Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz. Muhalefet ya-
pan partiler, medya mı? Topu birden tu kaka!
Geçenlerde yeni bir örnek verdi.
Biri AKP iktidarı ile “şiir gibi geçindiğini” söy-
leyen, diğeri emekli olurken iktidar armağanı pa-
halı bir otomobili kabul eden iki eski Genelkurmay
Başkanı -Hilmi Özkök ile Yaşar Büyükanıt- Er-
genekon davasına bakan mahkeme çağırsa dar-
be söylentileriyle ilgili ifade vereceklerini açıkla-
dılar.
Mahkeme çağırırsa gidip ifade vermemek lüks-
leri varmış gibi; bu açıklama geniş yankı uyandırdı.
Fakat ilginç gösteriyi her konuşması, davranı-
şı ile 16. Türk büyüğü olduğunu kanıtlamaya ça-
lışan RTE’den izledik.
İki emekli orgeneralin yargının çağrısına uya-
caklarını niye açıkladıklarını şöyle yorumluyor:
“...Geçmişinden herhangi bir endişesi olmayan
insanın kalkıp burada geleceğe yönelik bir endi-
şe taşıması mümkün mü?...”
Bu yorumu yapan RTE değil de başka biri, ör-
neğin Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli olsa, şap-
kayı çıkar selamla.
Ama söyleyen kişi hakkında evrak sahtekârlı-
ğından tutun da, çeşitli yolsuzluk, görevi ihmal gi-
bi suçlamalar içeren dosyaları TBMM komis-
yonlarında uyutan kişi, RTE olunca durum deği-
şiyor.
Zira Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak RTE,
benim alnım ak diyerek ne dokunulmazlığının kal-
dırılarak yargıya gitmek istiyor… ne de siyaset
adamlarının dokunulmazlıklarının kaldırılmasına izin
veriyor.
İşine geldiği için Özkök ile Büyükanıt’ın Erge-
nekon davasında çeşitli darbe iddialarıyla ilgili ifa-
de vermesini elbette övecek, onaylayacak; ama
yargıya gitmekten fellik fellik kaçarak geçmişini te-
mize çıkarmaktan kaçınacak!
Bu tezada ne perhiz ne lahana turşusu derler.
Siyasetçideki yüzsüzlüğün ölçüsü yok.
Yarın öbür gün Necmettin Erbakan’ın görüş-
lerini yineleyen vârislerinin sözlerini örnek gös-
tererek kendini savunursa şaşırmayacağız.
Bakın “onlar” daha neler istiyorlar diye ortaya
çıkabilir.
Örneğin “onlar” diye sözünü ettiği kişi, Erba-
kan’ın kızı Elif.
Elif Hanım, dinci uygulamalarda daha ileri aşa-
mada: “Büyük ölçüde bir ahlak çöküntüsü ile kar-
şı karşıya kalıyoruz. AKP iktidarı, gençlerin din der-
si öğrenmemesi için destek veriyor” diyor.
RTE ise kendini aklamak için bu türden söy-
lemleri “Bizim milli eğitimi din eğitimine dönüş-
türdüğümüzü, 8 yıllık eğitimin canına okuduğumuzu
söyleyerek iftiralara delil” diye kullanır mı? Kulla-
nır.
Kafa o kafa ki; RTE, Erbakan cemaatinin bu tür-
den söylemlerine sarılıp beni öpüp de başınıza ko-
yun diyebilir.
Ne ki, yutturmalarını vatandaş, sokaktaki insan
yutmuyor.
AKP, dini kullanarak Müslüman halkı soyanla-
rın canlı örneği Deniz Feneri skandalını siyaset-
çilerin marifeti diye yutturmaya çalıştı. Çalışıyor.
Lakin hiç umulmadık yerde ve zamanda An-
talya’da parkta oturan 75 yaşındaki kadın, yanı-
na gelen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e so-
ruyor: “Deniz Feneri olayı ne oldu?” Yanıt: Yargıda!
Kadın bu yanıtı sen onu benim külahıma anlat
der gibi, hadi canım sen de çekiyor ve; “Seçim bi-
ter Fener davası da biter… Hadi hadi… Size oy
moy yok!” diyor.
Öyle bir davranış, öyle bir yanıt ki yüzlerce ya-
zıya, yoruma bedel!
SAYFA 21 MART 2009 CUMARTESİCUMHURİYET
16 HABERLERİN DEVAMI
Ali Selim KUŞCU Hukukçu
Baştarafı 2. Sayfada
Ancak, bir gazetecinin
bu nedenle hukuk karşõ-
sõnda çok ağõr bir ceza
tehdidi ile yargõlanmasõ-
na başlanacağõ bir za-
manda, bu notlardan yo-
la çõkarak peşinen bir
meslektaşõnõ mahkûm et-
menin, onun kişisel ve
mesleki geleceğini ka-
rartmaya çalõşmanõn da
etik açõdan sorunlu ol-
duğunu bilmek gerekir.
Askeri bir darbe giri-
şiminin Ceza Kanu-
nu’nda suç olduğu açõk
olarak bellidir. Bu suçla
doğrudan itham edilece-
ği düşünülen, varsayõlan
kişilerle görüşen bir ga-
zetecinin, büyük bir ço-
ğunluğu (özel olarak de-
ğerlendirilmesi gereken
birkaç istisna dõşõnda)
belirtilen kişilerin görüş-
lerini dinleyip, bunlarõ
gazetecilik bağlamõnda
kullanmasõ ve/veya kul-
lanmayõ düşünmesinden
hareketle notlar almasõnõ,
doğrudan o suçla bağ-
lantõlandõrmak şeklinde-
ki bir yaklaşõm, huku-
kun kabul edemeyeceği
bir olgudur.
Nasõl ki, ağõr yaralõ
olup tõbben derhal müda-
hale edilmesi gereken
hasta söz konusu oldu-
ğunda bir hekimin, hu-
kuki savunmasõnõ üstlen-
diği şüpheli nedeniyle bir
avukatõn, o hasta ya da
şüpheli ile özdeşleştiril-
mesi ve o kişilere yükle-
nen suçla bağlantõlandõ-
rõlmasõ mümkün değilse;
bir suç şüphesi altõnda
olan ya da suç işlemeyi
düşünen kişilerle kamuo-
yunu bilgilendirme görevi
olan bir gazetecinin gö-
rüşmesi ve o kişinin
söylediklerini not alma-
sõnda da gazetecinin o
kişilerle özdeşleştirilme-
si veya bağlantõlandõrõl-
masõ mümkün değildir.
Bir hekimin, bir avu-
katõn ya da bir gazetecinin
muhataplarõyla özdeşleş-
tirilip, işlendiği iddia edi-
len suç bakõmõndan irti-
batlõ sayõlabilmesi için, bu
görevlerinin dõşõna taşõp,
eylemin işlenmesi bakõ-
mõndan aralarõnda açõk
ve somut bir işbirliği ve
iştirak ilişkisi olduğuna
dair hukuken kabul edi-
lebilir nitelikte kanõtlar
bulunmasõ gerekir.
Gazetecilik
Faaliyeti mi Değil mi?
İstanbul Haber Servisi - 5.
Dünya Su Forumu’nun suyu ti-
cari bir meta olarak ele almasõna
yönelik eleştirilere 4. Dünya Su
Forumu’nun yapõldõğõ Meksi-
ka’nõn Kongre üyesi Ruth Za-
valeta Salgado da katõldõ. Sal-
gado, suyun ticari bir meta ola-
rak değil bir insan hakkõ olarak
tanõmlanmasõ gerektiğine dik-
kat çekerek “Ülkeler suyla ilgi-
li taahhüt altına girmezse bir
sonraki forumda da aynı şey-
leri konuşuyor oluruz” uyarõ-
sõnda bulundu.
Sütlüce Kültür ve Kongre Mer-
kezi’nde devam eden 5. Dünya
Su Forumu’nda dün “Bakanlar,
Yerel İdareler ve Parlamen-
terler” üçlü diyalog toplantõsõ
gerçekleştirildi.
Salgado, 3 yõl önce Meksi-
ka’da forumun yapõlmasõnõn ar-
dõndan federal bütçede suya ay-
rõlan payõn iki katõna çõkarõldõğõnõ,
ancak ülkesinde sağlõklõ suya
erişim sorununun hâlâ çözüle-
mediğini söyledi. Yasalarda hâ-
lâ gereken değişikliklerin yapõl-
madõğõnõ belirten Salgado, “Ül-
kemde hâlâ su bir hak mıdır,
yoksa ticari bir meta mıdır
tartışması sürüyor. Dünyada-
ki tüm yasama organlarının
suyla ilgili çıkardıkları yasa-
larda, suyun insan hakkı ola-
rak tanımlanması sağlanmalı.
Taahhütler vermenin zamanı
geldi de geçiyor. Bu konuda ıs-
tırap çekenlerin sayısı gittikçe
artıyor” dedi.
Filistin Beit Sahour Belediye
Başkanõ Hani Abdul Massih, ül-
kesindeki yeraltõ su kaynaklarõ-
nõn İsrail’in denetiminde oldu-
ğunu, su pompalarõnõ, arõtma
tesislerini kullanamadõklarõnõ,
Gazze’deki su havzalarõnõn yö-
nünün İsrail tarafõndan değişti-
rildiğini anlattõ.
Türkiye-İran ortaklığı
İran Enerji Bakanõ Perviz Fet-
tah, Türkiye-İran arasõndaki ener-
ji ortaklõğõ ile ilgili basõn top-
lantõsõ düzenledi. Fettah, Türki-
ye ile İran arasõndaki enerji iş-
birliği için önceki gece 23.00’e
kadar çalõştõklarõnõ ve 1 ay için-
de imzalanacak bir sözleşme
metni hazõrladõklarõnõ söyledi.
Fettah, “Anlaşma metnine gö-
re, 2 ülke arasında transfer hat-
ları kurulacak. Hidroelektrik
santrallar İran’da yapılacak.
Temel santrallar da İran’da
her 2 ülke işbirliğinde inşa
edilecek. Tüm bu elektrik Tür-
kiye’ye dağıtılacak” dedi.
İran’õn Türkiye’ye 200 megawat
enerji ihraç ettiklerini de anlatan
Fettah, “Bu yıl sonuna kadar
400’e, önümüzdeki 2 yılda da
1000 wat’a yükseltilecektir. Ek
bir paketle de 6 bin megawat-
lık bir enerjinin planlanması-
nı hedefliyoruz” diye konuştu.
Fettah, ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn nevruzla ilgili yap-
tõğõ õlõmlõ açõklamalar hakkõnda
“Pozitif eylemler görmemiz,
aksiyon almamız gerekiyor.
ABD’nin İran ile ilgili politi-
kalarını değiştirmelidir” dedi.
Dünya Su Forumu’na içeriden eleştiri
mõnõn ifadesi şöyle: “Canlıların
çevreye adaptasyonu ve evrim ile
ilgili olarak öğrenciler; evrim ile
ilgili farklı görüşlere örnekler
verir.” Burada yine kuram sözcü-
ğünün hiç kullanõlmadõğõnõ, görüş
sözcüğünün tercih edildiğini görü-
yoruz. Ayrõca bu bölüme şöyle bir
uyarõ konulmuş: “Evrim ile ilgili
farklı görüş örneklerinde ayrın-
tıya girilmez.” Yani Darwin’in
adõnõn ve evrim kuramõnõn adõnõn
kesinlikle telaffuz edilmemesi sõkõ
sõkõ tembihlenmiş.
? İlköğretim fen ve teknoloji 8.
sõnõf kitabõnõn 44-47. sayfalarõnda
“Adaptasyon ve Evrim” başlõğõ al-
tõnda programõn evrimle ilgili ka-
zanõmlarõ işlenmiş. Bu bölümlerde
yine Darwin’in evrim kuramõna
ilişkin herhangi bir bilgiye yer ve-
rilmemiş. Birkaç cümle içinde Dar-
win’in adõ geçmiş ancak ne yaptõ-
ğõ bilimsel çalõşmalara ne de kura-
mõna ilişkin en ufak bir bilgiye de-
ğinilmemiş.
? Bakanlõğõn ortaya koyduğu or-
taöğretim 9. sõnõf, 10. sõnõf ve 11.
sõnõf biyoloji ders programlarõnda
da evrime ilişkin en küçük bir söz-
cük bile yer almõyor.
? Ortaöğretim 9. sõnõf biyoloji
programõnõn 1. ünitesi “Canlıların
Sınıflandırılması ve Biyolojik
Çeşitlilik”, önerilen konu başlõklarõ
“Canlıların Sınıflandırılması”,
“Canlılar Âlemi”, “Biyolojik Çe-
şitlilik ve Türlerin Korunması”
şeklinde düzenlenmiş. Ancak bu
bölümün kazanõmlarõnõn incelen-
mesinden görüyoruz ki konuya
ilişkin hiçbir kazanõma yer veril-
memiş.
? Yine 11. sõnõfõn 2. ünitesi
“Kalıtım, Gen Mühendisliği ve
Biyoteknoloji” olarak adlandõrõl-
mõş. 8. sõnõftaki ünitenin adõnõn da
“Hücre Bölünmesi ve Kalıtım”
olduğu ve bu ünitede evrimle ilgi-
li kazanõmlara (5.1, 5.2, 5.3, 5.4 ka-
zanõmlarõ) yer verildiğini hatõrlõ-
yoruz. Hem 8. sõnõf hem de 11. sõ-
nõf üniteleri kalõtõmla ilgili. Böyle
bir ilgililik açõsõndan baktõğõmõzda
“Acaba 11. sınıfta evrimle ilgili
yeni kazanımlara yer verilmiş
mi?” sorusu akla geliyor. Ancak
burada da hiçbir şekilde yer veril-
mediğini görüyoruz.
? Bütün bu incelemelerden orta-
ya çõkan gerçek şu ki MEB, dola-
yõsõyla AKP, eğitim politikalarõ
içerisinde evrim kuramõna ve Dar-
win’e olan düşmanlõğõnõ sürdür-
meye, bilimi siyasallaştõrmaya, eği-
timi dinselleştirme hedefini her
alanda gerçekleştirmeye devam
edeceğini açõkça ilan etmektedir.
TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisindeki sansürün ardõndan MEB de Darwin’i kitaplardan siliyor
Ders programlarında Darwin temizliği
Yazarlarımızdan
Balbay’a destek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazete-
miz yazarlarõ, Ergenekon davasõ kapsamõnda
tutuklanan Ankara Temsilcimiz ve yazarõmõz
Mustafa Balbay için buluşuyor. Yazarlarõmõz
Balbay için bugün Cumhuriyet Kültür Merke-
zi’nde (CKM), yarõn da Atatürk Kültür Merke-
zi’nde (AKM) başkentli okurlarõyla bir araya
gelecek. Yazarlarõmõz Cüneyt Arcayürek,
Hikmet Çetinkaya, Deniz Som, Ali Abalı, Ali
Sirmen, Ümit Zileli, Şükran Soner, Özgen
Acar, Serdar Kızık, Işık Kansu ile Cumhuri-
yet Kitaplarõ’ndan çõkan eserleri bulunan gaze-
temiz yargõ muhabiri İlhan Taşcı ve gazetemiz
diplomasi muhabiri Bahadır Selim Dilek bu-
gün saat 12.00’de, Ankara temsilciliğimizdeki
(Ahmet Rasim Sokak, Numara 14 - Çankaya)
CKM’de, Ankara Temsilcimiz ve yazarõmõz
Mustafa Balbay’õn kitaplarõnõ imzalayacaklar.
