25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2011 CUMARTESİ 4 DUNYADA BUGUN AN SİRMEN asirmen@cumhuriyet.com.tr HABERLER Topbaş'a belediye müfettişi raporuyla soruşturma îzni verilmemesîne yuksek mahkeme 'dur' dedi Libya'nın Bayramı ve Libya Yalanları Bu bayram Libya'cla değişik geçti. Bu bayram Libya'ya rejim cleğilse bile egemen değişikliği ile birlikte geldi. Eğer Libya'da bayram yapmak için, düzen değişikliğini bekleyen var idi ise biraz, biraz da ne söz, epeyce bir süre daha bekleyecek demektir. Ama eğer ne olursa olsun, musibet bir müstebitten kurtulmuş olmak bayram nedeni sayılabiliyorsa, o zaman Libyalılar veya Libyalıların hiç değilse bir kısmı doya doya bayram edebilirler, hatta bu bayramı kırk gün kırk geceye de yayabilirler. Ve yine eğer bir ülkede alçakça iğrenç yalanların ortaya çıkması, insanların akıllarının başlarına gelmesine yol açacağını düşünerek bir bayram vesilesi olarak kabul edilebiliyorsa, yine Libyalılar kana kana bayram edebilirler. Çünkü, Libya'da son olaylar, zaten yalan ve zulüm üzerine oturtulmuş Kaddafi rejiminin bir kısım yalanlarını tabak gibi ortaya sermiştir. Fikret Bila 28 Ağustos'taki köşesinde yayımladığı "Kaddafi'nin Tünelleri" başlıklı yazıda şuniarı söylüyordu: "... Başı kabak Libyalı çocuklann Kaddafi'n/h kıztntn evindeki havuza atlamalan çok çarptcı bir görüntüydü. Bir kadın 'Kaddafi'nin ailesi bize yıllarca Libya halkının yanında oiduklarını söyledi, şimdi görüyoruz ki yıllarca yalan soylemişler' diye durumu açıkladı..." Burada belki de, bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekir. Libya halkı 42 yıldıryaşadıklarından, zaman zaman popülizmin uyuşturucu etkisiyle kanmış olsa bile özde Kaddafi'nin de, ailesinin de kendisinden yanaolmadığını kendi yaşam koşulları yüzünden biliyordu. Yani yalanın farkındaydı halk. Söylenenin yalan olduğunu biliyordu, ama doğruymuş gibi davranıyor, resmen "yalan " diyemiyordu. Zaten diktalarda yalanın yalan olduğunun bilinmesi fazla önem taşımaz. Önemli olan yalanın yalan olduğunun açıkça söylenememesi ve gerekenin yapılamamasıdır. Başka bir deyişle, Kaddafi'nin tasfiyesi yalanın yalan olduğunun bilinmesi açısından fazla bir değişiklik yaratmadı. Fiili durumu yalnızca resmileştirdi. Tabii demokrasilerde durum farklıdır. Çünkü orada yalanın yalan olduğunun bilinmesi, gereğinin yapılmasını da mümkün kılar. Her neyse Libya'da Kaddafi'nin halkın yanındalığı yalanı artıkresmiyet kazandı. Şimdi Libya'yı başka bir yalan tehlikesi bekliyor. 0 da, Kaddafi'yi yıkan iç güçlerin iplerini ellerinde tutan feodaller ile dış güçlerin getirecekleri düzenin demokrasi olduğu yalanıdır. Kaddafi rejimini yıkanlar, bir yalanı dayıktılar. Kaddafi'nin halkın çıkarını kolladığı yalandı. Ama şimdi Kaddafi'nin petrol zenginliği yağması ve paylaşımınadayanan yalanını, başkaları halka biz sizden yanayız diyerek, aynı yalanla aynı temele bina etmekteler. Kaddafi'nin yalanının ortaya çıkarılmış olması, öbür yalanın kimilerince iyicegörülmesini engelleyecektir. Emperyalizmin kabile, aşiret, mezhep diktalarını yıkarken kullandığı en büyük yalan ise gittikleri yere demokrasi götürdükleri yalanını yutturmalarıdır. Burada, onlara kendi basınları gibi gittikleri yerdeki işbirlikçi medya da yardımcı olur. Eskiden, emperyalizmin Afrika'ya misyonerlerle gittikleri dönemde bir zenci durumu şöyle özetlemişti: Beyazlar geldiklerinde bizim topraklanmız vardı onların încilleri, şimdi ise bizim Incilimiz var onların ise toprakları. Son zamanlarda misyonerler ve Incil rafa kalktı, yerini demokrasi aldı. Bu durumda, Irak savaşından sonra bir Iraklı şöyle dese yeridir: Onlar "demokrasi getireceğiz" diye gelirlerken onların demokrasisi vardı, bizim de petrolümüz. Şimdi ise onların yine demokrasisi var. Bizimse artık petrolümüz de yok. Görüyorsunuz, emperyalizmin yalanları bazen azgelişmiş diktatörlerin yalanlarından daha da vahim olabiliyor ve bir yalan, bir ötekini doğru da kılmıyor. Bütün bunları buradan bakınca anlamak kolay. Güç olan bizdeki liberal demokrat kalemlerin bu yalan oyunundaki gönüllü hınkdeyici rollerine akıl erdirmek. Damştay: Ast denetleyemez AYKUT KUÇUKKAYA Danıştay Bitinci Dairesi, imar yolsuzluğu iddiasıyla Istanbul Büyükşehir Belediye Başkam Kadir Topbaş'ın da aralannda bulunduğu 31 belediye yöneticisi hakkında soruşturma izni vermeyen dönemin tçişleri Bakanı Beşir Atalay'm kararını kaldınrken önemli bir hukııki karara imza attı. Damştay, Topbaş ve diğer belediye yöneticıleri hakkında Istanbul Büyükşehir Belediyesi müfettişinin yaptığı incelemenin ve bu inceleme sonucu hazırlanan araştırma raporunun "objcktifliğinin vc hukukiliğinin" tartışmah oiacağina karar verdi. tçişleri Bakanı'nın belediye müfettişinin bu raporuna dayanarak 31 isim hakkında verdiği "işlcmc konulmama" karannı yerinde bulmayan Danıştay Birinci Dairesi, belediye başkanı ve diğer yöneticiler hakkında soruşturma yapılmasına karar verilecekse bununla ilgili incelemeyi Topbaş'ın üstü konumundaki bir memurunyapabileceğine hükmetti. Soruşturulması istenen olayda şikâyet konusu eylemlerin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği ve iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayandığım bildiren Danıştay, tçişleri Bakanı'nın işleme konulmama karannı kaldırarak belediye yöneticileri hakkın • İçişleri Bakanı'nın belediye müfettişinin raporuna dayanarak 31 isim hakkında verdiği "işleme konulmama" kararını yerinde bulmayan Danıştay Birinci Dairesi, belediye başkanı ve diğer yöneticiler hakkında soruşturma yapılmasına karar verilecekse bununla ilgili incelemeyi Topbaş'ın üstü konumundaki bir memurun yapabileceğine hükmetti. Danıştay, belediye müfettişinin hazırladıâı araştırma raporuyla verilen kararın "objektif ve hukukî olamayatağı" yönünde görüş bildirdi. da ön inceleme yapılmasına hükmetti. Dönemin İçişleri Bakanı Atalay, şikâyetçi RJCnin "imar mcvzuatına aykırı plan değişikliklcri yapmak ve bu değişikliklere dayanarak söz konusu taşınmazlar üzerindc dcvam cdcn inşaatlara, inşaat alanının artmasına yol açacak şekilde mev/uata avkırı tadilat ruhsatları düzcnlcmck" iddiasıyla yaptığı başvuruyla ilgili "30 Aralık 2010" tarihinde "işlcmc konulmama" karan vererek Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ın da aralannda bulunduğu 31 isim hakkında soruşturma izni vermedi. Bu karara Danıştay nezdinde itiraz edildi. îtirazı değerlendiren Danıştay Birinci Dairesi, İçişleri Bakanı tarafindan verilen işleme konulmama kararını 2 Haziran 201 l'de oybirliğiyle kaldırdı. Danıştay Birinci Dairesi 31 isim hakkında tçişleri Bakanhğı tarafından "ön inceleme" yapılmasına hükmetti. Danıştay Birinci Dairesi karan kaldırırken önemli bir hukuki karara da imza attı. Danıştay Birinci Dairesi'nin kararında yer verdiği önemli bölümler özetle şöyle: • TOPBAŞ'I BELEDÎYE MÜFETTtŞt ARAŞTIRMIŞ Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığfnın 31 Temmuz 2009 tarih ve Soruşturma No: 2009/45 yazısıyla şikâyet evrakının İçişleri Bakanlığı' na gönderilerek, 4483 sayılı kanun uyarmca ilgililer hakkında gereğinin yapılmasınm istenilmesi üzerine Bakanhkça Istanbul Valiliği'ne, iddia konulan hakkında araştırma yaptırıldığı, Valiliğin 25 Mayıs 2010 tarihli yazısıyla Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nden bir müfettişin araştırma ile görevlendirildiğL. • BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜNE BAŞVURULMAMIŞ Şikâyet konusu taşınmazlara yönelik imar planı değişiklikleri ile bu taşınmazlar üzerinde devam eden inşaatlara verilen ruhsatlann imar mevzuatına aykırı olup olmadığını ve inşaatlann mevcut haliyle mevzuata, imar planına ve dayanağı ruhsatlara aykın yapılıp yapılmadığını irdeleyen bilirkişi görüşüne baş^aıru]madan hazırlanan araştırma raporu esas alınarak,... İçişleri Bakanı tarafından şikâyetin işleme konulmamasına ilişkin karann verildiği tespit edilmiştir. • tüütALAR CtDüt BULGU, BELGELERE DAYANIYOR Soruşturulması istenen olayda şikâyet konusu eylemlerin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği ve iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayandığı anlaşılmaktadır. • ALTINDAKİ MEMUR DEĞİL, ÜSTÜNDEKt MEMUR ARAŞTIRMA YAPABÎLÎR Eğer ihbar ve şikâyete konu olayla ilgili olarak bir araştırma yapılması ihtiyaci duyulmuş ise, bu araştırmanin da 4483 sayılı kanunun 5. maddesinde ön inceleme yapılması ve yaptınlması bakımından aranan kriterler esas almmak suretiyle, yani bizzat izin ver ••• meye yetkili merci veya izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum ve kuruluşunun içerisindeki teftiş kurullanndan göreviendirilecek bir veya birkaçdenetim elemanı veya hakkında araştırma yapılacak kişinin üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri ve birkaçı tarafından yapılması gerekeceği tabiidir • İŞLEME KONULMAMA KARARI OBJEKTtF DEĞtL Aksi tutumun gerek yapılan araştumanın gerekse bu araştırma raporu dayanak ahnarak izin vermeye yetkili mercilerce verilecek işleme konulmama karannın objektifliğini, sıhhatini vehukukiliğini tartışmaiı hale getireceği ve 4483 sayılı kanunun prensiplerine aykın olacağı açıktır. • İÇİŞLERİ BAKANFNIN KARARI YERÎNDE GÖRÜLMEDİ Bu itibarla, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer ilgililer hakkında Büyükşehir Belediye Başkanhğı'na bağlı olarak oluşturulan Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Müfettişi tarafından yapılan araştırma sonucunda düzenlenen rapor dayanak alınmak suretiyle yetkili makam olan Tçişleri Bakanı tarafmdan verilen işleme konulmama karan bu yönüyle de yerinde görülmemiştir. Belediyelerin, yasal yükümlülükleri olmasınakarşınkadın sığınmaevleri açmadıkları ortaya çıktı Kadının sığınacak yeri yok • İstanbul'daki 34 ilçe belediyesinden sadece 8'inde kadın sığınmaevi bulunuyor. Nüfusu 50 binin üzerinde olan belediyeler yasa gereği sığınmaevi açmak zorunda. AYŞE SAYIN ANKARA "Kadına şiddct" haberlerine her gün yenisi eklenirken, mağdur kadınlan korumak için "sığınmaevi" açmakla yükümlü olan belediyelerin bu konuda sınıfta kaldığı ortaya çıktı. TBMM Dilekçe Konüsyonu'na yapılan bir başvuru, Istanbul'daki 34 ilçe belediyesinden çoğunun, "yasal yükümlülüklcrinc" rağmen sığınmaevlerini "önemsemediklerini" ve çeşitli bahanelerle açmadıklarını ortaya koydu. TBMM Dilekçe Komisyonu'na bir yurttaşın yaptığı başvuru, belediyelerin "kadın sığınmaevleri" konusundaki duyarsızüğı ve isteksizliğini gözler önüne serdi. Belediyeler Yasası'na göre, nüfusu 50 binin üzerindeki belediyelerin "sığınmaevi açma" zorunluluğu bulunmasına karşın, komisyonun talebi üzerine Istanbul Valiliği'nce Meclis'e iletilen verilere göre, Istanbul Büyükşehir ve 34 ilçe belediyesinden sadece 8'i bu koşulu yerine getirdi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi ise Başbakaniık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü işbirliği ile "kadın konukevi" yapımının tamamlandığını, sığınmaevinde kalan kadınlara sığmmaevlerinden ayrıldıktan sonra yeni yaşam kurmaiarı ve yaşamlanna devam edebilmeleri için ev bulmalannda, tuttukları evin kiralarının karşılanmasında yardımcı olunduğunu bildirdi. Şile, Çatalcave Adalarbelediyeieri nüfiıslannın 50 binin altında olduğunu gerekçe göstererek kadın sığınmaevi açmiidıklarını belirtirken, Beşiktaş, Büyükçekmece3 Bahçelievler, Bakırköy, Arnavutköy dahil 23 belediye, "proje aşamasında, yatırım planında, bütçcmi/ yok, uygun ycr yok, ya/ışmalar sürüyor" gibi gerekçeler göstererek yasal sorumluluklannı yerine getirmedi. Belediyelerden bu yanıtı alan TBMM Dilekçe Komisyonu, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'ndan, "yükümlülüğünü yerine getirmeyen belediyeler hakkında dava açılıp açılmadığı"nı sordu. Bakanhktan gelen yanıt da kişi ve kurumların bu konudaki duyarsıziığını ortaya koydu. Bakanlık Meclis'e ilettiği yazıda, "belediyelerin kadın konukevi/sığınmacvi açma yükümlülüklcrini yerine getîrmemelerine ilişkin yargıya intikal ctmiş bir dava bulunmadığım" ifade etti. Bakanlık, 2002 yılında kadın konukevi/sığınmaevi sayısmm 8 ve kapasitesinin 170 iken, Mayıs 2011 itibanyla, sığınmaevi sayısının 47, kapasitenin de 1054'e çıktığı bilgisini verdi. TBMM Dilekçe Komisyonu'na îstanbul Valiliği aracılığıyla iletilen yazıya göre Istanbul'da nüfusu 50 binin üzerinde olup da kadm sığınmaevi bulunan belediyeler şunlar: "Eyüp, Küçükçekmece, Beyoğlu, Üsküdar, Pendîk, Kadıköy, Şişli, Istanbul Büyükşehir." SAVAŞ KÛRKLU MERSİN/ADANA Kadına uygulanan şiddetin önüne bir türiü geçilemiyor. Mersin ve Adana'da yaşanan Iki olay da kadına uygulanan şiddetin son ömekleri. Mersin'de hapisten yeni çıkan koca, imam nikâhlı eşini öldürürken, Adana'da da cezaevinden bayram izni aJarak evine gelen kadın, boşanmak istediği kocası tarafından bıçaklandı. Mersin Toroslar ilçesindeki Halkkent Mahallesi, geçen nisan ayında bir kadın katliamınatanık olmuştu. Aysel Taş, çocuğu olmadığı gerekçesiyle eşi Yılmaz Taş tarafından boğazı kesilereköldürülmüştü. Aynı mahaJlede dün yine bir kadın kocası tarafından katledildi. Adam yaralama suçurxian girdiği cezaevinden yaklaşık 1 ay önce tahliye olan Rasim Y. (33), dini nikâhlı olarak 2 yıldır birlikte yaşadığı eşi Zahide Goncagül (19) ile kıskançlık yüzünden tartşt. Daha sonra kansını 29 yeıinden bıçaklayan Rasim Y. yanına 6 ayiık kızj Gulseren'i de alarak kaçtı. Komşulann ihbarı üzerine eve glden polfs, kapısı açık olan zemin kattaki evin girişinde genç kadının cesedini buldu. llk incelemede Goncagül'ün 29 kez bıçaklandıktan sonra boğazının kesilereköldürüldOğü beliriendi. Katil koca ise olaydan yaklaşık bir saat sonra Tarsus ilçesinde, çocuğunu bir akrabasına teslim ederken yakalandı. ••* Boşanmak istedi, bıçaklandı Bir kavgaya karıştığı için yattığı Sivas Cezaevi'nden, bayram İzni alarak Adana'daki evlerine gelen Fatma Orman, geldiğini duyup eve gelen boşanmak istediği eşi ile tartıştı. Mehmet Orman, banşmayı kabul etmeyen Fatma Orman'ı bıçakla kolundanyaraladı. Aldığıyarayla şoka giren ve korkup kaçmaya başlayan Omnan'ı kovalayan Mehmet Orman, kadını yakalayarak bu kez de kalçasından bıçakladı. Çevredekilerin korku ve dehşetle izlediği kovalama sırasında taJlhslz kadın bir üp merkezine sığındı. Terk edince vuruldu arkadaşf Sercan N. (25) ile birlikte yaşayan Duygu D. (25), şiddet görduğu iddiasıyîa ev/ terk ederek Bursa'dakf anneslnln yamna döndü. Kız arkadaşıyla göruşmeklçln Eîursa'ya gelen Sercan N, banşma tektifini geri çeviren Duygu D>e annesînin evinde silahfa 2 el ateş etti. Ağıryaralanan genç kız tedavi attma abndı. Kaçan Sercan N'nin yakalanması için çabşma başlatıtdı. Beşir Atalay'dan, Deniz Feneri soruşturmasındaki iddialarla ilgili açıklama: Engelli kardeşine fuhuş yaptırdı • KOCAELÎ ( I A ) Kocaeü'nde 20 yaşındaki zihinsel engelli kız kardeşine fiıhuş yaptırdığı iddia edilen abla, tutuklandı. Alman bilgiye göre, üvey kız kardeşi N.M'yi para karşılığı erkeklerle ilişkiye zorladtğı iddiasıyla gözaltma alınan S.M. emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi. Savcılık ifadesinde de suçlamalan reddeden S.M, tutuklandı. S.M'nin Suadiye Cemal Doğan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nden izin alarak dayısının evine misafirliğe giden zihinsel engelli üvey kız kardeşini kaçırarak tstanbul ve Kocaeli'nde fuhuş yaptırdtğı iddia ediliyor. Hiç yönlendirme yapmadım hangi bir yönlendirmem kcsinlikle söz konusu olmamıştır. BahANKARA B&sbakan Yardırasc konu olan davayla ne bir ilgim Deniz Feneri soruşturmasın yapıldığı 2009'da dönemin İçcısı Beşir Atalay. üeniz Feneri söz konusudur ne de davanın giu da tutuklanan Kanal 7 Genel işleri Bakanı Beşir Atalay'm soruşturmasıyla ilgili basında Kösdişatını ctkilcmeye yönelik bir Yayın Yönetmeni Mustafa Çe özel kalem müdürlüğünü yütcbck dönemin İçişleri Bakamüdahalem vuku bulmuştur. lik'i 14 Ekim 2009'daarayarak rüten Süleyman Tapsız şu an nı'nın özel kalem müdürü" şekCHP Genel Başkanı'nın dcvam baskın haberini bildiren kişinin Burdur Valisi. Bu bilgiyi Atalinde çıkan haberler üzerine, "İçişeden davanın savcısı gibi kendiAKP'li Kmkkale Belediye Baş lay'ın makamı da doğruladı* leri Bakanhğı döncmimdc desini konumlandırarak, davayla kanı Veli Korkmaz olduğu iddia Hatta, Tapsız'ın Burdur Valilivam cden hiçbir davayla ilgili şahsınıı ve AK Parti'yi ilişkilenedilmişti. Korkmaz'a Kanal 7'nin ği'nin sitesindeki özgeçmişinde, herhangi bir yönlendirmem kedirmeye çalışması büyük bir soaranacağı bilgisini verdiği öne ^2007'den itibaren Bakanlık sinlikle sö/ konusu olmamıştır" rumsuzluk örncğidir, çirkindir vc sürülen Kişinin ise eski İçişleri Müşaviri kadrosunda İçişleri açıklamasmı yaptı. tddiaların odayakışıksiz bir siyaset tarzidır. SaBakanhğı özel kalem müdürü Bakanı Özel Kalem Müdürü ğındaki dönemin özel kalem müyın Kılıçdaroğlu'nun süren daolduğu belirtilmişti* Aramanın olarak çalıştı" bilgisi yer aldı* dürunün Burdur Valisi Süleyman vayla ilgili yorum vc dcğcrlcnTapsız olduğu belîrlendi. dirmelcrdc bulunması suç olduCHP Genel Başkanı Kemal Kı duğunu belirtmişti. Kıliçdaroğlu, çekdışı, asılsiz ve külliycn yalan ol ğu gibi, ahlak ve insaf ölçülerini aşan sorumsuzluk örneğidir." lıçdaroğlu, Deniz Feneri somştur Atalay'ın baskın haberini özel ka duğunu" söyledi. masında şüphelilere Kanal 7'nin lem müdürü aracılığıyla bir belediAtalay, şuniarı kaydetti: "İçişleAtalay, "Dava açma hakkım aranacağı bilgisini veren kişiler ye başkanına ulaştırdığını iddia et ri Bakanhğı döncnıhndc, öncc sakli tutarak, dcvam eden sürecin den birinin dönemin İçişleri Baka mişti. Atalay, yazıli bir açıklamaya sinde veya sonrasında devam hakkani) ete uygun şekilde netinı Atalay 'ın özel kalem müdürü ol parak, hakkındaki iddialann "ger eden hiçbir davayla ilgili her celenmesini bekhyoru/" dedi. ALICAN ULUDAG 2. KÖSTEBEK VALİ TAPSIZ Ml? Yurt İnşaatında göçük: 1 ölü • KtLİS (AA) Kilis'te yaptırılan 750 kişilik yurt binası inşaatının 7. katında beton dökülürken meydana gelen çökme sonucu inşaat mühendisi Ökkeş Özdemir (25) île işçiler Mehmet Topal (37) ve Uğur Topal (20) zemin kata düştü. Bu sırada zemin katta bulunan inşaat mühendisi Mustafa Kubilay Özalp (38) de yaralandı. Hastaneye kaldınlan yaralılardanişçi Mehmet Topal, müdahaleye rağmen kurtanlamadı. m o C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle