26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ 9 ‘Dünya Bizim Vatanımız’ Kemal Yalçın’ın ‘Haymatlos’ adlı kitabı Türkiye’ye sığınan Alman Yahudilerinin yersiz yurtsuz kalma öykülerine içeriden bir bakış getiriyor Fotoğraf: VEDAT ARIK MELTEM YILMAZ Selim Kerim Altınok Gazeteciyazar Kemal Yalçın’ın yımlanan son kitabı “Hay1998’de ya manet matlosDünya Bi“E ilk kitabım leketim zim Vatanımız”, İş em Çeyiz”i, m amış olan Bankası Kültür Yayaş yınları’ndan çıktı. Denizli’de übadele m Türkiye’de 9 yıl Rumların, nizli’de boyunca yaşamış bir e sırasında D eyizleri, haymatlosun canlı anıç latımının yanı sıra, bıraktıklar ştırma haymatlosların yaşaonlara ula ğım ıktı dıkları bölgelerden taamacıyla ç n nıklıklar ile Yaşar KeYunanista mal ve Zülfü da yolculuğun im ve Livaneli’nin konuyla ildeney gili görüşlerine yer veren edindiğim klar kitap, ırkçılığın başta Altanıklı manya olmak üzere tüm nda doğrultusu lece Avrupa’ya veba gibi ya. Böy yıldığı yıllarda, ülkelerinyazmıştım olu’da d den kaçıp yersiz yurtsuz bende, Ana r üzerine kalan insanları daha iyi anlkla yaşamış ha başladı. layabilmek adına değerli bir bir merak eser. 19331945 yılları arasında Türkiye’ye sığınan 1400 kadar Al“Haymatlo man mültecinin ortak 1945 yıllar s”, 1933ı ar yaşamına, ortak acılaHitler faşiz asında rına ancak her şeye m kaçarak Tü inden rağmen Hitler’in sığınmış ola rkiye’ye “kaybedeceği” n umuduna gerçekçi arasından Almanlar 5 ve “içeriden” bir bilim ve kü 0 kadar bakış niteliği taşıltür insanı üzerine bir yan “HaymatlosDünya Bizim VaKitapta hik kitap. âye tanımız” kitabıtanıklıklar si ve nın yazarı Kemal ıo insanların lan Yalçın’la konuşo özelliği, an rtak tuk. tifaşist “Haymatolmaları. los” adlı kitabınızda Hitler rejiminden Türkiye’ye kaçan Alman Yahudilerin ki hayat hikâyeleriTürkiye’de Türkiye’ye sığınan ve şu an Hamnin yanı sıra tanıkburg’da yaşayan Cornelius Biscatlosların lıklara yer veriyorhaym hoff’u bulmamla, onun anlatımlarıydikleri sunuz. Sizi bu kogönderil la şekillendi. lkla nuyla ilgilenmeye ha Yaklaşık 3 ay onu konuşmaya iklgelerdeki n bö iten süreç nasıl başna etmekle uğraştım. Başta korkulığı, Alma ladı? yakın yordu ancak sonunda benimle göçocuklara 1998’de yayımlanan ğitmenlerin hasta e rüşmeyi kabul etti ve bana, hayatıilk kitabım “Emanet si, nın hatırlayabildiği tüm ayrıntıladers verme ğum Çeyiz”i, memleketim o rını, belge ve fotoğraflarla anlattı. bakıcının d dikişi Denizli’de yaşamış olan Kitapta Bischoff ve ailesi dışınin rzin Rumların, mübadele sıkontolü, te başlamış da Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli rasında Denzili’de bırakle ile haymatlosların Türkiye’de öğretmesiy udinin tıkları çeyizleri, onlara Yah enterne edildikleri 3 bölge olan e s on v ulaştırma amacıyla çıktıe Yozgat, Kırşehir ve Çorumlulaen gitmesin ğım Yunanistan yolculubölged rın tanıklıkları yer alıyor. ş. ürmü ğunda edindiğim deneyim kadar da s “Haymatlos” için 20072011 ve tanıklıklar doğrultusunarasında, 4 yıl boyunca aralıkda yazmıştım. Çeyizleri sasız çalıştım. hiplerine 76 yıl sonra ulaştırdım ve böylece bende, Anadolu’da yaşaahudilerin vefa borcu mış halklar üzerine bir merak başladı. Biz de Bischoff’tan söz edelim öyleyAçık söyleyeyim, daha önce Anadolu’da se. Kimdir Bischoff ve size o dönem yayaşamış ve halen yaşayan halklar hakkında şananlarla ilgili neler anlattı? birçok şeyi bilmediğimi gördüm. Cornelius Bischoff, 1939’da henüz 11 Ve anlaşılan bu süreç sizi “Haymatyaşındayken, annesi ve kız kardeşi ile birlos” adlı kitabınıza kadar götürdü. likte, korkunç kaçış yollarından geçerek “Haymatlos”un yazımında nasıl bir Gestapo’nun elinden kurtulmuş; Paris, yöntem izlediniz ve okuyucu bu kitapta Marsilya üzerinden İstanbul’a ulaşabilmiş. ne bulacak? Babası Eduard Bischoff dülgerdi, Sosyal 19331945 yılları arasında Hitler faşizDemokrat Partili (SPD) bir sendikacıydı, minden kaçarak Türkiye’ye sığınmış olan Nazilere karşı mücadelede yer almıştı. HaAlmanlar arasından 50 kadar bilim ve küllası Berta Kröger, Hamburg Parlamentotür insanı üzerine bir kitap Haymatlos. Kisu’nda SPD milletvekili idi. Annesi Berta tapta hikâyesi ve tanıklıkları olan insanlaAbronoviç Bischoff ise İstanbullu bir Yarın ortak özelliği, antifaşist olmaları. Kitap hudi idi. Bischoff ailesi toplama kampına büyük ölçüde, 1939’da ailesiyle birlikte lardı ancak tüm bunlara karşın umutlarını kaybetmemişlerdi. Hitler rejiminin yıkılacağına ve Almanya’ya geri döneceklerine olan inançları nedeniyle burada çocuklarını eğitimsiz bırakmadıkları gibi, kendilerini de geliştirmeyi ihmal etmediler. Örneğin Çorum’da 3 katlı bir binanın 1. katını yemekhane, 2. katını kilise, 3. katını da okul yapmışlardı. Burada besteledikleri şarkılarda dahi geleceğe dair taşıdıkları umudu anlayabilirsiniz. ‘Görme Engelliler Orkestrası’ kitelli’de Kültür Servisi SelimKerim Altınok şefliğindeki “Görme Engelliler Orkestrası”, 21 Ağustos Pazar günü saat 19.30’da İkitelli’deki Deposite Outlet Merkezi’nin açık hava etkinlik alanında “Ramazan Coşkusu” başlığıyla bir konser verecek. Türk müziğinden Batı müziğine, nostaljik melodilerden çigana, caz ve fasıl müziğine, türkülerden farklı ülkelerin halk şarkılarına uzanan geniş bir yelpazede sanatını icra eden topluluğun büyük bir kısmı görme engellilerden oluşuyor. ki ülke arasındaki ilişkiler O dönem Türkiye’de yaşayan haymatlosların, bugün bakınca iki ülke arasındaki ilişkilere nasıl bir etkisi olduğu söylenebilir? Almanya’da şöyle bir söz vardır: “Almanya, Ankara’da kurulmuş, Alman bilimi İstanbul’da kurtulmuştur.” Türkiye’ye sığınan haymatloslardan biri olan Ernst Reuter, 1943’te İstanbul’da, 6 alman bilim insanıyla birlikte Alman Özgürlük Birliği adıyla gizli bir örgüt kurdu, örgütün merkezi sonrasında ise Ankara’ya taşındı. Bu örgüt Hitler yenildikten sonra çünkü Hitler’in yenileceğine kesin gözüyle bakılıyordu Almanya’nın nasıl yeniden inşa edileceği üzerine çalışıyordu. Bunun için de “Nasıl olacak?” adlı bir program yayımladılar. Bu örgütün kurucusu Ernst Reuter, Almanya’ya döndükten hemen sonra Berlin Belediye Başkanı oldu ve Almanya’nın yeniden inşasında büyük bir etkisi oldu. Diğer yandan Almanya’dan gelen bilim insanlarının başta İstanbul Üniversitesi’nin kurulması olmak üzere Almanya’da yapamadıkları akademik çalışmaları burada yapabilmeleri, Alman bilimine büyük bir katkı sağladı. Çünkü 1945 yılının en özgür “Alman üniversitesi”nin istanbul Üniversitesi olduğu söylenir. Bu nedenle evet, “Almanya, Ankara’da kurulmuş, Alman bilimi İstanbul’da kurtulmuştur.” Peki, Bischoff ne zaman Almanya’ya döndü ve şu an nasıl bir hayatı var? Bischoff’un evine söyleşi için gittiğimde büyük bir şakınlık yaşadım çünkü evi tıpkı İstanbul’daymış gibiydi, duvarlarda Orhan Peker, İbrahim Çallı yaptıları, Yaşar Kemal kitapları, Zülfü Livaneli albümleri... 1948’de Almanya’ya dönmüş. Hukuk fakültesini kazanmış olmasına karşın avukatlık yapmamış. Bishoff, 1977’den bu yana Yaşar Kemal’in tüm kitaplarını Almancaya kazandıran tek isim, başarılı bir çevirmen. Yanı sıra Aziz Nesin, Haldun Taner gibi önemli isimlerin de çevirmeni. ‘The Lone Ranger’ zora girdi Kültür Servisi Asıl adı “John Reid” olan “Lone Ranger” lakaplı bir kovboyun, yardımcısı Tonto ile haksızlıklara karşı verdiği mücadeleyi anlatan ünlü TV dizisinin sinema uyarlaması çıkmaza girdi. Walt Disney Stüdyoları’na yakın bir kaynak, başrollerini Johnny Depp ve Armie Hammer’ın paylaşacağı ve 2012 Aralık ayında vizyona gireceği açıklanan filmin yapım aşamasında sonlandırıldığını, fakat yine de filmin çekilmesinin mümkün olabileceğini açıkladı. İsminin gizli kalmasını isteyen kaynağa göre, filmin bütçesinin 250 milyon dolardan 200 milyon dolara indirilmesine çalışılıyor. ‘Suç ve Ceza’ filmleri ön elemesi sonuçlandı Kültür Servisi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle, bu yıl 23 – 30 Eylül tarihleri arasında ilki düzenlenecek olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamındaki “Adaletin Terazisi Gençlerin Elinde” konulu kısa film yarışması ön eleme sonuçları belli oldu. Sinema yazarları Murat Tolga Şen, Melis Zararsız ve Banu Bozdemir’den oluşan ön jürinin belirlediği, yarışmaya katılmaya hak kazanan filmler şöyle:“Baydara”, “Dicle”, “En Sevdiğinden”, “Fırın”, “Korkuluk”, “O An”, “Pişti İlone”, “Sesler”, “Toros Canavarı” ve “X Win”. Ben de bir haymatlosum Y Cornelius Bischoff, konuşmacı olarak katıldığı bir konferansta, Türkiye deneyimini anlatıyor. Söyleşimizin başında bu araştırmaları yapmadan önce, yazdıklarınızın birçoğundan habersiz olduğunuzu söylemiştiniz. Bunları bilmiyor olmak Türkiye’nin göz ardı edilemeyecek bir gerçeği galiba. Aslında gurur duymamız gereken birçok tarihi bilgiden bir nedenlemahrum bırakılıyoruz öyle değil mi? Evet çok ilginç gerçekten... Türkiye Cumhuriyeti’nin Hitler rejiminden kaçan Yahudileri kabul etmiş olması, bizim gurur duyacağımız bir gerçek ancak bu konulara özel bir ilgi gösterip araştırmadığımız sürece bilmemize imkân verilmiyor. gitmekten son anda kurtul Anlatımınızdaki heyemuştu. Türkiye’de canınızdan, sizin haymatBischoff bana, Türkiye’ye haymatlos statüsünde loslarla farklı bir bağınız sığınmalarının ardından, Çoyaşayan insanlar, Hitler olduğu sonucunu çıkarıyorumluların en zor günlerde darum, doğru mu? rejiminin yıkılacağına hi yemeklerini kendileriyle Evet doğru çünkü ben de paylaştığını, kaldıkları manda ve Almanya’ya geri bir haymatlosum. 12 Eylül ahırından bozma eve sürekli döneceklerine dair darbesinde TÖBDER İç yemekler geldiğini anlattı. Anadolu bölge temsilciliği umutlarını hiç Buradaki haymatlosların yöre yapıyordum, aynı zamanda halkıyla kaynaşması, Alman kaybetmediler. Bu felsefe öğretmeni, gazeteci eğitmenlerin çocuklara ders inançları nedeniyle ve yazardım. Darbe nedevermesi, hastabakıcının doburada çocuklarını niyle Türkiye’yi terk etmek ğum kontolü, terzinin dikişi zorunda kaldım ve 15 yıl eğitimsiz öğretmesiyle başlamış bu yaAlmanya’da yaşadım. Bir kınlık ve son Yahudinin burabırakmadıkları gibi, haymatlos olarak yaşadım dan gitmesine kadar da sürkendilerini de ve yersiz yurtsuzluğun ne müş. geliştirmeyi ihmal demek olduğunu biliyorum. Bischoff burada, Türkçeyi Bu kitaptaki yaşam hikâyeİstanbul ve Çorum şiveleriyle etmediler. lerinde kendimi de buluyor konuşabilen, türkü söylemeyi ve anlatıyorum aslında. at sırtında öğrenen bir Alman Peki şimdi aynı koşulhaline gelmiş. Kendisinin ve Türkiye’ye lar söz konusu olsa, Anadolu’nun yine sığınan diğer tüm Yahudilerin, burada yaböyle bir yakınlık göstereceğini düşünüşadıkları dostluklar nedeniyle büyük bir yor musunuz? Türkiye’de son dönemvefa borcu taşıdıklarını içtenlikle anlattı. lerde yabancı düşmanlığının dozunun Haymatlosların koşulları zor olan giderek arttığına inanıyor musunuz? statüleri ile paralel yaşamları mı vardı? Kesinlikle aynı koşullar söz konusu olsa Haymatlos statüsünde yaşayan insanlar, aynı yakınlık gösterilirdi. Anadolu insanışehir dışına çıkamaz, çalışamazlar, eğitim nın kışkırtılmadığı sürece her zaman yardıgöremezlerdi, radyo dinleme, gazete okuma ve dayanışmaya açık olduğunu düşüma gibi yasaklara da tabilerdi. İstendiği nüyorum. zaman polise kimlik göstermek zorunda Kültür Servisi Enerjik oyunculuğu ve özgün danslarıyla tanınan ve “Bollywood’un Elvis”i olarak anılan Shammi Kapoor dün sabah 79 yaşında yaşamını yitirdi. 1953 yılında “Junglee” ve “Professor” gibi başarılı Bollywood yapımlarında rol alarak sinemaya başlayan Kapoor’un tanınmış filmleri arasında “Brahmchari”, “Janwar”, “Tumsa Nahin Dekha” ve “Dil Deke Dekho” da yer alıyor. Oyuncunun ölüm nedeninin böbrek yetmezliği olduğu açıklandı. Bollywood’un ‘Elvis’i hayatını kaybetti C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle