18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EYLÜL 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER Katili internetten tanıştığı sevgilisi 3 ki can Hollanda’dan ölüme gelmiş alan yangın ADANA (Cumhuriyet) Seyhan Nehri kıyısında, 17 yerinden bıçaklanmış olarak bulunan kadının katilinin, internetten tanıştığı sevgilisi olduğu belirlendi. Tutuklanan katil zanlısının, cezaevi firarisi olduğu, hazirandan bu yana da arandığı öğrenildi. Hollanda’da yaşayan Hülya Güler’in (39), internetten tanışıp arkadaşlık etmeye başladığı Göksal Pekayılan (27) için, bir süre önce Adana’ya geldiği ortaya çıktı. Nehir kenarında sevgilisini 17 yerinden bıçaklayarak öldürdüğünü de itiraf eden Pekayılan’ın, 2 Haziran’da izinli çıktığı Sivas Açık Cezaevi’ne dönmeyerek firar ettiği öğrenildi. Pekayılan mahkemece tutuklandı. Caddebostan’da ‘vale’ savaşı Bar önünde kavga: 2 ölü İstanbul Haber Servisi Kadıköy Caddebostan’da barlar önünde görev yapan “vale”ler arasında çıkan kavgada 2 kişi yaşamını yitirirken 2 kişi yaralandı. Kavgaya karışan 20 kişinin gözaltındaki sorgusu sürüyor. Caddebostan Mahallesi İskele Sokak’ta önceki gece bilinmeyen bir nedenle çıkan kavgada, Ali Şahin Gülman ile Hasan Akbaş tabancayla vurularak öldürüldü. Olay sırasında, Mirali Sarımaden ile Gökhan Dağbaşı da yaralandı. Kavganın bir otoparkın işletmesiyle ilgili anlaşmazlıktan kaynaklandığı öğrenildi. Yaralıların tedavileri Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sürüyor. ‘Hayatını Seçen Kadın’ 90 Yaşında Bu gece bir kadının, olağanüstü bir kadının doksanıncı yaşı kutlanıyor: Prof. Dr. Nermin AbadanUnat’ın! “Hayatını Seçen Kadın” nitelemesi Sedef Kabaş’ın Nermin Hoca ile yaptığı nehir söyleşinin kitap adı. Doğan Kitap’ın bastığı bu enfes yapıtın alt başlığı “Hocaların Hocası”. Nermin Abadan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (Mülkiye’de) 1961 yılında hocam oldu. Annemin söylediğine göre, eşi ünlü hukuk profesörü Yavuz Abadan babamın arkadaşıymış ama ben ne Yavuz Abadan’ı ne de Nermin Abadan’ı tanıyordum. Türkçeyi biraz bozuk ama çok vurgulu kullanan bu enerjik kadın, bir hoca olarak hemen dikkatimi çekmişti. Çok sağlam bir ders anlatma yöntemi vardı: Hem klasik kuramları, hem de modern gelişmeleri iç içe, bizim anlayacağımız bir basitlikle anlatırdı. Her ders o gün anlatacağı konuya başlamadan önce, son okuduğu uluslararası bir dergide çıkan makaledeki son bulgulardan söz eder, bizi en son gelişmelerle bilgilendirirdi. Daha sonra bu yeni bilgilerin klasik kuramdaki yerini anlatır, böylece bize hem klasik anlayışları, hem de bunların üzerine inşa edilen modern yaklaşımları aktarırdı. Bugün hâlâ geçerli olan “Kamuoyu liderleri” kavramını, “İki aşamalı haberleşme kuramını”, “İletişimde seçicilik” gibi önemli süreçleri ilk kez ondan duydum ve öğrendim. Klasik kuramları çok iyi özümlemiş, onların üzerine çağdaş yenilikleri sağlam bir biçimde yerleştirmişti. Pek çok kişi bugün anımsamaz bile: Türkiye’de bir gazetede yayımlanan ilk seçim araştırmasını o yapmış ve böylece ülkemizde bir çığır açmıştı. Yurtdışına giden işçiler üzerine yaptığı öncü araştırmalar bugün bile geçerlidir. Öğrencileri ile çok yakındı, onlarla adeta tek tek ilgilenirdi. Her yılın sonunda başarılı öğrencilerine, imzaladığı bir kitap armağan ederdi. Ben sınıfın en yüksek not alan öğrencilerinden biri değildim. Ama Nermin Hoca, en yüksek not alan öğrencilere kitap armağanlarını verdikten sonra, “Tartışmalara katılma açısından en parlak öğrencim Emre’ye” diyerek bana da bir kitap vermişti: Fernando Puma tarafından derlenmiş, The Falcon’s Wing Press tarafından yayımlanmış “7 Arts” adlı kitap 17 Mayıs 1961 tarihinde, “Kardeşim Emre Kongar’a, geniş dünya görüşünü biraz daha açsın diye, ikinci sınıf anısı olarak, iyi dileklerle” diye imzalayarak vermiş. Kitabın ilk makalesi Max Brod’un “Notes on Kafka” (Kafka Üzerine Notlar) adını taşıyan incelemesiydi. O sırada büyük bir heyecan duyduğum makalenin önemini, daha sonra Kafka üzerinde derinleştikçe daha iyi anladım ve tekrar tekrar okudum. İşte Nermin Hanım hem Türkiye’nin hem de öğrencilerinin önünde yeni ufuklar açan böyle bir hocaydı. Sedef Kabaş’ın nehir söyleşisi mutlaka okunmalı… Kitabın girişindeki şu satırlar Nermin Abadan’ın neden “Hayatını Seçen Kadın” diye anıldığını çok iyi anlatıyor: “Evsiz, barksız sahipsiz bir gençlik yaşadı. 14 yaşında Türkçe bilmeksizin, tek başına Türkiye’ye geldi. Dilini, milletini, yurdunu kendi seçti. Kendi yaşamını kendi çabasıyla kurdu. Almanca, İngilizce, Fransızca, Macarca dillerini konuştu ama sonradan öğrendiği Türkçe ile gazetecilik, avukatlık ve hocalık yaptı.” Yüzüncü yaşını da aynı sağlıklı zihni ve bedeni ile idrak etmek dileğiyle, Nermin Hoca’nın doksanıncı yaşını kutluyorum. stanbul Haber Servisi Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ndeki döküm reçine ve boya imalatı yapılan LMA kimya fabrikasında henüz bilinmeyen bir nedenden patlama meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Fatih Özgiray ile Mehmet Türkmen adlı işçiler yaşamını yitirdi. Ali Osman Demirhan ile ismi belirlenemeyen bir kişi de yaralandı. Olay nedeniyle kimya fabrikası kullanılamaz hale gelirken yangının sıçradığı yan binadaki kimya fabrikasında da maddi hasar meydana geldi. Kış gelmeden kombiniz gelsin. Eski kombi ya da şofbeninizi getirin, yeni Beko kombinizi montaj dahil 998 TL’den başlayan Şyatlarla alın. Üstelik yıllık bakım hizmeti* hediye! Ücretsiz montaj ve demontaj Yaktı, öldürdü şimdi serbest RECEP KAPUCU BK 20İ LCD www.beko.com.tr/onlinesatis Kampanya 1 Eylül – 31 Ekim 2011 tarihleri arasında geçerlidir. *Yıllık bakım hizmeti 1 Eylül – 31 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılan montajlar için geçerlidir. 1 yıl sonra bu hizmetten faydalanmak isteyen tüketicilerimizin EylülAralık 2012 tarihleri arasında 444 1 404 Beko Hizmet Merkezi’ni arayarak kayıt yaptırmaları gerekmektedir. Beko hizmet merkezi 444 1 404 ERZURUM Çalıştıkları yedek parça dükkânında, üzerine benzin dökülen arkadaşı Burak Kuzik’i (15) çakmak çakıp yanarak ölümüne neden olan M.S.D. (14) olaydan 83 gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay 5 Mayıs’ta Sanayi Sitesi’ndeki bir yedek parça dükkânının önünde meydana gelmiş Kuzik, 3 ameliyat geçirmesine karşın 21 Haziran’da yaşamını yitirmişti. Kuzik’in ölümü üzerine nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Erzurum E Tipi Cezaevi’ne gönderilen M.S.D., 13 Eylül günü üçüncü kez hâkim karşısına çıktı. Çocuk Mahkemesi’nde yapılan duruşmada M.S.D. ile avukatı Gökçe Nagehan Eren hazır bulundu. “Kazayla adam öldürmek” suçundan 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istenen M.S.D., “Pişmanım, bilerek olmadı” diye kendini savundu. Hâkim Alaattin Çambel, M.S.D’nin, ceza miktarı, sanığın yaşı, delillerin büyük ölçüde toplanması ve delillerin değiştirilme ihtimalinin ortadan kalkmış olmasını göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle