22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Islıkçı Profesörün Anatomisi - 2 Akdeniz Üniversitesi’nde koridorda yürürken ke- yifli bir anında ıslık çaldığı için hakkında soruşturma açılan Prof. Orhan Kuruüzüm’ün olayına duy- duğum ilgi Akdeniz Üniversitesi’nde son dönem- de olanları öğrenmeme yol açtı. Kuruüzüm’ün öyküsü, AKP’nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra yürürlüğe koyduğu üniversiteleri ele geçirme operasyonunun Akde- niz Üniversitesi ile ilgili bölümünün bir parçası. Eski Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniver- sitelerarası Kurul’un eski başkanı Mustafa Akay- dın’ın birinci çıktığı rektörlük seçimleri sonrasın- da, Gül önüne gelen listede yine birinci sırada bu- lunan Akaydın’ın adını silip, yerine 28 Şubat’tan birkaç gün önce TSK bünyesinde fiili öğretmen- lik işlevine son verildiği için istifa eden İsrafil Kurt- çebe’yi rektör olarak atamıştı. Ordudaki eğitmenlik görevinden doçent olarak ayrılan, Akdeniz Üniversitesi’nde profesörlük un- vanını alan İsrafil Kurtçebe, Antalya’ya gelişinde F tipi örgütlerden Resanet Vakfı, Birlik Vakfı ve Ay- dınlar Ocağı tarafından karşılanmıştı. Dün de belirttiğimiz gibi, yeni rektörün ilk işle- rinden biri, artık başarısı uluslararası alana taşmış olan, Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Başkanı, “sihirbaz” namıyla maruf Prof. Dr. Alper Demirbaş’ı istifa ettirerek üniversiteden uzak- laştırmak olmuştu. Rektör Bey’in ilkesi belliydi; o “ancak kendi eki- biyle çalışabilirdi”. Bu zihniyet anayasanın liyakat ve eşitlik ilkelerine aykırı ise, o zaman bu ilkeler Ak- deniz Üniversitesi sınırları dışına atılırdı. Ama, üniversite dışına çıkarılanlar bununla sınırlı değildi. İşkur’un maddi desteğini de almış olan “zihin özürlü çocukları topluma kazandırma” projesi de rafa kaldırıldı. Bu proje çerçevesinde, bu çocuklar, kahve gar- sonu olarak eğitilmekte ve bu yolla topluma ka- zandırılmalarına çalışılmaktaydı. İsrafil Bey bu çocukları kapıya koyarken gerekçe olarak, bu projede kullanılan topu topu 34 met- rekarelik alanın yönetime lazım olduğu gerekçe- sini kullanmıştı. Oysa üniversitenin yerleşke ala- nı 4 bin dönümdür. Şimdiye dek, üniversiteyi ele geçirme misyonuyla rektörlük makamlarına gelenler daha ziyade aka- demik bölümde tasfiye yolunu tutarlardı. Ama İs- rafil Bey, hem akademik hem de idari kadrodan kısa süre içinde tasfiyeler başlattı. Rektör Bey’in kendi kadrosuyla çalışma ilkesi de son derecede ilginç. Örneğin konservatuvarın ba- şına Tıp Fakültesi’nden biri getirilirken, Spor Aka- demisi yönetimi de Ziraat Fakültesi’nden birine emanet edilmiştir. Dünkü yazımızda, İktisadi İdari Bilimler Fakül- tesi’nin başına da Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu Müdürü’nün getirildiğini belirtmiştik. İsrafil Bey’in üniversitede sivrilmiş kişiler veya yakınlarına duyduğu tepkiden, orada tarih bölü- münü kurmuş olup, şu anda emekli olan yazar Çe- tin Yetkin’in oğlu Barış Yetkin de nasibini almış ve daha önce basında da çalışmış olan bu genç akademisyen, matbaacılık bölümünden alınarak Finike’ye sürülmüştür. Karısı da Antalya’da çalı- şan Barış Yetkin’e ayrıca hakkı olan harcırah da ödenek olmadığı gerekçesiyle ödenmemektedir. İsrafil Bey kısa sürede büyük başarılara ulaşmış üniversiteyi tırpanlarken birinci derecenin dördüncü kademesine gelmiş kişileri, birbiri üzerine soruş- turmalar açtırarak, devlet memuriyeti yapamaz ha- le getirmek tehdidi altında tutarak istifaya zorla- maktadır. Orhan Kuruüzüm olayını da bu çerçe- ve içinde görmek gerek. İşte ıslıkçı profesörün ve ıskartacı rektörün anatomilerini incelerken ortaya çıkan gerçekler bunlar. AKP artık ne YÖK ile çatışıyor ne de rektörler- le, kendi adamlarından oluşturduğu YÖK, istedi- ği kararları çıkarıyor, üniversitelere istediği rektörleri atatıyor, onlar da başlarında bulunduğu üniversi- teyi ve öğretim üyelerini AKP sultasına sokmak için kendi kurumlarıyla çatışıp onları allak bullak edi- yorlar. asirmen@cumhuriyet.com.tr ERDOĞAN’LA GERİLİM Doğan: Öfkenin nedenlerinden biri yandaş medya MHP’Lİ VURAL İSİMLERİ AÇIKLADI Devlet memurları AKPsiyasetokulunda ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - MHP Grup Başkanvekili Ok- tay Vural, AKP’nin Karabük’te açtõğõ “si- yaset okulu”nda, arala- rõnda defterdarlõk de- netmeni, belediye zabõ- ta müdürünün de bu- lunduğu bazõ devlet me- murlarõnõn eğitim ve ser- tifika aldõğõnõ açõkladõ. Vural, TBMM’de dü- zenlediği basõn toplantõ- sõnda AKP’nin siyaset okullarõnda devlet me- murlarõnõn eğitim aldõ- ğõnõ ve sertifika sõnavõna girdiklerini belirtti. Bu iddiasõnõ Karabük’teki uygulamayla örneklen- diren Vural, 15 Kasõm- 27 Aralõk tarihleri ara- sõnda AKP siyaset oku- lunda devlet memurlarõ- na eğitim verildiğini ve 1 Şubat 2009’da da ödül töreni düzenlendiğini ifade etti. Törene ilişkin görün- tü kaydõnõ gazetecilere izleten Vural şunlarõ söyledi: “Törende ön sırada milletvekilleri, AKP il başkanı, arka- larında devlet me- murları oturuyor. Takdim konuşmasın- da biz 1, 2 ve 3’ncü sı- rada derece alan katı- lımcılara plaket ve ser- tifika vereceğiz. Üçün- cü sıradan başlayalım. Dursun Küçükyõlmaz deniliyor. Küçükyıl- maz, Eskipazar İlçe Tarım Müdürü. Eği- timde ikinci olan Ce- mal Aybakõr Defter- darlık Vergi Denet- meni, diğer eğitim alan memurlardan İsmail Kökçü Valilik İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı, Mehmet Emin Ünal Belediye Temizlik İşleri Müdü- rü, İzzet Murat Eflani İlçe Tarım Müdürü, Remzi Türkoğlu Eski- pazar Halk Eğitim Müdürü.” İstanbul Haber Ser- visi - Doğan Holding Yö- netim Kurulu Başkanõ Aydın Doğan, Alman- ya’daki Deniz Feneri e.V davasõnõn ardõndan Baş- bakan Recep Tayyip Er- doğan ile aralarõnda tar- tõşma konusu olan Cey- han’daki rafineri, Hilton Oteli ve Doğan Yayõn Grubu’na kesilen 826.3 milyon TL’lik ceza ile ilgili açõklamalarda bu- lundu. Aydõn Doğan’õn dün Taraf gazetesinde yayõm- lanan röportajõnda Deniz Feneri olayõnõn ardõndan iktidarõn kendisine yöne- lik duyduğu öfkenin ne- denlerinden birinin “yan- daş medya” olduğunu söyledi. Doğan, “2007 seçimleri sonrasında Do- ğan Grubu’na husumet besleyen birtakım men- faat birikimleri oldu. Yandaş medya Tayyip Bey’le yakın olmamız- dan rahatsız oluyor. So- nuç, Deniz Feneri ola- yında hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım. Tayyip Bey, ‘Ya bu haf- ta açõkla yoksa önümüz- deki hafta ben açõklarõm ha!’ dedi. Mitinglerde, kongrelerde ‘Vur vur in- lesin Aydõn Doğan dinle- sin’ diye sloganlar atıldı. Bende ‘Neyi açõklayacak diye düşünmeye başla- dõm.’ Sonunda Tayyip Bey, benim ona söyle- mediğim şeyleri söylemiş gibi gündeme getirdi” diye konuştu. AKP’nin kapatõlmasõ davasõnda medya grubu- nun “AKP kapatılma- sın” diye manşetler attõ- ğõnõ da anõmsatan Doğan, “Tayyip Bey, benim de- rin devlet yoluyla onla- ra mani olma gibi bir gayretim olmadığını bi- lir” dedi. Ceyhan’daki rafineri te- sisi kurulmasõ tartõşma- larõna da açõklõk getiren Doğan, Başbakan Erdo- ğan’õn kendisine rafineri- yi Samsun’da kurmasõnõ Ceyhan’da Çalõk Gru- bu’na söz verdiğini de söyledi. Doğan, “Ben Tayyip Bey’e ‘Ceyhan’da rafineri kurmak istiyo- rum’ dedim. ‘Sizden teş- vik istiyorum, kredi iste- miyorum’ dedim. Bana ‘Samsun’da kursan ol- maz mõ? Orayõ bizim Ça- lõk’a söz verdim’ dedi. Bende Çalõk da yapsõn, ben de yapayõm’ dedim. ‘Ocakta bu iş konuşula- cak. Ondan sonra bir şey yaparõz’ dedi. ‘Ben pet- rolcüyüm, Çalõk petrolcü değil ki, o müteahhit’ de- dim. ‘Rafineriyi de söz verdim’ dedi. Kasımda Tayyip Bey bir şeye kız- dı, dedi ki, ‘Bazõ medya sahipleri geliyor bir şey is- tiyorlar vermiyoruz. Alõ- yor haber yapõyorlar’ Ben de bir daha yanına git- medim” diye konuştu. Ceza hukuki değil Doğan Yayõn Holding’e kesilen 826.3 milyon TL’lik cezayõ da değer- lendiren Doğan, “Hiçbir teknik ve hukuki yönü yoktur” dedi. Doğan, “25 milyon dolar vergi öde- mişim. Nasıl kaçakçı- lık? Kaçakçılık demek, bir hile yapmaktır...” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, yasadõşõ telefon dinlemeleri kabul etti, Ergenekon nedeniyle tehdit aldõğõnõ söyledi ‘Savcõnõn arkasõndayõm’Erdoğan, Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõnõn arkasõnda olduğunu belirterek davayla ilgili olarak tehditler geldiğini ileri sürdü. AKP’ye açõlan kapatma davasõnõ eleştiren Erdoğan, “Besmele çeker gibi laikliği anlatõyoruz. Ama bize antilaik diyorlar” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tayyip Er- doğan, Kanal 24 televizyonunun “Açık Görüş” programõnda çe- şitli konulardaki sorularõ yanõt- ladõ. Eski Genelkurmay Başkanõ Emekli Orgeneral İsmail Hak- kı Karadayı’nõn telefon görüş- melerinin basõna yansõdõğõ anõm- satõlarak, kaset savaşlarõnõ nasõl değerlendirdiğinin sorulmasõ üze- rine Erdoğan, telekomünikas- yon sisteminin ilerlediğini, res- mi kanallar dõşõnda da dinleme yapõlabildiğini söyledi. Erdoğan “Söz konusu olanlar da galiba resmi olanlar” denmesi üzerine, bunun resmi makamlarõn değil özel şirketlerin işi olduğunu be- lirtti. İtalya’da temiz eller operas- yonu yapan savcõnõn arkasõnda hükümet desteği olduğunu anõm- satan Erdoğan, “Türkiye’de şimdi bizim yaptığımız bu. Türkiye’de savcı böyle bir adım attığı zaman hükümet bunun arkasında durunca ni- çin bu anormal oluyor?” dedi. Erdoğan, Ergenekon davasõyla il- gili olarak “gerekirse bedel öderim” sözlerinin anõmsatõlarak “Bir tehdit mi var?” sorusu üze- rine, içerden ve dõşarõdan bazõ tehditler olduğunu ileri sürdü. Çetelerle mücadele konusun- da uzlaşma olup olmadõğõnõn sorulmasõ üzerine Erdoğan, “Şu anda bu mutabakat olmuş ol- sa zaten bu sıkıntıları yaşa- mayız. Şu anda bir defa yasa- ma organının içerisinde olan- lar mutabakat içinde değil” görüşünü dile getirdi. “İnternet sitelerine, medya- ya yansıyan bilgiler bir döne- me ilişkin çok önemli tanık- lıkları da beraberinde getiri- yor” değerlendirmesi üzerine Erdoğan, AKP’yle ilgili kapatma davasõnõ anõmsatarak “Biz her yerde, yani haşa besmele çeker gibi laikliği anlatıyoruz. Bize kalkıp ‘antilaik’ diyorlar. Böy- le komik şey olur mu?” dedi. Doğan Grubu’na verilen ce- zayla ilgili bir soru üzerine Er- doğan, “Bize daha önce adeta yalvaranlara bakıyorum, şim- di acayip şekilde saldırıyor- lar. İsim vermeyeceğim, ‘aca- ba şu konuda bana yardõmcõ olur musun?’ diyenler şimdi hepsi acayip şekilde saldırıyor” diye konuştu. Dinleme itirafı Erdoğan dün katõldõğõ bir rad- yo programõnda ise telefon din- leme itirafõnda bulundu. Erdoğan, Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasõna ilişkin olarak kendisine yöneltilen soruyu yanõtlarken isim vermeden Doğan Yayõn Holding Başkan Yardõmcõsõ So- ner Gedik ile eski Gelir İdaresi Başkanõ Mehmet Akif Ulusoy arasõnda yapõlan görüşmenin tek- nik takibe takõldõğõnõ itiraf etti. Başbakan Erdoğan konuyla ilgili şunlarõ kaydetti: “Bunun aslın- da muhatabı bile değilim. Önemli olan şu, devletin ku- rumları görevini yapıyor. (...) Ortaya bakın bir sürü şeyler çıktı. Biliyorsunuz teknik ta- kibe takılmalar vesaire, birta- kım gazetelerde yayımlandı, internet sitelerinde yayımlan- dı. Bunlar bizi rahatsız eden konular. Ve kimlerle ne bağ- lantısı kuruyor bakın bunlar ortaya çıkıyor.” Başbakan Erdoğan, açılış kurdelesini Saakaşvili ve eşiyle birlikte kesti. Erdoğan, daha sonra makası ve kurdele parçasını cebine koyarken Saakaşvili’ye de aynı şeyi yapmasını söyledi. (Fotoğraf: AA) Sarp sõnõr kapõsõ modernizasyon çalõşmalarõnõn ardõndan törenle açõldõ Erdoğan-Saakaşvili buluşması FIRAT KOZOK SARP - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan ve Gürcistan Devlet Başkanõ Mi- hail Saakaşvili, iki ülke arasõnda or- tak gümrük kapõsõ olarak hizmet verecek olan Sarp Sõnõr Kapõsõ’nõn açõlõşõnõ ger- çekleştirdi. Sarp Sõnõr Kapõsõ’nda düzenlenen tö- renle, Türkiye ile Gürcistan arasõndaki Sarp ve Sarpi sõnõr kapõlarõ, ortak gümrük kapõsõ haline getirildi. Açõlõş Başbakan Er- doğan ve Gürcistan Devlet Başkanõ Saa- kaşvili tarafõndan yapõldõ. Açõlõşla birlikte Türkiye ve Gürcistan Batum Havaala- nõ’ndan sonra sõnõr kapõsõnõ da ortak kul- lanmaya başladõ. Açõlõş töreni nedeniyle Sarp Sõnõr Kapõsõ’nda yoğun güvenlik ön- lemleri alõndõ. Sahil güvenlik botu Kara- deniz’de devriye gezerken, çevredeki yüksek binalarõn üzerinde keskin nişan- cõlar yerleştirildi. Bu arada Saakaşvi- li’nin konuşmaya başlamasõ sõrasõnda protokolde ilginç bir görüntü oluştu. Saa- kaşvili’nin konuşmaya Türkçe başlama- sõ üzerine kulaklõğa ihtiyaç duymayan Başbakan Yardõmcõsõ ve Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı ve Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yıldırım, Gürcü liderin konuşmasõ- na Gürcüce olarak devam etmesiyle gö- revlilerden kulaklõk istedi. Görevlilerin ko- şarak getirdiği kulaklõklarõn kablolarõn bir- birine karõşmasõ nedeniyle zor anlar ya- şayan iki Bakan, düğümü çözmeden din- lemeye devam edince ilginç bir görüntü oluşturdu. Öte yandan törene katõlan ba- zõ vatandaşlarõn elinde AKP flamalarõ ta- şõmalarõ dikkat çekti. Başbakan Erdoğan da konuşmasõnda, “Halklarımızı 70 yıl birbirinden ayıran sınır, Gürcistan’ın bağımsızlığına ka- vuştuktan sonra insanlarımızın ku- caklaştığı dostluk köprüsü haline gel- di” diye konuştu. 5 yõl önce sõnõr kapõsõ- nõ gezerken, “Artık bu sanal kapı ade- ta sadece bir formalite kapısı haline gel- meli ve buradan halklarımız rahatlık- la geçişlerini yapabilmelidir. Bürok- ratik engelleri bütün bürokratlarımız karşılıklı olarak gidermeli ve bu sı- kıntıları aşmalıyız” dediğini ve bunun bugün gerçekleştiğini anlatan Erdoğan, “Gürcistan’ın her zaman yanında ol- duk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bizler aslında akrabalık bağ- larıyla da birbirine bağlı iki ülke ko- numundayız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle