28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2012 PAZARTESİ 6 HABERLER Cumhuriyet, imzaya açılan yabancılara mülk satışını düzenleyen yasa tasarısını açıklıyor Topraklar yabancıya TEPAV RAPORU FIRAT KOZOK Seçim kaygısı belediyeleri vuruyor ? TOBB’ye bağlı TEPAV’ın raporu, belediyelerin ekonomik güçlerine mercek tutuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TOBB’ye bağlı Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yaptığı araştırmaya göre, Türkiye genelinde kentlerin gelirlerinin yüzde 50’sinden fazlası merkezden gönderiliyor. Yeniden seçilme kaygısıyla borç tahsilatı yapamayan belediyeler, çözümü gayrimenkul satışında arıyor. Merkezi yönetime ödenen vergilerin yüzde 87’si; İstanbul, Ege, Doğu Marmara ve Batı Anadolu olmak üzere dört bölgeden tahsil ediliyor. Bu oran Kuzey Doğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu bölgelerinde yüzde 3’lere düşüyor. TEPAV İstikrar Enstitüsü tarafından hazırlanan “Mali İzleme Raporu Özel Sayı: Yerel Yönetim Sisteminde Reform Tartışmaları Işığında Yerel Yönetimlerin Mali Yapısı Üzerine Bazı Saptamalar” başlıklı raporda, yerel yönetimlerin mali yapılarına ilişkin veriler şöyle sıralandı: Belediyelerimiz bölgesel farklılıklar da göz önüne alındığında kendi kendilerine gelir yaratma potansiyeline çok fazla sahip değildir. Sahip oldukları potansiyeli kullanmak isteyip istemedikleri de tartışma konusudur. Zira, bütün mali özerklik söylemlerine rağmen, belediyelerimizin kendi hizmet alanlarında yetkileri dahilinde vatandaşlardan birikmiş vergi borçlarının (emlak, çevre temizlik) veya vergi dışı gelirlerin tahsilatı konusunda yeniden seçilme kaygısı açısından, çekingen davrandıkları söylenebilir. Özellikle belediyelerde öz gelir yaratma kapasitesinde 2010 yılından itibaren sahip olunan gayrimenkullerin satılması, kiraya verilmesi ya da konuta dönüştürülmesi şeklinde bir eğilim kendisini göstermekte olup, bu tür gelirlerin sürdürülebilirliği sorunludur. Kuzey Doğu Anadolu, Orta Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu bölgelerinde nüfusa göre mükellef sayısı diğer bölgelerden daha az. Merkezi yönetim vergi gelirlerinin ancak yüzde 2’den biraz daha fazlası bu bölgelerimizden toplanıyor. Aynı durum Orta Anadolu ve Karadeniz sahilinde de geçerli. Bu bölgelerde yerel yönetimlere vatandaşlarca ödenen toplam vergiler içindeki payı da sadece yüzde 33.5 civarında. ANKARA Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan yabancılara mülk satışını öngören yasa tasarısı ile yabancı gerçek kişilerin edinebilecekleri toprak 2.5 hektardan 30 hektara yükseltiliyor. Ayrıca Bakanlar Kurulu, bunu 60 hektara kadar çıkartabilecek. Mülk ve toprak satışında karşılıklılık esası aranmayacak, hangi ülke vatandaşlarına veya ticari şirketlere taşınmaz satılabileceğini Bakanlar Kurulu belirleyecek. Askeri yasak bölgeler veya stratejik bölgelerde taşınmaz satışında ise Genelkurmay Başkanlığı yetkili olacak. Bakanlar Kurulu’na gönderilen yabancılara mülk satışına ilişkin yasa tasarısının ayrıntıları netleşti. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıda yer alan tartışma yaratacak düzenlemelerden bazıları şöyle: Yabancı gerçek kişilerin daha ? Yabancılara mülk satışını öngören yasa tasarısı ile yabancı gerçek kişilerin edinebilecekleri toprak 2.5 hektardan 30 hektara yükseltiliyor. Bakanlar Kurulu, bunu 60 hektara kadar çıkartabilecek. önce edinebilecekleri 2.5 hektarlık alan 30 hektara yükseltildi. Ayrıca Bakanlar Kurulu’na bu miktarı iki kat arttırma yetkisi verildi. Yabancılar sadece işyeri ve konut değil, isterlerse arazi de satın alabilecekler. Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek olan ülke vatandaşı gerçek kişilerin taşınmaz edinebilmeleri olanağı getirildi. Bu ülkelerle karşılıklılık ilkesi aranmayacak. İmar planı dışında taşınmaz edinimi daha önce yoktu. Düzenleme ile edinilemeyecek yerlerden olmamak üzere her yerden edinim olanağı sağlanıyor. Tasarıyla uluslararası sermayeli şirketlerin taşınmaz edinimi de koşullara bağlandı. Edinilecek taşınmazın askeri yasak, askeri güvenlik bölgeleri ve askeri stratejik bölgelerde kalması durumunda Genelkurmay Başkanlığı’nın; özel güvenlik bölgelerinde kalması halinde ise taşınmazın bulunduğu yerdeki valiliğin bünyesinde kurulan komisyonun izni gerekiyor. 2006 yılından itibaren yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de edinebileceği alan 30 hektardan 2.5 hektara düşürüldü. Tapu Kanunu’nun 35. maddesinde belirtilen karşılıklılık ilkesine 1984 ve 1986 yıllarında iki defa istisna getirildi ancak bu doğrultuda yapılan düzenlemeler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Türkiye’de yabancıların en fazla taşınmaz edindiği ilçe Alanya. Bu ilçede 26 bin 120 kişinin 2 milyon 293 bin 555 metrekarelik alanda 19 bin 258 taşınmazı var. Alan ya’yı 12 bin 182 kişi, 1 milyon 408 bin 337 metrekare, 8 bin 461 taşınmaz ile Didim, 8 bin 404 kişi, 2 milyon 35 bin 234 metrekare ve 5 bin 637 taşınmaz ile Fethiye, 4 bin 829 kişi, 1 milyon 300 bin 776 metrekare ve 3 bin 720 taşınmaz ile Kuşadası izliyor. Ülkelere göre taşınmaz sayıları şöyle: Almanya: 27 bin 620 kişi, 48 milyon 272 bin 285 metrekare, 36 bin 269 taşınmaz. İngiltere: 35 bin 421 kişi, 6 milyon 764 bin 85 metrekare, 24 bin 998 taşınmaz. Yunanistan: 10 bin 738 kişi, 2 milyon 836 bin 27 metrekare, 9 bin 878 kişi. Avusturya: 4 bin 157 kişi, 11 milyon 533 bin 787 metrekare, 6 bin 242 kişi. İrlanda: 6 bin 840 kişi, 814 bin 420 metrekare, 5 bin 168 taşınmaz. Hollanda: 5 bin 827 kişi, 3 milyon 218 bin 232 metrekare, 5 bin 18 taşınmaz. Demokrasi, Erdoğan’ın Başını Yer! Mustafa’nın anımsatmasıyla Silivri’deki Brecht tiyatrosunu Başbakan, saygın bir hukuk, adalet ve yargılama, diyerek sahipleniyor. Bu davaların gerçekten öyle olduğunu kabul ettirebilmesi için, Erdoğan’ın sürü sepet ve durmadan nutuk atması gerekir. Çünkü bu mahkemeler yerel ve evrensel hak ettikleri damgayı yediler.. Bunlar siyasi mahkemelerdir. En azından siyasi yargılamalardaki işlevleri tamamen öyledir. Ve etraflarındaki demokrasi çemberi artık giderek daralıyor! Avrupalı etkin insan hakları kurumları ve liderleri, Türkiye’ye akın etmeye, mahkemeleri gözlemlemeye ve yargılarını vermeye başladılar... Özel yetkili mahkemelere demokrasilerde yer yoktur! Bunlar demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin karakutularıdır. İlk kez dünya doğru dürüst bilgileniyor ve insan hakları temsilcileri de Türkiye’yi gözetim altına alıyor... Bu bilgilendirmede aslında çok geç kalındı! Cemaatin ve liboş yazarların Avrupa’nın gerçek demokratik güç ve örgütleriyle Türkiye arasında kurdukları kara propaganda perdesi nihayet yırtılmış gözüküyor.. Şüphesiz CHP’nin burada önemli rolü olduğunu belirtmeliyiz... Bir de devletlerinin planları ve yararları doğrultusunda yazı yazan, haber veren satılmış gazeteciler değil, Jenkins gibi gerçeği arayan gazetecilerin olayları izlemesi de burada yardımcı oldu... O nedenle diyorum ki Erdoğan’ın günlerce nutuk atması gerek.. Bir tane, iki tane yetmez... Bir de Avrupa turuna çıkmalı!!! Bu yargılamalar ve mahkemeler üzerinde giderek büyüyen kıyamet, aslında, demokrasi çemberinin Erdoğan ve adamlarını da sarmaya başlıyor... ??? Haksız tutuklamalar ayyuka çıkınca; Arınç, Erdoğan ve hatta Gül, “tutuksuz yargılanmalılar..” demek zorunda kalıyor. Düne kadar “Bu düşüncelerinde samimiler” diyordum.. Ama samimiyetlerini kanıtlayacak hiçbir şey de yok ortada! Cemaatin etkilediği yargının onları da artık rahatsız edici boyutlara vardırdığını yazıyordum. Bu büyük olasılıktır! Ama buna karşılık yargının adaletli işlemesini sağlayacak hiçbir girişimde de bulunmuyorlar! Toplum vicdanı kanayınca, onlar da sureti haktan görünme pozisyonuna yatıyorlar, diyorum! Artık diyorum ki B. Arınç palavra atmasın, Balbay serbest kalmalı ve Meclis’e gelmeli, derken! Topluma şirin görünmesin, bak onun da vicdanı sızlıyor, dedirtmesin! Bu konuda samimiyse, palavra atmıyorsa: Meclis’e, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için öneri yapsın... Hadi bunu yapmaz diyelim, öyleyse yapacağının asgarisini yapsın: Özel yetkili mahkemelerin keyfi davranmasına olanak veren yasa maddelerini değiştirme önerisinde bulunsun.. Yoksa sussun artık... ??? Dönelim Erdoğan konusuna: Başbakan o kadar güvenmesin inşa ettiği hukuk kulesine! Bunlar göreceli ve “iktidara ilişkin” dönemsel şeylerdir! Önemli ve kalıcı olan ise Silivri çadır tiyatrosunda veya özel yetkili “hukuk” kuruluşlarında oynanan siyasi oyunun, insan haklarına, adalete, hukuka, evrensel vicdana, imza attığın uluslararası sözleşmelere, içinde bulunduğun siyasi ve ekonomik dünyanın değerlerine uygun olup olmadığıdır! Belirleyecek olan budur. ??? Ancak Çadır tiyatrosunu yıkacak olan, belki de daha önemli ikinci belirleyici etken de ülkenin sahip olduğu ve içselleştirdiği “demokratik” potansiyeldir. Hayır hayır, tabii ki Türkiye “melez rejim” ülkesidir! Yani demokrasiden oldukça uzaktır. Ama bu olgu şunu anlatır: Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri sürekli olarak siyasi iktidarların, yani tam ismini koyarsak 60 yıldır ülkeyi yöneten sağcı iktidarların baskısı altındadır. Melez demokrasi, yönetimlerin başvurdukları bir tercihtir.. Şüphesiz belli bir toplumsal tabanı vardır bu tercihin. Ancak, melez rejim yönetimi, mutlaka seçmenin, toplumun bir tercihi değildir... Türkiye’de demokrasinin ana unsurları ülkemizde yapısal olarak her zaman iktidarlarca ayaklar altına alınsa bile, hep vardır, var olmuştur ve yaşamaktadır. Askeri darbeler dahil, bütün bu sağ iktidarlara rağmen, demokrasi insan hak ve özgürlükleri talebi bastırılamamıştır, öldürülememiştir, yok edilememiştir.... her zaman yeniden boy vermiştir! Ülkede hüküm süren cehennemi siyasi yönetim için şunu söyleyebilirim: Ya ülkemizdeki demokrasi varlığı, güçleri, isteği Erdoğan’ı “adam” edecektir.. Ya da Erdoğan ve anlayışı, kurduğu ve yöneldiği otoriter rejimin içinde yıkılıp gidecektir. Eğitim, teknoloji ve bilişim bölgesinde sınırsız yapılaşma izni aldı AKP’nin adayına sınır yok ? Cendere Vadisi’nde, yapılaşma yüksekliği serbest bırakılan 2 alanın Evyap Grubu’na ait olduğu ortaya çıktı. MURAT KIŞLALI ANKARA AKP’li İstanbul Anakent Belediyesi’nin kentsel dönüşüm ilan ettiği İstanbul’un soluklanma koridoru Cendere Vadisi’nde, yapılaşma yüksekliği serbest bırakılan 2 alanın, AKP Kartal Belediye Başkanı adayı Bekir Kılıç’ın Yönetim ve Yürütme Kurulu Üyesi olarak çalıştığı Evyap Grubu’na ait olduğu ortaya çıktı. Evyap’ın sahibi Fikret Evyap’ın “3. kardeşim” diye hitap ettiği ifade edilen Kılıç, 2009’da gruptan ayrılarak Cendere Vadisi’ndeki yapılaşma sürecini yönetmek üzere, KâğıthaneAyazağa Kentsel Dönüşüm Derneği’ni (KAYADER) kurdu. Derneğin yönetiminde rant sağlayacak mülk sahiplerinin yanı sıra, mum yükseklik serbest bırakılmış. Söz konusu iki alan da Evyap’a ait arazi sınırları içinde kalıyor. Cendere Vadisi’nde faaliyet gösteren KAYADER alandaki en büyük arazilerden (50 bin m2 üzerinde ve yüzde 80 ilave imar hakkına sahip) birine sahip olan Evyap Holding Yönetim Kurulu üyelerinden Bekir Kılıç tarafından kurulmuş bir dernek. seçimlerinde AKP Kartal belediye başkanı adayı olan Kılıç tarafından kurulan KAYADER sayeİstanbul’un akciğerlerinden biri olan Cendere Vadisi yapılaşmaya açılmıştı. sinde planı hazırlayan kurumlar ile plandan birinci derecede etkilenip, bölgedeki planı yapacak AKP’li 1/5000 ölçekli (ayrıntı) planda, va yaratılan ranta el koyan mülk saAnakent ve Kâğıthane belediye yö dinin İstanbul için Boğaz dışında hipleri aynı çatı altında birleşiyor. ikinci bir koridor olduğu ve hava sirneticileri de yer alıyor. Bilişim yerine rezidans ve Toplum İçin Şehircilik Platfor külasyonunu etkilemeyecek kat yük AVM yapılacak: Evyap’ın “eğimu’ndan Nazım Akkoyun, Cendere sekliklerinin belirlenmesi öngörü tim, bilişim, teknoloji merkezi” Vadisi’ndeki gruplara rant sağlayan lüyordu. Oysa sonradan onaylanan ilan edilen Cendere Vadisi’ndeki 1/1000 ölçekli planlarda yükseklik arazisine yoğun bir talep var. Fabsüreci şöyle raporlaştırdı: Ana plana aykırı düzenle 70 kata kadar çıkıyor. rika alanında konut, ofis, otel ve alışAKP’li adayın şirketi fay veriş merkezinden oluşan karma meler: İstanbul için hazırlanan 1/100.000 çevre düzeni planında ve dalanıyor: İki alanda ise maksi bir proje tasarlanıyor. Planı hazırlayanla faydalanan aynı çatıda: 2009 yerel 12. KEZ ATANDIĞI KARS’TAN ANKARA’YA Müdür tayin rekoru kırdı RECEP KAPUCU Rus gemisi İskenderun’a sokulmadı Rusya’dan Suriye’ye askeri mühimmat götürdüğü ileri sürülen ve bir süre Kıbrıs Rum Kesimi’nde alıkonulan geminin İskenderun Limanı’na girişine izin verilmedi. Mühimmat taşıyan gemi, yakıt ikmali için demirlediği Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol Limanı’nda 10 gün alıkonulmuştu. Daha sonra rota değiştirerek İskenderun Limanı’na gelmek için hareket eden gemi, İskenderun Körfezi açığına demirledi. Rus gemisi, taşıdığı 166 parça makine parçasını İskenderun Limanı’na boşaltmak için izin istedi. Ancak gemiye izin verilmedi. Liman başkanlığı, geminin limana giriş yapması için Dışişleri Bakanlığı ile Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini acenteye bildirdi. Acente yetkilileri, makine parçalarının boşaltılması için gerekli olan izin konusunda bu kez Dışişleri ile Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı’na müracaat edeceklerini bildirdi. (Fotoğraf: AFP) KAYMAKAMIN SIR İNTİHARI AKP’li üye tutuklandı ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’da geçen yıl eylül ayında konutunda intihar eden Bozova Kaymakamı Caner Akgün’ün ölümüyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 6 kişiden il genel meclis üyesi Bahri Aksoy ile köy muhtarı Halil Yılmaz tutuklandı. Şanlıurfa’nın Bozova Kaymakamı 1 çocuk babası 31 yaşındaki Caner Akgün, geçen 22 Eylül’de yalnız bulunduğu kaymakamlık konutunda, kapıda nöbet tutan polisten aldığı silahla intihar etti. Akgün, memleketi Giresun’da toprağa verildi. Kaymakam Akgün’ün intihar ettiği gün konutunda bıraktığı mektuba savcılık tarafından el konuldu. İçişleri Bakanlığı müfettişleri ile polis, Akgün’ün yazdığı mektup ve bazı notları incelemeye aldı Polis, savcılık talimatıyla dün sabah saatlerinde aralarında AKP’li il genel meclisi üyesi Bahri Aksoy, Bozova’nın Kılıçören Köyü Muhtarı Halil Yılmaz ile il özel idaresi ve Bozova Kaymakamlığı’nda görevli 6 kişiyi gözaltına aldı. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 6 kişiden 4’ü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken Aksoy ile Yılmaz tutuklandı. Kaymakam Akgün’ün intiharından 4 ay sonra gelen tutuklama kararının gerekçesi dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle açıklanmadı. Verginin yüzde 87’si dört bölgeden Merkezi yönetime ödenen vergilerin yüzde 87’si; İstanbul, Ege (İzmir dahil), Doğu Marmara (Kocaeli dahil), Batı Anadolu (Ankara dahil) olmak üzere dört bölgeden tahsil ediliyor. Son zamanlarda bütçe dengeleri açısından mahalli idarelerin nispi bir düzelme içine girdikleri gözlemleniyor. Bunda merkezi yönetim vergi gelirleri arttıkça bu kaynaktan kendilerine yapılan transferlerin de artmasının yanı sıra, merkezden bu idarelere ve özellikle il özel idarelerine aktarılan ödeneklerin de önemli bir payı bulunuyor. Buna karşın yerel yönetimler zaman zaman mali açıdan bir büyük sıkıntılar içerisine giriyor ve borçlarını ödeyemiyor. Bu durum ise sık sık merkezi yönetim tarafından mahalli idarelerin borçlarının yeniden yapılandırılmasına ve affına yönelik düzenlemeler yapılmasına yol açıyor. ERZURUM Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden 11 kez alınan ve her defasında mahkeme kararı ile geri dönen Fevzi Budak, geçen yıl 12. kez atandığı Kars’tan Ankara’ya alındı. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde 11 kez görevden alınarak rekora imza atan Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak, Türkiye’nin değişik kentlerine yönetici ve öğretmen olarak atandı. Her seferinde Erzurum 1’inci İdare Mahkemesi’nin kararı ile Erzurum’a dönen Budak, geçen yıl 24 Şubat’ta 12. kez görevden alınarak, boş bulunan Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne tayin edildi. 45 yıllık eğitimci Fevzi Budak, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in hayata geçireceği yeniden yapılanma projesi çerçevesinde Ankara’ya alındı. Proje kapsamında 65 ilin milli eğitim müdürü değiştirilirken bazıları Ankara’ya alındı. Yaklaşık 27 yıl aradan sonra geçen yıl Kars’a atanan ve idare mahkemesinde dava açan Fevzi Budak’ın, önümüzdeki hafta kararın tebliğ edilmesinin ardından görevini devredeceği ve Ankara’ya gideceği belirtildi. Yaş haddinden emekliliğine az süre kalan Budak’ın, yakılarına bu kez dava açmayacağını emekliliği bekleyeceğini söylediği belirtildi. Gül, checkup yaptırdı ? İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Maslak’taki Acıbadem Hastanesi’nde rutin sağlık kontrolü yaptırdı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, dün sabah saatlerinde rutin sağlık kontrolü için Maslak’taki Acıbadem Hastanesi’ne geldi. Hastanede kontrol amaçlı checkup yaptıran Gül’ün, herhangi bir sağlık sorunu yaşamadığı, kontrolün ardından Tarabya Köşkü’ne döndüğü kaydedildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle