19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 EKİM 2012 PAZARTESİ 6 HABERLER Independent gazetesi, Washington yönetiminin Türkiye’yi Ortadoğu’da kullandığını yazdı ‘AKP, ABD’nin aracı’ Kenanoğlu: Hangi Sünniyi cemevine getirdik ? AMASYA (Cumhuriyet) Büyük ozan, abdal geleneğinin en önemli temsilcisi Neşet Ertaş’ın Hakk’a yürümesinden sonra, cenazesinin camiden kaldırılması tartışması sürüyor. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği’nin Başkanı Ali Kenanoğlu cenazenin camiden kaldırılmasına tepki gösterdi. Ayrımcılıkla suçlandıklarını vurgulayan Kenanoğlu, “Alevi birisini camiye götürenler değil de biz mi ayrımcı oluyoruz? Hangi Sünniyi camiden alıp cemevine getirdik” diye sordu. LONDRA (ANKA) Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP), ABD’nin Suriye politikasının “başlıca aracı” haline geldiği öne sürülüyor. İngiliz Independent gazetesinin tanınmış yazarı Patrick Cockburn, ABD’nin Ortadoğu’daki nüfuzunun zirveye ulaştığı dönemi geride bıraktığını savunduğu yazısında, “Amerika’nın Ortadoğu’da ön planda olduğu günler sonuna mı geliyor ya da ABD’nin etkisi, farklı biçim mi alıyor” sorusuna yanıt aradı. Patrick Cockburn, ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarının ABD için yeni bir tehdidin yanı sıra yeni seçenekler de getirdiğini, Washington’un, eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e desteğinin, Suudi Arabistan ve İsrail’de rahatsızlık yaratılarak erken bir aşamada geri çekildiğini kaydetti. Ancak Müslüman Kardeşler’in, ABD ile kendisini askeri darbelere karşı koruyacak ve Mısır Silahlı ABD’nin çıkarına Kuvvetleri’nin gücüne darbe vurma olanağı sağlayacak bir uzlaşıya nasıl varabileceği üzerinde düşündüğünü belirterek şöyle devam etti: “Bu, büyük ölçüde Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma’nın (AKP) başarılı stratejisi idi ve onun (partinin) neden 2003’te ABD’nin Irak işgaline katılmaya hazır olduğunu ve neden son bir yılda Amerika’nın Suriye politikasının başlıca aracı haline geldiğini izah ediyor.” Cockburn, “Mısır ve Türkiye’deki İslami ama demokratik ve kapitalizm yanlısı partilerle ittifak, açıkça ABD ve Atlantik güçlerin çıkarına. Ancak Kuzey Afrika ve Batı Asya’daki demokratik değişime verdikleri desteği kendi çıkarları belirliyor. Bu, örneğin, Sünni El Halifa krallığının, Şii muhalifleri hapse göndermekle meşgul olduğu ve anlamlı reform vaatlerinden geri adım attığı Bahreyn’i kapsamıyor” ifadelerini kullandı. Savaşçı Yüz Askere Dini Eğitim Çatışma ve CHP İçindeki incik mincikleri bir kenara bırakın, ilk 45 dakikası ve daha ileride bölümleri katarsanız konuşmanın bir saatten fazlası, “savaş manifestosu” gibi. Geçmişte imparatorluk savaş öykünmeleri... En sonunda geldi Alparslan’a,1071’e dayandı. 2071 gibi bir hedef gösterdi... Anadolu’ya girişin 1000. yılı!!! Bunların Türkiye’nin gelecek için acil meselelerinin inşasıyla ne ilgisi var derseniz, haklısınız derim. Ama bu “şanlı savaş ve geçmiş” resmi geçidinin, güncel iki can alıcı konuyla çok yakın ilgisi var. Birincisi RTEDavutoğlu ikilisinin dış politika uygulamalarında, Osmanlı Mirası konusunda, Balkanlar ve Ortadoğu dahil, önemi ve hak iddiaları. İkincisi de özellikle Alparslan’a gelip dayandığına göre, bu konuyu esas sahiplenen MHP’yi Türkçülük iddiası açısından vurup yıkmak... Savaşçı politika, bu iktidarın, RTE ve Davutoğlu’nun ana karakteridir. RTE savaşmadan duramaz. Kendisine hep iç düşmanlar yaratmak ve onlarla savaşmak durumunda olan bir politikacı tipidir. Bu anlayışın