Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Kırk yıllık kâni olur mu yani demeden olduuu di-
ye yazılar döktürenler Haşim Kılıç’ın geçen yıllar on
bir üyeli Yüksek Mahkeme’nin on üyesine ters dü-
şerek AKP’nin laikliğe karşı hareketlerin odak nok-
tası olduğu kararına karşı oy kullandığını unuttular.
Yargıtay kapısını görmeden Sayıştay’dan çıkıp Türk
yargı sisteminin tepe noktası Anayasa Mahkemesi
başkanlığına yerleşmek her insana nasip olmaz el-
bette.
Aylardır, yıllardır tartışılan kimi konuları; örneğin yar-
gı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onur-
larının yok edildiğini söylemesi…
Hâkim ve savcıların özel yaşamlarının didiklen-
mesine karşı çıkışı…
AKP’yi koruyup kollayan davranışlarına karşın ön-
ceki gün birden “din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin
sorunlar çözümlenmedikçe siyasetin dinden bes-
lenmesinin kaçınılmaz olduğunu” söylemesi... al-
kışlanıyor.
Bir-iki konudaki vurgulaması; örneğin “çoğunluk
iktidarı sınırsız değildir” derken AKP’yi uyaran bir ta-
vır takınıyor. Bu ve benzeri kimi saptamaları AKP ko-
şutunda olmadığını kanıtlamaya yönelik.
Haşim Kılıç da sonunda anlamış olacak ki; “Türk
halkının demokratik ve laik yapıyı korumaya kararlı”
olduğunu, devlet organlarının toplumun bir bölümünü
dost, bir bölümünü düşman ilan edemeyeceğini söy-
lüyor.
Haşim Kılıç’ın üye iken başkanlıktaki kararlarda din
ve vicdan özgürlüğünü (AKP koşutunda) hangi an-
lamda savunduğu bilinirken son konuşmasında la-
ik devlet sevdalılarının kulağına hoş gelen saptamalar
yapıyor.
Haşim Kılıç, kendi görüşlerini ustaca saklayarak
her özgürlüğü savunur görünüyor.
Ne ki demokratik rejimin vazgeçilmez öğelerinden
basın özgürlüğü konusunda AKP iktidarında hort-
layan düşmanlığa karşı durulması gerektiğine de-
ğinmiyor bile.
Haşim Kılıç, devlete trilyonlara mal olan Anayasa
Mahkemesi’nin yeni binasında Yüce Divan’a, her bö-
lüme yer ayırıyor… lakin bugüne kadar Yüksek Mah-
keme’den yapılacak açıklamaları kapı önünde yığı-
larak izleyen medyaya küçük bir salonu çok görü-
yor.
Yeni hizmet binasının açılış törenini izlemeye
gelen gazetecilere uygulanan sert ve ters davranışlar
Kılıç’ın medya anlayışını sergiliyor...
Kılıç, Yüksek Mahkeme’nin kapısındaki adalet sim-
gesi kadın heykelinin sol elindeki teraziyi -dünyadaki
benzerlerinin tersine- kendi anlayışına yakışır biçimde
sağ eline veriyor...
Gözleri bağlı, adaleti ayırt etmeden dağıtan ada-
let tanrıçasının gözlerini açıyor.
Aman bacakları görünmesin diye olacak, kadın
heykele şalvar giydiriyor...
Dışı başka içi başka insanların örneğidir Haşim Kı-
lıç!
Haşim Kılıç ilklerin adamı olduğunu kanıtlamak için
bugüne dek görülmeyen bir uygulamaya imza atı-
yor.
AKP Genel Başkanı, Başbakan RTE’yi Anayasa
Mahkemesi kürsüsüne çağırıyor, konuşturuyor.
RTE de Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi’nin bugün-
kü yapısının değişmesini sürekli irdeleyen görüşle-
rine katıldığını içeren bir konuşma yapıyor.
Cumhuriyetin hiçbir döneminde bugün olduğu gi-
bi, yüksek yargı ile siyasal iktidarın kafa yapısıyla,
davranışlarıyla birbirini tamamladığı görülmedi, iz-
lenmedi.
Tencere yuvarlandı Ankara’nın Çankaya ilçesin-
de, İncek yolundaki Anayasa Mahkemesi’nin baş-
kanlık koltuğunda kapağını buldu.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Baştarafı Arka Sayfada
merkezimiz var!
En pahalõ çantalar bizde!
En şaşaalõ cep telefonlarõ bizde!
En son model ayakkabõlar bizde!
Yalancõ pehlivan gibiyiz ve buna
da fena halde alõştõk.
Bu 23 Nisan minikler için resmen
eziyet oldu. Eskişehir her zaman so-
ğuktur, 23 Nisan’da Eskişehir’de su-
lu kar yağdõ ve minikler soğuktan ağ-
ladõlar. Kabanlõ, paltolu büyüklerin
yanõ başlarõnda tir tir titrediler ve bi-
zim çocuklara verdiğimiz değer hiç
bu kadar açõk görülmemişti. Onlar tit-
rediler, büyükler “Canım birazcık
soğuk olmuş ne olacak” dediler. He-
lal olsun!
Bu yõl 23 Nisan’õ, büyüklerle ay-
nõ ceza maddesinden yargõlanan ço-
cuklar cezaevlerinde geçirdiler. Ne
yapmõşlardõ? Polise taş atmõşlardõ, on-
lar çok tehlikeliydiler...
Oysa onlar topu görünce taşõ bõra-
kan küçücük çocuklardõ.. cezaevinde
geçirdikleri bu 23 Nisan’õ asla unut-
mayacaklar ve bir gün eğer terörist
olurlarsa bunun en büyük sorumlusu
devlet olacaktõr.
Polis bu yõl 23 Nisan’õ muhteşem
bir dayakla kutladõ. Hakkâri’de taş
atan çocuklardan birini acõmasõzca
dövdü ve olduğu yerde bõrakõp gitti.
Gazeteciler olaya müdahale edip dö-
vülen çocuğu hastaneye götürdüler,
çocuk ağõr bir biçimde hõrpalanmõş-
tõ, al sana 23 Nisan...
Gerçi vali, polisi açõğa aldõ ama işin
sonu nasõl gelecek hep birlikte izle-
yeceğiz.
Bu 23 Nisan’da da binlerce küçük
çocuk iş güvencesinden yoksun ka-
ranlõk atölyelerde çalõşmaya devam
etti. Büyük bir kõsmõ 23 Nisan’õn
Çocuk Bayramõ olduğundan habe-
ri bile yoktu. Yorgun, küçük be-
denleriyle en az on iki saat çalõşa-
caklar ve 20 lira alacaklardõ. Helva,
ekmek ve Coca Cola’dan arta kalan
parayõ köydeki ailelerine göndere-
ceklerdi. Birazõnõ da ayda bir git-
tikleri hamam parasõ olarak bir kö-
şeye koyuyorlardõ.
Bir ülkenin gelişmiş olduğu iki şey-
den anlaşõlõr: Çocuklarõn ve yaşlõla-
rõn konumundan. Bizde ikisi de fi-
yasko.. ama bütün bunlarõ konuşmak,
bir çözüm aramak için gerçek bir is-
tikrar gerekir. Ne yazõk ki, biz bunu
çoktan yitirdik. Ve acõsõnõ en çok ço-
cuklar ve yaşlõlar çekiyor.
Ve bu güzel yurt bunu hak etmiyor.
SAYFA 26 NİSAN 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 17
Edirne PB 18
Kocaeli B 18
Çanakkale PB 17
İzmir PB 19
Manisa PB 20
Aydın PB 22
Denizli B 22
Zonguldak Y 13
Sinop B 15
Samsun B 14
Trabzon PB 14
Giresun PB 14
Ankara Y 16
Eskişehir Y 17
Konya Y 17
Sıvas B 15
Antalya PB 23
Adana PB 24
Mersin Y 22
Diyarbakır Y 19
Şanlıurfa B 21
Mardin B 19
Siirt Y 7
Hakkâri Y 9
Van Y 10
Kars Y 8
Oslo B 15
Helsinki PB 9
Stockholm B 19
Londra B 15
Amsterdam Y 17
Brüksel PB 16
Paris Y 14
Bonn PB 23
Münih B 24
Berlin PB 23
Budapeşte B 22
Madrid Y 19
Viyana PB 21
Belgrad B 18
Sofya Y 13
Roma Y 20
Atina PB 19
Zürih Y 22
Moskova B 19
Aşkabat Y 17
Astana Y 11
Taşkent Y 18
Bakû Y 11
Bişkek Y 13
Tiflis PB 19
Kahire PB 25
Şam PB 24
Ülkemizin İç ve Doğu
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu, Batı Karadeniz,
İç Anadolu’nun batısı
Doğu Anadolu ile Sa-
karya, Bilecik, Kütahya,
Afyonkarahisar, Mersin,
Diyarbakır, Batman ve
Siirt çevreleri yağışlı di-
ğer yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığında önemli bir
değişiklik olmayacak.
STRASBOURG - O sakız beyazı düş-
ler... Ayak sesleri... Yürüdüğümüz so-
kaklar...
Kenarları yırtılmış saman kâğıdı sayfa-
lar... Kendimizi anlatan yazılar, resim-
ler...
Özgürlükleri çelik kelepçelerin pırıltı-
sında olan gençler.
Tüm sevda çiçekleri, yaşanamamış
aşkların kahramanları.
O bir açıp bir kapanan gökyüzü, yaban
güvercinleri.
Ve anlamını yitirmiş kelimeler...
Sahi siz zamanın saatini kaça ayarladınız?
Yosun tutmuş bir pencere pervazına
yaslanmış görkemli bir sabahı bekliyorum
bir otel odasında.
Tarihte birçok önemli olaya tanıklık et-
miş olan Strasbourg kentindeyim iki gün-
dür...
Fransız ulusal marşı La Marseillaise
1792’de Rouget de Lisle tarafından bu
kentte bestelemiştir. Ünlü Alman yazarı Go-
ethe öğrencilik yıllarını, yaşamının büyük bö-
lümünü burada geçirmiştir.
Gutenberg matbaayı burada icat et-
miştir...
Ortaçağ ve Rönesans mimarisinin et-
kisi altındaki kentin çevresinde üzüm bağ-
ları vardır ve şarabıyla ünlüdür.
Fransa’nın en önemli üniversitelerinden
birisine ev sahipliği yapan Strasbourg gi-
zemli bir kent...
Tarih ve kültür başkenti...
Cumhuriyet meydanında dolaştık, ırmak
kıyısında yürüdük dostlarla birlikte...
Bol bol Türkiye’den söz ettik...
İstanbul’dan Basel’e geldim önce... Ba-
sel’den de Strasbourg’a geçtim... Buradan
Berlin’e gideceğim.
Strasbourg’un en eski evini gezdim... Kar-
merzell Evi... Sonra Rohan Sarayı’nı, Al-
sas Müzesi’ni...
Şimdi ise odamın penceresinde bakıyo-
rum...
Aklım Türkiye’de...
Neler olup bitiyor merak ediyorum...
Strasbourg Fransa’nın Almanya sınırın-
da... 1949’dan beri AB görüşmelerine ev sa-
hipliği yapıyor... Avrupa Konseyi, Avrupa
Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi burada.
AB’nin Brüksel’den sonra ikinci önemli
kenti Strasbourg... Nüfusu 273 bin.
Bir öğrenci, turizm ve tarih kentindeyim...
Gece sessizce soluk alıp veriyor...
Alman ve Fransız kültürünün soluk alıp ve-
rişi bu.
Oysa ben bugün İzmir TÜYAP Kitap
Fuarı’nda Mustafa Balbay ve Erol Mani-
salı’nın kitaplarını imzalayıp, panele katı-
lacaktım.
Tüm okurlardan özür dilerim...
Strasbourg’a Turan Dursun’u anma et-
kinliği ve insan hakları toplantısı için geldim.
Yani turistik bir gezi değil... İş gezisi...
Avrupa’nın bazı kentlerinde Türkiye’de iş-
lenen faili meçhul cinayetleri konuşup tar-
tışacağız.
İlkyaz sürgün vermiş buralarda da...
Karadutlar güneşinde yarım kalmış bir
sevda... Bir aşk masalı...
Bir bardak kırmızı şarap koyuyorum ma-
samın üzerine...
İçer gibi yapıyorum...
Sonra o saman kâğıtlı defterin soluk
yapraklarına bir şeyler karalıyorum:
“Yapraktan, çiçekten ötede bir şey ye-
şeriyor, bir acı canımı yakıyor içimde...
Masmavi benekli bir tırtıl, rahat uzanmış
yaprağın üstünde.
Bak serin bir ilkyaz akşamı içindeyiz.
Perdeyi aç, pencerenin önündeki me-
nekşeleri sula...
Bir ara gökyüzüne çevir başını, yıldızlara
bak doya doya.
Saçlarını kuşların kanatlarına koy...
Beni bekle.”
Yosun tutmuş pencere pervazına tu-
tunup başımı göğe çevirdim...
Kıyımları düşündüm... Kahramanmaraş’ı,
Sıvas’ı, Gazi Mahallesi’ni... Uğur’u, Onat’ı,
Kışlalı’yı, Hrant’ı...
Metin Altınok’u, Behçet Aysan’ı anım-
sadım...
Bir başka şairin dizelerinde gezindim:
“Ölüm de vardır yaşağımız her yerde, kan
bulaşır taflana, zeytin dalına; ne kadar gü-
zeldin sen, nasıl eşsiz bir yazdı; bir denize
koşar gibi dinlemiştim o şarkıyı.”
Ataol Behramoğlu’na bir selam gön-
derdim. Ataol Kanada’da, ulaşılır mı aca-
ba?..
Deniz Kavukçuoğlu’na Ataol’un bir şii-
ri... Benim ve Ataol’un adına Balbay ve Ma-
nisalı için okur mu aşağıdaki şiiri İzmir TÜ-
YAP’ta bilmem:
“On gündür çocuk sesi duymadım / Öz-
ledim ‘baba’ deyişini kızımın / Özledim be-
ni görünceki sevincini...
Hayatım benim kırk yıllık hayatım / Seni
başarabildiğimce dürüst yaşadım / İçim bu-
rada da pırıl pırıl şimdi.
Geçer, güzelim, bugünler de geçer /
Sökülüp atılır dikenli teller / Koparır halk bir
gün zincirlerini.” (Maltepe Askeri Cezaevi,
Eylül 1982)
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Yaban Güvercinleri...
DõşPolitikayõDõşlamak...
Prof. Dr. K. Erçin KASAPOĞLU
Baştarafı 2. Sayfada
kilerinin düzenlenmesi,
komşu ve diğer ülkelerle
iyi ilişkilerin geliştirilme-
si, ülkesinin diğer ülkeler
nezdinde saygõnlõğõnõn ko-
runmasõ, diğer ülkeler ta-
rafõndan ülkesine yapõla-
bilecek haksõzlõklarõn ön-
lenmesi gibi çok önemli
görevleri yüklenecek olan
bir dışişleri bakanının
her şeyden önce tarihi ve
özellikle siyaset tarihini
çok iyi bilmesi, ülkesinin
ve dünyanõn sorunlarõnõn
bilincinde olmasõ, en az
bir yabancõ dili çok iyi bil-
mesi, etkileyici bir hitabet
gücüne sahip olmasõ; bil-
gisi, görgüsü, ailesi, kõlõk-
kõyafeti, konuşmasõ ve
davranõşlarõ ile kõsaca, her
şeyi ile ülkesini içeride
ve dõşarõda en iyi şekilde
temsil edebilecek nitelik-
lere sahip bir kişi olmasõ
gerekir. Çünkü Dõşişleri
Bakanlõğõ bir ülkenin vit-
rinidir, dõşişleri bakanõ da
o vitrindeki mankendir
ama asla konu mankeni
olmamalõdõr.
Bir başbakan da bakanlarõ-
nõn seçimini doğru yaptõğõ
zaman ancak, halkõn istek
ve gereksinimlerini ve ulu-
sal çõkarlarõmõzõ gözeten
etkin bir ülke yönetimini
gerçekleştirebilir. Türki-
ye’nin bugünkü dõşişleri
bakanõ yukarõda sözü edilen
niteliklerin çoğundan yok-
sundur ya da AKP hükü-
metinin bugünkü dõş poli-
tikasõ onu böyle algõlama-
mõza neden olmaktadõr.
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin dõş politikasõ
Cumhuriyetimizin hiçbir
döneminde bugünkü kadar
basiretsiz, ulusal çõkarlarõ-
mõzdan uzak, dõşa bağõmlõ
ve dõştan güdümlü bir hale
gelmemiştir.
Ülkemizin ulusal çõkar-
larõ bir tarafa itilerek, stra-
tejik müttefikimiz ve dos-
tumuz Azerbaycan ile olan
karşõlõklõ çõkar ilişkilerimi-
zi bozmak pahasõna, salt
ABD Başkanõ Sayõn Ba-
rack Obama öyle istiyor
diye, Ermenistan’õn karşõ-
lõğõnda örneğin “sözde soy-
kırım” iddialarõndan vaz-
geçmek gibi hiçbir iyi niyet
girişimi veya taahhüdü ol-
mamasõna karşõn, Erme-
nistan’a sõnõrlarõmõzõ açma
girişimi bunun en son ka-
nõtõdõr.
Sonuç olarak, Türki-
ye’nin bugünkü dõş politi-
kasõ devletimizin ulusal çõ-
karlarõnõ değil salt AKP
hükümetinin çõkarlarõnõ gö-
zeten bir politika haline
gelmiştir. Başka bir deyiş-
le, geleneksel Türk dõş po-
litikasõ bugün AKP hükü-
meti tarafõndan dõşlanmak-
tadõr.
isilozgenturk gmail.com
Yırtık Pabuçlar
Balbay ve Manisalı için imzaladılar
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Yazarlarõmõz, TÜYAP 14.
İzmir Kitap Fuarõ kapsamõnda bu-
luştuklarõ okurlarõmõzla cumhu-
riyete bağlõlõk andõ içti. Daha son-
ra Ergenekon operasyonu kap-
samõnda tutuklanan Mustafa
Balbay ve Erol Manisalı’nõn
kitaplarõnõ, Cumhuriyet Yayõnlarõ
Standõ’nda imzaladõlar. Gazete-
miz Ege Bölge Temsilcisi Serdar
Kızık, Server Tanilli, Alev Coş-
kun, Deniz Som, Oktay Ekin-
ci, Sevgi Özel, Deniz Kavukçu,
Şükran Soner, Ümit Zileli ve İl-
han Taşcı’nõn katõlõmõyla 3 No’lu
konferans salonunda düzenle-
nen etkinlik yoğun ilgi gördü.
“Balbay olsaydı” adlõ buluş-
mada ilk sözü alan Server Tanilli,
yargõ kararõ olmaksõzõn bir kişi-
yi mahkûm etmenin insanlõk su-
çu olduğunu söyledi. Alev Coş-
kun, cumhuriyet ilkelerine bağ-
lõlõk adõna bir arada olduklarõnõ
belirtirken Deniz Som, “Yurt-
severlerin tepkisi bir tsunami
dalgası gibi büyüyor. Bu dal-
ganın altında kalacaklar” yo-
rumunu yaptõ. Oktay Ekinci, Bal-
bay’õn, gazetemizin Ege Bölge
Bürosu’nda çalõştõğõ yõllardaki
bir ortak anõsõnõ anlattõ. Deniz Ka-
vukçuoğlu da, “Balbay bir sü-
reliğine yok. Onun fikirlerini
dilimiz döndüğünce biz ses-
lendireceğiz” dedi.
Sevgi Özel, “Asla yılgınlık
göstermeyeceğiz, akıl ve bilim
yoluyla haksızlıklarla hesapla-
şacağız” diye konuşurken, Şük-
ran Soner de, “Cumhuriyeti
yıkmaya çalışanlar yanılıyor-
lar. Direnme noktasını unutu-
yorlar. Bizlerin çimentosu çok
sağlam, yıkılmayız” dedi.
Ümit Zileli de, yurttaşlarõn de-
mokratik haklarõnõ sonuna kadar
kullanarak bu hükümetin gitme-
si için elinden geleni yapacağõnõ
vurguladõ. İlhan Taşcõ’nõn ar-
dõndan söz alan Serdar Kõzõk da,
“Ev sahibi olarak son sözümü
Mustafa Kemal’in, emperya-
listlere attığı tokatı anımsata-
rak yapmak istiyorum” dedi.
‘Nükleere inat,
yaşasın hayat!’
MERSİN/ANKARA (Cumhuriyet) - Nük-
leer karşõtlarõ, Ukrayna’da 26 Nisan 1986’da
Çernobil nükleer reaktöründe meydana gelen
facianõn 23. yõldönümünde, nükleer santral kur-
ma girişimlerine karşõ, “Çernobili Unutma,
Geleceğe Sahip Çık” çağrõsõyla bugün Sinop
başta olmak üzere yurdun hemen her yerinde
eylem yapacak. Çevreciler, dün Mersin’de de
AKP’nin Akkuyu Nükleer Santral projesini ta-
but taşõyarak ve helva dağõtarak protesto etti.
Mersin Nükleer Karşõtlarõ Platformu (NKP)
bileşenlerinin öncülüğünde protesto yürüyüşü
düzenlendi. KESK binasõ önünde toplanan gru-
ba Akan-Sel Nakliyat tarafõndan işten atõlan ve
111 gündür direnişte olan liman işçileri de ço-
cuklarõyla birlikte katõldõ. Büyükşehir beledi-
ye binasõna doğru yürüyüşe geçen grup, “Nük-
leer Santral Ölüm Getirir” pankartõ arkasõnda
“Nükleere inat, yaşasın hayat”, “Nükleer si-
zindir, Mersin bizimdir” sloganlarõ atarak ta-
but taşõdõ. Belediye binasõ önündeki açõklamada
NKP sözcüsü Sabahat Aslan, “Ne yazık ki
AKP hükümetinin tercihi, bilimden, ya-
şamdan, halktan yana değil, siyasi ve eko-
nomik çıkar gruplarından yana olmaktadır.
Hukuksuz ve kamu güvenini yitiren ihale sü-
reci de hâlâ devam etmektedir” dedi.
Açõklamanõn ardõndan, nükleer santrallarõn
ölüm olduğunun anõmsatõlmasõ ve projeye
karşõ çõkõlmasõ konusunda ortak direniş gös-
terilmesi çağrõsõyla eylemi izleyen gazetecilere
ve yurttaşlara helva dağõtõldõ.
Çevreciler, “Çernobili Unutma, Geleceğe
Sahip Çık” çağrõsõyla, Sinop, Uğur Mumcu
Meydanõ’nda bugün saat 13.00’te kitlesel bir
eylem yapacak.
Polis şiddetine protesto
ANKARA/ADANA
(Cumhuriyet) - Hakkâ-
ri’de 14 yaşõndaki Seyfi
Turan’õn özel harekât po-
lisi tarafõndan silah dipçi-
ğiyle dövülmesine tepki-
ler sürüyor. Adana’da yü-
rüyüş yapan İnsan Hakla-
rõ Derneği (İHD) “Ço-
cuklara uygulanan vah-
şet son bulsun” derken
Eğitim-Sen ve Sağlõk ve
Sosyal Hizmet Emekçile-
ri Sendikasõ (SES) de yap-
tõklarõ açõklamalarla polis
şiddetini kõnadõ.
Adana ’da 5 Ocak Mey-
danõ’nda toplanan İHD
üyelerine, DTP, EMEP,
ÖDP ve Halkevleri tem-
silcileri de destek verdi.
Grup “Çocuklara uygu-
lanan vahşet son bul-
sun” yazõlõ pankart açarak
İnönü Parkõ’na dek yürü-
dü. Seyfi Turan’a uygu-
lanan şiddeti gösteren fo-
toğraflar da taşõyan grup
adõna açõklama yapan
İHD Adana Şube Başka-
nõ Ethem Açıkalın’õn
okuduğu açõklamada,
“İnsanı insanlığından
utandıran bu vahşeti
tüm Türkiye televizyon
ekranlarından seyretti.
Bu olayı ve DTP’ye yö-
nelik baskıları kınıyo-
ruz” dedi. Eğitim-Sen
Genel Başkanõ Zübeyde
Kılıç da yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, “Bu görün-
tüler, ülkemizdeki ço-
cukların hayatlarının
nasıl hiçe sayılabildiği-
nin utanç verici bir bel-
gesi olmuştur” ifadeleri-
ne yer verdi. Kõlõç, ço-
cuklarõn hayatlarõ ve be-
denlerinin, deyim yerin-
deyse “çatışma alanına”
çevrildiğini belirtti.
SES’ten yapõlan yazõlõ
açõklamada ise 1 Mayõs
yaklaşõrken ülkenin dört
bir yanõnda şiddet ve ta-
hammülsüzlük örnekleri-
nin arttõğõ vurgulandõ.
Açõklamada, hiçbir ge-
rekçeyle çocuklara şiddet
uygulanmasõ ve çocukla-
rõn öldürülmesinin kabul
edilmeyeceği belirtildi.
ZAFER DERSHANELERİ
ÖSS 3. DENEME SINAVI YANIT ANAHTARI
1. BÖLÜM
TÜRKÇE
1.A, 2.B, 3.E, 4.C, 5.D, 6.D, 7.D, 8.B, 9.E, 10.B, 11.D, 12.D, 13.E, 14.D, 15.A, 16.C,
17.E, 18.D, 19.D, 20.C, 21.C, 22.B, 23.B, 24.E, 25.D, 26.A, 27.B, 28.E, 29.A, 30.C
SOS BİL-1
1.E, 2.D, 3.A, 4.B, 5.B, 6.A, 7.B, 8.E, 9.C, 10.E, 11.E, 12.A, 13.B, 14.D, 15.C, 16.B,
17.D, 18.C, 19.A, 20.B, 21.A, 22.E, 23.A, 24.A, 25.D, 26.C, 27.B, 28.A, 29.B, 30.D
MATEMATİK
1.D, 2.C, 3.E, 4.A, 5.A, 6.E, 7.D, 8.B, 9.D, 10.E, 11.E, 12.C, 13.D, 14.B, 15.E, 16.D,
17.C, 18.B, 19.C, 20.E, 21.C, 22.B, 23.C, 24.E, 25.A, 26.B, 27.C, 28.B, 29.A, 30.C
FEN BİL-1
1.D, 2.C, 3.C, 4.D, 5.A, 6.D, 7.A, 8.B, 9.E, 10.D, 11.E, 12.C, 13.E, 14.D, 15.B, 16.C,
17.D, 18.E, 19.A, 20.E, 21.B, 22.B, 23.D, 24.C, 25.D, 26.D, 27.C, 28.E, 29.A, 30.A
2. BÖLÜM
EDEB.-SOS.
1.C, 2.B, 3.A, 4.E, 5.A, 6.D, 7.B, 8.C, 9.C, 10.D, 11.E, 12.C, 13.E, 14.D, 15.D, 16.C,
17.A, 18.C, 19.B, 20.A, 21.B, 22.D, 23.B, 24.C, 25.A, 26.C, 27.B, 28.A, 29.B, 30.E
SOS BİL-2
1.C, 2.B, 3.A, 4.A, 5.C, 6.B, 7.E, 8.E, 9.A, 10.B, 11.A, 12.C, 13.D, 14.A, 15.C, 16.D,
17.B, 18.D, 19.A, 20.B, 21.A, 22.C, 23.A, 24.E, 25.D, 26.E, 27.A, 28.D, 29.E, 30.C
MATEMATİK
1.C, 2.B, 3.D, 4.B, 5.B, 6.C, 7.A, 8.D, 9.E, 10.C, 11.D, 12.D, 13.E, 14.D, 15.A, 16.E,
17.A, 18.D, 19.C, 20.D, 21.C, 22.D, 23.B, 24.A, 25.D, 26.E, 27.E, 28.A, 29.D, 30.C
FEN BİL-2
1.E, 2.A, 3.D, 4.E, 5.A, 6.B, 7.C, 8.B, 9.D, 10.C, 11.B, 12.C, 13.E, 14.B, 15.E, 16.D,
17.C, 18.A, 19.C, 20.E, 21.C, 22.D, 23.E, 24.D, 25.B, 26.A, 27.C, 28.E, 29.D, 30.B
Gelecek sınavlar: 9 Mayıs, 23 Mayıs ve 6 Haziran 2009 tarihlerinde...
İZMİT (Cumhuriyet) - Kocaeli Büyükşehir
Belediye Başkanõ AKP’li İbrahim Karaos-
manoğlu, mülakat yöntemiyle 200 itfaiyeci ala-
caklarõnõ ancak aralarõnda milletvekillerinin de
bulunduğu çok sayõda kişinin kendisini araya-
rak torpil istediğini söyledi.
Büyükşehir belediyesi yetkilileri, seçimlerden
önce KPSS’ye girenler arasõndan 200’ü itfaiyeci,
50’si de zabõta memuru olmak üzere toplam 250
kişinin işe alõnacağõnõ duyurdu. Ancak 250 ki-
şilik kadro için Türkiye’nin dört bir yanõndan
15 bin kişi başvurdu. Danõştay 12. Dairesi ise
20 Ocak’ta “zabıta memuru alım yönetmeli-
ği”ni durdurdu. Yetkililer, zabõta ve itfaiye eri
alõmõnõn 15 Mart’ta sona erdiğini, Danõştay’õn
kararõnõn ise 17 Mart’ta valiliğe, 20 Mart’ta da
belediyeye ulaştõğõnõ belirtti.
Seçimlerin ardõndan herkes mülakat için
beklemeye başlarken, Büyükşehir Belediye
Başkanõ Karaosmanoğlu, Danõştay kararõ ne-
deniyle zabõta alõmlarõnõ durdurduklarõnõ açõk-
ladõ. Karaosmanoğlu, “Zabıta yönetmeliği
mahkeme kararıyla iptal edildiğinden dola-
yı zorunlu olarak iptal etmek zorundayız.
Böyle bir şey yapsak geçersiz olur. Bize ait
olan bir şey değil” dedi.
Karaosmanoğlu, memur alõmõ için aralarõn-
da milletvekillerinin de bulunduğu çok sayõda
kişi tarafõndan arandõğõna dikkat çekerek “Be-
ni Başbakan dahi arayabilir. Herkes araya-
bilir. Milletvekilleri arar. Bunlar doğal şey-
ler. Türkiye’de herkesin bildiği şeyler” diye
konuştu. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden
yapõlan açõklamada ise itfaiye eriyle ilgili alõ-
mõn devam edeceği ve belirlenen tarihlerde sõ-
navlarõn yapõlacağõ duyuruldu.
Kocaeli’de
iş bilmecesi
Fotoğraf:OZANYAYMAN