Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2009 SALI
6
SALI
ORHAN BURSALI
Mesajı Okumak
Recep Tayyip Bey, TV’de geceyarısı, büyük yenil-
giden birinci parti olarak çıkmanın tesellisiyle dik dur-
du. Seçmenin mesajını doğru okuyabilme çabaları için,
Başbakan’a yardımcı olmak görevimiz! Sonuçta, bu ül-
ke hepimizin!
Seçim sonuçlarından en önemli okuma şu olmalı: Be-
ni, ‘koy cebine parayı, al ağzından lokmayı’ yerine koy-
ma!
Seçmen karga değil; düşünmeyen, salt midesine ve
cebine bakan, istendiği zaman şu veya bu şekilde sa-
tın alınacak bir meta değil! AKP, Fetoculuk ve diğer ce-
maatler, seçmenin oyunu, bir-iki buzdolabı çamaşır ma-
kinesine, iki-üç torba kömüre, yiyecek sepetine, 300-
500 lira paraya, giysiye vb.. özellikle seçim zamanla-
rında satın alabilecekleri inanışlarını değiştirsinler!
Tunceli ve Güneydoğu bölgesinde sadaka ile oy, insan
ve kimlik satın alma politikası duvara tosladı!
Sadakayı oya dönüştürme politikası, işsizlik ve yok-
sulluğun, insanları “oy pazarı”nda bir metaya dönüş-
türeceği biçimindeki “materyalist düşünce” çökmüştür!
Bu materyalist düşüncenin taşıyıcı ve uygulayıcıla-
rının da üstelik “dinci politikacıların” olması, bir “derin
paradoks” mudur? Evet! “Maddeye değil ruha önem
verdikleri” afra tafrasıyla ortalıkta gezen ve ruh ve inanç
tüccarları (üstelik “kapitalist” alışveriş yöntemleriyle), şap-
kalarını önlerine koymalı!
Cumhuriyetçi demokrat-laik kesimde, yani bizim ta-
rafta revaçta olan bir düşünce de bence çöktü, en azın-
dan içinde yaşadığımız zamanlarda: Bu millet kafaca,
midece satın alınmıştır, dinci baskı milleti esir almıştır.
Artık bu mengeneden kurtulması olanaksızdır...
İnançlar ve maddiyatla satın alma politikaları Mısır,
Filistin vb. gibi ülkelerde güçlü bir eğilim olabilir, ama
en azından, Türkiye seçmeni öyle değil. Üzerindeki bü-
tün dinci politik baskılara rağmen, Atatürk’ün özgür bi-
rey mayası, Kurtuluş Savaşı’nın ışıltılı güveni, demokratik
devrimlerin büyük kazançları, demek öyle kolay sili-
nebilecek bir olgu değil. Özellikle 10 yıldır bütün bun-
lar yok edilmek ve yerine “yeni bir bellek” konmak is-
tenmesine rağmen!.. Ama Cumhuriyet henüz çok genç,
85 yaşında!
Aslında, geçen iki önemli seçimin, yakın geçmişle ve
özellikle ekonomik gerçeklerle bağlantılı ve bilimsel ola-
rak doğru analiz edilmemesi, seçmen davranışını an-
layabilmemizin önünde en büyük engel...
Atatürk’ün bize “en büyük mirası” olarak bıraktığı bi-
limi, bilimsel düşünmeyi, hemen her alanda ve konu-
da bir rehber olarak kullanmayı becermeliyiz!
Başka ne çöktü? Bence, AKP’nin toplumu bizden ve
onlardan diyerek ikiye bölme politikası, tercihlerini tür-
banı ve cemaatçilerden yana kullanması da ağır dar-
be aldı!
Erdoğan’ın kendisini “tek adam” olarak meydana at-
ması da! Bazıları başbakanın “meydan ve nutuk ba-
şarımı”na övgüler düzmede acele ettiler, seçim so-
nuçlarını bekleyeceklerdi! Seçmen, bu “tek adam gös-
terisi”ne tepkisini mi yoksa sevecen hayretini mi ortaya
koydu?
Erdoğan’ın son aylarda iki büyük gösterisi daha ağır
yara aldı.
Bunlardan biri “basın özgürlüğüne” karşı durmak
bilmeyen saldırılarıydı.
Yandaş basın ve yandaş kalemşorlarına bağrını
açan Recep Tayyip Bey, eleştiren, kendi doğrularını di-
le getiren veya tarafsız kalmaya çalışan medyayı yık-
mak için, bugüne kadar Türkiye tarihinde görülmemiş
saldırılarda bulundu meydanlarda, ve elindeki devlet ola-
naklarıyla da muhalif medyayı fiziksel olarak yok et-
mek için harekete geçirdi!
İkincisi ise Ergenekon davasıdır! Recep Tayyip
Bey, açıkça bu davanın savcısı rolünü üstlendi, mu-
halefeti bu kuyunun içine attı...
Bütün bunlar, son bir yıl içinde, iktidarın ve Tayyip
Bey’in “sepetindeki” konulardı! Bu nedenle, seçmenin
davranışını, özellikle bu konuları mihenk alarak anlamaya
çalıştık. Bunların her biri de ayrı bir makale konusudur.
Yer yer derinine ineceğiz.
İktidar medyasının başlıklarına bakıyorum, ekonomik
kirizin tepkisiymiş bu derin oy kaybı!
Halt etmişler! İşsizlik var, krizin etkisi şüphesiz var; an-
cak bu seçim sonuçlarında en az etkisi olan, ekonomik
krizdir! Erdoğan bir noktada haklıdır: Kriz henüz Türki-
ye’yi 12’den vurmuş değildir! Beklemedeyiz!
Bu nedenle seçim sonuçlarını, ekonomik durumla en
az etkileşim içinde ele almalıyız...
Bu seçimde bence, “politik olaylar”, politik kavramlar
ve uygulamalar başrolü oynadı! Ve seçmen AKP poli-
tikalarının ülke ve gelecek açısından pek de güven ver-
mediği mesajını yansıttı sonuçlara. Aklıyla ve oyuyla!
Bu demektir ki, arkası gelecek!
Sadece, alternatif seçenek, bu mesajı alacak hazır-
lıkta olsun!
Güneydoğu’dan alınan seçim sonuçları salt
AKP’nin “yoksullaştır köleleştir” stratejisini
çökertmedi. İktidarın Güneydoğu sorununda
da yanlış bir politika izlediği ortaya çıktı. Yal-
nız bunlar değil, 29 Mart’tan yansıyan tablo,
bölgede dinsel politikanın etnik ve ideolojik si-
yaset karşısındaki çaresizliğini de belgeledi.
GAP’la ilgili uçuk vaatlerin, kamu kaynakları-
nın, pervasız bürokratların ve Başbakan’ın si-
yasi ihtirasının da yenilgiye uğradığı Güney-
doğu’da, yoksul kitleler “Kürt sorunu” yla ilgili
çözüm adresine bir kez daha dikkat çektiler...
DTP kesinleşmemiş sonuçlara göre il genel
meclisi seçiminden yüzde 5.5’in üzerinde oy
aldı. Yani DEHAP’ın SHP ile 2004 yerel se-
çimlerindeki yüzde 5.1 oranındaki oy oranının
biraz üzerine çıktı. Bunda şüphesiz seçmen sa-
yısındaki artış da etkili oldu.
Demokratik Toplum Partisi (DTP) 2004 ye-
rel seçimlerinde AKP’ye kaptırdığı Siirt ve Van’ı
geri aldı. Diyarbakır merkezinde Büyükşehir ile
4 ilçede seçimi alan DTP, Diyarbakır’a bağlı Çı-
nar, Kulp, Hani, Eğil ilçeleri ile Hani Kuyular ve
Özerkli belde seçimlerini de kazandı. DTP bu
ilçelerin tamamında oyların yüzde ellisinden
fazlasını aldı. AKP ise Diyarbakır’da DTP’ye
bağlı olan ilçelerden sadece Hazro’da ipi gö-
ğüsleyebildi. DTP sonuçta Güneydoğu’da
54 olan belediye başkanlığı sayısını 98’e çı-
kararak önemli bir başarı elde etti.
AKP’nin başta Diyarbakır ve diğer Doğu il-
lerinde aldığı seçim sonuçlarında Başbakan Er-
doğan’ın sert tavrı da çok önemli etken oldu.
Bir yıl önce “Diyarbakır’ı istiyorum” diyerek si-
yasi atmosferi ısıtan Erdoğan, şahin politika-
ları ve belediyecilikteki başarısızlığı nedeniy-
le bölgede tepki çekmeye başlayan DTP’yi
ideolojik çekim merkezi haline getirdi. Bölge-
deki gezilerinde kentlerin kirliliği ve çöp so-
rununu bile DTP’yi aşağılamak için kullanan Er-
doğan, kitlelerin çözüm anahtarı olarak belir-
lediği bir partiyi kucaklamasını sağladı. Erdo-
ğan’ın TBMM’de DTP’lilerle muhatap olma-
ması da Güneydoğu seçmenini tek güç ha-
line getirdi. Oysa Erdoğan sert politikalar
yerine bölgenin başta işsizlik, göç ve geri
kalmışlıkla ilgili sorunları konusunda çözüm
üreterek, devletin sıcak yüzünü göstererek
ve bürokrasinin tarafsızlığını sağlayarak bir
seçim süreci izleyebilseydi daha iyi sonuçlar
alabilirdi. Erdoğan’ın sert politikası DTP’yi
kamçılamaktan ve mutlak bir zafere gö-
türmekten başka bir işe yaramadı.
Kuşatma ve tepki…
AKP tıpkı Türkiye, Irak ve ABD’nin üçlü
mekanizma adı altında PKK’ye uyguladı-
ğı yalnızlaştır-etkisizleştir planını DTP üze-
rinde uygulamaya kalktı. Oysa iktidar, ille-
gal kanadı zaten tecrit altında tutulan Kürt si-
yasetinin Meclis’teki uzantısının siyasallaşmış
bir tabanının olduğunu algılayamadı. Bu dar,
eksik ve yanlış bakış açısı, iktidarın Güneydoğu
danışmanlarının da çuvalladığını gösterdi. Di-
ğer yandan, DTP’nin artık bölgesel politik ge-
lişmelerden ve PKK’nin siyasi ve diplomatik gi-
rişimlerinden ciddi biçimde etkilendiği ve ne-
malandığı bile görülemedi.
AKP’nin tecrit politikası salt DTP’yi dışla-
makla kalmadı. İktidar, devletin bütün ola-
naklarını DTP’yi devirmek için kulandı. Örne-
ğin Diyarbakır Valiliği salt 2008’de Sosyal Yar-
dımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın 180 milyon
TL tutarındaki kaynağını seçimleri kazanmak
için seferber etti.
Başta Diyarbakır Valiliği olmak üzere kent bü-
rokrasisi AKP militanı gibi propaganda süre-
cinde AKP’ye çalıştı. Siyaset- bürokrat ilişki-
si de DTP’yi kitlelerin gözünde mazlum, yal-
nız ve sahipsiz konumuna düşürdü.
Sonuçta yoksulluğun alabildiğince art-
tığı, işsizliğin büyük boyutlara ulaştığı bir
kentte seçmen, AKP’nin devlet kaynakla-
rından dağıttıklarını aldı, ancak ideoloji-
sinden de vazgeçmediğini gösterdi. Bu
tepki aynı zamanda salt AKP’ye değil, di-
ğer siyasi kurumlara da “çözüme ortak ol”
mesajı verdi.
İktidar partisi bölgedeki tarikat ve cemaat-
leri de PKK tehdidini kullandırarak seçmen avı-
na çıkardı. Erdoğan geçmişte PKK’ye karşı Hiz-
bullah’ın kullanılması gibi DTP’ye karşı da ta-
rikat ve cemaatlerin öne çıkarılmasına göz
yumdu. Oysa Kürt kaynaklı siyaset ve te-
röre karşı dini yapıların kullanılması planı-
nın çökmüş olduğu Hizbullah deneyimin-
den anlaşılmalıydı!
Üstelik DTP de hem bu tuzağa düşmedi
hem de dini propaganda enstrümanları-
nı AKP’nin elinden önemli ölçüde aldı. Ör-
neğin mitinglerinde Fethullahçı örgüt-
lenmeye karşı Said Nursi posterleri ta-
şıdı. “Dinsiz PKK” propagandalarını kır-
mak için elinde Kuran taşıyan “Melle”ler
mitinglerde ön saflarda yürütüldü. Bu da
yetmedi, PKK ve DTP’ye sempati duyan
onlarca “Melle” kırsalda seçimler için se-
ferber oldu. Bir başka gerçek var ki, PKK
ve DTP’nin çabaları Güneydoğu seç-
meninin nezdinde dinsel ve etnik kaygıları ar-
tık iyice entegre etmiştir. İktidar bu enteg-
rasyon konusunda da yanılmıştır.
Öte yandan AKP’nin Güneydoğu’daki bü-
yük yenilgisinde Hizbullah’ın seçimleri boykot
etmesinin de az da olsa payı bulunuyor. Böl-
gede dinsel politikalar etnik siyasete yenilmiş
oldu. Yöre halkı Hizbullah ve cemaat tecrü-
besini göz önünde tutarak “Ben laikim” diyen
DTP’ye sarılmak zorunda kaldı.
AKP’nin ülke genelindeki en az 8 puanlık oy
kaybında ekonomik bunalımın etkili olduğu an-
laşılabilir. Ancak iktidarın bir gerçeği daha göz
önünde bulundurması gerekiyor; Diyarbakır bu
seçimlerde karnını değil beynini düşündü! İn-
sanlar bütün ekonomik bunalımlarına karşın
DTP üzerinden Güneydoğu sorununda çözüm
mesajı verdi.
Seçmen adresin tarifinde aslında salt DTP’ye
vurgu yapmadı. Siyasallaştırılmış kitleler oy-
larını kullanırken önümüzdeki haftalarda Ku-
zey Irak’ın Erbil kentinde düzenlenecek “Kürt
konferansı”na PKK’nin de dahil edilmesi ge-
rektiğini de vurguladılar. PKK’ye silah bırak
çağrısının yapılacağı bu konferansla ilgili tar-
tışmalar da DTP’nin seçim başarısına dolay-
lı olarak katkı sunmuş oldu!
Sonuçta AKP’nin Türkiye genelinde yaşadığı
erozyonla Güneydoğu’daki yenilgisinin ge-
rekçeleri arasında büyük farklar bulunuyor.
AKP’nin ekonomiyi düzeltme konusunda bir
başarı elde etmesine kesinlikle ihtimal vermi-
yorum. Ancak hem AKP hem de CHP ve
MHP’nin Güneydoğu sorunu konusunda mu-
hatap olması gerektiği bir kez daha ortaya çık-
mıştır.
Terör örgütünün Türkiye’nin hava, İran’ın ise
kara operasyonlarıyla kıskaçta tutulduğu ve
PKK’ye ise silah bırak çağrılarının yoğunla-
şacağı bir süreçte, Güneydoğu seçmeni ka-
rarlı ve ısrarlı bir mesajı bir kez daha verdi. Ör-
gütün silah bırakmaya zorlanacağı bir süreç-
te şiddet ve kanın durması için PKK ya da
DTP’ye değil, yöre insanının sandığa yansıt-
tığı tepkiye odaklanmak gerekiyor.
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
AKP Güneydoğu’da Neden Çöktü?
Başbakan’õ bir kez daha şaşõrttõğõnõ söyleyen Akaydõn, Gül’e de mesaj yolladõ
‘Yanõtõ halk verdi’GÜRSU KUNT
ANTALYA - Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’õn sonucuna şaşõrdõğõnõ söylediği,
“Anormal buluyorum. Antalya’ya şahsım
olarak sadece ben 28 kez hiz-
metlerin açılışı için gittim. Tari-
hinde görmediği hizmeti bizim
dönemimizde gördü. Demek ki bu
kadar hizmet karşılık bulmuyor.
Bundan dolayı üzüntülüyüm”
dediği Antalya’da CHP coşkusu
yaşanõyor.
Seçim kampanyasõnda “Yüzde
45 oranında oy alırım” diyen ve
hedefinin sadece birkaç puan altõnda
aldõğõ oyla Büyükşehir Belediye Başkanõ seçilen
Prof. Mustafa Akaydın da bir basõn toplantõ-
sõyla sorularõ yanõtladõ. Erdoğan’õn Antalya’ya
yönelik sözlerini değerlendiren Akaydõn, Baş-
bakan Erdoğan’õ geçmişte de şaşõrttõğõnõ, ancak
onun sözlerine kendisinin şaşõrmadõğõnõ ifade
etti. Akaydõn, şöyle devam etti: “Sayın Baş-
bakan’ın yaşı daha genç. Umarım gelecek-
te olgunlaşır, bu tür söylemleri terk eder. Se-
çim kampanyası döneminde billboardlarda
‘Üzülme Başbakanõm’ dedim. Bu-
günü hissederek yazdım. Seni
üzecek gibi görünüyorum ama
üzmem demek istedim. Menderes
Türel’in başkanlığı döneminde
28 kez Antalya’ya gelen Başbakan
Erdoğan’ın benim döneminde 56
kez gelmesini isterim. ” Rektörlük
seçimlerinde adaletsizliğe uğradõ-
ğõnõ, buna karşõ yanõtõ da halkõn ver-
diğini söyleyen Akaydõn, siyasette
rövanş alma duygularõyla davranmanõn doğru
olmadõğõnõ anlattõ. Akaydõn, “Evet adaletsiz-
liğe uğradım ve bunu Cumhuriyetin övünç
madalyası olarak ömrüm boyunca taşıya-
cağım” dedi.
Büyük düşüş yaşadõğõ bölgede Zonguldak, Karabük, Sinop, Bartõn, Giresun’u kaybetti
AKP’ye Karadeniz darbesi
Yurt Haberleri Servisi -
Yurt genelindeki oy ora-
nõnda düşüş yaşayan AKP,
en büyük hayal kõrõklõğõnõ
Karadeniz bölgesinde ya-
şadõ. Zonguldak, Karabük,
Sinop, Bartõn, Giresun’u
kaybeden AKP, Trabzon
Belediyesi’ni ise CHP’nin
elinden aldõ. Düzce’de AKP’li aday
İsmail Bayram yüzde 42’yle bele-
diye başkanõ seçilirken, en yakõn ra-
kibi yüzde 37 oy alan MHP’li Ömer
Küçük oldu. 2004 seçimlerine göre
AKP’nin oyu 21 puan düşerken,
MHP 33 puanlõk artõşla büyük sõç-
rama yaptõ.
Bolu’da ise AKP’li Alaaddin Yıl-
maz yüzde 43’le belediye
başkanlõğõ koltuğunu koru-
du. Ancak Yõlmaz’õn da oyu
4 puan düştü. En yakõn ra-
kibi CHP ise yüzde 40’a
yükseldi.
AKP’nin büyük önem
verdiği Zonguldak’ta ise
CHP’nin adayõ İsmail Eşref
yüzde 45.7 oy oranõyla be-
lediye başkanõ seçildi. AKP,
Karabük’te de büyük yõkõma
uğradõ. MHP adayõ Rafet
Vergili oyunu 28 puan art-
tõrarak belediye başkanlõ-
ğõnõ AKP’lilerin elinden al-
dõ. AKP ise oyunu 27 puan
düşürerek yüzde 30’da kal-
dõ. Bartõn’da da Kara-
bük’tekine benzer bir durum
yaşandõ. MHP’li Cemal
Akın, oyunu 32 puan arttõ-
rarak yüzde 40’la belediye
başkanõ seçildi. AKP ise
ikincilikte kaldõ. Kastamo-
nu’da ise seçmen MHP’li
yönetimde devam kararõ al-
dõ. Turhan Topçuoğlu yüz-
de 49’la başkan seçildi.
2004 seçimlerinde Si-
nop’ta 1 oy farkla seçimi
AKP’ye kaptõran CHP bu
kez fark arttõ. Sinoplular,
nükleer karşõtõ eylemlere de
destek veren CHP’li Baki
Ergül’ü yüzde 52’yle bele-
diye başkanõ seçti.
Ordu’da DSP’li belediye
başkanõ Seyit Torun oyunu
14 puan yükselterek yüzde
38’le güven tazeledi. Gire-
sun’da fõndõk üreticilerine
yönelik politikalarõyla dikkat
çeken CHP adayõ Kerim
Aksu, partisinin oyunu 11
puan arttõrarak yüzde 46’yla beledi-
ye başkanõ seçildi.
Bayburt, Rize ve Çorum’da
AKP’yle, Artvin’de CHP’yle devam
edildi. Düzce’de de AKP adayõ İsmail
Bayram partisinin oyu 21 puan düş-
mesine karşõn yüzde 42’yle belediye
başkanõ seçildi. AKP, Karadeniz’de
en büyük başarõyõ Trabzon’da sağladõ.
‘AKP’nin
politikaları
iflas etti’
MAHMUT ORAL
DİYARBAKIR - DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk, halktan bek-
ledikleri desteği gördüklerini ve
bir önceki seçimde 56 olan beledi-
ye sayõlarõnõ 98’e çõkardõklarõnõ
açõkladõ.
DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk
ve Genel Başkan Yardõmcõsõ Emi-
ne Ayna, Diyarbakõr İl Örgütü
önünde basõn açõklamasõ yaptõ.
Açõklamaya yeniden Diyarbakõr
Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ’nõ
kazanan Osman Baydemir ve il-
çe belediye başkanlarõnõn yanõ sõ-
ra yüzlerce kişi katõldõ. Davul zur-
nalar eşliğinde halaylarõn çekildiği
ve sõk sõk “PKK halktır halk bu-
rada”, “Biji serok Apo-Yaşasın
başkan Apo” sloganlarõnõn atõldõ-
ğõ açõklamada PKK flamalarõ ve
Öcalan posterleri de açõldõ. Türk,
partilerinin bölgede elde ettiği se-
çim başarõsõ ile Kürt sorununun ba-
rõşçõl yollardan çözümü için yeni bir
fõrsat oluştuğunu ifade etti. Türk, 22
Temmuz seçimlerinde AKP’ye ve-
rilen “emanet oyları” geri aldõk-
larõnõ da vurguladõ. 22 Temmuz
2007 seçimleri sonrasõnda Başba-
kan Tayyip Erdoğan’õn yaptõğõ çõ-
kõş ile Türkiye’nin yeni bir sürecin
eşiğine geldiğini aktaran Türk, şun-
larõ söyledi: “Kendisinden olma-
yan herkesi ötekileştiren bir po-
litikayı yaşama geçiren AKP hü-
kümetine, halkımız gereken der-
si vermiştir. Bölge halkı Kürt
sorununu çözüleceği umuduyla
22 Temmuz seçimlerinde DTP ile
birlikte AKP’ye de yeşil ışık yak-
tı. Ancak seçimlerin ardından
yaptığım açıklamalarda AKP’nin
aldığı oyların ‘emanet’ olduğunu
açıklamıştım. Fakat AKP hükü-
meti, 22 Temmuz seçiminde hal-
kın kendisine koşullu olarak ver-
diği bu desteği görmezden gelmiş,
şiddet yanlısı politikalarla Kürt
sorununun çözüleceği hesapları
içine girmiştir. AKP iktidarı,
yoksullaştırdığı halkımızı sadaka
politikasıyla ekonomik açıdan
teslim alacak bir politikayı yaşa-
ma geçirmeye çalışmıştır. Bu po-
litikaların iflas ettiği görülmeli-
dir.” Türk, Şõrnak’ta 25 sandõğõn
bulunduğu okula gaz bombasõ atõl-
dõğõnõ, Mardin’de bazõ okullardaki
DTP görevlilerinin dõşarõ çõkarõla-
rak sandõklarõn kaçõrõldõğõnõ sa-
vundu.
Açõklamalarõnõn ardõndan gaze-
tecilerin sorularõnõ yanõtlayan Türk,
Siirt’i kazanmalarõnõ “Başbakan’ın
düşüşü” olarak nitelendirdi.
Baydemir ise “Bu sizin başarı-
nızdır” dedi.
TÜRK: YENİ BİR FIRSAT
Akaydın, yapacağı ilk işin, yıllardır paralarını alamayan ça-
lışanlarının alacaklarını ödemek olduğunu söyledi. (AA)
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
obursali@cumhuriyet.com.tr
Seyit Torun. Kerim Aksu.
Baki Ergül.
Devlet Bahçeli.
MHP’de merkeze yolculuk
AYŞE SAYIN
ANKARA - Seçim kampanyasõ boyun-
ca AKP’nin “hırçın” siyasetine vurgu
yapõp, “kavga siyasetinden uzak durma”
mesajõ veren MHP, İç Anadolu’dan Batõ’ya
kayarak “merkez sağa yerleşme” mesa-
jõ verdi.
2004 yerel seçimlerinde 10.10 oy alan
MHP, 2007 genel seçimlerinde 14.25’e
yükselttiği oylarõnõ 2 puan artõşla yüzde
16.3’e çõkararak “yavaş” ama “istikrar-
lı” bir oy artõşõ sağladõ. Seçimlerde MHP
açõsõndan dikkat çeken en önemli unsur ise
daha önceki seçimlerdeki “kırsalın ve
muhafazakâr İç Anadolu’nun partisi”
imajõnõ bir ölçüde kõrõp, hem metropol-
büyükşehirlerde hem de “Batı’da” varlõk
göstermesi oldu. MHP’nin belediye baş-
kanlõğõnõ kazandõğõ 1’i büyükşehir 10 ilden
biri Doğu Karadeniz, üçü Batõ Karadeniz,
ikisi ise Akdeniz Bölgesi’nde bulunuyor.
MHP, Doğu Anadolu’daki il belediye baş-
kanlõğõ olan Iğdõr’õ ise bu seçimlerde
DTP’ye kaptõrdõ. 2004 yerel seçimlerinde
72 olan MHP’li ilçe belediye başkanlõğõ sa-
yõsõ, son seçimlerde 2 katõna yakõn artarak
128’e çõktõ. Bu ilçelerin arasõnda Ankara,
Adana, Mersin büyükşehir belediyelerine
bağlõ metropol belediyeleri de bulunuyor.
MHP İl Belediye Başkanlõğõ’nõ kazandõğõ
eski AKP’li TBMM Başkanõ Bülent
Arınç’õn memleketi Manisa’da ise “rekor”
sayõlabilecek oyla belediye başkanlõğõnõ al-
dõ. MHP’li Cengiz Ergün, partisinin kent-
teki oylarõnõ yüzde 35.3 arttõrarak, hem
AKP’yi devirdi hem de partisinin bu ilde-
ki oy artõşõnõ rekor düzeye çõkardõ.
Bahçeli memnun
Seçim sonuçlarõnõ yazõlõ basõn açõklamasõ
yaparak değerlendiren MHP lideri Devlet
Bahçeli, AKP’nin “bütün iktidar ola-
naklarını kullanıp, istismar ve neza-
ketsizliği doruğa çıkardığı, üslubun çir-
kinleştiği” bir seçim sürecinin yaşandõğõ-
nõ belirtti. Bahçeli, olumsuzluklara rağmen
seçimlerin partisi açõsõndan başarõlõ geçti-
ğini ve MHP’nin oy oranõnõ ve belediye
başkanlõğõ sayõsõnõ yükselterek demokratik
sõnavdan “güçlenerek” çõktõğõnõ belirtti.