Etkinlikte Balbay’õn kitaplarõ, herhangi bir kâr
amacõ gütmemek amacõyla yüzde 50 indirimli
olarak satõşa sunulacak. Aynõ gün gazetemiz
yazarlarõ ayrõca Eylül Fuarcõlõk ve Türk Kütüp-
haneciler Derneği tarafõndan bu yõl 3.’sü dü-
zenlenen “Ankara Kitap Fuarı”na katõlacak-
lar. Cumhuriyet Vakfõ Başkan Yardõmcõsõ Alev
Coşkun, bugün AKM’de, 13.00-14.00 saatleri
arasõnda, “Samsun’dan Önce Bilinmeyen 6
Ay” konulu bir söyleşi gerçekleştirecek. Ardõn-
dan, 14.00-16.00 saatleri arasõnda, fuarda yer
alacak Cumhuriyet Kitaplarõ standõnda, gaze-
temiz yazarõ Hikmet Çetinkaya ile birlikte ki-
taplarõnõ imzalayacaklar.
Yazarlarõmõz, yarõn da AKM’de gerçekleş-
tirilen “3. Ankara Kitap Fuarı”na katõlacak-
lar. Burada, Balbay, eğer tutuklanmamõş ol-
saydõ saat 13.00’te, okurlarõyla “Yerel Se-
çimlere Doğru Türkiye” konulu bir söyleşi
gerçekleştirecekti. Balbay’õn söyleşisini bu
kez gazetemiz yazarlarõ aynõ saatte birlikte
yapacaklar. Ardõndan yazarlarõmõz, Alev
Coşkun, Hikmet Çetinkaya, Deniz Som,
Ümit Zileli, Serdar Kõzõk ile Dil Derneği Baş-
kanõ Sevgi Özel ve yazar Kemal Ateş saat
14.00’te Balbay’õn kitaplarõnõ imzalayacak-
lar. (Etkinlikle ilgili ayrõntõlõ bilgi, 0 312 442
30 50 numaralõ telefondan edinilebilir.)
‘Dava Türkiye’ye
zarar verecek’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Temsilcimiz ve yazarõmõz Mustafa Balbay’õn,
Ergenekon davasõ kapsamõnda tutuklanmasõna
tepkiler sürüyor. Uluslararasõ Çocuk ve Gençlik
Tiyatrolarõ Birliği (ASSITEJ) Türkiye Merkezi
Genel Sekreteri ve tiyatro oyuncusu Nurkut İl-
han, “Bu davayı çocuklarımıza açıklayama-
yacağız” dedi.
ASSITEJ Türkiye Merkezi Genel Sekreteri
ve tiyatro oyuncusu Nurkut İlhan, dün Ankara
temsilciliğimizi ziyaret ederek, geçmiş olsun
dileklerini iletti. İlhan, Balbay’a yapõlanõn hu-
kuk dõşõ bir uygulama olduğunun altõnõ çizerek,
“Bir sanat adamı olarak yapılanları kınıyo-
rum. Türkiye nereye gidiyor? Biz bu davayı
ileride çocuklarımıza açıklayamayacağız. Bu
dava ileride Türkiye’nin Batı ülkelerindeki
imajına ciddi anlamda zarar verecek” dedi.
ADD Giresun Şube Başkanõ Hilmi Taşkın da,
gazetemize gönderdiği iletide, “Yıllardır
Cumhuriyet için mücadele etmiş bir yurtse-
vere nasıl bu tür suçlamalar yapılabilir?
Onu, köşesini ve televizyon programını öz-
lemle bekliyoruz.” ifadelerini kullandõ.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Yeni değişen ve
önümüzdeki yõl uygulamaya gire-
cek olan ortaöğretim 9. sõnõf, 10. sõ-
nõf ve 11. sõnõf biyoloji ders prog-
ramlarõnda “evrim”e ilişkin en kü-
çük bir sözcük bile yer almõyor.
Mevcut kitaplarda da yaşamõn baş-
langõcõ “yaratılışla” anlatõlõrken,
evrim teorisi bir “görüş” olarak de-
ğerlendiriliyor. Öğretmenlerden
“evrim ile ilgili farklı görüş ör-
neklerinde ayrıntıya girmeme-
leri” isteniyor.
TÜBİTAK’õn Bilim ve Teknik
dergisinde sansürlenmesiyle yeni-
den gündeme gelen Darwin’in ev-
rim teorisi, Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ’nõn da “korkulu rüyası” oldu.
Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanõ
Tuğrul Culfa, mevcut biyoloji ki-
taplarõnda evrime nasõl yaklaşõldõ-
ğõnõ ve henüz kamuoyuna yansõ-
mayan yeni 9, 10, 11. sõnõf biyolo-
ji programlarõnõ raporlaştõrdõ. Cul-
fa’nõn raporundan çõkan sonuçlar,
TÜBİTAK tarafõndan sansürlenen
Darwin’in Milli Eğitim Bakanlõğõ
tarafõndan da “sevilmediğini” or-
taya koydu. Raporda yer alan tes-
pitler şöyle:
? Halen 10. sõnõflarda okutulan
biyoloji ders kitabõnõn 76. sayfa-
sõnda “Hayatın Başlangıcı İle İl-
gili Görüşler” bölümü bulunuyor.
Bu başlõk altõnda 78. sayfada “Ya-
ratılış Görüşü” alt başlõğõ veriliyor
ve bu görüşün açõklamasõ yapõlõyor.
Ayrõca kitabõn yine 78. sayfasõnda
“Canlıların Evrimi İle İlgili Gö-
rüşler” üst başlõğõ altõnda, sayfa
81’de “Darwin’in Evrim İle İlgi-
li Görüşleri” bölümü bulunuyor.
Burada dikkati çeken en önemli
noktalardan birisi başlõğõn “görüş-
ler” olarak düzenlenmesi. Bu baş-
lõk altõnda yapõlan açõklamalarõn hiç-
bir yerinde evrim kuramõ ifadesi
kullanõlmõyor. Sadece bir görüş
olarak adlandõrma yapmak Dar-
win’in uzun yõllar süren bilimsel ça-
lõşmalarõnõ ve bunlara dayandõrdõ-
ğõ kuramõnõ küçümsemek ve kayda
değer bir şey olarak görmemek an-
lamõna geliyor.
? İlköğretim Fen ve Teknoloji
Dersi Öğretim Programõ ve Kõla-
vuzu’nun 296. sayfasõnda 5.1, 5.2,
5.3 ve 5.4 kazanõmlarõ evrime iliş-
kinmiş gibi görünüyor. 5.4 kazanõ-
Bakanlar bildirgeyle uyaracak
5. Dünya Su Forumu kapsamında ger-
çekleştirilen “Bakanlar Konferansı” 130
ülkenin bakan düzeyinde temsilcinin katılı-
mıyla dün Sütlüce Kültür ve Kongre Mer-
kezi’nde başladı. İki gün sürecek olan kon-
feransta, forum süresince tartışılan konula-
rın Bakanlar Bildirgesi ve İstanbul Su Reh-
beri belgeleriyle sonuca bağlanması hedef-
leniyor. Konferans sonunda kabul edilen Ba-
kanlar Bildirgesi’nin ayrıca Birleşmiş Mil-
letler (BM) bünyesinde Kyoto Anlaşması ben-
zeri bir anlaşmaya temel oluşturması hedef-
leniyor. Yarın bakanlar tarafından kabul
edilmesi beklenen Bakanlar Bildirgesi’nin
taslak metninde “Su yönetiminde şeffaflı-
ğın sağlanarak, yolsuzlukların önüne ge-
çilmesi sağlanmalıdır” ifadesi yer alıyor. Bu
arada Bakanlar Konferansı’nın dünkü top-
lantısında bazı katılımcıların uyuduğu ob-
jektiflere yansıdı. (Fotoğraf: AA)
‘Enerji için doğa bedel ödüyor’
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Çevre
Platformu Koordinatörü Prof. Dr. Tanay Sıdkı
Uyar, enerji üretim ve tüketiminin bireylere ve
doğal çevreye bedel ödettirilmeksizin gerçek-
leştirilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye,
fosil ve nükleer kaynaklara dayalı enerji
üretimini ve tüketimi terk etmeli. Bir an ön-
ce yenilenebilir enerji kaynaklarının kulla-
nımına geçilmelidir” dedi.
“Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Plat-
formu” tarafõndan Mustafa Kemal Kültür
Merkezi’nde dün sona eren alternatif forum-
da, konuşan Prof. Dr. Uyar, enerji üretim ve
tüketiminin kamu tarafõndan planlanõp uygu-
lanmasõ gerektiğini dile getirerek, “Kamu
kuruluşları bu süreçte işlevlerine uygun dav-
ranmalı, özel şirketlerin taşeronluğunu
yapmamalıdır. Türkiye 25 Haziran 1998’de
imzalanan Aarhus Sözleşmesi’ne bir an
önce taraf olmalı ve bilgiye erişim ve karar
verme sürecinde yurttaşların katılımı sağ-
lanmalıdır” dedi.
Ziraat Mühendisleri Odasõ İstanbul Şube Baş-
kanõ Ahmet Atalık da, “Tohum, kamunun
elinden alınarak şirketlerin eline verildi. Bi-
yoçeşitlilik azaldı. Bugün Türkiye tarımsal
üretimini Hollanda, Fransa, ABD ve İsrail
tohumlarıyla sürdürebiliyor” diye konuştu.
Genetiği değiştirilmiş tarõm ürünlerinin zarar-
larõna vurgu yapan Atalõk, “Önümüzdeki
günlerde kuraklık tehlikesi nedeniyle ku-
raklığa dayanıklı genetiği değiştirilmiş ürün-
ler ön plana çıkarılacak. Bu nedenle, bir an
önce bu ürünlerin Türkiye’ye girişini önle-
yecek olan Biyogüvenlik Yasası’nın çıka-
rılması gerekiyor” dedi.
İstanbul B 11
Edirne B 11
Kocaeli B 12
Çanakkale B 12
İzmir PB 17
Manisa PB 14
Aydın PB 16
Denizli PB 13
Zonguldak Y 8
Sinop Y 9
Samsun Y 11
Trabzon Y 9
Giresun Y 9
Ankara PB 8
Eskişehir PB 5
Konya PB 6
Sıvas Y 2
Antalya PB 19
Adana B 19
Mersin PB 19
Diyarbakır Y 14
Şanlıurfa Y 14
Mardin Y 12
Siirt Y 13
Hakkâri Y 5
Van Y 6
Kars Y 3
Oslo B 7
Helsinki B 2
Stockholm B 7
Londra B 13
Amsterdam B 10
Brüksel B 9
Paris B 10
Bonn Y 8
Münih Y 6
Berlin Y 7
Budapeşte Y 8
Madrid B 25
Viyana Y 5
Belgrad Y 8
Sofya Y 6
Roma Y 12
Atina Y 16
Zürih Y 7
Moskova K 5
Aşkabat B 20
Astana B 0
Taşkent PB 19
Bakû B 13
Bişkek B 12
Tiflis B 16
Kahire B 21
Şam PB 18
Yurdun iç ve doğu ke-
sileri parçalı ve çok bu-
lutlu, Batı Karadeniz kı-
yıları, Orta ve Doğu Ka-
radeniz, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu ile
Hatay, Osmaniye, Kah-
ramanmaraş ve Sıvas
çevreleri yağışlı geçe-
cek. Hava sıçaklığı ül-
kenin kuzey, iç ve doğu
kesimlerinde 2-4 dere-
ce azalacak.
Salgado, suyun ticari meta olarak değil, insani bir hak olarak tanõmlanmasõ gerektiğini söyledi
ALTERNATİF FORUMDA ÇEVREYE DUYARLILIK ÇAĞRISI
KİTAPLARINI İMZALAYACAKLAR
ASSITEJTÜRKİYEGENELSEKRETERİ