25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 NİSAN 2009 PAZAR 6 HABERLER PAZAR ORHAN BURSALI Ergenekon ve ABD - 1 Mehmet Altan, bilinen bir gerçeği, AKP safla- rında bir liberal yazar ve İkinci Cumhuriyetçi ola- rak dile getirdi. Vatan gazetesinde yayımlanan söy- leşide, özetle dedi ki... AKP’ye kalsa Ergenekon kapanır... AKP’yi aşan bir irade var Ergenekon’un peşinde.. AKP ile as- kerin anlaşmasını önleyen başka bir irade devre- de... AKP’nin de onayı var.. Dünya sistemi Erge- nekon’u tasfiye ederek Türkiye’yi tedavi ediyor.. Ama bunu kendi kendimize yapmamızı istiyorlar.. Burada NATO ve ABD’nin istemediği hiçbir dar- be olmaz... Altan haklıdır. AKP tek başına, kendi iradesiyle bu operasyonu bu boyutlarıyla gerçekleştiremez- di. Dayandığı veya ona bu rolü veren dış güçlerin, özetle ABD’nin ve tali olarak da AB’nin varlığı, ope- rasyonu sürdürmesinde baş etken. Ergenekon ola- yını iyice anlamak için bunu açmalıyız. Ergenekon’un iki yönü var. Birincisi, darbe ola- sılığı şüphelerini tasfiye... İkincisi de, TSK’nin bir güç olarak devreden çıkartılması. Aslında, Erge- nekon’un esas amacı tek: TSK’yi bir “siyasi güç” olarak tasfiye. İstenseydi, Gladyo, Ordu içinde- ki darbe şüphelileri vb. sessiz sedasız da tasfiye edilebilirdi. Pek çok ülkede, örneğin Gladyo tas- fiyesi böyle oldu. Ergenekon’un, “görev alanından” saparak, ay- nı zamanda iktidar muhalifi çevrelere yönelik bir susturma operasyonuna da dönüşmesini nasıl açıklayacağız? Burada bir taşla birkaç kuş vurma oyunu var. Ergenekon davasının teslim edildiği “yerli” güçler, bu fırsatı, kendi iktidarlarını pekiştirmek için yoğun olarak kullanıyor. Kim bu “yerli” güçler? Öncelikle şüphesiz ki Fe- tocular. Fetocuların ana karargâhı nerede? ABD’de. Bu güç orada kollanıyor ve besleniyor. ABD’nin bu güçlere stratejik ve taktik olarak ge- niş ölçüde yardımcı olduğu da açık... Başka? Tabii ki iktidar. AKP, TSK’nin de bu ara- da bir “oyuncu” olarak tamamen tasfiye edilme- sini, kendi stratejik yönelişleri ve iktidarını mut- laklaştırmak için çok önemli görüyor. Erdoğan’ı savcı kılan güç, ABD. Sık sık kararlılık borusunu öttürmesinin nedeni bu. Can alıcı soru şu: ABD neden eski müttefiki, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde kader birliği yap- tığı TSK’yi şimdi gözden çıkartıyor? İnsan hak ve özgürlükleri gibi ulvi idealler uğruna mı? Bu operasyon Bush döneminde başladı. Bush, Yeni Muhafazakârların en saldırgan iktidarını temsil etmekteydi. Bush, özgürlüklerin ve insan haklarının en büyük düşmanlarından biri olarak tes- cillidir. Irak, yalan ve dolanla işgal edildi ve 1 mil- yon Iraklı öldü! Dünyada “Amerikan Yüzyılı” pro- jesini ortaya Bush ve ekibi attı. Bu bir yüzyıl sürecek bir Roma İmparatorluğu benzeri bir mutlak egemenliğin hayaliydi! Bu projenin sahipleri, “zamanın ruhunu” asla anla- yamayan, veya anlayıp da “eyvah iktidarı kaçırı- yoruz..” diye son bir hamle yapan, zeki gibi gö- rünen politik kesimleri temsil ediyordu... Peki neden TSK’yi devre dışı bırakmak istedi- ler? Bu soruya iki yanıt verebiliriz... Birincisi, dünyada gelişim; ekonomik ve sos- yal küreselleşme, artık askeri güçlere dayanarak iktidar olmayı; askeri güçleri kullanarak “eskinin” hegemonya anlayışlarını gerçekleştirmeyi pek mümkün kılmıyor. Irak da aslında, bu “eski” po- litikanın “son örneği” olarak tarihte yerini alacaktır! Çok özel koşullar oluşmadıkça, bu özel koşul- lar üzerinde dünyaca bir ortak irade, bir mutabakat sağlanmadıkça, artık ikinci bir Irak olayını bu dün- ya, bu ekonomi, ne kaldırır ne de buna fırsat ve- rir... Unutmayalım ki, Irak’ın işgali, hem ekonomik hem de siyasi ve sosyal olarak, ABD hükümeti- ni çökertmiştir... ABD’nin artık askeri güçlerle ittifak ederek, ken- di menfaatlarını koruma dönemi, esas olarak so- na ermiştir. (Geçiş döneminde her zaman istisna yaşanabilir!) İkincisi ise, TSK’nin yapısındaki gelişmeyle il- gilidir.. yarın... NOT: Bundan böyle yazılarım, pazartesi, salı, perşembe ve pazar günleri, haftada 4 gün, BİLİM ve SİYASET başlığı altında yayımlanacak. obursali@cumhuriyet.com.tr Eminağaoğlu uyardı BURSA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõç ve Savcõlar Birliği (YARSAV) Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Bursa Barosu tarafõndan düzenlenen “Yargõ Bağõmsõzlõğõ” konulu konferansta yaptõğõ konuşmada, “Adeta yamalõ bohçaya dönen 1982 Anayasasõ’nda her bölüm değişikliğe uğramasõna rağmen, yargõ bağõmsõzlõğõnõ güçlendirme anlamõnda, yargõ bölümünde tek bir değişiklik yapõlmadõğõnõ görüyoruz” dedi. Eminağaoğlu, “Türkiye’de neden yargõ reformu hiçbir zaman gündemden düşmüyor? Çünkü bu şekilde siyasi iktidarlar her zaman kendi bakõş açõlarõna göre ve yargõ mensuplarõnõn görüşlerini öne çõkarmadan düzenlemeler yapma yoluna gidiyorlar. Somut bir Ruanda örneği bile ortada” diye konuştu. DTP eylemi 24 Mayıs’ta ANKARA (ANKA) - DTP’ye yönelik operasyonlarõ protesto etmek için 17 Mayõs’ta Türkiye’nin her tarafõndan Ankara’ya yürüyüş kararõ alan DTP, aynõ gün Cumhuriyet mitingi yapõlacak olmasõ nedeniyle eylem tarihini, 24 Mayõs’ta İstanbul ve Van’da iki ayrõ miting yapma kararõ ile değiştirdi. DTP Parti Meclisi toplantõsõnõn ardõndan yayõmlanan sonuç bildirgesinde, “Parti Meclisimiz, aynõ gün Ankara’da Cumhuriyet mitingi düzenlenecek olmasõnõ da değerlendirerek ‘Ankara Yürüyüşü’ yerine, barõşõn tüm Türkiye’nin ortak talebi olduğuna dikkat çekmek amacõyla 24 Mayõs’ta İstanbul ve Van’da iki ayrõ miting düzenlenmesini uygun görmüştür” denildi. Özakman’dan değerlendirme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yazar Turgut Özakman, Türk Eğitim Vakfõ’nca düzenlenen “Atatürk ve Kurtuluş Savaşõ” konulu konferansta yaptõğõ konuşmada, 1915 olaylarõna ilişkin olarak Türk tarihinde õrkçõlõğõn bulunmadõğõnõ ifade ederek “Bunlar bizim içimize şõrõnga edilen şeyler. Gençler için söylüyorum. Biliniz ki Batõlõlarõn bize attõğõ bu kõyõm iftirasõ kesinlikle doğru değildir” diye konuştu. Özakman, “Tarihimizde õrkçõlõk da yok, kõyõm da yok. Bunlar bize yakõştõrõlan şeyler, bizim içimize şõrõnga edilen şeyler. Biliniz ki Batõlõlarõn bize attõğõ bu kõyõm iftirasõ kesinlikle doğru değildir. Küçücük bir kuşkum olsaydõ, burada af dilerdim” diye konuştu. Milli Eğitim Vakfõ’nõn geçen yõl yapõlan genel kurulu tüm sonuçlarõ ile iptal edildi MEV’de hileli seçim iddiasõANKARA (ANKA) - Mil- yonlarca TL’lik malvarlõğõy- la dikkat çeken Milli Eğitim Vakfõ’nõn (MEV) geçen yõl yapõlan 28. olağan genel ku- rulu, seçimlere hile karõştõğõ gerekçesiyle tüm sonuçlarõ ile iptal edildi. Vakõf eski yönetimi çarpõcõ iddialarla Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’i suçladõ. Her seçim döneminde yö- netim kurulunda yer almak için büyük tartõşmalarõn ya- şandõğõ MEV’in 31 Mayõs 2008 tarihinde yapõlan son olağan genel kurulu, başkan- lõk divanõ seçimleri ve oy sayõmõna hile karõştõğõ ge- rekçesiyle Ankara Asliye 20. Hukuk Mahkemesi tarafõndan tüm sonuçlarõ ile iptal edildi. Genel kurulda seçilen yöne- tim artõk yetkisiz kõlõnõrken gerekçeli karar sonrasõ mah- keme vakfa kayyum ataya- cak. Son iki genel kurulda laik- lik ve tarikat tartõşmalarõnõn yaşandõğõ genel kurul ile ilgili açõklamalarda bulunan vakõf eski yöneticileri, Bakan Çe- lik’in vakfõ kendi amaçlarõ için kullanmak amacõyla yö- netimini ele geçirmek istedi- ğini savundu. ‘Fesat karıştırıldı’ Geçen yõl mayõs ayõnda yapõlan genel kurulda Bakan Çelik’in “yandaşlarının” ço- ğunluğu elde edemediği için seçime fesat karõştõrdõğõnõ sa- vunan eski yöneticiler, “Ge- nel kurula üye olmayan 9 tüzelkişi, sadece bir önceki yönetime ilişkin hesap ver- mek için kurul’a gelmesine karşın, hem kendilerinin oy kullandığı hem de vekâ- leten oy kullandığı ortaya çıktı. Ayrıca bu isimler, üye dahi olmadan yönetim ku- ruluna seçildi. Mahkeme ise usulsüz yapılan genel kurulu; sonuçları ile birlikte iptal etti. Seçilen Yönetim Kurulu ise yetkisiz kaldı” dedi. Bilirkişinin 41 sayfalõk ra- por sunduğunu ve bu ana ka- dar 6 dava açõldõğõnõ da be- lirten vakfõn eski yönetimi, MEB’nin 6 davayõ da kay- bettiğine işaret etti. Daha ön- ceki yönetim döneminde bir- çok hayõrseverden bağõşla- rõn alõndõğõnõ ve vakfõn bü- yüdüğünü kaydeden eski yö- netim, “Vakıf bu ana kadar 115 okul yaptırdı, ancak son 5 yıldır bir okul bile yaptırılmadı. Yapılan gay- rimenkul bağışları satıldı. Vakıf, kuruluş amacından saptı ve bakanın isteğine göre para gönderme mer- kezi oldu” diye konuştu. Eski yönetim, vakfõn gelir- lerinin inanõlmaz oranda düş- tüğüne de dikkat çekerek vakfõn 2000 yõlõnda yõllõk ge- lirinin 28 milyon TL, 2001 yõ- lõnda 30.9 milyon TL, 2002 yõlõnda 51.18 milyon TL, 2003 yõlõnda ise 77.98 milyon TL olduğunu anõmsattõ. Eski yönetim, 2007 yõlõnda ise yõl- lõk gelirin 19.04 milyon TL’ye düştüğüne dikkat çek- ti. Eski yönetimin iddialarõ arasõnda Bakan Çelik’in “ba- zı yerlerde verdiği sözlerin yerine getirilmesi için va- kıftan para gönderilmesini emrettiği, gelen ve giden konukların masraflarının vakıf bütçesinden karşı- landığı, hatta gelen bazı konukların kiralarının da- hi vakıf bütçesinden öden- diği” de yer aldõ. Son iki genel kurulda laiklik ve tarikat tartõşmalarõnõn yaşandõğõ ile ilgili açõklamalarda bulunan vakõf eski yöneticileri, Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in vakõf yönetimini ele geçirmek istediğini savundu. GAZETECİLERDEN TEPKİ ‘Sınırlama umut kırıcı’ Basõn kuruluşlarõ Anayasa Mahkemesi’ne Anadolu Ajansõ dõşõnda foto muhabiri ve kameraman alõnmamasõna tepki gösterdi. Şeriat eğitimi için üniversite YÖK’ün, ‘kurumun resmi izinli olmadõğõ’ savunmasõyla yetindiği Fatih’teki üniversitede, 815öğrencidinieğitimdengeçiriliyor.Üniversitededoktorayapanöğrencibilebulunuyor İstanbul Haber Servisi - Avrupa İslam Üniversitesi İstanbul Açõköğ- retim Şubesi adõyla, İstanbul’un gö- beğinde “şeriat eğitimi” veriliyor. Fa- tih’teki sözde üniversitenin, “tür- banla gidilebilen alternatif bir yük- seköğretim kurumu oluşturma” amacõyla eğitim vermesi dikkat çe- kiyor. Arapçadan Kuran’a, hadisten İslam hukukuna yayõlan geniş yelpa- zede dini eğitim, halen kuruluşa ka- yõtlõ 815 öğrenciye veriliyor. YÖK ise kuruluşun resmi izinli olmadõğõnõ be- lirtmekle yetiniyor. Hollanda’da 2001 yõlõnda kurulan Avrupa İslam Üniversitesi’nin (AİÜ) Türkiye ayağõ olarak 3 yõl önce ku- rulan AİÜ İstanbul Açõköğretim Şu- besi, adeta bir “dini eğitim kampı” kurarak 3 yõldõr kentin orta yerinde şe- riat eğitimi veriyor. Türbanlõ ve çar- şaflõ kõz öğrencilerin gittiği sözde üni- versitenin amacõ; “İslam dinini bilen ve hakkında konuşabilecek düzey- de bilimsel birikime sahip kişiler ye- tiştirme” olarak tarif ediliyor. Ancak üniversitenin Türkiye’deki yapõlan- masõnõn amacõ, “türbanlı olduğu için üniversiteye gidemeyen kızla- ra alternatif bir yükseköğretim ola- nağı sunmak” olarak değerlendirili- yor. Hem türbanõnõ çõkarmayan hem de dini eğitimden geçen öğrencilere, üniversiteyi bitirmeleri halinde Hol- landa’da cami, hastane, bakanlõk, be- lediye, özel okul gibi kurum ve ku- ruluşlarda iş sahibi olma vaadi de su- nuluyor. Sözde üniversite, kurduğu rehberlik birimi ile öğrencilerin ve ai- lelerinin “manevi dünyaları”nda yaşadõklarõ sorunlarla da “ilgileni- yor.” Doktora yapan bile var! Fatih’te, “Arpa Emini Mahallesi, Vatan Caddesi, Zaviye Sokak, No: 12 4/1” adresindeki temsilciliğe, 411’i hazõrlõk, 20’si 1., 284’ü 2., 13’ü de 3. sõnõf olmak üzere 728 lisans öğrencisi ile 83 önlisans, 3 yüksek li- sans ve 1 doktora öğrencisi olmak üzere toplam 815 kişi devam ediyor. Ders veren kadronun sayõsõ ise 34. “İslami İlimler Fakültesi / Diller ve Medeniyetler Fakültesi / İslami İlimler Yüksekokulu İslami Araş- tırmalar Enstitüsü” olmak üzere 2 fakülte ve bir enstitü yapõlanmasõna sahip olan temsilcilikte, “Arapça, Mezhepler Tarihi, Kuranıkerim, Tefsir, Hadis, İslam Hukuku, Ke- lam, Din Psikolojisi” gibi alanlarda eğitimler veriliyor. Kõz öğrencilerin tümünün türbanlõ, çarşaflõ olduğu kuruluşta, yõllõk ücret 1000 - 1500 Avro arasõnda değişiyor. Maddi durumu yetersizler ise üni- versite merkezinin sağladõğõ burs ile dini eğitim alõyor. Burs verilen öğ- rencilerin oranõ, yüzde 50 gibi yüksek bir seviyeye ulaşõyor. Resmen tanõnmõyor olsa da Türki- ye’deki üniversiteler gibi bir yapõ oluşturmaya çalõşan temsilcilik bün- yesinde, vize, final sõnavlarõ, hatta ma- zeret sõnavlarõ bile düzenleniyor.. YÖK ise konuyla ilgili yazõlõ açõk- lamasõnda, söz konusu üniversitenin kendileriyle ilgili olmadõğõnõ savu- narak “Bahsi geçen kurumun ve Türkiye’de onu temsil ettiği söyle- nen oluşumun bugüne kadar; ta- nınma, şube açma, bölüm açma, diploma denkliğinin tanınması da- hil olmak üzere, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın yetkisi ala- nındaki hiçbir konuda başkanlığı- mız ile ilişkisi ve yazışması olma- mıştır” demekle yetindi. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Anayasa Mahkeme- si’ne Anadolu Ajansõ (AA) dõşõnda foto mu- habiri ve kameraman alõnmamasõ tepki çek- ti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağ- daş Gazeteciler Der- neği (ÇGD) ve Foto Muhabirleri Derneği (FMD) yaptõklarõ açõk- lamalarla uygulamayõ protesto etti. TGC Başkanõ Or- han Erinç, foto mu- habirleri ile kamera- manlarõn, Anayasa Mahkemesi’ndeki yõl- dönümü törenine alõn- mamasõnõn “Siyaset- çilerin, yapıları ge- reği uygulamaya koymaya çalıştıkları akreditasyon sınırla- masının, özgürlükle- rin güvencesi sayılan Anayasa Mahkemesi tarafından da geçer- li kılınmaya çalışıl- ması umut kırıcıdır” dedi. ÇGD Başkanõ Ahmet Abakay yap- tõğõ açõklamada, uy- gulamanõn basõn öz- gürlüğünü sağlayan 26. madde başta ol- mak üzere anayasaya aykõrõ olduğunun altõ- nõ çizdi. Abakay, “Ya- pılan uygulama suç- tur. Gazete ve te- levizyon çalışanları ile kurumları arasın- da ayırım yapmak, birini kayırarak di- ğerlerine karşı olmak ve gazetecilik görevi- ni yapmasını engelle- mek kaba bir sansür anlayışıdır” görüşle- rini dile getirdi. FMD açõklamasõn- da ise, “Anayasa Mahkemesi’nde ya- şanan bu olay önü- müzdeki süreçte foto muhabirliği ve ka- meramanlığın ne ka- dar zor şartlar altın- da yapılacağının en büyük göstergesidir” denildi. Anayasa Mahkemesi’nin binasõnõn girişindeki heykel tartõşma yarattõ ‘Haşim Kılıç’a yakışmış’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Anayasa Mah- kemesi’nin yeni binasõnõn giri- şindeki “Adalet Tanrıçası The- mis” heykelindeki değişiklik- lere tepki göstererek, “Heykel, hukukun artık bir taraf oldu- ğunu söylüyor. AKP iktidarı- nın ve Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın zihniyetini yansı- tıyor” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin yeni binasõnõn girişindeki heykel tar- tõşma yarattõ. Mahkemenin önü- ne adaleti temsil etmesi için hu- kukun evrensel simgesi olan, “gözü bağlı” Adalet Tanrõçasõ Themis yerine, şalvarlõ, “gözle- ri açık”, teraziyi sol eli yerine sağ elinde tutan ve Anadolu ka- dõnõnõ temsil ettiği iddia edilen bir kadõn heykeli yerleştirildi. CHP Manisa Milletvekili Şa- hin Mengü, heykelin gözlerinin açõk bir şekilde Anayasa Mah- kemesi gibi önemli bir kuru- mun önüne konulmasõna tepki gösterdi. Mengü, “Son derece yanlış. Heykel siyasi iktidarın kafa ya- pısını gösteriyor. Haşim Kı- lıç’ın kafa yapısını gösteriyor. Heykel, hukunun artık bir ta- raf olduğunu söylüyor. Ada- letin gözü kördür. Kör olma- sı da gerekir. Ancak siz duru- ma böyle baktığınızda, bu sizin adalete karşı yanlı olduğunu- zu gösterir. Çok çirkin. Yüzde yüz karşıyım” dedi. “Bu heykelin Anayasa Mah- kemesi önünde yer almasına kim karar verdi” diye soran Mengü, “Aklı başında üyelerin böyle bir heykelin orada tem- sil edilecek olmasına izin ver- diğini sanmıyorum. Bu olsa ol- sa Haşim Kılıç’ın fikridir. Kı- lıç’a da yakışmış” diye ko- nuştu. Vakit gazetesinin Almanca belgeleri sahte çıktı ALİ YILDIRIM BERLİN - Vakit gazetesinin 24 Nisan 2009 tarihli “N’aber Kemal Abi” man- şetine konu olan Almanca belgelerin sahte olduğu ortaya çõktõ. Alman güven- lik güçleri belgelerle ilgili olarak soruş- turma başlattõ. Gazetenin yanõ sõra, “habervak- tim.com” sitesinde 23 Nisan 2009 Per- şembe günü saat 14.00 sõralarõnda “Kõ- lõçdaroğlu’nun PKK’liyle görüşmesi kayıtlara geçti” başlõğõ ile yayõmlanan imzasõz “özel haberde” “CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl Almanya’da PKK terör ör- gütü yetkilisi Mustafa Günel ile görüş- tüğüne dair şok belgeye ulaşıldı” de- nilmiş, haberde bu belgeleri gazeteye ki- min verdiği de yazõlmõştõ. Hessen Eyalet Kriminal Dairesi Basõn Sözcüsü Siegfried Wilhelm ve Eyaleti İç- işleri Bakanlõğõ Basõn Sözcüsü Michael Busser, söz konusu sitede imzasõz ha- berdeki belgelerin tamamõnõn sahte ol- duğunu açõkladõ. Wilhelm, bu sahtekâr- lõğõ yapan sorumlu veya sorumlular hak- kõnda soruşturma başlatõldõğõnõ söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin girişindeki heykelin orijinalinden oldukça farklı olması tepki çekti. (AA) SELDA GÜNEYSU ANKARA - Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ tara- fõndan hazõrlanan ve TBMM’ye sevk edilmek üzere Başbakanlõk’ta bulunan “Veteriner Hiz- metleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasası Taslağı” ile 15 bin mühendisin işsiz kalacağõ belirtiliyor. Ziraat Mühendisleri Odasõ (ZMO), Kimya Mühendisleri Odasõ, Gõda Mühendisle- ri Odasõ ve Tüketici Haklarõ Derneği (THD) bugün başkentte tasarõyõ protesto edecek. Milli Müdafaa Caddesi’nde saat 13.00’te gerçekleş- tirilecek eyleme Türkiye genelinde çalõşan yaklaşõk 2 bin mühendis katõlacak. ZMO Başkanõ Gökhan Günaydın, AKP hükümetinin yeni uygulamasõ nedeniyle halk sağlõğõnõn ciddi tehdit altõna gireceğini belirtti. “Halk sağlığı oyuncak değildir” diyen Gü- naydõn şunlarõ söyledi: “Daha önce Meclis’te grupları dolaştık. Ancak bugüne değin bir sonuç alamadık. Eğer bu eylemden de bir sonuç alamazsak bu işi mitinglere kadar gö- türürüz. Bu tasarı taslağı ciddi bir sorun olarak önümüzde bulunuyor.” YASA TASLAĞINA PROTESTO Mühendisler eylem yapacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle