25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 TEMMUZ 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr UHU PAZAR LİDERİ OLMAYI HEDEFLİYOR Yapõştõrõcõ markasõ Uhu 2012’de pazar pa- yõnõ yüzde 45’e çõkarmayõ hedefliyor. Uhu’nun Türkiye Temsilcisi Umur Basõm ve Kõrtasiye Grubu Genel Müdürü Cüneyt Çivicioğlu düzenlediği toplantõda Uhu’nun 125 ülkede, 600 milyon tüketiciye ulaştõ- ğõnõ yõllõk yaklaşõk 300 milyon Avro ciro elde ettiğini söyledi. Çivicioğlu, dünyada her yõl 200 Türkiye’de ise yaklaşõk 15 milyon adet Uhu ürünü satõldõğõnõ ifade ederek, bir yõlda sa- tõlan Uhu ürünlerinin toplamõyla yaklaşõk 38 mil- yon kilometrelik bir mesafeye yapõştõrõcõ sürü- lebildiğini aktardõ. Türkiye’de tüketicilerin ya- põştõrõcõ talebi ile ilgili bilgi veren Çivicioğlu, “Ta- lep klasik genel amaçlõ yapõştõrõcõlarla stick ya- põştõrõcõlar üzerinde yoğunlaşõyor” dedi. ÜLKER BİSKÜVİ İŞTİRAK HİSSESİ SATTI Ülker Bisküvi Sanayi AŞ, iştiraklerinden Netlog Lojistik Hiz- metleri AŞ’nin yüzde 12.5 oranõndaki hissesinin satõşõna ka- rar verildiğini duyurdu. Ülker Bisküvi’nin Kamuyu Aydõnlat- ma Platformunda (KAP) yayõmlanan açõklamasõnda, şirketin iştiraklerinden Netlog Lojistik Hizmetleri AŞ’nin yüzde 12.45 oranõndaki 163 milyon 69 bin 361 adet hissenin satõlmasõna, bununla ilgili işlemlerin ifasõna karar verildiği kaydedildi. YENİ RAKI’YA KRİSTAL ELMA ÖDÜLÜ Yeni Rakõ, 21. Kristal Elma Ödülleri’nde ikisi ‘Kristal Elma’ olmak üzere 4 ödü- lün sahibi oldu. Yeni Rakõ, 21. Kristal Elma Ödülleri’nde dijital kategoride, oyun sitesi ‘www.yeniseri.com’ ile ‘Kristal Elma’ ödülünü, ‘www.fut- bolayenidenbak.com’ sitesi ile de aynõ kategorinin ikincilik ödü- lünü kazandõ. Yeni Rakõ, ayrõca ortam (ambient) kategori- sinde de ‘Kendinden Şarkõlõ Peçetelik’ ile yine ‘Kristal El- ma Ödülü’ne layõk görülürken, aynõ kategoride yarõştõğõ ‘Soh- bet Menüsü’ ile de ikincilik ödülünü almaya hak kazandõ. Piyasalar krizde ‘en kötüsü geride kaldõ’ derken, batõk kredi kartlarõ Amerikalõlarõn yeni belasõ oldu Ekonomi Servisi - Batan bankalar ve tepetaklak olan borsalarõn ardõndan kriz so- kağa en hassas noktasõndan sõçradõ. ABD’de kredi kartõ borçlarõ yüzde 6.6 ile tarihin en yüksek seviyesine çõktõ. Mortgage kredilerinde de gecikme oranõ yüzde 3.03’ten yüzde 3.52’ye yük- seldi. Daha çok yüksek ge- lirlilerin kullandõğõ diğer ko- nut kredilerinde bile kredi taksitlerinde gecikme oranõ yüzde 1.89’a çõktõ. Küresel ekonomik kriz- den hõzlõ çõkõş bekleyen ve bu tahminle mart başõndan bu yana yüzde 40 yükselen New York borsasõ, bu ha- berin duyulmasõyla önceki gün yüzde 2 değer kaybetti. Krizin doruk noktasõna çõk- tõğõ ekim ayõnda yüzde 5.52’ye çõkan ödenmeyen kredi kartõ borçlarõnõn oranõ yüzde 6.6’ya yükselerek ta- rihin en yüksek seviyeye çõkmasõ, piyasalardaki kor- kuyu da ateşledi. Konut kredisi borçlarõnda da ödeme sorunlarõnõn art- masõ dünya borsalarõnda ye- ni düşüşleri tetikledi. Temmuz ayõ başõndan bu yana düşen ABD borsalarõnda bir haftalõk kayõplar yüzde 5’leri buldu. 60 bin dolarõ aşan kişi ba- şõna borçlulukla dünyanõn en borçlu halkõ olan Ameri- kalõlarõn yeniden harcamaya başlamasõ krizden çõkõş için büyük önem taşõyor. Ancak kredi kartõ borçlarõnõn bir soruna dönüşmesi hem Amerikalõlarõn harcamala- rõnõ yakõn bir zamanda ar- tõrmayacağõnõ göstermesi açõsõndan, hem de finans kuruluşlarõnõn üzerindeki riskleri artõrmasõ bakõmõndan olumsuz bir sinyal olarak gösteriliyor. ‘KURTARMA PAKETLERİNE DİKKAT’ Ekonomi Servisi - Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Başkanõ Pas- cal Lamy dünyayõ daha ağõr ekonomik, politik ve sosyal bir kri- zin beklediğini bildirdi. Gelecek krizin etkilerinin Dünya Tica- ret Örgütü’nün korumacõlõk konusundaki direncini de ölçmeye yarayacağõnõ ifade eden Lamy, “Sosyal ve politik açıdan kri- zin daha kötüsü gelecek” dedi. Financial Times’a konuşan Pas- cal Lamy, küresel krizin en kötü etkilerinin henüz yaşanmadõğõnõ savunarak kriz nedeniyle oluşturulan kurtarma paketlerinin ser- best ticareti tehdit ettiğine dikkat çekti. Hükümetlerin kurtarma ve teşvik paketlerinin ulusal piyasalar için risk oluşturduğunu ve daha şimdiden doğrudan yabancõ yatõrõmlarõ yarõ yarõya düşür- düğünü belirten Lamy, “Finans sektörü, küreselleşmeden uzaklaşma tehlikesi ile karşı karşıya” diye konuştu. Ekonomi Servisi - Küresel ekonomilerdeki küçülme- nin boyutunun çok ciddi olduğunu söyleyen BM Kal- kõnma Programõ (UNDP) Başkanõ Kemal Derviş de fi- nansal krizde ikinci dalganõn gelebileceği uyarõsõ yap- tõ. CNN Türk’e konuşan Derviş, “En zor durumda olan Doğu Avrupa ülkeleri. Cari açıkları çok büyük olan ülkelerde en ciddi sorunlar gözüküyor. Çok kı- sa bir ders almak gerekiyorsa cari açığın çok büyük seyretmemesi gerekiyor” dedi. Asõl sorunun finans sektöründe olduğunu hatõrlatan Derviş, “Eğer bankalardaki durum düzelmezse, geniş anlam- da bütün finans sektöründeki durum düzelmezse, o zaman bugün gördüğümüz iyileşme belirtileri çok geçici olabilir ve ikinci bir kötü dalga başı- mıza gelebilir” diye konuştu. Şu anda en önemli sorunun işsizlikle mücadele olduğunu ifade eden Derviş, şunlarõ söyledi: “İş- sizlik korkutucu boyutlara varıyor, bütün dün- yada ve Türkiye’de. Bununla maliye politikasıyla ve para politikasıyla bir şekilde mücadele etmek gerekiyor. Ama uzun vadeli çözüm tabii ki hız- lı büyüme ve sağlıklı sürdürülebilir büyüme.” Küresel krizin ikinci dalgasõnõn tüketici kredilerinden çõkacağõna ilişkin endişeler giderek artarken, dünya borsalarõ ve finans çevrelerini ‘ABD ekonomisi kredi kartõ kriziyle karşõ karşõya’ korkusu sardõ. İkinci dalga sokağõ vuracak Tüketici çoğunlukla bankacılık hizmetlerinden yakınıyor. En çok şikâyet kredi kartlarõna Bursa’nõn tekstil ihracatõ geriliyor BURSA (AA) - Tekstil ve kon- feksiyon merkezlerinden Bursa’dan yõlõn ilk yarõsõnda yapõlan ihracat, tekstilde yüzde 27.2, hazõr giyim ve konfeksiyonda ise yüzde 32.5 ora- nõnda düştü. Bu dönemde, tekstil ile hazõr giyim ve konfeksiyon sektörlerinin ihraca- tõ 629 milyon 385 bin dolar olarak gerçekleşti. Uludağ İhracatçõ Bir- likleri verilerine göre, ocak-haziran döneminde 410 milyon 380 bin do- lara gerileyen tekstil ihracatõ, geçen yõlõn aynõ döneminde 563 milyon 883 bin dolarõ bulmuştu. Aynõ dönemde, 219 milyon 5 bin dolarda kalan hazõr giyim ve kon- feksiyon ihracatõ geçen yõlõn aynõ dö- neminde 324 milyon 470 bin dolar olarak gerçekleşmişti. ADANA (AA) - Yõlõn 6 aylõk dö- neminde “hak ihlali”ne uğradõklarõ gerekçesiyle 6 bin 213 tüketicinin, Tüketiciler Derneği’ne (TÜDER) başvurarak şikâyetçi olduğu bildiril- di. Mağdur edildiklerini iddia eden tü- keticiler, en çok bankacõlõk hizmet- lerinden şikâyetçi olurken bu alanda ilk sõrayõ da 1945 başvuru ile kredi kartõ aidatõnõn oluşturduğu belirtildi. TÜDER’e 6 ayda, 6 bin 213 şikâ- yetin gerçekleştiği, başvuranlarõn 2 bin 618’inin bankacõlõk, 1066’sõnõn GSM sektörü, 602’sinin Türk Tele- kom, 229’u e-ticaret, 211’i beyaz eş- ya, 198’i kapõdan satõş, 177’si bilgi- sayar ve yazõcõ, 105’i ise tüketici ha- kem heyetlerinin hizmetlerinden ya- kõndõ. Diğer şikâyetlerin ise tekstil, mobilya, otomobil, konut, gõda, elek- tronik ve konut gibi sektörlerin oluş- turduğu kaydedildi. Sanayi üretimi, mayõs ayõnda geçen yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 17.4 oranõnda azaldõ Sanayi üretiminde aralõksõz küçülmede onuncu ay da geride kaldõ, çift haneli küçülme devam ediyor. En yüksek düşüş oranõ yüzde 41.9 ile motorlu kara taşõtõ, römork ve yarõ römork imalatõnda gerçekleşti. Sanayide ‘züğürt’ tesellisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye’nin sanayi üretimi ma- yõs ayõnda, 2008 yõlõnõn aynõ ayõ- na kõyasla yüzde 17.4 oranõnda azaldõ. Böylece sanayi üretimi ar- ka arkaya 5 ay, yüzde 20 civa- rõnda çift haneli düşüşler yaşadõ. Sanayi üretimi düşüşü ocakta yüzde 21.3, şubatta yüzde 23.7, martta yüzde 20.9, nisanda yüz- de 18.5 olmuştu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2009 Yõlõ Mayõs Ayõ Sanayi Üre- tim Endeksi sonuçlarõnõ açõkladõ. Toplam Sanayi Üretim Endeksi alt gruplarõnõn mayõsta, 2008’in ay- nõ ayõna göre yüzde değişim oran- larõ incelendiğinde, en yüksek düşüş oranõ yüzde 41.9 ile motorlu kara taşõtõ, römork ve yarõ römork imalatõnda gerçekleşti, bunu yüz- de 33.4 ile diğer madencilik ve ta- şocakçõlõğõ imalatõ izledi. İstanbul Sanayi Odasõ (İSO) Yö- netim Kurulu Başkanõ C. Tanıl Küçük, Türkiye’nin yüksek kü- çülme oranlarõ ile karşõ karşõya ol- duğunu belirterek “2009 nisan ile mayıs arasında sadece 1.1 puan fark var. Grafiğin dipten yukarı doğru adeta yatay bir seyir iz- leyerek yükseliyor olması, to- parlanmanın ümit ettiğimiz- den daha yavaş gerçekleşece- ğine işaret etmektedir. Bu tab- lo içinde mayısta üretimin ni- sana göre yüzde 5 artması olumludur ama yeterli değildir. Sanayi üretimine bakarak, GSYİH’de yılın ikinci çeyre- ğinde de çift haneliye yakın bir küçülme olacağını söyleyebili- riz” dedi. Gama Enerji, Ürdün’ün nüfusu en kalabalık şehri olan başkent Amman’a su pompalayacak 325 kilometre uzunluğundaki boru hattının inşaatınına bu ay içinde başlamayı planlıyor. Ürdün’ün suyu Gama’dan Ekonomi Servisi - Gama Enerji tarafõndan Ür- dün’de bir milyar dolarlõk yatõrõmla ger- çekleştirilecek, 325 kilometrelik bo- ru hattõ inşaatõ projesinin ilk fi- nansmanõ tamamlandõ. Gama Enerji’den yapõlan açõkla- mada, Ürdün’ün başkenti Am- man ve çevresinde yaşanan ciddi su sorununu çözmeye yardõmcõ olacak stratejik pro- jede, finansman anlaşma- larõnõn tamamlanarak önemli bir ilerleme daha sağlandõğõ belirtildi. Açõk- lamada, Ameri- kan yatõrõm kuruluşu OPIC, Avrupa Yatõrõm Bankasõ ve Fransõz yatõrõm kuruluşu Proparco ta- rafõndan sağlanacak toplam 445 milyon dolar tu- tarõnda borç finansmanõna ek olarak, Ürdün Su ve Sulama Bakanlõğõ’nõn 300 milyon dolarlõk hibe sağlayacağõ, Gama Enerji’nin ise 190 milyon do- larlõk öz kaynakla finansmanõ tamamlayacağõ kay- dedildi. İnşaatõn bu ay başlamasõnõn planlandõğõ açõklamada, 4 yõl sürmesi beklenen proje kapsa- mõnda yaklaşõk 250 bin ton çelik kullanõlacağõ kaydedildi. Gama Enerji Genel Müdürü ve Yö- netim Kurulu Üyesi M. Arif Özozan, dünyada- ki ekonomik gerilemenin ortasõnda Ürdün’ün su sorununu çözmesine, yaşam kalitesini artõrmasõ- na ve istihdam yaratarak altyapõyõ iyileştirmesi- ne imza attõklarõnõ söyledi. soner@cumhuriyet.com.tr Soruyu Mustafa Sönmez arkadaşımın dünkü yazısından çaldım. Kaldığı yerden devam etmek is- tiyorum. Önceki gün işçilerin bir saatlik direniş ey- lemini yansıtan deneyimli televizyoncu haberci ar- kadaşlarım, sıcak bir yaz, büyük grev olasılığından söz açıyorlardı... 1 saatlik eylemin arkasından gelen jet anlaşmayla şaşırdılar. Bizim gazetenin başlığın- da durum “bir saatlik direniş, bir puanlık zam” ola- rak özetlenmişti. Eylem ve anlaşmadan bir gün önceki yazımda, an- laşmanın olup olmaması, hangi rakamla uzlaşmaya varılacağından daha önemli olan gelişmelerin altını çizmeye çalışmıştım... Türkiye’de, dünyada örneği olmayan, toplu pazarlık, işçi hakları ile yüzde yüz çe- lişen, ücretlerin Başbakan tarafından belirlenebildi- ği bir çarpık düzen geçerliydi. Böyle olduğu içindir ki, Başbakan Erdoğan teğet geçtiğini söylediği kri- zi işçiler ve sendikalara karşı kullanarak “Benim de- diğimi kabul etmezseniz size pahalıya mal olur” teh- didini savurabiliyordu... Deneyimli, profesyonel gazeteci arkadaşlarımız bi- le 12 Eylül düzeni ile toplumumuzda unutturulmuş sendikal haklar, sözleşme, özgür pazarlık masası, grev hakları düzenini, bizdeki yasakları, yaşanmış anlamlı uygulama örnekleri de olmadığından hiç bilmiyorlardı. Pazarlık masasının yetkili taraflarının masaya otura- mamasının, yetkili bakanların ancak arabuluculuk ya- pabileceklerinin, astığı astık, kestiği kestik Başbakan gerçeğinin ne anlama geldiğini sorgulayabilecek ko- numda değillerdi. Uyuşmazlığın tarafı işçilerin büyük çoğunlukla grev hakları olmadığını da duymamışlardı. Hani askerleri teslim almak adına AB kriterlerini ağızlarından düşürmeyen, AKP iktidarı ve yandaş- ları aslan demokratlar var ya, bugüne kadar AB kri- terlerinin demokrasinin olmazsa olmazları arasındaki sendikal hak ve özgürlüklerin geri verilmesini hiç gün- deme getirdiler mi? Türkiye, işçileri için dünyada en ağır grev yasakları olan ülkelerin başını çekiyor. 2821- 22 sayılı yasalarımız, 12 Eylül’ün mirası yasaklı ana- yasamız, sendikal hak ve özgürlükleri gasp etmek- ten sabıkalı, bu yıl da ILO genel kurulunda en zor du- ruma düşmüş ülkeyiz. 12 Eylül’den bu yana bir tek yeni sendika kurulamadı, bir tek işyerinde işveren is- temiyorsa işçiler sendika çatısı altında örgütlene- mediler, her sendikal örgütlenme çabası işçilerin so- kağa atılması ile sonuçlandı.. Topu topu birkaç yüz bini sendikalı, 5 milyonlar- da takılı kalmış İş Yasası’ndan yararlanabilen işçimiz var. Kara ekonomide çalıştırılanlar, işsizler, sigorta- lıları katlamışlar... Ve Erdoğan hükümeti bu örgüt- süz, sömürü düzeni ile yetinmemiş, zaten çaresiz, ör- gütsüz işçiyi kırmak üzere, sözde AB’ye uyum adı- na Meclis’ten son gece yarısı 03.00’ten sonraki kor- san yasasını çıkarmış; özel istihdam büroları eliyle kö- lelik düzeninde, İş Yasası’nın verdiği hakları da gasp etmiş olarak, yasadışılığı yasal yapacak... Türk-İş, Hak-İş, DİSK başkanlarının Cumhurbaş- kanı ile görüşmelerinin, kamu sözleşmeleri sıcak ey- lemleri, uyuşmazlığı ile ilgisi yoktu; sendikalardan ka- çırılarak, gece yarısı korsan çıkarılmış 5910 sayılı ya- sanın onaylanmaması için Cumhurbaşkanı’na rica- cı olmuşlardı. AKP’nin onay makamı Cumhurbaş- kanlığı’nın “bu kadarı da olmaz” deyip yasayı geri çe- vireceğine sizin umudunuz var mı? Aynı saatlerde işçi hakları koordinasyonundan so- rumlu bakan, işçilerin sabahki eylemlerinin yasadı- şı olduğu tehdidine, “Greve çıkarlarsa yasal hakları ama bizim için daha kazançlı olur, sendikalar bu işin altından kalkamazlar” tehdidini ekliyordu. Ayıplı du- rumu biraz kapatmaya yönelik, Başbakan Erdoğan sahneden çekilirken Türk-İş’e uzlaşma ihtarından baş- layarak sözde son müzakere ve uzlaşmanın tarafı biz- zat sorumlu Bakan Yazıcı oldu. Tabii ki, milyonların gözü önünde yaşanan bir sa- atlik eylemin üstüne jet anlaşma, bir puanlık zammın arkasından ortalıkta ağzını açabilecek kimseler yok- tu. Milyonlarca işsizi, milyonlarca kayıt dışında ya- sal hakları bile olmaksızın keyfi çalıştırılanı, milyon- larca sözde iş yasası kapsamında iş yasası hakları eksik verilerek çoğunluğu fiks menü gibi asgari üc- retle çalıştırılanı olan bir ülkede, işçilerin de kıskan- dığı sözleşmeli birkaç yüz bin kamu işçisinden, ör- gütüne de rağmen ses çıkarabilmeleri beklenebilir miydi ki?.. Zaten grev hakkının da olmadığını, uyuş- mazlığın sonunda tahkim sistemine gideceğini, ora- dan da aylar, yıllar sonra farklı bir rakamın çıkma- yacağı.. biline biline... Erdoğan hükümeti için bir yüz kızartıcı haber da- ha... Kırk yılın başı örgütlenilemeyen bankacılık iş ko- lunda Basisen’in İş Bankası sözleşmesi için, yabancı sermayeli özel bankalara teşmil (sözleşmenin uy- gulanması) kararı verilmişti. Örneği olmayan bir bi- çimde Erdoğan hükümeti bu kararından geri döndü, ücret artışı ve ikramiye uygulamalarından vazgeçti. Bu iktidar icraatı olarak kelimenin tam anlamı ile yüz kızartıcı karardan dönüşün açıklaması ne, neyin kar- şılığı, olabilir mi? İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sokak Neden Suskun? ‘ASIL SORUN CARİ AÇIĞI BÜYÜTEN ÜLKELERDE’ Ekonomi Servisi - Aşkale Çimento, Fransõz La- farge grubundan Van Çimento’yu satõn aldõ. Aşkale Çimento Sanayi Yönetim Kurulu Başkanõ Lütfü Yücelik, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Van Çi- mento’yu 33 milyon Avro’ya satõn aldõklarõnõ be- lirtti. Aşkale Çimento’nun, Aşkale başta olmak üze- re Erzurum, Trabzon, Erzincan, Gümüşhane ve Ağ- rõ’da tesisleri bulunduğunu kaydeden Yücelik, “Şimdi Van Çimento ile birlikte yeni ufuklara açılıyoruz. Bizim için ihracat çok önemli. Van Çimento, ihracat noktasındaki hedeflerimizi pe- kiştirecek. Hedefimiz İran ve Türk Cumhuri- yetlerine daha fazla ütün satmak” dedi. Aşkale, Van Çimento’yu satın aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle