22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2012 ÇARŞAMBA kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR Destar Tiyatro ‘Yüzleşme Oyunları’nın sonuncusu ‘Antigone2012’ ile yine faili meçhullere değiniyor ‘Balık’lara hikâyeler Sahnenin ortasındaki akvaryum Türkiyen’in balık hafızasına gönderme yapıyor. Hikâyeler sanki balıklara anlatılıyor. Yönetmen Zenderlioğlu, “Çözüm üretemesek de en azından bu oyunlarla tekrar gündeme gelmesini sağlayacağız” diyor. AYŞEGÜL ÖZBEK ‘YAŞADIĞINI OYNAMAK, OYNADIĞINI YAŞAMAK’ Rêşan İlhan’ı “Antigone2012”nin kadın oyuncusu olarak izleyecektik. Ancak, 26 yaşındaki kardeşi henüz son bulan açlık grevinde olduğu için oyunu bırakıp Diyarbakır’a annesine ve kardeşine destek olmaya gitmiş. Zenderlioğlu anlatıyor: “Uzaktan duyduğun zaman olay çok daha farklı ama, yanı başında biri olduğu zaman sende uyandırdığı durum başka.. Biz provalarda çalışırken ‘bunu özümse, oradaki kadınları, anneleri düşün, onun duygusuyla oyna’ diyorduk. Ama ne zaman ki bu durum nüksetti o zaman kaldıramadığını anladık. Çünkü oynadığı karakter kardeşinin kemiklerini arıyor”. Mirza Metin sözü alıyor: “İstanbul’da 90’larda Kürtçe tiyatroyu başlatanlardan Hüseyin Kaytan, şöyle derdi: “Kürt tiyatrocuların yaşadıklarını oynamak, oynadıklarını yaşamak gibi bir gerçeği var.” Bu devam ediyor şu an. Melih Cevdet’siz On Yıl Gelecek çarşamba Melih Cevdet Anday’ın aramızdan ayrılışının onuncu yılı. Hem gazetemizde yıllar boyu her cuma ikinci sayfadaki yazılarını okuyanlar hem de şiirlerini, oyunlarını, romanlarını sevenler için ayrılık duygusunu tanımlayabilmek kolay değil. Edebiyatımızda azdır, ömrünün önemli bir bölümünde aynı zamanda gazetecilik yapan yazarlar. Melih Cevdet, 1950’lerde çeşitli gazetelerde çalışsa da, 1960’da Cumhuriyet’te yazmaya başlamış ve gazete yazılarını ölümünden birkaç yıl öncesine dek düzenli olarak sürdürmüştü. Çok geniş ilgi alanları ve kültürü, onu basınımızın bugün örnekleri pek kalmayan özel bir alanına yerleştirir. Melih Cevdet’in kültürel altyapısının temelini eskiçağ dünyası oluşturuyordu. Yunan, Mısır, Sümer uygarlıklarını yakından tanıyor, bir konuya ya da tartışmaya gireceği zaman söze buradan başlıyordu. Antikçağ düşünürlerinin sözlü tartışma geleneklerini sürdürürcesine yazılarını okurlarıyla bir sohbet ya da tartışma içindeymiş gibi kaleme alırdı. Bu yüzden yazılarını elyazısıyla yazar, düzeltme ya da düzenleme ihtiyacı duymadan gazeteye gönderirdi. Hazır düşünceleri yoktu. Her konuda sorular sorup yanıtlar aramayı severdi. Bu yöntemi yalnız yazarken değil, günlük hayatında da uygular; bulunduğu ortamlarda o sırada kafasında taşıdığı soruları ortaya atar, hep tartışmak isterdi. Anlamanın, bilinmeyeni sezmenin, değerlendirmenin yani düşünmenin simgesiydi. Hep soruları vardı ama hiç hazır yanıtları yoktu. Yazı boyunca düşünür ve belli sonuçlara ya da yeni sorulara varırdı yalnızca. Bu denli düşünce yüklü olmasına karşın yazılarının kolay okunurluğu da bir başka hüneriydi. Hem sohbet tadındaki anlatımı, hem de sıkça başvurduğu ince alaylarıyla okurunu gülümsetmeyi de ihmal etmezdi. Onun gözünde tartışılamayacak hiçbir görüş, hiçbir inanç yoktu. Bu tutumun bir yazarı ne denli özgürleştirdiğini düşünebiliyor musunuz? Böylesi yoğun düşünce, mizah ve özgürlük duygusuyla yüklü yazıları elbet bir sanat yapıtından duyulan tadı da uyandırıyordu okurlarında. Bu nedenle merakla beklenirdi cuma yazıları. Sık sık okurlarından aldığı mektuplara da yazılarında yer verir, onların düşüncelerini de aktarıp, tartışır, kimi zaman da “Belki de siz haklısınız” derdi. Onun derdi haklı ya da haksız olmak değil, tartışarak düşünce yetisini geliştirmekti. Ömrünce şiir yazmış, şiir düşünmüş biri olmasına karşın, bir gün, “Ben şiir sevmem” demişti. Sevilmez mi, böyle hep tersten düşünmeye çağıran bir tutum? Melih Cevdet’in yazıları, yalnızca gazete yazısı olarak kalmadı. Bugün büyük bölümü kitaplaşmış olarak okurlarını düşünmeye çağırmayı sürdürüyor. Edebiyatımızda yalnız şiirleri ve oyunlarıyla değil, deneme türü düşünüldüğünde de en üstlerde anılmayı sürdürüyor. Melih Cevdet’siz olmak büyük bir yoksulluktur ama kitaplarında kalan Melih Cevdet de büyük bir varsıllıktır. Milattan öncesinden Sofokles’e ait metin “Antigone”, bu topraklara uyarlansa ortaya ne çıkar? Karşı karşıya gelen ve biri devlet töreniyle toprağa verilen, diğeri akbabalara yem edilen iki kardeşin cenazesinden bize ne düşer? Yasalara başkaldıran Antigone için bu defa ortada gömülecek bir kardeş değil, intikam duygusuyla aradığı kardeşinin kemikleri var. Kardeşinin kemiklerini arayan bir kadının katliam gününün tanığının peşine düşmesi ve yüzleşmesi... Kadın, düğün gecesinde eşiyle küçük bir oyun oynarken onu sorguya çeker. 14 yıl öncesine Bitlis – Mutki’ye hafızalarda bir yolculuğa çıkarlar. Oyun kâbusa bu noktada dönüşür... Geçen sezon Diyarbakır Cezaevi vahşetini konu alan ve hâlâ sahnelenen “Disko 5 No’lu” oyunu ile hafızamızda derin iz bırakan Destar Tiyatro, yeni sezonu “Antigone”den bir esinleme ile karşıladı. Berfin Zenderlioğlu, “Antigone”den yola çıkarak kaleme aldığı “Antigone2012”yi aynı zamanda yönetti. Aynı zamanda “Disko 5 No’lu”daki rolüyle önceki gün Tiyatro... Tiyatro... dergisi tarafından verilen “En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nün sahibi Mirza Metin’le aynı sahneyi paylaşıyor. Dinleyerek büyüdükleri hikâyeleri, şimdi kendileri sahneden anlatıyor. Hâlâ güncelliğini koruyan bir metin “Antigone”, Zenderlioğlu için. “Destar Tiyatro’nun ‘Yüzleşme Oyunları’nın sonucusuydu bu. Öncesinde ‘Reşe Şevi’ ve ‘Disko 5 No’lu’ vardı. Ben Bitlisliyim, dedelerim Mutki’den göç etmiş. Bir haberde Mutki’nin Kavakbaşı köyünde bir itirafçının sözü üzerine bir yeri kazınca 32 kişinin cesediyle karşılaşıyorlar. ‘Antigone2012’de de merkeze aldığımız faili meçhuller, toplu mezarlar şimdiye kadar basında bu kadar görülmemiş ve deşifre olmamıştı. Çözüm üretemesek de en azından bu oyunlarla tekrar gündeme gelmesi ve insanlar tarafından sorgulanabilmesini sağlayacağız.” Bir başka gündem maddesini de Mirza Metin hatırlatıyor “Disko 5 No’lu”yu açlık grevleri sürerken Diyarbakır’da oynadıklarını belirterek: “30 yıl önce yaşanmış bir olayı sahneliyorduk ve açlık grevleri devam ediyordu. Bu devlet özgürlükler konusunda bir yol kat edememiş, onu gördük” diyor. Sahnenin ortasındaki akvaryum da Türkiye’nin balık hafızasına gönderme yapıyor. Sahnedeki katilin “Şimdiye kadar yaptığım hiçbir şeyi hatırlamıyorum” sözlerini destekliyor gibi bu... Hikâyeler sanki balıklara anlatılıyor. Zenderlioğlu: “Balık hafızalı diyorlar ya, balık burada da unutmak, unutulmak üzerine var olan bir imge gibi. Onca şey yaşıyorsun, sonra gündemden düşüyor. Ardından bir yenisi...” Oyundaki karakterini hatırlatıyor Metin, “Toprak kazılsa her yerde bir toplu mezar çıkar. Oyunda adamın dediği gibi, ‘Kemikler Cizre’dedir, yok Diyarbakır surla Fotoğraf: Uğur Demir rına bak, belki de İstanbul’da denizin altında....’ Hafıza tazelemek lazım. Sanatın işlevi de bu.” (Bugün ve 28 Kasım’da, ayrıca 8, 15 ve 27 Aralık’ta saat 20.30’da Beyoğlu Şermola Performans’ta izlenebilir. 0212 243 74 36.) ? Muammer Karaca’nın kapatılmasıyla sahnesinden olan Dostlar Tiyatrosu’nun ‘Ben Bertolt Brecht’i yılın yapımı ödülünü alırken, yılın yönetmeni ödülü ‘Şark Dişçisi’ adlı oyunla Engin Alkan’a değer görüldü. 5 FARKLI OYUNLA CKM’DE Genco Erkal rekora koşuyor Kültür Servisi Usta oyuncu Genco Erkal, “Ben Bertolt Brecht”, “Kerem Gibi”, “İnsanlarım”, “Marx’ın Dönüşü” ve “Nereye Gidiyoruz” adlı oyunlarıyla rekora koşuyor. Genco Erkal, Ankara ODTÜ Sahnesi’nin ardından, 27 Kasım 1 Aralık tarihleri arasında da, Caddebostan Kültür Merkezi’nde olacak. 5 gün boyunca, 4’ü tek kişilik olmak üzere 5 farklı oyunla CKM sahnesinde izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Genco Erkal; böylece bir rekora koşuyor. 75. yaşını kutlamaya hazırlanan Erkal, enerjisi ve performansıyla tiyatro izleyicisini bir kez daha kendisine hayran bırakıyor. Genco Erkal; CKM’deki bu “tiyatro maratonu” için ilk olarak 27 Kasım saat 20.30’da “Ben Bertolt Brecht” ile seyircisi ile buluşacak. Erkal, 28 Kasım saat 20.30’da “Kerem Gibi”, 29 Kasım saat 20.30’da “İnsanlarım”, 30 Kasım saat 20.30’da “Marx’ın Dönüşü”, 1 Aralık saat 20.30’da “Nereye Gidiyoruz?” oyunlarıyla sahnede olacak. Tiyatro Ödülleri’nde Dostlar’ın ‘Ben Bertolt Brecht’i yılın yapımı seçildi Ödül aldı, ama sahnesi yok Kültür Servisi Tiyatro... Tiyatro... dergisinin bu yıl 10. kez düzenlediği “Tiyatro Ödülleri” önceki gün Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ndeki törenle sahiplerini buldu. “Arka Bahçe” oyununun dekorunun kullanıldığı törenin sunuculuğunu Levent Ülgen üstlenirken 11 kategoride verilen ödüllerin dördünü “Şark Dişçisi” aldı. Törende, Tiyatro Ödülleri Teşekkür Plaketi, usta oyuncu, yönetmen, eğitmen Zeliha Berksoy’a verildi. Yılın Yapımı Ödülü’nü, Dostlar Tiyatrosu’nun “Ben Bertolt Brecht” yapımı alırken, Yılın Yönetmeni Ödülü “Şark Dişçisi” oyunuyla Engin Alkan’a değer görüldü. Yılın Kadın Oyuncusu, “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi...” oyunundaki performansıyla Esra Bezen Bilgin oldu. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise iki kişi arasında paylaştırıldı: “Disko 5 No’lu”daki performansıyla Mirza Metin ve “Aut”taki rolüyle Erkan Kolçak Köstendil. Gecede sahneye çıkan sanatçılar Şehir Tiyatroları’ndaki yönetim değişikliğinden dolayı yaşadıkları kaygıları dile getirdi. 47. sanat yılını geride bırakan Berksoy konuşmasında 1970’li yıllardan günümüze Türkiye’de yaşanan toplumsal baskıların, tiyatroya yansımalarını anıları üzerinden anlattı. “Bugün de tiyatro üzerinde başka baskılar var. Genco (Erkal) da kapının önüne konmuş. Muammer Karaca Tiyatrosu da kapanmış. Eskiden umutluyduk en azından. Genç oyunculara kolay gelsin” dedi. Törene katılamayan Erkal ise yolladığı mesajda, “İstanbul’da salonsuz kaldığımız bir dönemde ödül bizim için çok değerli. Meslektaşlarımızın desteğini bekliyoruz” dedi. Kürtçe tiyatro yapan Destar Tiyatro’nun “Disko 5 Nolu” oyunuyla ödül alan Metin ise konuşmasına Kürtçe teşekkür ederek başladı: “Kürtçenin sahnede olması ve buralarda ifade bulması bu ülke demokrasisi açısından önemli. Masalın ve sanatın barıştırıcı ve birleştirici gücü ilkemiz, bundan doğacak güzel bir ülkemiz olsun.” Ayna’nın solisti öldü ? Kültür Servisi Ayna grubunun solisti Cemil Özeren, karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Önceki gece durumunun ağırlaşması üzerine hastaneye kaldırılan sanatçının, dün öğle saatlerinde hayatını kaybettiği bildirildi. Şark Dişçisi’ne 4 ödül Yılın Oyun Yazarı Irmak Bahçeci “Michelangelo” ve Alper Kul & Özgür Özgülgün “Aut”, Yılın Çevirmeni Seçil Honeywill “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi...”, Yılın Sahne Tasarımcısı Ethem Özbora “Sezuan’ın İyi İnsanı”, Yılın Giysi Tasarımı Tomris Kuzu “Şark Dişçisi”, Yılın Işık Tasarımı Akın Yılmaz “Yanık”, Yılın Oyun Müziği Selim Atakan “Şark Dişçisi”, Yılın Koreografisi Selçuk Borak “Şark Dişçisi.” Gülsin Onay Kadir Has’ta ? Kültür Servisi Piyanist Gülsin Onay, bugün saat 20.30’da Kadir Has Üniversitesi Cibali Yerleşkesi D Blok Büyük Salon’da dinleyenleriyle buluşacak. Onay bu konserde, Beethoven’dan eserler seslendirecek. CU M OK İST AN B UL Ç AĞ R ISI 2 ARALIK 2012 Pazar Saat 19.30’da C U MO K İ S TA N BU L ÇA Ğ RI S I 25 KASIM 2012 PAZAR Saat 12.00’de Yazarımız, CHP İzmir Milletvekili CUMHURİYET OKURLARI 2012 KIŞ BULUŞMASINDA MUSTAFA BALBAY ve ÖZGÜRLÜĞÜNDEN HUKUKSUZ BİÇİMDE YOKSUN BIRAKILAN TÜM YURTSEVERLER İÇİN; “Yurttaşlık Görevini Kim, Nasıl Yapmalı?” konulu yemekli toplantıda şiir, müzik eşliğinde önemli konuklarımızla buluşuyor, YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ KİTAPLARIYLA, “YENİDEN İMECE” DERGİSİYLE “BASIN, İFADE ve MİLLİ İRADE ÖZGÜRLÜĞÜ” KONULU PANELDE BULUŞUYOR, SEVGİLİ BALBAY’A OKUYACAĞI YENİ MEKTUPLAR GÖNDERİYOR; KONUŞMACILARIMIZI DİNLİYORUZ. Gazetemizin Değerli Yazarı, İSTANBUL TÜYAP KİTAP FUARINDA İmza Günleri 21 Kasım 2012: Pakize TÜRKOĞLU “Tonguç ve Enstitüleri, Kızlar da Yanmaz, Kısa Süren Hasat” CUMOK’un 17. yaş gününü birlikte kutluyoruz. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer : ADEN OTELİ Vapur İskelesi Karşısı KADIKÖY İletişim Bilgi: 0555 967 24 97 0535 412 68 68 0532 391 11 27 0536 739 02 29 23 Kasım 2012: Doç.Dr. Firdevs GÜMÜŞOĞLU “Cılavuz Köy Enstitüsü” ORHAN BURSALI CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Prof.Dr. Kemal KOCABAŞ “Kızılçullu Köy Enstitülü YıllarMemleket Yazıları” BİRGÜL AYMAN GÜLER ve CUMOK İstanbul Temsilcisi 25 Kasım 2012: Prof.Dr. Kemal KOCABAŞ “Kızılçullu Köy Enstitülü YıllarMemleket Yazıları” 4 Nolu Salon No: 240 İmza Saatleri: 13.0017.00 AYDINLANMA IŞIĞI SÖNMEYECEK… www.ykked.org.tr Av. NAMIK KEMAL BOYA SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ. Yer: TÜYAP Fuar Merkezi, Marmara Salonu Beylikdüzü İstanbul Stand: 4, Salon No: 232, İletişim: 0555 967 24 97 0532 281 54 54 LÜTFEN YER AYIRTINIZ w w w . cu mo ki st anbu l. org www.cu mokist anb ul.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle