Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA
8 12 MART 2009 PERS¸EMBE
Birçok belediye başkanõ üçüncü,
hatta dördüncü dönemlerine
aday olurken, Hatay ilinin merkezi An-
takya’da üst üste iki dönem seçim ka-
zanmak 1973’ten bu yana kimseye na-
sip olmadõ. Halk o denli “yeni”likten
yana olmalõ ki, son 6 seçimde de 6
farklõ parti kazandõ...
Kentin bu geleneği “Şimdi sıra
kimde?” sorusunu öne çõkartõrken,
1999-2004 döneminin başkanõ ve
CHP adayõ İris Şentürk, 5 yõl sonra
yeniden oy istemesinin nedeni için di-
yor ki: “Nerede kalmıştık?”
Seçimin “yerel bilirkişileri” ise
hem “sıra bizde” diyen MHP ve
DYP’nin seçime asõlmalarõ hem de
AKP’nin “sırasını savmış” olmasõ
nedeniyle sağ oylarõn bölünebileceği,
böylece İris Şentürk’ün “1999’dan
daha rahat” ipi göğüsleyebileceği
görüşündeler.
Buna yine 2000’lerde başlanan ama
gerçekten yarõm kalan çalõşmalar ek-
lenince, kutsal kitaplarda adõ geçen An-
takya’nõn özellikle tarihsel zenginli-
ğinin yaşatõlmasõnõ hedefleyen proje-
leri nedeniyle bir kez daha İris Şen-
türk’e “emanet edileceği” en güçlü
olasõlõk...
Eski çağlarda “Doğunun Kraliçe-
si” denilen kentin 29 Mart’ta yeniden
kadõn belediye başkanõna kavuşmasõyla
“geleceği”ni de kurtaracağõnõ savu-
nanlar diyorlar ki: “Giderek yoksul-
laşan Antakya, ancak eşsiz uygarlık
zenginliğiyle buluşacak kültür tu-
rizmiyle kalkınabilir. Bunun için
özellikle ‘imar rantõ betonlaşmasõ’nın
peşinde koşarak kentin özgün de-
ğerlerine duyarsız kalan adayların
yerine İris Şentürk’ün ‘Antakyalõ du-
ruşu’ halkın desteğini alacak...”
İşte böylesine umut bağlanan bir
“kadın adayı” yõpratma yarõşõna gi-
ren “erkek rakipleri”nin son hamle-
leri ise; “Hatay Meslek Odaları Ko-
ordinasyon Kurulu’na (HAMOK)
destekleri karşılığında ilk sıradaki
meclis üyeliklerini vereceği” savõ...
Aynõ amaçla imzalandõğõ söylenen
protokolün “sahte” olduğunu açõkla-
yan İris Şentürk’ün “İspatlamayanlar
namussuzdur, şerefsizdir...” deme-
si ise ne denli sinirlendiğini gösteriyor.
Bir bayana yakõşmadõğõnõ belirttiği
bu sözlerine “çok üzüldüğünü” söy-
lemesi seçmenlerini rahatlatõrken,
protokolde imzasõ olduğu ileri sürülen
HAMOK üyelerinden İnşaat Mü-
hendisleri Odasõ Şube Başkanõ Cihat
Mazmanoğlu hiçbir belgeye “imza
atmadığını” açõklayarak, siyasi ya-
rõştaki kirlenmeyi de açõğa çõkartmõş
oldu...
Şimdi Antakya’da demokrasi ve
katõlõmõ savunanlar ise şöyle düşünü-
yorlar: “Aslında belediye ile meslek
odalarının işbirliği kadar doğru ve
gerekli ne olabilir? Keşke aynı pro-
tokolün hakikisi seçimden sonra
imzalansa ve İris Şentürk ile HA-
MOK, elbirliğiyle kenti yeniden do-
ğunun kraliçesi yapsalar...”
ANTAKYA’DA ‘KRALİÇE’Yİ ÜZDÜLER
O K T A Y
EKİNCİ
HİKMET ÇETİNKAYA
Tunceli Valisi Mustafa Ya-
man, buzdolabõ, çamaşõr makinesi,
elektrik süpürgesi, halõ, yatak da-
ğõtmõştõ...
Aydõn Valisi Mustafa Malay
bir genelge yayõmlayarak me-
murlarõn Başbakan Tayyip Bey’in
mitingine katõlmasõnõ istedi.
Genelge elden ele dolaştõ, ga-
zeteler televizyonlar haber yaptõ.
Sanki 1950 öncesi ya da sonra-
sõ gibi....
Tek parti anlayõşõ...
Tek parti dönemlerinde böyle
genelgeler gönderildi.
Çoğulcu demok-
rasiye geçmemiştik.
Adnan Mende-
res döneminde aynõ
alõşkanlõk sürdü.
Seçim gezisinde-
yim... İşadamlarõy-
la, üreticilerle, kah-
vede ve sokaktaki
yurttaşlarla konu-
şuyorum...
Ekonomi dibe
vurmuş.
Küçük işletmeler
kapanmõş, esnaf sif-
tah yapamaz olmuş.
Dolar başõnõ al-
mõş gidiyor Merkez
Bankasõ’nõn önle-
mine karşõn!
Diyarbakõr’da
Kürtçe mevlit binlerce kişiyi alan-
lara topladõ. Ne AKP ne de DTP
böyle bir kalabalõk toplayabilir
mi?
Hayõr!
Diyarbakõr’da Hizbullah, İslami
Hareket gibi örgütler işin içinde...
Din eksenli siyaset var Güney-
doğu’da...
DTP bunun farkõnda. Ne yapa-
cağõnõ bilemiyor. Onlar da din
eksenli siyaseti yeğliyorlar.
Ağalar, şeyhler, şõhlar işbaşõnda.
Özellikle Tunceli’de Fethullah-
çõ bir kuşatma var.
Tunceli düşerse, Diyarbakõr hay-
di haydi düşecek.
AKP buna güveniyor!
Kayseri’de esnaf ve işadamlarõ
tedirgin.
Ne yapacaklarõnõ bilmiyorlar.
Elleri mahkûm AKP’ye oy vere-
cekler.
İşsizler ordusu Orta Anadolu’da
çõğ gibi büyüyor. KOBİ’ler kapa-
nõyor. Tavuk üreticileri şaşkõn.
Hani küresel ekonomik bunalõm
teğet geçecekti?
Bir işadamõ şöyle diyor:
Ne teğedi, deldi geçti... Koca-
man bir delik açtõ. Kapatmasõ öy-
le kolay değil.
AKP bunun farkõnda...
Öyle yüzde 50’liler filan bekle-
dikleri yok. Tayyip Bey, tüm ağõr-
lõğõnõ koyuyor. Oylar AKP’ye de-
ğil Tayyip Bey’e gidecek.
Türkiye böyle bir dönem yaşa-
madõ.
Gerçekten zor
bir dönem.
AKP’nin de-
mokrasiyle ve
özgürlüklerle
uzaktan yakõn-
dan bir ilgisi yok.
Mersin’de üreti-
ci Kemal Ön-
cel’in başõna ge-
lenler bunun bir
göstergesi.
Yedi saat poli-
sin konuğu olu-
yor...
Çay kahve fas-
lõ miting başla-
yõp bitene dek
sürüyor.
Öncel apacõk
gözaltõna alõnõ-
yor, ama toplumda ne ses var, ne
soluk!
Demokratik kitle örgütleri sesi-
ni bile çõkaramõyor.
Deniz Baykal durmadan çağrõ
yapõyor:
“Bahar temizliği yapın!”
Halkõmõzõn öyle bahar temizli-
ğine pek niyeti yok!
Gördüğüm kadarõyla AKP’ye
Ege, Marmara ve Trakya Bölge-
si’nden tepki gelecek.
22 Temmuz genel seçimlerinde
AKP’ye giden oylar ne olacak?
AKP’ye oy veren belirli bir ke-
sim sandõğa gitmeyebilir. Bir yõl
önce sandõğa gitmeyen seçmen 29
Mart seçimlerinde sandõğa gide-
bilir.
O zaman ne olur?
AKP’yi korkutan da bu zaten...
AKP’nin Korkusu
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul
Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayõ
Kemal Kılıçdaroğlu, Bayrampaşa’daki
meyve ve sebze halindeki kira bedellerinin
tamamõnõn İBB’nin borçlarõ nedeniyle ha-
ciz edilmiş olduğunu belirterek, “Herhal-
de sayın Kadir Topbaş, buna sağlıklı bir
yanıt verir” dedi. İstanbul Hali’nin Bay-
rampaşa’dan taşõnmasõnõn doğru olmadõğõ-
na da dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, “Esnaf
taşınmak istemiyorsa hal burada kala-
cak” diye konuştu.
Kõlõçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal, CHP Bayrampaşa Belediye-
si başkan adayõ Bahri Sipahi ve beraberin-
deki partililerle birlikte dün sabah saatle-
rinde Bayrampaşa Meyve ve Sebze Hali ve
İstanbul Otogarõ’na ziyarette bulundu. Kõ-
lõçdaroğlu, hal esnafõnõn park alanõ sõkõntõsõ
ve park ücretinin yüksekliği ile ilgili şikâ-
yetlerini dile getirmeleri üzerine “Bu so-
runların hepsi çözülebilir. Eksik olan
yalnızca siyasi irade. Bu
irade de umuyorum 29
Mart’ta gerçekleşir” de-
di. İstanbul Otogarõ’na gi-
den Kõlõçdaroğlu, daha
sonra Arnavutköy İlçe Ör-
gütü önünde seçmenlere
seslendi. Kõlõçdaroğlu,
AKP’nin yolsuzluklara
batmõş bir parti olduğunu
belirterek, “AKP’yi biraz
daha silkelesem, partiyi
yönetecek adam kalmayacak” dedi.
AKP’nin “din-iman” edebiyatõyla yoksulu
sömürdüğünü belirten Kõlõçdaroğlu, “Size
gelince din-iman, kendilerine gelince
han-hamam. AKP ‘durmak yok yola de-
vam’ sloganını, ‘durmak yok yolmaya de-
vam’ olarak değiştirmeli” dedi. Son 15
yõlda İstanbul’a harcanan paranõn 150 mil-
yar dolar olduğunu söyleyen Kõlõçdaroğlu,
bu bütçeye karşõn kentin sorunlarõna çö-
züm üretilemediğini söyledi. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn ve İBB Başka-
nõ Kadir Topbaş’õn, CHP’nin yoksul her
aileye yapacağõ 600 TL’lik yardõmõn kay-
nağõnõ bulamayacağõ eleştirilerine ise Kõ-
lõçdaroğlu, “Onlar yandaşlarına milyar
dolarlar dağıtırken para buluyorlar,
yoksula para deyince ‘yok’ diyorlar.
Ben belediye başkanı olunca bir tek İs-
tanbullu yatağa aç girmeyecek.” yanõtõnõ
verdi. Topbaş’õ, yine televizyonlara davet
eden Kõlõçdaroğlu, “Topbaş neden gelmi-
yor? Benden mi korkuyor? Söz veriyo-
rum, ona dosyasını açmayacağım” dedi.
Haber Merkezi - Eskişehir’de
DSP’den yeniden Büyükşehir Be-
lediyesi başkan adayõ olan Yılmaz
Büyükerşen, yaptõrdõğõ “zarif”
afişlerle AKP’nin seçimlerde en
büyük koz olarak kullandõğõ hõzlõ
treni kendisini öven bir silaha dö-
nüştürdü. Büyükerşen, cuma günü
hõzlõ trenle Eskişehir’e gelecek
olan Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’a, bilboard’lara verdiği
ilanlarla gönderme yaptõ. Kentin
değişik yerlerindeki bilboard’lara
yeni yaptõrdõğõ Bilim ve Sanat Par-
kõ’ndaki dev korsan gemisi ile
kendi fotoğrafõnõn yer aldõğõ afiş-
ler koyduran Yõlmaz Büyükerşen,
üzerine de, “Ankaralılar şehir
görmeye daha hızlı gelecek. Bu-
yursunlar gelsinler. Darısı İstan-
bulluların başına. Yılmaz Büyü-
kerşen. DSP Büyükşehir Beledi-
ye Başkan adayı. Şehir Eskişe-
hir’dir” diye yazdõrdõ.
‘ANKARALILAR ŞEHİR GÖRMEYE DAHA HIZLI GELECEK’
ERDOĞAN ERİŞEN
ORDU - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, yine muhalefete
yüklendi. AKP’li bakan ve millet-
vekillerinin ardõndan Erdoğan da ik-
tidar partisinden olmayan belediye
başkanlarõnõn yatõrõmlarõna kolay-
lõk sağlamayacaklarõnõ belirterek
“Şimdi bunların belediye başkan
adayları, ‘belediyeyi alayõm 100
bin işçi alacağõm’ diyor. Arkadaş
sen bu 100 bin işçiyi nereye, ki-
min müsaadesiyle alacaksın? Bir
belediye, İçişleri Bakanlığı’nın iz-
ni olmadan işçi alamaz” dedi.
Partisinin Ordu Cumhuriyet Mey-
danõ’nda düzenlediği mitinginde
muhalefete yüklenen Erdoğan,
DSP-MHP-ANAP koalisyonunun
borçlarõnõ ödediklerini savundu.
Erdoğan, “Hâlâ sizlerin bıraktığı
borcu ödüyoruz. Bunlar hükü-
meti bıraktıklarında Merkez
Bankası’nın kasasında 26.5 mil-
yar dolar vardı. Şimdi 67 milyar
dolar var ve borcumuzu da ra-
hatlıkla ödüyoruz. Dayanamayıp
seçime gittiler ve baraj altında
kaldılar. ANAP kayboldu gitti.
Diğerlerinin de akıbeti aynı ola-
cak” diye konuştu.
İsim vermeden CHP’li İstanbul
Büyükşehir Belediyesi başkan ada-
yõ Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li
Ankara Büyükşehir başkan adayõ
Murat Karayalçın’õ eleştiren Er-
doğan, “İş sözü veriyorlar. 100
bin işçi alacaklarmış. Seçilir se-
çilmez alacaklarmış. Kimin izni
ile alıyorsun? Bu izni sana kim
veriyor? Bu İçişleri Bakanlı-
ğı’nın konusudur. Bizim konu-
muzdur” dedi.
Konuşmasõnõn büyük bölümün-
de CHP Genel Başkanõ Baykal’õ
eleştiren Erdoğan, Baykal’õn kim-
yasõnõn bozulduğunu ileri sürdü. Er-
doğan “Bu Deniz Baykal’ın kim-
yası bozuldu herhalde, çok sal-
dırgan oldu. Devamlı hakaretler
ediyor. Bir de ‘Ben Ergenekon’un
avukatõyõm’ diyor. Sayın Baykal,
sen zaten geçmişten bu yana hep
böyle işlerin avukatı oldun. Biz
ise milletin avukatıyız, aradaki
fark bu. İktidar olmak gibi bir ni-
yeti de yok zaten. İnanın eline tes-
lim edin 5-10 koyun, hepsini kay-
bedip gelir. ”
Baykal’õn “Yüzde 52 oy ala-
mazsan istifa edecek misin?”
sözlerine de yanõt veren Erdoğan,
“Buralara kadar geldi iş. Sen
bırak benim alacağımı, sen ne
alacaksın onu söyle. Ben Ordu
meydanından söz veriyorum, bi-
rinci parti olamazsam giderim.
Peki sen? Sen birinci parti ola-
mazsan siyaseti bırak ki millet
kurtulsun. CHP de senden kur-
tulsun” dedi.
Erdoğan da tehdit etti
Ordu’da ‘İznimiz olmadan işçi alamazlar’ dedi
Karayalçõn’la başkent turu yapan Baykal, Âşõk Mahzuni’nin dizelerini kullanan Erdoğan’a çattõ
‘Kuru soğana kim muhtaç etti’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal, dün başkentte ana-
kent belediye başkan adayõ Mu-
rat Karayalçın ve Çankaya ada-
yõ Bülent Tanık’la birlikte kent
turu atarak seçmenleri selamla-
dõ. Baykal, meydanlarda “Yiğit
muhtaç olmuş kuru soğana” di-
zelerini okuyan Başbakan Tay-
yip Erdoğan’a “Mahzuni’nin o
muhteşem dizelerini Başba-
kan’ın ağzından dinlerken her-
kesin aklına ‘Yiğidi kim muhtaç
etmiş kuru soğana’ diye sor-
mak geliyor” diye seslendi.
Gezinin ilk durağõnda Kõzõ-
lay’dan geçerek Sakarya Cad-
desi’ne gelen Baykal, esnafla
sohbet etti. Bu arada Sakarya
Caddesi’nde “canlı billbo-
ard”larõn sõrtlarõnda taşõdõğõ ka-
rikatürlü pankartlardaki “Dur-
mak yok, yolsuzluklara de-
vam”, “Dişli, Fırat, Gökçek,
AKP’ye rest çek”, “300 dolara
sayaç sattı, 150 doları cebe at-
tı”, “Kızılırmak Çernobil, sağ-
lığımız yerle bir” sloganlarõ
dikkati çekti. “Gökçek gidecek,
Karayalçın gelecek”, “Birleşe
birleşe kazanacağız” sloganla-
rõ arasõnda turunu sürdüren CHP
lideri, bir lokantanõn önünde otu-
rup gazetecilerle sohbet etti.
Baykal, yurttaşlara “Ankara
son üç dönemdir yanlış yöne-
tiliyor. Artık sosyal demokrat
bir yönetime, Karayalçın dö-
nemine ihtiyaç var. Türkiye’de
bir bahar temizliği zamanı gel-
miştir. Baharda nasıl tazeleni-
yorsak Ankara’da da buna ih-
tiyaç var. Kiri, pası atmamız la-
zım” diye seslendi.
Baykal, gazetecilerin “Yerel
seçimlerde AKP için bir kriter
dile getirdiniz. CHP için kri-
teriniz var mı? Başbakan Er-
doğan, başarısız olmanız ha-
linde koltuğu bırakıp bırak-
mayacağınızı sordu. Bunu na-
sıl değerlendiriyorsunuz?” so-
rularõna şu yanõtõ verdi:
“Türkiye’de bir siyaset an-
layışı vardır ki o, kendisini ik-
tidara göre kurgulamıştır. İk-
tidar varsa, iktidar için siyaset
yapar. İktidardan uzaklaştık-
larında onlar için siyaset yap-
manın bir anlamı, değeri kal-
maz. Ama bir başka siyaset an-
layışı da vardır; o siyaset an-
layışı da siyaseti kendi hesabı
için, kendi iktidarı, makamı,
koltuğu için, iktidar olanakla-
rı için yapmaz, ilkeleri, pren-
sipleri, hizmet etmek için ya-
par. Atatürk, İnönü, Bülent Ece-
vit, Süleyman Demirel siyaseti
iktidara bağımlı kılmayan, ik-
tidar olsa da olmasa da Tür-
kiye için, bu ülkenin geleceği
için kendisini görevli sayar...
Buna karşılık bugün sayın Er-
doğan’ın ifade ettiği anlayışa
sahip çıkanlar da vardır. Biz si-
yaseti belli bir noktada bu-
lunmak için değil, Türkiye’yi
belli bir noktada ilerletebil-
mek için yapıyoruz. Siyaset
iktidarda da yapılır, muhale-
fette de yapılır... Ne olacaktı ya-
ni İsmet İnönü 1950’de seçimi
kaybedince bırakacaktı, çeki-
lecekti, ülkeyi demokrasiye ta-
şıma konusundaki başöğret-
menliğini gerçekleştirmeye-
cekti... Biz Türkiye için mu-
halefet de yaparız, partinin
başında da yaparız, içinde de
yaparız, kenarında da yaparız.
Bunun için ben bu ölçüleri ya-
pay, yanlış bir siyaset anlayı-
şının sonucu olarak görüyorum
ve önemsemiyorum. Ne ken-
dimiz için ne başka bir parti
için başarı ölçüsü koymadım.”
‘MUHTAÇ EDEN KİM’
Başbakan Erdoğan’õn miting
meydanlarõnda Âşık Mahzu-
ni’nin dizelerini okuduğunun
anõmsatõlmasõ üzerine Baykal,
“Siyasetçilerin şiirler okuma-
sını, bazen yanlışlıklar yapsa-
lar da memnuniyetle bakıyo-
ruz. Ama, Mahzuni’nin o muh-
teşem dizelerini Başbakan’ın
ağzından dinlerken herkesin
aklına ‘Yiğidi kim muhtaç etmiş
kuru soğana’ diye sormak geli-
yor. Yoksulun sırtına vuran vu-
rana ama yiğidi kim muhtaç et-
miş kuru soğana? Bu soruyu
unutmadan, o sözler akla bu-
nu getirmenin imkânı yok.”
Bu arada Sakarya Caddesi’nde
yaşanan izdiham nedeniyle bir
kameraman bayõldõ. Baykal da-
ha sonra Ulus çarşõsõndaki esna-
fõ ziyaret etti. Baykal, burada bir
pastanede boza içerken, Kara-
yalçõn da projeleri hakkõnda bil-
gi verdi.
‘ŞEKERİ BIRAK MİLLETİN TANSİYONUNUNA BAK’
Baykal “Vali yemem, höşmerim yerim” söz-
leriyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan’õn
“Çok yemesin sonra şekeri çıkar” sözlerinin
aktarõlmasõ üzerine de şunlarõ söyledi: “Ben
höşmerim yiyorum ama benim şekerim gayet
normal... Sanıyorum Başbakan’ın yüksek şe-
keri çok yemesinden kaynaklanıyor. Benim
höşmerim yememden benim şekerim yüksel-
miyor ama Başbakan’ın yüksek şekeri galiba
onun çok yiyor olmasından, çok yemiş olma-
sından kaynaklanıyor olabilir. Başbakan be-
nim şekerimi bıraksın da milletin tansiyonu-
na baksın. Bu ekonomik kriz ortamında mil-
letin tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseli-
yor. Bu işsizlik ortamında milletin tansiyonu
çok tehlikeli şekilde yükseliyor. Buna bir çare
arasın. Görevi benim şekerime teşhis koymak
değil -benim öyle bir derdim yok- milletin
tansiyonuna çare bulmaktır. Milletin tansiyo-
nunu da balyozla önlemenin imkânı yok.”
KILIÇDAROĞLU
Başbakan
Recep
Tayyip
Erdoğan,
Ordu’da
yine muhalefete
yüklendi.
‘Birazdaha
silkelesem
AKP’yiyönetecek
adamkalmaz’