19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Sorun, Türklüğün Değerinde! Türkiye’nin yeni adı ne olmalı? AB’nin geçmişte “Azınlıklar Raporu” ile başlayan tartışmada hâlâ bir isim aranıyor!? Türkiyeli mi desek, yoksa ne!.. Avrupalının ise böyle bir derdi yok.. Yüzyıllardır kul- landıkları Türk, Türkiye sözcüklerini değiştirerek kafalarında hem tarihsel hem de güncel bir karı- şıklık yaratmak isteyeceklerini de sanmam. Kürtlerin ve daha az sayıda diğer ırklardan/kül- türlerden insanların (36 dil konuşuluyormuş Tür- kiye’de!) bol olduğu bu ülkede herkese Türk de- mek ayıp olmuyor mu tartışması, şüphesiz yeni değil. Ama bugünkü kadar tepe noktasına ulaş- mamıştı. Bazı aydınlar, Türkiye ve Türklükle ilgili her şe- yi güverteden aşağı atmak peşinde... Bazılarının Lozan’ı tartışma konusu yapması bundan. Birçoğu federatif yapıdan yana. İki dilli eğitime ve gerekirse Kürtlerin ayrılması fikrine geldik! Federatif yapı? Niye olmasın! Ama, şu koşul- larda, federatif yapı, sadece Anadolu’nun, ülke- nin aleyhine çalışacaktır... Niyesine gelince: Çünkü Türklüğün, Türki- ye’nin değeri yüksek değil! Bütün sorun da burada! Bir kısım aydınlar, Türk- lüğü feda etmeye hazır. Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Mustafa Kemal’in bütün devrimleri, bugün bazı aydınla- rın “neden liberalizme geçmedi” diye eleştirerek aklıevvel fikirler ileri sürdüğü ekonomik devletçi- liği bile, Türkiye’ye hep değer kazandırdı. Bu değerler bir bir üstüne katlanarak, dünya- da saygın Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkarmıştı! Ama sonra? Özellikle 1946’lardan itibaren, Türkiye’nin/Türklüğün değerinde yıldan yıla azal- dı! Türkler, Batı’nın savunma askerleri oldu! Ayakta kalabilecek kadar bir “dış yardım” karşı- lığında! Yaratıcılığımızı bununla satın aldılar! Ken- dimize özgün siyasetlerimizi yok ettiler ve kom- şularımızla kendi ulusal politikalarımızı inşa etmek hakkımızı elimizden aldılar! Adım adım, bütün Türk ve Türkiye ile ilgili de- ğerlerimiz aşınmaya uğratıldı. Bütün bu aşınmada, birinci derecede merkez sağ politikaların ayak izleri vardır! Bu değer azalmalarının ana kaynağı şüphesiz ekonomiktir. Çünkü dünyada iktidar olan ekono- mik güçtür! Ekonomik gücün kadar konuşursun; sahip olduğun diğer ikincil üçüncül güçlerini ve özelliklerini kullandırırsın! (Coğrafi yerin, büyük as- keri gücün, ucuz emeğin...) Ekonominin her ikti- dar döneminde yediği derin dip vurgunlarıyla, Sü- leyman Demirel’in deyimiyle “1 cent’e muhtaç” ülke yaratıldı, kapağı dışarı atma niyetinde mil- yonlarca yurttaş oluşturuldu... 60 yılda 19 kez IMF’ye teslim olan bir ülke derekesine düşürüldük! Bugün hâlâ kendi ekonomik kalkınmasını plan- lamaktan aciz bir durumdayız; hiçbir iktidarın 10- 15 ve 20 yıl sonrası Türkiye’ye yönelik parlak ve ulusal bir planı ve programı yoktur. Yarın “kriz” bit- sin, dünya yükselişe gitsin, Türkiye yine büyük ca- ri açığıyla sorun üretecektir! Federatif bir yapı mı? Tabii!.. Niye olmasın?.. Ama bugünkü koşullarda federatif yapı, hele iki dilli eğitimin dayatıldığı ve Kürt milliyetçiliğinin az- gınca desteklenip ayrılıkçılığın körüklendiği bu- günkü koşullarda, sadece parçalanmaya götürür. “Türkiye bölünmez, kendimize güvenelim...” Bü- tün bunlar boş laflardır ve bugün dayatılan poli- tikalara kılıftır! Türkiye’nin ekonomik değeri yükselmedikçe, ya- ni çok çalışmadıkça, aklı kullanmadıkça, 80 bin cami yerine 80 bin daha yeni okul ve yaratıcı bir eğitim sistemi kurmadıkça, yaratıcı insanlarımızın çalışacağı ve her alanda üreteceği verimli koşul- lar oluşturmadıkça, güçlü bir ekonomiye ve mut- lu insanlar ülkesine kavuşmadıkça, bu değer zor yükselir... Türkiye çekim gücü yüksek bir ülkeye dönüş- türülmeli öncelikle, kıskançlıkla, akılla, bilimle, he- men ve derhal! O zaman çevrede, bölgede büyüyen bir fede- ratif ülke olabiliriz... Ama bugün, sadece küçülen... İyi bayramlar... Not: Bu yazı, aynı başlıkla 2 Kasım 2004 tarihinde bu köşede yayımlanan yazının değiştirilmiş, yeni- lenmiş ve kısaltılmış halidir. [email protected] CMYB C M Y B Son bir yõlda cezaevlerinde 7 hasta yaşamõnõ yitirdi, 21 hastanõn durumu ise giderek ağõrlaşõyor ÖlümünkõyõsõndabekleyişHİLAL KÖSE C ezaevinde kanser hastalõ- ğõna yakalanan DHKP/C hükümlüsü Güler Zere (37), sağlõğõna kavuşmak için gün- lerdir Adli Tõp Kurumu’nun vere- ceği raporu bekliyor. Evrak eksik- liği, onkolog bulunamamasõ gibi ne- denlerle rapor verilmezken her ge- çen gün Zere’nin aleyhine işliyor. Türkiye cezaevlerinde, Zere gibi sağlõk durumu ağõr olan 21 tutuk- lunun olduğu biliniyor. Adli Tõp Kurumu 3. İhtisas Kurulu yöneti- cileri hakkõnda, kanser hastasõ tu- tuklulara, onkolog değerlendirme- si olmadan rapor verilmesi nede- niyle suç duyurusunda bulunuldu. Güler Zere, Malatya 1 No’lu DGM’nin verdiği mahkûmiyet ne- deniyle 14 yõl kaldõğõ Elbistan E Ti- pi Kapalõ Cezaevi’nde, 2008 yõlõn- da kansere yakalandõ. Çukurova Üniversitesi Balcalõ Hastanesi’nde iki kez ameliyat olan Zere’nin ağõz içine protez takõldõ ve sõvõlarla bes- lenmeye başladõ. Adana Cumhuri- yet Başsavcõlõğõ’na 12 Mart 2009’da başvuran avukatlarõ, Zere’nin te- davisine zamanõnda başlanmadõğõ için kanserin yayõldõğõnõ ifade ede- rek, infazõnõn ertelenmesini istedi- ler. Savcõlõğõn talebiyle Çukurova Üniversitesi Adli Tõp Anabilim Da- lõ’nõn, 22 Haziran 2009’da Zere hakkõnda hazõrladõğõ raporda, Ze- re’nin hastalõğõnõn son evresine gel- diği, cezaevi koşullarõnda tedavisi- nin mümkün olmadõğõ, iyileşinceye dek hapis cezasõnõn ertelenmesi- nin uygun olacağõ belirtildi. 15 dakika için 28 saat Rapora karşõn tahliye talebini reddeden Elbistan Savcõlõğõ, yeni bir rapor alõnmasõ için, Zere’yi İstan- bul Adli Tõp Kurumu’na sevk etti. Adana’dan 6 Temmuz’da karayo- luyla İstanbul’a getirilen Zere, 15 dakika muayene için 28 saat yol- culuk yaptõ. Zere’nin avukatlarõ, El- bistan İnfazdan Sorumlu Cumhu- riyet Savcõsõ Orhan Demir hak- kõnda “kasten adam öldürmeye teşebbüs” iddiasõyla suç duyuru- sunda bulundular. Adli Tõp 3. İhti- sas Kurulu, Zere’nin hastane şart- larõnda yatõrõlarak infazõna devam edilmesinin uygun olduğunu belirtti. Rapora itiraz edilince, Zere’nin dosyasõ Adli Tõp Genel Kurulu’na geldi. Savcõlõğõn acil incelenmesi- ni istediği dosya yaklaşõk iki aydõr burada bekliyor. Adli Tõp Genel Kurulu 27 Ağustos’ta Zere için toplandõ. Rapor bekleniyor Kurumda onkoloji uzmanõ bu- lunmadõğõ için İÜ’den gelen iki uz- man, dosyadaki eksiklikler nede- niyle görüş bildiremedi. İki onko- log, Zere’nin son radyoloji tetkik- lerini, Elbistan Savcõlõğõ aracõlõğõ ile istedi. Uzmanlarõn istediği evrak 2 Eylül’de İstanbul’a gönderildi. On- kologlarõn görüş bildirmelerinden sonra kuruldan Zere’yle ilgili rapor çõkacak. İHD’den eylem İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi üyesi bir grup, ceza- evindeki hasta tutuk- luların serbest bırakıl- ması için eylem yaptı. Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirilen eylem- de yapılan açıklama- da, “Hasta tutuklular serbest bırakılmalı. Ya- şam hakkına saygı is- tiyoruz. Er ya da geç bu çığlığı duymak zo- runda kalacaksınız” denildi. (AA) ‘GÖZ YUMMAYIN’ Tutuklu kanser hastası Güler Zere’nin salıverilmesi istendi. İnönü Parkı’nda toplanan demokratik kitle örgütleri, “Ölüme göz yumulmaması” çağrısında bulundu. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) ‘Yaşam hakkõ ihlal ediliyor’ İ nfaz Yasasõ’nõn 16. maddesi, ce- zanõn amacõ dõşõnda etki yarata- bileceği durumlarda infazõn geri bõrakõlacağõnõ düzenliyor. Maddenin ikinci fõkrasõ ise tedavisi olmayan ya da uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyu- lan hastalõklarda, cezanõn hastane mah- kûm koğuşunda yerine getirilmesini, hükümlünün hayatõ için kesin bir teh- like oluşturuyorsa, infazõn geri bõra- kõlmasõnõ öngörüyor. Ağõr bir hastalõ- ğõn cezaevi koşullarõnda tedavi edile- meyeceği göz önüne alõndõğõnda, tu- tukluluğun sürdürülmesi İnsan Haklarõ Avrupa Sözleşmesi’ndeki “yaşama hakkı” ve “işkence ve kötü muamele yasağı”nõn ihlali anlamõna geliyor. İnsan haklarõ örgütleri, 2000-2009 yõllarõ arasõnda kapatma mekânlarõn- da 306 kişinin yaşamõnõ yitirdiğine dik- kat çekiyor. Bu yõl içinde toplam 7 tutuklunun ya mahkûm koğuşunda ya da tahliye edildikten kõsa bir süre sonra hayatõ- nõ kaybettiği biliniyor. Cilt kanseri tedavisi gö- ren İsmet Ablak, Er- zurum Atatürk Üniver- sitesi Süleyman Demi- rel Tõp Merkezi Araş- tõrma Hastanesi’nin mahkûm koğuşunda, 19 Temmuz 2009’da ya- şamõnõ yitirdi. Hayatları tehlikede Erzurum H Tipi Ka- palõ Cezaevi’nde yaka- landõğõ hastalõkla üç yõl mücadele eden hükümlü Ablak, midesinden otuz kez ameliyat oldu. Ab- lak’õn kaldõğõ mahkûm koğuşunun, havalandõr- masõ ve penceresi olma- yan bodrum katõnda ol- duğu belirtildi. Kandõra 1 No’lu F Tipi Ceza- evi’nde tutuklu bulunan akciğer kanseri hastasõ Yılmaz Keskin, tahliye edildikten bir hafta son- ra 10 Ağustos 2009’da yaşamõnõ yitirdi. Kartal Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde mahkûm koğuşunda 8 ay kalan ve kolon kanseri tedavisi gören Resul Güner ise 17 Ağustos’ta yaşamõnõ yitirdi. Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan Kuddusi Ok- kır, cezaevinde yaka- landõğõ kanser hastalõğõ nedeniyle tahliye edil- dikten beş gün sonra, 6 Temmuz 2008’de yaşa- mõnõ yitirmişti. Gerçek hasta sayısı bilinmiyor Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanõ, Güler Zere’nin avukatõ Taylan Tanay, dernek olarak durumu çok ağõr 22 tutukluyu tespit ettiklerini, ancak gerçek sayõnõn bilinme- diğini söyleyerek “Sağ- lık taraması yapma- dıkları gibi cezaevleri- nin kapısını da bağım- sız örgütlere açmıyor- lar. Bu nedenle kaç ki- şinin sağlık durumu kötü, net olarak bile- miyoruz” diyor. TGDP’DEN ANLAMLI ETKİNLİK Tutuklu gazetecilere bayram mesajı İstanbul Haber Servisi - Tutuklu Ga- zetecilerle Dayanõşma Platformu (TGDP), 10’u yazõ işleri müdü- rü olmak üzere top- lum 34 gazeteci ve ya- zarõn, Şeker Bayra- mõ’nõ cezaevlerinde karşõladõğõna dikkat çekti. Platformun yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “10’u yazı işleri mü- dürü olmak üzere toplam 34 gazeteci ve yazar bayramı ceza- evlerinde karşılıyor. Bizler, Tutuklu Ga- zetecilerle Dayanış- ma Platformu olarak tutuklu gazetecilerin bayramını kutluyor, bir an evvel özgür- lüklerine kavuşmala- rını diliyoruz. Sizler de bayram kartları- nızla tutuklu gazete- cilerin bayramını kutlayabilir, onların hücrelerine konuk olabilirsiniz” denildi. İsim listesi yayımlandı Açõklamada ayrõca tutuklu gazetecilerin isim listesi ile kaldõk- larõ cezaevlerinin ad- resleri verilerek bu ki- şilere ulaşmak iste- yenlerin zarfõn üzerine yalnõzca isim ve adres yazmalarõnõn yeterli olacağõ belirtildi. Konuyla ilgili ayrõn- tõlõ bilgi TGDP söz- cüsü Necati Abay’õn “necatiabay@gma- il.com” e- posta adre- sinden alõnabilir. Tedavisi cezaevinde yapõlamayacak kişilerin tutukluluğu- nun sürmesi İnsan Haklarõ Avrupa Sözleşmesi’ne aykõrõ Durumu gün geçtikçe ağõrlaşan Zere’nin infazõnõn ertelenerek tedavisine bir an önce başlanõlmasõ isteniyor. Zere’nin şu anki durumda ise ölüme terk edildiği savunuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle