Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 2009 PAZAR
6 HABERLER
PAZAR
ORHAN BURSALI
Ergenekon ve ABD - 1
Mehmet Altan, bilinen bir gerçeği, AKP safla-
rında bir liberal yazar ve İkinci Cumhuriyetçi ola-
rak dile getirdi. Vatan gazetesinde yayımlanan söy-
leşide, özetle dedi ki...
AKP’ye kalsa Ergenekon kapanır... AKP’yi aşan
bir irade var Ergenekon’un peşinde.. AKP ile as-
kerin anlaşmasını önleyen başka bir irade devre-
de... AKP’nin de onayı var.. Dünya sistemi Erge-
nekon’u tasfiye ederek Türkiye’yi tedavi ediyor..
Ama bunu kendi kendimize yapmamızı istiyorlar..
Burada NATO ve ABD’nin istemediği hiçbir dar-
be olmaz...
Altan haklıdır. AKP tek başına, kendi iradesiyle
bu operasyonu bu boyutlarıyla gerçekleştiremez-
di. Dayandığı veya ona bu rolü veren dış güçlerin,
özetle ABD’nin ve tali olarak da AB’nin varlığı, ope-
rasyonu sürdürmesinde baş etken. Ergenekon ola-
yını iyice anlamak için bunu açmalıyız.
Ergenekon’un iki yönü var. Birincisi, darbe ola-
sılığı şüphelerini tasfiye... İkincisi de, TSK’nin bir
güç olarak devreden çıkartılması. Aslında, Erge-
nekon’un esas amacı tek: TSK’yi bir “siyasi güç”
olarak tasfiye. İstenseydi, Gladyo, Ordu içinde-
ki darbe şüphelileri vb. sessiz sedasız da tasfiye
edilebilirdi. Pek çok ülkede, örneğin Gladyo tas-
fiyesi böyle oldu.
Ergenekon’un, “görev alanından” saparak, ay-
nı zamanda iktidar muhalifi çevrelere yönelik bir
susturma operasyonuna da dönüşmesini nasıl
açıklayacağız?
Burada bir taşla birkaç kuş vurma oyunu var.
Ergenekon davasının teslim edildiği “yerli”
güçler, bu fırsatı, kendi iktidarlarını pekiştirmek için
yoğun olarak kullanıyor.
Kim bu “yerli” güçler? Öncelikle şüphesiz ki Fe-
tocular. Fetocuların ana karargâhı nerede?
ABD’de. Bu güç orada kollanıyor ve besleniyor.
ABD’nin bu güçlere stratejik ve taktik olarak ge-
niş ölçüde yardımcı olduğu da açık...
Başka? Tabii ki iktidar. AKP, TSK’nin de bu ara-
da bir “oyuncu” olarak tamamen tasfiye edilme-
sini, kendi stratejik yönelişleri ve iktidarını mut-
laklaştırmak için çok önemli görüyor. Erdoğan’ı
savcı kılan güç, ABD. Sık sık kararlılık borusunu
öttürmesinin nedeni bu.
Can alıcı soru şu: ABD neden eski müttefiki,
12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde kader birliği yap-
tığı TSK’yi şimdi gözden çıkartıyor? İnsan hak ve
özgürlükleri gibi ulvi idealler uğruna mı?
Bu operasyon Bush döneminde başladı. Bush,
Yeni Muhafazakârların en saldırgan iktidarını
temsil etmekteydi. Bush, özgürlüklerin ve insan
haklarının en büyük düşmanlarından biri olarak tes-
cillidir. Irak, yalan ve dolanla işgal edildi ve 1 mil-
yon Iraklı öldü! Dünyada “Amerikan Yüzyılı” pro-
jesini ortaya Bush ve ekibi attı.
Bu bir yüzyıl sürecek bir Roma İmparatorluğu
benzeri bir mutlak egemenliğin hayaliydi! Bu
projenin sahipleri, “zamanın ruhunu” asla anla-
yamayan, veya anlayıp da “eyvah iktidarı kaçırı-
yoruz..” diye son bir hamle yapan, zeki gibi gö-
rünen politik kesimleri temsil ediyordu...
Peki neden TSK’yi devre dışı bırakmak istedi-
ler?
Bu soruya iki yanıt verebiliriz...
Birincisi, dünyada gelişim; ekonomik ve sos-
yal küreselleşme, artık askeri güçlere dayanarak
iktidar olmayı; askeri güçleri kullanarak “eskinin”
hegemonya anlayışlarını gerçekleştirmeyi pek
mümkün kılmıyor. Irak da aslında, bu “eski” po-
litikanın “son örneği” olarak tarihte yerini alacaktır!
Çok özel koşullar oluşmadıkça, bu özel koşul-
lar üzerinde dünyaca bir ortak irade, bir mutabakat
sağlanmadıkça, artık ikinci bir Irak olayını bu dün-
ya, bu ekonomi, ne kaldırır ne de buna fırsat ve-
rir...
Unutmayalım ki, Irak’ın işgali, hem ekonomik
hem de siyasi ve sosyal olarak, ABD hükümeti-
ni çökertmiştir...
ABD’nin artık askeri güçlerle ittifak ederek, ken-
di menfaatlarını koruma dönemi, esas olarak so-
na ermiştir. (Geçiş döneminde her zaman istisna
yaşanabilir!)
İkincisi ise, TSK’nin yapısındaki gelişmeyle il-
gilidir.. yarın...
NOT: Bundan böyle yazılarım, pazartesi, salı,
perşembe ve pazar günleri, haftada 4 gün, BİLİM
ve SİYASET başlığı altında yayımlanacak.
obursali@cumhuriyet.com.tr
Eminağaoğlu
uyardı
BURSA
(Cumhuriyet Bürosu)
- Yargõç ve Savcõlar
Birliği (YARSAV)
Başkanõ Ömer Faruk
Eminağaoğlu, Bursa
Barosu tarafõndan
düzenlenen “Yargõ
Bağõmsõzlõğõ” konulu
konferansta yaptõğõ
konuşmada, “Adeta
yamalõ bohçaya dönen
1982 Anayasasõ’nda
her bölüm değişikliğe
uğramasõna rağmen,
yargõ bağõmsõzlõğõnõ
güçlendirme
anlamõnda, yargõ
bölümünde tek bir
değişiklik
yapõlmadõğõnõ
görüyoruz” dedi.
Eminağaoğlu,
“Türkiye’de neden
yargõ reformu hiçbir
zaman gündemden
düşmüyor? Çünkü bu
şekilde siyasi iktidarlar
her zaman kendi bakõş
açõlarõna göre ve yargõ
mensuplarõnõn
görüşlerini öne
çõkarmadan
düzenlemeler yapma
yoluna gidiyorlar.
Somut bir Ruanda
örneği bile ortada” diye
konuştu.
DTP eylemi
24 Mayıs’ta
ANKARA (ANKA)
- DTP’ye yönelik
operasyonlarõ protesto
etmek için 17 Mayõs’ta
Türkiye’nin her
tarafõndan Ankara’ya
yürüyüş kararõ alan
DTP, aynõ gün
Cumhuriyet mitingi
yapõlacak olmasõ
nedeniyle eylem
tarihini, 24 Mayõs’ta
İstanbul ve Van’da iki
ayrõ miting yapma
kararõ ile değiştirdi.
DTP Parti Meclisi
toplantõsõnõn ardõndan
yayõmlanan sonuç
bildirgesinde, “Parti
Meclisimiz, aynõ gün
Ankara’da Cumhuriyet
mitingi düzenlenecek
olmasõnõ da
değerlendirerek
‘Ankara Yürüyüşü’
yerine, barõşõn tüm
Türkiye’nin ortak talebi
olduğuna dikkat
çekmek amacõyla 24
Mayõs’ta İstanbul ve
Van’da iki ayrõ miting
düzenlenmesini uygun
görmüştür” denildi.
Özakman’dan
değerlendirme
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- Yazar Turgut
Özakman, Türk Eğitim
Vakfõ’nca düzenlenen
“Atatürk ve Kurtuluş
Savaşõ” konulu
konferansta yaptõğõ
konuşmada, 1915
olaylarõna ilişkin olarak
Türk tarihinde
õrkçõlõğõn
bulunmadõğõnõ ifade
ederek “Bunlar bizim
içimize şõrõnga edilen
şeyler. Gençler için
söylüyorum. Biliniz ki
Batõlõlarõn bize attõğõ bu
kõyõm iftirasõ kesinlikle
doğru değildir” diye
konuştu. Özakman,
“Tarihimizde õrkçõlõk
da yok, kõyõm da yok.
Bunlar bize yakõştõrõlan
şeyler, bizim içimize
şõrõnga edilen şeyler.
Biliniz ki Batõlõlarõn
bize attõğõ bu kõyõm
iftirasõ kesinlikle doğru
değildir. Küçücük bir
kuşkum olsaydõ, burada
af dilerdim” diye
konuştu.
Milli Eğitim Vakfõ’nõn geçen yõl yapõlan genel kurulu tüm sonuçlarõ ile iptal edildi
MEV’de hileli seçim iddiasõANKARA (ANKA) - Mil-
yonlarca TL’lik malvarlõğõy-
la dikkat çeken Milli Eğitim
Vakfõ’nõn (MEV) geçen yõl
yapõlan 28. olağan genel ku-
rulu, seçimlere hile karõştõğõ
gerekçesiyle tüm sonuçlarõ
ile iptal edildi. Vakõf eski
yönetimi çarpõcõ iddialarla
Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik’i suçladõ.
Her seçim döneminde yö-
netim kurulunda yer almak
için büyük tartõşmalarõn ya-
şandõğõ MEV’in 31 Mayõs
2008 tarihinde yapõlan son
olağan genel kurulu, başkan-
lõk divanõ seçimleri ve oy
sayõmõna hile karõştõğõ ge-
rekçesiyle Ankara Asliye 20.
Hukuk Mahkemesi tarafõndan
tüm sonuçlarõ ile iptal edildi.
Genel kurulda seçilen yöne-
tim artõk yetkisiz kõlõnõrken
gerekçeli karar sonrasõ mah-
keme vakfa kayyum ataya-
cak.
Son iki genel kurulda laik-
lik ve tarikat tartõşmalarõnõn
yaşandõğõ genel kurul ile ilgili
açõklamalarda bulunan vakõf
eski yöneticileri, Bakan Çe-
lik’in vakfõ kendi amaçlarõ
için kullanmak amacõyla yö-
netimini ele geçirmek istedi-
ğini savundu.
‘Fesat karıştırıldı’
Geçen yõl mayõs ayõnda
yapõlan genel kurulda Bakan
Çelik’in “yandaşlarının” ço-
ğunluğu elde edemediği için
seçime fesat karõştõrdõğõnõ sa-
vunan eski yöneticiler, “Ge-
nel kurula üye olmayan 9
tüzelkişi, sadece bir önceki
yönetime ilişkin hesap ver-
mek için kurul’a gelmesine
karşın, hem kendilerinin
oy kullandığı hem de vekâ-
leten oy kullandığı ortaya
çıktı. Ayrıca bu isimler, üye
dahi olmadan yönetim ku-
ruluna seçildi. Mahkeme
ise usulsüz yapılan genel
kurulu; sonuçları ile birlikte
iptal etti. Seçilen Yönetim
Kurulu ise yetkisiz kaldı”
dedi.
Bilirkişinin 41 sayfalõk ra-
por sunduğunu ve bu ana ka-
dar 6 dava açõldõğõnõ da be-
lirten vakfõn eski yönetimi,
MEB’nin 6 davayõ da kay-
bettiğine işaret etti. Daha ön-
ceki yönetim döneminde bir-
çok hayõrseverden bağõşla-
rõn alõndõğõnõ ve vakfõn bü-
yüdüğünü kaydeden eski yö-
netim, “Vakıf bu ana kadar
115 okul yaptırdı, ancak
son 5 yıldır bir okul bile
yaptırılmadı. Yapılan gay-
rimenkul bağışları satıldı.
Vakıf, kuruluş amacından
saptı ve bakanın isteğine
göre para gönderme mer-
kezi oldu” diye konuştu.
Eski yönetim, vakfõn gelir-
lerinin inanõlmaz oranda düş-
tüğüne de dikkat çekerek
vakfõn 2000 yõlõnda yõllõk ge-
lirinin 28 milyon TL, 2001 yõ-
lõnda 30.9 milyon TL, 2002
yõlõnda 51.18 milyon TL,
2003 yõlõnda ise 77.98 milyon
TL olduğunu anõmsattõ. Eski
yönetim, 2007 yõlõnda ise yõl-
lõk gelirin 19.04 milyon
TL’ye düştüğüne dikkat çek-
ti.
Eski yönetimin iddialarõ
arasõnda Bakan Çelik’in “ba-
zı yerlerde verdiği sözlerin
yerine getirilmesi için va-
kıftan para gönderilmesini
emrettiği, gelen ve giden
konukların masraflarının
vakıf bütçesinden karşı-
landığı, hatta gelen bazı
konukların kiralarının da-
hi vakıf bütçesinden öden-
diği” de yer aldõ.
Son iki genel kurulda laiklik ve tarikat tartõşmalarõnõn yaşandõğõ ile ilgili
açõklamalarda bulunan vakõf eski yöneticileri, Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik’in vakõf yönetimini ele geçirmek istediğini savundu.
GAZETECİLERDEN TEPKİ
‘Sınırlama
umut kırıcı’
Basõn kuruluşlarõ Anayasa
Mahkemesi’ne Anadolu Ajansõ dõşõnda
foto muhabiri ve kameraman
alõnmamasõna tepki gösterdi.
Şeriat eğitimi için üniversite
YÖK’ün, ‘kurumun resmi izinli olmadõğõ’ savunmasõyla yetindiği Fatih’teki üniversitede,
815öğrencidinieğitimdengeçiriliyor.Üniversitededoktorayapanöğrencibilebulunuyor
İstanbul Haber Servisi - Avrupa
İslam Üniversitesi İstanbul Açõköğ-
retim Şubesi adõyla, İstanbul’un gö-
beğinde “şeriat eğitimi” veriliyor. Fa-
tih’teki sözde üniversitenin, “tür-
banla gidilebilen alternatif bir yük-
seköğretim kurumu oluşturma”
amacõyla eğitim vermesi dikkat çe-
kiyor. Arapçadan Kuran’a, hadisten
İslam hukukuna yayõlan geniş yelpa-
zede dini eğitim, halen kuruluşa ka-
yõtlõ 815 öğrenciye veriliyor. YÖK ise
kuruluşun resmi izinli olmadõğõnõ be-
lirtmekle yetiniyor.
Hollanda’da 2001 yõlõnda kurulan
Avrupa İslam Üniversitesi’nin (AİÜ)
Türkiye ayağõ olarak 3 yõl önce ku-
rulan AİÜ İstanbul Açõköğretim Şu-
besi, adeta bir “dini eğitim kampı”
kurarak 3 yõldõr kentin orta yerinde şe-
riat eğitimi veriyor. Türbanlõ ve çar-
şaflõ kõz öğrencilerin gittiği sözde üni-
versitenin amacõ; “İslam dinini bilen
ve hakkında konuşabilecek düzey-
de bilimsel birikime sahip kişiler ye-
tiştirme” olarak tarif ediliyor. Ancak
üniversitenin Türkiye’deki yapõlan-
masõnõn amacõ, “türbanlı olduğu
için üniversiteye gidemeyen kızla-
ra alternatif bir yükseköğretim ola-
nağı sunmak” olarak değerlendirili-
yor. Hem türbanõnõ çõkarmayan hem
de dini eğitimden geçen öğrencilere,
üniversiteyi bitirmeleri halinde Hol-
landa’da cami, hastane, bakanlõk, be-
lediye, özel okul gibi kurum ve ku-
ruluşlarda iş sahibi olma vaadi de su-
nuluyor. Sözde üniversite, kurduğu
rehberlik birimi ile öğrencilerin ve ai-
lelerinin “manevi dünyaları”nda
yaşadõklarõ sorunlarla da “ilgileni-
yor.”
Doktora yapan bile var!
Fatih’te, “Arpa Emini Mahallesi,
Vatan Caddesi, Zaviye Sokak, No:
12 4/1” adresindeki temsilciliğe,
411’i hazõrlõk, 20’si 1., 284’ü 2.,
13’ü de 3. sõnõf olmak üzere 728 lisans
öğrencisi ile 83 önlisans, 3 yüksek li-
sans ve 1 doktora öğrencisi olmak
üzere toplam 815 kişi devam ediyor.
Ders veren kadronun sayõsõ ise 34.
“İslami İlimler Fakültesi / Diller ve
Medeniyetler Fakültesi / İslami
İlimler Yüksekokulu İslami Araş-
tırmalar Enstitüsü” olmak üzere 2
fakülte ve bir enstitü yapõlanmasõna
sahip olan temsilcilikte, “Arapça,
Mezhepler Tarihi, Kuranıkerim,
Tefsir, Hadis, İslam Hukuku, Ke-
lam, Din Psikolojisi” gibi alanlarda
eğitimler veriliyor.
Kõz öğrencilerin tümünün türbanlõ,
çarşaflõ olduğu kuruluşta, yõllõk ücret
1000 - 1500 Avro arasõnda değişiyor.
Maddi durumu yetersizler ise üni-
versite merkezinin sağladõğõ burs ile
dini eğitim alõyor. Burs verilen öğ-
rencilerin oranõ, yüzde 50 gibi yüksek
bir seviyeye ulaşõyor.
Resmen tanõnmõyor olsa da Türki-
ye’deki üniversiteler gibi bir yapõ
oluşturmaya çalõşan temsilcilik bün-
yesinde, vize, final sõnavlarõ, hatta ma-
zeret sõnavlarõ bile düzenleniyor..
YÖK ise konuyla ilgili yazõlõ açõk-
lamasõnda, söz konusu üniversitenin
kendileriyle ilgili olmadõğõnõ savu-
narak “Bahsi geçen kurumun ve
Türkiye’de onu temsil ettiği söyle-
nen oluşumun bugüne kadar; ta-
nınma, şube açma, bölüm açma,
diploma denkliğinin tanınması da-
hil olmak üzere, Yükseköğretim
Kurulu Başkanlığı’nın yetkisi ala-
nındaki hiçbir konuda başkanlığı-
mız ile ilişkisi ve yazışması olma-
mıştır” demekle yetindi.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkeme-
si’ne Anadolu Ajansõ
(AA) dõşõnda foto mu-
habiri ve kameraman
alõnmamasõ tepki çek-
ti. Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC), Çağ-
daş Gazeteciler Der-
neği (ÇGD) ve Foto
Muhabirleri Derneği
(FMD) yaptõklarõ açõk-
lamalarla uygulamayõ
protesto etti.
TGC Başkanõ Or-
han Erinç, foto mu-
habirleri ile kamera-
manlarõn, Anayasa
Mahkemesi’ndeki yõl-
dönümü törenine alõn-
mamasõnõn “Siyaset-
çilerin, yapıları ge-
reği uygulamaya
koymaya çalıştıkları
akreditasyon sınırla-
masının, özgürlükle-
rin güvencesi sayılan
Anayasa Mahkemesi
tarafından da geçer-
li kılınmaya çalışıl-
ması umut kırıcıdır”
dedi. ÇGD Başkanõ
Ahmet Abakay yap-
tõğõ açõklamada, uy-
gulamanõn basõn öz-
gürlüğünü sağlayan
26. madde başta ol-
mak üzere anayasaya
aykõrõ olduğunun altõ-
nõ çizdi. Abakay, “Ya-
pılan uygulama suç-
tur. Gazete ve te-
levizyon çalışanları
ile kurumları arasın-
da ayırım yapmak,
birini kayırarak di-
ğerlerine karşı olmak
ve gazetecilik görevi-
ni yapmasını engelle-
mek kaba bir sansür
anlayışıdır” görüşle-
rini dile getirdi.
FMD açõklamasõn-
da ise, “Anayasa
Mahkemesi’nde ya-
şanan bu olay önü-
müzdeki süreçte foto
muhabirliği ve ka-
meramanlığın ne ka-
dar zor şartlar altın-
da yapılacağının en
büyük göstergesidir”
denildi.
Anayasa Mahkemesi’nin binasõnõn girişindeki heykel tartõşma yarattõ
‘Haşim Kılıç’a yakışmış’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Manisa Milletvekili
Şahin Mengü, Anayasa Mah-
kemesi’nin yeni binasõnõn giri-
şindeki “Adalet Tanrıçası The-
mis” heykelindeki değişiklik-
lere tepki göstererek, “Heykel,
hukukun artık bir taraf oldu-
ğunu söylüyor. AKP iktidarı-
nın ve Anayasa Mahkemesi
Başkanı’nın zihniyetini yansı-
tıyor” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin yeni
binasõnõn girişindeki heykel tar-
tõşma yarattõ. Mahkemenin önü-
ne adaleti temsil etmesi için hu-
kukun evrensel simgesi olan,
“gözü bağlı” Adalet Tanrõçasõ
Themis yerine, şalvarlõ, “gözle-
ri açık”, teraziyi sol eli yerine
sağ elinde tutan ve Anadolu ka-
dõnõnõ temsil ettiği iddia edilen
bir kadõn heykeli yerleştirildi.
CHP Manisa Milletvekili Şa-
hin Mengü, heykelin gözlerinin
açõk bir şekilde Anayasa Mah-
kemesi gibi önemli bir kuru-
mun önüne konulmasõna tepki
gösterdi.
Mengü, “Son derece yanlış.
Heykel siyasi iktidarın kafa ya-
pısını gösteriyor. Haşim Kı-
lıç’ın kafa yapısını gösteriyor.
Heykel, hukunun artık bir ta-
raf olduğunu söylüyor. Ada-
letin gözü kördür. Kör olma-
sı da gerekir. Ancak siz duru-
ma böyle baktığınızda, bu sizin
adalete karşı yanlı olduğunu-
zu gösterir. Çok çirkin. Yüzde
yüz karşıyım” dedi.
“Bu heykelin Anayasa Mah-
kemesi önünde yer almasına
kim karar verdi” diye soran
Mengü, “Aklı başında üyelerin
böyle bir heykelin orada tem-
sil edilecek olmasına izin ver-
diğini sanmıyorum. Bu olsa ol-
sa Haşim Kılıç’ın fikridir. Kı-
lıç’a da yakışmış” diye ko-
nuştu.
Vakit
gazetesinin
Almanca
belgeleri
sahte çıktı
ALİ YILDIRIM
BERLİN - Vakit gazetesinin 24 Nisan
2009 tarihli “N’aber Kemal Abi” man-
şetine konu olan Almanca belgelerin
sahte olduğu ortaya çõktõ. Alman güven-
lik güçleri belgelerle ilgili olarak soruş-
turma başlattõ.
Gazetenin yanõ sõra, “habervak-
tim.com” sitesinde 23 Nisan 2009 Per-
şembe günü saat 14.00 sõralarõnda “Kõ-
lõçdaroğlu’nun PKK’liyle görüşmesi
kayıtlara geçti” başlõğõ ile yayõmlanan
imzasõz “özel haberde” “CHP İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun
geçen yıl Almanya’da PKK terör ör-
gütü yetkilisi Mustafa Günel ile görüş-
tüğüne dair şok belgeye ulaşıldı” de-
nilmiş, haberde bu belgeleri gazeteye ki-
min verdiği de yazõlmõştõ.
Hessen Eyalet Kriminal Dairesi Basõn
Sözcüsü Siegfried Wilhelm ve Eyaleti İç-
işleri Bakanlõğõ Basõn Sözcüsü Michael
Busser, söz konusu sitede imzasõz ha-
berdeki belgelerin tamamõnõn sahte ol-
duğunu açõkladõ. Wilhelm, bu sahtekâr-
lõğõ yapan sorumlu veya sorumlular hak-
kõnda soruşturma başlatõldõğõnõ söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin girişindeki heykelin orijinalinden oldukça farklı olması tepki çekti. (AA)
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ tara-
fõndan hazõrlanan ve TBMM’ye sevk edilmek
üzere Başbakanlõk’ta bulunan “Veteriner Hiz-
metleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası
Taslağı” ile 15 bin mühendisin işsiz kalacağõ
belirtiliyor. Ziraat Mühendisleri Odasõ (ZMO),
Kimya Mühendisleri Odasõ, Gõda Mühendisle-
ri Odasõ ve Tüketici Haklarõ Derneği (THD)
bugün başkentte tasarõyõ protesto edecek. Milli
Müdafaa Caddesi’nde saat 13.00’te gerçekleş-
tirilecek eyleme Türkiye genelinde çalõşan
yaklaşõk 2 bin mühendis katõlacak.
ZMO Başkanõ Gökhan Günaydın, AKP
hükümetinin yeni uygulamasõ nedeniyle halk
sağlõğõnõn ciddi tehdit altõna gireceğini belirtti.
“Halk sağlığı oyuncak değildir” diyen Gü-
naydõn şunlarõ söyledi: “Daha önce Meclis’te
grupları dolaştık. Ancak bugüne değin bir
sonuç alamadık. Eğer bu eylemden de bir
sonuç alamazsak bu işi mitinglere kadar gö-
türürüz. Bu tasarı taslağı ciddi bir sorun
olarak önümüzde bulunuyor.”
YASA TASLAĞINA PROTESTO
Mühendisler
eylem yapacak