19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2009 CUMA 6 HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Bursa Kitap Fuarı’ndan... 7. Bursa Kitap Fuarı başladı. Fuar, 28 Şubat’ta, TÜYAP Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde, sade ama anlam- lı bir açılışla, halka açıldı. Bursa Valisi, belediyeciler ve üniversite men- supları başta olmak üzere, aydınlar ve gençler oradaydı. TÜYAP Kitap Fuarı Koordinatörü Deniz Ka- vukçuoğlu, açılışta, ekonomik krizin en çok et- kilediği kentlerden biri olan Bursa’da kitap fua- rı düzenlemenin kültürel anlamda çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi. “Biz bunlara karşın ki- tap fuarını açtık ve beklenenden fazla insan fua- ra ilgi gösterecektir. Bu kültürel anlamda büyük bir başarıdır” dedi. TÜYAP Kitap Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan da, kriz ve kültür ilişkisine deği- nip kriz dönemlerinde en çok kültürel ürünlerin etkilendiğini belirtirken şöyle dedi: “Kültüre ara verilmez. Verilirse kültüre ödenen bedelleri geri alamazsınız. Kitap fuarlarının önemi burada or- taya çıkıyor. Fuarlar insanları kitaplara yaklaştırır. Bir yıllık arayı kapatmak için büyük fırsatlar yaratır. Bu yüzden, ben kitap fuarlarına katılımı çok önemsiyorum.” Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Dü- züner ve Bursa Valisi Sayın Şahabettin Harput, konuşmalarında önemli gerçeklere değindiler. 7. Bursa Kitap Fuarı, gerçekten olağanüstü ko- şullarda başladı ve sürüyor. Az değildir: Fuar, yak- laşık 200 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun ka- tılımıyla düzenlenmiştir, programında, 90 kültür ve edebiyat etkinliği var; ve 350 yazar, sanatçı, düşünür ve bilim insanı, gazeteci ve politikacı bu programı hayata geçirecektir. Ve günlerdir geçiriyorlar da... Gerçekte “kapitalizmin bunalımı”ndan başka bir şey olmayan kriz, Bursa söz konusu olduğunda gittikçe açığa çıkıyor. Gazeteler, sayfalar dolu- su ilan ediyor: “Kriz en çok Bursa’yı vurdu!” Otomotiv sanayisinin başkenti Bursa’da bu- nalım derinleşiyor: Yüzlerce firma kapısına kilit vururken kentte, yaklaşık 65 bin kişi işini kay- betmiş. Yani? Yani, en büyük darbe emekçilere! Bursa’nın tarihine de geçecektir bu dram. Aca- ba “liberaller” denen uyurgezerler ne diyorlar olan bitene? Öte yandan, 29 Mart seçimleri, Bursa başta bütün yurdu sarmış olan felaketlere karşı çık- mada, yeni bir belediye anlayışını da gündeme getirmiştir: Çağdaş belediyecilik, artık “sosyal de- mokrat belediyecilik”tir. CHP’nin “Yeni Seçim Bildirgesi”ni gecikmeden okuyalım ve halka götürelim. Bursa’da büyükşehir belediye başkanlığına adaylığını koyan Sena Kaleli ile, Nilüfer Beledi- yesi’nin -unutulmaz- başkanı Mustafa Boz- bey’e yürekten şanslar diliyorum. Ve okurlara yeniden bir kitap listesi! - Başta, Vural Savaş’tan yeni ve pek önemli bir kitap: Yüce Divan Dosyası (Bilgi Yay.). Arka kapağında da şu bilgiler: “Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ve bazı bakanlar hakkında ilerde Yü- ce Divan’a açılacağına inandığımız bir davaya da- yanak oluşturabilecek bilgi, belge ve deliller...” Haydi hayırlısı!.. - Nedim Gürsel’in Hatırla Barbara’sı (Yay. Do- ğan Kitap), yazarımızın neredeyse kırk yıla yak- laşan Fransa serüveninin bir dökümü. (Yazarın Allah’ın Kızları, Ağır Ceza’ya götürülüyormuş. Aman, rezil oluruz dünyada!) - Metin Aydoğan, Türkiye Nereye Gidiyor? (Umay Yay.), 9. baskı. - Aykut Küçükkaya, Yüzyılın Yolsuzluk Oyu- nu, Cumhuriyet Kitapları, İst. 2009. - Yüksel Mert / Cengiz Açıkgöz, Büyük Türk Milleti, Kitap Yayıncılık, İst. 2009. - Kırmızı Yayınlar’dan şu eserler: Joseph Heller, Sanatçının Yaşlı Bir Adam Olarak Port- resi (Çev. Ülker İnce); Bernard Pivot, Şarabın Aşk Sözlüğü (Çev. B. Gülmez); Kemal Burkay, Hadi Gülümse; Erdoğan Aydın, Öteki Tarih; Mu- rat Katoğlu, Şematizmden Yaratıcılığa, İst. 2009. - Son olarak, bir şiir kitabı daha: Hüsam Kurt, Belki Dönersin Aşk da Döner, Kora Yayın, İst. 2009. KİLİTLİYOR Bürokraside Erdoğan keyfiliği Erdoğan’õn Gelirler İdaresi Başkanõ Ulu- soy’da gösterdiği “has- sasiyeti” diğer bazõ bü- rokratlarda gösterme- mesi dikkat çekiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yasadõşõ dinle- meye dayanarak Gelirler İdaresi Başkanõ Mehmet Akif Ulusoy’u görevden alan Başbakan Tayyip Er- doğan, buna karşõn hakla- rõnda ciddi şaibeler bulunan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanõ Zahid Akman, Özelleştir- me İdaresi Başkanõ Metin Kilci, önceden Maliye Ba- kanlõğõ Teftiş Kurulu Baş- kanõ olan Cumhurbaşkanlõ- ğõ Devlet Denetleme Kuru- lu (DDK) Başkanõ Cemal Boyalı ve Mali Suçlarõ Araştõrma Kurulu (MA- SAK) Başkanõ Gençosman Yaraşlı gibi bürokratlar hakkõnda işlem yapmadõ. Erdoğan, Doğan Yayõn Holding’e verilen 826 mil- yon liralõk vergi cezasõyla il- gili önceki gün bir radyoya “Biliyorsunuz teknik ta- kibe takılmalar vesaire birtakım gazetelerde, in- ternet sitelerinde yayım- landı” diyerek Doğan Gru- bu yöneticisi Soner Gedik ile Ulusoy’un yaptõklarõ te- lefon görüşmesinin resmi olarak dinlendiğini açõkladõ. Başbakan Erdoğan’õn üst düzey ekonomi yönetimiy- le ilgili keyfi uygulamalarõ şöyle: Almanya’da savcõlõk ve mahkeme tarafõndan Deniz Feneri davasõnõn Türkiye ayağõ olarak gösterilmesine karşõn, görevden alõnmasõ için Başbakan’õn izin ver- mesi gereken Zahit Akman görevini sürdürüyor. Kilci, Tüpraş’õn yüzde 14.76’sõnõn özelleştirilme- sinden 6 ay önce, her ikisi de hükümete yakõnlõklarõyla bilinen Global Menkul De- ğerler’in sahibi Mehmet Kutman aracõlõğõyla İsrail- li Sami Ofer ailesine başka bir aracõ kuruma haber ver- meden ve borsa değerinin yüzde 8 altõndaki bir fiyat- la satõşõna izin verdi. Anakent belediyesinin de- netimlerinde, Sayõştay, EGO ve ASKİ’nin ortağõ olduğu BUGSAŞ’ta üstlendiği gö- rev nedeniyle Maliye Teftiş Kurulu Başkanõ olduğu dö- nemde “yasaya aykırı” bi- çimde 18 bin TL ödeme yapõldõğõ belirlemesini yap- mõştõ. Danõştay kararõna göre müfettişlerin düzenlediği siciller taraflarca öğrenilebilecek Teftişyönetmeliğinedurdurma ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Danõştay İdari Dava Daireleri Kuru- lu, yargõda tartõşmalara ne- den olan Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu Yönetmeli- ği’nin bazõ hükümlerinin yürütmesini durdurdu. Bu- na göre, adalet müfettişle- ri hâkimlerin Yargõtay ve Danõştay üyesi olup ola- mayacaklarõna ilişkin görüş açõklayamayacak. Müfet- tişlerin düzenlediği siciller taraflarõnca öğrenilebile- cek. YARSAV, 24 Ocak 2007 tarihli yönetmeliğin bazõ maddelerinin iptali ve yü- rütmesinin durdurulmasõ is- temiyle Danõştay’da dava açmõştõ. Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danõş- tay 2 ve 5. daireleri müşte- rek heyeti, yönetmeliğin 5. maddesinin “Müfettişlere bakan, başkan ve işbölü- mü çizelgesine göre yet- kilendirildikleri alanlarda başkan yardımcıları dı- şında hiçbir yerden emir verilemez” şeklindeki 2. fõkrasõ, “Görev sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar” başlõklõ 24. mad- desinin 3. fõkrasõnda yer alan “Kanunlarda açıkça düzenlenen konular tak- dir hakkı kapsamında de- ğerlendirilmez” tümcesi ve 90. maddesinin 3. fõkra- sõndaki “...gerek görüldü- ğünde mesaisinden Yar- gıtay ve Danıştay üyelik- lerinde yararlanılıp ya- rarlanılamayacağı...” iba- relerinin yürütmesini dur- durmuş, diğer hükümlerin yürütmesinin durdurulmasõ istemini ise reddetmişti. Müşterek heyetin kararõna davalõ Adalet Bakanlõğõ ve davacõ YARSAV’õn itiraz etmesi üzerine dosya Da- nõştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na geldi. Hal kâğıtları Müşterek heyetin yürüt- mesini durdurduğu hü- kümlerle ilgili itirazõ red- deden kurul, bunun yanõ sõra yönetmeliğin bazõ hü- kümlerinin daha yürütme- sini durdurdu. Yönetme- likle, müfettişlerce hâkim ve savcõlar için düzenle- nen hal kâğõtlarõ Bilgi Edin- me Kanunu kapsamõ dõşõna çõkarõlmõştõ. Kurul, buna ilişkin hükmü durdurdu. Böylece, hâkim ve savcõlar, adalet müfettişlerince hak- larõnda düzenlenen sicil bil- gilerini öğrenebilecekler. Bölge idare mahkemesi hâ- kimleri hakkõnda müfettiş- lerce hal kâğõdõ düzenlen- mesi de durduruldu. Yönetmelikle müfettişle- re uyarõcõlõk ve öğreticilik fonksiyonu yüklenmişti. Ancak kurul bunun yargõya tavsiye ve telkin olabilece- ği gerekçesiyle düzenle- menin yürürlüğünü dur- durdu. Müfettişler, hâkim ve savcõlar hakkõnda Yar- gõtay ve Danõştay üyesi olup olamayacağõna ilişkin görüş yazabiliyorlardõ. Da- nõştay bunu da yargõ ba- ğõmsõzlõğõna aykõrõ bularak durdurdu. Bundan böyle müfettişler, hâkimlerin yük- sek yargõçlõğõ için görüş açõklayamayacaklar. Anayasaya göre, hâkim ve savcõlarõn idari görevler yönünden Adalet Bakanlõ- ğõ’na bağlõ olduğu belirtil- diği, gerektiğinde incele- me ve soruşturmanõn Ada- let Bakanlõğõ’nõn izniyle adalet müfettişlerince ya- põlmasõ esasõnõn benimsen- diği ifade edilen gerekçede, böylece adalet müfettişle- rinin Adalet Bakanlõğõ’na bağlõ olarak Adalet Bakan- lõğõ Teftiş Kurulu içerisin- de görev yapmasõnõn ön- görüldüğü anõmsatõldõ. Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin bazõ hükümlerinin yürütmesi durduruldu. Buna göre, adalet müfettişleri hâkimlerin Yargõtay ve Danõştay üyesi olup olamayacaklarõna ilişkin görüş açõklayamayacak. ALEVİLER ‘Eşit hak istiyoruz’ Alevi örgütleri, cemevleri- nin elektrik giderlerinin Diya- net İşleri Başkanlõğõ’nõn karşõ- lamasõ gerektiğini belirttiler. SİBEL BAHÇETEPE Alevi örgütleri, toplumun ibadetine açõlmõş ve ücretsiz girilen ibadetha- nelerin aydõnlatma giderlerinin Diya- net İşleri Başkanlõğõ bütçesinden alõn- masõnõn yasayla belirtildiğini anõm- satarak “Cemevleri yasal statüye kavuşturulmalı, elektrik giderleri de Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan kar- şılanmalıdır” dediler. Alevi Vakõflarõ Federasyonu (AVF) öncülüğünde bir araya gelen ve ara- larõnda Cem Vakfõ, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Bektaşi Federas- yonu üyeleriyle çok sayõda cemevi yö- netim kurulu üyelerinin bulunduğu topluluk bir toplantõ düzenledi. Soru- larõmõzõ yanõtlayan AVF Genel Baş- kanõ Doğan Bermek Alevilerin kim- seden sadaka istemediğini, vurgula- yarak “Elektrik Piyasası Kanunu, ‘toplumun ibadet ettiği yerlerden elek- trik bedeli alõnmayacağõnõ’ söylüyor. Yasalara dayanarak Alevi İslam inancının ibadethanesi olan cemev- lerinin de benzer şekilde aydınlatma gideri ödememesi gerektiğini ısrar- la savunuyoruz. Bizim kimseden bir ayrıcalık beklentimiz yok. Biz, eşit haklarımızı istiyoruz” dedi. AVF Genel Sekreteri ve HAK-EV Genel Müdürü Muhittin Çalağan, “Cemevleri bir an önce ibadethane sayılmalı ve masrafları tıpkı cami- lerde olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden karşılan- malıdır” açõklamasõnõ yaptõ. Afyonkarahisar’da partililere hitap eden Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a yüklenirken dokunulmazlıkların kaldırılmasını istedi. Bahçeli, Afyonkarahisar’da Erdoğan’õ sert şekilde eleştirdi ‘İktidar yetkisini kullanamadı’ AKPyandaşõnõnballõişi AKP’li Etimesgut Belediyesi’den, Eryaman Spor Kom- pleksi içinde bir kafeteryanın işletmesini alan AKP Eti- mesgut Seçim Koordinasyan Merkezi çalışanı Ömer Asım Öteğen’in, sözleşmede bulunmamasına karşın bu- radaki ücretsiz olarak halkın kullanımına açık olan halı saha ve tenis kortunu parayla işlettiği ortaya çıktı. Buna karşın belediyenin halı saha ve tenis kortunun elektrik gi- derlerini karşılamasının yanında bir de burada temizlik personeli çalıştırması soru işaretleri yarattı. Etimesgut Belediyesi’den ise konuyla ilgili “çelişkili açıklamalar” yapıldı. Belediyenin bir yetkilisi halı saha ve tenis kortun- dan alınan 35 ve 7.5 TL’nin diğer yerlere göre “makul” olduğunu belirtti. (Fotoğraf: ALİ CAN ULUDAĞ) AFYONKARAHİSAR (Cum- huriyet) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, AKP iktidarõ ve Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’a yönelik ağõr eleştirilerde bulundu. Bahçeli, “Hükümet, hiç- bir siyasi partiye nasip olmayan sayısal çoğunlukla iktidar ol- masına rağmen iktidar yetkisi- ni doğru dürüst kullanamamış ve Türkiye’yi 6 yıl sonra kuşa- tılan, kriz içinde yaşayan bir ülke haline getirmiştir” dedi. Partisinin Afyonkarahisar’da düzenlenen mitinginde konuşan Bahçeli, hükümetin seçim döne- minde devletin tüm imkânlarõnõ kullandõğõnõ belirtti. Bahçeli, “Başbakan, ‘Elinizde bilgi var- sa yargõya verin’ diyor. Bay- kal’ın kırmızı dosyasının ren- giyle uğraşacağına içine bak. Ne var o dosyada? Başbakan, baş- bakan olduktan sonra savcı- lıktan Adalet Bakanlığı yoluy- la kendi imzasıyla TBMM’ye iki dosya göndermiştir. Kendi- si ve milletvekillerinin katılı- mıyla ilgili birinci dosya, num- arası 3/127. Suç içeriği görevi ihmal. Birinci Recep Tayyip Erdoğan dosyasıdır. İkinci dos- ya numarası 3/132. Suç içeriği zimmet, evrakta sahtecilik, cü- rüm işlemek. Bu dosyalar Mec- lis’te bulunuyor” diye konuştu. TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ Yerel seçimler öncesi Güneydoğu’daki si- yasi hareketlilik artarken terör örgütlerinin sü- rece müdahalesi de yoğunlaşıyor. PKK’nin gençlik kanadı sandık görevlilerini örgütler- ken Kandil Dağı’ndan güvenlik birimlerinin Ku- zey Irak’taki operasyonları gerekçe gösteri- lerek provokatif çağrılar yapılıyor! Tüm bu ge- lişmeler içinde özellikle Diyarbakır, cemaa- tinden dinci örgütüne, memurundan bürok- ratına kadar her kesimin kıran kırana bir mü- cadelesine sahne oluyor! 29 Mart yerel seçimlerinde 4 önemli merkez tüm ülkenin dik- katlerini üzerinde topluyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’de CHP ile AKP arasında mücadele yaşanırken Di- yarbakır bölge merkezli siyasal ge- rekçeleri nedeniyle iyice öne çıkı- yor. DTP ile AKP arasındaki seçim yarışında gerginlik bazen öfkeye dönüşüyor. Sık sık AKP ve DTP’nin seçim bürolarına yönelik taşlı sal- dırılar gerçekleşiyor. Gerginlik bu tacizlerle sınırlı kal- mıyor. Kimi iddialar seçimin demokratik sü- recini baltalayacak endişeler yaratıyor. Ör- neğin PKK yanlısı haber ajansları, AKP’lile- rin DTP adaylarının telefonlarını dinlettiğini, sahte pusulalar basılacağını, DTP’li sandık gö- revlilerinin tahrik edilerek saf dışı bırakılaca- ğı yolunda kışkırtıcı yayınlar yapıyor. Bölgedeki güvenlik yetkilileri gerginliğin özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart’taki nevruz etkinlikleri sırasında şidde- te dönüşmemesi için çareler düşünüyor. Çünkü PKK bu iki özel günle ilgili sürekli aji- tasyon yaparak kitleleri harekete geçirmeye çalışıyor. Diyarbakır’daki seçimler için salt yerel si- yasetçiler değil iki partinin üst düzey yetki- lileri ile milletvekilleri de büyük çaba harcıyor. Ancak AKP salt parti ve iktidar gücüyle ye- tinmiyor. İktidar partisi Diyarbakır’da en bü- yük desteğini 2002 yılından beri kentte ör- gütlenmeye başlayan ve sayıları gittikçe artan dinci ve Fethullahçı dernekler ile kamu kurumlarında kadrolaşan müritlerden alıyor. Seçmene para yardımı Cumhuriyet’in Diyarbakır Tem- silcisi Mahmut Oral, devlet ola- naklarının AKP’nin hedefleri uğru- na kullanıldığı yolunda gözle görü- lür olaylar yaşandığına, bunun se- çimin tarafsızlığına gölge düşür- düğüne dikkat çekiyor. DTP’liler de en çok Diyarbakır Valiliği’nin se- çim sürecine müdahalesinden yakınıyor. Onlara göre “Diyarbakır Valiliği, AKP il örgü- tü gibi çalışıyor!..” Çünkü valilik yaptığı pro- jelerle özellikle de yoksul kesimden AKP’ye taban oluşturmayı hedefliyor. Bu çerçevede geçtiğimiz aylarda “aile inceleme formu” adı altında anket yaptıran valilik, yoksul in- sanları tespit etmiş. Daha sonra ankete ka- tılanların isteklerine göre yardımlar yapıl- maya başlanmış. Bu çerçevede 25-30 bin ai- leye 6 ay boyunca 200 TL ve daha sonra da iki ay da 100’er TL para yardımı yapılacağı be- lirtilmiş. Valilik para yardımının yanı sıra “Evimi Güzelleştiriyorum” projesiyle gecekondular- da yaşayanlara kum, çimento, boya, kapı ve pencere de dağıtıyor! Yardımların seçimler- den üç ay önce başlaması ve üç-dört ay son- ra bitecek olması DTP- AKP arasındaki tar- tışmaları alevlendiriyor. Ancak devlet olanaklarının pervasızca kul- lanılmasına karşın iktidar partisi bölge halkı- nın sempatisini çekemiyor... Başbakan’ın Diyarbakır’da geçen hafta yaptığı ve 15 bin kişinin katıldığı ileri sürülen mitinge çevre il- lerden insan taşınmış olması da buna kanıt olarak gösteriliyor. DTP adayı Osman Baydemir’i ise çok sa- yıda sivil toplum örgütünden oluşan De- mokrasi Platformu ve bölgedeki dernekler destekliyor. SHP ve EMEP’in yanı sıra Di- yarbakır’dan aday göstermeyen bazı sol partiler de DTP’ye güç veriyor. Örgütler müdahale ediyor!.. Geçtiğimiz yerel seçimlere girmeyen HAK- PAR ise her zamanki gibi DTP’den uzak du- ruyor. Hasan Dağtekin adlı bir avukatı bü- yükşehir belediye başkan adayı gösteren HAK-PAR’ın federasyon özlemindeki bir parti olduğunu ve bölgede pek destekçisi ol- madığını vurgulamak gerekiyor. Diyarbakır’da DTP ile AKP arasında geçe- ceği kesin gibi görünen seçimlerde, radikal dinci Hizbullah örgütü ise özellikle Sur ilçe- sindeki seçimlerde belirleyici olmaya çalışı- yor. Erdoğan’ın Davos’taki Hamas çıkışı, uzun bir süredir AKP’ye mesafeli duran ör- güt sempatizanlarının ilgisini çekiyor. Örgü- tün yönlendirmesiyle sempatizanların AKP’ye oy vermeleri durumunda, iktidarın Diyarba- kır’daki seçimlerde yalnızca Sur belediyesi- ni kazanma ihtimali olduğuna dikkat çekiliyor. Hizbullah’ın girişimleri PKK’ye oranla çok daha lokal kalıyor. Oysa PKK, bu seçimleri siyasallaşma ça- balarında bir varlık gerekçesi olarak kullanıyor. Bu yüzden PKK’nin 29 Mart sürecine müdahalesi de gide- rek artıyor. Örneğin örgütün genç- lik yapılanmasını oluşturan “Koma- len Civan” 27 Şubat’ta yaptığı du- yuruda, Kürt gençlerini sandık baş- larında görev almaya çağırdı. Öcalan jargonu!.. PKK’nin diğer birimlerinden Koma Civanen Kürdistan da (KCK) 24 Şubat’ta seçimleri he- def alan “Halkımız seçimlere hazırlanmalı” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Kürt kökenli yurttaşların kendilerini 8 Mart, nevruz ve 29 Mart yerel seçimlerine hazırlaması ve herkesten tüm tartışmaları bırakarak seçimi kazanmak için aktif görev alması istendi. İl- ginç olan KCK’nin bu açıklamayı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’nin kalbi konumundaki Zap kampına yönelik operasyonunun yıldö- nümünde yapmış olmasıydı. Örgüt, 29 Mart seçimlerinin Zap’ta öldürülen 9 teröristin vasiyeti olduğu şeklinde kışkırtıcı bir söylem kullandı! DTP’nin başkan adayları ise PKK ve Öca- lan’ın kullandığı jargonu propaganda mal- zemesi yapmaktan kaçınmıyor. Örneğin DTP’nin Silvan belediye başkan adayı Fadıl Erdede, 2 Mart mahalle muhtarları ve sivil toplum temsilcileriyle yaptığı bir toplantıda, açıkça Öcalan’ın sık sık dillendir- diği “Demokratik Konfederalizm” sözüne vurgu yaparak, “Önümüz- deki beş yıl zarfında Silvan’ı De- mokratik Konfederalizm ile hep birlikte yöneteceğiz” dedi! PKK’nin üst düzey yöneticile- rinden Mustafa Karasu ise dün ANF’ye yaptığı bir açıklamada, 8 Mart ve 21 Mart etkinliklerinin çok kapsamlı geçmesini isteyerek bu- radaki çabaların 29 Mart’ta AKP’yi yenilgiye uğratacağını öne sürdü. Hiç kuşkusuz üç büyük kente rağmen Di- yarbakır 29 Mart seçimlerinin odak noktası olacak. PKK’nin siyasallaşma çabasında seçimleri varlık savaşına dönüştürmesi, Baş- bakan’ın “Diyarbakır’ı istiyorum” çığlığı yü- zünden propaganda dönemi gergin geçiyor. Fransız araştırma şirketi IPSOS’un bir tele- vizyon kanalı için yaptığı ankette DTP’nin oy- larının yüzde 50.5, AKP’nin ise yüzde 39.3 çık- ması seçimin kıran kırana geçeceğini kanıt- lıyor. Şu günlerde ibrenin DTP’yi gösterdiği- ni de vurgulamak gerekiyor. [email protected] - www.mehmetfarac.com Sandıktaki Varlık Savaşı!.. Osman Baydemir. Mustafa Karasu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle