26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 AĞUSTOS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Bu toplantıda olmasa da sonraki aylarda faiz indirimine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor Denge değişti, politika şaştı Dünya ekonomisi durgunluk, borç sorunu ve işsizlik üçgeninde tehlikeli sinyaller verirken ABD ve Avrupa merkez bankalarının 2013’e kadar faizi düşük tutacağını açıklaması gelişmekte olan ülkelere sıcak para riskini arttırıyor. Bu nedenle TCMB’nin faiz indirimi ihtimali de artıyor. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yarın yapacağı faiz toplantısından çıkacak sonuçlar konusunda piyasada beklentiler farklılık gösterirken küresel piyasalarda son günlerde görülen sert bozulma azınlıkta kalan görüş olan politika faiz indirimi beklentilerini arttırdı. Reuters’in analizine göre, küresel piyasalarda global resesyon endişeleriyle ABD Merkez Bankası Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizleri uzun süre düşük seviyelerde tutmak zorunda kalacağı ve bol likidite sağlamaya devam edeceği beklentisi ile Avrupa’nın borç krizi ile başa çıkmak için önlem almakta geciktiği endişeleri, TCMB’nin yeni bir faiz indirimini destekleyen unsurlar olarak görülüyor. ‘Sınırı’ Belirsizse! Toplumumuzda son zamanlarda yoğunluğu arttıkça artan bir tartışma yaşanıyor. Tartışma kimi İslamcı yazarların yaşam tarzı konusunda yazdıkları üzerinedir. İslamcı yazar, yorumcu ve bilim insanları; İslam yaşam tarzını benimsemeyenlerle benimseyenlerin, örneğin, içki içenlerle içmeyenlerin, nasıl ve hangi koşullarda bir arada yaşayabileceğini açıklıyor. Örnek olarak, eşcinseller ve nikâhsız birlikte yaşayanlar da sayılıyormuş! İslam yaşam tarzını benimsemeyenlere hoşgörü ile bakılamayacağını, onlara yalnızca tahammül edilebileceğini, yani katlanılabileceğini vurgulayan İslamcılar, toplumsal alanda İslam yaşam tarzının geçerli kılınması görevini de devletin yerine getirmesi gerektiğinin altını çiziyorlar. Tartışmalar iki doğrultuda ilerliyor. Önce, İslam yaşam tarzını benimsemeyen kimi yazar ve yorumcular, İslamcı düşünürleri, akılları sıra, sorgulamaya çalışıyor. Kimse alınmasın, burada akılları sıra denilmesinin nedeni çok açık: İslam yaşam tarzının sınırları ya da nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir. Çerçevesi belli olmayan bir konuda yorum yapmanın ya da tartışmaya girmenin anlamsızlığı da ortadadır. Bu toplum, İslamı, kendi dilinde, yani Türkçe, öğrenme ve uygulama olanağına sahip değildir. Kendi dilinde ibadeti yasaklanmış olan bir toplumda; üstelik İslamın yaşam tarzıyla ilgili kuralları, ilkeleri ve uygulamaları tam anlamıyla yerleşmemişken bu konuda bütün Müslümanlığın benimsediği ortak bir nokta bulunmazken, yaşam tarzı dayatmasını, kim, hangi hakla yapabilir? Kaldı ki, konunun Arapça bilen uzmanları arasında bile yaşam tarzı konusunda bir görüş birliği olduğu söylenemez. Özellikle de, dünyadaki yaklaşık bir buçuk milyar Müslümanın İslam yaşam tarzını aynı şekilde uyguladığı öne sürülemez. Hele yaşam tarzının yalnızca coğrafi dağılımına değil, tarihsel gelişimine de bakılırsa, burada bir mutlaklık değil, görelilik ya da değişkenlik olduğu kolayca görülür. Cinsellik, eşcinsellik, nikâh ve genellikle içki, özellikle de şarap konularının tarihi ve coğrafyası üzerine İslamcı yazarların söyleyecekleri çok şey olmalıdır ki bunları kendilerine bırakalım. Ancak, 18. yüzyıl Osmanlı saray şairi Nedim’in, Meyhane mukassi görünür taşradan amma, Bir başka ferah, başka letafet var içinde! dizelerinin güzelliğini, içki içsin veya içmesin, kim silebilir? Sonra, İslamcı yazarlar, İslam yaşam tarzına uymayanları yola getirme görevini devletin üstlenmesi gerektiğini belirtiyor. Oysa devlet, laik olması gerektiğini unutarak bu görevini on yıllardır yapıyor! Devletin atadığı binlerce din görevlisinin çalıştığı camiler bu iş için değil mi? Ya okullarda okutulan ve İslamın üstelik yalnızca bir mezhebini esas alan zorunlu din dersi; binlerce imam hatip okulu ve onlarca ilahiyat fakültesi eliyle devlet İslam yaşam tarzını, her gün daha da fazlasıyla benimsetmeye çalışmıyor mu? Devletin yaşam tarzına daha fazla karışmasını istemek İslam öğretisinin bir gereği midir? Hem neden İslam devletsiz olamıyor? Bu son sorunun yanıtı acaba yalnızca yaşam tarzında mı gizlidir? Toplum, uçsuz bucaksız bir okyanusa atılmışçasına, anlamını bilmediği bir sözcükler dünyasında, sınırları çizilmemiş bir boşlukta sallanarak yaşam tarzı konuşuyor. Ne yoksulluk, ne işsizlik, ne her gün yok edilen doğal ve tarihsel çevre gündeme geliyor; ne de temel insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması ve çocuk işçiliği anımsanıyor. Daha da acısı, hızla artan kadına yönelik cinayetler ve on yıllardır süren kirli iç savaşta yaşamını yitiren gencecik insanların kutsal yaşam hakkı unutuluyor! Yaşam hakkının unutulduğu yerde yalnız ve ancak yaşam tarzı tartışılıyor; yakışır! Küresel ekonomi alarm veriyor D ki senaryoda da indirim var Merkez Bankası’nın, 4 Ağustos’ta gerçekleştirdiği ara PPK toplantısından çıkan kararlarda, “Küresel endişelere çözümlerin geç alınması ya da tatminkâr olmayan bir çözümle yola devam edilmesi halinde piyasalardaki hızlı satış eğilimi devam edeceği ve bunun da faiz indiriminde ölçülü bir indirime yol açacağı” ifade edilmişti. TCMB ayrıca küresel sorunlara çözümün erken bulunması halinde de TL’deki aşırı değerlenme baskısını hafifletmek açısından bir miktar indirimin faydalı olabileceğini belirtmişti. Ara PPK toplantısında politika faizlerinde 50 baz puan indirime giden ve gecelik borçlanma faizini yüzde 5’e yükselten TCMB, bu kararlarının arkasında küresel piyasalardaki olumsuz gelişmelerin yer aldığını açıklamıştı. Piyasalarda 4 Ağustos’tan sonra ağır kayıplar yaşanması gözleri yeniden TCMB’ye çevirdi. TCMB’nin yarınki toplantısında alacağı kararlara ilişkin olası senaryolar şöyle: Bekleyip görelim: TCMB’nin aldığı önlemlerin etkilerini görmek için politika faizini sabit tutarak “beklegör” safhasına geçmesi şu an itibarıyla en ağırlıklı beklenti. Senaryoya göre, TCMB’nin 4 Ağustos’taki ara PPK toplantısında faizi indirerek küresel piyasalardaki bozulmayı önceden görüp önlem alması, bu ay politikasında bir değişiklik yapmama esnekliği sağlıyor. Buna göre, küresel gelişmelerin sonuçları izlenebilir ve özellikle Avrupa’da hükümetlerin atacakları somut adımlar beklenebilir. ünyanın en büyük ekonomilerinde özellikle ağustos ayında gelen veriler resesyona çok yaklaştığını işaret ediyor. Avro bölgesinde işsizlik ve borç sorunu dağ gibi büyürken alınan kemer sıkma tedbirleri durgunluk riskini arttırıyor. Yatırım kuruluşları art arda tehlikeye karşı uyarıyor. Son olarak da ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs ABD ekonomisinin daha da ivme kaybettiğini belirterek ülke için büyüme tahminini yılın ikinci çeyreği için yüzde 11.5 arasında düşürdü. Goldman’ın araştırma notunda ABD için büyüme tahmini üçüncü çeyrekte yüzde 1.0 ve dördüncü çeyrekte yüzde 1.5 olarak belirlendi. Firma ağustosta tahminleri üçüncü kez düşürüyor. Politika faizinde indirim gündemde CMB’nin kısa süre önce açıkladığı her iki küresel senaryoda da faiz indirimi öngördüğünü açıklaması sonrası TCMB’nin bu toplantıda olmasa bile önümüzdeki dönemde politika faizini indirmesine neredeyse kesin gözüyle bakılmaya başlandı. Reuters anketine katılan analistlerin üçte biri bu toplantıda faiz indirimi öngörürken indirim beklemeyenler bu senaryonun önündeki en önemli engelin ise TL’de devam eden değer T kaybı olduğunu vurguluyor. Öte yandan bazı analistler ise TCMB’nin elinde faiz indirmesine karşın TL’deki değer kaybını azaltacak enstrümanların da bulunduğuna dikkat çekiyor. TCMB faizi indirmek isterse, bunun kur üzerinde yaratacağı baskıyı faiz indirimiyle eşzamanlı olarak döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarını düşürmek döviz satım ihalelerinde miktarı artırmak ya da döviz depo faiz oranlarını düşürmek gibi diğer enstrümanları devreye sokarak dengeleyebilir. Döviz karşılıklarında operasyon: Reuters anketinde en yaygın beklenti TCMB’nin bu ay döviz cinsi zorunlu karşılıklarda yeniden bir indirime gitmesi. TCMB’nin TL’nin sepet bazında mevcut seviyesinden rahatsızlığını net olarak ifade etmesi bu beklentiyi de arttırıyor. TL cinsi karşılıklarda indirim: TCMB’nin bu yönde bir adım atması “küresel ekonomiye ilişkin endişesinin oldukça yüksek olduğu” ve “küresel sorunlara çözümlerin erken bulunduğu” senaryolarını en azından şimdilik ortadan kaldırması anlamına gelir. Reuters anketinde bu beklenti ön planda yer almıyor. H A FTA N I N Ç İ ZELG ES İ BORSA YÜZDE 1.7 YÜKSELD Küresel piyasalardaki gelişmelere paralel İMKB’de de inişçıkışlar yaşandı. Hafta ortasında 54 bin 218 puana çıkan borsa, cuma sabah saatlerinde 49 bin 930 puana kadar indi. Daha sonra kayıplarının bir kısmını geri alan endeks, geçen haftayı yüzde 1.67 yükselişle 53 bin 061 seviyesinden artıda kapadı. Hazırlayan: PEL N ÜNKER DOLAR N ŞL ÇIKIŞLI Geçen haftaya 1.7860 TL’den başlayan dolar, dış piyasalardaki gerginliğin artması ve PPK’den faiz indirimi kararı çıkacağına yönelik kaygılarla 1.7956 TL’ye kadar yükseldi. Merkez Bankası döviz ihalelerini 140 milyon dolara çıkarmasına rağmen, dolar haftayı 1.7850 TL’den tamamladı. Altın ise yine rekor üstüne rekor kırdı. Değerli metal 1863.30 dolarla yeni zirvesini yaptı. İçeride 24 ayar külçe altının gramı yüzde 5.94 yükselişle 106.20 liraya, cumhuriyet altını da yüzde 5.74 yükselişle 719 liraya çıktı. Faiz indirimi beklentileri nedeniyle gösterge faizdeki düşüş sürüyor. Önceki haftayı 8.11 seviyelerinden kapatan faiz geçen hafta 7.77’ye kadar indi. Faiz yüzde 7.82’den kapandı. Japonya`dan gelen olumlu verilerle yükselen petrol fiyatları, durgunluk endişeleriyle geriledi. ABD ham petrolü 82.74, Brent petrol 109.46 dolar düzeyine indi. Faiz 7.77’ye indi Petrol düştü Avro 1.44`e çıktı Haftaya 1.43`ün altında başlayan Avro/dolar, ECB`nin 22 milyar Avro`luk tahvil alımıyla 1.44`ün üzerine çıktı. Parite 1.4395`ten kapandı. KISA... KISA... NE OLDU? Geçen hafta piyasalar küresel resesyon ve Avrupa bankacılık krizi endişeleriyle sarsıldı. MerkelSarkozy zirvesinden tatmin edici bir karar çıkmadı. İki liderin borç krizinin çözümünde ortak tahvil ihracını dışlayarak sorunu eylüle kadar geçiştirmeye çalışması ve finansal işlemlere vergi getirme önerisi piyasalarda tedirginliğe neden oldu. Fransa’da ekonominin durmasından sonra Almanya’da da büyümenin binde 1 çıkması durgunluk korkularını tırmandırırken, perşembe açıklanan Morgan Stanley raporu piyasaları adeta çarptı. Dünyanın resesyona çok yaklaştığı uyarısında bulunan rapor sonrasında piyasalarda ikinci bir çöküş dalgası yaşandı. Almanya borsası yüzde 7’ye ulaşan kayıplarla tarihinin en büyük düşüşlerinden birini yaşadı. ABD verilerinin de resesyona işaret etmesi tansiyonu iyice yükseltti. Ülkede haftalık işsizlik maaş başvuruları 408 binle tahminlerin üstünde çıkarken, üretim faaliyetlerini gösteren Philadelphia Fed endeksi de 30.7 ile beklentilerin çok altında geldi. Öte yandan Fed, Avrupa bankalarının ABD birimlerini yakın incelemeye aldığını açıkladı. Fed, Avro Bölgesi’ndeki borç krizinden dola Resesyon endişeleri yı riski yükselen Avrupa bankalarının bunu ABD bankalarına bulaştırmasından korkuyor. ECBı’nin çarşamba verileri ise bankanın isimsiz bir kuruma 500 milyon dolar borç verdiğini gösterdi. Bir bankanın Lehman Brothers gibi batacağı söylentileri yükseldi. Bankacılık krizi endişeleriyle banka hisseleri eridi. İngiltere’de açığa satışın yasaklanmaması nedeniyle İngiliz bankaları hisseleri en fazla düşenler arasında yer aldı. Cuma akşama doğru AB’den ortak tahvil ihracı haberleri ve Fed’in acil toplanacağı beklentileriyle Avrupa ve iç piyasalar az da olsa toparlandı. Ancak ABD’de pozitif açılan borsalarda yükseliş çok kısa sürdü. NE OLACAK? Küresel ekonominin yeni bir resesyonla karşı karşıya olduğuna ilişkin kaygılar bu hafta da gündemi meşgul etmeyi sürdürecek. Almanya`da salı imalat ve hizmetler endeksi ile yeni konut satışları belli olacak. Veriler, geçen hafta neredeyse durduğu açıklanan Avrupa`nın motor ekonomisinin geleceği için önemli. Avro bölgesinde de yeni sanayi siparişleri açıklanacak. ABD`de son gelen veriler sonrası Fed`in para politikasını gevşetip gevşetmeyeceği de merak konusu. Fed`in faizleri 2 yıl düşük tutacağı açıklamasının yaraya merhem olmaması ve ABD borsalarının son dört haftada Mart 2009`dan beri görülen en büyük düşüşleri kaydetmesi önlem alma ihtimalini arttırıyor. Fed içinde üç üye düşük faiz politikasına karşı çıkıyor. Ülkede çarşamba dayanıklı mal siparişleri, perşembe işsizlik maaş başvuruları duyurulacak. GYSH büyümesi ve Michigan endeksi cuma belli olacak. Öte yandan, Fransız Maliye Bakan Francois Baroin ile Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble Avro bölgesinin yönetimi ve finansal işlemler için öngörülen vergi konusunu ele almak üzere yarın bir araya gelecek. Avrupa bankalarıyla ilgili gelişmeler de izlenmeye devam edecek. Avro bölgesindeki borç sorununa kesin çözümler bulunamaması bölgedeki bankaların riskini arttırıyor. ECB`nin hangi bankaya borç ver Avrupa izlenecek diğine dair spekülasyonlar sürebilir. Bunun yanı sıra, AB`nin parasal işlerden sorumlu komiseri Olli Rehn`in, ortak tahvilin uygulanabilirliği ile ilgili bir raporla birlikte, bu tahviller için bir taslak hazırlanabileceğini duyurması sonrasında gözler bu konu hakkında yapılacak yeni açıklamalarda olacak. Alman hükümeti, ortak tahvil satışlarına karşı çıkıyor. PPK toplanacak İçeride en önemli gündem TCMB`nin yarın yapacağı PPK toplantısı olarak görünüyor. Küresel piyasalarda son günlerde görülen sert bozulma, önümüzdeki dönemde politika faizinde indirim beklentilerini arttırdı. Ancak TL’nin değer kaybı yeni faiz indirimini zorlaştırabilecek bir neden olarak devam ediyor. Öte yandan, TCMB`nin ağustostaki ara PPK toplantısında küresel piyasalardaki bozulmayı önceden görüp önlem alması, bu ay faizleri sabit tutup beklegör politikası izleme ihtimalini arttırıyor. Ayrıca döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarına da indirim gelebilir. Öte yandan bugün TCMB`nin TÜFE beklenti anketi ve merkezi yönetim borç stoku açıklanacak. Perşembe kapasite kullanım oranı ve reel kesim güveni, cuma ise dış ticaret dengesi ve girişçıkış yapanlar duyurulacak. Martı bu hafta temettü dağıtacak Martı Grubu hisse senedi piyasasındaki son haftalardaki aşırı dalgalanmalar nedeniyle İMKB’de işlem gören Martı Otel İşletmeleri AŞ ve Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. hisselerini yüzde 5 oranında geri alım kararı aldı. Açıklamada piyasada ilke imza atarak geri alım işlemlerini başlatan Martı Grubu şu ana kadar “Martı”da 450 bin lot ve “Mrgyo”da 200 bin lot hisse geri alımı gerçekleştirdi. Geri alımların devam edeceği belirtildi. Diğer yandan, 2010’da yasal kayıtlara göre 12 milyon TL kar elde ettiğini açıklayan Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı bu karın 5.5 milyon TL’lik bölümünün bu hafta temettü olarak dağıtılacağını açıkladı. Aygaz ve Türk Telekom’dan işbirliği Aygaz, Türk Telekom ile hayata geçirdiği ve 11 Eylül’e kadar sürecek olan kampanya kapsamında, 12 kg. ev tüpü alan Türk Telekom müşterilerine 5 TL, 10 TL ve 50 TL değerinde sürpriz hediyeler sunuyor. Müşteriler ayrıca, kampanya süresince ev telefonlarından Aygaz bayilerini ücretsiz arayabiliyor. Kampanyadan yararlanmak için Türk Telekom ev telefonu abonesi olmak gerekiyor. Tüketici herhangi bir cep telefonu üzerinden AYGAZ kelimesini yazıp bir boşluk bırakıp ev telefon numarasını alan kodu ile birlikte başında sıfır olmadan bitişik yazarak 6616’ya kısa mesajla başvurabiliyor. Spor hisseleri fırladı İç piyasalar da küresel endişelere paralel bir hafta geçirdi. Ancak bu sefer kayıplar dışarıya göre sınırlı oldu. Haftanın öne çıkan bir diğer gelişmesi ise İMKB düşerken fırlayan spor hisseleriydi. TFF’nin pazartesi akşamı kararını açıklamasından önce spor hisseleri üç günde yüzde 48’e ulaşan artışlar yaşadı. SPK, spor kulübü hisselerinde TFF kararının açıklanması öncesinde gözlenen yükselişleri incelemeye aldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle