19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2012 PAZARTESİ [email protected] 12 EKONOMİ Görme engelliler yeni teknolojilerle istedikleri kitapları telefonda dinleyebilecek Merkel: Daha çok çalışalım Ekonomi Servisi Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupalı liderlerin borç krizinin çözümü konusunda çabalarını iki katına çıkarması gerektiğini belirterek “Son liderler zirvesinde fikir birliğine varılan daha sıkı mali ve bütçe politikaları gerektiren yeni anlaşmanın önemi şimdi daha iyi ortaya çıktı. İyice batmadan bu kararları daha çabuk ve kararlı bir şekilde uygulamak için bir nedenimiz var artık” dedi. Yatırımcıların güvenini yeniden kazanmak için Avrupa’nın önünde uzun ve zorlu bir yol olduğunu dile getiren Merkel, Standard&Poor’s’un not kararının da bunu kanıtladığını söyledi. Merkel daha fazla kemer sıkmanın ve büyümeyi teşvik edici politikaların şart olduğunu belirtti. Engelliye ses oldular ? Görme engellilerin telefonda gazete, dergi, kitap okumaları için TeleBilgi Projesi’ne imza atan Sestek adlı şirket önümüzdeki dönemde de onların hayatlarını kolaylaştıracak projeler geliştirmeye odaklanacak. Ses teknolojileri alanında yazılımlar geliştiren Sestek özellikle görme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için kolları sıvadı. Görme engellilerin telefonda gazete, dergi, kitap okumaları için TeleBilgi Projesine imza atan şirket önümüzdeki dönemde de onların hayatlarını kolaylaştıracak projeler geliştirmeye odaklanacak. Sestek’in üst düzey yöneticisi (CEO) ve aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Levent Arslan, Sestek’in 12 yıldır tüm bireylerin eşit fırsatlara sahip olduğu engelsiz bir topluma ulaşmak için çalıştığını belirterek, ses teknolojilerini kullanarak hayatı kolaylaştıran çözümler ürettiklerini ve binlerce engelli yurttaş için bilgiye ulaşmanın yolu olduklarını belirtti. TÜBİTAK ve Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) işbirliği ile gerçekleştirdikleri TeleBilgi Projesi sayesinde görme engelli yurttaşların 5 bine yakın kitap, gazete ve dergi içeriğini telefonda dinleyebildiğini söyledi. Şu ana kadar 2 bin görme engellinin bu hizmetten faydalandığını anlatan Arslan, “Türk Telekom üzerinden belirlediğimiz bir numarayı arayıp istedikleri kitabı seçebiliyorlar. Bunlar daha çok gönüllülerin okuduğu kitaplar. 2 bini de sesli versiyondan taranmış kitaplardan oluşuyor. Bu hizmetten sadece görme engelliler faydalanabilir. Kullanıcı istediğinde kitabın hızlı ya da yavaş okunmasını talep edebiliyor. Kullanıcı yorumlarını da göz önünde bulundurarak gerekli düzenleme ve eklemeleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz” dedi. Yine görme engelliler için geliştirdikleri GVZ NetOkur çözümünün yaklaşık 50 bin görme engelli tarafından kullanıldığını anımsatan Arslan, ‘GVZ FreeTalk’ isimli yazılımlarıyla da görme engellilerin sesli komutlarla bilgisayarlarını yönetmelerine olanak tanıdıklarını da aktardı. Bireysel kullanıcıların dışında özellikle bankalara ve GSM şirketlerine de kurumsal çözümler ürettiklerini dile getiren Arslan, hayatı pratikleştirecek ses teknoloijileri üzerinde çalıştıklarını söyledi. Arslan, tabletler, akıllı telefonlar, bilgisayarların da ses ile yönlendirilmesi için yoğun çalışmalarının bulunduğunu sözlerine ekledi. İstanbul Yağması Anadolu’yu Kurutuyor... TOBB Ekonomi Üniversitesi öğretim üyesi, TEPAV Direktörü Prof. Dr. Güven Sak, bölgesel dengesizliğimizle ilgili bir tartışmaya Radikal’deki köşesinde kapı araladı. Güven Sak’ın 6, 10, 13 Ocak tarihli yazılarında yer alan bazı önermeleri şöyle: “Bursa, Gaziantep ve Diyarbakır bu kadar güdük kaldığı için, İstanbul bu kadar irileştiği için biz böyle vasat kaldık ve de milletçe dedikoducu olduk. Sayın Başbakan’ın Türkiye hayalinin İstanbul’un daha da irileşmesinden ibaret olması bundandır” (6 Ocak). “Bursa’nın, Diyarbakır’ın ve Gaziantep’in güdük kalmasının nedeni Türkiye’nin idari yapısıdır. Böyle bir ülkeyi merkezden sımsıkı kontrolle yönetmeye kalkarsanız, İstanbul irileşir, öteki şehirler güdük kalır” (10 Ocak). “İrileşen İstanbul, diğer şehirlerimizin beceri kaynaklarını kendine çekmekte ve bölgesel dengesizlikleri arttırmaktadır. İstanbul’un irileşmesinin nedeni, İstanbul’un bağlantılarının (connectivity) iyi olmasıdır” (13 Ocak). “Türkiye’nin artık çok merkezden dünyaya bağlanmayı düşünmeye başlamasında fayda vardır. Artık her vilayet kendi yatırım iklimini komşusundan nasıl daha iyi hale getirebileceğini hesaplamalıdır” (13 Ocak). ??? Güven Sak, bu meselenin, renksiz anayasa tartışmalarına taşınmasını da öneriyor. Bu 3 günlük tartışma yazılarında Çin’in ve Honduras’ın, “Serbest bölgeşehir” deneyimlerinden söz ederken Türkiye için de benzer şeyler mi öneriyor, sorusuna yanıt bulamadım. Ama, açılan tartışma yerindedir. ??? Sorun, belli: Sermaye birikimi, artan ölçüde, Anadolu kentlerinin aleyhine, İstanbul coğrafyasında, kent rantı üstünden sürdürülmekte, İstanbul da bu nedenle irileşmekte (büyümektedir diyemiyorum), azmanlaşmakta, ülkenin bütün enerjisini soğurmakta, ama o ölçüde de sorun üstüne sorun üretmektedir. Bu talancı, yağmacı süreç, ne eşsiz bir miras olan İstanbul’un ne de Türkiye’nin hayrınadır... Plansızlık, kâr uğruna kısa görüşlülük, geleceğimizi tüketmektedir. İstanbul böyle yağmaya açıkken, “İki çıplak bir hamama yaraşır” misali, “Anadolu kentlerini yarıştırma” ezberiyle de bir yere varamayız. Sermayeyi, İstanbul’a çeken nedenleri bulup çıkarmalıyız. O da İstanbul’un köpürtülen zehirli rantıdır. Bir örnek, durumu aydınlatmaya yetecektir. Yatırımları Manisa’da yoğunlaşan Zorlu (Vestel), sanayi yatırımlarını geliştirmek varken, İstanbul’da emlak yatırımına girişti. 2007’de, Levent Karayolları arsasını Özelleştirme İdaresi’nden 800 milyon dolara aldı. 83 bin metrekarelik araziye, AKP’nin inayetiyle, 683 bin metrekarelik inşaatı, hukuku da çalımlayarak, dikti (oysa hak, 240 bin metrekaredir) ve İstanbul’un hem dokusuna, hem geleceğine hayrı olmayan ama kendisine devasa rant sağlayacak beton yığınını yarıladı bile. Kabahat Zorlu’da mıdır? Kabahat, daha çok, ona ve benzer yatırımcılara bu kapıyı ardına kadar açan, İstanbul’un kent rantını, vergilemek yerine olduğu gibi bu balinalara bahşeden ve onlara, dış uzantılarına, Galataport, Haydarpaşaport, 3. köprü, kanal İstanbul, İstanbul finans merkezi ve daha nice yağma Hasan böreğini sunan, İstanbul kent toprağına üşüşmelerine yol açan sığ, mirasyedi zihniyettedir. Bu baştan çıkarıcı, ama uzun vadede herkesi zehirleyecek İstanbul rantını elbette AKP iktidarı keşfetmedi, öncesi vardır. 1980 başlarında zuhur eden, “İstanbul’u küresel kent yapıp satmak” zihniyetinin beslenmesiyle bu boyutlara varmıştır talan. İstanbul neden irileşmektedir? Çok açık; burjuvazimiz yüksek katma değerli sanayiye yönelip uluslararası rekabete çıkma cesareti, becerisi gösteremediği için... Kent rantına konmanın kolaycılığı önüne serildiği için. Sorun, ne İstanbul’un yol ağları yönünden avantajlı olmasındadır (bu bir sonuçtur), ne “merkeziyetçilik”tedir. Sorun, İstanbul’un kent rantının köpürtülmesi, kışkırtılması, sanayi kârından daha cazip hale getirilmesindedir. Öyle olmasa, eskinin sanayicileri Eczacıbaşı, Tekfen, Boyner, Dinçkök, Akın, sanayiyi Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana teşvik eden İş Bankası ve son olarak 3 emlak şirketi kuran Koç Grubu, İstanbul toprağına niye üşüşsünler? Siz, bu holdinglerin Anadolu’da son yıllarda herhangi bir yatırım çabasına şahit oldunuz mu? Niye yapsınlar? Onları her tür İstanbul yatırımından caydıracak, soğutacak, Anadolu’da gerçekleştirilecek üretken bir yatırıma yönlendirecek samimi, kararlı hangi çaba, teşvik, niyet var? Yüksek İstanbul rantı, İstanbul merkezli yüksek kârlı finans, ithalat, özelleştirme avantaları varken, yüzlerini neden Anadolu’ya dönsünler, rekabetçi sanayicilikle niye cebelleşsinler? ??? Bazılarının tüyleri yine diken diken olacak, biliyorum ama, İstanbul’dan nasıl uzaklaşılır ve uzaklaştırılır, sorusuna yanıt arayanlar, uzağa, başka ülke deneyimlerine bakmayı bırakıp 1930’lar Türkiyesi’ne gitsinler. 1930’lar Türkiyesi’nde yapılan Birinci Sanayi Planı’nın mekânsal tercihlerine, yatırım bileşimine ve gerekçelerine bakmaya cesaret etsinler. Öylesine derin dersler vardır ki… Beş yıllık planın, o günün fiyatlarıyla 41 milyon TL’lik yatırımından koca İstanbul’a sadece yüzde 5 pay verilmiştir. O da Şişe Cam’ın kurulması ve Bakırköy, Beykoz Sümerbank tesislerinin iyileştirilmesi için... Geri kalan yüzde 95 yatırım, Anadolu’nun muhtelif illerine yönlendirilmiş ve başarıyla tamamlanmıştır. İstanbul o dönemde göçten, kaostan uzak, en asude günlerini yaşarken, Anadolu’nun demir ağlarla, fabrikalarla makus talihi kırılmıştır. 2012 Türkiyesi tabii ki, 1930’lar Türkiyesi değildir. Bir nehirde iki kez yıkanılmaz, ama tarihten hiç mi ders çıkarılmaz, ya da çıkarılmak istenmez?.. Kamu yatırımları artacak Ekonomi Servisi 2012 yılı Yatırım Programı kapsamında kamu, toplam 56 milyar 610 milyon 447 bin TL’lik yatırım gerçekleştirecek. 2012’de geçen yıla göre yüzde 17.9 artış gösterecek kamu yatırımlarından 19 milyar 397.2 milyon TL ile aslan payı ulaştırma yatırımlar alacak. Kamu yatırımları çerçevesinde 2012’de 18 milyar 442 milyon TL, merkezi yönetim bütçesine, dahil idareler ile döner sermayeli kuruluşlar, KİT’ler, İller Bankası ve özelleştirme kapsamındaki yatırımlar çerçevesinde ise 38 milyar 168.8 milyon TL kaynak aktarılacak. Eğitim sektörüne 2012’de 7 milyar 468 milyon TL kamu yatırımı yapılması öngörülürken, bunu 6 milyar 143.5 milyon TL ile tarım, 3 milyar 756 milyon TL ile enerji, 2 milyar 581 milyon TL ile sağlık alanında yapılacak kamu yatırımları izleyecek. 2012’de madencilik sektöründe 1 milyar 210.4 milyon TL, konut alanında 1 milyar 163.8 milyon TL kamu yatırımı yapılacak. Diğer kamu hizmetleri kapsamında yer alan iktisadi kamu yatırımları çerçevesinde 3 milyar 941.9 milyon TL, sosyal hizmetler çerçevesinde 9 milyar 791.8 milyon TL kamu yatırımı yapılması öngörüldü. Erkekler daha bağımlı Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesi dergisi Düşünen Adam’da yayımlanan araştırmaya göre, erkeklerde internet bağımlılığı kadınlara göre daha fazla. Yüzde 54’ü kız olan 211 lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmada, lise öğrencilerinde internet bağımlılığı olasılığının erkek cinsiyette daha fazla olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, bağımlı grubu bağımlı olmayan gruptan ayırt etmede, sırasıyla, erkek olmanın, depresyon skorunun yüksek olmasının ve internette uzun süre kalmanın istatistiksel olarak büyük etkisinin olduğu görüldü. Tek pille 15 yıl çalışıyor Huawei çift çekirdekli Telefonlar akıllandıkça şarj süresi de kı1.5 GHz işlemcisi ve 4.3 saldı. Birçok kullanıcı, olur olmadık zainç akıllı telefonunu manlarda telefonlarını kullanamamaktan Bugüne kadar TÜYAP Beylikdüzü’nde görücüye çıkardı. muzdarip. Bu sıkıntıyı önlemek için bir gerçekleştirilen Bilişim, Teknoloji, İletişim ve 6.68 mm kalınlığınçözüm var üstelik vaadi oldukça iddiaHaberleşme Platformu CeBIT Bilişim Eurasia ve daki Huawei Aslı. Xpal Power tarafından geliştirilen CeBIT Sinerji Zirvesi’nin 2012 ve 2013 yıllarında cend P1 S, cam SpareOne adlı telefonun, tek bir AA İstanbul Fuar Merkezi/CNR Expo Yeşilköy’de kaplama 960 x pille 15 yıl çalışabildiği iddia edildi. düzenlenecek. Hifaş Genel Müdür’ü Alexander 540 çözünürlüklü, Bunu yapabilmesini sağlayan en Kühnel, sektörden gelen talep üzerine bu kararın Android 4.0 özelönemli şeyin kullandığı Energizer Ultialınması gerektiğini ve bu yer değişikliği sayesinde liklerine sahip. mate Lithium L91 pil olduğu belirtilisektörün ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtti. Huawei Ascend 2012 yılında 29 Kasım 2 Aralık tarihleri yor. Telefonun tam orta yerine yerleştiriP1/P1 S modelleriarasında düzenlenecek olan fuar, 2013’te len pil, normalde ekran olması gereken nin Türkiye’de ise 24 27 Ekim tarihlerinde yerdeki pencereden bakıldığında da görüle2012’nin ikinci yarısıdüzenlenecek. biliyor. Telefonun ekranı ve pil kullanımını nın başında piyasaya süarttıracak onun gibi hiçbir ekstra özelliği ve bağrülmesi planlanıyor. lantısı yok. Yanlızca telefon etmeye yarıyor. CeBIT CNR’ye taşındı Huawei inceldi H A F T A N I N NE OLDU? Geçen hafta İtalya ve İspanya’daki tahvil ihraçlarının başarılı sonuçlanması, küresel piyasalarda iyimserliğe neden oldu. Başarılı tahvil ihalelerinin ardından piyasalar yükselişe geçse de bu durum fazla uzun sürmedi. S&P’nin Avro ülkelerinden bazılarının notunu düşürdüğü yönündeki haberler cuma piyasalara bomba gibi düştü. Not indirimi Avro Bölgesi’nde beklentilerin olumluya döndüğü bir döneme denk geldi. S&P’nin resmi açıklaması gecikince hangi ülkelerin notunun düşürüldüğüne dair yapılan spekülasyonlar paniği arttırdı. Avrupa borsaları kapanmadan Fransa’nın notunun düştüğü kesinleşirken Avusturya, İspanya, İtalya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Malta ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne gelen not indirimi ABD borsaları kapandıktan sonra netlik kazandı. Öte yandan Fitch de İtalya’yı ay sonuna kadar notunu indirebileceği konusunda uyardı, ayrıca Güney Afrika’nın notunu negatif izlemeye aldı. Çin’de enflasyonun aralıkta son 15 ayın en dü Ç İ Z E L G E S İ Söylentisi bile yetti şük düzeyine inmesi ise olumlu gelişmeler arasında yer aldı. Hazırlayan: PELİN ÜNKER NE OLACAK? Bu hafta piyasalar yine Avro Bölgesi’ndeki gelişmelere odaklanacak. Dokuz Avrupa ülkesine gelen not indirimi bu hafta fiyatlanacak. Not düşüşleri, Avrupa’daki resesyon beklentileriyle birlikte risk iştahını azaltabilir. Ay sonunda yapılacak AB Zirvesi’nden önce liderler arasındaki görüşme trafiğinin artması bekleniyor. Yunanistan bonolarının takas oranının belirlenmesinde hâlâ bir anlaşma sağlanamadı. Macaristan konusunda da belirsizlik sürüyor. Notlar fiyatlanacak şirketlerin 2011 son çeyrek kârları da yer alıyor. İçeride Hazine ihaleleri önemli. Ayrıca bütçe ile işsizlik verileri izlenecek. Hazine yüklü itfa dönemine bu hafta düzenleyeceği 2 ihaleyle başlayacak; ihalelere talebin yüksek olması bekleniyor. Hazine’nin ocakta 17.8 milyar TL’lik iç borç ödemesi bulunuyor. İşsizlik oranı, bütçe dengesi ve tüketici güven endeksi verileri bugün gelecek. Aralıkta bütçe açığının artacağı tahmin ediliyor. İşsizlik tarafında mevsimsel olarak hafif yükseliş beklenebilir. İç piyasaların seyrinde yurtdışı gelişmeler de belirleyici olacak. Dışarıdaki olumsuz hava nedeniyle döviz arzı kesileceğinden TL’nin yine değer kaybetmesi söz konusu olabilir. Avrupa’da derinleşen krizin içeriye kaynak azalması olarak yansıyabileceği öngörülüyor. Yabancı girişi Geçen hafta Merkez Bankası ek sıkılaştırmada gevşemeye gitti, risk iştahının da artmasıyla kur ve faiz geriledi. TCMB’nin pazartesiden sonra haftalık repo ihalelerinde piyasayı yüzde 5.75 faizle fonlaması bankalar üzerindeki faiz baskısını düşürdü. Yurtdışı piyasaların iyimsere dönmesiyle gelişmekte olan ülke ve Türkiye piyasalarına yabancı girişi arttı. İç piyasalar genel olarak olumlu bir hafta geçirdi. Moody’s hafta başında yaptığı açıklamada Türkiye’deki şirketlerin önünde finansman bulma zorluğu, piyasalardaki oynaklık ve büyümeyle ilgili risklerin olduğunu belirtti. Ancak açıklama piyasaları fazla etkilemedi. Cuma ise dışarıdaki olumsuz hava içeriye de düşüş getirdi. Hazine ihaleleri ABD tarafında ise ÜFE, kapasite kullanımı, sanayi üretimi, TÜFE, yeni konut satışları ve inşaat ruhsatları verileri önem taşıyor. Bu hafta izlenecekler arasında ABD’li BORSA SATIŞA DÖNDÜ İMKB yüzde 2.75 artışla 51 bin 562 puandan kapandı. Borsada haftanın son günü ilk seansta kâr satışları görüldü. İkinci seansta ise panik vardı ve satışlar hızlandı. Buna yol açan ise S&P haberiydi. Bu haberden sonra dalgalanma satış yönünde arttı. Haftanın ilk dört günü faizlerin düşmesinin etkisiyle bankacılık hisseleri yükselişte başı çekti. TL’NİN ÖNÜNÜ S&P KESTİ TCMB’nin doğrudan ve ihaleler yoluyla döviz müdahaleleri ile başlayan TL’deki değer kazancı, bu hafta yapılacak Hazine ihaleleri öncesinde kısa vadeli tahvillere yönelik artan yabancı girişleriyle 1.8530’a kadar geriledi. Cuma ise S&P açıklamalarından dolayı Avro/dolar paritesindeki hızlı düşüşün etkisiyle hafif yükselişle 1.8630’dan haftayı tamamladı. Altın, Avro Bölgesi ve İran endişeleriyle güvenli liman olarak yükselişini sürdürdü, ons başına 1638 dolardan kapandı. İç piyasada 24 ayar külçe altının gramı yüzde 0.15 değer kazanırken cumhuriyet altını yüzde 0.15 değer yitirdi. Avro 26 ayın dibinde: S&P’nin not indirimi haberinden sonra Avro/dolar paritesi sert geriledi, 1.27 seviyesinin altına inerek 26 ayın en düşük seviyesini gördü. İçeride Avro yüzde 1.17 düşerek 2.3610 liraya indi. Petrol dalgalı: İran gerginliğiyle hafta başında ABD petrolü 102 dolara, Brent petrol 113 dolara çıktı. Cuma dolardaki yükselişle ABD petrolünün şubat teslimi 98 dolar, Brent petrolün şubat teslimi 110 dolara indi. Faiz gevşedi: TCMB’nin ek sıkılaştırmayı gevşetmesine paralel yüklü Hazine ihaleleri öncesi kısa vadeli tahvillere artan yabancı ilgisi, tahvil/bono piyasasında faizleri aşağı çekti. Gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 10.94’e indi. Otomotivcilerin hedefi 22 milyar dolar ? Ekonomi Servisi Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği Başkanı Celal Kaya, otomotiv endüstrisinin 2012’de bir milyon 200 bin adet araç üretimi ve 22 milyar dolarlık ihracat gerçekleştireceğini öngördü. Kaya, yerli otomobil markasının yüzde 80’ine talip olduklarını ifade etti. Kaya, 2011’in başında koydukları hedeflerin yüzde 99’unu doğru tahmin ettiklerinin altını çizerek bu dönemde bir milyon 260 bin adet araç üretildiğini, 20.3 milyar dolarlık ihracat yapıldığını ifade etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle