22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 HAZ RAN 2011 PAZAR CUMHUR YET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan, 2011’den bu yana açtığı bazı davalardan 104 bin TL kazandı 5 üçkâğıdı canını sıkıyor üstelik biliyorum... Bil ki sessizlik bize göre değil. Özgürlük destanının sayfalarını karıştırırken o 1 Mayıs’ları düşün, 6. Filo’ya karşı direnişimizi. Aydınlık bir coşkuyu yakala... Gazetelerin birinci sayfasındaki siyasi haberler, Demirel’in “Hiç kimse için ricacı olmadım, Mehmet Haberal hariç” açıklamasını da boşver, olan olmuş bir kez. Sen düşünme bunları, bırak Kemal Kılıçdaroğlu düşünsün! Kütahya’da yaşanan siyanür yıkımı, çeşmelerden akan zehirli su, yağmalanan ormanlar, dağlar, koylar, bükler. Ben onlarla ilgileniyorum... O son fırtınayı, yağmuru, şimşeği, gök gürültüsünü anımsa. Kar yüklü gergin dalları... O yok olmaya yüz tutan Manyas Kuş Cenneti’ni... Kirlenen denizlerimizi, ırmaklarımızı... Düşün bunları... Senin içini rahatlatacak, göreceksin!.. ‘Helalleşme’ çağrısı Gül’den FIRAT KOZOK ANKARA Yeni döneme “helalleşerek” girmek adına seçim sürecinde açtığı davaları geri çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 yılı başından bu yana, gazetecilere ve siyasilere açtığı davalardan 104 bin TL tazminat kazandı. Erdoğan’ın davaları geri çekme kararında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çağrısının etkili olduğu öğrenildi. Hükümetin istifasını sunmak üzere Çankaya Köşkü’ne çıkan Erdoğan’a Gül, helalleşme adımının başarıya ulaşması için öncelikle seçim sürecinde açtığı davalardan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan ise, bunun üzerine avukatı Fatih Şahin’den aldığı bilgiler doğ Hükümetin istifasını sunmak üzere Çankaya Köşkü’ne çıkan Erdoğan’a Gül, helalleşme adımının başarıya ulaşması için açtığı davalardan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan ise bunun üzerine davaları geri çekmeye karar verdi. rultusunda davaları geri çekmeye karar verdi. Erdoğan’ın davalara ilişkin bu helalleşme adımı, gözleri bir kez daha bugüne kadar açılan davalara çevirdi. Erdoğan, 2011 yılı başından itibaren aralarında gazeteler, gazeteciler, siyasiler ve yazarların da bulunduğu 14 kişi ve kurumdan tazminat kazandı. Erdoğan’ın kazandığı davalardan bazıları şöyle: “Ergün Poyraz’ın Son Kitabı Sansürlendi” başlıklı haberde, Başbakan Erdoğan’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” savıyla açılan davada Vatan gazetesinden 6 bin lira manevi tazminat. “Kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” savıyla açılan davada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’dan 4 bin lira manevi tazminat. Grup toplantısında yaptığı konuşmada kendisine “Omurgasız” dediği gerekçesiyle açtığı davada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 7 bin lira manevi tazminat. Kılıçdaroğlu’nun bazı mitinglerdeki konuşmaları nedeniyle açtığı davlardan 23 bin lira manevi tazminat. Bir televizyon programında yaptığı konuşmada “kişilik haklarına saldırdığı” gerekçesiyle Yalçın Küçük hakkında açtığı davadan 5 bin lira manevi tazminat. “Turan Çömez’e Göre İstifayı Düşünen Başbakan’ı Büyükanıt Durdurmuş” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Yeniçağ gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar hakkında açtığı davadan 3 bin lira manevi tazminat. Bir konuşmasında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç hakkında açtığı davadan 5 bin lira manevi tazminat. Lefkoşa’da düzenlenen bir etkinlikteki konuşmasında kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle BDP’li Hasip Kaplan hakkkında açtığı davadan 6 bin lira manevi tazminat. Aynı suçlamayla dava açtığı Sözcü gazetesinden 5 bin, Ortadoğu gazetesinden ise 2 bin TL manevi tazminat. Ortadoğu gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle, yazıyı kaleme alan MHP Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ile gazete aleyhinde açtığı davadan 2 bin lira manevi tazminat. Bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun Öztürk aleyhinde açtığı davada, 6 bin TL manevi tazminat. Diyarbakır il binası önündeki basın açıklamasında, kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle açtığı davada Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’den 30 bin TL manevi tazminat. Erdemli Bir Yaşam... Serin ve yağmurlu akşamları özlerdi. Yaşamını sımsıkı kucaklamayı. Batık kentleri, kasabaları. Dereleri, gürül gürül akan çeşmeleri. Neredeydi o caddeler ve parklar? Neredeydi bir yelkenli gibi denizin üstünde beşik gibi sallanan yürekler? Aldatıcı ama erdemli düşler görürdü eskiden. Dik duran siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar! Seven ve sevilen her şeyi yıldızlara, kuşlara, ormanlara inat, doğan güneşe, yağmura, fırtınaya inat unutmuştu. Kıpırdanmayıp aynı yerde soluksuz durduğu yılları anımsadı... Ağlamıştı kimi zaman, kimi zaman gülmüştü... Aşka karşı gelenlere amansız savaş açmış, sevdanın resimlerini çoğaltıp çocuklarına armağan etmişti. Sosyalizme inanmıştı o yaşta! Eski yoldaşlarını anımsadı, fırdöndüleri, kalemini satanları, siyasetin bitpazarında dolaşıp adam olduğunu sananları. Şimdi bir köşede, hastane odasında eski mevsimlerin, kaçıp giden yılların geriye dönmesini beklerken gözleri buğulanıyordu. Kanadı kırık kuşların ona sevindirici, aydınlık günlere ilişkin haber getireceğine inanıyordu. Ben uzaktan izliyordum onu... Sessizlik bize göre değildi... Yılmak yıkılmak... Belki eski hırçınlığımız, delişmenliğimiz törpülenmişti ama Aydınlanma Devrimi’ni, gerçek Atatürkçülüğü, sosyalizmi savunuyorduk fırdöndülere inat. Alevlerin alacakaranlığında, yitik zaman masaları, söylencelerin ülkesinde insan olmanın erdemini yaşamıştık onunla. Kavgalarımız olurdu, bir saat sonra unuttuğumuz... Şiirlerimiz ve şarkılarımız. Akan suyun yanı başında duruşumuz... Kuşlar çinko damı gagalarken başımızı göğe çevirip bakışımız. Sen bir hastane odasındasın... Gözlerin nemli... Gözlerin hüzünlü... Siyasetin rezilliği, maskaralığı, Şık ve Şener’in tutukluluklarının 100. gününde meslektaşları protesto gösterisi yaptı ‘Yansak da dokunacağız!’ İstanbul Haber Servisi Gazeteciler, geçen cumartesi gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in, tutukluluklarının 100 günü geçmesi nedeniyle “Adaletin Kara 100’ü” diyerek yaşananları protesto etti. Galatasaray Meydanı’ndan Taksim tramvay durağına kadar sloganlar eşliğinde yürüyüş düzenleyen Ahmet ve Nedim’in gazeteci arkadaşlarından Rıdvan Akar, “İleri demokrasi kavramının mucidi, ileri demokrasi ülkesinde bombayla kitabı eş tutuyor. Bizim onunla, o düşünce sistematiğiyle helalleşmemiz mümkün değil” dedi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan Ahmet ve Nedim’in gazeteci arkadaşları “Yansak da dokunacağız” pankarıtı ile “Halkın haber alma hakkı için tek yol sokak, tek yol devrim”, dövizleri taşıdı. Gazeteciler daha sonra sloganlar, alkış ve ıslıklar eşliğinde Taksim tramvay durağına kadar yürüdü. Burada basın açıklaması yapan Akar; Şık ve Şener’in neden cezaevinde oldukları sorusuna adaletin halen cevap veremediğini söyledi. Başbakan’ın basına yönelik tutumuna değinen Akar, “Gazeteciye ‘namert’ diyerek ayar veriyor. Çanak soru sormayan, işini yapmak isteyen bir gazetecinin işten çıkarılmasına vesile olabiliyor. Tüm bunlar olduktan sonra helalleşmek istiyor” dedi. Kendi içinde çoğalan yalnızlığı Kenneth Rexroth’un dizelerinde gider, haziran şarkılarını mırıldan Karşıyaka’da... “Al bir şafakta geçtim ağır ağır / Evinin önünden / Kalkıktı pancurlar, pencereler açıktı. / Gölden esen hafif bir yel / Dokundukça yanaklarıma / Soluğun geliyordu aklıma. / Bütün gün dolaştım yağıp dinen yağmurda. / Al bir lale kopardım bomboş parkta, / Işıl ışıl damlalar titreşiyordu üstünde. / Saat beşte yalnızlık rengini almıştı şehir. / Yağmurlu bir akşamüstü geçtim evinin önünden, / Belli belirsiz görülüyordu, ışıklı duvarlar / Arasında gidip gelişin. / Geç bir saatinde gecenin, beyaz bir kâğıt çektim önüme, / Oturduk düşen al bir taçyaprağı ürperene dek önüme.” Serin ve yağmurlu akşamları özlerdi... Her gece 22.45 vapuruyla geçerdi Alsancak’tan Karşıyaka’ya... Saçlarına ak düşmüş ihtiyar delikanlı! Nasılsın iyi misin? Yoksa hâlâ o şarkıyı mı söylüyorsun: “Şimdi halimi bilemezsiniz Güçsüz ırmaklara döndün, acı sulara Bir büyük şehirde yapayalnızız, Gömüldüm karanlıklara...” Rıdvan Akar, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün istatistiklerine göre Türkiye’nin tutuklu gazeteci sıralamasında dünya şampiyonu olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Seçimlerde ilk kez seçilerek Ankara’ya gelen milletvekillerinin ilk yaşadıkları şok, Ankara’daki kiraların yüksekliği oldu. Yeni milletvekillerinin kiralık ev arayışında yaşadıkları sıkıntıyı Taşçı Emlak sahibi Salim Taşçı yaptığı bir açıklamayla duyurdu. Taşçı, “Şu ana kadar yeni vekillerden yaklaşık 15 kişi aradı. Bazıları fiyat soruyorlar. Oturabilecek bir daire 8001100 TL arası dediğimde ise ‘abooo’ diyorlar. ‘Bizim burada en lüks evler 450 TL’ diyenlere de ‘Burası Anadolu değil’ diyorum” dedi. Taşçı, yeni milletvekillerinin kiralık evde aradıkları özellikleri de “3 artı 1 istediler. Birisi annesi ve babasını getireceğini belirterek 4 artı 1 talep etti. Meclis’e yakın olsun diyenler var. Çankaya’da olsun, eski milletvekili lojmanlarına yakın olsun diyenler 10001500 TL kirayı duyunca vazgeçtiler” diye anlattı. Taşçı, bazı milletvekillerinin yüksek standartlarda kiralık ev istediğini ve bu dairelerin fiyatlarının da yaklaşık 2 bin liraya kadar çıktığını duyunca, vazgeçtiklerini kaydetti. Kiralar vekilleri şaşırttı C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle