22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Kargaların kahvaltı ettiği saatte, “bütün dün- yanın büyük lider” olarak kabul ettiği bu Başba- kan’ın yönettiği bu ülkede… polisler; Mustafa Balbay’ı Ergenekon savcılığında ifadesine baş- vurulacağını söyleyerek… evinden aldılar. Ankara Emniyeti’ne, oradan da Ergenekon sav- cılarına, İstanbul’a götürdüler. İfadesine başvurulacak bir insana uygulanan yöntemi insanlığa sindirmenin olanağı yok! İfadesi alınacak bir insan sabahın ilk saatlerin- de kapısına dayanan polisler marifetiyle evinden alınacağı yerde, daha uygar, insanlığa daha yaraşır biçimde telefonla savcılığa çağrılamaz mıydı? Toplumda saygın bir yeri olan, yeri yurdu bel- li bir yazarı, gazeteciyi -söylendiği gibi Ergene- kon davası kapsamındaki kimi konularda ifade- si alınmak için ise- polislerin derdest ederek İs- tanbul’a götürmelerine gerek var mı? Gözaltı değilmiş… İfadesine başvurulacakmış. Pekâlâ ama Graham Bell’in icat ettiğinden be- ri kullanılan bir gereç… Bir telefon… Bir zahmet bir telefon… Balbay’ın savcılığın istediği yerde hazır olmasını sağlardı. Yok hayır! Kargaların kahvaltı ettiği saatte Bal- bay’ı polisler bir cinayet sanığı gibi, aranan biri gibi… evinden; eşinin, çocuklarının korku dolu bakışları arasında alacaklar… Neden “zorla getirme” yöntemiyle? Neden ya- nında polis? İstanbul’a götürdüler! Ergenekon “şüphelisi” olarak 2. iddianameyi bekleyen Balbay’ın kafasında binlerce soru, kaygı, kuşku oluşmamasına olanak var mı? Bu ilkel yöntem sadece Balbay’a değil, ailesine, çevresine, hepimize bir çeşit işkence. Bu duygularla çarpan yüreğin sesini duyuyor musunuz? Başbakan efendi de aynı saatlerde ekranlar- da hâlâ “temiz eller” operasyonundan söz edi- yor. Savcıların arkasında durduğunu söylüyor. Ergenekon ile ilgili bedel ödemeye hazırmış. Pa- lavra! Daha bugünden ilerideki olası suçlamala- rı karşılamak için gerekli dosyaları hazırlıyordur. Üstelik içte dışta tehdit aldığını iddia ediyor. Ha- yal dünyası geniş. Tehdit edenler sadece “Er- genekoncular” değilmiş… Ülke dışından mafya çeteleri tabiatında olan tehditler alıyormuş. Eyvah ki eyvah! Bu ağız RTE’nin Ergenekon da- vasına uluslararası bir kimlik vermeye hazırlan- dığına bir işaret mi acaba? Öyle ya; “bütün dünya büyük lider olarak” ka- bul ediyorsa RTE’yi, Ergenekon davasını içeriye hapsetmemeli; dışarıya, başka ülkelere bulaştı- rarak uluslararası bir soruna dönüştürmeli! “Büyük dünya lideri” RTE’ye yakışan da budur! Laik rejimden, insan haklarından, doğru ha- bercilikten söz eden, yazan, yorumlayan sözüm ona laik sermaye medyasında son duruma bir göz atalım. O medya ki; Hollanda’daki uçak kazasını ha- vaalanı kulesinin hatasına ya da türbülansa ama hatayı Hollanda’ya yükleyen yayınlar yap- tı günlerce… Kara kutu, kazayı zaten birkaç kez arıza yapan “uçağın radar altimetresinin hatasına” bağladı. Medya haberlerinin baştan sona kafadan salla- ma olduğu ortaya çıktı. Tunceli Valisi’nin devlet imkânlarını AKP için kullandığı belgelendi. Medya haberleri, Yüksek Seçim Kurulu’nun Vali’nin görevden alınmasını isteyebileceğini ya da yasal yetkisini kullanarak Tunceli’de yerel seçimleri iptal edeceğini açık- ladı. YSK, Vali’yi İçişleri Bakanı’na şikâyet etmek- le yetinen bir karar aldı. Medyanın sağlıklı haber verdiği iddiası bir kez daha suya düştü. Geçenlerde terör örgütünün Güneydoğu’da 2.5 aydır eylemler yapamadığını bir gazetemiz; TRT’nin 6. kanalının adı şeş mi beş mi, keleş mi ne halt ise, “Kürtçe yayınlara başlamasına” bağ- layarak eşi görülmemiş bir yalakalığa imza attı. Cumhuriyet dört sayfa beyaz çıkarak rejimsel, ulusal bir görev yaptı. Oysa iktidar baskısının somut örneği ile kar- şılaşan Doğan Medya Grubu’nun bilmem kaç ga- zete, TV ve dergisinin bu görevi Cumhuriyet’ten önce üstlenmeleri... RTE kaynaklı basın özgür- lüğüne baskı ve saldırıya somut biçimde karşı çık- maları gerekmez miydi? Hukuk düzeni böyle, medya böyle… Her işi- miz Allahlık! SAYFA 6 MART 2009 CUMACUMHURİYET 18 HABERLERİN DEVAMI ‘Yeni bir anayasaya ihtiyaç var’ İstanbul Haber Servisi - Emekli diplo- mat ve askerlerden oluşan Bilge Adamlar Stratejik Araştõrma Merkezi (BİLGESAM) üyeleri, Türkiye’nin temel değerleri üze- rinde bir uzlaşma olmamasõnõn, toplumsal dayanõşmayõ zedeleyerek tehlikeli kutup- laşmalara yol açtõğõna dikkat çektiler. Üye- ler, Kürt kimliğinin her alanda bir an önce tanõnmasõ, dinsel kurumlar ile devlet ku- rumlarõnõn karşõlõklõ ve tamamen bağõmsõz olacağõ “Belçika tipi laikliğin” benim- senmesi ile 1982 Anayasasõ’nõn tümden kal- dõrõlarak bir “kurucu meclis” başkanlõğõnda hazõrlanacak yeni anayasa çalõşmalarõnõn başlatõlmasõ gerektiğini belirttiler. Top- lantõda ayrõca yargõçlarõn kararlarõnda Ana- yasa’nõn 10’uncu maddesini gözönünde bu- lundurmadõklarõ belirtildi. Onursal Yargõtay Başkanõ Prof. Dr. Sa- mi Selçuk, emekli büyükelçiler İlter Türk- men, Sönmez Köksal, Özdem Sanberk, Güner Öztek, Yaman Başkut, emekli Ba- kan Kutlu Aktaş, emekli Orgeneral Oktar Ataman’õn aralarõnda bulunduğu BİLGE- SAM, dördüncü olağan toplantõsõnõ She- raton Otel’de dün gerçekleştirdi. BİLGESAM Çalõşma Grubu Başkanõ emekli Büyükelçi Türkmen, Türkiye’nin ha- lihazõrdaki kilit sorunlarõnõ, “Seçim ve Si- yasi Partiler Yasası, lider cuntası, med- yanın sansasyon tutkusu, dini ve ırkçı milliyetçiliğin yarattığı kutuplaşma ile hoşgörüsüzlük, yolsuzluğun önüne ge- çilememesi, Kıbrıs, Ermeni ile Kürt me- selelerinin çözülememesi” olarak sõraladõ. AB üyeliğinin temel hedef olmasõ ge- rektiğinin altõnõn çizildiği toplantõda, “Cum- hurbaşkanı Gül’ün Erivan ziyaretinin olumlu olduğu, bunun dışında da Kuzey Irak’la ticari anlamda yakın ilişkilerin kurulması gerektiği, DTP’nin kapatıl- masının ise siyasi bir hata olacağı” kay- dedildi. Laikliğin, inanç özgürlüğünün gü- vencesi ile inanç çoğunculuğunun izdüşü- mü olmasõ gerektiğinin belirtildildiği top- lantõda, “din devlet işlerine karışmasın” demenin yetmeyeceği, din ile devlet işle- rinin kurumsal olarak birbirinden ayrõlmasõ gerektiği, ancak Türkiye’de Diyanet’in Alevileri tanõmadõğõna dikkat çekilerek Türkiye için en uygun modelin Fransõz la- ikliğini gözden geçirerek Belçika tipi laiklik modelini öne çõkarmak olduğu belirtildi. Kaçak Kuran kursuna ceza indirimi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Yasa- sõ’ndaki (TCY) kaçak Kuran kursu açanlara yönelik ceza indirimi ile buralarõn kapatõl- masõnõ engelleyen düzenlemelerin iptal istemlerini reddetti. Mahkemenin bu kara- rõyla, kaçak Kuran kursu açanlara verilecek cezada indirime vize verilmiş oldu. CHP, TCY’de Değişiklik Yapõlmasõna Dair Kanun’un 3. maddesiyle 5237 sayõlõ TCY’nin 13. maddesinin (1) numaralõ fõk- rasõndan sonra gelmek üzere eklenen (2) nu- maralõ fõkranõn ve 29. maddesiyle değişti- rilen 5237 sayõlõ Kanun’un 263. maddesi- nin iptali ve yürürlüğünün durdurulmasõ is- temiyle dava açmõştõ. Davayla ilgili ilk in- celemesini yapan yüksek mahkeme heye- ti davayõ esastan görüşerek karara bağladõ. Yüksek mahkeme, yasanõn, kanuna aykõrõ eğitim kurumu açanlarõn cezalarõnõ hafif- leten maddesinin iptal istemini reddetti. İp- tal istemi reddedilen hüküm, daha önce 6 aydan 3 yõla kadar olan hapis cezasõ ve bu tür yerlerin kapatõlmasõnõ öngören 263. mad- deyi, “Kanuna aykırı olarak eğitim ku- rumu açan veya işleten kişi, 3 aydan 1 yı- la kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” olarak değiştiriyor. Anayasa Mahkemesi kararõyla, kaçak Ku- ran kursu açanlara yönelik hapis cezasõnõn mevcut yasadaki indirimli haliyle uygu- lanmasõnõn önü açõlmõş oldu. Yasa ile TCY’nin 13. maddesine eklenen (2) nu- maralõ fõkranõn iptal istemi de reddedildi. Bu hüküm “yabancı ülkede işlenen bazı suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılmasının Adalet Bakanı’nın talebi- ne bağlı olması şartını” getiriyor. Çözüm: İki ayrı bağımsız devlet Kamuoyu yoklamasõ Kõbrõslõ Türklerin federasyondan uzaklaştõğõnõ gösterdi REŞAT AKAR LEFKOŞA - Kõbrõs sorununun çözümünü amaçlayan ve BM es- ki Genel Sekreteri Kofi Annan tarafõndan hazõrlanan plana 2004 referandumunda % 65 ile “evet” diyen Kõbrõs Türk halkõ, aynõ planõn yeniden referanduma su- nulmasõ halinde % 53.8 oranõnda “hayır” diyor. KADEM şirketinin, Kõbrõs ga- zetesi adõna yapmõş olduğu ankete göre, önümüzdeki hafta 2004 refe- randumunun tekrarlanmasõ halinde “evet” diyeceklerin oranõ %27.9’da kalõyor. Kararsõzlarõn oranõ % 15.1 olurken soruyu cevapsõz bõrakanlar % 3.2 oranõnda. KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat ile Güney Kõbrõs Rum Yönetimi Başkanõ Dimitris Hris- tofyas arasõndaki görüşmelerin, Kõbrõs sorununa çözüm getireceği- ne “kesinlikle inananlar” % 6.4, kõsmen inananlar ise % 15.9 ora- nõnda kalõrken “hiç inanmayanlar” yüzde 55.9, “pek inanmõyorum” di- yenler de % 18.6 oranõnda. Böyle- ce “hiç inanmayanlar” ile “pek inanmayanların” oranõ % 74.5’e ulaşmõş oluyor. Toplam 1387 KKTC vatandaşõ- nõ kapsayan anketin en önemli bö- lümlerinden birini de Kõbrõs soru- nu oluşturuyor. “Kıbrıs sorununa nasıl bir çözüm istiyorsunuz?” so- rusuna, % 62.6 gibi oldukça yüksek bir oranla vatandaşlar “iki tama- men ayrı bağımsız devlet” yanõ- tõnõ verdi. Merkezi yapõsõ güçlü fe- derasyona destek verenler %17.2, mevcut durumun devamõna destek verenler % 9.5, Türkiye ile enteg- rasyona destek verenler ise % 5.3 oranõnda kaldõ… KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat’õn, Kõbrõs konusunda iz- lemekte olduğu politikaya ilişkin yanõtlar da şöyle oldu: Tamamen destekliyorum: % 15.6; Kõsmen destekliyorum : % 38; Hiç desteklemeyenler : % 27.6; Desteklemeyenler : % 15.1; Fikir yürütmeyenler : % 3.7 Mehmet Ali Talat’õn, Kõbrõs ko- nusunda izlediği politikaya en bü- yük desteği %94.4 oranõyla CTP yanlõlarõ verirken TDP yanlõlarõnõn desteği % 55.4, koalisyon ortağõ ÖRP yanlõlarõnõn desteği de % 45.6 oranõnda kaldõ. Ana muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi yanlõlarõnõn Talat’a desteği %38,6, DP yanlõlarõnõn ise %35.2 oranõnda… İstanbul Y 18 Edirne Y 17 Kocaeli Y 21 Çanakkale Y 17 İzmir Y 22 Manisa Y 20 Aydın Y 22 Denizli Y 22 Zonguldak B 21 Sinop B 15 Samsun B 21 Trabzon B 21 Giresun B 18 Ankara B 16 Eskişehir B 14 Konya B 15 Sıvas B 9 Antalya Y 18 Adana B 22 Mersin B 20 Diyarbakır Y 10 Şanlıurfa B 13 Mardin B 9 Siirt Y 9 Hakkâri B 2 Van B 3 Kars B 0 Oslo PB 3 Helsinki PB - 2 Stockholm PB 3 Londra B 10 Amsterdam Y 8 Brüksel Y 7 Paris B 8 Bonn Y 7 Münih Y 7 Berlin Y 9 Budapeşte Y 11 Madrid Y 14 Viyana Y 7 Belgrad Y 15 Sofya Y 15 Roma Y 12 Atina Y 18 Zürih Y 4 Moskova PB 1 Aşkabat Y 10 Astana PB 2 Taşkent B 17 Bakû PB 10 Bişkek PB 15 Tiflis PB 12 Kahire B 28 Şam B 23 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu; Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Ana- dolu’nun doğusu, Orta ve Doğu Karadeniz’in iç kesimleri yağışlı geçe- cek. Rüzgâr iç ve batı böl- gelerde güneyli yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fır- tına şeklinde esecek. Ha- va sıcaklığı lodosla birlik- te yurt genelinde 4 ila 6 derece artacak. MURAT KIŞLALI ANKARA - Hollanda Güven- lik Araştõrma Konseyi’nin 9 kişi- nin yaşamõnõ yitirdiği Türk Hava Yollarõ’nõn (THY) Amsterdam kazasõna neden olarak gösterdiği yükseklik göstergesindeki bozuk- luğun “uçağın son 8 uçuştan ikisinde yaşandığının, buna kar- şın THY’nin önlem almadığı- nın” ortaya çõkmasõ, gözleri THY yönetiminin kazadaki sorumlulu- ğuna çevirdi. Hava-İş Sendika- sõ’nõn THY yönetimini “Teknis- yen başına 6 uçak bakımı dü- şüyor, bu nedenle bakımlar def- ter üzerinde yapılıyor, yönetim masraftan kısmak için şoför ve operatörleri bile teknisyen ola- rak kullanıyor” diyerek, yetersiz teknik altyapõ ile ilgili üç yõl ön- ce uyardõğõ ortaya çõktõ. Hava-İş Sendikasõ’nõn, THY’nin teknik kapasitesine ilişkin hazõrladõğõ ve 19 Nisan 2006’da açõklanan ra- porda şu ifadelere yer verildi:  THY Teknik’te görev yapan teknisyen, mühendis ve diğer gö- revliler uçağõn sõfõr hata ile ba- kõmdan çõkarõlmasõ ve güven için- de uçuşa sunulmasõ konusunda en önemli unsurlar olmuşlardõr. Ancak kendi içinde bu yüksek kaliteyi yakalayan organizasyon- lar, önemli yönetim zaaflarõnõn kurbanõ olabilirler. THY yönetimi bu zaaflarõ giderek çoğaltmaktadõr. Teknisyen başına 6 uçak  14 Şubat 2006 yõlõ 15-23 vardiyasõ kayõtlarõna göre 8 saat- lik vardiyada, lisanslõ teknisyen ba- şõna düşen bakõlacak uçak sayõsõ 6 olmuştur. İnme sayõsõ bir yõlda yüzde 20 artmasõna karşõn, gerekli istihdam sağlanmadõğõ için bakõmda artõş ya- põlmamõştõr.  Plansõz büyüme uçak başõna düşen lisanslõ teknisyen sayõsõnõn azalmasõna ve bakõm kalitesinin düşmesine neden olmaktadõr.  Dün, uçak revizyonda yakla- şõk 30 diğer şirkete hizmet verir- ken, bugün hangarlarõmõzda ya- bancõ uyruklu teknisyenler çalõşõ- yor. Dün yaptõğõmõz işler bugün yabancõlara veriliyor.  THY yönetimi 9 Ocak 2006’da 79’u en deneyimli teknik personel olmak üzere 355 perso- neli toplu işten çõkardõ. 2004-2006 arasõnda 43 teknisyen de istifa ederek işten ayrõldõ.  2004-2006 arasõ 231 dene- yimli teknisyen işten ayrõlmõş, 394 deneyimsiz teknisyen alõn- mõştõr. Alõnan teknisyenler sahip olduklarõ eğitime uygun atölyele- re dağõtõlmamõşlardõr.  Eksi 50 dereceden artõ 30 de- rece ortama inen uçaklarõn, sağlõklõ bakõmõnõn yapõlabilmesi için bel- li bir süre yerde kalmasõ gerek- mektedir. Ancak plansõz büyüme sonucu, rötarõn önlenebilmesi ge- rekçesiyle bu sürelere uyulma- makta, seferden gelen uçak yarõm saat içinde başka sefere verilebil- mektedir. Teknisyen sayõsõ eksik- liği de eklenince, bakõmlar sadece defter üzerinde onaylanmaktadõr. Lisansõ ve tip yetkisi olan tek- nisyen sayõsõ azlõğõ nedeniyle bir- çok bakõm işlemi, yönetimin lisansõ olmayan teknisyenlere dağõttõğõ yetki mühürleri ile kapatõlmak is- teniyor.  Teknisyen açõğõnõ kapatmak ve İstanbul dõşõndaki teknik işle- ri kaldõrmak için çeşitli illerden şo- för, operatör, yolcu hizmet me- muru, harekât koordinatörü gibi teknikle ilgisi olmayan mesleki eğitim almamõş personeli zorlayõp 2’şer saatlik eğitimlere tabi tuta- rak hat bakõm işlerini yaptõrmak is- tiyorlar. KADEM adlõ araştõrma kuruluşunun, Kõbrõs gazetesi adõna yaptõğõ 1387 kişiyi kapsayan araştõrmada, federal çözüme destek verenlerin yüzde 27.9’a düştüğü görüldü. “2004 referandumu tekrarlanõrsa oyunuz ne olur?” sorusuna KKTC halkõnõn yüzde 53.8’i “hayõr” yanõtõnõ verdi. Teknisyen başına 6 uçak Hava-İş Sendikasõ’nõn yetersiz teknik altyapõyla ilgili çarpõcõ tespitlerini THY yönetimi görmezden gelmiş Uyarõlar kazanõn ardõndan geldi FIRAT KOZOK SARP - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yıldırım, Hollanda’da THY uçağõnõn altimetre ciha- zõndaki arõza nedeniyle düştü- ğünün ortaya çõkmasõnõn ar- dõndan, bu arõzaya karşõ üreti- ci Boeing firmasõnõn yanõ sõra kaptanlarõn da uyarõldõğõnõ açõkladõ. Bakanlõk uzmanlarõnõn, ka- za inceleme heyetine destek olmak için Hollanda’ya gitti- ğini vurgulayan Yõldõrõm, “Bu kazaya sebep olan yükseklik gösteren cihaz al- timetrede oluşan arıza yeni ortaya çıkan bir şey. Uçak imalatçısı olan firmaya ka- za inceleme ekibi, ‘Bundan böyle bu cihazda bu tip arõ- zalar oluşabilir. Bununla ilgi- li tedbirlerinizi alõn’ diye uyarıda bulunmuştur” diye konuştu. Bakan Yõldõrõm ka- zanõn ardõndan “THY’nin imajı için yeni bir şey yap- mak gerekiyor mu?” diye soran bir gazeteciye de şu karşõlõğõ verdi: “THY’nin imajında hiç- bir sorun yok ki. İçeride de, dışarıda da hiçbir sorun yok ki... THY, asırlık köklü bir kuruluştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrak ta- şıyıcısı bir kuruluş. Bu ka- zayla birlikte ne iç hatlarda ne de dış hatlarda bir yolcu kaybı söz konusu.” Bakan Yõldõrõm, bir gazete- cinin, “Boeing’ler kesin ra- por çıkıncaya kadar uçma- yacak mı?” sorusu üzerine de “Hayır, öyle bir şey söz konusu değil. Sadece uyarı- lar yapılıyor. Bundan böyle kaptanların bu duruma dikkat etmeleri isteniyor. Henüz daha rapor tamam- lanmış değil” diye konuştu. Kuyuların açılması ertelendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - “JİTEM’in 1990’lõ yõllarda kaçõrarak öldürdüğü bazõ kişilerin cesetlerinin Şõrnak’õn Silopi ilçesindeki BOTAŞ kuyularõna atõldõğõ” yönündeki iddialar üzerine inceleme yapõlan kuyularõn açõlmasõ güvenlik gerekçesiyle ertelendi. Şõrnak Barosu Başkanõ Nurşivan Elçi, savcõlõk karararõnõn soru işaretleri yarattõğõnõ belirterek “Erteme kararõyla kendilerini töhmet altõnda bõrakõyorlar. Zaten oranõn temizlendiği yönünde haberler çõktõ basõnda” diye konuştu. Akman: Karar 14 kişiyle ilgili İstanbul Haber Servisi - RTÜK Başkanõ Zahid Akman, eski RTÜK Daire Başkanõ Cengiz Özdiker’in, kendisiyle birlikte 7 RTÜK üyesi ve 5 bürokrata açtõğõ davaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararõnõ kaldõran Danõştay 1. Dairesi’nin son kararõnõn yalnõzca kendisiyle değil, 14 kişiyle ilgili olduğunu söyledi. Akman Başbakan Erdoğan’õn RTÜK Başkan ve üyeleriyle ilgili herhangi bir soruşturma izni vermesi ya da vermemesinin RTÜK Başkanõ veya üyelerinin kurumda yaptõklarõ faaliyetlerle ilgili olduğunu belirtti. Alternatif Su Forumu’nun programı açıklandı İstanbul Haber Servisi - 5. Dünya Su Forumu’na karşõ 20-22 Mart tarihleri arasõnda Bilgi Üniversite- si’nde düzenlenecek olan “Alternatif Su Foru- mu”nun programõ belli ol- du. Dünya Su Forumu’nun su kaynaklarõnõn özelleş- tirmesini amaçladõğõ için karşõ çõkan sivil toplum ku- ruluşu, sendika ve meslek odalarõndan katõlõmlarla dü- zenlenecek alternatif fo- rumda, Türkiye’deki baraj projeleri, suyun ve doğal kaynaklarõn özelleştirilme- si, küresel õsõnmaya bağlõ su ve gõda krizinden kaynak- lanan zararlarõn karşõlaştõ- rõlmasõ ve karbon emisyo- nunun azaltõcõ politikalarõ tartõşõlacak. Taksim Hill Otel’de dü- zenlenen toplantõda forum hakkõnda bilgi veren sanat- çõ Birol Topaloğlu, Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu’nun ‘Gelin para- nızı suya yatırın’ açõkla- masõnõ eleştirdi. Topaloğlu, “Bakana gö- re Türkiye’de su hizmet- lerindeki potansiyel pa- zarın büyüklüğü 60 mil- yar Avro. Bu pazarın yüz- de 90’ı enerji ve sulama barajlarından oluşuyor. Türkiye hükümeti son yıl- larda bu alanlara özel sektör yatırımı almak için kamu-özel sektör işbirli- ğini kolaylaştırıcı birçok yasa çıkardı” dedi. Dünya Su Forumu’nun beşincisinin, İstanbul’da dünya su politikalarõnõ tar- tõşmak üzere 16-22 Mart tarihleri arasõnda Sütlüce Kongre Merkezi’nde ger- çekleştirileceğini anõmsa- tan Topaloğlu şöyle devam etti: “4. Dünya Su Foru- mu’nda 320 şirket, devlet kurumları ve Dünya Ban- kası gibi uluslararası fi- nans kuruluşları, kamusal su pazarının özelleştiril- mesi ve bol kazançlı işlet- melere dönüştürülmesi hakkında görüşmelerde bulunmuşlardı. Sivil top- lum kuruluşlarıysa Dünya Su Forumu’nun sivil top- lumun katılımına kapalı ve suyu bir meta olarak gören bakış açısına karşı forumu boykot ederek, di- reniş ve eğitim çalışmala- rıyla dolu forum süresiy- le eşzamanlı bir haftalık alternatif bir program ha- zırlamışlardı.” Bilgi Üniversitesi Sant- ralistanbul Yerleşkesi’nde 20-22 Mart tarihleri ara- sõnda düzenlenecek foruma, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 63’üncü dönem Su Danõşmanõ Maude Bar- low, İngiliz yazar ve Cam- paign Against Climate Change isimli iklim deği- şikliği kampanyasõnõn se- kreteri Jonathan Neale, Dünya Su Kontratõ Konse- yi Başkanõ Emilio Moli- nari, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayõ Akın Birdal, ÖDP millet- vekili Ufuk Uras, DTP milletvekili Sebahat Tun- cel’in gibi siyasetçilerin yanõnda çok sayõda bilim insanõ katõlacak. BİLGESAM CHP’NİN İSTEMİNE RET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle