17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 HAZ RAN 2011 PAZARTES 12 SEÇİM 2011 Yeni parlamentoda AKP’den 40, CHP’den 19 kadın milletvekili yer alıyor Meclis’e 74 kadın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kesin olmayan seçim sonuçlarına göre 24. dönemde kadın milletvekili sayısı, bir önceki döneme göre artış gösterdi. 23. dönemde 48 olan kadın milletvekili sayısı 74’e yükseldi. Kadın vekiller arasında CHP’li Türk halk müziği sanatçısı Sabahat Akkiraz ve geçirdiği tren kazası sonucu kolunu ve bacağını kaybeden gazeteci Ayşe Önal’ın kızı Şafak Pavey de bulunuyor. Meclis’e giren bir diğer dikkat çekici isim de AKP’nin Sakarya’dan aday gösterdiği eski Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü ve Türkiye’nin ilk başörtülü milletvekili olarak seçilen ancak yemin töreni sırasında türbanlı olduğu için Meclis’ten çıkarılan Merve Kavakçı’nın akrabası Dr. Ayşenur İslam. Ayşenur İslam, bir dönem Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen’in de öğrencisi olmuştu. Bunun yanı sıra Nevruz kutlamaları sırasında Binnaz Toprak Sabahat Akkiraz Sena Kaleli Emine Ülker Tarhan Şafak Pavey Ayşe Nur Bahçekapılı Zuhal Topçu Sebahat Tuncel Nükleerin ‘Nimetlerinden’ Yoksun Kalmaya Hayıflanmak! AKP’nin 12 Haziran 2011 seçimlerinde yarıyı önde bitirmesi sürpriz olmazsa, genellikle kabul ediliyor. Ancak AKP’nin yarışı önde bitirmesi, 367’lik bir çoğunluğu elde etmesi ise uzak bir ihtimal görünüyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin seçimler boyunca gösterdiği dinamizmle oylarını hissedilir bir biçimde arttırması da kimse için sır değil. MHP’nin, kaset komplosuna karşın, biraz da bu tür ahlaksızlığın toplumda yarattığı karşı tepkiyle barajı kolaylıkla aşmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bunlar kuşkusuz sadece bir tahmin. AKP ve onun liderinin, seçimi önde bitirse bile umulanı bulamamanın düş kırıklığında, AKP usulü ‘ileri demokrasiyi’ daha da geliştirerek ülkeyi kaldığı yerden yeniden gerilimle yönetmeye kalkacağı da keza kimsenin saklısı değil. Ancak bu kez moral bulan muhalefet karşısında işi kolay değil. Bu ise gerilimin artması anlamına geliyor. Daha dün Anadolu’nun akarsularını akmaz hale getirerek çevreyi kirleten HES’lere karşı demokratik haklarını kullanan gençler polis tarafından bir parkta kuşatılarak karga tulumba merkeze götürüldüler. Yarın Avrupa ve dünyanın nükleerden vazgeçmeye başladıkları bir sırada Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santral kurulmasına karşı çıkacak çevrecilerin başına gelecekler de bundan farklı olmayacak. Çünkü dünyanın nükleerden vazgeçme hazırlıklarını sürdürmesine karşın, AKP’nin nükleer santral sevdasından vazgeçmeye pek niyetli olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim konuyla ilgili son somut gelişmelere bakıldığında, özellikle Japonya’daki Fukuşima faciasından sonra nükleerden enerji üretmenin miadını doldurduğu, tarihe gömülme zamanının geldiği ortaya çıkmaktadır. Bizim Sayın Enerji Bakanımızın daha bir ay önce Ukrayna’da düzenlenen Uluslararası Enerji Konferansı’na katılmak için gittiği Kiev’de, nükleer santrala sahip hiçbir ülkenin nükleerden vazgeçmeye niyetli olmadığını açıklaması, bu konuda süren hazırlıklardan habersiz olduğunu ortaya koyması hazindir. Nitekim bu söyleminden bir hafta geçmeden önce İsviçre belli aşamalarla nükleerden vazgeçeceğini açıklamış, ardından Almanya 2019 yılına kadar nükleerden çıkacağını resmen deklare etmiştir. Hürriyet gazetesi ‘Nabucco’ya gazsız bir imza daha’ başlığıyla verdiği haberde, Sayın Enerji Bakanı’nın, ne ilgisi varsa, 2071 yılında Malazgirt’in bininci yılında ‘yapılmamış’ nükleer santralın söküleceğini söylediğini yazmış. Tıpkı Nabucco’nun gaz olmadan imzalanması gibi bir şey. İstim arkadan gelecek olmalı. Ama Sayın Bakan’ın konuyla ilgili başka düşünceleri, kanımızca çok daha ilginç. Sayın Bakan gelişmiş ülkelerden bazılarının nükleerden vazgeçme kararı almalarına karşın bu zamana kadar onun ‘nimetlerinden’ yararlandıklarının altını çizerken gelişmekte olan Türkiye’nin ‘nükleerden’ hiç yararlanmamasına ise haksızlık diyor. Demesine diyor ama, ülkemizin nükleerden hangi konularda yararlanmadığından söz etmiyor. Onu da izninizle biz söyleyelim. 1986’da Çernobil faciasında ölüp gidenler, inanılır kaynaklara göre 30 ile 60 bin arasında. Ancak ölümler durmamıştır. Yetkililere göre, 2055 yılına kadar olan sürede 16 bin insan daha kanser veya benzer hastalıklardan ölmeye devam edecektir. Konuyla ilgili, birbiri ardından yazdığımız birkaç yazıdan sonra bugün, aslında konunun uzmanlarından Corinne Lepage’ın ‘Albin Michel’de Nükleer Gerçeği’ adıyla yayımlanan kitabından söz etmek istiyoruz. Fransa’da haftalık dergi Le Nouvel Observateur’ün kitabın bazı bölümlerinden derlediği özeti okuyucularımıza aktarmakta yarar görüyoruz. Zira Corinne Lepage, konuyla ilgili bilgilerimize önemli katkılarda bulunuyor. Aynı zamanda çevre konusunda ülkenin önde gelen hukukçuları arasında yer alan Corinne Lepage, aynı zamanda Alain Juppe hükümetinde çevre bakanlığı da yapmış. Sayın yazara göre 1974’ten bu yana Fransa’da ulusal enerji kararnamelerle dayatılmaktadır. Oysa bugün Fukuşima faciasıyla birlikte bu geçerliliğini kaybetmiştir. Fransa’nın riski olmayan, aynı zamanda ucuz elektrik hedefinin bugün bir seraptan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Dahası, bu kandırmacanın ağır bedelini ödeyecekler de yazık ki Fransız vergi mükellefleri olacaktır. Kitabın özetini yayımlayan Le Nouvel Observateur’ün, yazıya başlık olarak “Fransız nükleeri, bir finansal Çernobil”i seçmesi ise boşuna değil. Zira son zamanlarda nükleerden çıkma yarışının ardından nükleer santrallara yatırım yapan büyük şirketler ve bankaların sayıları giderek azalmaktadır. Örneğin Birleşik Devletler’de, Güney Teksas nükleer projesi bu yüzden iptal edilmiştir. Zira nükleerden enerjinin risksiz, ucuz, temiz enerji olduğu efsanesi yerle bir olmuştur. Radyoaktif atıkların güvenilir biçimde depolanması, nakli, en zengin ülkelerin bile korkulu rüyasıdır. Üstelik miadı dolanların sökümü de ayrı bir felakettir. Örneğin Fransa’nın Brötanya bölgesinde konuşlanmış olan Brennilis santralı 25 yıldır sökülmektedir. Devlet konseyinin 50 milyon Avro tahmin ettiği söküm giderleri bugün yüzde 1000 gibi ürkünç bir artışa ulaşmış bulunmaktadır. Fransa’daki 58 nükleer santralın sökümüne harcanacak para ve zamanı kimse düşünmek bile istemez. Nükleerin kaybedeceğimiz ‘nimetlerine’ kuşkusuz, irili ufaklı bir dizi facianın yanında Çernobil ve Fukuşima facialarındaki can ve mal kayıpları eklendiğinde nükleerin nimetlerinden söz edenlerin şapkalarını önlerine koyup olayı derinlemesine düşünmeleri gerekmektedir. Silopi’de polise tokat atmasıyla gündeme gelen BDP Milletvekili Sebahat Tuncel ile BDP’nin desteklediği Bağımsız adaylar Aysel Tuğluk, Pervin Buldan, Leyla Zana, Gültan Kışanak, Emine Ayna da bulunuyor. CHP’nin kadın adayları arasında yer alan, YARSAV Başkanlığı’ndan istifa eden Emine Ülker Tarhan ve İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan da Meclis’te. Sonuçlara göre Meclis’te en fazla AKP’li kadın milletvekili olacak. 74 milletvekili içinde AKP’den 40, CHP’den 19, BDP’nin desteklediği Bağımsızlardan 12 ve MHP’den 3 kadın milletvekili olacak. Partilere göre kadın milletvekilleri şöyle: AKP: Belma Satır, Alev Dedegil, Nimet Çubukçu, Ayşe Nur Bahçekapılı, Türkan Dağoğlu, Sevim Savaşer, Halide İncekara, Tülay Kaynarca, Gülay Dalyan, Tülay Selamoğlu, Ülker Güzel, Nurdan Şanlı, İlknur Denizli, Nesrin Ulema, Özlem Yemişçi, Tülay Babuşcu, Canan Candemir Çelik, Tülin Erkal Kara, Ayşenur İslam, Ülker Can, Tülay Bakır, Safiye Seymenoğlu, Fazilet Dağcı Çığlık, Nursuna Memecan, Dilek Yüksel, Fatma Salman Kotan, Gülşen Orhan, Öznur Çalık, Sermin Balık, Mine Lök Beyaz, Zeynep Karahan Uslu, Sevde Bayazıt Kaçar, Fatma Şahin, Derya Bakbak, Fatoş Gürkan, Çiğdem Ökten, İlknur İnceöz, Ayşe Türkmenoğlu, Gülay Samancı, Gökçen Özdoğan Enç. CHP: Ayşe Eser Danışoğlu, Şafak Pavey, Nur Serter, Bihlun Tamaylıgil, Sedef Küçük, Melda Onur, Binnaz Toprak, Sabahat Ak kiraz, Emine Ülker Tarhan, Aylin Nazlıaka, Gülsün Bilgehan, Güldal Mumcu, Hülya Güven, Birgül Ayman Güler, Candan Yüceer, Ayşe Nedret Akova, Sena Kaleli, Dilek Akagün Yılmaz, Sakine Öz. Bağımsız: Sebahat Tuncel, Pervin Buldan, Aysel Tuğluk, Leyla Zana, Nursel Aydoğan, Emine Ayna, Mülkiye Birtane, Bengi Yıldız, Ayla Akat Ata, Gültan Kışanak, Selma Irmak, Gülseren Yıldırım. MHP: Meral Akşener, Zuhal Topçu, Ruhsar Demirel. ANKETLER Dış basın ‘Erdoğan’ın agresif tarzının endişe yarattığını’ belirtti En başarılı tahmin SONAR’ın AKP’nin yüzde 50.93 oy alacağını açıklayan SONAR, CHP’nin yüzde 25.78, MHP’nin 12.45, BDP bağımsızlarının ise yüzde 4.87 oy oranına ulaşacağını duyurmuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2007 milletvekili genel seçimleri sonuçları tahmininde en başarılı olan araştırma şirketi KONDA olurken 2009 yerel seçimlerinin sonuçlarını ise en iyi A&G şirketi tahmin etmişti. 12 Haziran 2011 seçimlerini en iyi tahmin eden şirket ise SONAR oldu. Hakan Bayrakçı başkanlığında yapılan anketlere göre AKP’nin yüzde 50.93, CHP’nin yüzde 25.78, MHP’nin 12.45, BDP bağımsızlarının ise yüzde 4.87 oy oranına ulaşacağı tahmin edilmişti. Tarhan Erdem başkanlığındaki KONDA, oy oranlarını AKP için yüzde 46.5, CHP için yüzde 26.8, MHP için 10.8, BDP destekli bağımsızlar için yüzde 6.7 olarak açıklamıştı. “MetroPOLL” Genel Müdürü Özer Sencar’ın açıkladığı son sonuçlara göre ise AKP yüzde 4448, CHP yüzde 2628, MHP yüzde 13, BDP bağımsızları ise yüzde 6 oy alacaktı. Murat Sarı yönetimindeki “Konsensüs” Araştırma Şirketi ise AKP’nin yüzde 43.7, CHP’nin yüzde 25.5, MHP’nin ise yüzde 10.4 oy alacağını açıklamıştı. A&G Araştırma Şirketi sahibi Adil Gür, seçim yasakları öncesinde yaptığı son açıklamada, son anketlerin AKP için yüzde 38.4’ün bir hayli üzerini gösterdiğini, CHP’nin yüzde 30’u zorladığını, bunu aşmanın sürpriz olmayacağını; MHP için ise kaset olaylarının yarattığı “barajın altında kalır” söylentisine karşın barajın bir hayli üstünde olduğunu dile getirmişti. Faruk Acar’ın başkanı olduğu “AndyAr” şirketi ise AKP’ye yüzde 52, CHP’ye yüzde 27, MHP’ye yüzde 10.5 ve BDP bağımsızlarına yüzde 7 oy biçmişti.“GenAr” Genel Müdürü Mustafa Şen ise AKP için yüzde 48, CHP için yüzde 25, MHP için yüzde 11, BDP destekli bağımsızlar için yüzde 6 tahminini yapmıştı. ‘Sürpriz olmadı’ Şener: Adımı küçük yazmışlar Sivas bağımsız milletvekili adayı Abdüllatif Şener oy pusulasında adının küçük puntolarla yazılmasına tepki göstererek “Gerekirse itiraz edeceğim” dedi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Mersin Adliye binasında karşılaştığı CHP’li sa Gök ile il birinciliği için iddiaya girdi. Çağlayan’ın oyu için itiraz Haber Merkezi Mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi’nde oy kullanan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, yanlışlıkla zarfa da “evet” mührünü bastığını söyleyerek yeni bir zarf istedi. Tekrar kabine giren Çağlayan pusulayı yeni zarfa koyup şeffaf sandığa attı. BDP’nin buna itiraz edeceği bildirildi. Çağlayan, işsiz bir gencin annesi ile emekli bir kadının talepleriyle karşılaştı. Bakan Çağlayan ise “Devlette torpil olmaz. Önceki zamanlarda oluyordu belki ama AKP hükümetleri döneminde torpil olmaz” dedi. BDP buna itiraz edeceğini açıkladı. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, oyunu eşi Olcay Baykal ile Antalya’da Barbaros İlköğretim Okulu’nda kullandı. Baykal, “Artık söz milletin. İnşallah Türkiye için iyi olur” dedi. CHP İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı Süleyman Çelebi, Beylikdüzü Haldun Taner İlköğretim Okulu’nda sandık başına gitti. Çelebi, sandıkları dolaşarak seçim görevlileri ve yurttaşlarla tokalaştı. İstanbul’da oy kullanan Devlet Bakanı Egemen Bağış uzun süre oy kabininde kalınca görevliler yardım etmek istedi. Bağış, pusulayı incelediğini söyledi. Dış Haberler Servisi AKP’nin zaferiyle sonuçlanan genel seçimlerle ilgili dış basında da değerlendirmeler yapıldı. Ünlü Fransız haber ajansı AFP abonelerine geçtiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili yorumda, “Korkuyu da umudu da besliyor” başlığını kullandı. İktidara üçüncü kez ezici çoğunlukla geldiğini vurguladığı Erdoğan için “karizmatik ve popülist lider” tanımlamalarını yapan ajans, Erdoğan’ın “agresif bir tarzı” olduğunu da kaydederek bu tarzın endişe yarattığına dikkat çekti. Erdoğan’ın kendisine, İslam kardeşliği çerçevesinde ezilmişlerin savunucusu misyonu yüklediğinin de ileri sürüldüğü yorumda, Başbakan’ın Arap ülkelerinin sokaklarında İsrail’e karşı aldığı tutumdan ötürü bir kahraman gibi karşılandığı da ileri sürüldü. Ajans, “Ama eleştiriler karşısında tahammülsüz, medyaya karşı haşin saldırılar yapıyor, fikir ayrılıklarının arkasında komplo görmeye eğilimli” değerlendirmelerinde bulundu. Başbakan’ın Hopalılara eşkıya dediğinin de hatırlatıldığı yorumda, polisin kullandığı biber gazı nedeniyle bir öğretmenin hayatını kaybettiğine de değinilerek yönetime karşı gizli planlar içinde olduğunu iddia ettiği gazetecilerin tutuklanmasını savunan Erdoğan’ın, yayımlanmamış kitapları bile “benzeri görülmemiş” şekilde yasakladığına ve bazı kitapları bombadan daha yıkıcı gördüğünü söylediğine de dikkat çekildi. ‘Başkanlık arzusunda’ Ünlü Amerikan haber yorum dergisi Time da, seçimlerden kısa bir süre önce yaptığı analizde AKP ve Erdoğan ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dergi, Erdoğan’ın başkan olma arzusunun büyük bir kesim için endişe verici olduğunu yazdı. Dergi, Başbakan Erdoğan’ın birçok kişinin endişe duymasına yol açan başkanlık sistemini Fransa ya da Rusya’nın sistemlerine benzetti. Vekiller 24 Haziran’da ant içecek. 5 günlük aranın ardından başkan seçimi yapılacak lk oturumu Ekşi yönetecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin 24. dönemi, 24 Haziran’da milletvekillerinin ant içmesiyle başlayacak. TBMM’nin ilk birleşimini “en yaşlı üye” sıfatıyla CHP’li Oktay Ekşi yönetecek. Meclis, içtüzüğüne göre, seçim kesin sonuçlarının YSK tarafından TRT kanallarında ilanını izleyen beşinci günü saat 15.00’te toplanacak. YSK’nin geçen yıllardaki resmi sonuç açıklama ortalamasına bakıldığında, yeni seçilen milletvekillerinin 24 Haziran Cuma günü ant içmesi bekleniyor. En yaşlı üyenin başkanlığında toplanacak olan TBMM Genel Kurulu’nda, ilk olarak milletvekilleri ant içecek. Birleşime, en yaşlı üye sıfatıyla Oktay Ekşi’nin başkanlık etmesi bekleniyor. Yemin töreninin ardından Meclis Genel Kurulu, yeni Meclis başkanını seçmek üzere çalışmalarına 5 gün ara verecek ve bu arada Meclis başkanı adayları belirlenecek. Daha sonraki 5 gün içinde de Meclis Başkanlığı seçimi yapılacak. Yeni hükümet Oktay Ekşi TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşmasından sonra Meclis’te 61. hükü metin kuruluş ve güvenoyu süreci başlayacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, anayasa gereği bir milletvekilini Türkiye Cumhuriyeti’nin 61. hükümetini kurmakla görevlendirecek.Yeni Bakanlar Kurulu’nun programı, hükümetin kuruluş tarihinden itibaren en geç 1 hafta sonra TBMM’de okunacak. Güven oylaması sürecinin temmuz ayının ilk haftasında tamamlanması bekleniyor. Meclis’in, hükümetin kurulmasından sonraki süreçte, temmuz sonunda tatil kararı alarak 1 Ekim’de yeni yasama yılının başlaması bekleniyor. Füle: Süreci belirleyecek Dış Haberler Servisi Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye’deki genel seçimlerin ABTürkiye süreci açısından belirleyici olacağını belirtirken süreci daha ileriye götürmek istediklerini de ifade etti. Stefan Füle, ABHaber’e yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki seçimler ABTürkiye süreci açısından belirleyici olacak” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle