Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Benim demem o ki, sosyetenin özel-
likle genç kadõnlarõnõn (çok fazla
kendine yönelik) bu yeni merakõ, ba-
na son derece itici geliyor. Bunu da bir
toplantõda açõkça dile getirdim.
Gelen bir yanõt oldukça ilginçti;
“Çok çok beyaz Türklere neden kı-
zıyorsun ki... Onlara yanaşan, böy-
lece iş yapmış gibi görünen, temel-
de pasta yiyenlerin kırıntılarını bu
yoksul ülkenin insanlarına dağıtmayı
amaçlayan örgütlenmelere kız!”
Kõzmõyorum, sadece işin dozunun
ayarlanmasõ gerektiğini düşünüyo-
rum. Malum ülkemizin her konuda aşõ-
rõlõğõ seven bir medyasõ var.
Madem söz açõldõ devam edelim...
Kafamõ uzun zamandõr kurcalayan bir
konu daha var; şu “proje çocukları”.
Bu “proje çocukları” sözü nereden
çõktõ... İşi gücü olan, tanõnmõş kadõn-
lar “Benim projelerim arasında bir
de çocuk yapmak var” diye çok
önemli bir söz söyleyince, medya bu-
nu neredeyse manşetlere taşõdõ ve
şimdi hemen her kesimde bir “proje
çocukları” salgõnõ alõp yürümüş du-
rumda.
Çocuk bir proje ya özellikle anne,
onun kendisinden bağõmsõz bir varlõk
olduğunu unutup cümle enerjisini,
inanõlmaz baskõcõ bir biçimde çocuk üs-
tünde uyguluyor. Kendisi balerin ola-
madõ ya çocuk balede, ama bu arada te-
nis kurslarõ da almasõ gerek, ayrõca gi-
tar çalmayõ ve şarkõ söylemeyi de öğ-
renmeli.
Bu çocuklara en çok marketlerde
rastlanõyor, çocuk kendi kararlarõnõ
verecek ya marketler bir çocuk cenneti.
Oradan oraya koşturup her şeyleri el-
liyorlar, canlarõnõn her istediği alõnõyor,
en ufak bir disiplin yok. Onlar “pro-
je çocukları” ya.
Bu arada unutulan çok önemli bir şey
var; bu çocuklar sanõldõğõ gibi hiç de
özgür değiller. Birincisi, çoğunlukla on-
larõ okula anneler götürüp getiriyor.
Hatta öyle anneler var ki bizzat tanõğõm,
her ders arasõnda çocuğunu okul bah-
çesinin parmaklõklarõna çağõrõp ge-
rekli uyarõlarõ yapõyor: “Çok koşma,
aman terlemişsin, kim seni üzdü, ben
konuşurum!”
Onlar uzaktan değil, yakõndan ku-
manda ediliyor ve sonuç ayakkabõsõnõ
bile bağlayamayan, alõştõğõ durumun dõ-
şõnda bir durumla karşõlaştõğõnda der-
hal bocalayan, çocuk olmasõ bile pro-
jeci anneler, babalar tarafõndan engel-
lenmiş bir yõğõn çocuk.
Neyse ki arada yõrtanlar var. Onlar
annelerinin babalarõnõn cici çocukla-
rõ olmayõ reddedip sokağa fõrlõyorlar.
Emin olun geleceğin müzikçileri,
dansçõlarõ, yazarlarõ, ressamlarõ onlar
arasõndan çõkacak. Birkaç istisna dõ-
şõnda projeci çocuklar çok küçük yaş-
larda iğdiş edildiklerinden mutsuz
birer yetişkin olup öğrendikleri tüm
bilgilerle kendilerini bir oraya, bir bu-
raya atacaklar. Hiçbir annenin baba-
nõn bir çocuğu proje gibi görmeye hak-
kõ olmamalõ. Onlar insan, kâğõt üs-
tündeki rakam değiller.
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Nedeni açıklamak için yalaka dinci (örneğin Fe-
tocu) basına göz atmak yeterli.
Gerçeği araştıran kriminal incelemeler medyanın
bu yüzüne vız geliyor.
Belge açıklandığından beri, üstelik 2009 yılında
Genelkurmay’da bir dairede kâğıda geçirildiği id-
dia edilen darbe planının gerçek olduğunu yazıyorlar.
Örneğin Feto’nun sesi Zaman gazetesi bu türden
haberleri manşetlere geçirdi.
Buna karşın “öteki” medya daha dikkatli. İnceleme
sonuçlanmadan belgeye ne sahte, ne de değil di-
yor.
Ne ki, belgenin kim veya kimler tarafından yazıl-
dığına ilişkin olasılıklar dikkat çekici.
Örneğin Radikal gazetesi geçen hafta “Bir belge
üç senaryo” başlığı altında ilginç bir manşetle çıktı.
Kuşkusuz bu senaryolar belgenin sahte olduğu
varsayımına dayanıyor ve şu olasılıkları duyuruyor:
1- Belgeyi Fethullah Gülen’e bağlı cemaat yaz-
dı.
2- Genelkurmay’da kaleme alındı.
3- Askerle milliyetçiler kaleme aldı.
Gazete acaba neden ilk senaryoda belgenin Fet-
hullah Gülen cemaatinin marifeti olabileceğini ya-
zıyor; daha doğrusu yazmak zorunluluğunu duyu-
yor?.. Çünkü:
Geçen hafta cuma günü CNN’in Washington mu-
habiri Ahu Özyurt; ABD’nin Houston kentinde faa-
liyet gösteren Gülen Enstitüsü Başkanı Dr. Y. Alp
Aslandoğan’ın, Washington’daki Uluslararası ve
Stratejik Çalışmalar Merkezi (CSIS) Türkiye Prog-
ramı Direktörü Dr. Bülent Alirıza’nın yönettiği bir
panelde, cemaatin son dönemde içinde bulundu-
ğu tartışmalı konularla ilgili açıklamaları içeren bir
konuşma yaptığını bildirdi.
ABD’de bir çiftlikte yaşayan Feto’ya kuşkusuz ya-
kın olan konuşmacı, “hareketin” Gülen’in İzmir’de
vaazlığı sırada 1960’da başladığını ve “... 40 yılda..
işadamı grubu ve medya ayağı olan uluslararası bir
hareket haline geldiğini.. devletin diğer organlarına
olan güvensizlikten doğduğunu” söylüyor.
Fakat Dr. Alp Aslandoğan iki önemli açıklama ya-
pıyor:
1- Hareketin (cemaatin) bir hiyerarşisi ve merkezi
olmadığını belirttikten sonra; “Türkiye’nin her şeh-
rinde hareketin bir şubesi ya da bir yapısı vardır” di-
yor.
Bu şube ya da yapı nasıl bir şeyse?.. Dernek mi-
dir, vakıf mıdır, ya da vakıflar mıdır, nedir açıklamıyor.
Yoksa legal veya illegal bir kuruluşun illerdeki
ayakları mıdır, söylemiyor.
2- “Cemaatin mali durumu hakkında şeffaflık” so-
rusunu “bunu açıklamak mümkün değil” diye yanıt-
lıyor ama; ona göre harekete, ama gerçekte cemaate
“giren herkesin maddi durumuna göre, yüzde 5, 10,
15 yardım yaptığını.. bir işçinin yılda 500 dolar, bir işa-
damının 1 milyon dolar verdiğini..” örnekleyerek be-
lirttikten sonra: Bunun “hesabının da, vereceği ra-
kamın da manası olmadığının” altını çiziyor.
Aslandoğan rakam veremiyor; lakin ABD’deki
www.actforamerica.org internet sitesinden Türki-
ye’de kimilerine (örneğin Onur Öymen’e ve Öy-
men’den aldığımız bilgiye göre internetlere 8 Ma-
yıs 2009’da) ulaşan “ACT” icra kurulu direktörü Guy
Rodgers imzalı yazı; ufak-büyük yardımlarla ya-
şayan ve ancak bugün olağanüstü yatırımlara ve gü-
ce sahip olan Gülen cemaatinin toplam yatırımla-
rının bütçesini:
“25 milyar dolar” olarak kayda geçiriyor.
ABD’de en az 20 eyalette 90’dan fazla okula ta-
kıyye yöntemiyle sızan bir “hareket”.
ABD internetindeki bilgilere göre; Jane dergisi Şu-
bat 2009’da yayımladığı yazıda cemaatin Türkiye’deki
faaliyetlerini, “siyaset-ordu ve medya” üzerinde yo-
ğunlaştırdığından ve buna ilişkin değerlendirmeler-
de cemaatin “karar mekanizmalarına ulaşıncaya ka-
dar kimseye fark ettirmeden faaliyet göstererek. sis-
temin damarlarına girdiğinden” söz ediliyor.
Bir manşetteki kimi senaryolar… sözü nereden
nereye getiriyor… neler ama neler anımsatıyor.
SAYFA 23 HAZİRAN 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 30
Edirne Y 30
Kocaeli B 32
Çanakkale Y 25
İzmir PB 28
Manisa PB 32
Aydın PB 33
Denizli PB 33
Zonguldak B 28
Sinop B 29
Samsun Y 32
Trabzon B 30
Giresun B 30
Ankara B 35
Eskişehir Y 32
Konya B 31
Sıvas B 28
Antalya B 35
Adana PB 34
Mersin Y 33
Diyarbakır B 37
Şanlıurfa B 38
Mardin B 38
Siirt B 37
Hakkâri Y 22
Van Y 22
Kars Y 22
Oslo B 24
Helsinki B 16
Stockholm B 24
Londra B 22
Amsterdam B 21
Brüksel B 21
Paris B 21
Bonn PB 19
Münih Y 22
Berlin Y 23
Budapeşte Y 23
Madrid B 36
Viyana Y 17
Belgrad Y 23
Sofya Y 22
Roma Y 25
Atina PB 28
Zürih Y 17
Moskova PB 27
Aşkabat A 33
Astana PB 28
Taşkent Y 38
Bakû B 28
Bişkek Y 31
Tiflis B 24
Kahire B 34
Şam B 36
Ülkemizin geneli parçalı
çok bulutlu, Marmara’nın
batısı, Kuzey Ege kıyıları,
Batı ve Doğu Karade-
niz’in iç kesimleri, Doğu
Anadolu’nun kuzey ve
doğusu, Doğu Akdeniz’in
iç kesimleri ile Bursa, Bi-
lecik, Sakarya, Eskişehir,
Çorum, Amasya, Kara-
man, Niğde, Kayseri ve
Mersin çevreleri sağanak
ve gök gürülütülü sağa-
nak yağmurlu geçecek.
Zahid Akman bir bürokrattır…
Çok önemli bir bürokrat:
Radyo ve televizyonları denet-
lemekle görevli RTÜK’ün, bir özerk
devlet kuruluşunun başkanıdır.
RTÜK, insanları ve toplumları bi-
çimlendirmekte artık çok önemli
bir rolü olduğu bilinen görsel ve
işitsel medyanın patronudur.
Gerçeklere ve hukuka uygun
habercilik ile ahlaka uygun prog-
ramcılık, yani hem hukuk, hem ah-
lak, hem kültür Akman’ın başka-
nı olduğu bu kurula emanettir.
Bülent Arınç bir politikacıdır…
Çok önemli bir politikacıdır:
İktidardaki AKP’nin kurucula-
rından ve liderlerindendir.
Hukuk adamıdır, avukatlıktan
gelir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı yapmıştır.
Sivri dilli, dürüst olmakla ün
yapmıştır.
Hükümette Başbakan Yardım-
cısıdır.
RTÜK kendisine bağlıdır.
Zahid Akman hakkında Alman
yargısı tarafından yapılan çok cid-
di suçlamalar vardır:
Kısaca, “Alman Deniz Feneri”
denilen davada öne sürülen, bir
yardım kuruluşu için toplanan pa-
raların yerinde kullanılmadığına
ilişkin iddialardır bunlar.
“Dolandırıcılığı meslek edin-
mek” gibi ifadelerle kamuoyuna
yansımıştır.
Böyle önemli bir görevde bulu-
nan bir insan hakkında bu tür
ciddi iddialar ortaya atılınca ne
beklenir:
Hemen idari ve adli soruşturma
açılır…
Yargıya taşınan iddialar açıklığa
kavuşturulur…
Zahid Akman aklanırsa gö-re-
vine devam eder…
Mahkûm olursa gereği yapılır.
Bu kadar basit!
Değil mi?
DEĞİL!
Çünkü Zahid Akman’ın yargı-
lanması Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın iznine bağlı…
Ve Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan bu izni vermiyor.
Hangi Başbakan?
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne
kısaltılmış olarak AKP diyenleri
edep dışı ilan eden, partisinin
adının AK Parti olduğunu söyle-
yen Başbakan…
Böylece dürüstlük ve temizlik
vurgusu yapan Başbakan...
Üstelik bununla da yetinmiyor,
Akman’ı destekleyen demeçler
veriyor.
Sivri dilli, dürüst, hukukçu kö-
kenli Başbakan Yardımcımız Bü-
lent Arınç ne yapıyor?
Önce Zahid Akman’ın istifası-
nı istiyor…
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’ın çıkışından sonra sesini
kesiyor!
Zahid Akman ne yapıyor?
Temmuzda bitecek olan baş-
kanlık süresinden sonra yeniden
aday olmayacağını açıklıyor.
“Dam üstünde saksağan, vur
beline kazmayı!”
Sanki Alman adaleti Akman’ın
RTÜK başkanlığını sorguluyor-
muş gibi…
Bu arada üniversite rektörleri tu-
tuklu…
Hasta olanların tedavileri aksı-
yor…
Türkiye seyrediyor…
Bülent Arınç ne yapıyor?..
Türkiye onu da seyrediyor!
ekongar@cumhuriyet.com.tr;
www.kongar.org
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Akman, Erdoğan, Arınç ve
Tutuklu Rektörler
1. KOŞU: F: Regina (6), P: Eladeniz (3), PP: Harput Güze-
li (4), S: Faruk Bey (1).
2. KOŞU: F: Berkcan (3), P: Özgenim (6), PP: Ferdibaba (4),
S: Şahkartal (9).
3. KOŞU: F: Eraiser (5), P: Vatanperver (3), PP: Hawk At-
tack (2), S: Black Blood (4).
4. KOŞU: F: Kutay (9), P: Explosion (7), PP: Ayberk (5), S:
Katõ Fõrtõnasõ (11).
5. KOŞU: F: Mister Berk (9), P: Stuck On Me (12), PP: Mi-
racle Worker (8), S: Son Of Venom (11).
6. KOŞU: F: Citadel (8), P:
Senatore (1), PP: Cosmos
(6), S: Cardio Dancer (4).
7. KOŞU: F: : Bozyiğit (1),
P: Perican (9), PP: Kaa-
nefe (6), S: Çöl Avcõsõ (3).
8. KOŞU: F: Arzawan (1), P:
Jackboot (8), PP: Hasbey
(7), S: Speed Master (10).
ALTILI GANYAN
5 9 9 8 1 1
3 7 1 9 8
2 5 6 7
4 11 3
1
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Çok Çok Beyaz Türkler Ülkeyi Yeni TanıyorBaştarafı Arka Sayfada
Pir Sultan Abdal
anma etkinliği
MEHMET MENEKŞE
SIVAS - Sõvas’õn Yõldõzeli il-
çesinin Banaz köyünde bu yõl
20.’si düzenlenen Pir Sultan
Abdal anma etkinliğinde ko-
nuşan Pir Sultan Abdal 2 Tem-
muz Eğitim ve Kültür Vakfõ
Başkanõ Murtaza Demir, “Al-
evi açılımı” diye gündeme ge-
len girişimlerin Alevileri oya-
lamaktan öteye geçemediğine
dikkat çekti. Ülkenin ayrõşma-
ya doğru sürüklendiğini ifade
eden Demir, “Lütfen yapma-
yın, bizi bölmeyin, bizi Sünni
kardeşlerimizden ayırmayın,
bizi Sünni kardeşlerimizle
karşı karşıya getirmeyin” di-
ye konuştu.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz
Kültür ve Eğitim Vakfõ ile Pir
Sultan Abdal Kültür Derneği
Banaz Şubesi’nin gerçekleştir-
diği anma etkinliğine Alevi
Vakõflar Federasyonu Başkan
Yardõmcõsõ İsmail Saçlı, Nev-
şehir’in Hacõbektaş ilçesi Be-
lediye Başkanõ Ali Rıza Sel-
manpakoğlu, Kültür ve Turizm
Bakanlõğõ temsilcisi Ertuğrul
Özkanat, CHP Sõvas İl Başkanõ
Bülent Renda Deniz, Hacõ
Bektaş Veli Anadolu Kültür
Vakfõ Sõvas Şube Başkanõ Ebu-
bekir Işık, Cem Vakfõ Sõvas
Şube Başkanõ Ali Rıza Kaçan
ve vatandaşlar katõldõ. Pir Sul-
tan Abdal’õn Yõldõz Dağõ’na
bakan heykelinin önündeki am-
fitiyatronun hasarlõ olmasõ ne-
deniyle etkinlikler Topuz Baba
Türbesi’nin bulunduğu çamlõk
alanda yapõldõ.
Hürriyet’te Eyüp
Can için yeni birim
İstanbul Haber Servisi -
Hürriyet gazetesinde önceki
gün Fethullah Gülen ile ilgili
haber yayõmlamasõnõn ardõn-
dan gazetede yeni kurulan Ha-
ber Koordinatörlüğü görevine,
Zaman gazetesinden Referans
gazetesinin genel yayõn yönet-
menliğine transfer olan Eyüp
Can’õn getirilmesi dikkat çek-
ti. Can aynõ zamanda Referans
gazetesindeki görevini de sür-
dürüyor.
Eyüp Can’õn gazetenin kün-
yesinde daha önce yer almayan
“Haber Koordinatörlüğü”
görevini üstlenmesi, gazetenin
genel yayõn yönetmeni Ertuğ-
rul Özkök’ün yerine getirile-
ceği söylenen Can için “yeni bi-
rim oluşturulduğu” değen-
lendirmelerine yol açtõ. Hürri-
yet gazetesi, Tolga Tanış im-
zasõyla önceki gün Fethullah
Gülen’in ABD’nin Pensilvan-
ya’daki eviyle ilgili izlenimle-
rini, “Hürriyet Fethullah Gü-
len’in evine girdi” başlõğõyla
yayõmlamõştõ. Tanõş yazõsõnda,
Gülen’in çiftliğine “kamp” de-
nildiğini anlatarak, tüm dünya-
dan önemli ziyaretçilerin kam-
pa geldiğini belirtmişti. Tanõş,
Gülen’in çiftliğine ilişkin özet-
le şu izlenimlere yer vermişti:
“Gülen, eğer sıra dışı bir
durum yoksa, her gün ikindi
namazından sonra mutlaka
bir konuşma yapıyor. “Soh-
bet” diyorlar buna... Kampta
ilahiyat mezunu 5 de öğrenci
var. Gülen, bu öğrencilere
yakın zamana kadar düzenli
ders veriyormuş...”
İstanbul’da trafik çilesi
İstanbul Haber Servisi - Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü’ndeki “Genleşme derz-
lerinin değiştirilmesi çalõşmasõ” nedeniyle
İstanbul trafiği felç oldu, yurttaş sinir kriz-
leri geçirdi. Çalõşmalar nedeniyle iki şeri-
din trafiğe kapatõlmasõ sonucu FSM Köp-
rüsü’ne bağlanan TEM Otoyolu’nda Ata-
şehir Kavşağõ’ndan itibaren trafik yoğun-
luğu yaşandõ. Saatler ilerledikçe yoğunluk
Kozyatağõ’na dek ulaştõ. En yoğun saatte
bir kilometre hõzla ilerleyen trafikte Koz-
yatağõ’ndan köprüye ulaşmak 3 saati aştõ.
Yurtkuran sevk edildi
İstanbul Haber Servisi - Haseki Eğitim
ve Araştõrma Hastanesi’nde tedavisi süren
eski Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.
Mustafa Yurtkuran, by-pass ameliyatõ ol-
masõ için Siyami Ersek Göğüs Kalp ve
Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştõrma Has-
tanesi’ne sevk edildi. Acilen ameliyat ol-
masõ gerektiği belirtilen Prof. Yurtkuran’õn
ameliyat tarihi, Siyami Ersek Hastane-
si’nde yapõlacak ön incelemeden sonra
planlanacak. Yurtkuran’õn tahliyesine ise
henüz karar verilmedi. Yazarõmõz Prof. Dr.
Erol Manisalõ’nõn kemoterapi tedavisine
ise önümüzdeki günlerde başlanacak.
Savcı Öz’den hakaret iddiası
İstanbul Haber Servisi - Maya Dergisi
İmtiyaz Sahibi ve Yazõişleri Müdürü Ünal
Yaltõrõk hakkõnda, söz konusu derginin 2
Nisan 2009 tarihli sayõsõnda yer alan “Yõ-
lõn Adamõ” başlõklõ yazõ ile İstanbul Cum-
huriyet Savcõsõ Zekeriya Öz’e “hakaret”
ettiği iddiasõyla dava açõldõ. Dava kapsa-
mõnda Kadõköy Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na ifade veren Yaltõrõk, yazõsõnõn Öz’e
hakaret etmek amacõyla yazõlmadõğõnõ vur-
gulayarak suçlamalarõ kabul etmedi.
Düşen çocuğu havada yakaladı
KAYSERİ (AA) - Kayseri’de 3. kattaki
evlerinin penceresinden sarkarken düşen
Berat Sait Özer (2) adlõ çocuğu, apartman
bahçesinde halõ yõkayan komşusu Özhan
Altuntaş (18) tutarak kurtardõ. Altuntaş ve
tuttuğu Özer birlikte yere düşerken, hafif
yaralanan Berat Sait Özer, Erciyes Üniver-
sitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’nde yapõlan
kontrolden sonra taburcu edildi.
‘Sahte içkiden öldü’ iddiası
İstanbul Haber Servisi - Gaziosmanpaşa
Yõldõztabya’da Bahri Bir (62) adlõ yurtta-
şõn sahte rakõdan öldüğü öne sürüldü.
Bahri Bir’in 19 Haziran günü bir bardak
rakõ içtiği ve ardõndan fenalaştõğõ ifade
edildi. Bir’in kardeşi Çetin Bir, “Eyüp
SSK, Taksim İlkyardõm Hastanesi’ne git-
ti. Yer olmadõğõ gerekçeleriyle Silivri’de
özel bir hastaneye sevk edildi ve yaşamõ-
nõ yitirdi. İhmaller zinciri ağabeyimi öl-
dürdü, suç duyurusunda bulunduk” dedi.
10 numara çekildi
ANKARA (AA) - On Numara oyununun
bu haftaki çekilişinde kazanan numaralar
“1, 2, 16, 17, 27, 29, 33, 38, 39, 42, 44,
45, 47, 51, 52, 55, 64, 65, 66, 70, 71 ve
72” olarak belirlenirken, 10 bilen 1 kişi
382 milyon 651 bin 20 TL kazandõ. Çeki-
lişte 9 bilenler 1820 TL 25 Kr, 8 bilenler
90 TL, 7 bilenler 11.5 TL, 6 bilenler 1.90
TL, 5 bilenler 1.40 TL ikramiye kazandõ.
Eksim Grup’tan açıklama
Eksim Grup İletişim Danõşmanlõğõ, gazetemizin
dünkü sayõsõnda yer alan “Ankara Kulisi” köşe-
sinde Abdullah Tivnikli hakkõndaki iddialara
ilişkin yazõlõ bir açõklama yaptõ. Açõklamada,
“Kulis haberdeki Sayõn Tivnikli ve ailesine yö-
nelik duyum ve iddialar tümüyle gerçekdõşõdõr...
Haberde konu edilen ‘Suriye sõnõrõnõn mayõn-
dan temizlenmesi’ projesi ile sayõn Abdullah
Tivnikli ve ailesinin hiçbir ilgisi bulunmamak-
tadõr. Herkesin hassas olduğu böylesi milli bir
konu ile ilişkilendirilmeye çalõşõlmak tarafõmõz-
ca üzüntüyle karşõlanmõştõr. Tivnikli ve ailesi
şimdiye kadar hiçbir etik dõşõ ilişki içinde olma-
mõştõr ve bundan sonrada olmayacaktõr” denildi.
İstanbul Haber Servisi- Uğradõklarõ ha-
in saldõrõ sonucu aramõzdan ayrõlan aydõn, sa-
natçõ, yazar, bilim insanõ ve yurtseverler ya-
kõnlarõ tarafõndan Babalar Günü nedeniyle ön-
ceki gece Esenkent Rõfat Ilgaz Açõk Hava Ti-
yatrosu’nda düzenlenen “Benim Babam Bir
Kahramandı” adlõ etkinlikle anõldõlar. Er-
genekon soruşturmasõndaki hukuksuzlukla-
ra dikkat çeken CHP Ankara Milletvekili Yıl-
maz Ateş, demokrasinin başõna bir bela
gelmemesi için yüzlerce şehit verildiğini
anõmsatarak, “Bizler 12 Mart’ta, 12 Ey-
lül’de cezaevlerinde askeri mahkemeler-
de sürünürken şimdi demokrat geçinenler
çıkmış karşımıza demokrasiden söz edi-
yorlar. Bizlere rağmen demokrasi sekte-
ye uğrarsa şunu bilmenizi isterim. Bugün
aydınlarımızı, yurtseverlerimizi cazaevi-
ne tıkanlar yarın asker postallarını yala-
yacaklardır” dedi.
TRT’de radyo yapõmcõlõğõ yapan ve evinin
önünde öldürülen Ümit Kaftancıoğlu’nun
gelini ve Tertip Komitesi Başkanõ Dr. Canan
Kaftancıoğlu, yõllar sonra yakõnlarõnõ anmak
için bir araya geldiklerini belirterek, “Ortak
değerler bizi kardeş kılıyor. Demokrasi,
düşünce özgürlüğü, bilimsellik hepimizin
ortak paydası. Bir gün bu katiller dök-
tükleri kanda boğulacaktır” diye konuştu.
Uğradõğõ saldõrõ sonucu yaşamõnõ yitiren
yazar Turan Dursun’un oğlu Abit Dursun
ise “Dün köşe başında öldürenler, bugün
hain senaryolarla cezaevine tıkıp öldür-
meye çağırıyorlar” dedi. DİSK’in kurucu-
su Kemal Türkler’in kõzõ Nilgün Türkler
de babasõna seslenerek, “Senin yeşil gözle-
rini görmeyeli 29 yıl oldu. Senin ve arka-
daşlarının özgürlük mücadelesi sürüyor”
diye konuştu. 12 Eylül askeri darbesinde göz-
altõna alõnan ve cezaevinde askerlerin döv-
mesi sonucu yaşamõnõ yitiren İlhan Er-
dost’un eşi Gül Erdost da, “Kenan Evren
ve cuntasının yargılanmadan acılarının
dinmeyeceğini” söyledi.
Kahraman
babalar anıldı
Sinevizyon gösterisi, şiir, tiyatro ve müzik
dinletisinin sunulduğu etkinliğe Uğur
Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, Ahmet Ta-
ner Kışlalı’nın kızları Dolunay Kışlalı ile
Nilhan Nur Kışlalı, Metin Göktepe’nin an-
nesi Fadime Göktepe, Ankara savcısı Do-
ğan Öz’ün çocukları Bengi Heval ve Tu-
ran Öz, Cavit Orhan Tütengil’in kızı De-
niz Tütengil, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet
İpekçi, Hasret Gültekin’in oğlu Roni Gül-
tekin’in yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
(Fotoğraf : ALİ AÇAR)