23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 8 12 MART 2009 PERS¸EMBE Birçok belediye başkanõ üçüncü, hatta dördüncü dönemlerine aday olurken, Hatay ilinin merkezi An- takya’da üst üste iki dönem seçim ka- zanmak 1973’ten bu yana kimseye na- sip olmadõ. Halk o denli “yeni”likten yana olmalõ ki, son 6 seçimde de 6 farklõ parti kazandõ... Kentin bu geleneği “Şimdi sıra kimde?” sorusunu öne çõkartõrken, 1999-2004 döneminin başkanõ ve CHP adayõ İris Şentürk, 5 yõl sonra yeniden oy istemesinin nedeni için di- yor ki: “Nerede kalmıştık?” Seçimin “yerel bilirkişileri” ise hem “sıra bizde” diyen MHP ve DYP’nin seçime asõlmalarõ hem de AKP’nin “sırasını savmış” olmasõ nedeniyle sağ oylarõn bölünebileceği, böylece İris Şentürk’ün “1999’dan daha rahat” ipi göğüsleyebileceği görüşündeler. Buna yine 2000’lerde başlanan ama gerçekten yarõm kalan çalõşmalar ek- lenince, kutsal kitaplarda adõ geçen An- takya’nõn özellikle tarihsel zenginli- ğinin yaşatõlmasõnõ hedefleyen proje- leri nedeniyle bir kez daha İris Şen- türk’e “emanet edileceği” en güçlü olasõlõk... Eski çağlarda “Doğunun Kraliçe- si” denilen kentin 29 Mart’ta yeniden kadõn belediye başkanõna kavuşmasõyla “geleceği”ni de kurtaracağõnõ savu- nanlar diyorlar ki: “Giderek yoksul- laşan Antakya, ancak eşsiz uygarlık zenginliğiyle buluşacak kültür tu- rizmiyle kalkınabilir. Bunun için özellikle ‘imar rantõ betonlaşmasõ’nın peşinde koşarak kentin özgün de- ğerlerine duyarsız kalan adayların yerine İris Şentürk’ün ‘Antakyalõ du- ruşu’ halkın desteğini alacak...” İşte böylesine umut bağlanan bir “kadın adayı” yõpratma yarõşõna gi- ren “erkek rakipleri”nin son hamle- leri ise; “Hatay Meslek Odaları Ko- ordinasyon Kurulu’na (HAMOK) destekleri karşılığında ilk sıradaki meclis üyeliklerini vereceği” savõ... Aynõ amaçla imzalandõğõ söylenen protokolün “sahte” olduğunu açõkla- yan İris Şentürk’ün “İspatlamayanlar namussuzdur, şerefsizdir...” deme- si ise ne denli sinirlendiğini gösteriyor. Bir bayana yakõşmadõğõnõ belirttiği bu sözlerine “çok üzüldüğünü” söy- lemesi seçmenlerini rahatlatõrken, protokolde imzasõ olduğu ileri sürülen HAMOK üyelerinden İnşaat Mü- hendisleri Odasõ Şube Başkanõ Cihat Mazmanoğlu hiçbir belgeye “imza atmadığını” açõklayarak, siyasi ya- rõştaki kirlenmeyi de açõğa çõkartmõş oldu... Şimdi Antakya’da demokrasi ve katõlõmõ savunanlar ise şöyle düşünü- yorlar: “Aslında belediye ile meslek odalarının işbirliği kadar doğru ve gerekli ne olabilir? Keşke aynı pro- tokolün hakikisi seçimden sonra imzalansa ve İris Şentürk ile HA- MOK, elbirliğiyle kenti yeniden do- ğunun kraliçesi yapsalar...” ANTAKYA’DA ‘KRALİÇE’Yİ ÜZDÜLER O K T A Y EKİNCİ HİKMET ÇETİNKAYA Tunceli Valisi Mustafa Ya- man, buzdolabõ, çamaşõr makinesi, elektrik süpürgesi, halõ, yatak da- ğõtmõştõ... Aydõn Valisi Mustafa Malay bir genelge yayõmlayarak me- murlarõn Başbakan Tayyip Bey’in mitingine katõlmasõnõ istedi. Genelge elden ele dolaştõ, ga- zeteler televizyonlar haber yaptõ. Sanki 1950 öncesi ya da sonra- sõ gibi.... Tek parti anlayõşõ... Tek parti dönemlerinde böyle genelgeler gönderildi. Çoğulcu demok- rasiye geçmemiştik. Adnan Mende- res döneminde aynõ alõşkanlõk sürdü. Seçim gezisinde- yim... İşadamlarõy- la, üreticilerle, kah- vede ve sokaktaki yurttaşlarla konu- şuyorum... Ekonomi dibe vurmuş. Küçük işletmeler kapanmõş, esnaf sif- tah yapamaz olmuş. Dolar başõnõ al- mõş gidiyor Merkez Bankasõ’nõn önle- mine karşõn! Diyarbakõr’da Kürtçe mevlit binlerce kişiyi alan- lara topladõ. Ne AKP ne de DTP böyle bir kalabalõk toplayabilir mi? Hayõr! Diyarbakõr’da Hizbullah, İslami Hareket gibi örgütler işin içinde... Din eksenli siyaset var Güney- doğu’da... DTP bunun farkõnda. Ne yapa- cağõnõ bilemiyor. Onlar da din eksenli siyaseti yeğliyorlar. Ağalar, şeyhler, şõhlar işbaşõnda. Özellikle Tunceli’de Fethullah- çõ bir kuşatma var. Tunceli düşerse, Diyarbakõr hay- di haydi düşecek. AKP buna güveniyor! Kayseri’de esnaf ve işadamlarõ tedirgin. Ne yapacaklarõnõ bilmiyorlar. Elleri mahkûm AKP’ye oy vere- cekler. İşsizler ordusu Orta Anadolu’da çõğ gibi büyüyor. KOBİ’ler kapa- nõyor. Tavuk üreticileri şaşkõn. Hani küresel ekonomik bunalõm teğet geçecekti? Bir işadamõ şöyle diyor: Ne teğedi, deldi geçti... Koca- man bir delik açtõ. Kapatmasõ öy- le kolay değil. AKP bunun farkõnda... Öyle yüzde 50’liler filan bekle- dikleri yok. Tayyip Bey, tüm ağõr- lõğõnõ koyuyor. Oylar AKP’ye de- ğil Tayyip Bey’e gidecek. Türkiye böyle bir dönem yaşa- madõ. Gerçekten zor bir dönem. AKP’nin de- mokrasiyle ve özgürlüklerle uzaktan yakõn- dan bir ilgisi yok. Mersin’de üreti- ci Kemal Ön- cel’in başõna ge- lenler bunun bir göstergesi. Yedi saat poli- sin konuğu olu- yor... Çay kahve fas- lõ miting başla- yõp bitene dek sürüyor. Öncel apacõk gözaltõna alõnõ- yor, ama toplumda ne ses var, ne soluk! Demokratik kitle örgütleri sesi- ni bile çõkaramõyor. Deniz Baykal durmadan çağrõ yapõyor: “Bahar temizliği yapın!” Halkõmõzõn öyle bahar temizli- ğine pek niyeti yok! Gördüğüm kadarõyla AKP’ye Ege, Marmara ve Trakya Bölge- si’nden tepki gelecek. 22 Temmuz genel seçimlerinde AKP’ye giden oylar ne olacak? AKP’ye oy veren belirli bir ke- sim sandõğa gitmeyebilir. Bir yõl önce sandõğa gitmeyen seçmen 29 Mart seçimlerinde sandõğa gide- bilir. O zaman ne olur? AKP’yi korkutan da bu zaten... AKP’nin Korkusu İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayõ Kemal Kılıçdaroğlu, Bayrampaşa’daki meyve ve sebze halindeki kira bedellerinin tamamõnõn İBB’nin borçlarõ nedeniyle ha- ciz edilmiş olduğunu belirterek, “Herhal- de sayın Kadir Topbaş, buna sağlıklı bir yanıt verir” dedi. İstanbul Hali’nin Bay- rampaşa’dan taşõnmasõnõn doğru olmadõğõ- na da dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, “Esnaf taşınmak istemiyorsa hal burada kala- cak” diye konuştu. Kõlõçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, CHP Bayrampaşa Belediye- si başkan adayõ Bahri Sipahi ve beraberin- deki partililerle birlikte dün sabah saatle- rinde Bayrampaşa Meyve ve Sebze Hali ve İstanbul Otogarõ’na ziyarette bulundu. Kõ- lõçdaroğlu, hal esnafõnõn park alanõ sõkõntõsõ ve park ücretinin yüksekliği ile ilgili şikâ- yetlerini dile getirmeleri üzerine “Bu so- runların hepsi çözülebilir. Eksik olan yalnızca siyasi irade. Bu irade de umuyorum 29 Mart’ta gerçekleşir” de- di. İstanbul Otogarõ’na gi- den Kõlõçdaroğlu, daha sonra Arnavutköy İlçe Ör- gütü önünde seçmenlere seslendi. Kõlõçdaroğlu, AKP’nin yolsuzluklara batmõş bir parti olduğunu belirterek, “AKP’yi biraz daha silkelesem, partiyi yönetecek adam kalmayacak” dedi. AKP’nin “din-iman” edebiyatõyla yoksulu sömürdüğünü belirten Kõlõçdaroğlu, “Size gelince din-iman, kendilerine gelince han-hamam. AKP ‘durmak yok yola de- vam’ sloganını, ‘durmak yok yolmaya de- vam’ olarak değiştirmeli” dedi. Son 15 yõlda İstanbul’a harcanan paranõn 150 mil- yar dolar olduğunu söyleyen Kõlõçdaroğlu, bu bütçeye karşõn kentin sorunlarõna çö- züm üretilemediğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn ve İBB Başka- nõ Kadir Topbaş’õn, CHP’nin yoksul her aileye yapacağõ 600 TL’lik yardõmõn kay- nağõnõ bulamayacağõ eleştirilerine ise Kõ- lõçdaroğlu, “Onlar yandaşlarına milyar dolarlar dağıtırken para buluyorlar, yoksula para deyince ‘yok’ diyorlar. Ben belediye başkanı olunca bir tek İs- tanbullu yatağa aç girmeyecek.” yanõtõnõ verdi. Topbaş’õ, yine televizyonlara davet eden Kõlõçdaroğlu, “Topbaş neden gelmi- yor? Benden mi korkuyor? Söz veriyo- rum, ona dosyasını açmayacağım” dedi. Haber Merkezi - Eskişehir’de DSP’den yeniden Büyükşehir Be- lediyesi başkan adayõ olan Yılmaz Büyükerşen, yaptõrdõğõ “zarif” afişlerle AKP’nin seçimlerde en büyük koz olarak kullandõğõ hõzlõ treni kendisini öven bir silaha dö- nüştürdü. Büyükerşen, cuma günü hõzlõ trenle Eskişehir’e gelecek olan Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’a, bilboard’lara verdiği ilanlarla gönderme yaptõ. Kentin değişik yerlerindeki bilboard’lara yeni yaptõrdõğõ Bilim ve Sanat Par- kõ’ndaki dev korsan gemisi ile kendi fotoğrafõnõn yer aldõğõ afiş- ler koyduran Yõlmaz Büyükerşen, üzerine de, “Ankaralılar şehir görmeye daha hızlı gelecek. Bu- yursunlar gelsinler. Darısı İstan- bulluların başına. Yılmaz Büyü- kerşen. DSP Büyükşehir Beledi- ye Başkan adayı. Şehir Eskişe- hir’dir” diye yazdõrdõ. ‘ANKARALILAR ŞEHİR GÖRMEYE DAHA HIZLI GELECEK’ ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, yine muhalefete yüklendi. AKP’li bakan ve millet- vekillerinin ardõndan Erdoğan da ik- tidar partisinden olmayan belediye başkanlarõnõn yatõrõmlarõna kolay- lõk sağlamayacaklarõnõ belirterek “Şimdi bunların belediye başkan adayları, ‘belediyeyi alayõm 100 bin işçi alacağõm’ diyor. Arkadaş sen bu 100 bin işçiyi nereye, ki- min müsaadesiyle alacaksın? Bir belediye, İçişleri Bakanlığı’nın iz- ni olmadan işçi alamaz” dedi. Partisinin Ordu Cumhuriyet Mey- danõ’nda düzenlediği mitinginde muhalefete yüklenen Erdoğan, DSP-MHP-ANAP koalisyonunun borçlarõnõ ödediklerini savundu. Erdoğan, “Hâlâ sizlerin bıraktığı borcu ödüyoruz. Bunlar hükü- meti bıraktıklarında Merkez Bankası’nın kasasında 26.5 mil- yar dolar vardı. Şimdi 67 milyar dolar var ve borcumuzu da ra- hatlıkla ödüyoruz. Dayanamayıp seçime gittiler ve baraj altında kaldılar. ANAP kayboldu gitti. Diğerlerinin de akıbeti aynı ola- cak” diye konuştu. İsim vermeden CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan ada- yõ Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li Ankara Büyükşehir başkan adayõ Murat Karayalçın’õ eleştiren Er- doğan, “İş sözü veriyorlar. 100 bin işçi alacaklarmış. Seçilir se- çilmez alacaklarmış. Kimin izni ile alıyorsun? Bu izni sana kim veriyor? Bu İçişleri Bakanlı- ğı’nın konusudur. Bizim konu- muzdur” dedi. Konuşmasõnõn büyük bölümün- de CHP Genel Başkanõ Baykal’õ eleştiren Erdoğan, Baykal’õn kim- yasõnõn bozulduğunu ileri sürdü. Er- doğan “Bu Deniz Baykal’ın kim- yası bozuldu herhalde, çok sal- dırgan oldu. Devamlı hakaretler ediyor. Bir de ‘Ben Ergenekon’un avukatõyõm’ diyor. Sayın Baykal, sen zaten geçmişten bu yana hep böyle işlerin avukatı oldun. Biz ise milletin avukatıyız, aradaki fark bu. İktidar olmak gibi bir ni- yeti de yok zaten. İnanın eline tes- lim edin 5-10 koyun, hepsini kay- bedip gelir. ” Baykal’õn “Yüzde 52 oy ala- mazsan istifa edecek misin?” sözlerine de yanõt veren Erdoğan, “Buralara kadar geldi iş. Sen bırak benim alacağımı, sen ne alacaksın onu söyle. Ben Ordu meydanından söz veriyorum, bi- rinci parti olamazsam giderim. Peki sen? Sen birinci parti ola- mazsan siyaseti bırak ki millet kurtulsun. CHP de senden kur- tulsun” dedi. Erdoğan da tehdit etti Ordu’da ‘İznimiz olmadan işçi alamazlar’ dedi Karayalçõn’la başkent turu yapan Baykal, Âşõk Mahzuni’nin dizelerini kullanan Erdoğan’a çattõ ‘Kuru soğana kim muhtaç etti’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal, dün başkentte ana- kent belediye başkan adayõ Mu- rat Karayalçın ve Çankaya ada- yõ Bülent Tanık’la birlikte kent turu atarak seçmenleri selamla- dõ. Baykal, meydanlarda “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” di- zelerini okuyan Başbakan Tay- yip Erdoğan’a “Mahzuni’nin o muhteşem dizelerini Başba- kan’ın ağzından dinlerken her- kesin aklına ‘Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana’ diye sor- mak geliyor” diye seslendi. Gezinin ilk durağõnda Kõzõ- lay’dan geçerek Sakarya Cad- desi’ne gelen Baykal, esnafla sohbet etti. Bu arada Sakarya Caddesi’nde “canlı billbo- ard”larõn sõrtlarõnda taşõdõğõ ka- rikatürlü pankartlardaki “Dur- mak yok, yolsuzluklara de- vam”, “Dişli, Fırat, Gökçek, AKP’ye rest çek”, “300 dolara sayaç sattı, 150 doları cebe at- tı”, “Kızılırmak Çernobil, sağ- lığımız yerle bir” sloganlarõ dikkati çekti. “Gökçek gidecek, Karayalçın gelecek”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganla- rõ arasõnda turunu sürdüren CHP lideri, bir lokantanõn önünde otu- rup gazetecilerle sohbet etti. Baykal, yurttaşlara “Ankara son üç dönemdir yanlış yöne- tiliyor. Artık sosyal demokrat bir yönetime, Karayalçın dö- nemine ihtiyaç var. Türkiye’de bir bahar temizliği zamanı gel- miştir. Baharda nasıl tazeleni- yorsak Ankara’da da buna ih- tiyaç var. Kiri, pası atmamız la- zım” diye seslendi. Baykal, gazetecilerin “Yerel seçimlerde AKP için bir kriter dile getirdiniz. CHP için kri- teriniz var mı? Başbakan Er- doğan, başarısız olmanız ha- linde koltuğu bırakıp bırak- mayacağınızı sordu. Bunu na- sıl değerlendiriyorsunuz?” so- rularõna şu yanõtõ verdi: “Türkiye’de bir siyaset an- layışı vardır ki o, kendisini ik- tidara göre kurgulamıştır. İk- tidar varsa, iktidar için siyaset yapar. İktidardan uzaklaştık- larında onlar için siyaset yap- manın bir anlamı, değeri kal- maz. Ama bir başka siyaset an- layışı da vardır; o siyaset an- layışı da siyaseti kendi hesabı için, kendi iktidarı, makamı, koltuğu için, iktidar olanakla- rı için yapmaz, ilkeleri, pren- sipleri, hizmet etmek için ya- par. Atatürk, İnönü, Bülent Ece- vit, Süleyman Demirel siyaseti iktidara bağımlı kılmayan, ik- tidar olsa da olmasa da Tür- kiye için, bu ülkenin geleceği için kendisini görevli sayar... Buna karşılık bugün sayın Er- doğan’ın ifade ettiği anlayışa sahip çıkanlar da vardır. Biz si- yaseti belli bir noktada bu- lunmak için değil, Türkiye’yi belli bir noktada ilerletebil- mek için yapıyoruz. Siyaset iktidarda da yapılır, muhale- fette de yapılır... Ne olacaktı ya- ni İsmet İnönü 1950’de seçimi kaybedince bırakacaktı, çeki- lecekti, ülkeyi demokrasiye ta- şıma konusundaki başöğret- menliğini gerçekleştirmeye- cekti... Biz Türkiye için mu- halefet de yaparız, partinin başında da yaparız, içinde de yaparız, kenarında da yaparız. Bunun için ben bu ölçüleri ya- pay, yanlış bir siyaset anlayı- şının sonucu olarak görüyorum ve önemsemiyorum. Ne ken- dimiz için ne başka bir parti için başarı ölçüsü koymadım.” ‘MUHTAÇ EDEN KİM’ Başbakan Erdoğan’õn miting meydanlarõnda Âşık Mahzu- ni’nin dizelerini okuduğunun anõmsatõlmasõ üzerine Baykal, “Siyasetçilerin şiirler okuma- sını, bazen yanlışlıklar yapsa- lar da memnuniyetle bakıyo- ruz. Ama, Mahzuni’nin o muh- teşem dizelerini Başbakan’ın ağzından dinlerken herkesin aklına ‘Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana’ diye sormak geli- yor. Yoksulun sırtına vuran vu- rana ama yiğidi kim muhtaç et- miş kuru soğana? Bu soruyu unutmadan, o sözler akla bu- nu getirmenin imkânı yok.” Bu arada Sakarya Caddesi’nde yaşanan izdiham nedeniyle bir kameraman bayõldõ. Baykal da- ha sonra Ulus çarşõsõndaki esna- fõ ziyaret etti. Baykal, burada bir pastanede boza içerken, Kara- yalçõn da projeleri hakkõnda bil- gi verdi. ‘ŞEKERİ BIRAK MİLLETİN TANSİYONUNUNA BAK’ Baykal “Vali yemem, höşmerim yerim” söz- leriyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan’õn “Çok yemesin sonra şekeri çıkar” sözlerinin aktarõlmasõ üzerine de şunlarõ söyledi: “Ben höşmerim yiyorum ama benim şekerim gayet normal... Sanıyorum Başbakan’ın yüksek şe- keri çok yemesinden kaynaklanıyor. Benim höşmerim yememden benim şekerim yüksel- miyor ama Başbakan’ın yüksek şekeri galiba onun çok yiyor olmasından, çok yemiş olma- sından kaynaklanıyor olabilir. Başbakan be- nim şekerimi bıraksın da milletin tansiyonu- na baksın. Bu ekonomik kriz ortamında mil- letin tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseli- yor. Bu işsizlik ortamında milletin tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseliyor. Buna bir çare arasın. Görevi benim şekerime teşhis koymak değil -benim öyle bir derdim yok- milletin tansiyonuna çare bulmaktır. Milletin tansiyo- nunu da balyozla önlemenin imkânı yok.” KILIÇDAROĞLU Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ordu’da yine muhalefete yüklendi. ‘Birazdaha silkelesem AKP’yiyönetecek adamkalmaz’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle