18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mustafa Yurtkuran... Kuddusi Okkır’ın o fotoğrafını anımsıyor musu- nuz? Başucunda karısı vardı... Ölümünden birkaç gün önce çekilmiş o fotoğra- fı unutamadım. Gözlerini bir noktaya dikmiş bakıyordu. Ergenekon sanığı Okkır hakkında dinci-tarikat- çı ve AKP yandaşı medyada çıkan haberler... Er- genekon’un kasası olduğu yolunda çıkan yazılar. Yargısız infaz yapılmıştı. Kuddusi Okkır, birkaç arkadaşı tarafından has- tane morgundan alınıp Yalova’da toprağa verilmişti. Eşi perişandı... Kuddusi Okkır’ın eşi avukatı aracılığıyla Avrupa İn- san Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. Okkır’ın tutukluluğu süresince hastalığı önem- senmediğinden öldüğü gerekçesiyle yapılan baş- vuruyu AİHM değerlendirip karar verecek. Eski Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Yurtkuran bir süre önce Ergenekon sa- nığı olarak gözaltına alınıp ardından tutuklandı. Yurtkuran hem kanser hem de kalp hastası... Yurtkuran önümüzdeki günlerde ameliyat olacak. Eşi Merih Yurtkuran, refakatçi olarak Mustafa Yurtkuran’ın yanında olmak istiyor. Silivri Cezaevi Savcılığı’na başvuran Merih Ha- nım, Haseki Hastanesi’nden “refakati uygundur” belgesi aldı. Savcılık bunu kabul etmedi... Neden mi? Belgede “zorunludur” yazması gerekiyormuş... Merih Hanım şimdi hem “Hastanın yanında kal- ması zorunludur” belgesi almak için uğraşıyor hem de eşinin tutuksuz yargılanması için. Merih Hanım diyor ki: “Hukuka güvenimiz tam. Yargılanması elbet sür- meli. Yaşarken beraat ettiğini görelim. Sağlık so- runlarıyla tutuklu olarak başa çıkması zor. Tüm di- leğimiz tutuksuz yargılanması.” Mustafa Yurtkuran’ın yaşadıkları ciddi bir insan hakları ihlali değil midir? Elbet öyle! Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof.Dr. Gençay Gür- soy da öyle diyor: “Tıbbi olarak kanser olduğu kesinleşen bir kişinin tedavisinin engellenmesi taammüden adam öldür- mek sayılır.” Eski AİHM yargıcı emekli Büyükelçi Rıza Türmen de kanser tedavisi sırasında radyoterapi görme- si gereken bir hastanın tutuksuz olarak yargılan- ması gerektiğini belirtiyor. Bir kanser hastası bu durumda cezaevi koşulla- rı altında tutulabilir mi? Prof.Dr. Köksal Bayraktar’ın deyişiyle Yurtku- ran’ın elinde grip değil kanser olduğuna ilişkin ra- por var. Böyle bir kişiyi cezaevi koşullarında tutmak, Bir- leşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi sözleşmele- rine aykırı... Mustafa Yurtkuran hem kanser hem de kalp has- tası... Bu durumda olan bir kişi, kanıtları nasıl yok edip kaçabilir? Hukukçuların belirttiği gibi, ortada bir insan hak- ları ihlali söz konusu. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler dev- letin koruması altındadır. Devlet onları korumak zorundadır. Mustafa Yurtkuran bir bilim insanıdır. Binlerce öğ- renci yetiştirmiştir. Yurtkuran’ın başına gelenleri öğrenince içim acı- dı... Bu olup bitenler beni hüzünlendirdi... Hangi çağda yaşıyoruz? Bu kin, bu öç alma ni- ye? Kafamdaki sorular çoğalıyor... Yaşamın renkli çiçekleri bir bir soluyor. Türkiye bunları hak etmiyor... Bu ülkenin gerçek aydınları, yurtseverleri, emek- çileri nerede?.. Demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak gören İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hak- ları Derneği nerede?.. Sosyalistler, liberaller, solcular, sağcılar! Neden sesiniz soluğunuz çıkmıyor?... Bir insan hakları ihlali söz konusu olduğunda, olanca gücünüzle bağırmıyor musunuz? Adalet Bakanlığı yaptığı açıklamada “Savsakla- ma ve gecikme yok” dese de, tıbbi, ahlaki ve in- sani açıdan uluslararası bir skandal olduğu bir ger- çek. Melih Yurtkuran’ın savcılığa sunduğu “hastanın yanında refakatçi kalması uygundur” yazılı rapor, “zorunludur” yazmadığı için geri çevriliyor. Yaşamı boyunca, demokrasiyi, özgürlükleri ve hu- kuk devletini savunan Mustafa Yurtkuran’a insan hakları ihlali uygulanıyor. Tutuklu bir insana kanser tedavisi nasıl uygula- nır? İçim acıyor içim! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Gül Çin’e gidiyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanõ Hu Jin- tao’nun davetlisi olarak bugün Başbakan Yar- dõmcõsõ Ali Babacan, Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay ile kamu kurum ve kuruluşlarõnõn temsilcileri ve işadamla- rõndan oluşan heyetle Çin’e gidecek. Gül’ün ziyareti 29 Haziran’a kada sürecek. ÇYDD yönetimi Anıtkabir’de ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Der- neği’nin yeni yönetim kurulu üyeleri, Anõtka- bir’i ziyaret etti. Heyet adõna ÇYDD Genel Baş- kanõ Prof. Aysel Çelikel, Anõtkabir Özel Defte- ri’ne özetle şunlarõ yazdõ: “Büyük Atatürk, Cumhu- riyeti, devrimlerimizi, la- ikliği tartõşmaya çalõşan- lar var. Ülkemizin, ‘ha- rici ve dahili düşmanlarõ’ faaliyetteler. Günün mo- dasõ, TSK’yi eleştirmek. Kimseyi şikâyete gelme- dik. Mücadele azmimizi bildirmeye geldik.” Melih Gökçek istediğini aldı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Anakent Belediyesi, Başkent Doğalgaz Dağõ- tõm Şirketi’nin özelleşti- rilmesinden doğan 50 milyon dolarlõk teminatõ dün akşam aldõ. Açõkla- mada, Elektromet şirke- tinin ihtiyati tedbir baş- vurularõnõn mahkemeler- ce reddedildiği kaydedi- lerek, “Kuveyt Türk Ka- tõlõm Bankasõ AŞ, 50 milyon dolarõ banka he- sabõna aktardõ” denildi. Limter-İş’ten direniş İstanbul Haber Ser- visi - DİSK’e bağlõ Lim- ter-İş Sendikasõ, Pendik Askeri Tersanesi’nde CHT firmasõna bağlõ İN- TO Denizcilik’te çalõşan 19 işçinin 4 aylõk ücreti verilmemesi üzerine di- renişe başladõ. Açõklama- da, “Direnişimize emek- ten yana güçlerin deste- ğini bekliyoruz” denildi. Toprak Center satışa çıkarıldı İstanbul Haber Ser- visi - Tasarruf Mevduatõ Sigorta Fonu (TMSF), Toprak Center’õ 103 mil- yon lira muhammen be- delle satõşa çõkardõ. Fon, Toprak Grubu’nun proto- kole uymadõğõnõ bildirdi. Sahte çürük raporuna hapis İstanbul Haber Ser- visi - 1. Ordu Komutan- lõğõ Askeri Mahkemesi, 53 kişi hakkõnda “suç iş- lemek amacõyla örgüt kurmak” ve “menfaat karşõlõğõ sahte çürük ra- poru vermek” suçlarõn- dan açõlan davayõ sonuç- landõrdõ. Mahkeme 40 sanõğa, 25 gün ile 41 yõl 8 ay arasõnda değişen hapis cezalarõ verdi. . DÜZELTME Gazetemizin dünkü sa- yõsõnda “İrtica ile savaş- mak suç sayõlacaktõr” başlõklõ haberde Elif Çu- hadar sehven Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri olarak yayõm- lanmõştõr. Çuhadar ADD Genel Sekreter Yardõmcõ- sõ’dõr. ADD Genel Sekre- teri Suay Karaman’dõr. Düzeltir, özür dileriz. Belgeyle ilgili Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn görevsizlik kararõ vermesini bekliyorlar AKP‘sivil’savcõistiyor EMİNE KAPLAN ANKARA - Genelkurmay Başkanlõğõ’nda hazõrlandõğõ ile- ri sürülen “AKP ve Gülen’i bi- tirme planı”yla ilgili tartõş- malar artarak sürerken; AKP yönetimi, konuyla ilgili soruş- turmanõn Ergenekon soruştur- masõnõ yürüten İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nca yapõl- masõnõ istiyor. Genelkurmay Başkanlõğõ’nda hazõrlandõğõ ileri sürülen bel- geyle ilgili tartõşmalar büyüyor. Belgenin gerçek olup olmadõ- ğõ, belgeyi hazõrladõğõ ileri sü- rülen Albay Dursun Çiçek’in imzasõyla ilgili farklõ haberler basõna yansõyor. Belgenin fo- tokopi bile olsa kriminal ince- leme sonucunda orijinalinin gerçek olup olmadõğõ, imzanõn photoshop ile eklense bile bu- nun ortaya çõkarõlabileceğini savunan AKP yöneticileri, so- ruşturmanõn Ergenekon soruş- turmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca yapõlmasõnõ istiyor. Bazõ AKP yöneticileri, askeri yargõnõn salt askerlerin görevleri nedeniyle yaptõklarõ suçlara bakabilece- ğini, bu konunun ise adli yar- gõnõn görevi alanõna girdiğini belirtirken; Genelkurmay As- keri Savcõlõğõ’nõn görevsizlik kararõ vermesi gerektiğini sa- vunuyor. AKP yöneticileri, Genelkur- may Askeri Savcõlõğõ’nõn bel- geyle ilgili olarak “Askeri sav- cılığımızca olayla ilgili olarak yapılan soruşturmada şu ana kadar elde edilen deliller de- ğerlendirildiğinde, ele geçi- rildiği iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde ha- zırlanmadığına ilişkin bir ka- naate varılmıştır” açõklama- sõyla ihsasõ-rey (oyunu belli etme) yaptõğõna dikkat çekerek “Henüz soruşturması bitme- miş bir konuyla ilgili olarak savcılık bir açıklama yapıyor, bir kanaat belirtiyor. Savcılık, böyle bir kanaat belirtemez” görüşünü dile getirdiler. AKP milletvekili Haluk Öz- dalga da, dün yaptõğõ açõkla- mada, aradan yeterinden fazla süre geçmiş olmasõna karşõn plan hakkõnda TSK tarafõndan kamuoyuna tatmin edecek bir açõklamanõn hâlâ yapõlmadõğõ- nõ belirterek “Aksine, askeri savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın güvenilirli- ğiyle ilgili şüpheler her geçen gün artmaktadır. Planın al- tında imzası bulunan kur- may albayın karargahta ver- diği ifadede imzasını değiş- tirmesi, ardından askeri sav- cılığın bu sahte imzayı cum- huriyet savcılığına teslim et- mesi kuşkuları daha da art- tırmıştır. Belli ki kurmay al- bay, yeni bir planla suçunu örtmeye çalışmaktadır. Ne var ki bu planda da, kurmay albayı teşvik eden işbirlikçi- lerin olup olmadığı belli de- ğildir” dedi. TSK’nin demo- kratik rejimi doğrudan ilgilen- diren bu olay üzerine daha gü- ven verici bir şekilde gitmesi gerektiğini kaydeden Özdal- ga, söz konusu albayõn sivil yar- gõç önünde hesap vermesi ge- rektiğini dile getirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye gündemine oturan “İrticayla Mücadele Planı” çalõşmasõnõn orijinali bile bulunamazken, belgede yer aldõğõ belirtilen Albay Dur- sun Çiçek’e ait imzadeki ben- zerlik nedeniyle gerçek olduğu tezi güçlendirilmeye çalõşõlõ- yor. Belgedeki imzadan hare- ketle gerçekliği savunulan bel- genin kim tarafõndan hazõrlan- dõğõ noktasõndaki sis perdesi ise henüz aralanamadõ. Taraf gazetesi tarafõndan Ge- nelkurmay Başkanlõğõ’na ait olduğu iddiasõyla gündeme ge- tirilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesine ilişkin resmi açõklama henüz yapõl- mazken tartõşmalara her geçen gün yenileri ekleniyor. Belge- ye ilişkin ilk olarak dokümanõn gerçek mi, yoksa sahte mi ol- duğuna yönelik sorulara yo- ğunlaşõldõ. Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ, yapõlan soruşturma- da elde edilen ilk bulgulara göre, “ele geçirildiği iddia edilen belgenin, Genelkur- may Başkanlığı’nın herhan- gi bir biriminde hazırlanma- dığına ilişkin bir kanaate va- rıldığı”nõ duyurdu. Savcõlõğõn “kanaat” açõklamasõnõn yan- kõlarõ sürerken, soruşturmayõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ da dahil hiç kim- se belgenin orijinalinin kendi- sinde olmadõğõnõ, fotokopilerin elde bulunduğunu duyurdu. Fotokopide tespit zor Adli Tõp uzmanlarõ ise belge fotokopisinde yapõlacak ince- lemelerde grafolojik ve grafo- metrik özelliklerin, atõlan im- zadaki kesintiler ve yazõnõn hõ- zõ gibi özelliklerin kaybolma riskine işaret ederlerken foto- kopiden yapõlacak incelemenin zorlaşacağõnõ belirttiler. Jandarma ve emniyetin bel- ge ve imza üzerinde yaptõğõ in- celemelerde, belgede imzasõ bulunan Albay Çiçek’in daha önceki imzalarõyla örtüştüğü ve benzerlikler taşõdõğõ yönün- de değerlendirme yapõldõ. Bel- geye ilişkin ilk tartõşmalar, “planın” kimin tarafõndan ha- zõrlandõğõ ve gerçek olup ol- madõğõ üzerinde iken son gün- lerde belgedeki imzanõn ger- çekliğiyle sõnõrlandõrõlmaya ça- lõşõlmasõ dikkat çekti. Belgedeki imzanõn raporlara da yansõdõğõ biçimiyle Dursun Çiçek’e ait ol- duğunun resmiyet kazanmasõ durumunda, bu kez de belgenin gerçekliği sorunu ortaya çõka- cak. Çünkü “İrticayla Müca- dele Planı” olarak adlandõrõlan belgeye herhangi bir kişinin daha önce attõğõ imza teknolo- jik olarak aktarõlabiliyor. Bel- gedeki imzanõn Çiçek’e ait ol- duğunun bire bir tespiti de tar- tõşmalarõ sonlandõrmayacak. Belgeyi kimin hangi amaçla ha- zõrladõğõnõn saptanmasõ, yanõtõ aranan sorularõ aydõnlatabile- cek. Ancak bugüne değin res- mi olarak belgenin kimin tara- fõndan, hangi amaçla hazõrlan- dõğõ ortaya konulamadõ. Hükümet yanlõsõ basõn, Albay Çiçek tarafõndan hazõrlandõğõ öne sürülen belgenin orijinalinin nerede olduğu konusunu unutturmaya çalõşõyor. Tartõşmalar özellikle belgedeki imza üzerinde yoğunlaştõrõlmak isteniyor. Oysa, fotokopi olan belgenin üzerindeki imza gerçek olsa bile, bu imzanõn bilgisayar ortamõnda söz konusu belgenin üzerine taşõnmasõ olasõlõğõ da bulunuyor. Bu, ancak belgenin orijinalinin ortaya çõkmasõndan sonra netliğe kavuşacak. ÇİÇEK’İN İMZASI Zaman ÇÜ’nün arşivine sızdı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn sözde “İrti- cayla Mücadele Planı” çer- çevesinde hazõrladõğõ savla- nan belgedeki imzanõn Dr. Dz. P. Krm. Kdm. Alb. Dur- sun Çiçek’e ait olup olmadõ- ğõ, sahte mi gerçek mi oldu- ğu konusu Çukurova Üni- versitesi’ni (ÇÜ) karõştõrdõ. Çiçek, 2001-2004 yõllarõ arasõnda Hatay-İskenderun Deniz Er Eğitim Alayõ’nda komutanlõk yaparken doktora yapmak üzere ÇÜ Sosyal Bil- giler Enstitüsü’ne başvurmuş- tu. Başvuru sõrasõnda Çiçek’e doldurtulan ve üzerinde ger- çek imzasõ bulunan bir form dosyaya konuldu. Çiçek, Prof. Mahir Fisunoğlu’nun enstitü müdürü olduğu o dö- nem “Örgütlerde Motivas- yon ve İş Yaşam Kalitesi” konulu tezini Prof. Dr. Hüse- yin Özgen’in danõşmanlõğõn- da tamamladõ. Tez enstitünün internet sitesinde yayõna ko- nulurken girişte doldurduğu ve bazõ özel sorulara verilen yanõtlarõ da içeren form arşi- ve kaldõrõldõ. Geçen cumarte- si Zaman gazetesinde bu bel- ge yayõmlanõnca ÇÜ yöneti- cilerinin dikkatini çekerek so- ruşturma açõldõ. Konuyla ilgili bilgisine başvurduğumuz Fisunoğlu, söz konusu belgenin tek suret olduğunu, sõnav değerlendir- me kurulunca okunduğunu ve daha sonra arşive kaldõrõldõğõ- nõ anlatarak “Enstitünün ar- şivinde durması gereken bu tek nüsha belge böylesine kritik bir dönemde kim ya da kimler tarafından alına- bilir bilmiyorum” dedi. AKP yönetimi, Genelkurmay’da hazõrlandõğõ ileri sürülen “AKP ve Gülen’i bitirme planõ”yla ilgili soruşturmanõn Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn yetki alanõ dõşõnda olduğunu ileri sürerek, askeri savcõlõğõn görevsizlik kararõ vermesi ve soruşturmanõn Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca gerçekleştirilmesini istiyor. ‘İrticayla Mücadele Planõ’ üzerindeki tartõşmalar imza tartõşmasõna sõkõştõrõldõ Orijinal belge nerede? MOSKOVA (AA) - TBMM Baş- kanõ Köksal Toptan, Moskova No- vodeviçi Mezarlõğõ’nda bulunan dün- yaca ünlü Türk şairi Nâzım Hik- met’in mezarõnõ ziyareti sõrasõnda, “Belki burada kalması daha iyi. Burada bulunduğu müddetçe, Türkiye ile Rusya arasında zaten var olan kültürel derinliğe katkı sağlaması önemlidir” diye konuştu. Rusya Federal Meclisi Federasyon Konseyi Başkanõ Sergey Mõronov’un davetlisi olarak beraberindeki heyetle Moskova’ya giden Toptan, Nâzõm Hikmet’in mezarõ başõnda yaptõğõ ko- nuşmada, Nâzõm Hikmet’in, Türki- ye’nin büyük şairlerinden birisi oldu- ğunu belirterek şiirlerinde özellikle ya- kõn tarihi anlattõğõnõ dile getirdi. Nâ- zõm Hikmet’in, memleket hasretini di- le getiren, edebi değeri yüksek şiir ve yazõlarõ bulunan bir şair olduğuna işa- ret eden Toptan, “Burada mezarının bulunması, tüm Türklerin burayı ziyaret etmesi, aslında Nâzım’ın va- tana duymuş olduğu hasretin karşı- lığı olarak Nâzım Hikmet’e duydu- ğumuz sevgiyi ifade etmesi bakı- mından önem taşır” dedi. Nâzõm Hikmet’in mezarõnõn getirilmesi tar- tõşmasõna da değinen Toptan, “Belki burada kalması daha iyi. Bu konu- da pek bir şey söylemek istemiyo- rum” diye konuştu. Kurtuluş Savaşõ ve vatan hasretini Nâzõm Hikmet ka- dar güzel anlatan bir şairin nadir oldu- ğunu dile getiren Toptan ve eşi Saime Toptan, daha sonra Nâzõm Hikmet’in mezarõna çiçek koydu ve dua etti. TBMM Başkanõ’ndan Nâzõm’a ziyaret TBMM Başkanı Köksal Toptan ve eşi Saime Toptan Moskova Novodeviçi Mezarlığı’nda bulunan Nâzım Hikmet’in mezarına çiçek koydu. Köksal Toptan Kurtuluş Savaşı ve vatan hasretini Nâzım Hikmet kadar güzel anlatan bir şairin nadir olduğunu dile getirdi. Toptan’a ziyaret sırasında CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da eşlik etti (Fotoğraf: AA) Siyasilere çağrı: Çocuklar için harekete geçelim İstanbul Haber Servisi- Çocuklar İçin Adalet Çağõrõcõlarõ, örgüt üyesi olduğu gerek- çesiyle tutuklu yargõlanan B.Y’ye destek ol- mak için yaptõklarõ açõklamada, siyasetçilere seslenerek “Her zulüm başka bir zulmün iz- düşümüdür. İş işten geçmeden çocuklar için harekete geçelim” dediler. Çocuklar İçin Adalet Çağõrõcõlarõ adõna Be- şiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde açõklama ya- pan tiyatro sanatçõsõ Olgun Şimşek, son bir yõlda, Adana Özel Yetkili Ağõr Ceza Mahke- melerinde yargõlanan 82 çocuğa toplam 373 yõl hapis cezasõ verildiğini kaydetti. Türki- ye’nin 19 yõl önce imzaladõğõ BM Çocuk Hak- larõ Sözleşmesi’nin Terörle Mücadele Yasa- sõ’nca (TMK) yok sayõldõğõnõ ifade eden Şim- şek, “Bu durum anayasanın 90. maddesine göre suç. TMK Çocuk Koruma Kanunu’nu da yok sayıyor. 12-18 yaş arasındaki çocuk- lara ‘çocuk değilmiş’ gibi işlem yapılıyor” diye konuştu. Çocuk koruma konusunda eği- tilmiş polis, asker, savcõ, gardiyan sayõsõnõn çok az olduğunu ifade eden Şimşek, çocukla- rõn, bu nedenle, emniyette ve cezaevinde iş- kenceye maruz kaldõklarõnõ vurguladõ. Şim- şek, partilerin bunun siyaset üstü bir mesele olduğunu idrak edip, acilen yasal düzenleme- nin yapõlmasõnõ beklediklerini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle