belirterek “Bu ülkede kimse Özgür Ülke gazetesinin bombalaması aydınlatılmadan ‘Ben derin devletle hesaplaştım’ diyemez” dedi. Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki konuşmasında cenazeler konusunu çarpıttığını ve yalan söylediğini belirten Kışanak, “Sanki o cenazelere tazyikli suyu biz sıktık, mezar taşlarını biz kırdık, mezarlığın morguna biz gaz bombası attık. Kim yaptı bunları Başbakan?” dedi. Anayasada dokunulmazlıklarla ilgili grup kararı alınamayacağına ilişkin hüküm bulunmasına karşın Başbakan’ın bunu hiçe sayarak fetvasını verdiğini belirten Kışanak şöyle konuştu: “Bu Meclis’i PKK’den temizleyeceğiz, laflarını çok söyleyenler oldu. Bir onların tarihine baksın, kendi geleceğini orada görebilir. Biz de diyoruz, 1994’e benzemez. Bu kez bir daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düşünürler. Tabii ki hiçbir şey 1994’teki gibi değildir. Başbakan ‘1994’teki tablonun sadece yaka paça kısmını ayıklarız, biraz bunları kibarca göndeririz, ondan sonra istediğimiz siyasi süreci yürütürüz’ diye düşünüyorsa, yanılıyor. 1994 tekerrür etmez. Herkes bunu çok iyi bilmeli.” namikzafer@yahoo.com Bahçeli, AKP’nin başkanlık sistemi ısrarını değerlendirdi: Amaç rejim değişikliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör konusunda “Herkesle görüşürüz” diyen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın bugüne kadar kimlerle görüştüğünü açıklamasını istedi. Bahçeli, AKP’nin başkanlık sistemi önerisindeki gizli niyetin “rejim değişikliği” olduğunu ifade etti. Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP hükümetinin terörle mücadele konusunda “İyi şeyler olacak” diyerek 3 yıldır yapay adımlar attığını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın diziyle itiştiğini, tiyatroyla cebelleştiğini, sanatçıyla çekiştiğini ve gazeteciyle uğraştığını, ancak teröristlerle sözleştiğini ifade eden Bahçeli, Erdoğan’ın otoriter heveslere kapıldığını belirtti. AKP’nin başkanlık sistemi teklifinin tek adamlığın ön hazırlığı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Buradaki gizli niyet ve amaç yönetim modeli adı altında rejim değişikliğidir” dedi. Bahçeli, bugünkü şartlarda parlamenter sistemin devamının mantıklı olduğunu kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda kıyafet serbestliğini düzenleyen yönetmeliğine değinen Bahçeli, “Önlüğün çıkması, tek tip giyim kıstasının kaldırılması aileler arasındaki maddi uçurumların çocuklara yansımasına neden olacaktır” diye konuştu. Bahçeli toplantının ardından Başbakan Yardımcısı Atalay’ın önceki gün katıldığı bir toplantıda akan kanın durması adına herkesle görüşebilecekleri yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine, “Bugüne kadar kiminle görüştüğünü açıklasın”dedi. Başbakan Yardımcısı Arınç da FP döneminde yaşadıkları bir soruşturma oylamasında partinin aldığı karara milletvekillerinin uymaması olayını anımsatarak, bu aşamada Meclis’te komisyon ve partilerin iradesi ortaya çıkmadan AKP’nin ‘yol haritası’ belirlemesinin doğru olmayacağını söyledi. Arınç, bu tür oylamalarda “menfaat ilişkilerinin” de etkili olduğunu söyledi. AB Bakanı Egemen Bağış, “Bu konuda en fazla sıkıntı yaşayacak olan AB bakanı olarak benim. Taviz vermemeliyiz. Biz bunları Avrupalılara anlatırız” dedi. AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslan ise farklı bir çıkış yaparak, AKP’lilerin de içinde olduğu genel olarak tüm dokunulmazlık dosyalarının belli bir kriter gözetilerek ele alınmasının daha doğru olacağını söyledi. AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’ın da içinde olduğu bir grup milletvekili ise tam tersi bir tavırla “BDP’lilerin dokunulmazlıklarının tamamen ve derhal kaldırılmasını” istedi. AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner de “AKP döneminde ret, inkar, asimilasyon politikalarının kaldırıldığını, artık siyaset imkânının açık olduğunu” belirtti ve “PKK’nin tavrına göre bir politika olmamalı. Yaptıklarımız doğrudur” diye konuştu. Milletvekillerine yanıt veren Erdoğan, Arınç’ın sözlerine karşılık, AKP’de “menfaait ilişkileriyle oy kullanan milletvekili olmayacağını” söyledi. Kayatürk’ün eleştirilerine de Erdoğan, “Daha çok Van’a gideceksin” karşılığını verdi. Erdoğan bölgede oy kaybı olacağı yolundaki görüşleri de “Sadece doğu ve güneydoğu yok. Dokunulmazlık sadece doğu güneydoğunun değil Türkiye’nin meselesi. Bazen güneydoğunun beklentileriyle diğer bölgelerin beklentileri çakışmıyor” diye yanıtladı. Erdoğan ayrıca Meclis’te bekleyen tüm dosyaların karma komisyonda ele alınacağını belirtirken “terör” ve “yolsuzluk” içerikli dosyaların öncelikli olacağı sinyalini verdi. Erdoğan toplantıda cezaevindeki açlık grevleri sırasında medyaya, “Artık dindar Kürtler BDP’ye oy veriyor” şeklinde açıklama yapan AKP Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan’a da sert bir tepki göstererek, “AKP’de böyle il başkanı olmaz” dedi. Arınç’tan Bülent yol haritası çıkışı ‘Sadece G.Doğu yok’ ‘Fetvasını verdi’ kıyafet kararını eleştirdi Serbest ? AKP’nin başkanlık sistemi teklifinde parlamentoyu feshetme yetkisinin de olduğuna dikkat çeken Bahçeli, ‘Buradaki gizli niyet rejim değişikliğidir’ dedi. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, kendisine “Bizim nazarımızda onbaşısın” diyerek “onur ve saygınlığını zedelediği” gerekçesiyle BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi. Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada hâkim Rıza Şahin, taraf avukatlarını dinledikten sonra davanın reddine karar verdi. Özel’in ‘onbaşı’ davasına ret O gazeteci intihar etti ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Alevilere hakaret ettiği gerekçesiyle geçen temmuz ayında Beyaz Gazete’deki işine son verilen gazeteci Muammer Yaşar, önceki gün Ulus’ta kaldığı bir otelde intihar etti. Yaşar’ın ilaç alarak yaptığı intihar girişimini fark eden arkadaşları, önce Dışkapı Hastanesi’ne kaldırdı. Buradan da özel bir hastaneye kaldırılan Yaşar hayatını kaybetti. Yaşar’ın cenazesi Sivas’ın Kangal ilçesinde toprağa verilecek. ? ANTALYA(Cumhuriyet) Antalya’nın Kemer ilçesinde CHP ilçe örgütünde Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Süleyman Yorulmaz’ın da aralarında bulunduğu 39 CHP üyesinin, AKP’ye de üye yapıldığı ortaya çıktı. CHP Kemer İlçe Başkanvekili Hasan Ali Acar, listede adı geçen 39 kişiyi telefonla aradıklarını aktararak gerekli duyuruyu parti binasındaki panoya asacaklarını söyledi. BDP’nin yasama faaliyetlerine katılamayan tutuklu milletvekilleri hakkında da fezleke hazırlandığı ortaya çıktı Dokunulmuşlara da dokunacaklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de yemin etmedikleri gerekçesiyle “yasama faaliyetlerine doğrudan katılmalarına” izin verilmeyen tutuklu milletvekilleri, dokunulmazlıklar konusunda bu “istisna”nın dışında tutuldu. BDP’nin tutuklu milletvekilleri hakkında “açlık grevlerine katıldıkları, örgüt propagandası yaptıkları veya kapatılan DTP üyesi oldukları” gerekçesiyle “milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması” için fezleke hazırlandığı ortaya çıktı. PKK’lilerle “kucaklaşma” görüntüleri nedeniyle 10 BDP milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması tartışılırken BDP’nin tutuklu milletvekilleri Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan ve Selma Irmak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin de fezlekelerin Meclis’e gönderildiği ortaya çıktı. Bu fezlekelerden en ilgincini ise “Abdullah Öcalan’a tecridin kaldırılması”nı sağlamak için cezaevi yönetimine 29 Şubat’da “açlık grevi yapacağına” dair dilekçe veren Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım hakkındaki fezleke oluşturdu. Yıldırım’ın fezlekesinde açlık grevi yaparak “örgüt propagandası” yaptığı suçlamasına yer verilerek dokunulmazlığının kaldırılması istendi. Bu durum, “Öcalan’a tecride son verilmesi, anadilinde savunma ve eğitim hakkı” talebiyle eylül ayında başlatılan ve geçen ay Abdullah Öcalan’ın devreye hakkında BDP’liler 762 fezleke bulunuyor sokulmasıyla son bulan “açlık grevleri”yle ilgili de soruşturma ve açlık grevi yapan milletvekillerine de “dokunulmazlık fezlekesi” hazırlanmasının da yolunun açabileceği yorumlarına yol açtı. BDP’nin yaptığı araştırmaya göre, halen BDP’lilere ait 762, CHP’lilere ait 85, AKP’lilere ilişkin 66 ve MHP’lilere ilişkin ise 21 dokunulmazlık fezlekesi bulunuyor. AKP’liler hakkındaki suçlamaların çoğunuğunu, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk ve sahtecilik oluşturuyor. CHP’lileri AKP’ye kaydettiler