Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
23 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Mustafa Yurtkuran...
Kuddusi Okkır’ın o fotoğrafını anımsıyor musu-
nuz?
Başucunda karısı vardı...
Ölümünden birkaç gün önce çekilmiş o fotoğra-
fı unutamadım.
Gözlerini bir noktaya dikmiş bakıyordu.
Ergenekon sanığı Okkır hakkında dinci-tarikat-
çı ve AKP yandaşı medyada çıkan haberler... Er-
genekon’un kasası olduğu yolunda çıkan yazılar.
Yargısız infaz yapılmıştı.
Kuddusi Okkır, birkaç arkadaşı tarafından has-
tane morgundan alınıp Yalova’da toprağa verilmişti.
Eşi perişandı...
Kuddusi Okkır’ın eşi avukatı aracılığıyla Avrupa İn-
san Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
Okkır’ın tutukluluğu süresince hastalığı önem-
senmediğinden öldüğü gerekçesiyle yapılan baş-
vuruyu AİHM değerlendirip karar verecek.
Eski Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.
Mustafa Yurtkuran bir süre önce Ergenekon sa-
nığı olarak gözaltına alınıp ardından tutuklandı.
Yurtkuran hem kanser hem de kalp hastası...
Yurtkuran önümüzdeki günlerde ameliyat olacak.
Eşi Merih Yurtkuran, refakatçi olarak Mustafa
Yurtkuran’ın yanında olmak istiyor.
Silivri Cezaevi Savcılığı’na başvuran Merih Ha-
nım, Haseki Hastanesi’nden “refakati uygundur”
belgesi aldı.
Savcılık bunu kabul etmedi...
Neden mi?
Belgede “zorunludur” yazması gerekiyormuş...
Merih Hanım şimdi hem “Hastanın yanında kal-
ması zorunludur” belgesi almak için uğraşıyor hem
de eşinin tutuksuz yargılanması için.
Merih Hanım diyor ki:
“Hukuka güvenimiz tam. Yargılanması elbet sür-
meli. Yaşarken beraat ettiğini görelim. Sağlık so-
runlarıyla tutuklu olarak başa çıkması zor. Tüm di-
leğimiz tutuksuz yargılanması.”
Mustafa Yurtkuran’ın yaşadıkları ciddi bir insan
hakları ihlali değil midir?
Elbet öyle!
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof.Dr. Gençay Gür-
soy da öyle diyor:
“Tıbbi olarak kanser olduğu kesinleşen bir kişinin
tedavisinin engellenmesi taammüden adam öldür-
mek sayılır.”
Eski AİHM yargıcı emekli Büyükelçi Rıza Türmen
de kanser tedavisi sırasında radyoterapi görme-
si gereken bir hastanın tutuksuz olarak yargılan-
ması gerektiğini belirtiyor.
Bir kanser hastası bu durumda cezaevi koşulla-
rı altında tutulabilir mi?
Prof.Dr. Köksal Bayraktar’ın deyişiyle Yurtku-
ran’ın elinde grip değil kanser olduğuna ilişkin ra-
por var.
Böyle bir kişiyi cezaevi koşullarında tutmak, Bir-
leşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi sözleşmele-
rine aykırı...
Mustafa Yurtkuran hem kanser hem de kalp has-
tası...
Bu durumda olan bir kişi, kanıtları nasıl yok edip
kaçabilir?
Hukukçuların belirttiği gibi, ortada bir insan hak-
ları ihlali söz konusu.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler dev-
letin koruması altındadır.
Devlet onları korumak zorundadır.
Mustafa Yurtkuran bir bilim insanıdır. Binlerce öğ-
renci yetiştirmiştir.
Yurtkuran’ın başına gelenleri öğrenince içim acı-
dı...
Bu olup bitenler beni hüzünlendirdi...
Hangi çağda yaşıyoruz? Bu kin, bu öç alma ni-
ye?
Kafamdaki sorular çoğalıyor...
Yaşamın renkli çiçekleri bir bir soluyor.
Türkiye bunları hak etmiyor...
Bu ülkenin gerçek aydınları, yurtseverleri, emek-
çileri nerede?.. Demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam
biçimi olarak gören İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hak-
ları Derneği nerede?..
Sosyalistler, liberaller, solcular, sağcılar!
Neden sesiniz soluğunuz çıkmıyor?...
Bir insan hakları ihlali söz konusu olduğunda,
olanca gücünüzle bağırmıyor musunuz?
Adalet Bakanlığı yaptığı açıklamada “Savsakla-
ma ve gecikme yok” dese de, tıbbi, ahlaki ve in-
sani açıdan uluslararası bir skandal olduğu bir ger-
çek.
Melih Yurtkuran’ın savcılığa sunduğu “hastanın
yanında refakatçi kalması uygundur” yazılı rapor,
“zorunludur” yazmadığı için geri çevriliyor.
Yaşamı boyunca, demokrasiyi, özgürlükleri ve hu-
kuk devletini savunan Mustafa Yurtkuran’a insan
hakları ihlali uygulanıyor.
Tutuklu bir insana kanser tedavisi nasıl uygula-
nır?
İçim acıyor içim!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Gül Çin’e gidiyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül,
Çin Halk Cumhuriyeti
Devlet Başkanõ Hu Jin-
tao’nun davetlisi olarak
bugün Başbakan Yar-
dõmcõsõ Ali Babacan,
Devlet Bakanõ Zafer
Çağlayan, İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay ile kamu
kurum ve kuruluşlarõnõn
temsilcileri ve işadamla-
rõndan oluşan heyetle
Çin’e gidecek. Gül’ün
ziyareti 29 Haziran’a
kada sürecek.
ÇYDD yönetimi
Anıtkabir’de
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Çağdaş
Yaşamõ Destekleme Der-
neği’nin yeni yönetim
kurulu üyeleri, Anõtka-
bir’i ziyaret etti. Heyet
adõna ÇYDD Genel Baş-
kanõ Prof. Aysel Çelikel,
Anõtkabir Özel Defte-
ri’ne özetle şunlarõ yazdõ:
“Büyük Atatürk, Cumhu-
riyeti, devrimlerimizi, la-
ikliği tartõşmaya çalõşan-
lar var. Ülkemizin, ‘ha-
rici ve dahili düşmanlarõ’
faaliyetteler. Günün mo-
dasõ, TSK’yi eleştirmek.
Kimseyi şikâyete gelme-
dik. Mücadele azmimizi
bildirmeye geldik.”
Melih Gökçek
istediğini aldı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
Anakent Belediyesi,
Başkent Doğalgaz Dağõ-
tõm Şirketi’nin özelleşti-
rilmesinden doğan 50
milyon dolarlõk teminatõ
dün akşam aldõ. Açõkla-
mada, Elektromet şirke-
tinin ihtiyati tedbir baş-
vurularõnõn mahkemeler-
ce reddedildiği kaydedi-
lerek, “Kuveyt Türk Ka-
tõlõm Bankasõ AŞ, 50
milyon dolarõ banka he-
sabõna aktardõ” denildi.
Limter-İş’ten
direniş
İstanbul Haber Ser-
visi - DİSK’e bağlõ Lim-
ter-İş Sendikasõ, Pendik
Askeri Tersanesi’nde
CHT firmasõna bağlõ İN-
TO Denizcilik’te çalõşan
19 işçinin 4 aylõk ücreti
verilmemesi üzerine di-
renişe başladõ. Açõklama-
da, “Direnişimize emek-
ten yana güçlerin deste-
ğini bekliyoruz” denildi.
Toprak Center
satışa çıkarıldı
İstanbul Haber Ser-
visi - Tasarruf Mevduatõ
Sigorta Fonu (TMSF),
Toprak Center’õ 103 mil-
yon lira muhammen be-
delle satõşa çõkardõ. Fon,
Toprak Grubu’nun proto-
kole uymadõğõnõ bildirdi.
Sahte çürük
raporuna hapis
İstanbul Haber Ser-
visi - 1. Ordu Komutan-
lõğõ Askeri Mahkemesi,
53 kişi hakkõnda “suç iş-
lemek amacõyla örgüt
kurmak” ve “menfaat
karşõlõğõ sahte çürük ra-
poru vermek” suçlarõn-
dan açõlan davayõ sonuç-
landõrdõ. Mahkeme 40
sanõğa, 25 gün ile 41 yõl
8 ay arasõnda değişen
hapis cezalarõ verdi. .
DÜZELTME
Gazetemizin dünkü sa-
yõsõnda “İrtica ile savaş-
mak suç sayõlacaktõr”
başlõklõ haberde Elif Çu-
hadar sehven Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel
Sekreteri olarak yayõm-
lanmõştõr. Çuhadar ADD
Genel Sekreter Yardõmcõ-
sõ’dõr. ADD Genel Sekre-
teri Suay Karaman’dõr.
Düzeltir, özür dileriz.
Belgeyle ilgili Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn görevsizlik kararõ vermesini bekliyorlar
AKP‘sivil’savcõistiyor
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Genelkurmay
Başkanlõğõ’nda hazõrlandõğõ ile-
ri sürülen “AKP ve Gülen’i bi-
tirme planı”yla ilgili tartõş-
malar artarak sürerken; AKP
yönetimi, konuyla ilgili soruş-
turmanõn Ergenekon soruştur-
masõnõ yürüten İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nca yapõl-
masõnõ istiyor.
Genelkurmay Başkanlõğõ’nda
hazõrlandõğõ ileri sürülen bel-
geyle ilgili tartõşmalar büyüyor.
Belgenin gerçek olup olmadõ-
ğõ, belgeyi hazõrladõğõ ileri sü-
rülen Albay Dursun Çiçek’in
imzasõyla ilgili farklõ haberler
basõna yansõyor. Belgenin fo-
tokopi bile olsa kriminal ince-
leme sonucunda orijinalinin
gerçek olup olmadõğõ, imzanõn
photoshop ile eklense bile bu-
nun ortaya çõkarõlabileceğini
savunan AKP yöneticileri, so-
ruşturmanõn Ergenekon soruş-
turmasõnõ yürüten İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca
yapõlmasõnõ istiyor. Bazõ AKP
yöneticileri, askeri yargõnõn salt
askerlerin görevleri nedeniyle
yaptõklarõ suçlara bakabilece-
ğini, bu konunun ise adli yar-
gõnõn görevi alanõna girdiğini
belirtirken; Genelkurmay As-
keri Savcõlõğõ’nõn görevsizlik
kararõ vermesi gerektiğini sa-
vunuyor.
AKP yöneticileri, Genelkur-
may Askeri Savcõlõğõ’nõn bel-
geyle ilgili olarak “Askeri sav-
cılığımızca olayla ilgili olarak
yapılan soruşturmada şu ana
kadar elde edilen deliller de-
ğerlendirildiğinde, ele geçi-
rildiği iddia edilen belgenin
Genelkurmay Başkanlığı’nın
herhangi bir biriminde ha-
zırlanmadığına ilişkin bir ka-
naate varılmıştır” açõklama-
sõyla ihsasõ-rey (oyunu belli
etme) yaptõğõna dikkat çekerek
“Henüz soruşturması bitme-
miş bir konuyla ilgili olarak
savcılık bir açıklama yapıyor,
bir kanaat belirtiyor. Savcılık,
böyle bir kanaat belirtemez”
görüşünü dile getirdiler.
AKP milletvekili Haluk Öz-
dalga da, dün yaptõğõ açõkla-
mada, aradan yeterinden fazla
süre geçmiş olmasõna karşõn
plan hakkõnda TSK tarafõndan
kamuoyuna tatmin edecek bir
açõklamanõn hâlâ yapõlmadõğõ-
nõ belirterek “Aksine, askeri
savcılık tarafından yürütülen
soruşturmanın güvenilirli-
ğiyle ilgili şüpheler her geçen
gün artmaktadır. Planın al-
tında imzası bulunan kur-
may albayın karargahta ver-
diği ifadede imzasını değiş-
tirmesi, ardından askeri sav-
cılığın bu sahte imzayı cum-
huriyet savcılığına teslim et-
mesi kuşkuları daha da art-
tırmıştır. Belli ki kurmay al-
bay, yeni bir planla suçunu
örtmeye çalışmaktadır. Ne
var ki bu planda da, kurmay
albayı teşvik eden işbirlikçi-
lerin olup olmadığı belli de-
ğildir” dedi. TSK’nin demo-
kratik rejimi doğrudan ilgilen-
diren bu olay üzerine daha gü-
ven verici bir şekilde gitmesi
gerektiğini kaydeden Özdal-
ga, söz konusu albayõn sivil yar-
gõç önünde hesap vermesi ge-
rektiğini dile getirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye gündemine
oturan “İrticayla Mücadele
Planı” çalõşmasõnõn orijinali
bile bulunamazken, belgede
yer aldõğõ belirtilen Albay Dur-
sun Çiçek’e ait imzadeki ben-
zerlik nedeniyle gerçek olduğu
tezi güçlendirilmeye çalõşõlõ-
yor. Belgedeki imzadan hare-
ketle gerçekliği savunulan bel-
genin kim tarafõndan hazõrlan-
dõğõ noktasõndaki sis perdesi ise
henüz aralanamadõ.
Taraf gazetesi tarafõndan Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ’na ait
olduğu iddiasõyla gündeme ge-
tirilen “İrticayla Mücadele
Eylem Planı” belgesine ilişkin
resmi açõklama henüz yapõl-
mazken tartõşmalara her geçen
gün yenileri ekleniyor. Belge-
ye ilişkin ilk olarak dokümanõn
gerçek mi, yoksa sahte mi ol-
duğuna yönelik sorulara yo-
ğunlaşõldõ. Genelkurmay Askeri
Savcõlõğõ, yapõlan soruşturma-
da elde edilen ilk bulgulara
göre, “ele geçirildiği iddia
edilen belgenin, Genelkur-
may Başkanlığı’nın herhan-
gi bir biriminde hazırlanma-
dığına ilişkin bir kanaate va-
rıldığı”nõ duyurdu. Savcõlõğõn
“kanaat” açõklamasõnõn yan-
kõlarõ sürerken, soruşturmayõ
yürüten İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ da dahil hiç kim-
se belgenin orijinalinin kendi-
sinde olmadõğõnõ, fotokopilerin
elde bulunduğunu duyurdu.
Fotokopide tespit zor
Adli Tõp uzmanlarõ ise belge
fotokopisinde yapõlacak ince-
lemelerde grafolojik ve grafo-
metrik özelliklerin, atõlan im-
zadaki kesintiler ve yazõnõn hõ-
zõ gibi özelliklerin kaybolma
riskine işaret ederlerken foto-
kopiden yapõlacak incelemenin
zorlaşacağõnõ belirttiler.
Jandarma ve emniyetin bel-
ge ve imza üzerinde yaptõğõ in-
celemelerde, belgede imzasõ
bulunan Albay Çiçek’in daha
önceki imzalarõyla örtüştüğü
ve benzerlikler taşõdõğõ yönün-
de değerlendirme yapõldõ. Bel-
geye ilişkin ilk tartõşmalar,
“planın” kimin tarafõndan ha-
zõrlandõğõ ve gerçek olup ol-
madõğõ üzerinde iken son gün-
lerde belgedeki imzanõn ger-
çekliğiyle sõnõrlandõrõlmaya ça-
lõşõlmasõ dikkat çekti. Belgedeki
imzanõn raporlara da yansõdõğõ
biçimiyle Dursun Çiçek’e ait ol-
duğunun resmiyet kazanmasõ
durumunda, bu kez de belgenin
gerçekliği sorunu ortaya çõka-
cak. Çünkü “İrticayla Müca-
dele Planı” olarak adlandõrõlan
belgeye herhangi bir kişinin
daha önce attõğõ imza teknolo-
jik olarak aktarõlabiliyor. Bel-
gedeki imzanõn Çiçek’e ait ol-
duğunun bire bir tespiti de tar-
tõşmalarõ sonlandõrmayacak.
Belgeyi kimin hangi amaçla ha-
zõrladõğõnõn saptanmasõ, yanõtõ
aranan sorularõ aydõnlatabile-
cek. Ancak bugüne değin res-
mi olarak belgenin kimin tara-
fõndan, hangi amaçla hazõrlan-
dõğõ ortaya konulamadõ.
Hükümet yanlõsõ basõn, Albay Çiçek tarafõndan hazõrlandõğõ öne sürülen
belgenin orijinalinin nerede olduğu konusunu unutturmaya çalõşõyor. Tartõşmalar
özellikle belgedeki imza üzerinde yoğunlaştõrõlmak isteniyor. Oysa, fotokopi olan
belgenin üzerindeki imza gerçek olsa bile, bu imzanõn bilgisayar ortamõnda söz
konusu belgenin üzerine taşõnmasõ olasõlõğõ da bulunuyor. Bu, ancak belgenin
orijinalinin ortaya çõkmasõndan sonra netliğe kavuşacak.
ÇİÇEK’İN İMZASI
Zaman
ÇÜ’nün
arşivine
sızdı
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanlõğõ’nõn sözde “İrti-
cayla Mücadele Planı” çer-
çevesinde hazõrladõğõ savla-
nan belgedeki imzanõn Dr.
Dz. P. Krm. Kdm. Alb. Dur-
sun Çiçek’e ait olup olmadõ-
ğõ, sahte mi gerçek mi oldu-
ğu konusu Çukurova Üni-
versitesi’ni (ÇÜ) karõştõrdõ.
Çiçek, 2001-2004 yõllarõ
arasõnda Hatay-İskenderun
Deniz Er Eğitim Alayõ’nda
komutanlõk yaparken doktora
yapmak üzere ÇÜ Sosyal Bil-
giler Enstitüsü’ne başvurmuş-
tu. Başvuru sõrasõnda Çiçek’e
doldurtulan ve üzerinde ger-
çek imzasõ bulunan bir form
dosyaya konuldu. Çiçek,
Prof. Mahir Fisunoğlu’nun
enstitü müdürü olduğu o dö-
nem “Örgütlerde Motivas-
yon ve İş Yaşam Kalitesi”
konulu tezini Prof. Dr. Hüse-
yin Özgen’in danõşmanlõğõn-
da tamamladõ. Tez enstitünün
internet sitesinde yayõna ko-
nulurken girişte doldurduğu
ve bazõ özel sorulara verilen
yanõtlarõ da içeren form arşi-
ve kaldõrõldõ. Geçen cumarte-
si Zaman gazetesinde bu bel-
ge yayõmlanõnca ÇÜ yöneti-
cilerinin dikkatini çekerek so-
ruşturma açõldõ.
Konuyla ilgili bilgisine
başvurduğumuz Fisunoğlu,
söz konusu belgenin tek suret
olduğunu, sõnav değerlendir-
me kurulunca okunduğunu ve
daha sonra arşive kaldõrõldõğõ-
nõ anlatarak “Enstitünün ar-
şivinde durması gereken bu
tek nüsha belge böylesine
kritik bir dönemde kim ya
da kimler tarafından alına-
bilir bilmiyorum” dedi.
AKP yönetimi, Genelkurmay’da hazõrlandõğõ ileri sürülen “AKP ve Gülen’i
bitirme planõ”yla ilgili soruşturmanõn Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn yetki
alanõ dõşõnda olduğunu ileri sürerek, askeri savcõlõğõn görevsizlik kararõ
vermesi ve soruşturmanõn Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca gerçekleştirilmesini istiyor.
‘İrticayla Mücadele Planõ’ üzerindeki tartõşmalar imza tartõşmasõna sõkõştõrõldõ
Orijinal belge nerede?
MOSKOVA (AA) - TBMM Baş-
kanõ Köksal Toptan, Moskova No-
vodeviçi Mezarlõğõ’nda bulunan dün-
yaca ünlü Türk şairi Nâzım Hik-
met’in mezarõnõ ziyareti sõrasõnda,
“Belki burada kalması daha iyi.
Burada bulunduğu müddetçe,
Türkiye ile Rusya arasında zaten
var olan kültürel derinliğe katkı
sağlaması önemlidir” diye konuştu.
Rusya Federal Meclisi Federasyon
Konseyi Başkanõ Sergey Mõronov’un
davetlisi olarak beraberindeki heyetle
Moskova’ya giden Toptan, Nâzõm
Hikmet’in mezarõ başõnda yaptõğõ ko-
nuşmada, Nâzõm Hikmet’in, Türki-
ye’nin büyük şairlerinden birisi oldu-
ğunu belirterek şiirlerinde özellikle ya-
kõn tarihi anlattõğõnõ dile getirdi. Nâ-
zõm Hikmet’in, memleket hasretini di-
le getiren, edebi değeri yüksek şiir ve
yazõlarõ bulunan bir şair olduğuna işa-
ret eden Toptan, “Burada mezarının
bulunması, tüm Türklerin burayı
ziyaret etmesi, aslında Nâzım’ın va-
tana duymuş olduğu hasretin karşı-
lığı olarak Nâzım Hikmet’e duydu-
ğumuz sevgiyi ifade etmesi bakı-
mından önem taşır” dedi. Nâzõm
Hikmet’in mezarõnõn getirilmesi tar-
tõşmasõna da değinen Toptan, “Belki
burada kalması daha iyi. Bu konu-
da pek bir şey söylemek istemiyo-
rum” diye konuştu. Kurtuluş Savaşõ
ve vatan hasretini Nâzõm Hikmet ka-
dar güzel anlatan bir şairin nadir oldu-
ğunu dile getiren Toptan ve eşi Saime
Toptan, daha sonra Nâzõm Hikmet’in
mezarõna çiçek koydu ve dua etti.
TBMM Başkanõ’ndan Nâzõm’a ziyaret
TBMM Başkanı
Köksal Toptan
ve eşi Saime
Toptan Moskova
Novodeviçi
Mezarlığı’nda
bulunan Nâzım
Hikmet’in
mezarına çiçek
koydu. Köksal
Toptan Kurtuluş
Savaşı ve vatan
hasretini Nâzım
Hikmet kadar
güzel anlatan bir
şairin nadir
olduğunu dile
getirdi.
Toptan’a ziyaret
sırasında CHP
Grup
Başkanvekili
Kemal Anadol
da eşlik etti
(Fotoğraf: AA)
Siyasilere
çağrı:
Çocuklar için
harekete
geçelim
İstanbul Haber Servisi- Çocuklar İçin
Adalet Çağõrõcõlarõ, örgüt üyesi olduğu gerek-
çesiyle tutuklu yargõlanan B.Y’ye destek ol-
mak için yaptõklarõ açõklamada, siyasetçilere
seslenerek “Her zulüm başka bir zulmün iz-
düşümüdür. İş işten geçmeden çocuklar
için harekete geçelim” dediler.
Çocuklar İçin Adalet Çağõrõcõlarõ adõna Be-
şiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde açõklama ya-
pan tiyatro sanatçõsõ Olgun Şimşek, son bir
yõlda, Adana Özel Yetkili Ağõr Ceza Mahke-
melerinde yargõlanan 82 çocuğa toplam 373
yõl hapis cezasõ verildiğini kaydetti. Türki-
ye’nin 19 yõl önce imzaladõğõ BM Çocuk Hak-
larõ Sözleşmesi’nin Terörle Mücadele Yasa-
sõ’nca (TMK) yok sayõldõğõnõ ifade eden Şim-
şek, “Bu durum anayasanın 90. maddesine
göre suç. TMK Çocuk Koruma Kanunu’nu
da yok sayıyor. 12-18 yaş arasındaki çocuk-
lara ‘çocuk değilmiş’ gibi işlem yapılıyor”
diye konuştu. Çocuk koruma konusunda eği-
tilmiş polis, asker, savcõ, gardiyan sayõsõnõn
çok az olduğunu ifade eden Şimşek, çocukla-
rõn, bu nedenle, emniyette ve cezaevinde iş-
kenceye maruz kaldõklarõnõ vurguladõ. Şim-
şek, partilerin bunun siyaset üstü bir mesele
olduğunu idrak edip, acilen yasal düzenleme-
nin yapõlmasõnõ beklediklerini kaydetti.