şüphesiz ki dış uzantısı da kaçınılmazdır. Bırakın reel politikayı, Davutoğlu net biçimde Suriye ile savaş riskini göze almanın yararlarından bahsetmiştir BBC’ye. İktidarlarını bir “zafer” ile taçlandırmanın fırsatını ve olanağını hem yaratmak hem de kullanmak istiyorlar... ??? ASKERE DE İMAM HATİP: Başbakan, konuşmasında bahsetmedi ama kongredeki gazetecilere dağıtılan 63 maddelik bir metinde, askeri müfredatın değiştirilmesi de bulunuyor. İktidarın liberal kalemşorları (Örn. Ş. Alpay) öteden beri, subayların Atatürkçü olarak yetiştirildiğini ve bunun değiştirilmesi gerektiğini yazıyor. Ben bunu, normal okullarda başlatılan imam hatipleşme sürecinin, harp okulları eğitimine de taşınması için bir işaret olarak görüyorum. Bu demektir ki eğitim programını artık RTE ve adamları belirleyecek, Genelkurmay’a da uygulaması kalacak. Ben bugünkü subayların da yapılacak değişiklikleri öğrenmekle yükümlü olmasını bekliyorum! ??? SESİNİZİ ÇIKARMAYIN: RTE’nin konuşmasında en çok vurguladığı konulardan biri, “içimize nifak sokmak isteyenler” idi. Önemli yakın çalışma arkadaşları tüzük gereği önemli siyasi görevlerden safdışı kalırken, kendisinin her şeyi kontrol edeceği en tepeye tırmanacak bir kariyer inşa etmesini, herhalde tüzüğün bir oyunu olarak görmeliyiz! Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile parti, hükümet, başbakanlık ve milletvekilliği kadrosunda yapılacak değişikliklerde, büyük çatışmaçekişmelerin seyrini Başbakan, daha şimdiden denetlemek ihtiyacını hissediyor: Makam, mevki, koltuk sevdalısı değiliz, biz bir neferiz, partim ne derse onu yapmaya hazırım. Susun ve oturun yani, size ne görev verirsem onu kabul edin. Acaba bu çağrıya, Cumhurbaşkanı Gül de dahil mi? ??? KÜRT MESELESİ VE CHP: RTE Kürt meselesinde beklenen açılımı yapmadı... Yeni bir açılım beklentim yoktu. Dağıtılan kitapçıkta, mahkemelerde Kürtlerin Kürtçe olarak savunma yapabilecekleri konusu, 4. yargı paketine havale edilmiş. Konuşmadan değil de kitapçıktan bu çıktı! Ama, Kürt meselesinde esas beklentisinin CHP’nin AKP kapısını çalarak “işte Kürt raporum, bunları uygulayalım” demesini bekliyor! İcrada bir iktidarın kurnazlığına bakın! CHP bu zokayı yer mi bilemem. Ama bu zokanın yolunu açan da RTE’nin ayağına giden CHP oldu! CHP’yi ufalama için fırsat bekliyor! RTE her konuda CHP’yi ringden aşağı atarken, dünkü konuşmasında da CHP’yi hain ve bütün darbelerin arkasındaki parti olarak nitelerken, CHP’nin yaklaşarak alçak sesle “efendim kabul buyurursanız Kürt meselesinde bir şeyler..” diye yaklaşmasını, çok ilginç bir politik manevra olarak görüyorum! Bu konu; bakın yönetimin falan demiyorum, CHP’nin başını yiyebilir. CHP haindir, bütün geçmişiyle olmaması gereken bir partidir, yıkılıp süpürülmesi gerekir; düşmandır, alçaktır, bütün darbeleri tezgâhlayandır. Ama şu Kürt meselesinde belki yararlı bir şeyler yapar da kendisini affettirir. Kurt, kırmızı başlıklı kıza ağzını açmış dişlerini gösteriyor. Acaba diyorum birileri, Amerikancılıkta yarışıp, bu işi en iyi biz çözeriz dersek iktidar yolumuz açılır düşüncesinde mi? Çok şaşarım! Millet, muhalefetin örgütlenmesini istiyor, cesaretlendirilmek istiyor, gelecek için umut istiyor... ??? BASINA YASAK İLKELLİĞİ: Dün kongreyi izleyecektim, yasaklandım. Bir gazeteci arkadaşımın bir yazısından alıntı yapayım: “Yüzde 99’la bile iktidar olsak, yüzde 1’in hakkını, hukukunu, tercihlerini korumak, bizim boynumuzun borcu olarak kalacaktır.” Başbakan bunu söylediği anlarda 6 gazete ile 2 TV kanalı kongreye akredite edilmediği için sokulmuyordu. 28 Şubat’tan haklı olarak yakınan, eleştiren iktidar o dönem Genelkurmay’ın muhafazakâr basına karşı uyguladığı akreditasyon uygulamasını kendisi yapıyordu. Demokratlık, RTE’nin yanından bile geçmemiştir. Uygulamaları bunu söylüyor... Demirtaş, ‘müzakerelerde’ istihbaratçı düzeyinin ötesine geçilmesini istedi ‘Siyasetçiler görüşsün’ Haber Merkezi BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son Oslo görüşmeleriyle ilgili açıklamalarına Brüksel’den cevap verdi. Demirtaş, müzakere konusunda kafasının karışık olduğunu kaydederken Abdullah Öcalan ile istihbaratçılar düzeyinin ötesinde siyasetçiler olarak masaya oturma cesareti gösterilmesini istedi. Avrupa Sosyalist Partisi’nin (PES) kongresine katılmak için Brüksel’de bulunan Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın son Oslo görüşmelerine yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Demirtaş şunları söyledi. “Üç gündür hükümet kanadından yapılan açıklamaları dikkatle izliyoruz. Fakat görüyoruz ki, kafa karışıklığı söz konusu. Yapılan açıklamalar kendi içinde tutarsız, bir gün yapılan açıklama ertesi günkü ile çelişiyor. Bu açıklamalardan biz hükümetin bir kafa karışıklığı içinde olduğunu düşünüyoruz.” Şehit er Topaloğlu’nun Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Küpeli köyündeki babaevine acı haberin ulaşmanın ardından eve bayraklar asıldı. (AA) Taşpınar toprağa verildi ? İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Eyüp İlçe Başkanı Bülent Taşpınar önceki akşam, bir kız çocuğunu bir saldırgandan korumak isterken yaşamını yitirdi. Taşpınar’ın cenazesi Alibeyköy Cemevi’nde düzenlenen törenin ardından Alibeyköy Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze törenine İP ve ADD, Eğitimİş ve TGB temsilcileri katıldı. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise törene çelenk gönderdi. Bremen’de kundaklama ? BREMEN (AA) Almanya’nın Bremen kentinde çoğunluğu Türk sakinlerden oluşan iki bina dün sabah saatlerinde kundaklandı. Can kaybının yaşanmadığı olayda dumandan zehirlenen çoğu çocuk 30 kişi hastaneye kaldırıldı. Bremen polisi olay yerinde 22 yaşındaki şüpheli bir Alman’ın gözaltına aldığını bildirdi. Kundaklama nedeniyle yaklaşık 100 bin Avro maddi hasarın meydana geldi. Uludere’de mayın tuzağı: 1 şehit, 1 yaralı ŞIRNAK/BİTLİS (AA) UludereŞırnak karayolunun 2. kilometresindeki Kalemli Geçidi civarında arama tarama çalışmaları sırasında teröristlerce önceden yol kenarına yerleştirilmiş mayına basan Jandarma er Musa Topaloğlu şehit oldu, bir asker de yaralandı. Olayın ardından bölgede operasyon başlatıldı. Hatay Kırıkhan’da da PKK’li teröristlerce askeri araca roketatarlı saldırı düzenlendi. Olayda 1 astsubay ile 2 er yaralandı. Yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan Bitlis Valiliği, Mutki’de 10 gün önce kaçırılan Ali Yum’un PKK tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamada, Yum’un cesedinin köye yakın olan Baykan Çayı kenarında bulunduğu belirtildi. ‘Dışarıda tutulmak isteniyoruz’ Kürt sorunu diye tarif edilen sorununun, büyük bir proje dahilinde bir çözüme ihtiyacı olduğunu vurgulayan Demirtaş şöyle konuştu: “Hükümetin yapmış olduğu ‘Oslo, İmralı süreçleri devam edebilir’ açıklamaları önemlidir, fakat bunun altının doldurulması daha önemlidir. Sorun hangi metotlar, hangi adımlar, hangi anayasal değişikliklerle çözülecek? Bütün bunların açıklığa kavuşturulması lazım. Böyle olursa ancak güven oluşturmak mümkün olabilir.” “BDP ile görüşmeyiz, Oslo ile İmralı ile görüşürüz’ demek kendi içinde tutarsızlık ve çelişkidir” diyen Demirtaş, süreçte BDP’nin dışarıda tutulmak istendiğini iddia etti. Arzuladıklarının, içinde kandırmaca ve oyalamaca barındırmayan, samimi ve çözüme endeksli bir müzakere sürecine geçilmesi olduğunu ifade eden Demirtaş, Abdullah Öcalan ile masaya oturulabileceği konusunda ise şu sözlere yer verdi: “Görüşülmelidir. Öyle ‘istihbarat örgütleri görüşür’ deyip bu işi kriminal boyuta indirmek yerine siyasi bir cesaret göstermek gerekir. ‘Biz siyasetçiler olarak görüşürüz’ diyebilmek gerekir. Dünyada bunun emsalleri var, IRA sürecinde de Güney Afrika sürecinde de siyasetçiler bu işi üstlendi. Müzakere sürecini siyasetçiler yürüttü. Bunlar tek başına istihbarat örgütlerin yapabileceği şeyler değil. Ortada kriminal bir mesele yok. Tarihi, siyasi bir sorun var. Siyasi sorun da siyasetçiler tarafından çözülür.” Kaçırılan yurttaş öldürüldü ‘Sadece kâğıt demeliydim’ ? UŞAK (Cumhuriyet) CHP Milletvekili Süheyl Batum, Genelkurmay’ın Suriye tarafından uçağımızın nasıl düşürüldüğünü, Uludere’de neler yaşandığını ve Afyon’daki patlamanın nasıl olduğunu açıklamasını istediklerini söyledi. Bir süre önce asker için söylediği “kâğıttan kaplan” sözü ile ilgili de Batum, “Tüm askerler için değil isim vererek kullandım ama çok söylemişim; o kişiler için. Keşke sadece kâğıt deseymişim. Çünkü kaplan ciddi bir hayvan ve belli bir görünüşü var” dedi. Terör örgütü lideri Öcalan, PKK’yi ikna edebileceğini savundu Tek muhatap benim Haber Merkezi İmralı’da bulunan PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununun çözümünde devletin muhatabının Kandil olmadığını belirterek “Tek muhatap benim, ben kefilim” dediği öğrenildi. Öcalan’la geçen hafta görüşen kardeşi Mehmet Öcalan, açıklamalarda bulundu. Hürriyet gazetesine konuşan Mehmet Öcalan, şu ifadeleri kullandı: “Ağabeyim, ‘Devlet samimi olursa bu sorunlar çözülür. Bunu kimse çözemez, ben çözerim. Sorun ağır sorundur. Yani devlet isterse bu meseleyi çözer, kiminle kavga ettiyse onunla barışmalı. Birileri belki iyi niyetli olabilir, ama sorunu çözemez, ben çözerim’ dedi. Abdullah Öcalan, Türklerle Kürtler arasında bir köprü ve bazı eller bu köprüyü yıkmak istiyor. Kürt milliyetçileri de Türk milliyetçileri de Öcalan’ı tasfiye etmek istiyor. Kendisinin değerlendirmesi de ‘Devlet gerekeni yaparsa diğer taraf (PKK) kolay benim için’ yönünde. Bana söylediği diğer önemli konu da şu: ‘Ben PKK’yi ikna edecek adamım. Devlet samimi olursa PKK’ye silah bıraktırmak da dahil olmak üzere her şeyi yaparım. Projeler kafamda hazır. Süreç sabote edilmemelidir, eğer bir şeyler olacaksa devlet içinde de PKK içinde de süreci boşa çıkarmak için adım atacaklar olacaktır. Buna izin verilmemeli ve dikkatli olunmalıdır.’ Benim anladığım kadarıyla yeni bir proje bu. Sağlığını iyi gördüm. Saçlı ve sakallıydı. Ancak fiziki olarak kendisini iyi gördüm. Sağlığıyla ilgili bir sorun görmedim. Geçen seneye göre gayet iyiydi.” ‘soL’ bayilerde ? İstanbul Haber Servisi TKP tarafından uzun zamandır belirli periyotlar halinde çıkarılan haber dergisi “soL” bugünden itibaren günlük gazete olarak okurla buluşuyor. Gazetenin genel yayın yönetmenliğini Kemal Okuyan yaparken, yazar kadrosunda YARSAV’ın eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, gazeteciyazar Erbil Tuşalp, CHP’li vekil İlhan Cihaner, Oğuz Oyan, sanatçı Pınar Aydınlar, şairyazar Nihat Behram’ın da aralarında bulunduğu isimler yer alıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle