22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MAYIS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 ‘Yaz Oyunları’ başlıyor BÜMK Korosu’na destek İ stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ( BBŞT) sezon boyunca beğeni toplayan oyunları, bugünden itibaren tekrar sahnede. 6 Haziran’a kadar Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde BBŞT’nin “Yaz Oyunları” programı kapsamında sahnelenecek oyunlar ise “ stanbul Efendisi”, “Kabare”, “Lüküs Hayat”, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”. “ stanbul Efendisi” bugün saat 21.00’de, “Kabare” 2 Haziran’da saat 21.00’de, “Lüküs Hayat”, 4 Haziran’da saat 21.00’de, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” oyunu ise 6 Haziran’da saat 21.00’de izlenebilir. Biletler, BBŞT gişeleri ile internet sayfasından temin edilebilir. stanbul Efendisi B u yıl 1017 Temmuz tarihlerinde Avusturya’da düzenlenecek Dünya Koro Şampiyonası’na katılmayı planlayan Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü (BÜMK) Caz Korosu’nun maddi desteğe ihtiyacı var. BUMK Caz Korosu Şefi Masis Aram Gözbek kısa bir zaman kalan yarışmaya gidebilmek için sponsor veya sponsorlara ihtiyaç duyduklarını belirterek Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edebilmek için canla başla çalıştıklarını söylüyor. 1994’te kurulan BÜMK Caz Korosu, geçen yıl Çin’de düzenlenen ve uluslararası alandaki en büyük çaplı ve en prestijli koral müzik etkinliği olarak gösterilen Dünya Koro Olimpiyatları “6. World Choir Games’de, çağdaş müzik kategorisinde dünya ikincisi”, oda korosu ve caz kategorilerinde ise dünya üçüncüsü olmaya hak kazanmıştı. “ stanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Etki Değerlendirme Raporu” stanbullu kültür sanata uzak Ekonomi Servisi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı’nın “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Etki Değerlendirme Raporu” kapsamında uluslararası denetim şirketi Ernst & Young’a yaptırdığı ankete göre İstanbul halkının yüzde 84’ü kültürsanat izleyicisi değil, yüzde 40’ı ise kültürel faaliyetlere hiçbir harcama yapamıyor. İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Etki Değerlendirme RaporuMayıs 2011”, Koordinasyon Kurulu Başkanı Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın da katıldığı sohbet toplantısı ile tanıtıldı. Rapora dayanak oluşturan ve 4 bin 323 kişiyle örneklenen, sonuçları yüzde 99 güven sınırlarına ulaşan ankette, “kitap okumak, sinemaya gitmek, tiyatro, konser izlemek, müze ve sergi ile baleye gitmek” etkinliklerinden en az 4’ünü yılda sadece bir kez yapanlar, kültürsanat izleyicisi olarak kabul edildi. Sonuçlara göre, İstanbul halkının yüzde 54’ü kitap okuyor, yüzde 51’i sinemaya gidiyor, yüzde 24’ü konser, yüzde 20’si müze ve sergiye, yüzde 4’ü de opera ve baleye gidebiliyor. Raporda yer alan sonuçlara göre, 500 milyon TL harcanan İstanbul 2010 AKB programı boyunca 586 proje ve 9 bin 862 etkinlik düzenlendi. 2010 Kültür Başkenti çalışmalarının İstanbul halkının kültürsanata olan ilgisinin artmasına ve yeni kültürsanat izleyicisi kazanımına yardımcı olduğu belirtilen rapora göre, söz konusu etkinliklere katılanların yüzde 44.7’si kültürsanat izleyicisi olmayanlardan oluştu. Rapora göre, etkinlikler İstanbul’da konaklayan yabancı turist sayısına da olumlu yansıdı ve yüzde 12.6 artış oldu. Sıkıcı hayata çılgın direniş stancool Festivali’nin konuğu yönetmen Terry Gilliam’la sinema, stanbul ve yeni projeleri üzerine ‘Balıkçı Kral’, ‘12 Maymun’, ‘Brazil’ gibi filmlerin yönetmeni Terry Gilliam, festival kapsamında katıldığı panellerde sinemaseverlerin soru bombardımanına yakalansa da esprili ve absürd yanıtlarıyla merak giderdi, bizlere de sıra dışı insanların dünyaya farklı baktığını, çılgın olmayı öğrenmemiz gerektiğini, aksi takdirde hayatın çok sıkıcı olacağını nasihat etti. CEREN ÇIPLAK ‘Görünmez müzisyenler’ sergisi uzatıldı Kültür Servisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde yer alan “Görünmez Müzisyenler” sergisinin ziyaret tarihi, 19 Haziran’a uzatıldı. Belçikalı Automatia Musica Foundation’ın “mekanik müzik bilincinde bir yolculuk” anafikriyle bir araya getirdiği koleksiyonda, müzik otomasyon sistemleri ve mekanik enstrümanlar, 1750’lerden günümüze müzik tarihini, mekanik ve mühendislik ağırlıklı yanıyla yansıtıyor. Tüm dünyada 25 ayrı şehirde 1995’ten bu yana gerçekleşen sergiyi toplam 2 milyona yakın kişi ziyaret etti. “10 parmağında 10 marifet” bir isim Terry Gilliam... Yönetmen, senarist, aktör, animatör, yapımcı... Modern sinemanın en aykırı yaratıcılarından Gilliam, İstancool Festivali’nin en “cool” ismiydi kuşkusuz. Festival kapsamında katıldığı panellerde sinemaseverlerin soru bombardımanına yakalansa da, esprili ve absürd yanıtlarıyla merak giderdi, bizlere de sıra dışı insanların dünyaya farklı baktığını, çılgın olmayı öğrenmemiz gerektiğini, aksi takdirde hayatın çok sıkıcı olacağını nasihat etti. Sinemasını rüyalar âlemi ve hayal dünyasıyla besleyen yönetmenin filmleri de karanlık bir mizah anlayışının ve masalsı bir hikâyeleme tarzının ürünü. Baskıcı devlet yönetimlerini, bürokrasiyi, tek tipleşmeyi benimseyen politikaları eleştirdiği filmleri arasında “12 Maymun”, “Balıkçı Kral, “Brazil” gibi yapıtlar var. 196974 arasında BBC’de yayımlanan “Monty Python’s 12 Maymun Flying Circus” programıyla modern kara mizahın avangart ustaları olarak ünlenen komedi grubu Monty Python’la özdeşleştirilen Gilliam’ın artık animasyona pek merakı kalmamış, ancak bir taraftan da “1884” adlı bir animasyon filmin yapımcılığını üstlenmiş. Bir de yeni bir kısa film çekmiş, “Böylece insanların dikkatini kısa sürede çekebiliyorsun” diyor. 2008 yapımı fantastik türdeki “Doctor Parnassus”un ortaya çıkma hikâyesi ise şöyle: “Bir gün çekmecemi açtım ve hayata geçiremedi ğim diğer hikâyelerin içinden beğendiğim parçaları, bölümleri alıp bir senaryo haline getirdim, çünkü israfı sevmiyorum! Parçaları bir araya getirmek sanırım animasyon günlerimden kalma bir alışkanlık.” Peki, Gilliam’ın ünlü filmlerinden, otoriter ve bürokratik düzeni Kafka’yı çağrıştıran bir atmosferde yansıtıp eleştirdiği “Brazil”i bugünün sisteminde çekilebilir miydi? “Bugünkü sosyal politik çerçeve içinde çekmeyi isterdim ama şimdiki dünyamız çok farklı, bilemiyorum” diyor, Gilliam. Filmlerinde amaçladığı ise her seyircinin filmine farklı bir bakış açısıyla bakmasını sağlamak. Her şey ona ilham kaynağı olabiliyor: “Bu yüzden seyahat etmeyi çok severim; sürprizler, yenilikler yaşamak için... İmajlar, fikirler bir şekilde kafamda biçimleniyorlar. İstanbul da çok ilham verici, fantastik bir şehir” diyor. Sözü Türk sinemasına getirmenin zamanı... Fotoğraf: MURAT ŞAKA “Türkiye’nin en ‘taze’ müzik ve sanat festivali”nin kimliği henüz tam oturmadı Leftfield Freshtival’de alkışlar Leftfield’e ZÜLAL KALKANDELEN “Londra’da Amerikan filmleri veya çok şanslıysanız birkaç Fransız filmi görme şansınız oluyor. Böyle büyük bir şehir için bu çok saçma. Bu yüzden açıkçası Türk sineması hakkında pek bilgim yok. Japon, İsveç, Fransız filmleri ise gerçek bir diyet.” Artık eskisi kadar film izleyemediğini de vurgulayarak “Evet, tembelleştim. Artık Türk filmlerini izlemem için araştırma yapmam gerekiyor” diyor. Pozitif’in bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Freshtival için cumartesi günü Maçka Küçükçiftlik Park’taydık. Park genişletilmiş, sahne önündeki kısım hariç zemin çimenle kaplanmış ve ihtiyaca daha çok cevap verebilecek bir mekân elde edilmiş. Parkın büyümesi iyi elbette ama festivale katılım çok fazla olmayınca mekân boş göründü. +24 yasağının kalkmasından sonra, gençlerin daha duyarlı davranıp, geri aldıkları haklarını kutlamak için festivale akın edeceklerini hayal etmiştim ama olmadı. Oysa iyi haber, gençlerin hemen hepsinin yer aldığı Facebook, Twitter gibi sosyal medyada günlerdir çok konuşulmuştu. Biletler, çeşitli indirimler sunan sitelerde “bir bilet alana bir tane bedava” şeklinde satılmış. Festivale giriş bu kadar ucuzlayınca etrafta önceliği müzik dinlemek olmayan, davranışlarıyla insanları rahatsız etmek olan çok sayıda insan vardı. Freshtival yeni bir festival; “Türkiye’nin en ‘taze’ müzik ve sanat festivali” sloganıyla oluşturulmaya çalışılan kimliği henüz tam oturmadı. Düzenleyenlere önerim, katılımı arttırmaya çalışırken, festival algısında sorun yaratabilecek bu tür uygulamalardan uzak durmaları... Müzik sahnesinin ana konukları Can Bonomo, Crystal Fighters, Noisettes ve Leftfield’dı. İlk albümü “Meczup”la iyi bir çıkış yapan Can Bonomo, kısa zamanda çok sayıda hayran edinmesine karşın, erken saatlerde sahneye çıktığı için az sayıda insana hitap etti. Crystal Fighters, etnik müziği elektronika ile birleştiren İs panyol bir grup. Enerjik bir performans sundular ama müziklerinden etkilendiğimi söyleyemem. Çoğunluğun beklediği isim, “İngiltere’nin en iyi canlı performans grubu” denilen Noisettes’di. 60’ların soul müziğini oldukça hareketli bir soundla bugüne taşıyorlar. Bir zamanlar burlesk şovlarda sahneye çıkan Zimbabve asıllı vokalist Shingai Shoniwa, hem sesi hem de enerjik performansıyla beğeni topladı. Ancak kanımca, festivalin en başarılı ismi, hiphop, reggae esintili vokalleri ve müthiş video görselleriyle efsane elektronika ikilisi Leftfield oldu. İkilinin yarısı, yani Paul Daley, turneye katılamadığı için yoktu; grubu Neil Barnes temsil etti. Stephen Cheshire’ı vokallerde canlı dinlemekse ayrı bir keyifti. Leftfield’ı tanımayan 20’li yaşlardaki gençlerin, Noisettes’den sonra festivalden ayrılması ilginç bir durum olsa da; aslında “Leftfield” ifadesinin İngilizcede ana akımın dışındaki alanı işaret eden yan anlamıyla da uygundu. Bir diğer çarpıcı nokta, daha çok son yıllarda parlayan “yeni” gruplara yer verilen Freshtival’ın yıldızının festivaldeki en eski grup oluşuydu. 1990’dan bu yana varlığını sürdüren Leftfield “Phat Planet”, “Afro Left”, “Release the Pressure”, “Inspection (Check One)” gibi unutulmaz parçalarını çalarken bir kez daha neden bu kadar büyük grup olduklarını anladım. Etnikle moderni elektronik altyapıda çok etkileyici bir şekilde buluşturdular, bugün bazılarına esin kaynağı olan müziği 20 yıl önce yaptılar ve hâlâ günümüzün en iyi elektronik dans grupları arasındalar. Alkışlar Leftfield’e! www.zulalkalkandelen.com DUYURU 31 Mayıs 1971 günü Nurhak Dağı’nda emperyalizmin işbirlikçileri tarafından katledilen Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan’ın aramızdan ayrılışının 40. yılında onları saygı ve özlemle anıyoruz. Anma töreni 31 Mayıs 2011 Salı günü saat 12.00’de Sinan Cemgil’in Karacaahmet’teki mezarı başında yapılacaktır. Törene katılacaklarla belirtilen günde saat 11.00’de Karacaahmet girişinde Şakirun Camii önünde buluşulacaktır. İletişim: 0532 325 85 90 C MY B 68’liler Birliği Vakfı Yönetim Kurulu C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle