17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HAZ RAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Kesinti planlarına direnen binlerce çalışanın genel grevde olduğu Yunanistan’da kemer sıkmaya onay çıktı Komşu zoraki onayladı Yunanistan’da 28 milyar Avro’luk kemer sıkma paketi, polisin çelik çitlerle güvenliğini sağlamaya çalıştığı parlamentoda onaylandı. Ülkede büyük gerginlik yaşanıyor. MURAT LEM ATİNA Yunanistan’da ABIMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın istemleri doğrultusunda önceki gün parlamentoda görüşülmeye başlayan orta vadeli ekonomik paket tüm ülkede gerginlik yarattı. Başkent Atina’daki protestolar devam ederken, parlamentodan çıkan karar, kesintilerin onaylanması yönünde oldu. Yunanistan’ın 300 sandalyeli parlamentosunun, oy kullanan 298 üyesinden 155’i yeni plana “evet” derken, 138 milletvekili ise “hayır” dedi. 5 milletvekili de çekimser oy kullandı. İktidardaki PASOK’tan bir milletvekilinin “hayır” oyu kullandığı belirtilirken oylamada bir milletvekili de oylamaya katılmadı. Yunanistan işçi ve memur sendikalarının ortaklaşa kararıyla yine önceki gün başlatılan 48 saatlik genel greve KİT’ler, bıkkınlar hareketi üyeleri, emekliler ve tüm çalışan kesimden büyük katılım oldu. Protestocuların arasına katılan çeşitli anarşist grupların gösteriler sırasında çıkarttığı olaylar sonucu ilk gün 34 polis çeşitli yerlerinden yaralanırken göstericilerden 14 kişi gözaltına alındı. Hükümet, Yunanistan’ı iflas tehlikesi beklediğini anlatarak pakete destek istedi. Hükümete göre devletin kasalarında, sadece 12 Temmuz’a kadar yetecek para bulunuyor. Paketin onaylanmaması halinde ABIMF ve Avrupa Merkez Bankası, 12 milyar Avro’luk 5. kredi dilimini serbest bırakmayacağını daha önce açıklamıştı. binasının bulunduğu Sintagma Meydanı’nda meclis girişindeki polis barikatını aşmak isteyen gruplar ile güvenlik birimleri arasında zaman zaman arbede çıktı. Yollara çelik çit yerleştiren polis, göstericileri cop ve göz yaşartıcı gazla dağıtmaya çalıştı. Parlamento Fotoğraf: EPA Her şey satılacak Tasarruf paketine göre, kamu kuruluşları birleştirilecek ya da kapatılacak. 2011 yılında 540 milyon Avro, 20122015 yılında 700 milyon Avro tasarruf yapılacak. Vergi kaçakçılığıyla mücadele ederek 2013’te 878 milyon Avro, 2014’te 975 milyon Avro ve 2015’te 1.15 milyar Avro gelir sağlanması hedefleniyor. Paket ayrıca kamu yatırımı harcamalarında 950 milyon Avro kesinti, savunma harcamalarında kesinti, sağlıkta sıkı harcama politikası ve özelleştirme içeriyor. Yunan hükümeti “her şeyi satarak” 2015 yılına kadar özelleştirmelerden toplam 50 milyar Avro gelir elde etmeyi amaçlıyor. Gerçek Demokrasiyle Yol Ayrımı Sınavı... Ne zamandır dünya medyasında Türkiye’den söz edilirken “İslam demokrasisi” kavramının kullanılması yeğleniyor... Evrensel insan hakları, demokrasi ilkelerinin değişmez olduğu, dünyada inançlar, dinler üzerinden ayrı ayrı demokrasi ilkeleri olamayacağına göre de neyin kastedildiği sorgulandığında hemen özür dileniyor... Ama tıpkı “Yeni Osmanlı”, “İslam dünyasında rol model oluşturma” kavramları gibi yaygın kullanımı, besbelli bilinçli, amaçlı sürdürülüyor... Bir adım ileri, etkin düşünce kuruluşları, Türkiye’nin gelecek politikalarında etkin söz söyleme haklarını kendilerinde görenlerin, İslam dünyasında iktidarda bulunan diktatörlüklere karşı başkaldırı, bir o kadar da çaresizliğin, kaosun simgesi patlamaların, bataklığın, iç savaşların içine Türkiye’nin sokulması telkinleri bir tür baskıya dönüşüyor... Ne menem çelişkidir ki, ABD Meclisi Obama iktidarına BM’den onayı alınmış NATO Lübnan bombardımanının hesabını sorar, onay vermezken Dünya Bankası adına Türkiye’ye İslam dünyasına egemen olma adına bir tür Marshall yardımı planı uygulaması öneriliyor. 2. Dünya Savaşı’na son dakikada bulaşmış, bedel ödememiş ABD koşullarında, savaştan yıkımla çıkmış Almanya başta dünya ülkelerine uygulanmış yardım planları ile uzun dönemli iktidar, çıkar yaratma tablosu ortada... Türkiye’nin, hangi veriler ve kaynaklarla, serseri mayın gibi, çok haklı ama çok çaresiz İslam ülkelerindeki yoksullar paylaşım savaşlarındaki kaosa; en altta kalmamak üzere en ilkel koşullarda yaşanan mezhepler, aşiretler arası kanlı, birbirinin zıddı çatışmalarına bulaştırılmasının sonuçları sorgulandığında “hıkmık” şeklinde sinirli tepkiler veriliyor... Dünya piyasalar düzeninin büyük ekonomik krizinde, zengin kuzey dünyasının başını çeken ülkeler kendilerini kurtarma adına kabuklarına çekilirlerken, ABD işgal ettiği ülkelerden bile askeri gücü ile kaçarken AB ülkeleri zaten var olmayan askeri güçlerle sorumluluk almamanın ötesinde, işin içinden en az siyasal zararla sıyrılmanın yollarını ararlarken, Türkiye’de ustalık dönemine geçtiğini iddia eden Erdoğan iktidarları o kadar akılsız mıdırlar ki yeni Osmancılık düşü ile bataklığın içine saplanıp kalsınlar? Cumhuriyet birikimlerine de güvenerek tuzağa düşmeyeceklerine inanmak, istemek hakkımız. Ancak son günlerin cemaat, yandaş medyada öne çıkan Suriye’yi fethetme düşlerinden, kamuoyu oluşturma çabalarından da ürkmemek elde değil. Yani yüz yüze geldiğimiz Batılı uzman(!), gazetecilerin, “İslam dünyası Erdoğan’a tapıyor. Çok güçlüsünüz. Sizi rol model almak istiyorlar. Saygınlığını kaybeden Suudilerin yerine geçebilir, İslam demokrasisi yaratmada öncü, merkez ülke olabilirsiniz..” telkinlerini yemesek, tuzağı görebilsek de iktidarın üstlendiği yeni rollerden kaygılanmamak elde değil... Hele de komşularla sıfır sorunla çıkılan yolda, yıllardır yürütülen politikalarda günübirlik zikzakları, çelişkileri yaşarken.. Türkiye’nin, Batı komşusu Yunanistan’dan piyasalar düzeninin büyük krizi, Suriye’den İslam dünyasındaki en altta kalanlar, ötekilerin başkaldırılarında iç savaş içeriği kazanmış, kaos mezhepcemaataşiret çatışmalarının uzantısı kaçanlar çadırları ile sıkıştırılmış bir zaman diliminde, Meclis’in açılışında Cumhuriyet tarihinin en büyük bunalımı ile yüz yüze gelmesinin asla bir rastlantı olmadığının altını çizmek istiyorum... AKP, Erdoğan hükümetleri yönetim üslubuna yansıyan boyutu, dışardan hesap sorulmayacağına güvenli, pohpohlanmada istediğini yapabilecek konum algılaması 2002’li yıllarda gerçek demokrasiden sapma, İslam demokrasisi adı altında rejim değişikliği, iktidar gücünü kullanmada keyfiliğe kaçış eğilimleri çok daha sınırlı, kontrollü olabiliyordu... Demokrasinin olmazsa olmaz ilkelerinden sapmalar, yasal sosyal devlet, hak düzeninden, sendikal haklar, iş yasaları güvencelerinden kaçışlar olarak öne çıkarken iktidar kaynaklarının sadaka düzeninde, biat kültürü yaratmaya yönelik kullanımı, iktidar gücünün katlanması sonucunu üretiyordu. AB’ye uyum süreci ise karşılıklı uzlaşma ile, AKP iktidarlarının önünün, gücünün arttırılması biçiminde işletiliyordu. Yine de demokratik düzenin kuralları içinde, araçları kullanılarak iktidarda güçlenme stratejisi geçerli vitrini vardı. Demokrasinin olmazları, yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı ilkelerinin ayaklar altına alınması, koşar adım antidemokratik düzenlemeler, keyfi yönetim, kurumların ele geçirilmesi operasyonları içerde büyük medya güdülemesi ile seçmenin algılamasının dışında tutuluyor, dışarda ise zaten önemsenmiyordu. İktidarda büyüme, baskı gücünün katlanmasıyla, gerçek demokrasi aleyhine bozulan tabloda dönemeç noktası AKP’nin 12 Eylül referandumu... Direnecek demokratik güç odaklarının, örgütlerinin kırılması ile de son seçimler sürecine, sonuçlarına gelindi... AKP oy oranını arttırmış olsa da istediğini yapabilecek Meclis gücünü yakalayamamış, büyük hesap tutmamıştı. Hatip Dicle’nin yerine bir AKP’li, tutukluları bir bir getirmeme hesapları, ayakları bundan olabilir mi?. Paket daha çok vergi, daha az harcama içeriyor Toplam 14.27 milyar Avro harcama kesintisi ve 14.08 milyar Avro vergi toplanması öngörülüyor. Beş yıllık tasarruf planındaki önlemler ve hedefler şöyle; Vergi: Bu yıl vergiler 2.02 milyar Avro, gelecek yıl 3.68 milyar Avro, 2013’te 156 milyon Avro ve 2014’te 685 milyon Avro artacak. Bu vergi artışları bu yıl tek seferliğine olmak üzere gelire göre yüzde 1 ve yüzde 5 arasındaki artışı kapsıyor. “Kelle Vergisi” olarak adlandırılan bu vergi artışlarından 1.37 milyar Avro gelir elde edilmesi hedefleniyor. Diğer önlemler vergi muafiyetinin indirilmesi, yüksek varlık vergisi alınması, KDV’nin arttırılması gibi önlemleri içeriyor.Hükümet ayrıca bir dizi vergi istisnasını kaldırmayı istiyor. Kamuda küçülme: Yunan hükümeti, işçi ve memur alımlarını azaltarak ve maaşlarda kesintiye giderek, ayrıca kamu sektörü çalışanlarını geçici sözleşme statüsüne alarak ücret giderlerini azaltmayı hedefliyor. Hükümet, bu yıl emekli olacak her 10 memurun yerine 1 kişi ve gelecek yılda emekli olacak her 5 memurun yerine 1 kişi alacak. Böylece bu yıl 770 milyon Avro, gelecek yıl 600 milyon Avro, 2013’te 448 milyon Avro ve 2014’te 306 milyon Avro ve 2015’te 71 milyon Avro tasarruf etmeyi planlıyor. Sosyal harcamalar: Yapılacak kesintilerle bu yıl 1.19 milyar Avro, gelecek yıl 1.23 milyar Avro, 2013’te 1.03 milyar Avro, 2014’te 1.01 milyar Avro ve 2015’te de 700 milyon Avro tasarruf yapılacak. Sosyal güvenlik primleri arttırılacak, kayıtdışı çalışma ve prim kaçağı azaltılacak, böylece milyonlarca dolarlık tasarruf sağlanacak. NBŞ üreticisi istediğini aldı Ekonomi Servisi Hükümet, şekerpancarı üreticileri ve ziraatçileri ayağa kaldıracak bir karara daha imza attı. Nişasta kökenli şekerler için 244 bin 400 ton olarak belirlenen kota yüzde 50 arttırıldı. Bakanlar Kurulu’nun 31 Ocak 2011 tarihli söz konusu kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Nişasta bazlı şeker üreticileri (NBŞ) bu yıl Bakanlar kurulu mevcut kotayı yüzde 50 arttırmazsa hiçbir firmanın çalışma azmi kalmayacağını savunmuştu. Pancar üreticileri ve ziraatçiler kotanın arttırılmasına karşı. Bu kesim, kotanın yüzde 50 arttırılmasının mısır ithalatını arttırdığını savunuyor. Üreticiler, AB’de de toplam şeker üretiminin yüzde 2’si ile sınırlandırıldığını örnek göstererek, nişasta bazlı şeker üretiminin artırılmasına karşı çıkıyorlar. NBŞ üretiminde ithal mısır kullanılması ve bu mısırın genetik olarak müdahale edilmiş (GDO) mısır olma ihtimali nedeniyle de bu konu eleştiriliyor. İthalatın hem döviz kaybına neden olduğu hem de yerli üretimi olumsuz etkilediği ifade ediliyor. stanbul havayolu aktarma merkezi olacak Genel Müdür Kotil, dünyanın 8’inci büyüğü, Avrupa’nın da en iyi havayolu olan THY’nin, niş pazarlar ile merkezler arasında köprü kurarak büyüdüğünü, örneğin Basra’ya bu çerçevede uçuşa başladıklarını söyledi. FATMA KOŞAR MEB’den hlas’a 5 milyon liralık iş Ekonomi Servisi İhlas Gazetecilik, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan 4.9 milyon liralık kitap baskı işi aldı. İhlas Gazetecilik’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, Devlet Kitapları Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nün açtığı, 13 milyon kitabın baskısının yapılarak, il ve ilçe Milli eğitim müdürlüklerine teslim işi ihalesine 15 Haziran 2011’de teklif verildiği belirtildi. Açıklamada, sözleşmenin 4 Temmuz’da imzalanacağı belirtildi. THY’nin stanbul Atatürk Havalimanı’ndan başlayan Basra seferleri salı, perşembe ve cumartesi günleri olmak üzere haftada 3 sefer olarak gerçekleştirilecek. Savaşın yaralarını sarıyor Irak’ın ikinci en büyük kenti, 4 milyon nüfuslu Basra, adeta savaşın yaralarını sarıyor. Şehir içinde güvenlik konusunda sıkıntı yaşanmıyor. Türk şirketleri rotayı yeniden bölgeye çevirmiş durumda. Örneğin 1991’deki ABD’nin Irak’a ilk müdahalesine kadar burada önemli işler yapan Türk şirketlerinden Enka, şimdi petrol sahalarının geliştirilmesi başta, çeşitli işler yapıyor. Enka Irak Şube Müdürü Mustafa Kevser, ülkede henüz sistemin oturmadığını kaydederken “Yolsuzluk büyük boyutta” dedi. Makyol yetkilisi Oğuz Güngör de büyük sorunlara rağmen ülkede önemli yatırım fırsatları bulunduğuna dikkat çekti. Ülkede, bankaların olmamasını fırsat bilerek belli bir komisyon karşılığında “güvenli para transferi”nin de aralarında çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Taha Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha da Irak’ın doğalgaz ve petrolünün yüzde 70’inin kentten karşılandığını belirterek büyük bir işletme eksikliğini olduğunu belirtti. Basra başta olmak üzere Irak’ta iş yapan Türk şirketlerinin daha önce Rusya ve Çin’de yaşadıkları ödeme sıkıntısının önünü de geçtiklerini anlatan Taha, finans, dış ticaret ve turizm şirketlerinin ülkeye odaklandıklarını aktardı. BASRA Türk Hava Yolları (THY) özellikle transit yolcu pazarında en büyük oyuncu olma hedefi doğrultusunda niş pazarlarda büyüyor. Bu çerçevede Irak’ın ikinci büyük kenti Basra’ya sefer düzenlemeye başlayan THY’nin Genel Müdürü Temel Kotil dünyanın 8’inci büyüğü, Avrupa’nın da en iyi havayolu olan THY’nin, niş pazarlar ile merkezler arasında köprü kurarak büyüdüğünü aktardı. Böylece yarınlara hazırlık da yaptıklarını anlatan Temel Kotil, bir yıl içinde inşaatına başlanmasını bekledikleri 3’üncü havalimanı ile İstanbul’un dünyanın en büyük aktarma merkezlerinden biri olacağını kaydetti. Temel Kotil, THY’nin 140’ıncı uçuş noktası olan Basra’dan sonra Necef ve Süleymaniye uçuşlarının da başlayacağını belirterek “Örneğin Basra niş bir pazar. Bu hatta taşıyacağımız yolcuların en az yüzde 50’si transit olacak. Basra’yı Avrupa’da 9 şehre bağlıyoruz. Avrupa’da en güçlü ağa sahip şirketiz” dedi. Basra Havaalanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kotil, Irak’a ilk seferi THY’nin başlattığını hatırlattı. “Basra, 140’ıncı uçuş noktamızdır. Aynı zamanda Basra’yı dünyaya da bağlıyoruz” diyen Kotil, soru üzerine Ortadoğu’da Libya pazarını kaybettiklerini belirtirken Cezayir ve Lübnan’ın güçlendiğini, kaybın fırsat pazarlarla dengelendiğini söyledi. ET ’den hastalara destek ETİ, sosyal sorumluluk çerçevesinde Çölyak hastaları için geliştirdiği Pronot’un ürün gamını genişletti. Çölyaklı hastaların daha kaliteli bir yaşam sürmelerine destek olmak amacıyla rehber niteliğinde www.colyaklayasamak.com.tr web sitesini hazırlayan ETİ, hastalık hakkındaki her türlü bilgiye ve uzman doktor desteği erişimine yardımcı oluyor. Arçelik yaratıcıları ödüllendirdi Türkiye’nin patent şampiyonu olan ve Uluslararası Patent Ligi’nde yer alan Arçelik, bu yıl 13.’sünü düzenlediği ‘Buluş Günü’nde yenilikçi teknoloji üretme konusunda başarılı mühendislerini ödüllendirdi. Koç Holding ve Arçelik’in üst düzey yöneticileri yanı sıra çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı ödül törenine Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, ‘Video Kaydedici Cihaz’ buluşunun sahibi Osman Solakoğlu’na ödülünü verdi. Yıldız, Komili’ye ortak aldı Kişisel bakım alanında faaliyet gösteren İsveçli SCA, Yıldız Holding bünyesindeki Komili Kâğıt’a 77 milyon lira karşılığında yüzde 50 ortak oldu. Yıldız, SCA ürünlerini burada üretip, SCA’nın bazı merkezlerine gönderme planı olduğunu açıkladı ve yeni yatırım sinyali verdi. Panda, basamak atladı Panda, reklam jıngle’ını ve sevimli maskotunu aralarında Müslüm Gürses ve Yaşar’ın da olduğu şarkıcılarla bir araya getirince marka bilinirliliğini arttırdı. Akadametre’nin Marketing Türkiye için geliştirdiği “Admetre” araştırmasına göre, Panda’nın reklamı, AKP’den sonra bilinirliği en yüksek ikinci marka oldu. U.N RoRo çıtayı yükseltiyor Türkiye’den RoRo ile deniz taşımacılığının yüzde 85’ini yapan U.N RoRo İşletmeleri, 2011’de yıllık 240 bin araç taşıma ve 200 milyon Avro’nun üzerinde ciro hedefliyor. CEO Sedat Gümüşoğlu, Akdeniz’in en genç filosuna sahip olduklarını kaydetti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle