Katalog

SAYFA 10 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y Edirne Y Kocaeli Y Çanakkale Y İzmir Y Y Manisa Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon PB Giresun PB Y Ankara 24 16 22 20 22 23 22 21 24 24 23 23 23 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y B B PB PB PB PB PB PB PB 22 24 25 24 28 28 26 28 26 27 20 18 20 Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin B Budapeşte Y Madrid A Viyana B 6 9 10 18 18 16 18 15 14 13 15 26 11 Belgrad Y 16 Y 9 Sofya Roma A 23 Atina Y 27 Zürih Y 11 Moskova B 13 Aşkabat A 25 Taşkent A 25 Baku PB 24 Bişkek B 20 Tiflis A 25 Kahire A 34 Şam A 30 Ülkemizin batı kesimlerinin parçalı çok bulutulu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve batısı, Batı Karadeniz ile Karaman, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Yozgat, Amasya ve Samsun çevrelerinin sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. CUMHURİYET 9 EKİM 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Belediyede memur olsaydı; çevresinde birkaç dostu, uzak yakın akrabalar başsağlığına gelecek, herhangi bir camide musalla taşında yatan annenin namazına beş on kişi katılacak… anacığını toprağa bıraktıktan sonra, sessiz, hatta eşi yanında olsa da kendini yalnız hisseden bir evlat gibi günler geçirecekti. Ama o, dokuz yıldır Başbakan! Öyle böyle değil. İktidar kudretini, kendini kabul ettirinceye dek her alanda kullanan; önce medyayı, sonra karşı duruş sergileyen kurumları, kişileri bir bir hizaya getiren bir Başbakan! Annesini yitirdiği, TV’lere düştüğü andan itibaren acısıyla baş başa kalamadı. Yine TV haberlerine göre Ankara boşaldı. Siyasal tartışmalara mola verildi. Annesini evine getirdi ve Başbakanlık, 7 Ekim günü yazılı bir açıklama yaptı. RTE; annesinin ölümü nedeniyle gazetelere ilan verilmemesini, dileyenin adını, banka hesap numaralarını verdiği derneğe bağışta bulunmasını istedi. 8 Ekim, yani önceki gün, ortadan yandan, öteden beriden gazeteleri açanlar; Başbakan’a başsağlığı dileyen tam sayfa (çoğu holdinglere, şirketlere ait) ilanları görünce şaşırıp kaldılar. Rekor Hürriyet’te: 14 tam, bir yarım sayfa. Sabah 11 tam sayfa ile ikinci sırada. Milliyet 6 tam, bir yarımla; Radikal ve Zaman altı tam sayfa ile üçüncü sırada. İlanla Başbakan’a ulaşma yarışında diğer gazeteler üç, hatta iki tam sayfa ile gerilerde. Ama iş dünyamız işini bildiğini bir kez daha kanıtladı... Tam sayfa, hatta yarım sayfa başsağlığı ilanları Başbakan’ın rahatsız olduğu kimi gazetelerde, örneğin Akit gibi dinci bir gazetede görünmedi. Başbakan’ın duyurusuna karşın; kimi holdinglerin, şirketlerin gazetelere başsağlığı ilanı vermekteki acele davranışlarındaki gerçek nedenler araştırılmaya değer bir konu değil mi? Ha diyeceksiniz ki, bu ülkede olağandır. Örneğin 12 Eylül lideri Kenan Evren’i basın sözcüsü, danışmanı Ali Baransel’in deyişiyleyıllarca, “avuçları patlayıncaya kadar alkışlayanlar”… rüzgâr darbecinin aleyhine esince kalemleriyle, dilleriyle, Evren’i yerden yere vurmaya başlamadılar mı? Bu gibiler, bugün gazetelerin gözdesi. TV ekranlarının has yorumcusu. Kimileri Maoculuktan Humeyniciliğe, oradan Amerikancılığa, soldan çıkıp sağa, devrimcilikten Kürtçülüğe hizmet ettiler, ediyorlar. Kimileri ulusallaştırdı dalkavukluğu, yeni adıyla yandaşlığı, yalakalığı! Neredeyse bir yüzyıl önce Namık Kemal; Osmanlı’nın dünya anlayışını özetlerken, sanki yeni Osmanlı çağının bir gün bu ülkeye getirilmek istenileceğini sezmiş gibi; “Edepsizlikte tekleriz… Ne utanmaz köpekleriz” diye yazdı bir şiirinde. Orhon Seyfi Orhan da dört dizelik bir hicvinde; “Maksadın hizmetse partiyse… Arza hacet yoktur, ilan istemez” diyor. Başbakan’ın isteğine karşın, dün gazetelerde gördüğüm ilanlar… ...bilmem neden, bana bu dizeleri anımsattı! İşçi emeklisi Ahmet Yüzügüzel dün Ankara’nın Sıhhiye Meydanı’nı dolduran on binlerden biri. Malatya’nın Kürecik ilçesine bağlı 24 köyden toplanıp gece otobüslerle yola çıkmışlar. Sendikalar, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği “İnsanca Yaşam İçin Eşit, Özgür, Demokratik Türkiye” mitingine katılmak için. Kürecik, NATO’nun füze savunma sisteminin vazgeçilmez unsuru olan radarın kurulacağı bölge. 65 yaşındaki Ahmet Amca’nın geliş sebebi de bu radar zaten. “Kürecik’te eskiden de radar vardı. 1991’de kaldırdılar. Yaydığı radyasyondan armut ağaçlarımız kurumuştu. Şimdi ‘füze kalkanı’ kuracaklarmış. İran’a karşı İsrail’i mi koruyacakmış? Bu sefer de kayısılarımız elden gitmesin diye geldik. Türkiye’nin dört bir yanını dolaşacağız, sesimizi duyurana kadar...” Jeoloji mühendisi Mehmet Öztürk ve arkadaşları Çanakkale’den katılıyor mitinge. Karabiga, Kuşçayır, Söğütalan, Elmalı, Şahinli köylüleri... Toplanıp bir ‘Çevre Hakkı Meclisi’ kurmuşlar, Kaz Dağları’nda On Binlerin Sokak Meclisi doğanın dengesini bozan siyanürlü altın madenciliği ve termik santrallara karşı mücadele veriyorlar. “Toprağa, suya ve havaya sahip çıkmak” için Ankara’dalar... Hemen yanlarında ‘Derelerin Kardeşliği Platformu’... İki otobüsle Hopa’dan gelmişler. HES’lere karşı mücadele veriyorlar. Ramazan Tunç, turizm okumuş ama çiftçilik yapıyor; gelirini çay üretiminden kazanıyor. “Çay tarlamızın dibindeki derelere el koymaya çalışanlara karşı mücadelemizi kitleselleştirmek için buradayız...” Bilgisayar operatörü Bilgi Tağaç, ‘Sosyalist Kadın Meclisleri’nden 9 otobüs dolusu arkadaşıyla Eskişehir’den gelmiş. “Kadına yönelik şiddeti protesto” için yürüdüler. Bir de, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na taleplerini iletecekleri dilekçe için ‘1 milyon imza’ toplamak için çalıştılar gün boyunca. “Her birinin hedefi bambaşka olan bu grupları bir araya getiren neydi?” sorusuna Tağaç’ın yanıtı, meydanlara inen ‘Sokağın Meclisi’nin sesi aslında: “Bu meydandaki herkesin kendine göre önceliği var. Kimimiz emeğe saldırıya karşı hak mücadelesi veriyoruz. Kimimiz savaşa; kimimiz doğanın yok edilmesine karşıyız. Kimimiz erkek egemen topluma karşıyız. Hepimizin tek ortak paydası var: Karşı olduğumuz kötülüklerin sorumlusu AKP hükümetinin politikaları. Eşitlikçi, çevreci ve barış içinde yeni bir sistem ise ortak hayalimiz...” Diktacı Tutum ve Demokrasi Gerçekten demokrat olmak zor iştir... Önce kendine saygı duyacaksın… Sonra aynı saygıyı başkalarına göstereceksin! Hayatta tanıdığım “en demokrat insanlardan biri” sevgili dostum, rahmetli Prof. Selâhattin Ertürk’tü. “Diktacı Tutum ve Demokrasi” onun kitaplarından birinin adıdır… Ve benim “başucu kitabımdır”. Selâhattin Ertürk bir felsefeciydi… Bir eğitimciydi… Bir dilciydi. Gençliğinde kapıldığı aşırı milliyetçi akımlardan adım adım ilerleyerek, hem bilimi hem de insan sevgisini yudum yudum hazmederek, demokrat ve sosyal demokrat bir çizgiye ulaşmıştı. Özümlenmiş bir hayat görüşünün sahibi olarak, kendine güven dolu, sevecen, tartışmacı, iddialı ama bütün insanlara ve görüşlere saygılıydı. Çok çalışkandı. Dil, felsefe ve eğitim konularındaki görüşlerini bıkmadan usanmadan geliştirir, tartışır, anlatır, öğretirdi. “Tecelli” adını verdiği kitabı, insan sevgisiyle ve çağdaş bilimlerle yoğrulmuş bu görüşlerini, özdeyişler halinde okura aktarır. Üzerlerine titrediği, özenle yetiştirdiği iki çocuğu vardı: Prof. Yakın Ertürk ve Prof. Korkut Ertürk. Biri Türkiye’de biri Amerika’da, uluslararası başarı kazanmış olan bu iki genç meslektaşım, sevgili Selâhattin Ertürk’e layık iki evlat oldu ve başarılarıyla babalarına en güzel armağanı verdi. Türkiye’nin bir yandan acımasız terörle, bir yandan hapis tehdidiyle terbiye edilmeye çalışıldığı… Ve “yeni bir anayasa” yaparak bütün bunlardan kurtulacağı yanılsamasıyla yaşadığı… Bu bunalımlı günlerde yine aziz dostumun kitabını karıştırdım… Bir kez daha yazdıklarının ışığında yıkandım. Ertürk demokrasinin ortak akılla ve “planlı denemecilik” ile gelişeceğini düşünür: “Ancak unutmayalım ki, demokrasiye, kendi kendini etkili bir biçimde düzeltme özelliği kazandıran, planlı denemecilik yöntemidir. Kendimizi ‘deneme yanılma’nın getireceği sonuçların lütfuna bırakırsak, katı tutuculuğun inadına teslim edersek ya da modern sihirli değnek edebiyatına kaptırıp ihtilâlci el atmalara fırsat ve meydan verirsek, gelebilecek değişmeler, ya doyurucu olmaz ya da öldürücü olabilir.” Kitabında demokrasi kavramını, demokrasinin rakipleri ve düşmanları ile karşılaştırmalı olarak ele alıyor. Çok anlamlı bir “Giriş” bölümünden sonra şu irdelemeler var: “Direnen Tehlike: Dogmatizm. Demokraside Bunalımlar ve Diktacı Yönelimler. Diktacı Tutum ve Tanrı Buyruğu. Diktacı Tutum ve Gelenek. Diktacı Tutum ve Sezgi. Diktacı Tutum ve Akıl. Diktacı Tutum ve Bilim. Diktacı Tutum ve Felsefe. Diktacı Tutum ve Mutlakçılık. Diktacı Tutum ve ‘Otorite’. Diktacı Tutum ve İnsan.” Ertürk bu çözümlemelerinden sonra “Ortaklaşa Düşünme ve Demokrasi” adlı son bölümde, çözümün demokraside yattığını şu dört başlık altında belirtiyor: “Hâlâ Demokrasi. Daha İyi Demokrasi. Yaşayış ve Düşünme. Demokrasinin Seviyesi.” Ertürk’ün kitabının “demokrasi” ve “kahramanlıkla” (kurtarıcılıkla. E.K.) ilgili son cümlesini buraya alıntılamak istiyorum… Bütün kitap okunduğunda bu cümlenin önemi daha iyi anlaşılacaktır: “Demokrasimizdeki gelişme hızının bizim öğrenme hızımızı kat kat aşamayacağını kavramış ve algılamış olarak bu mecburculuğa (planlı denemeciliğe. E.K.) boyun eğmenin hakiki kahramanlık olduğunu bilelim.” Bu enfes yapıtın en son baskısını, 1993 yılında Kültür Bakanlığı “Demokrasi Klasikleri”nin birinci kitabı olarak yapmıştı. Dilerim Türkiye’nin demokrasi açısından karanlık günlerine ışık tutan bu kitabın yeni baskıları yapılır… Ve dilerim “yeni anayasa” yapmaya soyunanlar (elbette yeni baskıları beklemeden) bu kitabı özümleyerek okur! CHP’NİN ZAMANLAMA HATASI Eski DİSK Başkanı ve CHP Milletvekili Süleyman Çelebi katılımdan memnun biçimde “12 Haziran seçimlerinden bu yana toplum ilk refleksini göstererek meydanlara indi. Emeğin, yoksulun ve mağdurun sesi olmak için biz de buradayız” demesine rağmen, gözler ana muhalefet liderini de aradı. Ancak, Anadolu’nun dört yanından, muhalif emekçiler, işsizler, çevreciler, ezilenler, yoksullar, mağdurlar ve savaş karşıtlarının seslerini birleştirmek için toplandığı gün, CHP Abant’ta kampa girmişti. Kılıçdaroğlu, iki milletvekili ve bir genel başkan yardımcısı göndermek yerine, en başta kendisi olmak üzere tüm teşkilatını o meydana yığmalıydı. Çünkü iktidar yolu, önce Sokağın Meclisi’ni kazanmaktan geçiyor. KCK operasyonlarında gözaltına alınan 67 kişi daha cezaevine gönderildi Tutuklamalar sürüyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu idda edilen KCK’ye yönelik İstanbul, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt’te 4 Ekim’de yapılan operasyonda gözaltına alınanlardan 49 kişi İstanbul’da, 18 kişi de Diyarbakır’da tutuklandı. İstanbul’da gözaltına alınan 53 kişinin sorguları tamamlandı. Mahkeme, bu kişilerden, KCK İstanbul il sorumlusu olduğu iddia edilen Mümtaz Aydeniz’in de aralarında bulunduğu 49’unun tutuklanmasına PKK’nin kent yapılanması olduğu idda edilen KCK’ye yönelik İstanbul, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Siirt’te 4 Ekim’de yapılan operasyonda gözaltına alınanlardan 49 kişi İstanbul’da, 18 kişi de Diyarbakır’da tutuklandı. karar verirken, 4 kişiyi serbest bıraktı. Diyarbakır’da aralarında BDP’li belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileriyle gazetecilerin de bulunduğu 6’sı kadın toplam 36 şüpheli, özel yetkili 7 savcı tarafından sorgulandı. Bu kişilerden 15’i, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlardan 6’sına ayrıca adli kontrol zorunluluğu ve yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Serbest bırakılanlardan Dr. İlhan Diken için savcılık 100 bin lira kefalet istedi. Derik Belediye Başkanı ve DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi Çağlar Demirel, BDP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Pişkin, BDP Genel Saymanı Abdullah Bozkoyun, BDP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Mehmet Aksünger ve Azadiya Welat gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Tayyip Temel’in de bulunduğu 21 kişiden 18’i terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla tutukladı. 3 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Diyarbakır’da aralarında HAKPAR, KADEP, DTSO, GÜNSİAD, tabip odası, baro gibi siyasi parti, meslek odası ve derneğin bulunduğu çok sayıda kuruluş, ortak açıklama yaparak gözaltı operasyonlarına son verilmesini istedi. Öcalan’ın avukat yasağını protesto mitingine katılmak isteyenlere polis engel oldu Bölgede ‘Gemlik’ gerginliği MAHMUT ORAL YUSUF ZİYA CANSEVER GERGER (AA) Adıyaman’ın Gerger ilçesine bağlı Dallarca köyünde özel bir şirkete ait maden ocağına kimliği bilinmeyen kişi ya da kişilerce uzun namlulu silahlarla saldırıda bulunuldu. Saldırıda 2 işçi ayaklarından hafif yaralandı. Maden ocağına saldırı: 2 yaralı İSTANBUL’DAKİ TÖRENDE TERÖRE LANET YAĞDI 8 aylık hamile ölü bulundu KONYA (AA) 8 aylık hamile olduğu belirtilen Gülsüm Yılmaz (25), merkez Karatay ilçesi Akabe Mahallesi’ndeki evlerinde birlikte yaşadığı yakınları tarafından ölü bulundu. Yılmaz’ın karnındaki bebeğin de öldüğü belirlendi. 3 yaşında bir de kız çocuğu olan Yılmaz’ın beynindeki ur nedeniyle tedavi gördüğü bildirildi. TAHRAN (AA) İran’ın hava savunmasından sorumlu bir üst düzey askeri yetkili, küçük insansız hava araçlarını tespit edebilen bir radar sistemi geliştirdiklerini söyledi. İran’ın Hatemül Enbiya Hava Savunma Karargâhı Komutanı General Ferzad İsmaili, daha önce küçük insansız uçakları yakalayacak bir radarları olmadığını ancak yeni sistemin bu tür araçları İran hava sahasında yakalayıp vuracak bir teknoloji olduğunu belirtti. Sistem 2900 km’lik bir menzile sahip. İran yeni radar geliştirdi DİYARBAKIR/ VAN Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 2 aydır avukatlarıyla görüştürülmemesini protesto etmek için Bursa’nın Gemlik ilçesine Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD FED) tarafından düzenlenmek isteyen ve Bursa Valiliği’nce yasaklanan yürüyüş için Van, Diyarbakır Siirt ve Hakkâri’den yola çıkan konvoylar polis tarafından engellendi. Olayların çıktığı Diyarbakır’da ise BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’ın üzerine polis panzeri sürüldü. Kışanak, üzerine panzer süren polisin numarasını isteyince polislerle tartıştı. Polisin göğsüne yumruk attığı Bingöl milletvekili İdris Balüken’in ise gözlüğü kırıldı. BDP Milletvekili Emine Ayna’nın da bulunduğu tüm milletvekilleri tazyikli suyla ıslandı. Göstericiler Diyarbakır’a geri döndü. Van’da belediye garajı önünde toplanan aralarında BDP Van Milletvekili Özdal Üçel, BDP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya, BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş’in de bulunduğu yaklaşık 400 kişi 7 otobüs ve otomobillerle yola çıktı. Edremit yakınında durdurulan konvoyun geçisine izin verilmeyeceği belirtildi. Bir saat beklemenin ardından BDP Genel Merkezi ile yapılan görüşme sonrası otobüsler kente döndü. Siirt’te aralarında Belediye Başkanı Selim Sadak, Eruh Belediye Başkanı Melih Oktayı, BDP, MEYADER, İHD, TUHADDER yöneticilerinin de bulunduğu 2 otobüs yola çıktı. Siirt Eruh Üçyol mevkiinde polis tarafından durdurulup aranan araçların geçişine izin verilmedi. Otobüsler geri döndü Şehit asker uğurlandı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde teröristlerin yerleştirdiği mayının patlaması sonucu şehit olan piyade er Ercan Doğrukartal, dün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Doğrukartal için Ataköy 5. Kısım Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, şehidin annesi, babası, kardeşleri ve yakınları ile çok sayıda askeri personel katıldı. Şehitle vedalaşmak isteyen aile yakınları, şehidin Türk bayrağıyla kaplı tabutuna sarılarak, gözyaşı döktü. Şehidin cenazesi Esenyurt Örnek Mahallesi Mezarlığı’da toprağa verildi. (Fotoğraf: AA SERKAN KARA) 1 milyon 411 bin TL devretti ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde kazandıran numaralar 7, 20, 35, 37, 44 ve 46 olarak belirlenirken 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 411 bin 602 lira 73 kuruş ikramiye haftaya devretti. Çekilişte, 5 bilenler 2 bin 418 lira 70’er kuruş, 4 bilenler 33 lira 55’er kuruş ve 3 bilenler 5 lira 5’er kuruş ikramiye kazandı. C MY B C MY B