27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 OCAK 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yunanistan’da bilim insanları tarafından hazırlanan bir metinde AKP hükümetinin tüm seçimlerden güçlenerek çıkmasının verdiği cesaretle demokrasi dışına çıktığı vurgulandı 5 Türkiye, düşünceyi ifade özgürlüğünü kısıtlayan Ermeni soykırımı tartışmasını önleyecek yasanın çıkmasına tepki gösterirken, Hrant Dink’i öldüren tetikçilerin “örgüt” savından yargı yoluyla aklanmasını, istihbarat elemanı Erhan Tuncel’in cezaevinden salıverilmesini nedense hiç düşünmüyordu. Yıllardır zindanda yatan gazetecileri, bilim insanlarını, parasız eğitim isteyen üniversiteli gençleri unutan siyasal erk şimdi ne yapacaktı? Yazımı yazarken aklıma geldi... Hopa’da HES eylemi yapanları “örgüt” suçundan yargılayanlar yok muydu? Biber gazı sonucu kalp krizi geçirerek ölen emekli öğretmen Metin Lokumcu’yu nedense çoktan unutmuştuk. ??? Zamana yenik düşen bir toplumduk... Şöyle 70’li yıllara gittim... ASALA terörünü bugünün gençleri, 30’lu yaşlarda olanları anımsar mı? Türkiye 42 diplomatını yitirdi ASALA saldırılarında. Biz bunun hesabını sorabildik mi? Ermeni soykırımı konusunda Cezayir üzerinden yürüyen Türkiye kimi gerçeklerle yüzleşmelidir. O nedenle siyasetçilerin, bilim insanlarının, bu konunun uzmanları diplomatların ASALA terör örgütü gerçeğini vurgulamaları gerekmez mi? Kaba milliyetçilik söylemleriyle işin içinden çıkamayız... Fransa’da çıkan bu yasaya karşı anayasa mahkemesi yolu açıktır. Yasa bir seçim hesabı sonucu çıkmıştır... Yasanın AİHM’ye götürülmesi söz konusudur. Fransa’nın yaptığı kaba milliyetçiliğe Türkiye, demokrasisini geliştirip özgürlükleri çoğaltarak yanıt verebilir... ??? Türkiye önce şu faili meçhul cinayetleri çözmeli... Devlet içinde hâlâ varlığını koruyan “derin güçleri” ortaya çıkarmalı. Muhalif gazetecileri, yazarları, siyasetçileri, üniversiteli gençleri “örgüt” suçundan yargılamaktan vazgeçmeli. Sağcısıyla solcusuyla; muhafazakârı ve liberaliyle “Bizden olmayan ölsün” demeyip demokrasi ve özgürlükler için bir araya gelmeli. Çünkü demokrasi, özgürlük, adalette eşitlik ve hukuk devleti, yaşamın canı ve rengidir... Komşudan eleştiri MURAT İLEM Önce Demokrasi Sonra Ders... Hani parlamentolar tarih yazmazdı? Dünyanın gelişmiş demokratik ülkelerinde, söz seçimlere gelince tarihi tarihçilerin değil, bal gibi parlamentoların yazdığına bir kez daha tanık olduk Fransa’da... Hepimiz biliyorduk Ermeni soykırımı tartışmasını önlemeye yönelik yasa tasarısının Fransa senatosundan geçeceğini. Biliyorduk ama “bir ihtimal daha var” diyerek üzerine üzerine gidiyorduk. Oysa bir başkanlık yarışı vardı Fransa’da... Bu yarış SarkozyValerie Boyer arasında geçecekti. Son kamuoyu araştırmalarına bakılırsa, sosyalistler açık ara Sarkozy’nin önündeydi. Seçimlerde ipi sosyalistlerin göğüsleyeceği yadsınamaz bir gerçekti. Siyasette “ne olur ne olmaz” düşüncesi olduğu için tasarı senatodan geçti. Şaka değil, Fransa’da 500 bin Ermeni oyu vardı... Fransa anayasasına aykırılık savları, düşünceyi ifade özgürlüğü, şu bu unutuluverdi... Canım Fransa, ünlü bilimci Bernard Lewis’i “1915 soykırım değil, savaşın acımasız bir ürünüdür” söyleminden ötürü mahkum etmemiş miydi? Türkiye’de buna benzer durumlar yaşamamış mıydık? Örneğin, Orhan Pamuk “haksız fiil”den mahkum olmuştu. Ahmet Şık, basılmamış kitaptan ötürü 11 aydır tutuklu değil miydi? Bakın ne denli benziyor Türkiye’yle Fransa birbirlerine... ??? Türkiye, Sarkozy’ye demokrasi ve özgürlük dersi verirken, biz faili belli olan faili meçhul cinayetleri tartışıyorduk. Musa Anter’den Uğur Mumcu’ya, Gaffar Okkan’dan Hrant Dink’e uzanan bir dizi cinayetten. Uğur Mumcu 19 yıl, Gaffar Okkan 11 yıl önce 24 Ocak’ta alçakça öldürülmüşlerdi. Yakın tarihiyle yüzleşemeyen, kendi çocuklarını öldüren bir ülkede “derin güçler” yerli yerinde duruyordu bana kalırsa. Emekli olanlar, siyaseti bırakanlar yerlerine başkalarını getirmişti. ATİNA Türkiye’de son 8 yıl dikkate alındığında AKP hükümetinin özellikle ifade özgürlüğü konusunda izlediği politikalar Yunan bilim insanları, öğretim üyeleri tarafından eleştirildi. Avgi gazetesinde yer alan haberde, Yunan bilim insanları AKP hükümetinin, tüm seçimlerden güçlenerek çıkmasının verdiği cesaretle demokrasi dışına çıkarak baskı hükümetlerini (başka dönemleri!) hatırlatan davranışlar içine girdiğine dikkat çekiyor. Hazırlanan ortak metinde Türkiye’nin özellikle Arap dünyasından aldığı desteğe güvenerek anlaşmazlıkları diyalogla çözmek yerine faşizan politikalar izleyerek vatandaşlara yönelik polis şiddetini kullanmaktan çekinmediği vurgulanıyor. Söz konusu metinde AKP hükümetine karşı eleştirilerini dile getirmek isteyenlerin mahkum edildiğine dikkat çekiliyor. Protesto metnine internet ortamında tüm dünyadaki Yunanlı bilim insanları ve Yunan vatandaşları tarafından imza konulabiliyor. Hak ihlalleri artıyor Dış Haberler Servisi İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yıllık raporunda Türkiye ağır bir dille eleştirildi. Örgütün Türkiye uzmanı Emma Sinclair Webb de bölgesindeki demokratik reformların destekçisi olan Türkiye’nin “önce kendi evine bakması” gerektiğini belirterek Türkiye’nin gerçekleştireceği demokratik reformlarla bölgeye katkı sağlayacağını kaydetti. 676 sayfalık raporun Türkiye bölümünde, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, hükümet karşıtlarının “dayanaksız kanıtlarla” aylarca cezaevinde tutulduğu belirtildi. Raporda Türkiye’de kadınlara yönelik “bölgesel” şiddetin yanı sıra polis şiddetine ve insan hakları ihlallerinin cezasız kalmasına da dikkat çekildi. Hükümetin gelişmiş bir anayasa için söz verdiğinin de hatırlatıldığı raporda, buna rağmen, seçilmiş siyasetçilerin, hukukçuların, gazetecilerin, insan hakları savunucuları ve akademisyenin de aralarında bulunduğu binlerce kişinin yargılandığına değinildi. Söz konusu kişilerin çoğunun ön duruşma sürecinde uzun tutukluluklar yaşadığının da belirtildiği raporda geçen yıl 36 gazetecinin terörle suçlanarak gözaltına alındığı kaydedildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Yunan bilim insanları Türkiye’deki polis şiddetini eleştirdi. AİLELER DNA TESTİ İSTEYECEK Diyarbakır’daki kazılar sürüyor MAHMUT ORAL Karanfil bıraktılar Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği anma etkinliğinde, olay yerine gelenler Okkan ve arkadaşlarının posterlerini taşıyıp şehit düştükleri yere karanfil bıraktı. Yurtsav Şehit ve Gazi Aileleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Ahmet Büyükburç ise “Bizler var oldukça sizleri unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi. DİYARBAKIR Diyarbakır’da JİTEM tarafından sorgu merkezi olarak kullanıldığı belirtilen alanda 19 kişinin kemiklerinin bulunduğu alandaki kazı çalışmaları Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bakkalcı gözetiminde dün işçilerin de katılımıyla genişletilerek devam etti. Kazı bölgesinde bulunan ilk 6 kafatası kemiği DNA analizi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken yakınları kayıp olan yaklaşık 30 aile, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvurdu. Ailelerin bugün topluca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek bulunan kemikler ile kendi DNA’larının karşılaştırılmasını talep edecekleri bildirildi. Okkan unutulmadı MAHMUT ORAL/ MURAT UYGUN KARAYILAN’DAN TEHDİT ‘Şubat ayında yeni süreç’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan, “Yeni bir süreç başlatılacaktır. Bunun startı da şubat ayında verilecektir. Yani artık Kürt halkı, Apo’nun bu biçimde İmralı’da tutulmasını kabul etmeyecektir” dedi Karayılan, Hakkâri’de bir kişinin öldüğü saldırıyı PKK’nin gerçekleştirmediğini iddia etti. Kürt siyasetçi Kemal Burkay’ın Türkiye’ye dönüşüne göndermede bulunan Karayılan, “BDP’liler bazen ‘Kürdistan’ diyor, ona karşı saldırılar geliştiriliyor, ama öbür yandan Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı kullanmak için 40 yıldan beri Kürdistan kavramını ağzından düşürmeyen insanları da Türkiye’ye getirmekte ve Meclis’e davet etmekten çekinmemektedirler” dedi. DİYARBAKIR/ SAKARYA Uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 görev arkadaşı, katledilişlerinin 11. yıldönümünde karanfillerle anıldı. Diyarbakır’daki törende konuşan Diyarbakır Emniyet Müdür Vekili İlhan Kara, “Gaffar Okkan mü dürümüz, polise olan güven duygusunun arttırılmasına yönelik birtakım projeler hayata geçirmiştir. Kimsenin o dönemde yaşayamadığı birtakım güzellikleri sayın müdürümüz, vatandaşla iç içe olma adına birlikte gerçekleştirmiştir” dedi. Mezarı başında anma Okkan, ölümünün 11. yılında Sakarya’nın Hendek ilçesindeki mezarı başında da anıldı. Anma törenine Okkan’ın eşi Zerrin Okkan, kızı Selin Okkan, oğlu Fikri Can Okkan, kardeşi Sebahat Arslan, CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, Sakarya Emniyet Müdürü Mustafa Aktaş, Okkan’ın mesai arkadaşları ve çok sayıda seveni katıldı. Diyarbakır Gaffar Okkan Polis Okulu öğrencileri de Okkan ailesini yalnız bırakmadı. OSMAN PAKSÜT’Ü YASADIŞI İZLEME DAVASI Polislere ‘özel Komünistler buluşuyor hayat’ cezası yolda Ankara’daki toplantıya Yunanistan, Suriye ve Portekiz’den de katılım olacak SERTAÇ EŞ Anter Anter, babasının mezarını ziyaret etti Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 yılında uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Kürt düşünür Musa Anter’in 1991 yılından beri Türkiye’ye girişi yasaklanan oğlu Anter Anter, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bir aylık özel izinle geldiği Türkiye’de, Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Akarsu beldesinde babasının mezarını ziyaret etti. Anter, “Babamın yanında olmak büyük bir mutluluk. Artık beni buradan kimse götüremez. Babamın katilleri Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Ünal Erkan ile JİTEM’dir. Onlar önünde sonunda yargılanacaklar” dedi. ANKARA Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) 29 Ocak’ta Ankara Arena’da “Sosyalizm kazanacak” sloganıyla gerçekleştireceği toplantıda Mustafa Suphi ve arkadaşları anılacak. Toplantıya, Yunanistan Komünist Partisi Genel Sekreteri Aleka Papariga’nın yanı sıra Portekiz ve Türkiye’nin son aylarda ilişkilerinin kötüleştiği Suriye’deki komünist partilerden merkez komite üyeleri katılacak. TKP, Türkiye’nin ilk komünistlerinden olan Mustafa Suphi ve arkadaşlarını, 1921’de Ankara’ya gelmek üzere yola çıktıklarında öldürüldükleri tarih olan 29 Ocak’ta anıyor. TKP Merkez Komite Üyesi Erkan Baş, Türkiye’nin AKP eliyle sürüklendiği karanlıktan tüm ilericiler gibi kaygı duyduklarını belirterek bu evrede parti olarak ülke için çok daha önemli bir sorumluluk üstlendiklerinin bilincinde olduklarını dile getirdi. Baş, “Böylesi dönemlerde devrimcilerin, komünistlerin sorumlulukları artar. Bu karanlığı gören ve bundan umutsuzluk duyan milyonlarca insana, karanlıktan çıkış yolunu göstermek zorundayız. Üstelik Türkiye için değil, tüm dünyada sosyalizmin, ezilen insanlık ve özel olarak emekçileri için tek kurtuluş yolu olduğu daha net bir biçimde ortaya çıkmaktadır” dedi. Etkinlikle siyaset ve sanat yan yana olacak. Etkinliğe, Ataol Behramoğlu, Edip Akbayram, Emin İgüs, Ender Yiğit, Erkan Oğur, Gülcan Altan, İsmail Hakkı Demircioğlu, Metin Coşkun, Nejat Yavaşoğulları, Nihat Behram gibi pek çok tanınmış isim şiir ve şarkılarıyla katılacak. Cem mezarı başında anıldı Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ölümünün 5. yıldönümünde Zincirlikuyu’daki mezarı başında törenle anıldı. Törene eşi Elçin ve oğlu Kerim Cem’in yanı sıra Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Başkan Yardımcıları Tayfun Kahyaoğlu, Kazım Sizer, CHP Şişli İlçe Başkanı Veli Çelik, CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Uğur Gedik ve yakınları katıldı. Törenin ardından Cem’in mezarına karanfiller bırakıldı, lokum ve su dağıtıldı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Babası Hayrettin Eren’i bulamadan öldü İstanbul Haber Servisi 12 Eylül faşist cuntasının ardından 21 Kasım 1980’de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in babası Kemalettin Eren, yaşamını yitirdi. Eren’in cenazesi dün toprağa verildi. Hayrettin Eren, 21 Kasım 1980’de arkadaşı Ahmet Öztürk ile buluşmaya gittiği Fatih Saraçhane’de gözaltına alınarak Karagümrük Karakolu’na götürüldü. Karakola giden anne Elmas Eren, gözaltı kayıt defterinde oğlunun adını gördü. Karakoldakiler, Eren’i Gayrettepe’deki Siyasi Şube’de gördüklerini söylediler. Şubeye giden anne Eren, oğlunun kullandığı otomobili şubenin bahçesinde gördü; ancak polislerden “gözaltında böyle biri yok” yanıtını aldı. Kemalettin Eren her hafta sonu Galatasaray’daki kayıp yakınlarının eylemine eşiyle birlikte katılıyordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt’ü yasadışı olarak takip ederek “görevi kötüye kullanmakla” suçlanan polisler hakkında açılan davada, yargıç Mahmut Kaya, sanıklar hakkında Türk Ceza Yasası kapsamında “özel hayatın gizliliğini ihlal etmeye teşebbüs” hükmünün uygulanabileceğini belirtti. Sanık avukatlarından bu kapsamda ek savunma isteyen Yargıç Kaya’nın söylediği maddelerin uygulanması halinde sanık polisler en fazla 2 yıl 3 ay hapis cezası alacak. Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edilen davaya sanık polisler Gökhan Ayhan, Nesip Söylemez ve Ahmet Teke katılmadı. Duruşmayı izleyen bir sivil polisin elindeki Emniyet ajandasında notlar tutması dikkat çekti. Bir önceki duruşmada, Yargıç Kaya, görevi kötüye kullanmaktan 1 yıla kadar hapsi istenen üç polis hakkında “hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydedilmesi” suçunu düzenleyen TCY’nin 135. maddesinin uygulanması ihtimali olduğunu belirterek, bu yönde ek savunma istemişti. Yargıç Mahmut Kaya sanıklar hakkında bu kez TCY 134/12. cümlesi, 137 ve 35. maddelerin uygulanması olasılığı bulunduğunu belirterek, sanık avukatlarına ek savunma hakkı tanıdı, duruşma 5 Nisan 2012’ye ertelendi. Öte yandan yargılanan polislerden Söylemez, gazeteci Uğur Dündar ve eşinin özel bilgilerini kamuoyuna yansıtılmasına ilişkin davada 1 yıl hapse mahkum edilmişti. Başsavcılık: Baykal kaseti örgüt işi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ait olduğu ileri sürülen kasetle ilgili soruşturmanın özel yetkili savcılığa devredildiği ortaya çıktı. Baykal’ı CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa ettiren kaset olayı, Mayıs 2010’da yaşanmıştı. Soruşturmayı yaklaşık 2 yıldır Bilişim Suçları Savcısı Bülent Yücetürk yürütüyordu. Ankara Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in dosyayı 19 Eylül 2011 tarihinde savcı Yücetürk’ten alarak, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği öğrenildi. Başsavcılığın, soruşturma dosyasını inceledikten sonra “suçun yasadışı örgüt tarafından işlendiği” kanaatiyle bu kararı verdiği belirtildi. Başsavcılığın dosyayı gönderirken “Bu olay, CHP’nin yeniden dizayn edilmesi amacıyla yapılmış, arkasında yasadışı örgüt olması muhtemel bir operasyondur” değerlendirmesi yaptığı belirtildi. Başsavcılığın “Arkasında örgüt var” diyerek gönderdiği soruşturma dosyasını Özel Yetkili Ankara Savcısı Cemil Tuğtekin tarafından yürütülüyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle