19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 31 MAYIS 2011 SALI [email protected] 16 KÜLTÜR Genelde tüm sanatların, özelde tiyatronun duruşu baskıcı yönetimlerle hesaplaşmanın simgesidir Sanat ve siyaset arasında adlı oyunu, İHH İnsani Yardım Vakfı üyelerince Mavi Marmara gemisinde yaşananlar nedeniyle saldırıya uğrayabileceği endişesiyle iptal edildi ve topluluk yine şaşkın, bavullarını topladı gitti. Gündelik birkaç haber ve Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) bildirisi dışında kapandı olay... Dün Kusturica, bugün Cameri Tiyatrosu, peki yarın? Boris Groys, “Terör Çağında Sanatın Kaderi” başlıklı yazısında sanat alanında yaşananların ve bunlara dair analizlerin zamanın ruhunu yansıttığından söz eder. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde o kadar çok olumsuz örnek sıralamak mümkün ki… Örneğin; Mehmet Aksoy’un, Başbakan tarafından “ucube” olarak nitelendirilen heykelinin, bir insanlık anıtı olarak Kars’a kazandırdığı o görkemli ve anlamlı eserin yine Başbakan’ın verdiği “buyruk” üzerine hızla yıkılması dönemin bire bir yansımasıdır. Groys’un altını çizdiği gibi, bugün durduğumuz noktadan bir adım geri atıp çevremize baktığımızda göreceğimiz resim, içinde bulunduğumuz dönemle ilgili ciddi sorgulamalara yol açar. Yüzleşmek zorunda kaldığımız gündelik olaylar sadece suyun üstündeki yansımalarıdır yaşananların, yaşanacakların… Ekim 2010’da Antalya Film Festivali’ne jüri üyesi olarak davet edilen Sırp yönetmen Emir Kusturica bazı grupların protestolarıyla karşılaşınca kenti şaşkın bir vaziyette terk etti. Benzer bir olay geçen günlerde Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yaşandı. İsrail’den gelen Cameri Tiyatrosu’nun “Kalbimi Titret” Şiddet bir çözüm mü? Siyaset ve sanat arasındaki ince çizginin özenle korunması, şiddet ve dar bakış açıları arasında hızla kök salması olası sağlıksız ilişkileri olumlu yönde etkileyecektir kuşkusuz. Genelde tüm sanatların ve özelde tiyatronun duruşu yıllar boyu baskıcı yönetimlerin onunla yaşadığı hesaplaşmaların simgesidir. Aristophanes, “Söz insan düşüncesinin kanadıdır/İnsanı sözdür yücelere çıkaran/ Ben de sana akıllıca söz etmekle/ Kanat takmış oluyorum kafana” derken, Schiller insanlık tarihini geniş dünya sahnesinde düşünce uğruna güçlü karakterlerin mücadelesi olarak ele alırken ya da Edward Bond, “Tiyatronun ana teması adalettir”, David Hare, “Sağduyu tiyatronun kalbinde yatar” derken salt tiyatronun değil, tüm sanatların yapısal dinamiğini belirlerler. Yasaklar, sansür ve hatta saldırılar ne yazık ki zaman zaman tiyatromuzun gündemini oluşturmuştur. Mart 1964’te Şehir Tiyatroları’nda oynanan Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı” yobazların taşlı sopalı saldırılarına hedef Yasaklar, sansür ve saldırılar tiyatromuzun da gündeminde yer etti. 1968’de Kadıköy l Tiyatrosu Az iz Nesin’in “Berber Nonoş” oyunu sırasında saldırıya uğradı, aynı yıl Aydın Engin’in “Devri Süleyman” oyunu da Ak saray Küçük Opera’da saldırıya uğray acak ama yine suçlular bulunamayaca ktı... Müzikal”i oynarken Şan Tiyatrosu’nu yakanların bulunamadığı gibi… Daha o kadar çok örnek sıralamak mümkün ki… Edward Bond der ki: “insanlık olaylarının çözümünde asla şiddete yer yoktur… İnsanlığın yitirildiği noktada uçurumun dibindekilerle yolda yürüyenler arasında hiçbir fark kalmaz.” Mart 1964’te Şehir Tiyatroları’nda Sağlam bir toplumsal düzenin koşulu olan oynanan Brecht’in “Sezuan’ın yi eğitimden ekonomiye uzanan altyapılansanı” yobazların taşlı sopalı rın geliştirilmediği toplumlarda şiddetin saldırılarına hedef olmuş ve repertuvardan kaldırılmıştı. tırmanması kaçınılmaz. Tabii ki burada söz konusu olan, sokaklara taşan şiddetin ötesinde, eğitimsizlik, iletişimsizlik, olmuş ve repertuvardan kaldırılmıştır. Ulvi Uraz Tiyatrosu 1966’da Kırıkkale’de taşa tutul uyumsuzluk üstünden ve özellikle de sanatın muştur, Kadıköy İl Tiyatrosu 1968’de Aziz Ne her alanında yaşanan kırılmalardır. Toplumun hafızası sanki kaydedemiyor arsin’in “Berber Nonoş” oyunu sırasında saldırıya uğramış ve dekorlar tahrip edilmiştir. Ay tık son yıllarda sanatla ilişkili olarak yaşanan nı yıl Aydın Engin’in “Devri Süleyman” ad onca olayı. Çark hızla dönüyor, kopmalar şidlı oyunu Aksaray Küçük Opera’da saldırıya uğ detli yaşanıyor. “İktidar” sözcüğünün açırayacak ama yine suçlular bulunamayacaktır, lımları aynı hızla istismar ediliyor ve ne yazık tıpkı yıllar sonra Ferhan Şensoy’un “Muzır ki bu istismarlar bir hak halini alıyor. Orhan Kemal’i Anarken Edebiyatımızın büyük ustası Orhan Kemal, 2 Haziran 1970’te hayata veda etti. Ancak sıradan insanların ve sahipsizlerin var olma kavgasını yazdıklarına taşıyan, halkının ruhunu yansıtan has bir yazar olarak eserleriyle yaşamayı sürdürüyor. İnsanlık hallerini ve gerçeğini yazarlık vicdanıyla harmanlayan yazarlar ölümsüzdür. Yazarın, Küçük Adamın Notları başlıklı üçlemesi; Baba Evi, Avare Yıllar ve Cemile ile Dünya Evi kendi yaşamından beslenen romanlar. Toprağa bağlı köylüleri, mevsimlik tarım işçilerini, küçük esnaf ve zanaatçıları anlattığı Bereketli Topraklar Üzerinde, Vukuat Var, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları, Kanlı Topraklar gibi romanları ise Çukurova gözlemlerine dayanır. 1950 sonrası ailesiyle birlikte İstanbul’a göç eden O. Kemal, göç dalgasıyla gelen insanları, toplumun kıyısında kalmışları; iyilik, kötülük, özveri ve dayanışma duygularıyla yazdı, tanıdık kıldı. Suçlu, Devlet Kuşu, Gurbet Kuşları, Bir Filiz Vardı, Müfettişler Müfettişi, Üç Kâğıtçı, Arkadaş Islıkları gibi romanlarında büyük kentin temel sorunlarını, kente uyum sağlamaya çalışan genç kuşakla yaşlıların değerler çatışmasını ve dönem koşullarından kaynaklanan hayal kırıklıklarını acıklıgülünç yönleriyle işledi. Orhan Kemal, tarıma dayalı sanayinin insan gücü ihtiyacının kentlere göçü hızlandırdığı sancılı bir dönüşüm sürecinde makineleşen tarımı ve altyapısız sanayileşme koşullarında ezilenleri konu edindi. Kentin yeni sakinlerinin tutunma çabaları, toprak ağalarının yerini alan fabrika patronları, çalışmayı öğrenen kadınlar, çocuklar ve bu karmaşadan doğan gündelik yaşantı romanlarının odağında yer alır. Anlatımı, anlattığı insanların davranış biçimleri ve dünya görüşlerine uygun olarak süssüz ve yalın, betimlemeleri ölçülüdür. Yoğun ve doğal diyaloglar ise anlatının gelişmesinde ve karakterleri belirlemede önemli bir araçtır. Yazarın gerçekçiliği “küçük insanlar”ın seçeneklerini, düşünce yapılarını ve yazgılarını da ortaya koyar. Yaşarken de çok sevilmiş ve çok okunmuştur çünkü yüzeysel ve tarafsız değildir. Hayatın zenginliğini, insan deneyimlerinin çeşitliliğini göz ardı etmeden farklı konulara eğilmiş, “Murtaza” gibi unutulmaz tipler yaratmış ve geleceğe inancını diri tutmuştur. Sorunları tarihsel ve toplumsal temelde ele alıp kavrayışı eserlerini evrensel kılar. Ona göre bu sorunlar sistemle ilgili gediklerden doğar ve sağlam kalabilmiş değerlere yönelme arzusu, çatışma yaratır. Romanlarındaki dramatik yapıyı besleyen, temeldeki bu çatışmadır. Yazarlık tutumunu ‘sosyalist gerçekçi’ olarak tanımlayan Orhan Kemal, mutlu ve adaletli bir ülke özleyen bir yazar olarak uzun yıllarını hapiste ya da polis izlemesinde geçirdi. Edebiyatın para kazandırmadığı yıllarda ailesini geçindirmek için durup dinlenmeden yazdı ve gerçekleri anlatmaktan yılmadı. Bugün, kırk yıl önceye göre pek çok şey değişti ama sistemin gedikleri kapanmadı. İşsizlik, yoksulluk, çatışma ve kavga bitmedi. Kentlerin varoşlarında onun anlattığı insanlar daha da çoğaldı. Türkiye hâlâ gerçek demokrasiyi, adaleti, hakça bölüşümü özlüyor. Son on yılda ise baskı, zulüm, din istismarı ve sansür, geçmişi aratacak hale geldi. Orhan Kemal’in insanları daha büyük kayıp ve yalnızlıklarla aramızda yaşıyorlar ve yazık ki bütün bunlar edebiyatımıza pek az yansıyor. Zor bir dönemden geçiyoruz, umutsuzuz. Bize bir uyanış, farklı bir kavrayış, yeni bir bakış ve yeni Orhan Kemal’ler mi gerekiyor, ne dersiniz? , ‘Eldivenler ikâyeler’ H a Fransızcad Kültür Servisi Murathan Mungan’ın 2009 yılında yayımlanan “Eldivenler, Hikâyeler” adlı kitabı Fransızcada. Fransız “Actes Sud” Yayınevi tarafından Jean Descat’ın çevirisiyle “Les Gants et autres nouvelles” adıyla yayımlanan kitap, Murathan Mungan’ın Fransızcaya çevrilen üçüncü kitabı oldu. “Actes Sud”, daha önce Mungan’ın “Üç Aynalı Kırk Oda” ve yine Jean Descat çevirisiyle “Çador”unu yayımlamıştı. En pahalı yapıt Komet’in Kültür Servisi 16. Beyaz Çağdaş ve Modern Sanat Müzayedesi’nde, Türk çağdaş sanatının figür ustalarından Komet’in 1992 yılına ait yapıtı 260 bin TL’ye alıcı bularak müzayedenin en pahalı eseri oldu. Erol Akyavaş’ın “Gazali’ye Saygı XVII” yapıtı 250 bin TL’ye alıcı bulurken, Amerikan neoekspresyonizminin öncüsü David Salle’in “On the River” yapıtı 240 bin TL’ye, Alman minimalist soyutunun önemli sanatçılarından Imi Knoebel’in “Zion” adlı yapıtı da 220 bin TL’ye alıcı buldu. AKM üç yıldır çürüyor Atatürk Kültür Merkezi kapatılmadan önceki son sanat etkinliğine 31 Mayıs 2008’de ev sahipliği yapmıştı dıktan sonra uzun bir süre AKM’de, duyduğumuza göre, koltukların sökülTam üç yıl önmesinden başka bir ce bugün, 31 Maşey yapılmadı. Yeyıs 2008’de, 16. nileme projesinin İstanbul Tiyatro hazırlanmasını üstFestivali’nde sahlenen, binanın minelenen “Operamarı Hayati Tation: Orfeo” adlı banlıoğlu’nun oğlu oyunu izlemek Murat Tabanlıoğiçin Atatürk Küllu’nun projesi açıktür Merkelandıktan sonraysa zi’ndeydim. gürültü koptu. Projede Oyun çok güzeldi, etkileBu yazı AKM için atılan bir yer alan; en üst katta loyiciydi; ama o gecenin çığlık! Çünkü AKM çürümeye kanta, girişte kafe, kitapdaha önemli bir özelliği çı ve ekranönyüz gibi vardı, o da bu oyunun bırakıldı. Amacım, AKM yeniliklere sanatçılar ve AKM’de, yenilenmek konusunda karar verme mimarlar karşı çıktılar. için kapatılmadan önce yetkisini ellerinde Açılan dava yürütmeyi gerçekleştirilen son sanat durdurma kararıyla soetkinliği olmasıydı. bulunduranları sağduyuya nuçlandı. O gün bugün Oyun üzerine yazdıçağırmak. natlaşmaktan de AKM Taksim alanınğım ve gazetemizde 2 vazgeçmeye… dan geçen eski dostlarıHaziran 2008’de yayımna yalnızca hüzün dağılanan yazımda AKM’nin tıyor. kapatılmasına şöyle dePeki, neden böyle olğinmişim: “Bir buçuk du? Benim görüşüm şu: AKM’yi kullanan yıl sonra, yenilenmiş olarak, pırıl pırıl yekurumların yönetici ve çalışanlarının da söyniden açılmasını bekleyeceğimiz ve yenilelediği gibi, uzun yıllar boyunca yapılması geme çalışmalarını yakından izleyeceğimiz reken onarım ve yenilemelerin yapılmaması AKM’de, onarım öncesi son sanat etkinlinedeniyle bina çok kötü durumda olduğunği…” dan onarılması, tüm donanımlarının yenilenŞimdi, ne kadar iyimsermişim diyorum. Hem Kültür Bakanlığı’nın kapatırken hem de mesi gerekiyordu. Dolayısıyla yenileme kararı doğruydu. Ancak, nasıl yenileneceği koİstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajannusunda söz hakkı binayı kullananların olsı’nın daha sonra yenilenmesini üstlenirken malıydı, çünkü orası onların eviydi. Mimaverdikleri sözlere inanmışım. Bunun nedeni rın, AKB Ajansı’nın, Kültür Bakanı’nın ya de, sanırım, daha önce yıkılmak istenirken da Başbakan’ın değil. (“Yıkılarak yeniden yapılması 2 Kasım Bu yazı AKM için atılan bir çığlık! Çünkü 2007’de TBMM’den geçen İstanbul 2010 AKM çürümeye bırakıldı. Amacım, AKM Avrupa Kültür Başkenti Kanunu’yla yakonusunda karar verme yetkisini ellerinde salaşmıştı!” Oktay Ekinci, 3.2.2008, bulunduranları açıkladıkları çılgın projeler Cumhuriyet) tepkiler üzerine vazgeçilip onaarasında bir tek kültür yapısı bile olmasa darılmasına karar verilmesiydi. AKM, dönemisağduyuya çağırmak. İnatlaşmaktan vazgeçnin mimarisinin önemli bir örneği olduğu meye… 1 Haziran 2008’de AKM’den çıkaiçin de karar, tüm sanatseverler gibi beni de rılmalarından bu yana çalışmalarını çok zor mutlu etmişti. koşullarda sürdürmeye çalışan İDOB, İDSO ve İDT sanatçılarını ve izleyicilerini dinleKM’siz 3 yıl... İstanbul Devlet Tiyatrosu, Devlet Opera ve meye… AKM çürüyüp çökmeden yenileme çalışmasını başlatmaya çağırmak… Balesi ve Devlet Senfoni Orkestrası çıkarılEGEMEN BERKÖZ Tarih teknolojiyle buluşunca Eskişehir ET Arkeoloji Müzesi on yıllık aranın ardından yeniden açıldı S BEL ÇORBACIOĞLU K A M İ L M A S A R A C I Ç İ Z İ K A C MY B C MY B ESKİŞEHİR Son yıllarda gençler ve sanat dünyası için bir cazibe merkezine dönüşen Eskişehir, yeni müzesiyle geçmişle bugünü, tarihle teknolojiyi bir araya getiriyor. Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile özel sektörün birlikte yürüttüğü bir çalışmayla hayata geçirilen ilk müze olma özelliği taşıyan Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi”, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Vali Mehmet Kılıçlar ve ETİ Onursal Başkanı Firuz Kanatlı’nın katıldığı bir törenle açıldı. 1966’da kurulan Eskişehir Müze Müdürlüğü, müze binasının yetersiz kalması nedeniyle 2001’de ziyarete ve bilimsel çalışmalara kapatılmıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan projelerin de uygulanamaması nedeniyle 2007’de dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un talebi üzerine, müze inşaatının sponsorluğunu ETİ şirketler grubu üstlenmişti. Yaklaşık 10 yıldır ziyarete kapalı olan müzede paleolitik, neolitik, kalkolitik, tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 20 binden fazla eser bulunuyor ve bunların 2 bini sergileniyor. Ağırlıklı olarak Eskişehir’de bulunan ören yerlerinde yapılan kazı ve yüzey araştırmaları sonucunda açığa çıkarılan eserlerden oluşan koleksiyonlara, son teknoloji ürünü dijital sergileme teknikleri eşlik ediyor. ODTÜ Teknokent’te TÜBİTAK’ın desteği ile geliştirilen ve bazıları dünyanın hiçbir müzesinde bulunmayan bu sergileme teknikleri ile müzede sergilenen eserler üç boyutlu olarak inceleniyor; sergilenen eserlerin bulunduğu tümülüs geziliyor ve Hitit savaş arabası simülatörü ile geziye çıkılıyor. Müzede, Türkiye’nin ilk bilimsel yöntemli kazılarından biri olan Demircihöyük buluntuları ile Çavlum Mezarlığı’nda ele geçen dünyanın ilk lületaşı mührü gibi dünyada ilk kez sergilenecek buluntular da yer alıyor. Arkeolojik eser sergi salonu, yarı açık teşhir ve süreli sergi salonuna ek olarak, konferans ve benzeri etkinlikler için çok amaçlı sergileme birimlerini bünyesinde bulunduran müzede, laboratuvar ve fotoğrafhane bölümleri de bulunuyor. Sanatsal organizasyonlara da ev sahipliği yapacak Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi’nde ayrıca kazılar, antik kentler ile ilgili gösterimler ve çocuklar için etkinlikler de gerçekleştirilecek. K Ü L T Ü R
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle