19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU ‘Narsisizm!’ Babamın arşivini elden geçirirken, 11.7.1986 tarihli Cumhuriyet’ten kesip sakladığı, Uğur Mumcu’nun “Narsisizm!” başlıklı yazısıyla karşılaştım. Gözucuyla okuduğum birkaç satır beni bir anda kendine çekti ve bu hafta köşeme sevgili Uğur’u ko- nuk etmek istedim. Uzunca yazıdan birkaç bölümle, hem onu, hem ba- bamı anmış olacağım… Şimdi Uğur Mumcu’yu dinleyelim: “En tehlikeli ‘izm’ hangisidir, diye sorsalar, ne ya- nıt verirdiniz? Bence en tehlikeli ‘izm’ narsisizmdir. İnsanın ken- di görüntüsüne âşık olması kadar tehlikeli bir ruh has- talığı yoktur. Diktatörlerin birçoğu kendi kendilerine hay- ranlıkları nedeniyle kendi sonlarını hazırlamışlardır. (….) Kendi görüntülerine âşık olanlara ‘narsist’ denme- si, daha sonra psikanalizm terimi olarak da benim- senmiştir. ‘Narsisizm’ özgün adıyla bilinen bu hasta- lık insan psikolojisinin en karmaşık sorunlarından bi- rini oluşturuyor. İlkel toplumlarda, doğa olaylarının kendi gizemli güç- lerinden kaynaklandığını ileri süren kabile reisleri de herhalde narsisizmin en belirgin hastalarıydı. Modern toplumlarda da sahne, perde ve ses sanatçıları ile si- yasal liderler arasında da bu hastalığa çok rastlan- maktadır. Diktatörlerin ‘narsist’ olmadıkları söylenebilir mi?” “Karşılarında kendisini coşkunca alkışlayan kitlele- ri bulan liderler, bir süre sonra kendilerinde insanüs- tü bir güç bulmazlar mı? Her gün kendi görüntüsü- nü televizyonda gören ve ulaştığı yerlere bakarak, bü- tün bu doruklara yalnızca kendi insanüstü gücü ile gel- diğine inanan bir lider, ruhbilim bakımından sağlıklı sa- yılır mı? Diktatörler üzerinde yapılan araştırmalar, bu dikta- törlerin birçoğunda var olan ‘aşağılık duygusu’nun, kitle psikolojisi etkisi ile saldırgan bir ruh haline dön- üştüğünü göstermiştir. (….) İnsanları çoğu kez içgüdüleri yönetir. Akıllı ve sağ- lıklı insanlar bu içgüdüleri frenleyip, dengelerler. Li- derlerdeki aşağılık duygusu, bu içgüdüleri, yaşanan toplum psikolojisi içinde ön plana çıkarır.” “Ya çevre? Liderlerin çevrelerinde hemen bir ‘dalkavuk çem- beri’ oluşur. Lider ne derse o doğrudur. Bu ‘dalka- vuk çemberi’ne günümüzde basın da katılır. Lider ar- tık kendi insanüstü gücüne inanır. Ağzını açtı mı kit- leler harekete geçer! Bir işareti ile ülke boydan boya dalgalanır! Manşetler, yazılar, televizyon programla- rı hep onun gözünün içine bakar. Bir bakışı ile akan sular durur! Böyle düşünen bir lider, tam anlamı ile ‘narsist’ ol- muştur.. Gözü hiçbir şey görmez. Varsa yoksa ken- disi! Dünyanın merkezi kendi adı ve soyadıdır. Fizi- ğindeki çirkin görüntüde bile bir ‘ilahi güzellik’ arar ve bulur…” “Bu tür ‘narsisizm’ hastalığına tutulan liderler için kurtuluş yoktur. O önce kendini, sonra partisini ve dev- leti büyük serüvenlerin içine iter. ‘Benlik duygusu’nun verdiği doyumsuz tat hiçbir engel tanımaz. İçgüdü- ler, mitolojideki nergis çiçekleri gibi su üstüne çıkar. Lider her yerde kendi görüntüsünü arar. Bulamazsa öfkelenir. Öfkelendikçe kırıcı ve yıkıcı olur. Artık o bir hastadır. Kusuruna bakılmaz.” Yazısının son bölümünde Uğur Mumcu, “açık toplum ve çoğulcu demokrasi”nin “insan ruhunun de- rinliklerindeki bu çarpıklıkların zararlarını en alt düze- ye indiren”, “bu gibi hastalıkları elden geldiğince ön- leyen bir sistem” olduğunu dile getiriyor ve satırları- na bir dilekle son veriyor: “Tanrı hepimizi narsist liderlerden korusun…” 1986’da Türkiye’de siyaset yaşamının baş aktör- leri Kenan Evren ve Turgut Özal’dı. Uğur Mumcu yaşıyor olsa ve benzer bir yazı kale- me alsa, günümüze ilişkin olarak kim bilir neler ya- zacak, belki “narsisizm” başlıklı yazısını bile yeterli bul- mayacaktı! Çünkü 2000’lerin Türkiye’si, hasta ruhların ve ka- faların güdümünde, 1980’leri bile aratacak bir belir- sizliğe, karanlık bir geleceğe doğru yol alıyor… [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Balbay’õn tahliyesi istendi Avukatlarõn mahkemeye sunduğu yeni dilekçede Balbay hakkõnda birbiri ile aynõ anda uygulanmasõ mümkün olmayan iki ayrõ yargõlama tedbirinin olduğuna dikkat çekilirken bunun yasaya aykõrõ olduğu belirtildi İstanbul Haber Servisi - Ankara Temsilcimiz ve yazarõmõz Mustafa Balbay için avukatlarõ Akın Atalay ve Bülent Utku tarafõndan yeni bir tahliye talebinde bulunuldu. Avu- katlar, Ergenekon soruşturmasõnõn ikinci iddianamesinin mahkemece kabul edilmesiyle birlikte, hakkõnda yasaya aykõrõ olarak iki ayrõ tedbir bu- lunan Balbay’õn tutukluluğuna son ve- rilmesi gerektiğini belirttiler. Gazetemizin avukatlarõ Akõn Ata- lay ve Bülent Utku, Ergenekon so- ruşturmasõnõn ikinci iddianamesinin gönderildiği İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne dün yeni bir dilekçe verdiler. Dilekçede, Balbay hakkõn- da birbiri ile aynõ anda uygulanmasõ mümkün olmayan iki ayrõ yargõlama tedbirinin olduğuna dikkat çekildi. Balbay hakkõnda 5 Ağustos 2008 tarihinde İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce yurtdõşõna çõkõş ya- sağõ olan adli kontrol kararõ verildi- ği belirtilerek, bu karar kaldõrõlmadan, 8 ay sonra Balbay’õn İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce tutuklandõğõ kaydedildi. Bir şüpheli hakkõnda tu- tuklama ya da tutuklamadan daha ha- fif bir önlem olan “adli kontrol ka- rarı” uygulanmasõnõn yargõcõn tak- dirinde olduğu kaydedilerek, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 104/1. maddesinde adli kontrol kararõ ile tutuklama kararõnõn iki ayrõ yar- gõlama önlemi olduğunun açõkça gösterildiği vurgulandõ. Balbay hakkõndaki iki ayrõ tedbirin aynõ anda uygulanmasõnõn yasaya aykõrõ olduğu vurgulanarak, “Eğer aynı suç, suçlama ve soruşturma kapsamında, hakkında ‘tutuklama şartlarõnõn varlõğõ’ tespit edilerek, ‘adli kontrol kararõ’ verilmiş bir şüpheli hakkında, adli kontrol ka- rarının kaldırılarak, bu tedbirin tu- tuklamaya çevrilmesi için, CMK’nin 112. maddesinde belir- tilen şartların gerçekleşmesi ge- rekir” denildi. İstanbul 14. Ağõr Ce- za Mahkemesi’nin Balbay’õ aynõ suçlama ve soruşturma kapsamõnda tutukladõğõna işaret edilerek, tutuk- lama kararõnda, adli kontrolün neden yetersiz kalacağõna ilişkin tek bir ibarenin olmadõğõna dikkat çekildi. “Bırakınız açıklamayı, pek muh- temelen, müvekkil hakkında aynı nedenle daha önce adli kontrol kararı verilmiş olduğu da sanırız unutulmuştur” denilerek, tutuklama kararõ verilirken, Balbay’õn önceki ifa- de sorgu tutanaklarõ ve hakkõnda ve- rilmiş bulunan adli kontrol kararõnõ içeren dosyalarõn yargõca sunulmadõğõ belirtildi. T E K Ö R N E K B A L B A Y C MK yürürlüğe girdiği andan itibaren herhangi bir şüpheli hakkõnda bu şekilde bir uygulamanõn tek bir örneğinin olmadõğõ ifade edilerek, şöyle devam edildi: “Müvekkilin de şüpheli olarak yer aldõğõ iddia- name mahkemenize sunulmuş bulunmaktadõr. İddianamenin kabulüne karar vermeniz halinde, müvekkil mahkemenizce yargõlanacaktõr. Tensip tutanağõ ile birlikte, tutuklu şüphelilerin tutukluluk hallerine ilişkin bir karar verece- ğiniz de kuşkusuzdur. Müvekkilimiz hakkõnda daha önce mahkemenizce ve- rilen ‘adli kontrol kararõnõn’ halen geçerli olduğu ve kaldõrõlmadõğõ ortadadõr. Daha sonra ‘tutuklama kararõ’ da verilmiş olmasõnõn kanunun emredici dü- zenlemesine aykõrõ olduğu dikkate alõnarak, müvekkil hakkõn- daki tutuklama kararõnõn kaldõrõlarak tahliyesine karar vermenizi hukuk ve adalet adõna talep ediyoruz.” Balbay’õn tutuklanmasõ için gerekli koşullarõn bulun- madõğõ yönündeki ayrõntõlõ açõklamalarõn, tutuklama ka- rarõnõ veren mahkemeye de sunulduğu ifade edilerek, Balbay’õn kanuni haklarõnõn yerine getirilmesi ve ağõr mağduriyetine son verilmesi istendi. Hergün yeni bir saldõrõ İstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda AKP’ye ya- kõnlõğõyla bilinen gazeteler, okurlarõn kafasõnõ karõştõrarak Cumhuriyet yazarlarõna sal- dõrõyor. Sayfalar dolusu de- magojilerle olaylar ve olgu- lar çarpõtõlarak Cumhuriyet’e her gün başka bir cepheden savaş açõlõyor. Yeni Şafak gazetesi, Cum- huriyet’ten tartõşmalõ bir şe- kilde ayrõlan, Milliyet gaze- tesi yazarõ Hasan Cemal’in önceki gün yayõmlanan ya- zõsõnõ “İlhan Abi hiç de- ğişmedin” başlõğõ ile man- şete taşõdõ. Haberde, Hasan Cemal’in “Ben değiştim. İl- han Abi hiç değişmedi. Di- leğim, Cumhuriyet’te yıl- larca birlikte çalıştığım Mustafa Balbay’ın da öz- gürlüğüne en kısa sürede kavuşması ve değişmesi” şeklindeki değerlendirme- sine yer verildi. Yeni Şafak gazetesi ha- berinde, Hasan Cemal’in, “Mustafa Balbay günlük- leri, Hasan Cemal günlük- leri” başlõğõ ile yayõmlanan yazõsõnda İlhan Selçuk’a ilişkin “artık değiş” mesajõ verdiğini belirtti. Haberde Cemal’in Selçuk ile birlikte yer aldõğõ 9 Mart 1971 cun- tasõna karşõ yapõlan 12 Mart darbesinden sonra kendisinin demokrat çizgiyi benimsediği anlatõlarak “İlhan Abi de- ğişmedi. İnşallah Balbay değişir” dediğini sayfalarõna taşõdõ. Gönensin de var Gazetenin yaptõğõ derle- me haberde ayrõca Vatan ga- zetesi yazarõ Okay Gönen- sin’in “Selçuk’un 1970’ler- de kaldığı” yönündeki de- ğerlendirmesine yer verildi. Haberde, Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda tutukla- nan gazetemiz Ankara Tem- silcisi Mustafa Balbay’õn darbe günlükleri olarak iddia edilen notlarõnõn gazetecile- rin askeri darbelerdeki rolü- nün bir kez daha tartõşõlma- sõna neden olduğu anlatõldõ. İLHAN TAŞCI ANKARA - Hava Kuvvetleri Ko- mutanlõğõ Askeri Savcõlõğõ’nca “ol- mayan emirlerin” sisteme girilme- siyle ilgili soruşturmada bilirkişinin ha- zõrladõğõ raporda çarpõcõ belirlemele- re yer verildi. Raporda, birlikteki gö- revli astsubay Ali Balta tarafõndan “dışarıda” hazõrlanan ve askeriyenin teknolojik ortamõna sokulan sahte emirlerle “Türk Silahlı Kuvvetle- ri’nin Ergenekon terör örgütü ile ilişkilendirilmeye çalışıldığı” vur- gulandõ. Işõk evlerinde yetişen Ali Bal- ta’nõn ev toplantõlarõnda “ev ağabey- leriyle” Fethullah Gülen’in kitapla- rõnõ okuyup, değerlendirmeler yaptõ- ğõ anlaşõldõ. Hava Kuvvetleri Askeri Savcõlõ- ğõ’nca yürütülen karargâh evleri so- ruşturmasõnõn bilgi sõzdõrma ayağõnõ oluşturan ve õşõk evlerine kadar uza- nan olaylar şöyle gelişti: Kayseri 2. Hava İkmal Bakõm Mer- kezi ve Garnizon Komutanõ Tümge- neral Rıdvan Ulugüler adõna hazõr- lanmõş sahte emirler komutanlõğõn elektronik sistemine sokuldu. Komu- tanlõğõn Doküman Yayõn Sistemi’ne (DYS) giren sahte emirlerden ilkine göre, Ergenekon kapsamõnda tutuk- lanan Albay Cengiz Köylü için yar- dõm toplanmasõ talimatõ verildi. Tu- tuklu Köylü için düzenlendiği belir- tilen yardõm kampanyasõna ilişkin sahte emirde, özetle şöyle denildi: “...Hv.Per.Alb. Cengiz Köylü’ye yapılacak yardım aynı zamanda silah ve kader arkadaşlığının dost ve düşman herkese en güzel gösterge- si olacaktır. Tüm personelimin ge- rekli hassasiyeti göstereceğine ina- nıyorum Emrin tüm personele söz- lü olarak tebliğ edilmesini (yazılı olarak tebliğ edilmeyecek) ilan/ya- yın veya bilgi panolarına asılma- masını, evrağın gizlilik derecesine uygun olarak muhafazasını ve yar- dım kampanyası bitiminde emrin imhasını rica ederim.” Tümgeneral Ulugüler adõna DYS sistemine sokulan ikinci sahte emirde ise askerlerin Kayseri’de girmelerinin sakõncalõ olabileceği değerlendirilen lokanta ve otel isimleri yer aldõ. He- men ardõndan da kentteki pek çok iş- yerine “Sayın İşletme Sahibi, Ulu- güler, yayınladığı kanunsuz bir emirle sizleri fişlemektedir. Tüm- general Rıdvan Ulugüler bu emir- le haksız rekabet oluşturmuş ve görevini kötüye kullanmıştır. Sizleri kin ve düşmanlığı sevketmiştir. Ya- pılan bu kanunsuz ve suç olan uy- gulamayı hemşerimiz olan sayın Cumhurbaşkanına, Başbakana, Ge- nelkurmay Başkanına ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir di- lekçe ile şikayet edebilirsiniz. Ayrıca gazete ve televizyonlara da vererek hakkınızı arayabilirsiniz” yazõlõ me- tin dağõtõldõ. Askeri savcõlõk yaptõğõ çalõşmalar sonucunda, sahte emirleri askeri sis- teme sokanõn astsubay Ali Balta ol- duğunu saptadõ. Belirlemelerin ardõndan konuya ilişkin bilirkişi görevlendirdi. Bilir- kişinin soruşturma dosyasõna giren ra- porunda, olay şöyle değerlendirildi: “(Yardıma ilişkin sahte belge) Albay Cengiz Köylü’nün mutlak itaat bilinciyle hareket ettiği be- lirtilerek, sanki amirlerinin verdiği emirleri yerine getirme suretiyle Ergenekon terör örgütü üyesi ol- duğu izlenimi yaratılmakta... Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ergenekon terör örgütü ile bağlantısının ol- duğu örtülü olarak vurgulandığı anlaşılmaktadır. Tümgeneral Rıd- van Ulugüler’in şahsında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ergenekon terör örgütü üyesi olmaktan tu- tuklu bulunan Albay Cengiz Köy- lü’nün silah ve kader arkadaşı ol- duğu vurgulanarak, onun arka- sında olduğu ve bunun dost ve düş- man herkese gösterilmek suretiy- le TSK Ergenekon terör örgütü ile ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. Hatta TSK’nin yazışma usullerine aykırı olarak emrin 5. maddesin- de yardım kampanyası bitiminde emrin imha edilmesi istenerek, gizli kapaklı bir iş yapılıyor dü- şüncesi oluşturulmaktadır...” BALTA: IŞIK EVLERİNE GİDİP GELDİĞİMİ BİLDİĞİNİ SÖYLEYEREK TEHDİT ETTİ T utuklanan Balta, ifadesinde yaptõklarõnõ özetle şöyle anlattõ: “Soyadõnõ hatõrlayamadõğõm Yu- suf isimli kişiyle tanõştõm. Konuyu benim õşõk ev- lerinde geçirdiğim 1 yõla getirdi... Sohbet sõrasõnda ba- na, AKP’nin Kayseri’de iyi hizmetlerde bulunduğunu belirttikten sonra Ergenekon gibi bir örgütü ortaya çõ- kardõklarõnõ, yüksek düzeyde birçok insanõ içeri aldõk- larõnõ söyledi... Daha sonra bana içinde word belgesi olan bir flash bellek getireceğini belirterek bu belge- leri komutanlõğõn Dökuman Yayõn Sistemi’ne aktarmamõ istedi. Denizli’de Işõk Evleri’ne gidip geldiğimi bildi- ğini, yapmazsam bu durumu komutanlarõma söylemekle tehdit etti. Bu durumun ortaya çõkmamasõ için teklifi ka- bul ettim ve Yusuf ile buluşarak flash belleği aldõm. Bu buluşma sõrasõnda Yusuf’tan, yüzbaşõ M.O’nun bilgi- sayarõnõn şifresinin yazõlõ olduğu kâğõdõ da aldõm. Yu- suf, kâğõdõ verdikten sonra, ‘Dediklerimi yaparsan bir- çok kötü insan temizlenecek’ dedi. Bilgisayarõ, M.O’nun şifresini girerek, açtõm ve flash bellek içindeki word dos- yasõnõ sisteme kopyaladõm.” Silopi kazıları sona erdi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak’õn Silopi ilçe- sinde Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõlarõn talimatõyla BO- TAŞ tesislerinde yeniden başlatõ- lan kazõlar tamamlandõ. Soruş- turmanõn gizliliği nedeniyle ka- zõlar hakkõnda bilgi verilmedi. Şõrnak’õn Cizre ilçesine bağlõ Kuştepe köyünde yapõlan ve 20 kemiğin çõktõğõ kazõlar nedeniyle gözaltõna alõnan korucular ve es- ki Cizre Belediye Başkanõ Kamil Atak’õn iki oğlu ile bir kardeşinin de bulunduğu 5 kişi adliyeye çõ- karõldõ. Kamil Atak’õn oğlu Temel Atak tutuklanõrken diğer 4 kişi ser- best bõrakõldõ. Karargâh evleri soruşturmasõndan õşõk evleri çõktõ. Bilirkişi raporunda sahte emirleri hazõrlayanlarõn õşõk evlerinde yetiştiği ortaya çõktõ HASAN CEMAL, YENİ ŞAFAK’A HABER OLDU Mustafa Balbay ‘TSK, Ergenekon ile ilişkilendirilmek isteniyor’ GENELKURMAY DEĞERLENDİRMESİ ‘Kayseri’de halkõ kõşkõrtmak istediler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay İletişim Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin Gü- rak, Kayseri’de halkõn Garnizon Komutanõ’na karşõ kõşkõrtõlarak Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin itibarõnõn zedelenmeye çalõşõldõğõnõ söyledi. Gürak, haftalõk basõn toplantõsõnõn ardõndan, ga- zetecilerin sorularõ üzerine Kayseri Garnizon Komutanõ’na atfen yapõlan “fişleme” konusu- nun incelemesinin tamamlandõğõnõ belirtti. Gü- rak, Kayseri’de askeri personelin girmesinin sa- kõncalõ olacağõ ve olay çõkmasõ muhtemel ma- halle, sokak, kafe kõraathane, internet kafe, pas- tane, müzikevi, lokanta ve otel gibi yerlerin lis- tesinin Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü’nün bil- dirdiği adresler olduğuna dikkat çekerek “Bel- gede tahrifat yapılmak suretiyle Garnizon Komutanlığı’nın sanki kendi inisiyatifiyle ha- reket ettiği yönünde sahte belge tanzim edil- diği, bu belgenin işletme sahiplerine gönde- rildiği, böylece halkın Garnizon Komutanı aleyhine kışkırtılarak TSK’nin itibarını zede- lemek için kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığı tespit edilmiştir” dedi. Gürak yapõlan incele- melerde Kayseri Garnizon Komutanõ Tümgene- ral Rıdvan Ulugüler’in karargâh evleri ile bağ- lantõsõnõn kurulmasõ amacõyla sahte belge dü- zenlendiğinin de ortaya çõkarõldõğõnõ bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle