19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 MART 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] Siyasal İslamõn iktidara gelişinin Müslüman kitlelerin dinci bir ayaklanmasõnõn sonucu olduğuna ilişkin yanõlsama sürüyor İran’da devrim ama hangisi? Önümüzdeki belediye seçimleri Tür- kiye’de siyasal İslamõn yükselme ve toplumu dönüştürme süreci açõsõndan, çok kritik, hatta yaşamsal bir işleve sahip olacak gibi görünüyor. ABD, AB ve İsrailli kimi yo- rumcularõn bile algõlarõ bu yönde... Ne yazõk, Türkiye’de, liberal çevreler- den, siyasal yelpazenin soluna kadar geniş bir çevrede büyük çoğunluk bu gerçeğin ayõr- dõnda değil. Yaşam tarzlarõ, özgürlük anla- yõşlarõ dini bir rejim altõnda yaşamalarõna ke- sinlikle uygun olmayan kesimlerin hâlâ kar- şõ karşõya olduklarõ tehlikeyi yadsõmaya de- vam ediyor olmalarõ gerçekten trajik. Bu yadsõmayõ kolaylaştõran en önemli dü- şünsel / ideolojik etkenlerden biri (ekono- mik, siyasi getirileri bir kenara bõrakõrsak), buna “destekleyici fantezi” de diyebiliriz, “Türkiye İran olmaz” savõ. Her fantezi gi- bi, bunun da içinde önemli ölçüde gerçek- lik payõ var. Ancak bu fantezi, var olan ge- lişmelere gözlerini kaparken, gerçeği bas- tõrma ediminin getirdiği gerginliğe karşõ iki açõdan rahatlatõcõ etki yapõyor. Birincisi, ay- rõntõlarõ pek fazla bilinmeyen İran devri- minin, sol ve sosyalistler açõsõndan taşõdõğõ siyasi, kültürel dersler tartõşma dõ- şõ kalõyor, eski hatalarõn tekrarlandõğõ görülüyor. Di- ğer taraftan, büyük ölçüde yanlõş, bir yorumuna da- yanarak “Türkiye İran ol- maz” savõnõ savunmak ol- dukça kolay. İkincisi, tar- tõşmayõ İran üzerinde odak- laştõrmak, savuşturulmasõ o kadar kolay olmayan baş- ka savlarõ, siyasal İslamõn başka ülkelerdeki bir dev- rimden yararlanarak değil, evrimci bir biçimde, sivil toplumu ele geçirerek yük- selme örneklerinin, örneğin “Türkiye Mısır olur mu” sorusunun gündeme gel- mesini, Türkiye açõsõndan çok daha geçerli olan, top- lumsal deneylerin tartõşõl- masõnõ büyük ölçüde engelliyor. Kendi sonlarını hazırladılar İran devriminin solcu/sosyalist ve liberal bileşenleri, dinci hareketlerin “hakikat re- jimleri”nin siyasetleri ve siyaset yapma tarz- larõ üzerindeki belirleyici özelliğini göre- mediler. Geçmişin, özellikle şablonlarõnõn et- kisinden kendilerini kurtaramayan İran so- lu, soyut bir “antiemperyalizm” zeminin- de, liberal demokratlar da soyut bir halkçõ- lõk ve içeriksiz bir demokrasi söylemi ze- mininde Humeyni hareketini, Humeyni’nin vaatlerini ciddiye alõp destekleyerek, kendi sonlarõnõ hazõrladõlar. Bugün tüm Ortado- ğu’da, hatta Avrupa’da sol ve liberal aydõnlar, yine soyut bir demokratizm paradigmasõna takõlarak siyasal İslamõn adõm adõm iktida- ra yürümesine, toplumu dönüştürme sürecine destek olmakta, en azõndan hayõrhah bir ta- võr almakta, böy- lece kendi sonu- nu hazõrlamak- tadõr. İran devri- minin üzerinden tam 30 yõl geçti. Ama popüler söylemde, si- yasal İslamõn İran’da iktidara gelişinin Müs- lüman kitlelerin dinci bir ayaklanmasõnõn ve devriminin sonucu olduğuna ilişkin bir ya- nõlsama hâlâ egemenliğini koruyor. İran “Şii devriminin”, başlayan demokratik bir devrime sonradan katõlan teokratik bir ör- gütlenmenin (Molla hareketinin), tüm dev- rime katõlan sõnõf ve tabakalarõ ve hareket- leri hedef alan bir ihanetinin sonucu olarak gerçekleşmiş, ayrõcalõklõ bir ruhban sõnõfõnõn (vergi toplayan, vakõf yöneten) modernleş- me sürecinde kaybettiklerini geri almayõ amaçlayan bir restorasyon girişimi olduğu, henüz bilinçlere çõkmõş değil. Bir taraftan oryantalizm (Doğu farklõdõr, devrimleri bile…), diğer taraftan post-post- modernizmin, “evrensellik” düşmanlõğõ ve sõnõf çelişkilerini düşünmekte çektiği zorluk, kitle hareketine ilişkin yüzeysel, halkçõ yak- laşõmlarõ, hem bu gerçeği gizledi, hem de Humeyni ve diğer Şii ruhban sõnõfõnõn, devrime, hemen tüm sõnõf ve tabakalara, demokrasi, kadõn haklarõ, sosyal, ekonomik sorunlar, adalet konularõnda, daha sonra asla tutmaya ni- yetli olmadõklarõ vaatlerde bulunarak, düpedüz yalan söyleyerek katõlmõş oldu- ğunu gizledi. Siyasal İslam, İran’da, başlangõçta birlikte hareket ettiği müttefiklerine şiddet uygulayarak liderliği ele geçirdi ve demokratik dev- rim yönelimini ve devrim- cileri acõmasõzca tasfiye et- ti, hatta katletti. İran’da siyasal İslamõn devrimi, as- lõnda bir karşõdevrim oldu. Bu ilk anda aykõrõ gele- bilecek İran devrimi yoru- munu aşağõda açacağõm, ama daha fazla bil- gi, ayrõntõlõ çözümlemeler için, Ervand Ab- rahamian , Val Moghadam, Asef Bayat, Maziar Behrooz gibi yazarlarõn çalõşmala- rõna da bakabilirsiniz. [1] [1] Ervand Abrahamian, Iran Between two re- volutions (İki Devrim Arasõnda İran), 1982, Prince- ton University Press. Val Moghadam “One revolu- tions or two? The Iranian Revolution and The Isla- mic Republic” (Bir mi Yoksa iki Devrim mi? İran Dev- rimi ve İslami Cumhuriyet) Socialist Register, 1989, Asef Bayat “Revolution without movement, Movement Withouth Revolution, Compatring Islamic Activism in Iran and Egypt ( [Toplumsal] Hareketsiz Devrim, Devrimsiz [Toplumsal] Hareket: İran ve Mõsõr’daki İslamcõ Hareketlerin Bir Karşõlaştõrõlmasõ) Compa- rative Studies in Society and History (40:1:136-169) Cambridge University Press, 1998. Solun deneyim- leri Açõsõndan, Maziar Behrooz, Rebels With Cause, Failure of the left In İran (Amaçlõ İsyancõlar: Solun İran’daki Yenilgisi), I.B Tauris, 2000 İran devriminin başlangõç nokta- sõnõ, Şah rejiminin 300 civarõnda siyasi tutukluyu serbest bõrakmasõyla (nedenlerine bir sonraki bölümde de- ğineceğim), havada bir değişiklik se- zen aydõnlarõn, hukukçularõn ve orta sõ- nõf (burjuva) yapõlanmalarõn kendini ifade etmeye başlayan muhalefet ref- lekslerinin su yüzüne çõkmaya başla- dõğõ günlere koyabiliriz. Haziran 1977’de başlayan bu dönem boyunca, önce 55 avukat rejimi eleş- tiren bir açõk mektup yayõmladõlar; bu- nu üç Ulusal Cephe (liberal demo- kratik) liderinin açõk mektubu, onu da önde gelen 40 şair, romancõ, aydõnõn başbakana gönderdikleri mektup ve 1964’ten beri kapalõ olan Yazarlar Bir- liği’nin yeniden canlandõrõlmasõ izle- di. 1977’nin ikinci yarõsõnda muha- lefetin sesi giderek yükseldi. İlk kez 64 önde gelen avukat Tahran’da bir otelde bir açõk toplantõ düzenleyerek, rejimden askeri mahkemelerin ka- patõlmasõnõ, yargõ bağõmsõzlõğõnõn ga- ranti altõna alõnmasõnõ talep ettiler. Artõk açõk toplantõlar, şiir okuma ge- celeri yapõlmaya, çeşitli meslek ör- gütleri, öğrenci örgütleri ortaya çõk- maya başlamõştõ. Tahran’da çarşõ es- nafõ, Tüccarlar ve Zanaatkârlar Bir- liği’ni kurdu. İki büyük orta sõnõf ör- gütü giderek etkilerini arttõrmaya başladõlar. Ulusal Cephe maaşlõ or- ta sõnõflarõ, liberal aydõnlarõ temsil ediyordu. Kurtu- luş Hareketi, Ulu- sal Cephe’yle bir- likte çalõşmakla birlikte, doğrudan ekonomik etkinlik içinde olan orta sõ- nõflarla bağlantõlõ bir yapõlanmaydõ. Çarşõ esnafõyla da yakõn bağlarõ vardõ. Kum kentinde de ilk kez teoloji öğ- rencilerinin bir Eğitim Derneği kur- duğu ve Humeyni’nin ülkeye dön- mesine izin verilmesini talep ettikle- ri görüldü. TUDEH açık çalışmaya geçiyor Artõk bir toplumsal enerji hareket ha- lindedir. Sosyalistler Birliği’nin tem- silcileri; ulus çapõnda güçlerin birliği için çağrõ yapõyor, Habername gibi ye- ni muhalefet gazeteleri yayõmlanõyor, Radikal Hareket adlõ yeni bir parti ku- ruluyor, İran Komünist Partisi TUDEH açõk çalõşmaya geçiyor, Tahran, Aba- dan kentlerdeki hücrelerini canlandõ- rõyor, Fedain grubunun yardõmõyla Nuyid (haberci) adlõ yeni bir gazete çõ- karõyordu. Bu süreç boyunca muhale- fet etkinliklerinin kapalõ salon toplan- tõlarõ, açõk mektuplarla, manifestolar- la, yayõnlarla sõnõrlõ kaldõğõnõ görüyo- ruz. Dönüm noktasõ 19 Kasõm 1997’de polisin İran-Alman kültür derneklerinin birlikte düzenledikleri bir şiir okuma toplantõlarõ dizisini doku- zuncu akşamõnda, toplantõyõ zorla da- ğõtmaya kalkõnca gerçekleşti. Polisle öğrenciler çatõştõlar, bir öğrenci öldü, çok sayõda yaralõ vardõ. Böylece mu- halefet salonlardan sokaklara taşma- ya başladõ. Sokak gösterileri 1978 başõnda giderek hõzlandõ. Fedain, Mü- cahidin, TUDEH gibi ve daha bir sü- rü irili ufaklõ sol örgütün giderek güç- lendiği, yeni taraftarlar kazandõğõ, et- kilerini arttõrdõğõ, sol yayõnlarõn, ga- zetelerin, toplantõlarõn mantar gibi çoğaldõğõ görülüyordu. Rejim yanlõsõ İttila gazetesinin 7 Ocak günü yayõmladõğõ bir yazõyla bir- likte gelişmeler yine yön değiştirme- ye başladõ. İttila, Humeyni’nin İngiliz ajanõ olduğunu, erotik Sufi şiirleri yazdõğõnõ ileri sürdü. Yazõ, Kum ken- ti Şii medreselerinde öfke patlamasõ- na yol açtõ. Medrese öğrencileri so- kaklara döküldüler, polisle 4000 ci- varõnda gösterici arasõnda çõkan ça- tõşmalarda, rejime göre iki, gösterici- lere göre 70 öğrenci öldü, 500 öğ- renci yaralandõ. Bu çatõşmalardan sonra, 40’ar gün arayla düzenlenen anma toplantõlarõnõn, üç protesto dalgasõnõn oluşturduğu, yeni bir aşama başladõ. Katõlõmcõlarõn sayõ- sõ giderek arttõ, çatõşmalar giderek daha çok kente yayõldõ, sertleşti. Si- yasal İslam artõk devrimci dalgaya katõlõyordu. Ancak kitlesel etkisi sõnõrlõ, siyasi etkisi yok denecek kadar azdõ. 1978 yazõnda sokaklar rejimin vermeye başladõğõ kimi tavizlerle sa- kinleşmeye başladõ. 10-12 Mayõs ça- tõşmalarõnõn 40. gününde gösterici- ler, Humeyni’nin eylemlere devam çağrõsõna karşõn, Şeriatmadari’nin çağrõsõna uyarak salon toplantõla- rõnda ve camilerde kalmayõ seçtiler, sokaklara çõkmadõlar. Humeyni he- nüz kamusal otorite, siyasi lider ko- numuna yükselmemişti… SÜRECEK Düğmeye orta sınıf bastı Ne yazõk, yaşam tarzlarõ, özgürlük anlayõşlarõ dini bir rejim altõnda yaşamalarõna kesinlikle uygun olmayan kesimlerin hâlâ karşõ karşõya olduklarõ tehlikeyi yadsõmaya devam etmeleri gerçekten trajik. Bu yadsõmayõ kolaylaştõran en önemli etkenlerden biri, buna “destekleyici fantezi” de diyebiliriz, “Türkiye İran olmaz” savõ. Haziran 1977’de başlayan süreçte, önce 55 avukat rejimi eleştiren bir açõk mektup yayõmladõ; bunu üç Ulusal Cephe (liberal demokratik) liderinin açõk mektubu, onu da 40 şair, romancõ, aydõnõn başbakana gönderdikleri mektup izledi. 77’nin ikinci yarõsõnda muhalefetin sesi yükseliyordu. Şah rejiminin 300 siyasi tutukluyu serbest bırakmasının ardından muhalefet refleksi su yüzüne çıkmaya başladı. Sokak gösterileri 1978 başında gide- rek hız kazandı. Humeyni henüz siyasal lider konumuna yükselmemişti. “Şii devriminin”, başlayan demokratik bir devrime sonradan katılan Molla hareketinin, devrime katılan sınıf ve tabakaları ve hareketleri hedef alan bir ihanetinin sonucu olarak gerçekleşmiş, bir ruhban sınıfının modernleşme sürecinde kaybettiklerini geri almayı amaçlayan bir restorasyon girişimi olduğu, henüz bilinçlere çıkmış değil. Teokratik hareket yalanlarla devrime katıldı. ACI KAYBIMIZ Cumhuriyet değerlerinin yıllmaz savunucusu, Beşikdüzü Köy Enstitüsü mezunu, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Kartal Şubesi üyesi, Emekli Öğretmen ABDULLAH CEVDET AYESER’i kaybettik. Aziz naaşı 25.03.2009 Çarşamba günü (dün) Kandıra Karaağaç Köyü Mezarlığı’na defnedilmiştir. Tüm CUMOK’ların ve sevenlerinin başı sağ olsun. AİLESİ VE ARKADAŞLARI İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarõna sahip, London School of Business Administration’da master yapmõş, ÖĞRETMENDEN BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardõmcõ, sõnavlara hazõrlõk ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazõrlõk Acıbadem /İstanbul 05327018041 MASLAK’TA YENİ BİR LEZZET Tike markalarõ olan Why-B zurna ilk olarak aynõ mekânda şimdi 0212 276 60 60 telefon numarasõyla kapõnõzda.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle