17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZ RAN 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA 15 Üniversite adayları, yarın matematik ve yabancı dil sınavlarına girecek Üniversite maratonu başlıyor Erenköy Kız Lisesi 100 yaşında Erenköy Kız Lisesi, 100. yıl mezunlarını verdi. Okulun kep giyme töreninde, 100. yıl okul birincisi olan Dilara Timur’un adı okul kütüğüne çakıldı. Timur’un birincilik bayrağı ve flamasını 11. sınıfların birincisine devretmesinden sonra tüm öğrenciler, sahneye gelerek diplomalarını sınıf öğretmenlerinin elinden aldılar. Okulun eski mezunlarından tiyatro sanatçısı Bennu Yıldırımlar da öğrenciler ve veliler tarafından büyük ilgi ile karşılandı. 100. yıl kutlamaları çerçevesinde Seren Fosforoğlu’nun yönettiği, Enis Fosforoğlu’nun destek verdiği ve Erenköy Kız Lisesi öğrencilerinin rol aldığı “Ayna Ayna” adlı oyun Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde sahnelendi. Üniversiteye girişte ikinci adım olan Lisans Yerleştirme Sınavları’ndan ikisi yarın yapılıyor. Yarın sabah oturumunda yapılacak Matematik Sınavı LYS1’e 624 bin 48, öğleden sonra yapılacak Yabancı Dil Sınavı LYS5’e ise 41 bin 580 aday katılacak. 19 Haziran Pazar günü ise yapılacak Sosyal Bilimler Sınavı LYS4’e 377 bin 128 aday girecek. TM ve MF alanlarında tercih yapmak isteyen öğrenciler bu sınava girmek zorunda. En iyi deprem filmi için yarışacaklar Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK), üniversitelerin iletişim ve güzel sanatlar fakültesi öğrencilerine yönelik kısa film yarışmasına başvuru için bugün son gün. “Depremi kaderine bırakma!” temasıyla bu yıl üçüncüsü düzenlenen yarışmada öğrenciler, deprem riskinin yönetilebileceğini, can ve mal kaybının depremin doğal bir sonucu olmadığını en iyi anlatan kısa filmi yapmak için yarışacaklar. Öğrenciler yarışma koşullarıyla ilgili ayrıntılı bilgiye www.dask.gov.tr adresinden ulaşabiliyor. FEN B L MLER SINAVI (LYS 2) Fizik, kimya ve biyo Hükümet 3 – Devlet 2 “İleri demokrasi” demekte haklıymış. Keşke biraz daha “ileri” olsaydık da… Oylarını, yüzde 75’in, milletvekili “adedini” de 367’nin üzerine çıkarabilseydi Ve anayasa kitabını da oturup tek başına yazabilse / yazdırabilseydi! Batılı dostlarımıza göre, ülkeyi düze çıkarmanın tek şartı var: “Hükümetin devletten daha güçlü olması!” Aslında harbi ve hasbi olanı, hükümetin güçlendirilmesi değil “Devletin zayıflatılması”! Yıllardır içeriden dışarıdan bu şartın yerine getirilmesi için mücadele veriliyor. Eskiden “ileri demokrasi” lafını etmek kimsenin aklına gelmezdi. O zaman tarifler daha dobra dobra idi: Mesela Turgut Özal döneminin Amerikan büyükelçilerinden Morton Abromowitz açıkça şöyle diyordu: “Kürt sorununu çözemezse Türkiye çözülür!” Büyükelçi, bunun şartını da, yine aynı açıklıkta olmasa gösteriyordu: “Güçlü hükümet!” Çünkü 1990’ların başında koalisyonlar dönemi başlamıştı. Tansu Çiller hasbelsiyaset hükümetin başıydı! Elbette o günlerde “güçlü hükümet” denir ve orada durulurdu. Baklayı ağızdan çıkarmak da “dostlarımıza” düşerdi. 17 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri eski Büyükelçisi Morton Abromowitz’in ağzından haberyazı yapmışım: “Türkiye’nin düze çıkmasının tek koşulu var: Hükümetin devletten daha güçlü olması!” (27 Ocak 1994 Sabah gazetesi) “Hükümetin güçlü olması” demek “devlet güçsüzleşsin” demenin kibarcasıydı! Devletin güçten düşmesi düşürülmesi ise elbette siyasetçilere düşüyordu. Bunun ilk adımlarını rahmetli Turgut Özal attı. Hukuk okumamış yazlık komşusunu Anayasa Mahkemesi’ne üye yapmaktan, başkomutan sıfatıyla, sahilde askeri tören kıtası denetlemeye kadar bulduğu her fırsatta devletin civatalarını gevşetmeye yöneldi. Devlet? Yani Yüksek Yargı, Adli Yargı ve İdari Yargı, Eğitim sistemi, Silahlı Kuvvetler vs.. Özal’ın devlet başkanlığı koltuğuna çıkması ve erken ölümü devleti güçsüzleştirmeye yetmedi. Tarih Ocak 1994. İktidarda Başbakan Tansu Çiller’li koalisyon, yani “devletten güçsüz bir hükümet!” var. Büyükelçi Abromowitz ile Ankara Sheraton’un barında limonlu çay içiyoruz. “Kürt sorunu askeri baskıyla çözülmez” diyerek yineliyor: “Bu sorunu çözemezseniz Türkiye çözülür! Bu işi çözmenin de tek yolu var. Hükümetin devletten daha güçlü olması!” “Hükümetin devletten güçlü olması..” için ise... Belli ki hükümetin güçlü olmasından çok devletin güçsüzleştirilmesi şarttı. Bu şartın yerine gelmesi /getirilmesi... Tam on yedi yıl sürdü! Devlet yeterince güçsüzleşti mi?.. Sayılmaz! Çünkü hükümet hâlâ yeterince güçlü değil! Dayandığı çoğunluk ne yazık ki yüzde 49 küsur... Ve milletvekili sayısı da tek başına anayasa yazacak/ yazdıracak miktarda değil. Özet mi? Ya hükümetin biraz daha güçlenmesi için 4 yıl sonraki seçimleri beklemek… Ya da devleti tamamen dümdüz etmek gerek! Devletin hükümetten güçlü olması, ülkeyi düze çıkartmanın tek engeli! loji testlerinde 30’ar soruya 45’er dakika cevaplama süresi verilecek. MF alanında tercih yapacak öğrencilerin bu sınava girmesi zorunlu. EDEB YAT COĞRAFYA (LYS 3) Türk Dili ve Edebi EdebiyatCoğrafya Sınavı LYS3 25 Haziran Cumartesi günü saat 10.00’da düzenlenecek. Sınava, 679 bin 639 aday katılacak. LYS3’te Türk Dili ve Edebiyatı ile Coğrafya1 testleri yer alacak. LSY’ler, 26 Haziran Pazar günü yapılacak Fen Bilimleri Sınavı LYS2 sınavı ile tamamlanacak. Saat 10.00’da başlayacak sınava, 293 bin 237 aday katılacak. SOSYAL B L MLER SINAVI (LYS 4) Tarih testinde 44 girecek? Kim hangi sınava soruya 65 dakika, Coğrafya2 testinde 16 soruya 25 dakika, Felsefe Grubu testinde 30 soruya 45 dakika cevaplama süresi verilecek. TS alanında tercih yapmak isteyen öğrencilerin bu sınava girmesi zorunlu. YABANCI D L SINAVI (LYS 5)120 dakika sürecek sı MATEMAT K GEOMETR SINAVI (LYS 1) Matematik testinde 50 soruya 75 dakika, geometri testinde 30 soruya 45 dakika cevaplama süresi verilecek. navda öğrencilere 80 soru sorulacak. Sınav İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere üç dilde yapılacak. Dil alanında tercih yapacak öğrencilerin bu sınava girmesi zorunlu. Arkeolog olmak isteyen çocuklar için santralistanbul’da arkeoloji atölyesi düzenleniyor. 712 yaş grubuna yönelik çalışma, 27 Haziran1 Temmuz tarihleri arasında yapılacak. Arkeologların nasıl çalıştıklarını, neler yaptıklarını merak eden çocuklar, önce bandanalarını takarak çalışmaya hazır hale gelmeye, sonra da çapalarını, fırçalarını, spatulalarını, eleklerini kaparak kazıya hazır olmaya çağrılıyorlar. Okan Üniversitesi’nin Çin’le işbirliği Haftaya iki sınav var yatı testinde 56 soruya 85 dakika, Coğrafya2 testinde 24 soruya 35 dakika cevaplama süresi verilecek. TM ve TS alanlarında tercih yapacak öğrencilerin bu sınava girmeleri zorunlu. Küçük arkeologlar santralistanbul’da Okan Üniversitesi, ÇinceTürkçe yabancı dil eğitimi ve konusunda Çin Halk Cumhuriyeti Hunan Normal Üniversitesi ile işbirliğine imza attı. Protokol kapsamında öğrenci ve öğretim elemanı değişimi de gerçekleşecek. Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Şule Kut ve Hunan Normal Üniversitesi Rektörü Prof. Liu Xiangrong tarafından imzalanan protokole göre, iki üniversite arasında öğrenci ve öğretim elemanı değişimi, Çince ve Türkçe yabancı dil eğitimi konusunda işbirliği yapılacak. ‘Hukukmarket’! Meriç VEL DEDEOĞLU K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] [email protected] C MY B C MY B Yazının başlığı Arapça “hukuk” ile İngilizce “market”ten üretilmiş “bileşik” bir sözcük. Bir vitrini boydan boya kaplıyor; gazeteye gidip gelirken, ister istemez görüyorum. Her görüşte de, “Bileşik sözcük anlamca bir bütündür, tek bir kavramı karşılar” kuralını anımsamaktan kendimi bir türlü alamıyorum. Bu durumda da bu bileşik sözcüğün, “hukuk” ve “market”in birleşerek “anlam birliği”ni nasıl oluşturacağı sorunu ortaya çıkıyor. Çünkü hangi sözlüğe bakarsak bakalım, “market”in karşılığı olarak “çarşı”, “pazar” sözcüklerini görüyoruz. Ayrıca özel marketler de var, örneğin “Balıkmarket” gibi; söylemeye gerek yok, burada balık “satışı” yapılır, balık “satılır”, balık “pazarlanır”. Bu bakımdan “hukukmarket”i, Silivri’ye gitmek için toplanan “Simgesel Eylem Grubu” olarak “da” zaman zaman ele alırız. Son kez “de” bu hafta pazartesi günü “Balyoz Davası”nı izlemek üzere araba beklerken, belki “tahliye”ler olabileceği dile getirilince, Günseli Arsoy: “Hukukmarket, ülkedeki hukukun durumunu açıkça ortaya koymuyor mu?” diyerek, her zaman olduğu gibi, uyarıcı bir soruyla söze girişti. Kuşkusuz haklıydı; üstelik hepimiz duruşma sırasında “hukukmarket”i aşacak anlar yaşayabiliriz diye de düşünüyorduk. Ama yine de “umut”lanmak istiyorduk ve pazartesi günü tarih “13 Haziran”dı... Ne var ki, Silivri’ye varıp, duruşma salonuna daha “girer girmez” karşılaştığımız durumu, usta bir “hukumarketçi” bile düşünemezdi sanırım. Balo salonlarının tavanlarından sarkan süslemeler gibi “sarkıt”larla bezenmişti mahkeme salonu. Daha önce de vardı bu ucu mikrofonlu sarkıtlar; tutukluların, tutuksuz yargılananların, savunmanların, basının, izleyicilerin tepesinde sarkıp duruyorlardı; kamera görüntüleriyle birlikte tüm bu kişilerin konuşmaları da tespit ediliyordu. Peki şimdi neden bu denli, “adım başı” denecek bir sıklıkla çoğaltılmışlardı? Hem tavanından onca ip sallanan mahkeme salonunun hem de birbirleriyle konuşanların görüntüsü dışardan birine “gülünç” gelebilirdi haklı olarak. Örneğin, duruşmanın başlaması beklenirken, basın bölümünde iki gazeteci yan yana oturmuş konuşuyorlar, öyle ki kulaktan kulağa, fısıl fısıl... Oysa konuştukları görevleriyle ilgili bir konudur büyük bir olasılıkla. Dinleyici bölümünde ise, biri, anlaşılan bu duruma çok içerlemiş, hafiften veryansın ediyor; yanındaki “de” ha bire hem gözleriyle, hem eliyle “yukarı”yı gösteriyor durmadan. Genelde bu görüntü, karşısındakini “doğru konuş, yukarıda Allah var!” diye uyaran biri olarak algılanır. Oysa şimdi 13 Haziran 2011 günü Silivri mahkeme salonunda bu görüntü, “Yukarıda mikrofon var!” demekti... Kuşkusuz, daha da çoğalarak tepelerine sarkan mikrofonlardan, görüntü kaydından en çok etkilenenler “savunman”lardı. “Hukuk dışı” bulmalarının ötesinde, “irkiltici” bir durumdu onlar için bu düzenleme. Nasıl olmasın ki; aldıkları “not”lar “da” olduğu gibi görüntüye giriyordu. Ve böylece “düşünce”leri de görüntüleniyordu demek... Onlar baştan beri belirttikleri mahkemenin “tutukevi” alanında olmasının kendilerine yarattığı “baskı” yetmezmiş gibi, şimdi bir de “savunma hakkına el atan, sınırlayan”, dolaysiyle “ifade özgürlüğünü engelleyen” bir “ortam dinlemesi”yle karşı karşıya kaldıklarını dile getirip bu düzenlemenin hemen kaldırılmasını istediler. İstekleri kabul edilmedi; duruşma bu ortamda başladı. İnsan Balyoz duruşmalarını izlerken, askeri okulda bir “ders”teymiş gibi bir duyguya kapılıyor. Çünkü sorgulanan komutanlar, dava konusu olan “seminer”in içeriğini, anlamını anlatıyorlar, açıklıyorlar; doğal olarak askersel tekniğin diliyle, kavramlarıyla. Ayrıca bütün dünyada olduğu gibi, askeri görevlerin dayandığı anlayışı belki de mantığıortaya koyarak. Bu durumun bir bakımasivillerce bütünüyle algılanabilmesinin “zorluğu”nu, sorulan sorular ortaya koyuyor zaman zaman olsa da. Bunlara verilen yanıtlar, örneğin, bir düşmana yapılacak bir saldırının, bir karşı koyuşun bütün inceliklerinin anlatılmasına dönüşebiliyor, belki de TSK’nin yöntemlerini açıklarcasına... Üstelik, savunmanların belirttiği gibi, “hukukça geçerli olmayan sahte deliller”e dayanan bir iddianameyle yürütülen bir dava yüzünden. Bu yaşananlar, yaşatılanlar yönünden bir savunmanın, biz dışarıdaki milyonlara seslenişine hak vermemek elde değil. Diyor ki: “Bu hukuksuzluğa karşı tepki vermemekle sıranın size gelmesini mi bekliyorsunuz?” Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Al renkli kısrak. 1 2/ Sayıları göstermek için kullanılan 2 işaretlerden her bi 3 ri... Bir bağlaç. 3/ 4 Satrancı andıran ve iki kişiyle oynanan 5 bir oyun... Halk di 6 linde patatese veri7 len ad. 4/ Cıvata ve somunlardaki yiv... 8 Fas’ın plaka imi. 5/ 9 Ender, seyrek... Ta1 2 3 4 5 6 7 8 9 lih. 6/ “Akdeniz anemisi”de denilen kansızlık has 1 B Ö R K E N E K talığı. 7/ “En sinsi bir gi 2 Ö D A V A T A R bidir geçmeyen zaman” 3 R A Z İ Z İ Y E (Y. K. Beyatlı)... Oylumlu. 4 K A Z A N K I Ş 8/ Bir şeyi toptan ve götü 5 E V İ N F E N A rü alma... Büyük demiryo6N A Z F İ T D lu durağı. 9/ Yüksek hızdan 7 E T İ K E T M İ korkma. 8K A Y I N ME Y YUKARIDAN 9 R E Ş A D İ Y E AŞAĞIYA: 1/ Hastalıktan ya da kötü gözden koruması amacıyla insan ve hayvanlara tılsım olarak takılan nazarlık. 2/ Asya’da bir ülke... Köle ya da cariyeye özgürlüğünü verme. 3/ Bir renk... Kızıl ve kaba tüylü koyun. 4/ Japon mafyasına verilen ad... Halk dilinde ayrana verilen ad. 5/ Görgü, deneyim... Tahıl gibi ürünlerin depolandığı, genellikle silindir biçiminde ambar. 6/ Bir çeşit eğri testere. 7/ İlgi çekici ve değişik kimse... Çoğunlukla spor karşılaşmalarında seyircileri coşturan kimse. 8/ Gümüşhane’nin Torul ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir göl... Evrensel alıcı olan kan grubu. 9/ Bir yapının damında, çevresi ve üstü açık yer... Bir renk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle