21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2009 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Belirsiz… Güvensiz… Tedirgin… Bu ruhsal durum kriz koşullarının özelliğidir. Beklenmeyen bir felaket, yaşanan bir kriz, önlenemez bir doğa afeti bu ruhsal durumu ya- ratır. İnsanlar başlarına ne geleceğini bilemezler. Her an her şey olabilir. Herkesin başına beklenmedik her şey gelebilir. İnsanlar kendilerine ve başkalarına sorarlar: “Neler oluyor, daha neler olabilir?” Açık bir yanıtın verilemeyişi panik yaratmaya yeter. Deprem. Yangın. Sel. Çığ. Bu felaketlerde yaşanan panik duygusu daya- nışmayla aşılmaya çalışılır. Ama sosyal olaylarda da benzer bir ruhsal du- rum yaşanmaktadır. Bir askeri darbe. Hukukun bütünüyle geçersiz kılındığı dikta re- jimleri. Ülkemiz bir süredir bu sendromu yaşıyor. Ergenekon soruşturması son gelişmelerle bu ruhsal duruma yol açtı. İşin hukuksal yanı elbette yetki alanımızda de- ğildir. Ama kamu vicdanıyla ilgili yanı hepimizi ilgi- lendirmektedir. Her an kapınızın çalınabilmesi. Neden gözaltına alındığını bilmeden alınıp gö- türülme olasılığınız. Bu işlemin herkese yapılabilir olması. Neyle suçlandığınızı bilmeden suçlanmanız. Süresini bilemeyeceğiniz bir kapatılma olasılığı. Şu anda tutuklu olanların bundan sonrasını bi- lememeleri. Belirsizlik... Güvensizlik... Tedirginlik... Oysa, demokrasi tam da bu duyguları ortadan kaldırmak için vardır. Demokrasi, belirliliktir, güvendir, dinginliktir. Demokrasi adına yapılanların bu özellikleri ta- şıması gerekir. Oysa, yaşananlara bakılınca olayların bu yön- de gelişmediği görülüyor. Telefonlar dinleniyor. Görüşmelerin sorgulandığı anlaşılıyor.. Konuşmaların yorumlandığı düşünülüyor. İnsanlar kaygılı, suskun, kötümser. Bu durumun hiç kimseye yararı yoktur. Çünkü adalet güven demektir. Adalet, suçun ve suçsuzluğun belirliliği demektir. Adalet, tedirginlik için değil, dinginlik içindir. Ortalığı kaygı sarmışsa, korku sarmışsa, kimse sevinmemelidir. Belirsizlik... Güvensizlik... Tedirginlik... Bu ortamdan bir an önce çıkmak gerekiyor. Bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Bu ülkeye de yazık oluyor. Geleceğimize de yazık oluyor. [email protected] Adalet Bakanõ, daha önce gelmediğini söylediği Deniz Feneri dosyasõnõn kendilerine ulaştõğõnõ kabul etti ‘Almanya’nõn istemi’ Ankara’daANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin, Al- manya’da karara bağlanan Deniz Feneri davasõyla ilgili olarak daha önce gel- mediği açõklanan dosyanõn geçen cuma günü geldiğini kabul etti. Şahin, gelen evrakõn incelendiğini belirterek “Tabii tercüme edilecek. Ama önümüzdeki hafta zannediyorum ki ne talep et- tiklerini önümüze getirirler” dedi. Al- man savcõlõğõ vurgunun “asıl failleri” olarak nitelediği ve aralarõnda RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn da bulun- duğu 15 kişinin ifadesinin alõnmasõnõ is- temişti. Şahin, AKP Genel Merkezi’nde, Ge- nişletilmiş İl Başkanlarõ Toplantõsõ ön- cesinde gazetecilerin sorularõnõ yanõt- ladõ. Deniz Feneri ile ilgili Almanya’dan ek bir dosya geldiğini belirten gazete- cinin sözleri üzerine Şahin, şu bilgile- ri verdi: “Deniz Feneri diye nitelenen Almanya’da bitmiş veya şu anda yeniden başlatılmış bir soruşturma ile ilgili geçen cuma günü 11.15 civa- rında Türkiye’nin Almanya Büyük- elçiliği’nden bize bir evrak geldi, Adalet Bakanlığı’na... Bakanlığımız, ilgili genel müdürlüğümüz evrakla- rı inceliyor. Tabii tercüme edecek. Ama önümüzdeki hafta zannediyo- rum ki ne talep ettiklerini önümüze getirirler.” “Dosyada RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin banka hesaplarının in- celenmesinin talep edilip edilmediği yönündeki” bir soru üzerine Şahin, şöyle konuştu: “Geçen cuma günü gel- di. Geldiğini bana arkadaşlarım söz- lü olarak bildirdiler. İlgili genel mü- dürlükte bu evraklarla ilgili incele- me yapılıyor. İnceleme bittiğinde herhalde gereken yapılacaktır. Çün- kü Adalet Bakanlığı’nın görevi bu adli yardımlaşma talebinin uluslar- arası anlaşmalar bağlamında de- ğerlendirilmesi ve gerekirse bunların cumhuriyet savcılıklarına intikalini sağlamaktan ibarettir. Biz herhangi bir yargılama yapmıyoruz. Sadece gelen evraklarla ilgili işlem yapıyo- ruz. Yani ilgili yerlere gönderiyoruz.” Tercümenin gelecek hafta bitmesini tahmin ettiğini belirten Şahin, “Biz de ilgili yerlere göndeririz diye düşü- nüyorum” dedi. Deniz Feneri davasõ- nõn karara bağlanmasõnõn ardõndan ikinci bir soruşturma başlatan Frankfurt Eyalet Savcõlõğõ, aralarõnda Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Kara- man’õn da bulunduğu 15 kişi hakkõn- da adli yardõm isteminde bulunduğunu, ancak Adalet Bakanlõğõ’ndan yanõt alamadõğõnõ duyurmuştu. Adalet Ba- kanlõğõ ise kendilerinden herhangi bir talepte bulunulmadõğõnõ savunmuştu. Deniz Feneri davsõ Almanya’da 18 Eylül 2007’de karara bağlanmõş ve “Asıl failler Türkiye’de” belirlemesi yapõlmõştõ. Türkiye’de yürütülen so- ruşturmada dayanak oluşturan dosya an- cak 170 gün sonra Ankara’ya ulaşmõş, yaklaşõk 2 aydõr da tercüme edilmeye çalõşõlõyor. Dosya için alõnan gizlilik ka- rarõ nedeniyle şikâyetçi olan İP de dosyadaki hiçbir bilgi ve belgeyi ala- mayacak. 70 bin kişi dinleniyor Bakan Şahin, telefon dinlemeleriyle ilgili bir soru üzerine, “Bir milletvekili arkadaşımın telefon dinlemeleriyle il- gili bana yöneltmiş olduğu yazılı so- ru önergesine ben de yazılı olarak ce- vap vermiştim. Bazı gazeteler Tür- kiye’nin ayıbı şeklinde bir başlıkla bu haberi verdiler. 2 bin 840 civarında Şahin, Almanya’dan gelen Deniz Feneri dosyasõnõn incelendiğini belirterek “Tabii tercüme edilecek. Ama önümüzdeki hafta zannediyorum ki ne talep ettiklerini önümüze getirirler” dedi. telefon dinleme kaydı- nın ilgili yasanın ilgili maddesi gereğince imha edildiğinden hareketle çokça vatandaşın tele- fonunun dinlendiği şek- linde bir değerlendir- me ve yorum yapılmış. Mahkemelerce kaç va- tandaşımızın iletişim bil- gilerinin tespitiyle ilgili yargı kararı var, bu ko- nuda bakanlığımızda herhangi bir kayıt ol- madığı için ilgili birim- lere yazılar yazdık. Ce- vap geldiğinde millet- vekili arkadaşımıza bunları ileteceğiz. An- cak hemen şunu söyle- yeyim, Telekomünikas- yon İletişim Başkanı bu konuda geçenlerde bir televizyon kanalında açıklama yapmıştı. 60 bin civarında mahke- me kararının kendileri- ne son 3 yıl içinde intikal ettiğini ifade etmişti. De- mek ki Türkiye’de yasal olarak suç ve suçlu ile mücadele bakımından 70 bin civarında vatan- daşımızın telefonunun dinlendiği anlaşılıyor. Bunlardan 12 bin 841’i herhangi bir suç unsu- runa rastlanmadığı için imha edilmiş” dedi. Bir gazetecinin, tele- fon dinlemeleriyle ilgili ciddi bir kaygõ olduğunu söylemesi üzerine Şahin, 70 milyon kişinin din- lendiğinin doğru olma- dõğõnõ belirterek “70 mil- yon değil, 70 bin vatan- daşımızın telefonlarının dinlendiğini biliyoruz. Benim verdiğim cevap- ta da bunun 12 bin 800 küsurunun herhangi bir suç unsuruna rastlan- madığı için imha edildi- ği anlaşılıyor” dedi. MULLEN’NİN SESSİZ ZİYARETİ Gündem: Irak, Afganistan ve terörle mücadele ABD Genelkurmay Başkanõ Oramiral Michael Mullen, Genelkurmay Başkanlõğõ’nda yaptõğõ temaslarõn sonrasõnda Türkiye’den ayrõldõ. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Türkiye ile ABD arasõnda Afga- nistan ve Irak gibi kritik konu başlõklarõ giderek önem kazanõrken, ABD Genelkurmay Başkanõ Ankara’ya sessiz ve hõz- lõ bir ziyaret gerçekleş- tirdi. Önceki akşam saat 17.00’de Ankara’ya ge- len Oramiral Michael Mullen, Genelkurmay Başkanlõğõ’nda yaptõğõ temaslarõn sonrasõnda dün sabah Türkiye’den ayrõldõ. ABD’nin Irak’tan çe- kilmesine 8 hafta kala ABD Genelkurmay Baş- kanõ Oramiral Mullen An- kara’da temaslarda bu- lundu. Mullen’in mayõs ayõnda Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyordu. Cu- martesi günü akşam saat- lerinde Ankara’ya gelen Mullen aynõ gün Genel- kurmay Başkanõ Orgene- ral İlker Başbuğ ve Ge- nelkurmay İkinci Başka- nõ Orgeneral Hasan Iğ- sız’la bir araya geldi. Ziyarette terörle mü- cadelede işbirliği ile Irak ve Afganistan konularõ gündemi oluşturdu. Ame- rika’nõn Irak’la imzaladõ- ğõ güvenlik anlaşmasõna göre; 30 Haziran’a kadar kent ve kasabalardan as- kerlerin çekilmesi plan- lanõyor. ABD’nin 31 Ara- lõk 2011 tarihine kadar da ülkenin tamamõndan çe- kilmesi bekleniyor. ABD’nin Irak’tan çe- kilmesine 8 hafta kala yapõlan görüşmede ABD askerlerinin Irak’tan çe- kilirken nasõl bir yol iz- leyecekleri ve Türkiye rotasõnõ kullanõp kulla- namayacaklarõ ele alõndõ. Çekilmede Türkiye ro- tasõnõn kullanõlmasõ ha- linde birtakõm koşullarõn ortaya konulacağõ Mul- len’e iletildi. İşbirliği konuşuldu Görüşmede diğer önemli gündem maddesi de terörle mücadelede iş- birliği oldu. ABD Başka- nõ Obama Ankara ziyare- tinde hem basõn toplantõ- sõnda hem de basõna ka- palõ görüşmelerde terörle mücadelede işbirliğinin arttõrõlmasõ gerektiğini di- le getirmişti. Oramiral Mullen’in bu ziyaretinde de ABD Başkanõ Barack Obama’nõn altõnõ çizdiği bu konu masaya yatõrõldõ. Oramiral Mullen’in Ankara ziyareti yaklaşõk 15 saat sürdü. ABD tara- fõ, Mullen’in Türkiye zi- yaretini basõndan uzak bir şekilde gerçekleştir- mek için yoğun çaba gös- terdi. Türk tarafõ da bu is- teğe olumlu yaklaştõ ve Oramiral Mullen’in zi- yaretine ilişkin bilgi ve fo- toğraflar Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet sitesinde yer almadõ. Mullen, dün sabah sa- atlerinde Türkiye’den ay- rõldõ. Oramiral Mullen’in Esenboğa Havaalanõ’na giderken konvoyunda ta- lihsiz bir kaza yaşandõğõ iddia edildi. İddiaya göre koruma görevi yapan bir Türk koruma aracõnõn te- keri koparak, konvoyda- ki diğer koruma araçlarõ- nõn arasõna daldõ. Kopan tekere çarpmamak için manevra yapan ABD Bü- yükelçiliği’ne ait araç ka- za yapmaktan son anda kurtuldu. İşsizlik darboğaza soktu Türkiye işsizlikten kõrõlõrken hükümet Taşkömürü Kurumu’na işçi almõyor. Üstelik işçi alõmõ, 500 milyon TL’nin üstünde zarar eden kurumu, finansal darboğazdan ve zarardan kurtaracak MURAT KIŞLALI ANKARA - İşsizlik oranõnõn tavan yapmasõna karşõn hükümet, KİT’lerde- ki istihdam açõğõnõ kapatmak için adõm atmõyor. Son örnek, 2 bin işçi eksiği bu- lunduğu için darboğaza düşen Türkiye Taş Kömürü (TTK) oldu. Başbakanlõk Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) TTK’de 2007 sonu itibarõyla 503 milyon TL’yi geçen “zararın ortadan kaldı- rılması ve Türkiye’nin enerji ihtiya- cının karşılanmasında dışa bağımlı- lığın azaltılmasına katkıda bulunula- bilmesi için yeraltı üretim işçisi ihti- yacının zamanında karşılanması ve iş- çi sayısındaki yetersizlik nedeniyle üretimde darboğaza girilmesinin ön- lenmesi gerektiğini” bildirdi. YDK’nin “TTK 2007 Yılı Rapo- ru”nda “2003 yılında İstanbul Üni- versitesi İşletme Fakültesi tarafın- dan yapılan projeye göre 3 milyon ton satılabilir taşkömürü üretimi seviye- sinde kurumun 12 bini yeraltı, 2 bini yerüstü olmak üzere 14 bin işçiye ih- tiyacı bulunduğu” belirtildi. Raporda, 2007 sonu itibarõyla TTK’de 8 bin 59’u yeraltõ, 2 bin 383’ü yerüstü olmak üzere 10 bin 442 işçi bulunduğu kaydedilerek “2008 yılında 3 bin işçi alımına izin verilmiş olmasına rağmen, bu yılın sonuna kadar emeklilik ne- deniyle yaklaşık bin işçinin kurumdan ayrılacağı beklenmektedir. Yeterli sayıda yeraltı işçisi olmadığı takdirde hazırlık yatırımları ile oluşturulan üretim kapasitesi kullanılamayaca- ğından işyerleri boş kapasiteye dö- nüşecek ve zarar daha da artacaktır. İşçi eksikliği nedeniyle üretimin ak- samasının önlenmesi için emekli olan- ların yerine zaman geçirilmeden yer- altı üretim işçisi alınması amacıyla yet- kili merciler nezdinde girişimlerde bu- lunması önerilir” denildi. ‘Kömürde vekâleten yönetim’ YDK raporunda hükümetin vekâleten yönetim stratejisi de dolaylõ olarak eleş- tirilerek şu ifadelere yer verildi: “Yeraltı madenciliği, özellikle taş- kömürü üretimi, madencilik sektö- ründe yapısal riskler taşıyan üretim kolu olup, yüksek düzeyde yönetim et- kinliği ve disiplinini gerektirmektedir. Buna rağmen genel müdürlükteki bazı üst düzey görevler ile müessese- lerdeki yönetici pozisyonundaki yük- sek sorumluluk taşıyan üst düzey kadrolara atama yapılmadığı, bu gö- revlerin vekâleten yürütüldüğü gö- rülmüştür. Vekâleten yürütülen kilit personel kadrolarına öncelikle asale- ten atama yapılmasında üretimin art- tırılması ile zararın ortadan kaldırıl- ması açısından zorunluluk bulun- maktadır.” Darboğaza düşen Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun 2 bin işçi eksiği var. Bakan Mehmet Ali Şahin. YUSUF ZİYA CANSEVER VAN - Van’da bir polis panzerinin devrilme- si sonucu 1 çocuk öldü, 2 polis de yaralandõ Van’õn Başkale ilçesinden görevden dönen Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Mü- dürlüğü’ne ait panzer kent merkezi girişindeki Kurubaş köyü yakõnlarõndan geçerken iki kü- çük çocuk aniden yola çõktõ. Yolun karşõ tara- fõnda bir düğüne gitmek için otoyoldan geçen çocuklar orta refüjden atladõklarõ anda hõzlõ ge- len panzeri fark edemediler. Tam bu sõrada ço- cuklarõ fark eden panzer sürücüsü, çocuklara çarpmamak için manevra yaptõ. Kontrolden çõ- kan araç 50 metre ileride devrildi. Panzerin çarptõğõ 7 yaşõndaki Evin Aslan ağõr yaralandõ. Ambulansla hastaneye kaldõrõlan Aslan, yolda yaşamõnõ yitirdi. Fevzi Geyik İlköğretim Okulu 2. sõnõfõnda okuyan Aslan’õn cenazesi Doğu Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Aslan ile yolun karşõsõna geçmek isteyen diğer çocuk ise olay- dan yara almadan kurtuldu. Kazada yaralanan polis memurlarõ M.A. ve A.U. ise Yüzüncü Yõl Üniversitesi Tõp Fakültesi Araştõrma Hastane- si’ne kaldõrõldõ. Polislerin sağlõk durumunun iyi olduğu, olayla ilgili soruşturma başlatõldõğõ be- lirtildi. Olayda yaşamõnõ yitiren Evin Aslan’õn amcasõ Nezir Aslan, olayda herhangi bir kasõt olmadõğõnõ, panzerin çocuklara çarpmamak için manevra yaptõğõnõ ifade etti. Panzerin çarptõğõ çocuk öldü Van’da meydana gelen kaza sonucu 2 polis yaralandõ Kurubaş köyü yakınlarında karşıdan karşıya geçmeye çalışan iki küçük çocuğa çarpmamak için ma- nevra yaptığı belirtilen Özel Harekât Şube Müdürlüğü’ne ait panzer kontrolden çıkarak devrildi. İHD: Seyirci kalmayız İstanbul Haber Servisi - İHD İstanbul Şu- besi, Hakkâri’de DTP’ye yönelik operasyon ve gözaltõlarõn protesto gösterisinde, polislerin ço- cuklara yönelik uyguladõğõ şiddeti protesto etti. Taksim Gezi Parkõ’nda toplanan grup adõna konu- şan Gülseren Yoleri, gösterilerde bir özel harekât- çõnõn14 yaşõndaki S.T. isimli çocuğa silahõn dip- çiği ile saldõrdõğõnõ, aynõ eylemde başka bir çocu- ğun ise polislerden kaçarken bir dereye düşmesi sonucu ağõr yaralandõğõnõ belirterek, “Çocuklarõ- mõzõn öldürülmesine seyirci kalmayacağõz” dedi. Destek yürüyüşüne polis engeli İstanbul Haber Servisi - DTP’ye yönelik operasyonlarõ protesto etmek için Taksim Tram- vay Durağõ’nda bir araya gelen demokratik kadõn örgütleri, “DTP’ye yönelik baskõ ve tutuklamala- ra son” pankartõ açarak Galatasaray’a yürümek is- tedi. Kadõnlarõn yürüyüşü polis tarafõndan barikat kurularak engellenince, kadõnlar oturma eylemi yaptõ. Grup adõna konuşan Güliz Sağlam, Kürtle- rin sandõktan çõkan iradesine yönelik baskõlarõn son bulmasõnõ ve tutuklanan kadõnlarõn ve DTP’lilerin derhal serbest bõrakõlmasõnõ istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle