22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK [email protected] Almanya’nõn Leverkusen kentinde ça- lõştõklarõ TMD firmasõnca işlerine son verilen Türk işçiler, işyeri önünde topla- narak, protesto gösterisi yaptõ. Fren ba- latalarõ üreten TMD’nin ekonomik kriz ne- deniyle 6 ay önce iflasõnõ istediği ve 160 ki- şinin işine son verildiği belirtildi. Bu işçi- lerden 47’si işyeri önünde toplanarak fir- mayõ protesto etti. Haksõz yere işten çõka- rõldõklarõnõ öne süren işçiler, 20 yõldõr bu- rada çalõştõklarõnõ ve haklarõnõ aramak için mahkemeye başvurduklarõnõ söylediler. YAPI-YOL-SEN SÖZLEŞME İSTEDİ Yapõ-Yol-Sen üyesi bir grup, Bayõndõr- lõk ve İskân Bakanlõğõ’nõ, toplu iş söz- leşmesi yapmaya çağõrdõ. Bakanlõğõn Ya- põ İşleri Genel Müdürlüğü önünde topla- nan işçiler, taleplerini, “Toplusözleşme hakkõmõz grev silahõmõz” ve “Ücrette adalet istiyoruz” yazõlõ dövizlerle dile ge- tirdi. Sendika Genel Başkanõ Haydar Ars- lan, krizin faturasõnõ yoksul halk ve emek- çilerin ödediğini ve şimdiye kadar yapõlan toplugörüşmelerin kamu emekçilerine hiç- bir şey kazandõrmadõğõnõ ifade etti. GÖRÜŞ ATİLLA ÖZSEVER (*) Gerçek Gündem: İşsizlik ve TİS’ler Ülkenin gündemi, ordu-hükümet ilişkileri ve askeri darbe tartışmaları- na kaydı. Türkiye’deki askeri darbe- lerin kökeninde yeni bir “sermaye bi- rikim modeli”ni yaratma amacı vardır. 27 Mayıs 1960 dahil, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 asker darbelerinde böyle bir birikim modeli için hareke- te geçilmiştir. 27 Mayıs’ta “ithal ika- meci” bir sermaye birikim modelinin oluşturulması için işçi sınıfına sendi- kal haklar tanınmış, çalışanların satın alma gücü arttırılarak dünyanın o günkü koşullarına uygun yeni bir ser- maye birikim süreci başlatılmıştır. 12 Mart’ta ise mevcut ekonomik model çıkmaza girmiş, 1970’te yük- sek bir devalüasyon yapılmış, egemen sınıflar arasında “çatlak” oluşmuş, zamanın Genelkurmay Başkanı Or- general Tağmaç’ın deyişiyle “sosyal gelişme ekonomik gelişmeyi aşmış”, çalışanların hakları sınırlandırarak “muhtıra” denilen “yarım bir darbe” ya- pılmıştır. 12 Eylül’de ise bu darbe ta- mamlanmış, “ihracata dönük sanayi- leşme” adı altında ücretlerin baskıla- nıp ülke kaynaklarının dışa açıldığı ye- ni bir sermaye birikim modeli yaratıl- maya çalışılmıştır. Böyle bir modelin oluşması için de sosyal ve sendikal haklar tamamen kısıtlanmıştır. Günümüzde ise emekçilerin hakla- rını kısıtlayıp yeni bir sermaye birikim modeli yaratmak için askeri bir dar- beye gerek yoktur. Mevcut AKP ikti- darı, bu işlevi fazlasıyla görmektedir, başta sosyal güvenlik olmak üzere çok ciddi hak kayıpları bu dönemde ger- çekleşmiştir, en fazla özelleştirme bu dönemde yapılmıştır, sermaye sı- nıfının her türlü ihtiyacı bu süreçte gi- derilmeye çalışılmıştır. Emek hareke- ti de güçsüzdür. Ayrıca 1962, 1963’te yapılan Aydemirvari darbe girişimle- rinin de ordunun bu yapısı içinde tasvip görmesi mümkün değildir. O gün de bastırılmıştı, bugün de bastı- rılır. Her şeye karşın bir darbe niyeti bile olsa günümüz koşullarında bunun yasal yönden cezalandırılacağını he- saba katmak gerekir. O nedenle askeri darbe tartışmala- rının özünde “gündem kaydırmak ve demokrasi havariliği yapmak” olduğu akla gelmektedir. Gerçek gündemde ise işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsiz- liği, kamuda 250 bin işçinin toplu iş sözleşmesi (TİS) vardır. Hükümet, kamu işçisine yüzde 3 gibi çok düşük bir zam önermiştir. Kamu işçisine yapılacak zam, bir süre sonra iki mil- yon memur için emsal olacaktır, ey- lülde başlayacak özel sektör sözleş- meleri için bir mihenk taşıdır, mil- yonlarca emeklinin yıl sonu maaşı için bir göstergedir. Bu yüzden başta kamu işçileri ol- mak üzere memurların, emeklilerin kri- ze çözüm olarak da satın alma güç- lerini arttırmak amacıyla 39 yıl önce- ki 15-16 Haziran eyleminin hatırlattı- ğı gibi ortak bir mücadele hattında bir- leşmesi gerçek ve acil bir gündem maddesini oluşturmaktadır. (*) Dr. Maltepe Üniversitesi [email protected] GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Yanılmışım, Özür Dilerim Geçen perşembe günü (11 Haziran) yayımlanan yazımda bu yılın 14 Haziran Pazar gününün “Top- rak Bayramı” olduğunu anımsatmıştım. Ama doğrusunu isterseniz ben de Saatli Maarif Takvimi’nde okumuştum. Adalet Bakanlığı’nın sitesine girince de karşıma şu bilgi gelmişti: “Toprak Bayramı Kanunu Kanun Numarası: 4760 Kabul Tarihi: 15.06.1945 Yayımlandığı Resmi Gazete: 16.06.1945 Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 6033 Madde 1- Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun ka- bul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden pazar gü- nü, her yıl Toprak Bayramı olarak kutlanır. Madde 2- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe gi- rer. Madde 3- Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.” “Kanunların bağlayıcı olduğu” gibi bir yanlış ka- nıya kapılıp, şöyle yazmışım: “Önümüzdeki pazar günü de 63’üncü kez kutla- nacak. Olasıdır ki, büyüklerimiz yine mesajlar yayımlayıp topraktan ve öneminden söz edecekler.” Siz de tanık olmuşsunuzdur . Herkes suspus oluvermişti. Ne ses vardı ne de nefes. Bu yanılgım için özür diliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin sus- kunluğunu anlayabiliyorum. Mayınlı arazilerin temizlenmesi konusundaki gi- rişimini temizlemenin ötesine götürerek suçlama- lara kadar varan eleştirileri “Toprak Bayramı” diyerek yeniden güncelleştirmenin, kendi ayağına ateş etmek anlamına geleceğini düşünerek suskunluğu tercih etmiş olabilirdi. Bu nedenle de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yürütülmesi için kendisine görev verdiği yasayı yok saymayı yeğlemişti. Gerektiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yü- celiği ve ondan büyük gücün olmadığını söyleme- nin, bu yaklaşımıyla çelişip çelişmediği de ayrı bir konuydu. Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin suskunluğunu anlamak olanaksızdı. Çünkü “Çiftçiyi Topraklandırma Yasası”nın çıka- rılması, kendisinin önemli başarılarından biriydi. Bu yasanın ardından dört gün sonra “Toprak Bay- ramı Yasası”nı çıkaranlar da kendi partilerinin ön- ceki milletvekilleriydi. Bir süre önce parti programı ve tüzüğünde ya- pılan değişikliklere bakarak “Şimdiki CHP yeni CHP” demek de olanaksızdı. Çünkü 2007’de AKP’nin yürürlükten kaldırmak is- tediği yasalar arasına Toprak Bayramı Yasası’nı da ekleyerek hazırladığı tasarıya karşı çıkmışlar ve ya- sanın yürürlükte kalmasını sağlamışlardı. Suskunluklarına bir kılıf bulmak bu nedenle ola- naksızdı. İşin garibi, yaşamlarını topraktan sağlayanları tem- sil eden meslek örgütleri ile toprağın korunmasını görev edinen sivil toplum örgütleri de, kulaklarının üzerine yatıvermişlerdi. En çok bu duruma şaşırdığımı da itiraf etmeliyim. Türkiye’de gündem değişikliğini bir tenis maçı iz- ler gibi izlemeye alışmıştık. Boyun kireçlenmesine de iyi gelir düşüncesiyle avunuyorduk. Ama maç, son günlerde ping-pong maçına benzemeye başladı. Dar alanda kısa gidiş-dönüş- leri izlemek zorunluğu karşısında “Galiba sallabaş olacağım” korkusuna kapıldım. [email protected] A nkara’ya giden grevdeki Turkuvaz Medya grubuna bağlõ atv ile Sabah gazetesi ve dergi grubuna bağlõ iş- yerlerindeki grevci gazete- ciler, iki gündür Ankara’da bir dizi görüşme yaptõ. 126 gündür grevde olan gazetecilere Türk-İş, so- nuna kadar destek sözü verirken TBMM’deki milletvekillerinden pek ses çõkmadõ. Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Genel Başkanõ Ercan İpekçi, atv ile Sabah gazetesi ve dergi gru- bunun bağlõ olduğu Turkuvaz işyer- lerinde grevde olan gazetecilerle, dün Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti. Türk-İş Genel Merkezi’nde ger- çekleşen ziyarette İpekçi, gelişmele- re ilişkin olarak Kumlu’ya bir dosya verdi. İpekçi, grev sürecinde yaşa- nanlarla ilgili açtõklarõ davalarõ ka- zandõklarõnõ ifade ederek “Ancak, işveren tarafı masaya oturmaya yanaşmıyor. Eğer bu sağlanırsa, bir noktaya gelebiliriz” dedi. Grev sürecinde İstanbul’da her cu- martesi bir yürüyüş gerçekleştirildiğini anõmsatan İpekçi, bu yürüyüşü e-kart işyerinde grevde olan Basõn-İş Sen- dikasõ üyeleri ile birlikte sürdürmeyi planladõklarõnõ kaydetti. İpekçi, Türk- İş’ten bu yürüyüş için katkõ ve destek istedi. Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu da böyle dönemlerde birbir- lerine destek olmalarõ gerektiğini vur- guladõ. Greve çõkan gazetecilerin bü- yük bir cesaret gösterdiklerini ve ör- gütlenme konusunda önemli bir adõm attõklarõnõ dile getiren Kumlu, tüm ör- gütlerin bu çabaya destek vermesi ge- rektiğini söyledi. Kumlu, “Bize biz- den başkasının faydası yok. Sonu- na kadar elimizden gelen katkıyı sağlayacağız. O veya bu şekilde bu işi başarıyla bitirmemiz lazım. Türk-İş olarak, bu konuda üzeri- mize düşeni yapacağız” dedi. Grup ayrõca DTP Grup Başkanve- kili Selahattin Demirtaş ve Tunceli Bağõmsõz Milletvekili Kamer Genç’i ziyaret etti. İpekçi, ziyaretlerde yaptõğõ konuş- mada, grevin 124 gündür devam etti- ğini belirterek konuyu parlamentonun gündemine de taşõmak istediklerini söyledi. Gazetecileri direnişlerinden dolayõ kutlayan Demirtaş da bu dire- nişin, bütün emekçiler adõna örnek teş- kil edeceğini vurguladõ. Türkiye’de, hak ve özgürlüklerle il- gili anlaşmalarõn yalnõzca kâğõt üze- rinde kaldõğõnõ öne süren Demirtaş, bu sistem değişmedikçe siyasetçilerin de çözüm yolunda başarõlõ olamaya- cağõnõ dile getirdi. Turkuvaz Medya işyerlerinde grevde olan gazetecilere Türk-İş sonuna kadar destek sözü verirken, milletvekilleri de grevin tüm emekçilere örnek olacağõnõ söyledi. Hak ve özgürlüklerin yalnõz kâğõt üzerinde kalmasõndan yakõnan vekillere göre, sistem değişmedikçe siyasiler de bu konularda çözüm yolu bulmakta başarõsõz olacak. Gazeteciler Ankara’da TBMM ve Türk-İş’i ziyaret etti. Grevciler konuyu parlamentonun gündemine taşõmak istiyor Türk-İş’ten grevciye destek 72 SAAT SÜRECEK Belediye işçisi oturma eyleminde Türk-İş’e bağlõ Belediye-İş Sendikasõ’na üye bir grup işçi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nce sendika değiştirmeye zorlandõklarõ ve görevleri dõşõnda işlerde çalõştõrõldõklarõ gerekçesiyle 72 saatlik oturma eylemi başlattõlar. Belediye-İş Sendikasõ Eğitim, Basõn-Yayõn Genel Sekreteri Bayram Özkan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi önünde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde 63 gündür baskõ ve tehditle “sendika değiştirme operasyonu” yapõldõğõnõ savundu. Operasyonlara tepki olarak demokratik yollardan tüm eylemleri yaptõklarõnõ belirten Bayram, işçi ve yönetici konumundaki sendika üyelerine yönelik sürgün ve cezalandõrmalarõn durdurulmasõ için 72 saatlik oturma eylemine başladõklarõnõ söyledi. “Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’na daha önce de çağrı yaptık ve ‘sandõk koyalõm, işçiler kendi özgür iradesiyle sendikalarõnõ seçsinler’ dedik. Bu, anayasal haklarıdır. Biz, Belediye- İş Sendikası olarak bu yolda demokratik haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz” diyen Özkan, eylemin 72 saat süreceğini belirtti. Tüm Bel-Sen Ankara’ya yürüyor Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikasõ (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanõ Vicdan Baykara, grevli ve toplu- sözleşmeli sendika haklarõnõn kul- lanõlmasõna dikkati çekmek için İz- mir ve Diyarbakõr’dan Ankara’ya yürüyüş başlattõklarõnõ söyledi. Hükümetin imza attõğõ ILO Söz- leşmesi’nin ilgili hükümlerinin uygulamasõnõ isteyen belediye ça- lõşanlarõ, yönetici ve üyeler, bele- diyeler ve kamu kurumlarõnõn iç hukukta herhangi bir yasal dü- zenlemenin yapõlmasõnõ bekleme- den Tüm Bel-Sen’le Toplu İş Söz- leşmesi (TİS) imzalamasõnõ istiyor. İzmir Basmane Meydanõ’nda toplanan Tüm Bel-Sen’e üye grup, slogan atarak “Toplusözleşme Hakkımız Engellenemez” yazõlõ bir pankartla Konak Meydanõ’nda bulunan İzmir Büyükşehir Bele- diyesi binasõ önüne kadar yürüdü. İzmir ve Diyarbakõr’dan Anka- ra’ya yürüyüş başlattõklarõnõ, 19 Haziran’da Ankara’daki genel merkezde konuya ilişkin bir basõn toplantõsõ yapacaklarõnõ söyleyen Baykara, toplusözleşme hakkõna ilişkin İçişleri Bakanõ ile görüşe- ceklerini kaydetti. İzmir Büyükşehir Belediye Baş- kanõ Aziz Kocaoğlu’na da sesle- nen Baykara, demokrasinin kale- si olan şehirde toplusözleşme hak- kõnõ kullanmak istediklerini de sözlerine ekledi. Basın-İş Sendikası’na üye E-Kart işçileri, grevlerinin birinci yıldönü- münde Eczacıbaşı’na ait Kanyon AVM önünde kitlesel basın açıkla- masıyla Eczacıbaşı’nı protesto etti. Öğleden sonra 14.30’da fabrika önün- de yapılan basın açıklamasının ardından, saat 18.00’den itibaren Le- vent’teki Kanyon AVM önünde toplanmaya başlayan kitle, “Eczacı- başı E-Kart’ta sendika ve toplu pazarlık hakkı için grevdeyiz! E-Kart, Ağustos 2006’dan beri örgütlenme hakkımızı kullanmamızı engelliyor. Şubat 2008’den beri toplusözleşme masasından kaçıyor. Çoğunluğu- muza, işkolumuza, grevimize itiraz etti, davaları kaybetti. Bugüne ka- dar biri hamile, 23 üyemizi işten çıkardı. Sanata, spora saygı, işçiye bas- kı! Seyirci kalma Eczacıbaşı! / E-Kart işçileri” ve “E-Kart sendikaya, işçiye karşı seyirci kalma festivallerin öncü sponsoru Eczacıbaşı! E-Kart işçisi neşeli festivaller diler” pankartlarının arkasında toplandı. Açıklamaya, grevci, işten çıkarılan ve üye E-Kart işçilerinin ve Basın- İş Sendikası yönetici ve temsilcilerinin yanı sıra Darphane ve Damga Matbaası işçileri, Devlet Malzeme Ofisi işçileri, Rotopak işçileri de ka- tıldı. Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya, E-Kart gre- vinin dayanışma ruhunun pekişmesiyle devam edeceğini belirterek hak- larını alana kadar mücadelenin süreceğini dile getirdi. ALMANYA’DAKİ TÜRK İŞÇİLERDEN PROTESTO E-Kartgrevi 1.yılında!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle