19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B Washington’dan Tahran’a davet Dış Haberler Servisi - ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, Afganistan’õn geleceğinin ele alõnacağõ uluslararasõ konferansa, yaklaşõk 30 yõldõr diplomatik ilişkileri bulunmayan İran’õ da davet edeceklerini söyledi. Clinton, Brüksel’de yaptõğõ açõklamada, ay sonunda Hollanda’da yapõlmasõ beklenen toplantõda “ilgili taraflarõn hepsinin” bulunacağõnõ belirterek, “komşu ülke olan İran’õn da davet edileceğini” kaydetti. Washington’õn bu daveti, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn, nükleer programõ nedeniyle Batõ ülkelerinin yaptõrõmlarõna uğrayan İran’a karşõ yeni politikasõnõn ilk adõmõ olarak yorumlanõyor. ‘İran nükleer yarışı tetikler’ Dış Haberler Servisi - Beyaz Saray eski ulusal güvenlik danõşmanõ Brent Scowfort, İran nükleer silah sahibi olursa, Türkiye, Mõsõr ve Suudi Arabistan’õn da aynõ yola gireceklerini iddia etti. İsrail’de yayõmlanan Haaretz gazetesinin haberine göre eski ABD Başkanlarõ Gerald Ford ve George H. W. Bush dönemlerinde ulusal güvenlik danõşmanlõğõ yapan Scowfort, Senato Dõş İlişkiler Komitesi’nde yaptõğõ sunumda, İran’õn nükleer silah elde etmesi durumunda, bölgede en az 6, dünyada ise 20-30 ülkenin bunu örnek alacağõnõ öne sürdü. Scowfort, buna karşõn İran tehdidine karşõ askeri yolun değil, diyaloğun tercih edilmesini savundu. Eski ABD Başkanõ Jimmy Carter’õn ulusal güvenlik danõşmanõ Zbigniew Brzezinski de, İran’õn önünü açacağõ nükleer yayõlmanõn çok büyük tehlike yaratacağõnõ vurgulamakla birlikte, askeri müdahalenin çözüm olmayacağõnõ söyledi. Gorbaçov’dan Putin’e eleştiri Dış Haberler Servisi - 1991 yõlõnda dağõlan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin son Devlet Başkanõ Mihail Gorbaçov AP’ye yaptõğõ açõklamada, Rusya’da şimdi iktidar olan Birleşik Rusya Partisi’nin, kendisinin lideri olduğu eski Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin “en kötü haline benzediğini” söyledi. Rusya Başbakanõ ve eski Devlet Başkanõ Vladimir Putin’in lideri olduğu Birleşik Rusya Partisi’ni, “bürokratlar partisi” olarak nitelendiren Gorbaçov, Rusya’da yargõnõn anayasal, parlamentonun ise bağõmsõz olmadõğõnõ söyledi. 1980’lerde uygulamaya koyduğu “açõklõk” ve “reform” politikalarõnõn, Sovyetler Birliği’nin dağõlmasõyla sonuçlanacağõnõ öngöremediğini tekrarlayan Gorbaçov, bir gün Ukrayna, Kazakistan ve Belarus’un Rusya ile tekrar siyasi birlik sağlayacağõnõ umduğunu dile getirdi. Gorbaçov, Batõ ülkelerinin, “kapitalizmin sosyalizme karşõ zaferini” ilan ederken fazla kibirli davrandõğõnõn son küresel ekonomik krizle görüldüğünü kaydetti. İnşaat şirketlerinin, çalõşanlarõn kimlik bilgilerini yõllardõr sakladõğõ ortaya çõktõ İngiltere’de fişleme skandalõ Dış Haberler Servisi - İngilte- re Enformasyon Komiseri Ric- hard Thomas, aralarõnda Balfour Beatty, Sir Robert McAlpine, La- ing O’Rourke ve Costain’in bu- lunduğu 40’õ aşkõn inşaat şirketi- nin yõllardõr çalõşanlarõnõn sendikal etkinlikleri ve işyerindeki tavõrla- rõ konusunda yasadõşõ olarak bil- giler kaydettiklerini belirtti. Tho- mas, “kara listeye” alõnan birçok çalõşanõn iş başvurularõnõn bu lis- tedeki bilgiler nedeniyle geri çev- rilmiş olabileceğini söyledi. 3213 kişi hakkõndaki bilgileri şirketlere sattõğõ belirlenen özel de- dektif Ian Kerr hakkõnda adli soruşturma başlatõldõ. Elde edilen belgelerde çalõşanlar hakkõnda “eski sendika temsilcisi”, “top- lu grev eylemi”, “komünist”, “tembel, sorun çıkartıcı” ve “çürük yumurta” gibi ifadelerin yer aldõğõ belirtildi. Kerr kendisini “işe alıp almamaya şirketlerin karar verdiğini” söyleyerek savunurken bürosunda bulunan fişleme siste- minde kişisel ilişkilere kadar uzanan bilgilerin yer aldõğõ ve bazõ kişiler hak- kõndaki bilgilerin 30 yõl öncesine ilişkin olduğu bildirildi. Büroda ay- rõca, şirketlerin Kerr’e “fişleme ha- vuzuna” eklemesi için gönderdiği bil- giler ile Kerr’in veritabanõndan bir yõl boyunca faydalanmalarõ karşõlõğõnda şirketlere kestiği 3 bin Sterlin karşõ- lõğõ faturalar bulundu. Parlamentoya bilgi veren bağõmsõz kuruluş Enformasyon Komiserli- ği’nin Başkan Vekili David Smith, olayõn yalnõzca Veri Koruma Yasa- sõ’nõn ihlali anlamõna gelmediğini vurgulayarak kişisel bilgilerin gizli- ce bir veritabanõnda biriktirilmesinin ve bu veritabanõnõn şirketlere pazar- lanmasõnõn ciddi bir suç olduğunu di- le getirdi. Smith, “bilgilerin bazıla- rının sendikal etkinliklerle ilgili, ba- zılarının ise kişilerin yasadışı ola- rak ayrımcılığa uğramasına yol açabilecek nitelikte olduğunu” ifa- de etti. Yetkili, inşaat sektöründeki büyük şirketlerin neredeyse hepsinin olaya karõşmõş olmasõnõn üzücü ol- duğunu sözlerine ekledi. Sendikalar şikâyetçi İngiltere’de 1999 yõlõnda “fişleme” yasadõşõ ilan edildi ancak İşçi Partisi hükümeti şimdiye kadar yasanõn na- sõl uygulanacağõnõ gösteren bir dü- zenleme yapmõş değil. Hükümetten önceki akşam yapõlan açõklamada, “fişlemenin yeniden ortaya çıkıp çıkmadığının incelendiği” kayde- dildi. Enformasyon Komiserliği’nin ic- ra bildirimleri gönderdiği şirketlerin çalõşanlar hakkõnda gizli bilgiler satõn almaya devam etmeleri halinde mah- kemeye sevk edilmeleri bekleniyor. İşçi sendikalarõ uzun süredir inşaat sektörü patronlarõnõ, çalõşanlar hak- kõnda “kara liste” tutmakla suçluyor, ancak şirketler bu iddiayõ reddedi- yordu. Manchester kentinden elektrik işçisi Steve Acheson ise “fişlendiği” için iş bulamadõğõnõ belirterek “Uzun süredir çok kızgınım. Bu sizin ka- rakterinizi ve tavrınızı etkiliyor, apaçık bir adaletsizlik bu. Bir ada- mın, başkalarının işe girmesini en- gelleyerek kazanç elde etmesi iğ- renç” diye konuştu. İnşaat işçileri sendikasõ UCATT Ge- nel Sekreteri Alan Ritchie, olayõ 1970’ler ve 1980’lerdeki “fişleme” fur- yasõna benzeterek “İş başvuruları geri çevrilen UCATT üyeleri bu acı deneyimlerden inşaat sektöründe fişlemenin varolduğunu biliyor. Ama uygulamanın genişliği ve inşaat sek- töründeki ana şirketlerin çoğunun olayın içinde olduğu gerçeği şok edi- ci. İnşaat işçilerinin sadece sendika- lı oldukları için geri çevrilmeleri rezilce” diye konuştu. Sendikalarõ- nõn, ölümlere ve yaralanmalara yol açan iş kazalarõnõn azaltõlmasõ için mücadele ettiğine dikkat çeken Ritchie, “fişle- menin” iş güvenliğine de darbe oldu- ğunu dile getirdi. İşçi Partisi milletvekili John McDonnell ise konuyu parlamento gündemine taşõdõğõnda, hükümetin işverenlerin baskõlarõna teslim oldu- ğunu belirterek “Yeni kanıt gösteri- yor ki hükümet birçok işçinin ha- yatını mahvedebilecek bu ayrımcı- lığı engellemek için hemen hareke- te geçmeli” diye konuştu. ÖZGÜR ULUSOY KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat, Kõbrõs sorununun çözümü için yürütülen kapsamlõ müzakereler çerçevesinde kendi hedeflerinin 2009 sonuna kadar referanduma gitmek olduğunu söyledi. Talat, Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’la sürdürdükleri müzakere süreci hakkõnda bilgi vermek üzere dõş haberler editörleriyle dün İstanbul’da bir araya geldi. Görüşmelerde ilerleme kaydettiklerini ancak hõzdan memnun olmadõğõnõ dile getiren Talat, “Biz ömür boyu, görev yaptığımız süre boyunca Kıbrıs sorununu görüşecek değiliz. Çok uzamış ve artık sıkıntı vermiş olan bu durumu çözmemiz lazım bu yıl içerisinde” diye konuştu. “Bizim asıl hedefimiz 2009 yılı içerisinde çözüme ulaşmaktır” diyen Talat, karşõlarõnda dikkate almalarõ gereken 2 doğal sõnõr bulunduğunu, bunlardan bir tanesininin, yõl sonunda Türkiye’nin AB sürecinde yaşanacak olan değerlendirme noktasõ olduğunu, diğerinin de, 2010 Nisanõ’nda KKTC’deki cumhurbaşkanlõğõ seçimi olduğunu ifade etti. Talat, “Kıbrıs sorununu 2009 yılı sonuna kadar çözmek zorundayız ki yıl sonu referanduma gidebilelim” dedi. Takvimde 2 doğal sınır Bu doğal tarihleri uluslararasõ toplumun da kabul ettiğini belirten Talat, uluslararasõ toplumun Rum kesimi üzerinde bir baskõsõ olup olmadõğõ sorusuna “Bize hak veriyorlar ve hak verdiklerine göre yapmış olmaları veya yapacakları izlenimi ediniyorum. Ama yapıyorlar mı, bilmiyorum” yanõtõnõ verdi. Talat, cumhurbaşkanlõğõ seçimlerinde tekrar aday olup olmayacağõ yönündeki bir soruyu yanõtlarken de “2010’da adaylık koşullara bağlı. Çözüm ümidi varsa herhalde kaçamam ama çözüm ümidi kalmazsa benim misyonum tamamlanmış olur” ifadelerini kullandõ. Mehmet Ali Talat, KKTC’de gelecek ay yapõlacak seçimlerde sağõn iktidar olma olasõlõğõnõn müzakere sürecini nasõl etkileyeceği sorusunu yanõtlarken bu politikanõn bir geceden sabaha oluşmadõğõnõ, Türkiye ile uyum içerisinde yürütüldüğünü vurguladõ ve “kurulacak hükümet bizim yürüttüğümüz politikayı desteklemek zorunda” dedi. Talat, aksi takdirde sonucun kaos olacağõna dikkat çekti. Talat soru üzerine Ulusal Birlik Partisi’nin bugüne kadar yürüttüğü politikanõn kendilerini destekler yönde olmadõğõnõ ifade etti. Amaç baskı yapmak Talat, kötü senaryo olasõlõğõyla ilgili bir soruyu “Öyle bir planımız yok; hedefimiz her iki taraftan da evet çıkmasıdır” diye yanõtladõ. Müzakereler çerçevesinde bugüne kadar iki önemli başlõğõ görüştüklerini, bunlardan “Yönetim ve güç paylaşımı” başlõğõnõn, Kõbrõs sorununun kendisini oluşturduğunu ve bu konuda bir yakõnlaşma sağladõklarõnõ kaydeden Talat, ciddi görüş ayrõlõklarõnõn ise yürütmede çõktõğõnõ söyledi. Rum kesiminin bazen BM parametreleri dõşõnda yöntemler öne sürdüğünü belirten Talat, bunlardan birisinin başkan ve başkan yardõmcõsõnõn genel oyla seçilmesi önerisi olduğunu, oysa bu önerinin siyasi eşitliğe aykõrõ olduğunu ifade etti. Mülkiyetle ilgili olarak, genel çerçevelerle meselenin üzerinde durulduğunu söyleyen Talat, müzakere sürecinin en sancõlõ konularõnõn mülkiyet ve toprak/harita başlõklarõnda olacağõna dikkat çekti. Kendi hedeflerinin ilk tur görüşmeleri nisan soruna kadar bitirmek olduğunu, ancak Rum tarafõ bir takvimi kabul etmediği için sürecin sarktõğõnõ kaydeden KKTC Cumhurbaşkanõ, Rum tarafõnõn süreci niçin ağõrdan aldõğõ sorusu üzerine, amacõn Türk tarafõ üzerinde daha fazla baskõ oluşturmak olabileceğini söyledi. İngiltere’de çevreci bir kadın protestocu, Ticaret Bakanı Lord Mandelson’ın suratına yeşil krema boca etti. Londra’da “karbon yakıtı tüketiminin azaltılması” konulu konferansa katılmak üzere Jaguar marka aracından inen bakanın yanına yaklaşan Leila Deen, elindeki kremayla Mandelson’ı yeşile boyadı. Peygamber çiçeği macunu ve yeşil gıda boyasından oluşan kremanın suratını kaplaması nedeniyle paniğe kapılan bakan yakındaki binanın içine kaçarken protestocu Deen bir görevli tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı. (Fotoğraf: AP) Dış Haberler Servisi - Geçen ay topraklarõndaki ABD üssünü kapatma kararõ alan Kõrgõzistan parlamentosu, Afganistan’da Taliban’a karşõ savaşan koalisyon kuvvetlerinde yer alan diğer ülkelerle ilgili anlaşmalarõ da iptal etti. Parlamento, Avustralya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve bazõ Avrupa ülkelerinin “Manas” hava üssünü kullanmasõna imkân veren 11 anlaşmayõ 1’e karşõ 80 oyla iptal etme kararõ aldõ. Kõrgõzistan Devlet Başkanõ Kurmanbek Bakiyev, Rusya’dan 2 milyar dolar yardõm ve kredi aldõktan sonra Manas üssünü kapatma kararõnõ açõklamõş, parlamento da başkent Bişkek’e 35 km. uzaklõktaki, Afganistan’daki birlikler için başlõca ikmal yolu olan üssü kapatma kararõnõ onaylamõştõ. Daha sonra hükümet, ABD’nin Bişkek Büyükelçiliği’ne iletilen nota ile Amerikan kuvvetlerinin üssü terk etmesi için 6 ay süre verildiğini bildirmişti. Manas üssünde yaklaşõk bin Amerikan askeri personeli ile az sayõda Fransõz ve İspanyol personel bulunuyordu. Filipinli bir kadına teca- vüzle suçlanan ABD as- keri Daniel Smith’in tu- tuklanmasını ve ülkeye iade edilmesini isteyen Filipinler’deki bir kadın hakları örgütüne üye yaklaşık 80 ka- dın, dün başkent Manila’da düzenledikleri gösteride polisle çatıştı. ABD Büyükelçisi Kristie Kenney’i Yüksek Mahkeme’nin Smith’i yargılama kararını görmezden gelmekle suçlayan göstericiler, ABD ile Filipinler hükümeti arasında imzalanan askeri anlaşmaya da karşı çıkarak ortak operasyon planını protesto etti. Öte yandan bir gerilla liderinin kızının öldürülmesiyle, 40 yılı aşkın süredir solcu gerillalarla hükümet arasında çatışmalara sahne olan ülkede barış görüşmelerinin tehlikeye düşebileceği belirtildi. (Fotoğraf: AP) BD’yle askeri anlaşmaya tepkiAAAAA BÜTÜN ÜS ANLAŞMALARI İPTAL EDİLDİ SUÇU ARABA KULLANMAK Dış Haberler Servisi - Suudi Arabistan’da bir kadõn araba kullanarak yasalarõ çiğnediği gerekçesiyle tutuklandõ. Arabnews’un haberine göre, Mekke’de geçen çarşamba günü meydana gelen olayda, kadõn sürücünün polis aracõnõn yanõna doğru geldiğini görmesi üzerine panikleyerek kaçmaya çalõştõğõ ve bu sõrada başka bir araca hafifçe çarptõğõ belirtildi. Polisin, kimliği açõklanmayan ancak 20’li yaşlarõnda olduğu ifade edilen kadõn sürücüyü tutukladõğõ kaydedildi. Suudi Arabistan’da bazõ kõrsal bölgeler dõşõnda kadõnlarõn araba kullanmasõ yasak. Bugüne kadar araba kullandõklarõ gerekçesiyle kaç kadõn hakkõnda yasal işlem yapõldõğõna yönelik resmi bir veri yok. Son dönemde ülkede kadõn haklarõ örgütleri, kadõnlarõn araba kullanmalarõna izin verilmesi yönünde yoğun bir kampanya yürütüyorlar. Ülkede “Araba kullanma özgürlüğünü” kazanma çabalarõ çerçevesinde geçen yõl, altõnda 125 kadõnõn imzasõnõn yer aldõğõ bir dilekçe Suudi İçişleri Bakanlõğõ’na gönderilmişti. BM, Sudan’õn peşinde Dış Haberler Servisi - Sudan’õn, Uluslararasõ Ceza Mahkemesi’nin (UCM), Devlet Başkanõ Ömer el Be- şir hakkõnda tutuklama kararõ çõkart- masõndan sonra 10’dan fazla yardõm kuruluşunu sõnõr dõşõ etmesi yö- nündeki kararõ Birleşmiş Milletler’i (BM) harekete geçirdi. BM İnsan Haklarõ Komisyonu, bu adõmõn te- mel insan haklarõna bir ihlal ve muhtemel bir savaş suçu oluşturup oluşturmadõğõnõn araştõrõlacağõnõ duyurdu. BM yardõm koordinasyon bürosu sözcüsü Elizabeth Byrs, “Sivil toplum örgütleri ülkeyi terk ederse, 1.1 milyon kişi gıda bulamaz, 1.5 milyon kişi ilaç ve tedaviden yoksun kalır, 1 mil- yondan fazla insan da içmeye su bulamaz hale gelir” dedi. UCM’nin tutuklama emrinin ar- dõndan, Hartum 13 sivil toplum örgü- tünün ülkeyi terk etmesini istemişti. İran Meclis Başkanõ Ali Laricani dün Sudan’a giderek El Beşir’e des- tek verdi. Laricani, Hartum’da yaptõ- ğõ ilk açõklamada UCM’nin tutuklama kararõnõn “hakaret” olduğunu söyle- di. Hartum’da dün yine El Beşir yan- lõsõ gösteriler düzenlendi. Arap Par- lamenterler Birliği de, BM Güvenlik Konseyi’ne UCM’nin kararõ askõ- ya almasõ çağrõsõ yaptõ. AA’ya konuşan TBMM Baş- kanõ Köksal Toptan, tutukla- ma kararõnõn hukuki boyutunun tartõşmalõ olduğunu söyledi. “Ka- rarın gerekçesini tam okuya- bilmiş” değiliz diyen Toptan şu ifadeleri kullandõ: “Neye daya- nıyor bu karar? Ne derseniz de- yin, sevin veya sevmeyin so- nuçta halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı hakkında tutuklama kararı çıkartıyor- sunuz. Bu nedenle gerekçenin tatmin edici olması lazım.” El Beşir, Washington’daki Sudan Bü- yükelçiliği önünde protesto edildi. (AP) KKTC CUMHURBAŞKANI: Çözüm ümidi kalmazsa misyonum sona erer YEŞİL KREMALI TİCARET BAKANI “Ömür boyu, görev yaptõğõmõz süre boyunca Kõbrõs sorununu görüşecek değiliz” diyen Talat, Rum tarafõnõn süreci ağõrdan almasõna karşõn hedeflerinin 2009 sonunda çözüm olduğunu ifade etti. Talat, yeniden cumhurbaşkanlõğõ adaylõğõnõn çözüm ümidine bağlõ olduğunu söyledi. M. Ali Talat.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle