28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Morgan Stanley’nin tüm ekonomilerin daha da daralacağı yolundaki raporu dünya piyasalarını alt üst etti Resesyona ramak kaldı YAVAŞLAMA TÜRK YE’Y DE ETK LEYECEK Rapor’da Türkiye’nin özellikle Avrupa’daki yavaşlamadan kötü etkileneceği vurgulandı. Rapor’da “Türkiye: Ekonominin fazla soğutulması sıradaki kaygı kaynağı mı?” başlıklı bölümde şu ifadeler yer aldı: Uzun süredir Türkiye’de ekonominin, para politikasının duruşu, iç tüketimdeki devinim kaybı, güçlü bir dış talebin bulunmaması ve para biriminin değer kaybı kaynaklı bir yavaşlama sürecinde olduğunu ileri sürüyorduk. Geçen aylarda da, tüketici ve kurumsal cephedeki beklentilerin bozulmasının büyümeyi özel tüketim ve yatırım harcamaları kalemleri vasıtasıyla sınırlayacağı ortaya çıkmıştı. 2010’daki etkileyici büyümenin ardından 2011’in ilk çeyreğinde, çeyrek bazlı büyüme yüzde 1.4’e düştü. kinci çeyrekte yüzde 1 daralmanın ardından 3 ve 4. çeyreklerde marjinal iyileşme bekliyoruz. yi haber; 2011 yılı tamamında büyüme tahminimizi yüzde 5.9’e yükselttik. Kötü haber; Avrupa’da beklenen büyüme zafiyetinin Türkiye’nin ihracatının üstünde doğrudan etkisi olmasının yanı sıra, iç tüketimde devam eden devinim kaybı sonucunda 2012 büyüme tahminimizi yüzde 3.5’a çekiyoruz. Büyümedeki yavaşlama, enerjidışıithalattaki artışın düşük kalmasında etkili olurken, petrol fiyatlarındaki düşüş varsayımının da 2012 cari açığını azaltması bekleniyor. Cari açığın GSMH’ye oranında 2011 yılı tahminimizi yüzde 8.7’den 9.4’e çıkarırken, 2012’de bu oranın yüzde 7 olacağını düşünüyoruz. Ekonomik görünüm için en önemli riskin cari açık olduğu düşünüldüğünde, cari açıktaki bu düşüşün piyasa katılımcıları için bir rahatlama sağlayacağını umuyoruz. Tehlikenin eşiğine gelindi: Ünlü Amerikan bankasına göre küresel ekonomi, güven zafiyeti ve kötü politikalar yüzünden ‘tehlike oluşturacak kadar resesyona yaklaştı’. Bu durgunluk her yeri saracak: Raporda, Silahlar Sussun, nadına Barış… Milliyet’te Fikret Bila, 16 Ağustos tarihli yazısında Kürt sorunu ile varılan yeri şöyle tarif ediyordu: “Başbakan, bu açıklamalarıyla durduğu yeri gösterdi. Hükümetin yürüttüğü açılım politikasının; PKKBDPDTK çizginin beklediği gibi Güneydoğu’ya özerklik tanımak, bunu bir statü olarak anayasaya taşımak, Kürtlere kolektif haklar sağlamak gibi bir süreç olmadığını tekrar duyurmuş oldu.” Bila’ya göre, bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, kültürlerin yaşanması ve yaşatılması ile üniter yapıyla bağdaşmayacak biçimde özerklik statüsü tanınmasının birbirinden çok farklı yaklaşımlar olduğu hep göz ardı ediliyor. Yine Bila’ya göre, özerklik ilanı, bunun Ankara tarafından kabul edilerek anayasaya taşınması, ayrı bir devlet örgütlenmesinin bugünkü konjonktürdeki ifadesinden başka bir şey değil… Özerlik ve federasyon talepleri birlikte yaşama değil aksine ayrışmayı kurumlaştırmak talepleridir… (16 Ağustos 2010, Milliyet) Fikret Bila’nın bu algısına Kürt siyasetini temsil edenler ne der? Gerçekten istedikleri, üniter devletin dışında bir yapılanma mıdır? Gerçekten istedikleri sadece “Kürt illeri”ne “özerklik” midir? Bunları sorduğumuzda verdikleri yanıt: “Yanlış anlaşılıyoruz. Kendimizi ifade edemiyoruz” gibi sözler. Silvan felaketinin yaşandığı gün Diyarbakır’da “Demokratik Özerklik ilanı”nı okuyan Aysel Tuğluk, bu kıymeti kendinden menkul, “tek taraflı ilan”ın nerelere çekildiğinin, bırakın yandaş medyayı, ortada duran medyadaki Fikret Bila’da bile nasıl bir algı oluşturduğunun farkında mı? Öyle ya da böyle; vardığımız yer barışın değil savaş dilinin yüksek sesle konuşulduğu bir yer ve yine her gün birçok genç yaşamının baharında yok olup gidiyor, yine düşmanlıklar besleniyor. Yapılan hazırlıklardan da anlaşılmaktadır ki, yine kan gövdeyi götürecektir. Dileriz, tırmanan kayıpların acısı kalplere gömülür, son anda bayram öncesi aklıselim galip gelir de yine barışın dili hâkim olur. Kürt siyasetinin, bağımsız devlet, federe devlet gibi gizli bir ajandası yoksa ki bunlar çok konuşuldu, hiçbirinin Türkiye’nin bugünkü demografik, sosyolojik, ekonomik, siyasi yapısına uymadığına yeterince ikna olunduderdini anlatması için yeni bir iletişim stratejisine ihtiyacı var. 3 Haziran tarihli “Özerklik İspanya’yı Böldü mü?” başlıklı yazımda, “Üniter devlet yapısını koruyarak, ülkeyi, özerk bölgeler biçiminde bir idari reforma tabi tutmanın kaçınılmaz sonucunun, bölünme, parçalanma olması gerekmiyor. Böyle bir önyargısı olanlara, ‘Neden İspanya bölünmedi’ diye soruyorum” diye yazdım, kimseden bir itiraz gelmediği gibi, aynı doğrultuda çalışmalarımı teşvik eden iletiler aldım. Ve yine 10 Haziran tarihli, “20 Bölgeli Özerk Üniter Türkiye” başlıklı yazımda, Türkiye’nin aşırı merkeziyetçi yapısının yarattığı anti demokratiklik, kamu kaynaklarının iller, bölgeler arasında eşitsiz dağılımı, izlenen büyüme paradigmasının bölgesel uçurumu derinleştirdiği gibi gerçekler de göz önünde tutulduğunda, bir yönetsel reformun kaçınılmaz olduğuna değindim. Aynı yazıda, Kürt sorununa çözümü de içerecek bir reformun, Türkiye’de 20 özerk bölgeli bir yapıyla nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişkin bir öneriye de yer verdim. Yine çok olumlu, çok teşvik edici iletiler aldım. Tekrarlıyorum, İspanya, 35 yıldır özerk bölgelere ayrılmayı öngören ve bunu gerçekleştiren 1978 Anayasası ile yönetiliyor. Onlarda da Bask, Katalan ve Galiçya etnik sorunları var. Zaten, ülkeyi 17 özerk bölge ve 2 özerk kent yönetimi ile yönetme modeli de, bir ölçüde bu sorunu aşmaya dönük olarak gündeme getirildi. Özerk bölge formülü İspanya’yı dağıtmadı. Tersine, etnik taleplere belli çözümler üreterek gerilimi önemli ölçüde yatıştırdı. Bu iç barış, İspanya’nın AB üyeliğini kolaylaştırdı ve üyelik ile birlikte İspanya’yı, AB’nin 5’inci büyük ekonomisi ve Türkiye’nin 3 katı zengin bir ülke durumuna getirdi. 35 yıldır özerk bölgeleri ile ayakta duran İspanya, elbette Türkiye ile birebir örtüşmüyor. Ama biz de taklit etmek zorunda değiliz. Sadece esinlenmeye, bilgiye, deneyimlerden yararlanmaya ihtiyacımız var. Akan kana, kanla karşılık vermenin bizi hiçbir yere götürmediğini ve götürmeyeceğini yıllar ve yıllarca yeterince görmedik mi? AKP rejiminin kendinden menkul gücü, kuvveti, denenmişi denemekle nereye varacak? Yeni ölümlere, yeni düşmanlıklardan başka neye? Aklı hâkim kılalım. Sorunu çözenlerden ders alalım. Barışı hâkim kılıp sükunetle tartışalım. Yapabiliriz, yapmak zorundayız. “Ömrünü sosyalizm mücadelesine adamış, zindanlardan, sürgünlerden yılmamış bir çınarı, Mihri Belli’yi dün toprağa verdik. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.” Türkiye dahil dünya ekonomisi, ticaret bölgeleri ve gelişen ekonomiler için yapılmış bütün büyüme tahminleri geriye çekildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Amerikan bankası Morgan Stanley, küresel ekonominin “tehlike oluşturacak kadar resesyona yaklaştığını” değerlendirerek, Türkiye dahil 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin tüm büyüme tahminlerini aşağı çekti. ABD ve Avrupa’da hatalı para politikaları, zayıflayan güven ve mali politikalarda sıkılaşma beklentisi nedeniyle ekonomilerin daralacağını ileri süren kuruluş, bu yıl için dünyanın toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na (GSYİH) ilişkin büyüme oranının yüzde 4.2 yerine 3.9, 2012 yılı için de yüzde 4.5 yerine 3.8 olarak gerçekleşeceğini ileri sürdü. Morgan Stanley’nin dünkü “Büyüme Yavaşlayacak, Faizler Düşecek” raporu, tüm piyasalarda yeni bir olumsuzluk dalgası oluşturdu. Daha önce gelişmiş ekonomilerde toparlanmanın inişli çıkışlı, potansiyelin altında ve kırılgan olacağı tahmininde bulunan Morgan Stanley’nin yeni öngörülerine göre, bu tablo daha da ağırlaşacak ve gelişmekte olan piyasaları da etkileyecek. 2011 ve 2012’de gelişmiş ekonomilerde ortalama büyüme yüzde 1.5’i geçmeyecek. Avro bölgesinde büyüme 2012’de yüzde 0.5’e kadar düşecek, Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’ya yönelik 2011 için toplam büyüme önceki tahmin olan yüzde 4.9 yerine 4.7’ye, 2012 için ise yüzde 4.7 yerine yüzde 4.3’e inecek. G10 ülkelerinde ise gelişme oranı bu yıl yüzde yüzde 1.9 yerine 1.5’u, önümüzdeki yıl yüzde 2.4’ü aşamayacak. Morgan Stanley, Çin’in büyüme tahminlerini de yüzde 9’dan yüzde 8.7’ye indirmişti. Yine kâbus yaşandı Ekonomi Servisi Küresel büyümeye ilişkin endişeler piyasalarda sert düşüşlere neden olurken, ABD verilerinin de resesyona işaret etmesi tansiyonu iyice yükseltti. Morgan Stanley’nin raporu sonrası Çin borsası yüzde 1.61 düştü. Avrupa borsalarındaki temel eğilimi gösteren FTSEurofirst 300 yüzde 5.4, gelişmekte olan ülke borsalarını gösteren MSCI EM de yüzde 3.23’e varan kayıplar yaşadı. Dışarıdaki bozulmayla birlikte MKB’de düşüş yüzde 5’i geçti. Banka hisselerinde kayıplar yüzde 6’yı aştı. Dolar 1.80 TL’ye dayandı. ABD’de tahminlerden kötü gelen veriler son rası satışlar hızlandı. Ülkede haftalık işsizlik maaş başvuruları 408 binle tahminlerin üstünde çıktı. Üretim faaliyetlerini gösteren Philadelphia Fed endeksi de 30.7 ile beklentilerin çok altında geldi. ABD borsaları açılışın hemen ardından yüzde 4 çakıldı. Almanya’da kayıplar yüzde 7’yi aşarken, Fransa’da yüzde 6’ya yaklaştı. ngiltere yüzde 5 civarında düştü. Altın ise güvenli liman alımlarıyla yeni rekorunu kırdı. Değerli metal yüzde 1.92 yükselişle 1828.30 dolara çıktı. MKB günü yüzde 4.19 düşüşle 51 bin 946 puandan tamamladı. Bankacılık endeksi yüzde 4.92, sanayi endeksi yüzde 4.36 düştü. Serbest piyasada dolar 1.7930 TL’den kapandı. Fed, Avrupa bankalarının ABD birimleri için endişeli Sen misin notumu kıran ABD, notunu AAA’dan AA+’ya çeken S&P’ye adeta savaş açtı. Şirketlere verdiği notlar didik didik denetleniyor başlattı. New York Times’ın haberine göre, ABD Adalet Bakanlığı, S&P’nin düzinelerce mortgage menkul kıymetine uygun şekilde not verip vermediğini soruşturuyor. Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü soruşturmada usulsüzlüklere rastlaması halinde dava açılması bekleniyor. Wall Street Journal gazetesi, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Avrupa’daki borç krizinin Amerikan bankalarına yayılması endişeleri nedeniyle Avrupa bankalarının ülkedeki birimlerini yakından incelediğini bildirdi. New York Fed’in, Ekonomi Servisi Yaklaşık iki hafta bankaların ABD’de faaliyet gösterönce kredi derecelendirme kuruluşu mek için güvenilir fon erişimleriS&P tarafından notu düşürülen ABD, kune sahip olup olmadığı konuruluşun açığını yakalamak için yoğun çaba sunda daha fazla bilgi isiçinde. Ülkede, Sermaye Piyasası Düzenletediği ifade edildi. me Kurulu’nun (SEC) ardından Adalet Ba kanlığı da kuruluş hakkında soruşturma TEŞEKKÜR 12.08.2011 Cuma günü aramızdan ayrılıp Hakka kavuşan kardeşimiz, yeğenlerinin biricik dayısı Zir. Yük. Müh. A.Engin AKSOY’u son yolculuğuna uğurlarken acımızı paylaşan, TEMA, TEV, TED’e bağışta bulunan Cumok Ankara, CKD, AKLMDER, AOÇ’den arkadaşlarımıza, tüm akraba ve dostlarımıza gönülden teşekkürlerimizi sunarız. SEZEN, NCEOĞLU, GÜLERMAN A LELER T.C. KARAMÜRSEL İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2011/352 Esas Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 07/09/2011 günü saat 11.3011.40 saatleri arasında, Dereköy Kavak Mevkii D.Y.Ü. Hemak Otopark Karamürsel / KOCAELİ adresinde yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklarının toplamından ve satış masraflarını ve paylaştırma giderlerini geçmesi şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 12/09/2011 günü aynı yer ve saatte 2. Arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinde % oranında KDV’ nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla icra müdürlüğüne başvurmaları ilan olunur. 12/08/2011 Muhammen kıymeti Lira: 32.000,00TL Adedi: 1 AD Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 41 K 5749 PLAKALI NEW HOLLAND MARKA, TT 55 BDT TİPLİ, MAVİ RENKLİ, 2008 MODEL, TTF803505A406 MOTOR NO, HFT024121 ŞASİ NOLU TRAKTÖR. (İc.İf.K. 114/1. 114/3) (Basın: 53330) Form Düğme, talya’nın en büyük düğme fabrikasını aldı Ekonomi Servisi Form Düğme, İtalya’nın en büyük düğme fabrikasını, bütün ekipmanlarıyla satın aldı. Açıklamaya göre, modanın önemli bir ayrıntısı olan ve kıyafetlerin en önemli tamamlayıcısı rolünü üstlenen “düğme”, Form Dış Ticaret’in, modanın kalbi İtalya’dan yaptığı dev yatırımla Türkiye’nin önemli ihraç kalemlerinden biri haline geldi. Dünyanın moda devi olan İtalya’nın en büyük düğme fabrikasını yaklaşık 500 bin Avro’ya satın alarak Türkiye’ye getiren Form Düğme, üretim kapasitesini bu yatırımla iki buçuk kat arttırarak, kendi sektöründe ulusal ve uluslararası arenada en önemli düğme üreticisi olarak büyümeye devam ediyor. T.C. KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 2010/48 MÜFLİSİN ADI SOYADI VE ADRESİ: NBA BİLİŞİM HİZMETLERİ SAN. VE TİC. AŞ. Müflis şirket masasında, sıra cetvelinin ilanından sonra geç kayıt yaptıran (47 ilâ 60) numarada kayıtlı alacaklıların alacakları ile ilgili olarak tahkik ve tetkik işlemleri bitirilmiş ve hazırlanan 1. Ek sıra cetveli incelemeye hazırdır. Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava yoluyla ileri sürülebileceği, yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebileceği, İİK’nin 235. Maddesine göre yapılması gerekir. İİK’nin 166, 232, 234 ve 235 Maddeleri gereğince tebliğ ve ilan olunur. 10 Ağustos 2011 (Basın: 53026) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle