19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 AĞUSTOS2011 PERŞEMBE HABERLER HSYK yedek üyesi Kodalak asıl failleri sorgulamak için Ankara'ya gelmek isteyen Alman savcılara izin vermemiş FAİK CANDAN CİNAYETİ CUMHURİYET SAYFA 7 O savcıya bağlandılar AYKUT KUÇUKKAYA Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruştumıanın Türkiye ayağını yürüten ekibin başındaki isim olan Ankara Basın Savcısı Nadi Türkaslan'ın bağlı bulunduğu Basın Suçları Soruşturnıa Bürosu'nun HSYK yedek üyesi Harun Kodalak'a bağlanması adliye kulislerinde yankı yarattı. Bu yankının nedeni ise Kodalak'ın 2009 yılında Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı sekleye uğratan çok önemli bir icraatından geliyor. HSYK'ye yedek üye olarak seçilmeden önce Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı Memur Suçlan Soruşturma Bürosu'nda görevli olan Kodalak, Almanya'nın Türkiye'den talep ettiği adli yardım talebini değerlendiren iki savcıdan biriydi. Almanya'nın adli yardım talebinin değerlendirilmesi soruşturmayı yürüten savcılar yerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'mn yine sürpriz görevlendirmesiyle Kodalak ve Talimat Bürosu Savcısı Mehmet Taştan'a verildi. Kodalak, "Almanya'dan bazı yetkililerin Türkiye'de yapılacak hııkuki işlemlere dahil edilmesi, hazırlanan soru kataloğundan, zanlılara ve şahitlerc soru sormalarına îzin verilmesi talebi"ni uygun bulmayarak reddeden belgeyi imzalayan iki savcıdan biri oldu. Ankara'da "asıl failleri sorgulama talebi" reddedilen Almanya bu kez zanlılara sorulmasını istediği sorulan Kodalak'a iletti. Ancak Kanal 7 Yönetim Kurulu Harun Kodalak B a ş k a n ı Zekeriya Karamanın da aralarında bulunduğu ve Almanya'nın asıl failler suçlaması yönelttiği isimler Kodalak'ın yönelttiği sorulara karşı susma hakkını kullanarak yanıt vermemeyi tercih etti. Kodalak'ın sorularına yanıt vermediler Türkiye'deki soruşturmanın bu denli uzamasının en büyük nedeni Almanya1 nın Türkiye1 den istediği adli yardım talebinin 2009 yılmın ekim ayında Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı tarafından reddedilmesiydi. Alman ya'nın talebini reddeden isim şimdilerde hakkında HSYK incelemesi başlatılan Savcı Nadi Türkaslan değildi. Başsavcılık Almanya'nın adli yardım talebiyle ilgili Türkaslan'ın dışmda görevlendirme yapmıştı. Almanya'nm Türkiye'den istediği adli yardım talebi "20 Ekim 2009" tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı'nca hem de Deniz Feneri soruşturmasinı yürütmeyen iki savcı tarafından reddedildi. Adalet Bakanlıgı bu karan "23 Ekim 2009" tarihinde Alman makamlanna iletti. Aynı bakanlık sadece 3 gün sonra reddedilen ülkenin savcılanna bu kez Türk savcılann Frankfurt'ta belgeleri incelemek, zanlılan sorgulamak için gelmek istediklerini içeren ilk başvuru yazısını gönderdi. Bu kez Almanya Türkiye'nin bu talebini kabul etmedi. Alman savcılan Nadi Türkaslan'm reddetmediğinin ortaya çikması üzerine Almanya Türkaslan'm ikinci kez yaptığı başvuruyu kabul etti. Türk savcıların ısrarlı talepleri üzerine iki yıllık bir sürecin sonunda Türkaslan ve ekibi 2011 yılının başında Almanya'ya gitti. Soruşturma dosyalanna yıllar sonra ulaşan Türkaslan Almanya'dan döndükten 6 ay sonra da gözaltılar için düğmeye bastı. Alman savcılarınm sorgulamak istediği zanlılar Türkas , lan'm talimatıyla önce geçen ay gözaltma alındı; mahkeme kararıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. 'Bakan güvenin dedi v ama... ALICAN ULUDAG Dikkat çeken gerekçe! Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı, Almanya'nın Türkiye Meki zanlıları sorgulama talebinin Ankara'da Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan tarafından değil, görevlendirdiği başka savcılar tarafından reddedilmesini, "Başsavcılığımızda, mevcut soruşturma ile Almanya adli makamlarının göndermiş oldukları adli yardım istcminin farklı konıılarda olduğu görüldü" gibi gerçekçi bulunmayan bir gerekçeye dayandırması dikkat çekmişti. CHP1I TARHAN'DAN SAVCI DEGISIMINE TEPKI: Savc mııı ına nöbetçi geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri e.V. soruşturmasını yürüten başsavcı vekilinin değiştirilmesine/'Önccki başsavcı vckili bir hata mı yapmıştır da bu uygulamaya gerek görülınüştür? Adalet Bakanlığı'na yakınlığı nedeniyle bakanlık listesinden HSYK'yc seçildiğine kuşku bulunmayan bir savcının bu işin başına nöbctçi olarak konulması hangi gerekçeye dayandırılmaktadır? tktidarın korkulu rüyası, kara kutusu Deniz Feneri dosyası güvcniür ellere mi tcslim edilmiştir. Deniz Feneri, açılmamak ü/ere kapatilmakta mıdır?" diye tepki gösterdi. Tarhan, yaptığı yazili açıklamada, Deniz Feneri e.V. dava dosyasına ilişkin "Adalet Bakanf mn kontrolündeki HSYK eliyle şaibeli bir müfettiş raporu bahane edilerek soruştumıanın üzerinin örtüleceğine", 6 Agustos'ta işaret ettiğini söyledi. Başsavcı vekilinin değiştirilmesine ilişkin bugünkü haberlerin "bu öngörüsünü doğruladığım" belirten Tarhan, şunlan söyledi: "Soruşturma dosyası; yıllarca hiçbir mesafe alınamadığı dönem dosyanın savcısı olan, ardından bakanlık listesinden HSYK 1. yedek üyeliği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcı VekiHiği ile onurlandınlan, daha önce de MİT ve Emniyet'in Türkiye'deki tüm iletişim izlemelerine ilişkin kararlar nedenivle vapılan suç duyurularına verdiği ısrarlı takipsizlik karariarı ile dikkat çeken bir isme tcslim edümiştir. Savcıların üzerine müfettiş salınarak inceleme başlatılması başsavcı vekilinîn değiştirilmesinin gerekçesi olamayacağına göre, bu başsavcı vekilinin soruşturmaya özel yetkili bîr savcı havası verilerek refakat ettirilmcsinin ardında yatan neden nedir?.. Kirli paraların kaynağım, muhataplarını, yolsuzluk ve hırsızhkların karanlık dchlizlcrini anonim haldcn çıkarıp adını koyan basına yönelik baskıların da gözle görülür biçimdc arttığı bugünlerde Deniz Feneri, açılmamak üzere kapatılmakta mıdır? Bugün yaşadıklarımız 'aynı sudan içme' masalı ile halki aldatıp kcndilcrini zcnginlcştirenler için bir zafer olabilir ancak hukuk ve bağımsız yargı, adalet ve demokrasi adına skandal ve ağır bir utançtır." • I f l i l ^ 1 * ederek3O AğustosZafer Bayramı ve Ramazan BayramTnı kutladı. Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan açıklamada, "28'inci Genelkurmay Başkanı" Orgeneral Necdet Özel'in, söz konusu ziyaretini 22 Ağustosia gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada, Özel'in TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'ni ziyaret ederek tedavi gören gazilerin 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Ramazan Bayramı'nı kutladığı bildirildi. g U f r l l ^ l V CI37IİPKP ZIVâKGt • • TSK Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, bünyesinde tedavi gören gazileri ziyaret Teröre karşı politika yok CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Güler, hükümetin başansızlığının yükünü ordunun omuzlarma yüklediğini belirterek sorumluluğa davet etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, hükümetin terörle mücadele politikasınm olmadığını ve başansızlığının yükünü ordunun omuzlarma yüklediğini söyledi. Güler, yaklaşık 4 saat süren MYK toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve sonüarı yanıtladı. Terörle mücadele konusuna değinen Güler, "Hükümetin teröre karşı mücadelede politika yoksunluğu, Türkiye için büyük bir sorun olarak görülmektedir, 61. hükümetin programında, terörle mücadele konusunda tek bir cümlenin yer almaması, bu ağır durumun en açık göstergesidir" dedi. Hükümeti, bu sorumİuluğu üstlenmeye çağıran Güler, "Hükümet, sorumluluğunun gereklerini nasıl yerine getireceğini açıklamalıdır. Hükümet, bu sorumluluğunun gercğini yerine getirmeli, başansızlığının yükünü ordunun omu/larına bırakmaktan vazgeçerek terörle mücadele çalışmalarındaki sonuçları doğrudan kcndisi, hükümetin sorumlusu Milli Savunma Bakanı açıklamalıdır^ diye konuştu. iptai ettiğini bildirdiğini söyledi. Güler, hükümetin, Yetki Kanunu ile TBMM'nin yasama yetkisine adeta el koyduğunu vurgulayarak "Partizan kadrolaşmanın tarihte görülen en kapsamlı örneklerinden biriyle karşı karşıyayız" dedi. CHP olarak Yetki Kanunu'nun iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne davaaçtıklannı ammsatan Güler, "Anayasa Mahkemesi hâlâ sessizdir. Bu tutumu nedeniyle hükümetin bu yanlışlarını paylaşma konumuna düşmüştür. Bürokrasi darbesini engellemek için KHK'leri de Anayasa Mahkemesi'ne götürdük" dedi. Güler, Ankara 11 Başkanı Tarık ŞengüFün istifasının MYK'de gündeme geldiğini ancak il başkanlığına henüz atama yapılmadığını kaydetti. Hukuka uyan yargıç ve savcıya tehdit Başsavcı vekilinin değiştirilmesini eleştiren CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler de "Bu davanın savcısının görevden alınması, hükümetin yargı organlarını siyasallaştırma politikasınm yeni bir uygulamasıdır. Bu uygulama temel yargı ilkelerine uygun davranan yargıç ve savcıların, bundan böyle hükümetin görevden alma tehdidi altında bırakılacaklarının göstergesidir" ifadelerini kullandı. ANKARA 1994'te Ankara'da öldürülen DEP Ankara tl Başkanı Faik Candan'ın ailesinden 6 kişi ile avukat Kâzım Genç, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi. Kâzım Genç, ifadesinde Candan'ın kaçirılmasının ardından görüştükleri dönemin Içişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin, "Devlete güvenin" dediğini ancak daha sonra Candan'ın ölü bulunduğunu söyledi. Faik Candan'ın ailesinin avukatı Levent Kanat. geçen hafta soruşturma savcılanna dilekçe vererek soruşturmaya müşteki sıfatıyla katılmak ve bildiklerini anlatmak istediklerini bildirmişti. Soruşturmayı yürüten özel yetkili savcılar Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür de bu talebe olumlu yanıt verdi. Dün Ankara Adliyesi'ne gelen Faik Candan'ın babası Şıhbekir, annesi Ayşe, ablası Ruziye, kardeşleri Gönül, Güli/ar ve Mustafa Candan ayrı ayn iki savcıya ifade verdi. DönemİTi Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı olan ve Candan'ı ölü bulunduğu Bala yakınlannda ilk teşhis edenlerden olan avukat Kâzım Genç de savcıya tanık sıfatıyla bildiklerini anlattı. Edinilen bilgiye göre, Genç, Candan'ın cuma günü kaçırıldığmı, kendilerinin ise bundan pazartesi günü haberinin olduğunu anlattı. Bunun üzerine dönemin Ankara Emniyet Müdür Yardımcısını'nı aradığmı belirten Genç, "Benle konuşurken diğer vandan bölümlerden sorumiu emnivet müdür yardımcıları ile konuştu. Tiimü de, 'Candan bizim bürodayok1 dediler" dedi. Menteşe ile görüştüklerini ifade eden Genç, şöyle konuştu: "Kendisi bize fcbir şey olnıaz, merak etmesinler' dedi. O dönemde Elazığ'da Metin Can ve Hasan Kaya da infaz edilmişlerdi. Bu olayı Bakan'a anımsattık. Bakan Menteşe de,6Merak etmeyin, devlet bulur' demişti. Biz de 4Sayın Bakan biz bu filmi daha önce görnıüştük. Faik Candan1 ın sağ olarak bulunmasını istiyoruz' karşılığını vcrdik. Bakan ise bize kızarak, 4Biz buluruz, devlete güvenin, devletbüyüktür' dedi." O dönemde infazların çok yoğun olduğunu anlatan Genç, Ankara'da dört infaz ekibinin olduğunu, bunlardan en bilinenin Siirt Grubu olduğunu söyledi. Öte yandan faili meçhullerle ilgili 1994 yılında ilk soruşturma başlatıldığında dönemin bir yetkilisinin savcılara "Sizden Ankara'daki faillerin vakalanmasını isteven oldu rau?" dediği ve bunun üzerine soruşturmanın durduğu belirtildi, Susurluk hükümlüsü eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, ifadesinde avukat Faik 1 Candan ın öldürülmesiyle ilgili olarak, u Faik Candan, bürosundan alındıktan sonra Oğuz, ben ve Ercan Ersoy bizim kullandığımız arabayla gittik. Biz avukatın bulunduğu aracı takibcn peş peşe 4 vcya 5 araçla gittik. Gölbaşf ndan sonra biz araçla dcvam cttik. Konya yolunda sol tarafta açık arazidc Ahmet Sakarya'nın öldürdüğünü kendi beyanıyla duydum" bilgisini veımişti. Güncelleme kararı yok' Güler, Kürt rapomnun güncellendiği yönünde bazı açıklamalar yapıldığının hatırlatılması üzerine bu konuda bir karar alınmadığını belirtti. BDP ile bayramlaşma yapılıp yapılmayacağımn sorulması üzerine Güler, BDP'nin bayram programını AKARYAKITISTASYONU RUHSATI AKP'li başkanlar birbirine girdi RECEP KAPUCU Gümrük ve Ticaret Bakanlıgı, düz memur alımlarında KPSS'nin yanı sıra 'sözlü sınav' koşulu da getirdi Giimrük'te 'şüpheli' uygulama MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Gümrük ve Ticaret Bakanlıgı, kanun hüknıünde kararname (KHK) değişikliği ile memur alımlarında KPSS'nin yanı sıra "sözlü sınav" koşulu da getirdi. Yeni düzenleme ile KPSS'den 70 ve daha üzeri puan alan memur adaylan, bakanlıkta aynca "sözlü sınava" da tabi tutulacak. Uygulama "merkezi yerleştirmeyi by pass" olarak değerlendiriliyor. Haziran ayında yayımlanan 640 sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK'de değişiklik yapıldı. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan 649 sayılı Avrupa Birliği Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK'de, önceki düzenlemede yer alan bazı maddeler değiştirüdi. Yeni KHK ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na personel ahmında da değişikJik yapıldı. "Personel alım usulü" başlıklı yeni madde şöyle: "Bakanlıkça, 657 sayilı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinin 'Ortak Hükümler' bölümünün (A) fık rasının (11) numaralı bendinde yer alan bakanlık kadroları dışındaki kadrolara ve sözleşmeli personel pozisyonlarına ilk defa atanacaklar; ilgili mevzuat uyarınca yapılan merkezi sınavdan yetmiş ve üzeri puan alanlar arasından, sınav komîsyonlarınca yapılacak sözlü sınav sonııcuna göre belirlenir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.'* Bu madde ile birlikte bakanlığa üst grup unvanlar dışındaki memur ile sözleşmeli personel ahmında KPSS'den 70 ve daha üzeri puan almanın yanı sıra "sözlü sınav" koşulu da getirilmiş oldu. Yeni düzenleme ile muayene, muhafaza memuru, kimyager, veznedar, satış memuru, güvenlik memuru, şoför gibi kadrolara alımlarda bakanlık tarafından "sözlü sınav" da yapılacak. Eskiden bakanlığa düz memur ahmında "sözlü sınav" yapılmıyordu. KPSS'ye giren adaylar puanlanna göre kadrolara yerleştiriliyordu. Yeni uygulama ile KPSS "başvuru koşulu" haline getirilirken, alınacak memurlar da "merkezi yerleştirme" ile değil "bakanlığın tercihlerine" göre belirlenmiş olacak. ERZURUM Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Ahmet Küçükler ile AKP'li Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, Palandöken'de Kayakyolu kavşağında yaptınlan akar>7akıt istasyonuna Büyükşehir Belediyesi'nin ruhsat vernıesi nedeniyle mahkemelik oldu. Olay basına yansıyınca AKP tl Başkanı Murat Kılıç, duruma el koydu. AKP'li Erzurum Büyükşehir Belediyesi Palandöken ilçesinde Kayal<yolu Kavşağrnda yaptınlan akaryakıt istasyonuna ruhsat verdi. Bunun üzerine Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, uİlçe sınırlarında ruhsat yetkisi bize aittir" diyerek yargıya başvurdu ve akaryakıt istasyonu ruhsatının iptalini istedi. Küçükler ve Bulutlar arasında yaşanan tartışma kamuoyuna yansıyınca konuya AKP îl Başkanı Murat Kılıç el attı. Belediye başkanlarıyla bir toplantı yapan Kılıç, başkanları aralarında yaşanan anlaşmazlıklar konusunda uyardı. Kılıç. Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlan arasında olabilecek tartışmalara izin vermeveceklerini belirtti. m o C M B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle